FINDIKFINDIK FINDIKFINDIK GÜBRELEMESİ
FINDIĞA YAPILMASI GEREKEN HİZMETLERİN BAŞINDA GÜBRELEME VE BUDAMA GELİR. BUDAMA VE GÜBRELEME GEREĞİ GİBİ YAPILMAZSA İSTENİLEN ÜRÜN ALINAMAZ. DİKİMDEN İTİBAREN FİDANLARIN İSTENİLDİĞİ GİBİ BÜYÜMESİ, DALLARIN GENİŞ TAÇLI YAN DAL OLUŞTURMASI, ERKEN VERİME YATMASI, YÜKSEK VERİMLİLİĞİNİ DEVAM ETTİREBİLMESİ ANCAK TOPRAKTA EKSİK OLAN BESİN MADDELERİNİN GİDERİLMESİ VE BUDAMANIN YAPILMASI İLE GERÇEKLEŞİR.
Fındığı gübrelemede Birinci İşlem; 1- FINDIK BİTKİSİNİN YETİŞTİĞİ TOPRAĞI BİLMEK GEREKİR. Besin elementlerinin az olması bitki ve ürün üzerine olumsuz etki yaptığı gibi fazlalıkları da bitki ve ürün üzerinde olumsuz etki yapmaktadırlar. Toprak fındığın istediği toprak mı? Toprakta bulunan elementlerin hangisi fazla, hangisi yeterli ve hangisi az? BUNLAR ANCAK TOPRAK ANALİZİ YAPTIRILARAK ÖĞRENİLİR Toprağı bilmek için mutlaka TOPRAK ANALİZİ Yaptırılmalıdır (Bana göre çiftçi olmanın ilk şartı toprağı tanımadan geçer)
Analiz yapılmadan rast gele gübre kullanıldığında şu sakıncalar ortaya çıkmaktadır. 1- Fındığın ihtiyacı olan miktardan fazla gübre kullanılabilir. Bu durumda hem ekonomik yönden çiftçi zarara uğrar, hem de fazla miktarda verilen gübreden dolayı fındıkta gelişim bozuklukları olur. Ayrıca fazla verilen besin maddeleri diğer elementlerin bitki tarafından alınmasını engelleyeceğinden gübrelemeden olumsuz etki görülür ve beklenilen fayda sağlanamaz. 2- Fındığın ihtiyacı olan miktardan daha az gübre kullanılabilir. Bu durumda istenilen ürün alınamaz. 3-Toprağın yapısına uygun olmayan cinste gübre kullanılabilir. Toprağın yapısına uygun olmayan cinste gübre kullanıldığında toprağın fiziksel yapısında düzeltilemeyecek boyutlarda bozulmalar meydana gelebilir. Örneğin; kireçli bir toprağa kireçli gübre verilmesi halinde toprak daha da kireçli hale gelir, ya da asit karakterli toprağa asit karakterli gübre verildiğinde toprak daha da asitleşir. Toprağın yapısının bozulması ile o arazide istenilen miktarlarda fındık alınamaz. 4-Toprağın ihtiyacı olmadığı halde gübre kullanılabilir. Topraklarda gübre yeterli miktarda bulunabilir. İhtiyaç olmadığı halde gereksiz yere kullanılan gübreden bitkiye fayda olmaz çiftçi gereksiz yere masraf yapmış olur. 5-Toprakta bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddeleri arasında bir oran vardır. Bu oran rasgele gübreleme ile bozulur. Tek bir besin maddesinin bile ihtiyaç duyulandan fazla uygulanması birden fazla besin maddesinin alınmasına engel olabilir.Örneğin; Azotun fazla kullanımı 3 besin maddesinin(K,Cu, B), fosforun fazla kullanımı 5 besin(K,Ca,Zn, Fe ve Cu) maddesinin bitkiler tarafından topraktan alımını sınırlayabilmektedir.
