FATMA GÜNDÜZ 10/A 131 MERKANT İ L İ ZM. Merkantilizm 16. yüzyılda Batı Avrupa'da ba ş lamı ş ekonomik bir teoridir. Merkantilizme göre bir milletin refahı.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
MUSTAFA YEŞİLADA
Advertisements

Türkiye’nin AB’ye Giriş Süreci ve Ermeni Meselesi
Hazırlayanlar: Aylin Tozduman Zeki Çetin Ş ehir Co ğ rafyası (PLN1124) ‘14.
PARÇADA ANLAM.
Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü
İRAN UYGARLIĞI.
MERKANTİLİZM TANIM Orta çağın sonları ile sanayi devrimi arasında kalan dönem. Ticaret Ev-sanayi şeklinde başlayan sanayi Kapitalist sınıf: sanayiciler,
Psikoloji.
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
Master in Advanced European and International Studies.
İnsan Kaynakları İnsan kaynakları yönetimi pek çok stratejik misyon ve vizyonu temsil etmekle birlikte, klasik personel yönetiminin dar kalan idari fonksiyonlarının.
İKTİSADİ DOKTRİNLER VE MALİYE İLMİNE KATKILARI
Dış Ticaretin Yapısı Dünya Ticaret Sistemi. Dünya Ticaretinin Nedenleri ve Sonuçları Bir yerde çok fazla üretilen bazı mallar, dünyanın başka yerinde.
Medya Araçlarının Yararları Ve Zararları
Erhan ÖRÜN.  Ermeni Meselesi Nedir?  Dünya Kamuoyunca Kabulü  Avrupa Birli ğ ine Etkileri.
AİLE VE İLETİŞİM AİLE VE İLETİŞİM.
DI Ş T İ CARET VE ÖDEMELER DENGES İ BY MUSTAFA KAHRAMAN.
Klasik ve Keynesçi İktisat
 Yakın bir geçmişe kadar Avrupa’da okulların üç hatlı dikey kurulmuş sistemi, “kabiliyetlerin trinite psikolojisi” görüşüne dayandırılmaktaydı. Eski.
ŞEHİRLER VE KENTSEL ALANLAR
ÇALI Ş MA VE EKONOM İ K YA Ş AM. “ÇALI Ş MA”YI TANIMLAMAK İ nsan ihtiyaçlarına kar ş ılık gelen mal ve hizmet üretimini amaçlayan, zihinsel ve fiziksel.
SOSYOLOJİ NEDİR?.
KÜRESELLEŞME VE DEĞİŞEN DÜNYA
AKÖREN ALİ RIZA ERCAN MYO
TABAKALAŞMA VE SINIF.
MEDYA.
ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü.
MERKANTİLİZM.
KAPİTALİST SİSTEM.
MERKANTİLİZM.
MERKANTİLİZM NEDİR ?.
KLASİK EKONOMİK DÜŞÜNCENİN DOĞUŞU VE KLASİK OKUL VE TEMSİLCİLERİ
XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar derebeylik (feodal) düzenin hâkim olduğu Japonya, dış dünyaya kapalı bir ülkeydi. Şogun adı verilen ordu komutanı bu.
FİZYOKRASİ.
MERKANTİLİZM NEDİR ?.
TEKNOLOJİNİN EKONOMİ ALANINDAKİ ETKİLERİ. Teknoloji Nedir? Teknoloji, malların veya hizmetlerin üretiminin planlanmasından da ğ ıtımın gerçekle ş tirilmesine.
Yöneti ş im(governance),küresel le ş menin etkisi ile ortaya çıkmı ş ve birçok ülkede son yılların moda kavramı haline gelmi ş tir.
1. Devlet Kavramı Devlet kavramı için, tarihsel süreç içerisinde farklı tanımlar yapılmıştır. Herkez devlete farklı bir rol biçmiş ancak zihinlerdeki.
Ders 1 ULUSLARARASI TİCARET VE FİNANS
TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
HAZIRLAYAN Adı: Muhammed Soyadı: AYDIN No: 546 Okul: Darende İlköğretim Okulu KAYNAK: KAYNAK:
TOPLUMSAL HAREKETLİLİK
Buharla Çalışan Su Pompaları
GÜZ-V: ÇAĞDAŞ DÜNYANIN TEMEL KAVRAMLARI Fransız İhtilalını Hazırlayan Sebepler Ortaçağ’da Avrupa (Karanlık çağ) Siyasi yapısı: Derebeylik Sosyal yapısı:
ULUSLARARASI TİCARET TOERİSİ ANALİZLERİ:

MERKANTİLİZM NEDİR?. Merkantilizm 16. yüzyılda Batı Avrupa'da başlamış ekonomik bir teoridir.Batı Avrupaekonomikteoridir Merkantilizme göre bir milletin.
MERKANTİLİZM NEDİR?. Bu dönem bir keşifler çağıdır. Bulunan yeni ülkelerden Avrupa’ya değerli madenler getirilmiştir. Gelen değerli madenler Avrupa’da.
Makro İktisat.
MAKROEKONOMİYE GİRİŞ Oya Cesur Demir.
KAPİTALİZM VE PİYASA BAŞARISIZLIĞI
TEMEL MİKROEKONOMİ 1.GİRİŞ.
REFAH DEVLETİ.
Sosyal Politikanın Tarihsel Boyutu Doç.Dr.Filiz YILDIRIM
TOPLUMSAL YAPI Gülen SARI.
IS-LM-BP MODELİ KPSS SORULARI.
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
Hazırlayan : Atahan Aybars ERDEM Fatih ALBAYRAK yılında Bursa’da kurulan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları, yıllık 360 bin otomobil ve 450 bin motor.
İşletme kavramı öncesi dönem 1880 öncesi dönemi kapsar.1880 öncesi dönemde yönetim gereken kuruluşların çok az olması, kendi yönetim anlayışlarına göre.
TOKALAŞMANIN TARİHÇESİ. En eski yazılı kaynaklarda tokala ş ma, bir tanrıdan dünyevi bir lidere güç bah ş etmeye i ş aretti. Bu, uzatılmı ş el resminin.
ÇEVRE KAVRAMI 1. Çevre, bugünkü anlamıyla bir çok dilde yeni bir terimdir. Yakla ş ık 50 yıl önce üretilen bu yeni sözcükler dünyanın büyük bir bölümü.
KPSS SORULARI KLASİK MAKRO İKTİSAT TEORİSİ
Makro iktisat nedir? Makro iktisat, ekonominin bütününün işleyişi, yapısı, davranışları ve mekanizmalarını inceleyen bir iktisat dalı olarak ortaya çıkmaktadır.
KALKINMA EKONOMİSİ DERS KONULARI
TEMEL MİKROEKONOMİ 1.GİRİŞ.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar derebeylik (feodal) düzenin hâkim olduğu Japonya, dış dünyaya kapalı bir ülkeydi. Şogun adı verilen ordu komutanı bu.
TOPLUMSAL TABAKA ve SINIFLAR
Sunum transkripti:

FATMA GÜNDÜZ 10/A 131 MERKANT İ L İ ZM

Merkantilizm 16. yüzyılda Batı Avrupa'da ba ş lamı ş ekonomik bir teoridir. Merkantilizme göre bir milletin refahı anaparanın miktarına ba ğ lıdır ve küresel ticaret hacmi de ğ i ş mez. Ekonomik servet veya anapara devletin elinde tuttu ğ u, altın, gümü ş miktarı veya ticari de ğ er ile temsil edilir. Bu da di ğ er devletlerle olan ticari dengenin olumlu yönde olması ile en iyi yükseltilir. Merkantilizme göre, yönetim ekonomide korumacı bir rol oynamalı, dı ş satımı desteklemeli ve dı ş alımı sınırlandırmalıdır. Bu fikirler üzerinde duran ekonomik sisteme merkantilist sistem denir.

