ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ VE İNTERNET Yard.Doç.Dr. Cevdet Özdemir Adnan Menderes Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
Her teknolojik icatta olduğu gibi, bilgisayar ve internette toplumsal yaşam içinde kullanılıyor ve onu kullanan da insandır. Elinizdeki bilgisayar ve bilgisayar programları ne kadar iyi amaçlar için tasarlanmış olursa olsunlar, nihayetinde insanın bedensel, fizyolojik ve psikolojik yetenekleriyle sınırlanmaktadır. Bu türden sınırlandırmaların bir kaynağı da toplum ve toplumsal unsurlardır. O halde bilgisayar ve interneti toplumsal olgulardan, toplumsal süreçlerden bağımsız değerlendiremeyiz.
Karl Marx, on dokuzuncu yüzyıl sonlarına doğru olgunlaştırdığı fikirlerinde Hegel’in idealist diyalektiğini materyalist diyalektik yönteme dönüştürerek toplumları altyapı-üstyapı şeklinde bir modelle açıklamaya çalıştı. Marx’ın toplum teorisinde esas vurgu, üretim tarzı, üretim araçları, üretim ilişkileri, özel mülkiyet, artık değer, emek sömürüsü gibi kavramlar üzerinedir ki bunlar daha çok alt yapıyı oluştururlar. Marx kültürel unsurları üst yapı kurumları olarak ifade ederken bunları sömürücü egemen güçlerin çıkarlarına hizmet eden araçlar olarak değerlendirir.
Marx, sanayi toplumu ve daha önceki üretim tarzlarını analiz ederek bir komünist toplum teorisi geliştirdi. Onun öngörüleri şimdilik doğru çıkmadı. Çünkü Marx sonrası gelişmiş toplumlardaki üretimin doğası sanayi ötesi bir görünüm kazanmış, üretimin merkezine “sinyal” yerleşmiştir. Yeni toplum teorisinde, Marx’ın söylemindeki gibi, üretim araçlarının özel mülkiyeti değil, sinyale hâkim olma belirleyici ilişki temelini oluşturmaktadır.
Durkehim’a göre, sosyolojinin konusu sadece ve sadece toplumsal olgulardır. toplumda olup biten her türden toplumsal olgu yine başka bir toplumsal olguyla açıklanabilir. Onun toplum modelinde dayanışma ve kollektif bilinç kavramları merkezi bir rol oynar. Onun toplumsal düzeni açıklamak için kullandığı kollektif bilinç kavramı yerini, ortak sinyal bilinci kavramına bırakmak üzeredir. Yeni dönemde insanlar arası etkileşim süreçleri sinyalleşimler üzerinden olmaktadır. Bir bankamatik şifresini değiştirme işleminde, insanlar hiç yüz yüze gelmeden işler yürümektedir. O halde, insanların birbirleriyle ya da sinyal kaynaklarıyla anlamlı sinyal bağlantılı (sinyalik) ilişkiler kurması beklenir. Bu tip ilişkiler insan özne ve öteki arasındaki sinyalleşimleri meydana getirir. Sinyalleşimin kendine özgü süreçleri ve kuralları vardır. Bu süreç ve kurallar toplumun temel mekanizmaları ve değişkenleri haline gelmişlerdir.
Weber’in sosyolojisi Verstehen/anlama yaklaşımı üzerine kuruludur Weber’in sosyolojisi Verstehen/anlama yaklaşımı üzerine kuruludur. Weber’in insana yüklediği anlam onun aktif ve anlam yönelimli bir fail olduğu şeklindedir. Sosyolog, failin eyleminin arkasında yatan niyeti ve güdüyü açığa çıkarmalıdır. Eğer Weberci yöntemden yararlanılacaksa, bu, (1) bir fail olarak insanın sinyali nasıl yorumladığı ve sinyallerden nasıl etkilendiğini, (2) sinyal kaynaklarının güdü ve niyetlerini açığa çıkarmak şeklinde olmalıdır. Weber’e göre, çağdaş toplumda yaşayan insan akılcı organizasyonların hâkim olduğu demir kafes tuzağına düşmüştür. Weber’in demir kafesi yerini sinyal kafesi kavramına bırakmalıdır.
