Türkçenin çekim sistemi nasıl işler ? Türkçe nasıl bir dil ? _ Bismillahirrahmanirrahim_ ……… 2000-17 ……… AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Bütün bunlardan sonra; Yardımcı fiiller neydi? Bazen bir isim, bazen bir sıfat/sayı…’dan cümleler; Ör: O çaresiz (er)i-di/ oldu/ kaldı/ bulundu vs. Veya bir tarzla çekimlenmiş fiillerden, birleşik tarzlı çekim; Ör: Çalışır (er)i-miş , Çalışır ol-muş ya da sadace zaman çekimi; Ör: Çalışır (er)i-di./ bulundu / bulunacak/ olacak Yine, bu bir tarza bağlı fiillerden bir kip elde edebilmek; Ör: Çalışır ol-abilir/-malı/-sa(keşke)/-a …vs. için yardımına baş vurulan fiillere yardımcı fiiller denir. Türkçede bu fiiller; (er)i, ol, kal, bulun, … gibi fiillerdir. Not: Türkçenin temel yardımcı fiili ‘er-…’ (olmak/ yer almak/ bulunmak) fiilidir. Not: Türkçede devam tarzı eki ilkin ‘…-ür’ (-yor) (oluyor) bitmiş tarz eki ilkin ‘…-ük’ (-miş) (olmuş/oluk) ekiydi. +________ er-ük / er-ür Ya da; ar-ük / ar-ür +_________ Ya da birlikte; -- -k ar-ür -- -k ar-ük
Mastar: er-mek_ yer almak, olmak, bulunmak, … Durum fiili; Mastar: er-mek_ yer almak, olmak, bulunmak, … Devam eden durum: er-ür _ yer alıyor, oluyor, bulunuyor, … erür, arür, … Bitmiş durum: er-miş _ yer almış, olmuş, bulunmuş, … ermiş, armış,… Bitik durum: er-ük _ yer alık, oluk, bulunuk, … erük, arük, uruk Örnek; Bodun_boy, millet, kavim İsmin (erük) durumu; bodun-erük bodunuruk bodunuk _ boy yer alık/ yer almış/ olmuş/ bulunmuş İsmin (erük erür) durumu; bodunuk arür _ boy yer almış bulunuyor k erü bodunkarr k er bodunkar g e bonunga ---------( bizirike_biz erük-e_bize (yazıtlardan)) e boduna -------------------------------------------------------------------------------- kalıplaşmış bir ifade ---------- içük (iç) içk-er-ük ( içeri ) içk-er-ük-erük ____________ içk-er-ük-er-ür ______________ içk-er-it-ük _______ içk-er-it-ük-ük içk-er-ik---ik içk-er-ik -er---- içk-er-it-ek /-ey içk-er-it-ek-ik içk-er-iy---i- içk-er-iy -e----- içk-er-id-e- içk-er-it-ek-i ( iç yer alık olmuş ) ( iç yer almış oluyor ) ( içi yer edik / yer etmiş ) Ali (----- içeriyi --------) sildi. Ali ( ------ içeriye ---------) girdi. Ali (-------- içeride ----------) bekledi. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
taş-ük ____________ taşık ___________ taşıy _______ dış olmuş taş (dış) taş-ük ____________ taşık ___________ taşıy _______ dış olmuş taş-ük arük ________ taşkaruk ________ taşgaru ______ dışarı Ali dışarı çıktı taş--k-arük-arük _____ taşkarık-ık ______ taşgarığıy ____ dışarıyı Ali dışarıyı temizledi. taş--k-arük-arür ______ taşkaruk-ar _____ taşgaruya ______ dışarıya -arür Ali dışarıya çıktı. -oluyor …çıktığı yer dış(ık)_ar_ı(k)_(ı)s_ı(g) oluyor. -bulunuyor …dışarısı -yer alıyor AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