FEODALİZMİN ÇÖKÜŞÜ Merkantilist sistem, feodalizmin külleri üzerine do ğ mu ş tur denilebilir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, Avrupa geneline bakıldı ğ ında feodalizmin sona eri ş inin hemen hemen her ülkede farklı tarihlere denk geldi ğ idir. Bu sebeple merkantilizme geçi ş, hem tarih açısından hem de dü ş ünce sistemi açısından ülkeden ülkeye de ğ i ş iklik arz etmektedir. Örne ğ in; kıta Avrupası’na göre siyasi birli ğ ini daha önce tamamlamı ş İ ngiltere’de merkantilizm korumacı ve yayılmacı bir sistem olarak Sanayi Devrimi için güçlü bir millî ortam hazırlarken, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde millî birli ğ i sa ğ lamaya yönelik olmu ş tur.

Feodal sistemdeki iktisadî yapıyı kısaca incelemek gerekirse; yakla ş ık 30 kilometrelik, kısıtlı bir mesafe çerçevesinde gerçekle ş en küçük ölçekli iktisadî aktiviteyle kar ş ıla ş ılır. Üretimin dayandı ğ ı ba ş lıca temel kaynak, tarımdır. Söz konusu sistem içerisinde belli ba ş lı be ş farklı aktör grubu etkin görünmektedir: Krallar, Asiller, Tüccar, Rahipler ve Serfler. Krallar parayı ve emniyeti sa ğ lar, asiller tarımı kontrol eder, tüccar ticarî sistemi idare eder, ruhban sınıfı genel olarak davranı ş ları belirler ve son olarak serfler ise sadece ve sadece hizmet etmeye odaklanmı ş bir i ş gücünü meydana getirir. Feodal iktisadî sistem ş u dört ana ba ş lık altında karakterize edilebilir: 1) Asil – Vasal İ li ş kisi, 2) Otoritenin son derece mahallî olması, 3) Otoritenin arazi sahipli ğ ine dayalı olması, 4) Mülkiyet hakları Yukarıda da belirtildi ğ i üzere, feodal sistemin i ş gücü açısından dayandı ğ ı nokta, bir bakıma yarı köle durumunda hayatlarını sürdürmeye çalı ş an serf sınıfıdır. Avrupa genelini kasıp kavuran ve “Kara Ölüm” olarak adlandırılan veba salgını i ş gücünde ciddi bir eksilme meydana getirmi ş tir. Bununla birlikte aynı dönemlere denk gelen reform çalı ş maları ve artan seyahat imkânları, bir yandan insanların hayata bakı ş açısını de ğ i ş tirirken di ğ er taraftan da uluslararası ticaretin geli ş mesinin önünü açmı ş tır. Böylece özel mülkiyet kavramı ortaya çıkmı ş, genel feodal düzenle çatı ş malar ya ş anır olmu ş tur. Yukarıda bahsetti ğ imiz bütün bu etkenlerin sonucunda da feodal sistemin çözülme sürecinin ba ş ladı ğ ı söylenebilir.

MERKANTİLİST DÜŞÜNÜNCEYİ ORTAYA ÇIKARAN NEDENLER Ortaça ğ siyasi yapısında ya ş anan kökten de ğ i ş iklikler ve sonucunda milli devletlerin yava ş yava ş ortaya çıkması, uluslar arası anlamda ortaya çıkan rekabet ortamı, uluslararası kapsamda ya ş anan ticari devrim ve ortaça ğ iktisat sisteminde ya ş anan çökü ş Merkantilizm olarak adlandırılan dönemin kapılarını açmı ş tır. Ayrıca reformun getirdi ğ i yeni dini görü ş ler ve matbaa da etkili olmu ş tur. Feodal düzenin yıkılması siyasi iktidarın merkezi otoritede toplanması ulusal ekonominin geli ş mesini sa ğ lamı ş tır. Feodalite çözülmeye ba ş layınca güç, Lordlardan Krallara geçmi ş tir. Dolayısıyla Lordların görevleri de Krallara geçmi ş tir. İ mar çalı ş maları, güvenlik ve ekonomik istikrarı sa ğ lama görevleri artık Kralın olmu ş tur.