Toprak örnekleri bahçede U,S veya Z şeklinde gezilerek en az 5-6 yerden alınır.
Fındık bahçelerinden toprak örneklerinin en az 5–6 yerden dolaşılarak alınması.
TOPRAK TAHLİLİ İLE ; 1-Toprağın yapısı, 2-Toprağın pH sı yani reaksiyonu,asitlik-bazlık durumu, 3-Toprağın kireç durumu, kirecin seviyesi, 4-Toprağın organik madde durumu, 5- Toprakta bulunan Azot, Fosfor,Potasyum, Kalsiyum, Bor ve diğer besin elementlerinin seviyesi belirlenir. Bunlar az mı? Çok mu? Yeterli mi?
Fındık kökleri dal diplerinden itibaren meyilli arazilerde yukarıya doğru yer çekimi kuvveti nedeni ile ancak 100–150 cm gidebilmektedir, Fındığı gübrelemede İkinci İşlem; 2- FINDIK BİTKİSİNİN KÖK GELİŞİMİNİ BİLMEK GEREKİR. (a)= Meyil aşağıya doğru, (b)= Meyil yukarıya doğru.
Düz arazide fındık ocaklarının kökleri her tarafa doğru 2–3 m gidebilmektedir.
Tek dal olarak büyüyen bir fındık bitkisinin kökleri her tarafa 1–2 m kadar gidebilmektedir
Toprağın dikey kesitinde fındık köklerinin durumu
Meyilli arazilerin çoğunda fındığın faydalandığı toprak derinliği cm arasındadır.
Fındık kökleri uzunluğuna ne kadar büyürse,fındık dalları da aynı oranda büyür. Fındık kökleri nereye kadar giderse dallar dolayısıyla iz düşüm uzunlukları da hemen hemen aynı yere kadar gider.
Fındıkta KÖK Gelişmesi konusunda şunları söyleyebiliyoruz. +Fındığa gübre vermeden önce fındık bitkisinin kök yayılışını ve gelişmesinin bilinmesi gerekir. +Fındık bitkisinin kökleri saçak kök şeklindedir. Bu nedenle fazla derine gitmez.Yanlara doğru gider. +Fındığın kökleri genellikle dalların uçlarının izdüşümlerine kadar gelişme gösterir. + Fındık kökleri dal diplerinden itibaren; a)Meyilli arazilerde yukarıya doğru yer çekimi kuvveti nedeni ile ancak 100–150 cm gidebilmektedir, yanlara ve aşağıya doğru da 200–300 cm gidebilmektedir, b) Düz arazilerde her yöne doğru 200–300 cm kadar gidebilmektedir, +Meyilli ya da düz arazilerde ocakların ya da dalların her tarafında kökler bulunmaktadır. + Fındık köklerinin % 70–80 i toprağın üst 50–60 cm lik kısmında, % 20–30 u da üstten aşağıya doğru 50–100 cm lik derinlikleri arasında yayılmakta ve faaliyet göstermektedir. Ancak fındık yetişen meyilli arazilerin çoğunun toprağı sığ (10–30 cm derinliğinde) dır
3-Fındığı Gübrelemede Üçüncü İşlem; En çok ihtiyaç duyulan besin elementleri olan AZOT başta olmak üzere FOSFOR, POTASYUM, KALSİYUM, BOR ve ORGANİK MADDE’ nin olumlu ve olumsuz etkileri ile ne zaman ve nasıl kullanılmaları gerektiğinin bilinmesi gerekir. Bir araştırmada,Dönümden 90 Kg ürün veren bir fındık bahçesinin topraktan 20 Kg azot, 10 kg P 2 O 5, 15 Kg K 2 O,18 Kg CaO ve 5 Kg S aldığı yani toprağı bu elementler yönünden bu kadar sömürdüğü belirlenmiştir. İtalya’da yapılan bir araştırmada, 119 kg ürün veren orta yaşlı bir bahçede bir fındık bitkisinin topraktan 1,83 Kg saf N, 0,93 Kg saf P, 1,22 Kg saf K ve 1,68 Kg Ca kaldırdığı belirlenmiştir. Topraktan alınan bu besin elementlerinin tekrar toprağa verilmeleri gerekir.
