EMPATİK İLETİŞİM 1
EMPATİ Kavramlar Empati «Düşünceli olun, çünkü karşılaştığınız herkes inanın en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor». Plato EMPATİ Kavramlar Empati Bireyin, kendisini karşısındaki kişiye yansıtması, onun gibi düşünmesi, kişilerin deneyimlerini paylaştıkları bir kişilerarası iletişim süreci. Empati kelimesi Türkçede eşduyum olarak da kullanılmaktadır. Psikoloji, psikiyatri ve iletişim ile ilgili alanlarda “eşduyumlu anlayış” (empathic understanding) ve “eşduyumlu olma” (being empathic) kavramlarının sık kullanıldığı görülmektedir. Empatide iki yön vardır: Mesaj veren kişinin söylediklerini anlam bakımından anlamak, diğeri duygularını anlamak ve bunu ona iletmektir.
Empati kavramını açıklamak için farklı yaklaşımlar geliştirilmiştir Empati kavramını açıklamak için farklı yaklaşımlar geliştirilmiştir. Hümanistik yaklaşıma göre empati, içsel durumun ve içsel özelliklerin, hislerin, iç dünyaya ilişkin deneyimlerin anlamlandırılmasıdır. Eisenberg (1987) bazı olumlu sosyal davranışların kaynağı olarak empatiyi incelemiş prososyal davranışlara yoğunlaşmıştır. Davis (1983) ise empatiyi, bilişsel ve duyuşsal bir süreç olarak ele almış ve onu gelişim alanları arasındaki ilişki ile açıklamıştır.
Empati, diğer kişinin iç dünyasını anlama demektir Empati, diğer kişinin iç dünyasını anlama demektir. Bu noktada diğer kişinin duygularının ve düşüncelerinin kalitesinin kaybedilmemesi gerekliliğine dikkat çekilmektedir. Empati sosyal ben hakkında edinilen bilginin özel şekli olarak tanımlanır. Kişi kendini diğer kişilerde aradığında kendini bu kişilere yansıtmakta ve “oto empati” kurmakta diğer kişileri başkasında aradığında ise allo empati kurmaktadır. Örneğin kendisini babasının yerine koyarak annesini anlamaya çalışan bir genç “allo empati” kurmaktadır. Allo empati, kişinin kendisinden uzaklaşmasına neden olabilmektedir.
Empatinin duygusal yaklaşımları içermesi nedeniyle sempati ile karıştırıldığı görülmektedir. Empatinin sempati gibi iyilikseverlik, sevecenlik, merhametlilik ve onaylama anlamına geldiği düşünüldüğünden kavramlar karışabilmektedir. Empati de karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerini anlamak, sempatide duygu ve düşüncelerle yandaş olmak ve hak vermek esastır.
EMPATİNİN BİLEŞENLERİ Duygusal Bileşen: Diğer kişinin psikolojik durumunun paylaşılması ve duygularının anlaşılması yeteneği. Etik Bileşen: Empati ile diğer kişiye yardım etmek için içsel bir istek duyma. Bilişsel Bileşen: Diğer kişinin objektif tutumlarından bakış açısının ve hislerinin anlaşılması ve entelektüel özelliklerinin tanımlanması yeteneği. Davranışsal Bileşen: Diğer kişinin bakış açısının anlaşılmasına yönelik iletişim ile yanıt verilmesi.
Empatinin gelişebilmesi için iki kişi arasında bir etkileşim olmalı ve bu etkileşimin psikolojik ve kişilerarası yönleri bulunmalıdır. Empati kavramı psikolojik, bilişsel ve duygusal bileşenlere sahip olduğundan tanımlanması güçtür. Bilişsel fenomene göre empati kuran kişi diğer kişinin deneyimlerini anlayarak, bakış açısını ortaya koyabilmelidir. Duygusal fenomene göre ise empati kuran diğer kişinin duygularını anlamalıdır.
Empati kuran ve kurulan arasındaki anlayışın ortaya çıkması, çocukluk döneminden itibaren bilişsel yapının gelişmesine bağlıdır ve deneyimlerle gelişir. Bu kavram, “diğer kişinin bakış açısını onun rolüne girerek zihinsel/entelektüel ya da akıl yolu ile tanımlanması” olarak açıklanmaktadır. Empati dört aşamada, gerçekleşir: 1. Diğer kişi ile iletişim kurulması, 2. Diğer kişinin içinde bulunduğu durum ve bilişsel yönünün anlaşılması, 3. İletişim ve davranış özelliklerinin tanımlanması, 4. Bakış açısının algılanması ve diğer kişiye yardımın gerçekleşmesi. Patterson 1974
Yapılan araştırmalara göre, empati zaman içerisinde öğrenilir Yapılan araştırmalara göre, empati zaman içerisinde öğrenilir. Empatik tepkiler, kişilerin bu konuda yaşadığı deneyimlerin sayısına bağlı bir artış göstermektedir. Kişiler, sosyalleşme sürecinde, gözlemleri yolu ile karşıdaki kişiyi daha fazla anlayabilmektedirler. Empati kişinin kendi yaşantılarına bağlı olarak, benzer yaşantılara göre bir çıkarım yapabilmesi ile ilişkilidir. Ancak sadece benzer deneyimler olması karşıdaki kişi ile tam olarak empati kurmaya yetmeyeceği gibi, bir kişinin empati kurması için benzer yaşantılara sahip olması da şart değildir. Benzer deneyimler olmadığı durumlarda da karşıdaki kişinin dünyasının anlaşılması mümkündür.