bir’ig’er’ü kün ortu’_s’__’ ır’ig’ ar’ u_ Yazıtlardan ( Moğolistan ); bir’ig’er’ü kün ortu’_s’__’ ır’ig’ ar’ u_ kur’ığ’ar’u kün bat’_s’ık’ ır’ig’ a_’_ _ yın’ğ’ar’u tün ortu’_s’__’ ır’ig’ ar’ u_ önğre kün toğ’ _s’ık’ ın’_’-ğ’ a_’_ _ +------------------------------- ’_s’ık’ ın’ ır’ig’ ar’ u Ör: taş’ık ar’ık’ _s’ık’ ın’ ır’ig’ ar’ u taş’_k ar’ı_’ _s’ı_’ _n’ _’_g’ a_’ _ dış’__ ar’ı_’ _s’ı_’ _n’ _’__’ a_’ _ ( dışarısına ) Ör: iç’ük er’ük’_s’ük’ _n’ er’it’ ük’ __’ ük iç’_k er’ig’_s’ig’ _n’ er’it’ ek’ __’ ig iç’__ er’i_’_s’i_’ _n’ __’_d’ek’ __’ i_ iç’ük …= iç iç’ük er’ük’… = iç yer almış ( içeri ) iç’ük er’ük’_s’ük’…= iç yer almış’ı / yer almışlığı/ yer almışsı olmuş ( içerisi ) iç’ük er’ük’_s’ük’ _n...= iç yer almış’ı / yer almışlığı/ yer almışsı olmuş olan ( içerisi olan ) iç’ük er’ük’_s’ük’ _n’ er’it’ ük’ …= iç yer almış’ı olan yer edik ( içerisinde ) (…-ük= olmuş ) ( içerisinde olmuş/ içerisindeki ) AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
‘sararır’ veya ‘sararıyor’ çekimli yapısını ele alalım. Konuya bir de şöyle yaklaşalım. Mesela ‘sararmak, kızarmak, bozarmak, yeşermek…’ gibi mastar halinde olan fiiller. Bu fiiller fiil çekimlerinde, ‘sararır, sararıyor, sararmış, sararık…’gibi çekimlenirler. ‘sararır’ veya ‘sararıyor’ çekimli yapısını ele alalım. ‘sararıyor’_ ‘Onu her gördüğümde benim yüzüm sararıyor’ ‘Sarı(g)’ renk adından oluşturulmuş bu çekimin eski biçimi ‘sargarur’dur. Açılımı ise ‘sarıg-arür’ şeklinde olur. Yani, ‘sarı oluyor’ yani, ‘sarıg erür’ Demek ki yapıda bir ‘er’ yardımcı fiili ve ‘-ür’ (-yor) devam tarzı eki bulunur. ‘sararık’ yapısına ise yine bir ‘-er’ yardımcı fiili ve ‘-ük’ bitmişlik eki vardır. Aynı biçimleri yön bildiren sözcüklerle de kullanabiliriz. Eski biçimiyle, taş (dış) taş-ık (dış oluk/ dış olmuş/ dış) taş’ık ar’ür (dış oluyor) taş’ık ar’ük (dış oluk/ dış olmuş) Yine, iç’ük er’ür_ ‘Ali içkerür geldi. ( Ali iç oluyor geldi.) iç’ük er’ük_ ‘Ali içkerük geldi.’ (Ali iç oluk/ iç olmuş geldi) AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
-ük’ür-ük şeklindeydi. Yine, ‘-gar??’ eki de öyle. Bu arada, ‘… ortusungaru, …birgerü…’ gibi yapılarla benzerliği fark ediyoruz. Öyleyse ‘-garü, -gerü’ eki de -ük’ar-ür veya -ük’ür-ük şeklindeydi. Yine, ‘-gar??’ eki de öyle. Buradan da, aslında yönelme hali eki ‘–ka’ daki ‘-k-’ ekininin tesadüfi olmadığı sonucuna varılır. Peki –k (-ük) eki belirlilik takısıydı? Yani, aynı anda hem –i (ük) ve hem –a (ka) hali nasıl olur? Durum şöyle, -ga/-ka (-ük’ar-) yapısı aslında –i ve –e halinin birleşimidir. Ve belirli veya tanıdık bir eşyanın -e halindeki kullanımıdır. Yani ben, ‘Ali ata (atga) bindi.’ derken, siz bu atı tanıyorsunuz aslında. yine, ‘Ali atı (atıg) bindi.’ derken de siz atı tanıyordunuz. Eğer ben, ‘Ali bir ata bindi.’ demiş olsaydım atın belirsiz bir ‘at’ olduğunu vurgulardım. yine, ‘Ali bir atı bindi’ dersem de aynı, ‘at’ gene belirsiz bir ‘at’ olurdu. Buradan da demek ki (Türkçe için) isimler -i akuzatif ve –e datif hallinde ‘bir/ herangi bir’ sözcüğü kullanılırsa ifadeler belirsizlik bildirebilir. Bütün bunların birebir karşılığı ise… Ali bir at gördü. (yalın durum ‘at’) Ali atıg bindi._bindiği şey at oldu. Yine, ‘Ali at oldu/ …at olmuş bindi.’ Veya ‘…attı bindi’ Ali atıga bindi._bindiği şey at olmuş oluyor. Gibidir. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