3.1- AZOTLU GÜBRELER VE Uygulaması Fındığın yetiştirilmesinde en çok ihtiyaç duyulan besin maddesi azottur. Ürün artışında en fazla etkiyi azot gösterir. Bu nedenle azot bitkilerin temel besin maddesidir. Meyilli ve sığ toprağa sahip fındık bahçelerinin çoğunda bu gübre kullanılmadan çok az ürün alınır. Azot meyve iriliğini artırır ve boş oluşumu azaltır. Azot eksikliğinde fındıkta şu belirtiler görülür. a) Dalların gelişimi zayıflar, sürgünlerin büyümesi gecikir, sürgünler kısa ve ince olur, gelişimi zamanından önce durur. Özellikle bu nokta çok önemlidir. b)Azot bitkide hareketli olan bir besin maddesidir. Bu yüzden noksanlık belirtileri önce yaşlı yapraklarda, noksanlığın devam etmesi halinde genç yapraklarda görülür. Azot noksanlığı, sürgünlerin, dalların veya ocakların bütün yapraklarının homojen bir şekilde sararması şeklinde ortaya çıkar.Azot eksikliği olan bahçelere uzaktan bakıldığında bir renk olarak görünürler. c)Yaşlı yapraklar genelde vaktinden önce dökülür. Sararma ilk önce yaşlı yapraklarda görülür, noksanlığın çok şiddetli olması halinde yapraklarda lekeler görülür. Bu özelliği ile azot noksanlığı K ve Mg noksanlıklarından ayrılır. K ve Mg noksanlık larında simptomlar ilk önce yaşlı yapraklarda görülmesine karşılık klorotik ve nekrotik görünümler gelişmenin daha önceki devrelerinde ortaya çıkar. d)Yaprak ve meyve gözleri az olur. Karanfillerin çok azı çotanak bağlar, meyveler küçük kalır ve dökülürler. e) Meyve zurufları kısa ve kuyruk uçlu olup açık yeşil renktedir. Azot fazlalığında fındıkta şu belirtiler görülür. a) Fazla azot verilmesi halinde bitkinin sürgün, yaprak ve meyvelerinin dokuları yumuşak, fazla sulu ve sünger gibi olur, mukavemeti azalır bu yüzden pişkinleşemezler kış soğuklarından zarar görürler. Dallar ve sürgünler çok kuvvetli büyürler. Fazla klorofil teşekkül eder bu nedenle yapraklar büyük oluşur ve koyu yeşil renk alır. b)Karanfiller geç açar. c)Fazla azot fındık tanelerinin kabuklarını kalınlaştırır dolayısiyle randımanın düşmesine neden olur. Bu nokta çok önemlidir. Çiftçilerin randıman düşüklüğü olması halinde bunun azot fazlalığından olup olmadığını bilmeleri ve ona göre tedbir almaları gerekir. d)İç'lerin protein oranı artar, yağı azalır, meyve kalitesi düşer.