Postmodernist teorisyenlerden Jean Baudrillard yaşadığımız çağı simulark kavramı etrafında teorileştirmek ister. Ona göre, günümüz postmodern dünyası “gerçek bir toplum değil, “mış gibi yapılan” bir şey, semboller ve imajların gerçek ve somutun yerini aldığı sanal bir gerçeklik”tir. Bu gerçeklik onun kavramlaştırmasında hiçbir köken veya gerçekliğe sahip olmayan bir şekilde modeller aracılığıyla tekrar tekrar üretilen hipergerçekliktir. Bu hipergerçeklik tasarımında ne bir gerçek vardır ne de gerçeğe ait yansıma ya da gerçekle şu ya da bu şekilde ilintili insan özneye ait hayal gücü. Önümüzde gerçek diye duran şey tamamen genetik minyatürleştirme adı verilen simülasyon evrenine ait oluşumlardır. Onun bu yaklaşımında hem özne hem de gerçeğe ait yansıma biçimlerinin tümü, yani metafizik tamamen ölür. Baudrillard’ın hipergerçekliğinde sinyal ve benzeri şeyler insan özneye çok uzaktır, insan özne hiçbir şekilde ortada yoktur.
Oysa insan özne bu dünyadadır, sinyal evrenin içindedir ve sinyal evren de insan öznenin içindedir. Bir yandan nesne, görüntü, bilgi vs her şey bilgisayara sığmakta ve bilgisayardan her şey klavyeye dokunan parmakları, gözleriyle baktığı ekran, kulağıyla duyduğu sesler vasıtasıyla insan öznenin zihnine sızmaktadır. Bu tamamen yeni bir toplumsallık halidir.
Yeni Dönemin Adı Sinyalokrasi Bilgisayar ve İnternet çağa damgasını vuran en temel teknolojik girdilerdir. Toplumda her şey sinyale göre biçimlenmektedir. Bu yeni dönemin adı SİNYALOKRASİ, bu dönemin toplumu da sinyalokratik toplumdur. Bu toplumun insan ilişkilerinde sinyal alışverişleri önemli bir rol oynamaktadır. Sinyali kontrol edemeyen toplumların geleceği yoktur ya da gelecek beklentileri zayıftır.
Üniversiteler Sayı Adnan Menderes Üniversitesi 93 Celal Bayar Üniversitesi 106 Muğla Üniversite 89 Pamukkale Üniversitesi 76 A. Kocatepe Üniversitesi Ege Üniversitesi 104 Dokuz Eylül Üniversitesi 71 Toplam 645
İnternetten yararlanma süreleri Bir saatten az veya hiç internetten yararlanmayanlar: %15 Öğrencilerin internet kullanma süreleri bir ve iki saat seçeneklerinde yığılma göstermektedir. Her iki dilimde yaklaşık oran %23, toplamda bu oran % 46 Beklenen en azından iki üç saat aralığında bir yığılma olmasıdır. Fen Bilimlerinde sosyal bilimlere göre daha fazla internet kullanma eğilim var gibi
İnternetten Yararlanma Amaçları Bilim: %54 Sohbet: %23 Haber: %20
İnternetten Bilim Amaçlı Yararlanmada Üniversiteler 1. Muğla Üniversitesi (%78) 2. Pamukkale Üniversitesi (%65) 3. Ege Üniversitesi (%62) 4. Adnan Menderes Üniversitesi (%51) 5. Celal Bayar Üniversitesi (%44) 6. Dokuz Eylül Üniversitesi (%43) 7. Afyonkarahisar Üniversitesi(%36)
Alanlara Göre İnternetten Yararlanma Amaçları Bilim Sohbet Haber Müzik Magazin Genel Kültür Hepsi Diğer Sosyal Bilimler %49 %25 %19 %3 %2 %7 %10 Fen Bilimleri %61 %20 %1 %8 %5
Cinsiyetlere göre internetten yararlanma sürelerinde anlamlı bir farklılık yoktur. İnternetten yararlanma gerekçeleri bakımından; Bilim; Erkekler: %52 Kızlar:%57 Haber; Erkekler: %11 Kızlar:%19 Sohbet; Erkekler: %26 Kızlar:%25
Sonuç; Temel işlevlerinden biri bilimsel araştırma olan üniversitelerde öğrencilerin internetten yararlanma süreleri ve internetten yararlanma amaçları üniversite ruhuna uygun bir düzeyde değildir. Bu açığı kapatmak için acil ve etkili alt yapı girişimlerine ihtiyaç olduğu kadar öğrencilerin bilinçlendirilmesine yönelik etkinlikler düzenlenmelidir.
T e ş e k k ü r l e r