erük_ olmuş, bulunmuş/ bulunuk, yer almış/ yer alık, Türkçe için, Demek ki ismin; -i ve –e hallerinin kökeni ‘er-’ yardımcı fiiline ekli tarz eklerinden (-ük, -ür eklerinden) gelmekte. Bunlar ise eski biçimleriyle ‘erük’ ve ‘erür’ şeklindeydiler. Bu gün ise, erük_ olmuş, bulunmuş/ bulunuk, yer almış/ yer alık, erür_ oluyor, bulunuyor, yer alıyor… gibidirler. Bu arada, aynı yapılar fiil çekimleriyle de kullanılırdı, kullanıldıklarında ise fiillerle kastedilen hareketin bitmiş (erük) ve devam (erür) tarzlarını verirlerdi. __O sırada Ali çoktan gidikti. Yani, …gitmişti. __Eve girdiğimde ışıklar sönüktü. sönmek_ sönük ermek_erük (yer alık, bulunuk, oluk/ yeralmış, bulunmuş, olmuş) __ Ali atı bindi. __Ali atıg (at erük--atık) bindi._ Ali at yer almış (şey) bindi._...bindiği şey at yer alık/ at oluk, olmuş, olup __Ali ata bindi. __Ali atga (atıg erür) bindi._ Ali atıg yer alan/ yer alıyor olan bindi._ bindiği şey at yer alıyor./ at yer alık oluyor atıgarur atıgar atıga atga ata AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
ör; Men at-ık körtüm_ ben at oluk/ at olmuş gördüm. İsmin hali/ durumu; -i hali; (belli, belirli, bildik, tanıdık, bulun-(d)-uk, yer alık nesne) Bitmiş tarz; erük/ uruk, uk ( Türk bodun-uruk/ bodun-uk_ Türk millet olmuş ) ör; Men at-ık körtüm_ ben at oluk/ at olmuş gördüm. Ben gördüm o şeyi ki o at olmuş/ at bulnmuş/ at yer almış. -e hali; (belli, belirli, bildik, tanıdık, oluşmuş, yer alık/ almış bulunan/ bulunuyor olan nesne) Bitmiş tarz-da…; -ük …Devam eden; -ük arür ( -karür/ -karü/ -garu, -gar, -ga, -a ) ör; Men atıka bindim._ Ben ( o an ) at yer almış bulunan bindim. _ Bindiğim şey o an at yer almış bulunuyordu. _ O şey ki at yer alıyordu AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Konumuza dönebiliriz… Bu arada konudan ayrılmadan Türkçenin çekim ekleriyle ilgili şunu da belirelim. Yukarıdan beri gördüğümüz üzere çekim ekleri hecelerine bölünürken kapalı hece bölünmesi gerçekleşti. Yani hecelerin sonu açık değildi. Örneğin, ‘dışarıdaki’ söz çekimi; dı’şa’rı’da’ki gibi açık heceyle değil, dış’ık’ar’it’ak’ik gibi bölündü. Bu durum dilin oluşum esnasındaki eklerin gökenleriyle alakalıdır. Aynı şey çekimli fiil yapılarında da vardır. Örneğin, ‘yazdırıldı’ çekimli fiil yapısı, burada da yine yaz’dır’ıl’dı şeklinin aslı; yaz’it’ür’il’it’ük gibidir. Yine bu da dilin oluşum esnasındaki eklerin gökenleriyle alakalı bir durudur. Bunları bilmenin ise şu faydası olabilir. Eklerin zamanla yumuşayıp sonra erimesi sonucu mevcut bölgü