Di ğ er hususlar Rönesans ve Reform hareketleridir. Bu hareketler insanları zenginli ğ e ve çalı ş maya yönlendirdi. Çünkü bireyselcilik ve bireysel çıkar önem kazanmaya ba ş ladı. Özellikle Hümanizm temelli olan Rönesans, tüm özenini insan refahına ve mutlulu ğ una vermi ş tir. Bu durumda güçlü iktidar toplumun refahını sa ğ layacak bir araç olarak görülmü ş tür. Reform denilen dini yenilikler de dini anlamda bireysel özgürlü ğ ü savunmu ş tu. Matbaanın yaygınla ş ması ile yararlı yayınlar halk tarafından da okunmaya, bilinçli insan sayısı artmaya ba ş ladı. Co ğ rafi ke ş iflerle beraber Avrupa insanı dı ş dünyanın korkulacak bir yer olmadı ğ ını anladı ve zenginliklerinden kölelerden yararlanmaya ba ş ladı. Sömürgecilik hız kazandı. Toplumsal sınıflandırmalar de ğ i ş ti. Eski ça ğ ın kendine yeterli ve dı ş dünyaya kapalı ekonomik anlayı ş ından çok dı ş dünya ile ticaret dönemi ba ş ladı. Bu da eme ğ ini satan grupların olu ş masını sa ğ ladı. Artık toplumsal sınıflar arasındaki güç dengeleri de ğ i ş mi ş ti ve serfler, din adamları, toprak sahipleri gibi feodal düzen sınıflarının yerini yava ş yava ş tüccarlar, devlet memurları ve ücretli i ş çiler almaya ba ş ladı.

Ayrıca sosyal hayatta meydana gelen nüfus artı ş ı artan talep demekti. Artan talep demek artan ticaret hacmi demekti. Bu da ş ehir ekonomilerini olu ş turmaya ba ş ladı böylece küçük ticaret ve para hacmi büyüdü. Para kullanımı da ticaretin geli ş mesini te ş vik eden önemli bir döngüydü. Bununla beraber ortaya çıkan tüccar sınıfı kralların yanında yer aldı ve tek istedi ğ i düzen ve serbestlikti. Para demek o dönemde de ğ erli maden demekti bu yüzden paraya ihtiyaç arttıkça de ğ erli maden arayı ş ı ve sömürgecilik de arttı.

MERKANTİLİST DÜŞÜNCENİN ZAYIFLAMASI 17. yüzyılın ortalarından itibaren, i ş adamları ve tüccarların yanı sıra bazı dü ş ünürler de iktisadî konularla ilgilenmeye ba ş ladılar. Bunun sonucunda, ki ş i hürriyetine daha fazla önem veren ve devletin müdahaleci sistemine kar ş ı çıkan; dolayısıyla merkantilizme kar ş ı gelen bir zümre ortaya çıkmı ş oldu. Bunlara göre, ekonomi kendi kendine ş ekil verebilecek, dı ş arıdan herhangi bir müdahaleye ihtiyaç hissetmeyen bir sistemdi. Dı ş etki ne kadar az olursa, ekonomi de o kadar iyi çalı ş ırdı. Ayrıca kısıtlama ve müdahalelerin ortadan kalkması, hem ki ş iler hem de ekonomi için çok daha iyi olacaktı. Nasıl ki merkantilist dü ş üncenin uygulanı ş ı ülkeden ülkeye de ğ i ş iyorsa, ortaya çıkan bu yeni liberal dü ş üncelerin etkileri de farklı farklı olmu ş tur. Çok sayıda sanayici ve tüccarı içinde barındıran orta sınıfın İ ngiltere’de yaygın olması, liberal fikirlerin benimsenmesini hızlandırırken, daha yava ş ve dar kapsamlı olsa da Fransa ve Hollanda bu akımda İ ngiltere’ye e ş lik etmi ş lerdir. Fakat, bir ulus-devlet olma yolunda di ğ erlerini geriden takip eden Almanya ve İ talya ise merkantilizme sıkı sıkıya ba ğ lı kalmı ş ve liberal dü ş üncelere sınırlarını en azından bir süre daha sıkı sıkıya kapatmı ş lardır.