Kişinin empatik tepkiler verebilmesi için, öncelikle kendini tanıması ve kendi duygularını tanımlayabilmesi gereklidir. Böylelikle diğer kişilerin duygularını anlaması ve tanımlaması kolaylaşmaktadır. Üç Faktör teorisine göre, duygular doğum yolu ile kişinin kazandığı özelliklerdir. Duygular çevreden gelen fiziksel uyarılar ile ortaya çıkan ve kişiyi farklı duygulanımlar içerisine sokan otomatik tepkilerdir. Empati de hem otomatik hem de koşullanarak ortaya çıkabilir.
EMPATİK İLETİŞİM İnsan ilişkilerinin etkili olabilmesi için, iletişimde bulunan kişilerin birbirini etkili dinlemesi, karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerini anlayabilmesidir. İnsanlar var olmak ve yaşamlarını sürdürmek için başkalarına gereksinim duymakta, buna bağlı olarak da, tanıma, yalnız kalmama, bilgi edinme gibi birçok nedenle, diğer insanlarla iletişim kurarak bu gereksinimlerini karşılamaktadırlar.
EMPATİK İLETİŞİM VE BENLİK Empatik İletişim ve Benlik/Ego Durumları Kavramlar Benlik (ego): duruma uygun, değişmez bir duygu ve yaşantı biçimi. Empatik iletişim sürecinde kişiler çeşitli benlik durumları içerisinde bulunmaktadır. Benlik durumları empatinin kurulmasında ve sürdürülmesinde son derece önem taşımaktadır. Berne, doğum öncesi dönemden başlayarak, öznel yaşantıların her birini bir ego durumu olarak nitelendirmekte ve bu ego durumlarını bozuk paraların üst üste dizilmesine benzetmektedir. Her insanın kişiliği üç ben durumundan oluşmaktadır. Kişiler belirli koşullar altında bu durumlardan birine uygun olarak davranmaktadırlar. Sağlıklı kişilerarası ilişkiler, duruma uygun ben durumunun kullanılması ile mümkün olabilir. Her ben durumunun kendine özgü tutumu, duygu ve düşüncelerini ifade etme biçimi ve dili bulunmaktadır.
Çocuk Benlik/Ego Durumu: Bireyin kendi çocukluğundan izler taşıyan duygu, düşünce ve davranış örüntüleri takımıdır. Çocuk ego durumu içinde ebeveyn, yetişkin, çocuk durumları birlikte bulunmaktadır. Bebek doğduğu zaman çocuk ego durumunun fizyolojik etmenleri, doğuştan gelen ihtiyaçları, bulunmaktadır. Bu dönemde çocuğa ebeveynleri ve çevresi tarafından gösterilen yaklaşımlar ve tepkiler çocuk ego durumunda çeşitli farklılıklar ortaya çıkarır. Empati kurarken çok önemli yetenekler çocuk benlik durumunu kullanabilmeye bağlıdır. Çocuk benlik durumu yaratıcılık, doğallık, hayal kurma, gibi özellikleri kapsamaktadır. Buna bağlı olarak çocuk benliğinde karşıdaki kişinin duygusal rolüne daha kolay girilebilmekte ve kişinin duyguları tam olarak tanımlanabilmektedir.
Ana-Baba (Ebeveyn) Benlik/Ego Durumu: Bireyin yaşamında karşılaştığı ebeveyn figürlerinin duygu, düşünce ve davranış örüntüleri takımıdır. Kişinin başta ebeveynleri olmak üzere dış çevreden aldığı tutum, algılama şeklindeki davranışları içermektedir. Genellikle kişinin yaşamında bir yere ve anlama sahip olan önemli olarak atfettiği kişileri algılaması ile ilgili kayıtlardır. Ana-baba benlik durumu empatinin kurulabilmesi için oldukça önemlidir. Empati kuran kişi, karşısındaki kişinin içinde bulunduğu durumu ve olayı doğru olarak anlamak ve değerlendirmek için koruyucu bir ana-baba tutumu içinde hareket etmektedir.
Yetişkin Benlik/Ego Durumu: Bireyin içinde bulunduğu anın gerçeğine uygun olan ve diğer iki kategoriden özerk duygu, düşünce ve davranış örüntüleri takımıdır. Yetişkin benlik durumunda, kişi, gerçekleri değerlendirme, problem çözme yeteneklerini kullanır. Etkili empatik iletişim için, empati kuran kişinin, öncelikle yetişkin benlik durumu içerisinde karşısındaki kişinin bilişsel rolünü alması, ardından çocuk benliği sayesinde karşıdaki kişinin duygularını tanımlaması, son olarak da ana-baba benliği ile karşıdaki kişinin anlaşıldığı sözlü ve sözsüz ifadeleri kullanması gerekir.