yazımda veya konuşmada kolaylık sağlayabilir, fakat yeni sözcüklerin türetiminde kapalı hece, sonu sessiz bir harfle bitme durumu, eklerin kökeninin bilinmesi, kelime türetme açısından kolaylık sağlayacak. Şöyle, ‘bilgi’ sözcüğündeki –gi ekini tek bir ek gibi bilmek yerine birleşik bir ek ‘bil-ük-ük’ olduğunu bilmek sözcük türetimi açısından faydalı olabilir. Konumuza dönebiliriz… AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
İsim çekimleri ( ismin durumları/ halleri ) Durum fiilleri Belli nesne, –ü(k) hali -i hali (yer almış, yeralık eşya) Bitmiş tarz –ü(k) e(rür) hali -e hali (yer almış bulunuyor olan) yer al------------ıyor olan 21.yy … … … …. Bitmiş (perfect) millet yer al-ık/ oluk/ olmuş yer al-ık/-mış oluyor İlkin bodun er-ük/ ur-uk/ --uk/ --ug/ --u- er-ük ar-ür ----k ar--r ----k ar--- ----k a---- ----- a---- AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
‘Atı bindim.’ derken, ‘bindiğim şey at oldu/ at olmuştur.’ Öyleyse şöyle devam edelim. İsmin –e hali öznenin bir hareketi yaparken yapmış olduğu yönelme veya yaklaşma hareketlerinden dolayı oluşmamıştır. Ve hem yönelme veya yaklaşma hareketleri birer fiil, ayrı birer fiildirler. Yani, ‘Ata bindim’ derken, ‘Ata yönelip bindim.’ ‘Ata yaklaşıp bindim.’ kastedilmez. Yukarıdan da gördüğümüz gibi ismin çekimlerini daha doğrusu hareketten kalan durumunu, tabiat içerisineki durumunu veya tarzını yine durum fiilleri, yardımcı fiiller karşılar. ‘Atı bindim.’ derken, ‘bindiğim şey at oldu/ at olmuştur.’ ‘Ata bindim.’ derken, ‘bindiğim şey at oluyor’ denilmek istenir. Demek ki ortada bir geçmiş eşya ( at ), birde devam eden ya da, devam ettiren, varlığını dil sahasında devam ettiren bir eşya (at) vardır. İşte bu yüzden isimleri kategorilerine ayırırken, ismin durumları/ halleri veya isimlerde tarz demek yeterlidir. Bu arada ismin –i ve –e hallerinde özne eşya üzerinde etkin değildir. Eşya kendisi ya yer almış, veya yer alıyordur. İsmin –de durumunda ise yine bir bulunma ve buna bağlı bir devamlılık vardır. Farklı olarak eşya (özne olan eşya) bulunduğu yer/zaman/ şahıs üzerinde etkin haldedir. Yani eşyanın kendisi bu yere yer etmiştir. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
İsmin -de hali/ durumu; -de durumu; içeri_ iç’ük’er…ük ( içkerig ) ( iç’ik/-g-ğ-y-i yer alık ) içeride_ iç’ük’er…it’ük ( içkeriteg ) ( iç’ik/-g-ğ-y-i yer edik ) içerideki_ iç’ük’er…it’ük’ük ( içkeritekig ) ( iç’ik/-g-ğ-y-i yer edik bulunmuş/ olmuş…) ‘ İçerideki adam_ içi yer edik bulunmuş adam’ AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Türkçenin çekim sistemi İsim çekimi Fiil çekimi İsim Durum fiili Ve tarzı Hareket fiili -ü (ük) Men (ben) at --ık bin-ür (biniyor) bin-it-ük (bindik) bin-miş (binmiş) bin-ük (binik) er-ür (bulunuyor) er-it-ük (bulunduk) er-miş (bulunmuş) er-ük (bulunuk) at yer alık -e (-k erür) --ık arür at yer alık bulunuyor -da (-k