Fındık yapraklarında ve çotanağında azot noksanlık simptomları
Azotlu gübrenin uygulanma zamanı Karadeniz Bölgesi’ nin yağışlı olması, azotun toprakta ayrışarak uçması, yıkan ması, toprağa verilen azotun toprakta kalma müddeti, fındığın azota ihtiyaç duyma zamanları, fındıkta yıllık sürgünlerin büyüme zamanları ve gelecek yılın ürününün oluşma zamanları vs dikkate alındığında ihtiyaç duyulan azotlu gübre ikiye bölünerek yılda iki defada ve aşağıda belirtilen zamanlarda verilmesi gerekir. Azotlu gübrenin birinci uygulaması ile sürgünlerin hem uzun oluşması ve hem de uzun sürgün sayısının çok olması, o yılın karanfil ve çotanaklarının büyümesi-gelişmesi, Mart ve Nisan aylarında yıllık sürgünlerin yaprak koltuklarında oluşan tomurcukların Mayıs ayında erkek çiçeklere daha çok dönüşmesi amaçlanır. Azotlu gübrenin ikinci uygulaması ( gübrenin diğer yarısı); Mayıs ayı sonunda ya da Haziran ayının ilk yarısında yapılır. Azotlu gübre yıllık sürgün büyümesinin durduğu zamanda etkili olacak şekilde toprağa verilmelidir. Azotlu gübrenin ikinci uygulaması ile o yılın meyvelerinin büyümesi, gelişmesi ve olgunlaşması, Mart ve Nisan aylarında yıllık sürgünlerin yaprak koltuklarında oluşan tomurcukların Temmuz ve Ağustos aylarında dişi çiçeklere daha çok dönüşmesi amaçlanır. Fındıkta gelecek yılın ürünü, yaprak koltuklarında oluşan yeni tomurcukların Temmuz- Ağustos aylarında sürgün tomurcuklarına değil de dişi çiçeklere dönüşmesi ile oluşur. Tomurcukların Temmuz-Ağustos aylarında dişi çiçeklere dönüşmesi ne kadar fazla olursa fındık mahsülüde o kadar fazla olmaktadır. Bu aylarda toprakta başta azot olmak üzere potasyum, nem vs… yeterli miktarda bulunursa tomurcukların dişi çiçeklere dönüşmeside fazla olur. Araştırıcılar azotlu gübrelemenin genellikle çiçek tomurcuğu oluşumunu hızlandırdığını belirtmektedir. Fındık bahçelerinde karanfilin fazla olması diğer bir ifade ile fındıkta ürünün fazla olması (başka faktörlere de bağlı olmakla birlikte) Temmuz ve Ağustos aylarında toprakta özellikle azotun ve potasyumun yeterli miktarda bulunmasına bağlıdır. Bu sebeple azotlu ve potaslı gübre uygulamaları, Temmuz-Ağustos aylarında toprakta bulunacak şekilde yapılmalıdır. Azotlu gübrenin, biri Şubat ayı sonu -Mart ayında diğeri Mayıs ayı sonu - Haziran ayı ilk yarısında olmak üzere iki defada verilmesi gerekirken fındık üreticilerinin tamamına yakınının yılda bir kez olmak üzere sürgünlerin büyümeye başladığı, devam ettiği, bir ve daha çok yaprağın oluştuğu devrelerde zaman olarakta Nisan-Mayıs aylarında kullandığı görülmektedir. Böyle uygulamalar doğru olmadığı gibi istenilen verimin alınamamasına da neden olmaktadır.
Fındığın tomurcuk ve sürgünlerinde azotlu gübrenin birinci uygulama zamanı. Azotlu gübrenin birinci uygulaması ( gübrenin yarısı); Sürgün büyümesi başlamadan önce (a), Tomurcuklar uyanmadan önce (a) yada uyanırken (b), Zaman olarak Şubat ayı sonu-Mart ayında yapılmalıdır. Azotlu gübrenin 1 ci uygulaması sırasında sürgünler ne kadar büyümüşse gübrelemede o kadar geç kalınmıştır Azotlu gübrenin birinci uygulaması tomurcuk ve sürgünlerin (a) ve (b) resimlerinde görüldüğü zamanlarda yapılması gerekirken (c), (d) ve (e) resimlerinde görüldüğü gibi sürgünlerin büyüdüğü ve yapraklanmanın devam ettiği zamanda yapılıyorsa gübre uygulamasında çok geç kalınmıştır. Bu uygulamadan istenilen fayda sağlanamaz. ÇOK ÖNEMLİ ! AZOTLU GÜBRE UYGULAMASI SIRASNDA SÜRGÜNLER YA HİÇ BÜYÜMEMİŞ OLACAK YA DA BÜYÜMESİNİ BÜYÜK ORANDA TAMAMLAMIŞ OLACAK. Sürgünlerin büyüme devresinde geç kalınmıştır.