LİBERAL DÜŞÜNCEYE DOĞRU İ ktisadın, bir bilim dalı olma yolunda önemli adımlar atılmasını sa ğ layan merkantilizm, liberal dü ş ünce sisteminin de kapılarını aralamı ş tır. Bu geçi ş döneminin en önde gelen isimleri; John Locke, Josiah Child, Nicholas Burbon, Dudley North, John Law, Richard Cantillon, George Berkeley ve David Hume gibi ki ş ilerdir. Genel olarak merkantilizmden liberalizme geçi ş dönemini ş ekillendiren, yeni ve farklı fikirler üreterek liberal dü ş üncenin temellerini atan bu bilim adamlarından Dudly North, merkantilizmi tümden redderek liberalizme geçi ş i savunmu ş tur. David Hume ise, iktisadın ba ğ ımsız bir sosyal bilim olarak kabul edilmesini sa ğ lamı ş tır. Otomatik denge mekanizması, tam serbest ticaret, liberal dı ş ticaret dengesi, külçecilikten uzakla ş ma, kâ ğ ıt paranın tavsiye edilir olması, para, faiz, emek vb kavramlar üzerine derinlemesine analizler yapılmaya bu dönemde ba ş lanmı ş tır. James Steuart, devlet müdahalesini savunan “son merkantilist” olarak tarihteki yerini almı ş tır.

Fransa’da uygulanan ve Colbertizm adı verilen merkantilist sistem, a ğ ırlıklı olarak sanayi üretimine önem verdi ğ inden, tarımla u ğ ra ş an kesimin yo ğ un tepkisine sebep olmaktaydı. Uzun yılların getirdi ğ i birikimin sonucu olarak, halk kurulu düzeni ortadan kaldırmak istemekteydi. Bunun sonucunda, liberalizme giden yoldaki en önemli adım atılmı ş ve “fizyokrasi” olarak adlandırılan iktisadî dü ş ünce akımı ortaya çıkmı ş tır. Fizyokratlar; bir lidere sahip ve yazar kadrosu ile bir dergi etrafından bütünle ş mi ş olan ilk modern iktisadî dü ş ünce okulu olarak kabul edilmektedirler. Kurucusu François Quesnay’dır. Do ğ al düzeni ve do ğ a kanunlarını ön plana almı ş lar; olayların gidi ş atına bırakıldı ğ ında bir ş ekilde kendi dengesini bulaca ğ ını iddia etmi ş lerdir. Bu dü ş ünce akımının babası olarak John Locke gösterilmektedir. Dünyaca ünlü “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” (Laissez faire, laissez passe) söyleminin sahibi yine fizyokratlardır. Böylece liberal dü ş ünceye do ğ ru olan e ğ ilim gittikçe artmı ş ve Adam Smith’in 1776 yılında yayınlanan “Ulusların Zenginli ğ i” adlı eseriyle, klasik iktisat dü ş üncesi ve liberalizm tam anlamıyla ba ş lamı ş tır..

BEN İ D İ NLED İĞİ N İ Z İ Ç İ N TE Ş EKÜRRLER.