er-it-ük) --ık ar-it-ük at ı yer etik -daki (-k er-it-ük-ük) --ık ar-it-ük-ük … at ı yer edik bulunmuş… AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Türkçe’nin isim ve fiil çekimi DİAE ( Old Turkish ) Türkçe’nin isim ve fiil çekimi İsim çekimi Fiil çekimi İsim Bitmiş Tarzda Devam Tarzında Fiil Tarz Ekleri Durum Durum fiili Yer alan Men Sen Ol Biz … at erük (budunuruk) --ık ( yer alık, olmuş ) bin -ür -it-ük -miş -ük er/-i -ür (-iyor) -itük/ -dik/-di erük -- ık ---k ---g ( yer almış ) erür ar-r ar-- a--- (oluyor) Yer eden (taş’ük’er’it’ük) (taşkaritak) -dışarıda- (dışı yer edik) (taşkaritak-ik) at- ---ük er’it’ük ---ık ar’it’ak ---ık ----tag ----- ----ta- (-ı yer edik) ---ük ar’it’ak’ ----ığ------tak ük ik AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
…. bil(i)ti(k) er(i)ti(k)m bildi idim bildiydim Örneğin; …. bil(i)ti(k) er(i)ti(k)m bildi idim bildiydim Ör; Men bilikig bil(i)ti(k) Ya da, Men bilikig bil(i)ti(k) er(i)ti(k)/ ertik/ erti Ben bilgiyi bildi (m). Ben bilgiyi bildi idi (m) Sen bilikig bil(i)ti(k)-n mı? Sen bilgiyi bildi (n) mi? Yine; Men bilikig bilmiş Ya da, Men bilikig bilmiş er(i)ti(k)/ ertik/ erti Ben bilgiyi bilmiş (m). Ben bilgiyi bilmiş idi (m) AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
er-it-ük/ er-t-i/ erdi / idi er-ük Fiil çekimleri Hareket fiileri Durum fiilleri İlkin Devam tarzı kel-ür er-ür/ irür Bitmiş tarz kel-miş kel-it-ük kel-ük er-miş er-it-ük/ er-t-i/ erdi / idi er-ük … 21.yy… gel-iyor geli-y-ir gel-yap gel-i-yaar yer alıyor gel-miş gel-(i-)-t-i( k) -(--)-t-i( y) -(--)-t-i( -) gel-ik gel-(i)k/g-en gel-ip yer almış yer al-(i-)-t-i(k/y…) yer al-ık yer al-(ı)k/g-an yer al-ıp AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Tablo üzerinde biraz konuşalım. Dikkat edersek tablo tarz eklerinin işletildiği bir tablo olarak yer aldı. Ve fiiller hareket ve durum fiilleri diye ayrıldı. Yani tarz ekleri bu hareket ve durum fiillerine ilişik vaziyettedir. Tarz kısmı ise devameden hareket veya durum, ve bitmiş hareket veya durum olarak kısımlandı. Fakat tabloyu incelediğimizde şimdiki zaman ve geçmiş zamanlı ifadeler tablodan bulunabilmektedir. Öyleyse zaman nedir ve dilde nasıl yer alır? Şöyle diyelim –dı gemiş zaman ekinin aslı –(i)tük’tür. Yani ek birleşik yapıdadır. Ve iki ayrı parçadan oluşur. Bunlardan birincisi –(i)t eki, hareketi gemişe götürme algısınını verebilen bir ek, ikincisi ise –ük bitmişlik ekidir. Bu ise ‘sönük, çizik’ sıfat fiillerinde olduğu gibi hareketin eşya üzerinden geçtiğini bildiren bir sıfat fiil ekidir. Bunun yerine, -miş, eki de kullanılabilir ve ifadeler; ‘çizik, sönük, sönmüş’ şeklinde de kullanılabilirler. Öyleyse –dı eki –dık ekinden gelir. –Dık eki ise sıfat fiil ekidir. Sıfat fiiller ise biz zaman bildirmezler. –Dık’tan önce -(?)t eki vardı ve bu ek bir fiildi yine fiiller anlam olarak geçmişle ilgili bir algı oluştursa da gemiş zamanı kurmak veya oluşturmak için ortaya çıkmazlar. Demek ki ek (-dı?