GÜBRE fındık ocaklarının nerelerine verilir? Azotlu gübrenin kullanılma yöntemi Azotlu gübreler, ocakların her tarafında dal uçları izdüşümünde 30–40 cm genişliğinde otu alınmış dairesel banta saçılır ve 3–5 cm toprağa karıştırılır. Ocakların ya da dalların her tarafında kökler bulunduğundan gübrelerin meyilli ya da düz arazilerde, ocakların ya da dalların her tarafına verilmesi gerekir. Meyilli arazilerde ocakların yarısından yukarı kısmına yarım daire şeklinde gübre verilip (halk arasında buna yarım ay şeklinde gübreleme denir) aşağı kısmına gübre verilmemesi eksik gübrelemedir. Böyle gübrelemeden istenilen fayda sağlanamaz.
Fındıkta Gübre dal ucu iz düşüm noktası göre verilir. İz düşüm uzunluğu dalların diklik derecesine,uzunluğuna ve meyilli arazilerde ocağın üst tarafında, yan tarafında yada alt tarafında büyüme durumuna göre değişmektedir. Dik dalların iz düşüm uzunluğu küçük, yatık dalların iz düşüm uzunluğu büyük olur. Uzun dalların iz düşüm uzunluğu uzun, kısa dalların iz düşüm uzunluğu küçük olur. Meyilde ocağın üst tarafındaki dalların iz düşüm uzunluğu küçük, yan ve alt tarafındaki dalların iz düşüm uzunluğu büyük olur. Ocağın bir tarafındaki dalın iz düşüm uzunluğu 2 m olurken aynı ocağın diğer tarafındaki dalın iz düşüm uzunluğu 1 m yada 1,5 m olabilmektedir.
Gübre Dal Ucu İzdüşümünde 30–40 cm genişliğinde açılan dairesel banta serpilir ve 3–5 cm toprakla karıştırılır.
Meyilli arazilerde fındık ocaklarına AZOTLU GÜBRE uygulanması. [Azotlu gübre Dal Ucu İzdüşümünde 30–40 cm genişliğinde açılan dairesel banta serpilir ve 3–5 cm toprakla karıştırılır. Dalların izdüşüm uzunlukları, ocakları tavsiye edilen aralık ve mesafelerde (4 m ile 6 m aralıklarla) dikilmiş ve bakımlı bahçelerde meyilin yukarısına doğru büyüyen dallarda yerçekimi kuvveti nedeni ile 100–150 cm, yanlara ve meyil aşağısına doğru büyüyen dallarda 200–300 cm dolaylarındadır. Ocakları sık (2 m ile 4 m arasında mesafelerde) dikilmiş ve bakımsız bahçelerde bu mesafe 0,5 m ile 1,5 m arasındadır.]
Düz arazilerde fındık ocaklarına AZOTLU GÜBRE uygulaması. [Azotlu gübre Dal Ucu İzdüşümünde 30–40 cm genişliğinde açılan dairesel banta serpilir ve 3–5 cm topraklakarıştırılır. Dalların izdüşüm uzunlukları, ocakları tavsiye edilen aralık ve mesafelerde (4 m ile7 m aralıklarda) dikilmiş ve bakımlı bahçelerde ocakların her tarafına doğru 200–300 cm arasındadır. Ocakları sık (2 m ile 4 m arası) dikilmiş ve bakımsız bahçelerde bu mesafe ocakların dört tarafına doğru 1–2 m dolaylarındadır.]