/-dık eki) bitmişlik ekidir. Yani Türkçede geçmiş zamanı bitmişlik eki karşılar. Yine öyleyse Türkçede, …, … fiil çekimlerinde kurgu başlangışta devamlılık ve bitmişlik üzerindedir. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Devam tarzı ekleri; -ür, -yor, -yaar, -yap, -an… gibi ekler iken, Bundan sonra, eğer Türkçeyi öğrenmek isteyen biriyseniz 21. yüzyıl Türkçesi için şöyle yaparsınız. Fiil çekimlerinde fiiller hareket fiilleri ve durum fiilleri diye iki kısma ayrılırdı. Hareket fiilleri; çalışmak, okumak, yazmak, gitmek, gelmek…, gibi fiiiller. Durum fiilleri ise; olmak, bulunmak, yer almak veya yer etmek, kalmak, görünmek, durmak…, gibi fiillerdi. Durum fiiili ilkin ‘ermek’ fiili olmuştur. Ve bugünkü (mevcut, var) bulunmak, (zaten) yer almak anlamındadır. Türkçede tarz ekleri bölgelerine göre değişiklik göstersede aynı işlevi görürler. Devam tarzı ekleri; -ür, -yor, -yaar, -yap, -an… gibi ekler iken, Bitmiş tarzın ekleri; -mış, -ip, -gan, -d-ık, -ık… gibi eklerdir. Bundan sonra bu ekler hareket ve durum fiillerine eklenirler. Eklendiklerinde ise yukarıda fiil çekimi tablosunda olduğu gibi görüntü kazanırlar. Dikkat edersek Türkçedeki zaman tabloları hep bu temel tablo üzenden yani, bir tarza bağlı hareket ve durum fiillerinin karşılıklı bir şekilde birbiriyle eşleştirilmesiyle oluşturulur. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
-yor er-ür/ irür ( yer alıyor/ oluyor/ bullunuyor ) Hareket fiili Durum fiili Devam tarzı; kel-ür/ -yor er-ür/ irür ( yer alıyor/ oluyor/ bullunuyor ) ---------------------------------------------------------------- Bitmiş tarz; kel-miş er-miş/ imiş ( yer almış/ olmuş/ bulunmuş ) -(ü)ken er-(ü)ken kel-it-ük er-it-ük ( yer edik/ olduk / bulunduk) er- t-i_ e--d-i_ i_-d-i_ kel-ük er-ük ( yer alık/ oluk/ bulunuk) İş bu şekliyle ele alındığında bir süredir söylemeye çalıştığımız üzere Türkçede zaman olayı zaman çizgisi şeklinde ( geçmiş – şimdiki – …) değil, bir devamlılık ve bir tamam olma yani devam etmeme üzerine kurguludur. Ve bu ister hareket fiili veya durum fiili olsun. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR
Veli; Çalışmışım/ çalışmışam/ İş veren; ya siz …? Çalışmışız/ çalıştık Şöyle bakalım, Bir iş veren olsun ve bu iş verenin çalışanları olmuş olsun. Günün sonunda çalışanlarla ofisinde toplantı halinde bulunsun. Çalışanlarının işlerini çalışıp çalışmadıklarını öğrenmek istiyor diyelim. Ve soruyor … İş veren; Ali sen …? Ali; Çalışıyorum. İş veren; Veli sen …? Veli; Çalışmışım/ çalışmışam/ İş veren; ya siz …? Çalışmışız/ çalıştık İfadeleri gördük. Şunu anlıyoruz, bütün bu ifadelerde bir zaman olayı bulunmamakta. Konu mevcut durum üzerinde (sıfatlar üzerinde, ‘hala çalışan’ ve hazırda ‘çalışmış olan’ insanların durumları) üzerinde konuşulmakta. AYENE KÜLTÜR YAYINLARI’ NIN ÜRÜNÜDÜR