-TOPRAK TAHLİL SONUCUNA GÖRE AZOTLU GÜBREYE İHTİYAÇ VARSA KARDEN % 5, % 8 VEYA % 12 LİK AZOTLU GÜBRELERİ ’Nİ KULLANABİLİRSİNİZ. (KARDEN AZOTLU GÜBRELERİ HEM AZOT VERİR HEMDE ORGANİK MADDEYİ YÜKSELTEREK RANDIMANI 2-4 RANDIMAN YÜKSELTİR)
Meyilli arazilerde fındık ocaklarına tekniğine uygun olarak AZOTLU (YAZLIK-BEYAZ) GÜBRE uygulaması.
Halk bahçelerinde fındık ocaklarına yarım ay şeklinde gübre kullanılması eksik bir uygulamadır
3.2- Fosforlu Gübreler ve Uygulaması: Fosfor, bitkilerin dolayısıyla fındığın büyümesinde ve ürün vermesinde önemli derecede ihtiyaç duyulan besin maddesidir. Fosfor Noksanlığında fındıkta şu belirtiler görülür: 1)Fosfor noksanlığında fındık dallarının ve sürgünlerinin gelişmesinde genel bir durgunluk görülür, sürgün gelişimi gecikir, sürgünler kısa ve ince olur. 2) Yapraklar önce koyu yeşil olmasına rağmen sonra yer yer morluklar görülür ve yaprakların alt yüzü boyunca kırmızılıklara rastlanır. İleri derecelerde morluklar bronzlaşır ve yapraklar dökülür. 3) Yapraklar normal büyüklüğünü alamaz ve küçük kalır. 4) Fosfor noksanlığı önce yaşlı yapraklarda görülür. 5) Meyveler küçük kalır ve meyve olumu gecikir. Meyve dökümü görülür. 6) Zuruflar kıvrık kenarlı ve kısa kalır. Fosfor Fazlalığında Fındıkta görülen belirtiler: Topraktaki azot, potasyum ve aliminyum gibi besin maddelerinin alınması güçleşir ve bu besin maddelerinin eksikliğinde meydana gelen arazlar görülür. Fosfor, toprağın pH' sı 6–7 arasında olduğunda en iyi çözünür ve fındık bitkisi tarafından alınır. Diğer bir ifade ile fındıkta, yan dalların, dalcıkların ve sürgünlerin istenildiği gibi büyümesi, yeterli ürünün oluşması pH' sı 6 – 7 arasında olan topraklarda (yani hafif asit ve nötr reaksiyonlu topraklarda) daha iyi olur. Toprağın pH' sı 6 nın altına düştüğünde fosfor toprak çözeltisinde fazla miktarda bulunan demir, aliminyum ve mangan gibi elementlerle çözelti oluşturarak toprakta tutulur ve fındığın faydalanama yacağı formlara dönüşür. Toprağın pH' sı 7 nin üstünde olduğunda yani kireçli- alkali topraklarda fosfor kireç içindeki kalsiyum la birleşerek çözünürlülüğü çok az olan trikalsiyum fosfat haline dönüşür ve fosfor fındık bitkisi tarafından alınamaz. Fındık bahçelerine kullanılan fosforlu gübrenin faydalı olabilmesi için fosforlu gübre verilmeden önce toprakların pH’ sı 6 'nın altında ise asitliği,7’nin üstünde ise alkaliliği giderici tedbirler alınmalı, toprak gübrelerden iyi derecede faydalanabilir hale getirilmelidir.
Fosforlu gübrelerin, hareketsiz olmaları ve güç çözünmeleri bağlı olarak genellikle toprakta uzun süre etkilerini gösterirler bu nedenle 3 yılda bir Kasım - Şubat ayları arasındaki dönemde kullanılır. Fosforlu Gübrenin Kullanılma Yöntemi: Fosforlu gübre; Ocakların her tarafında dal uçları izdüşümünde bulunan 30–40 cm genişliğinde dairesel alan içinde ocakların büyüklüklerine göre 16 – 32 adet arasında (küçük ocakların etrafında 16–20 arasında, orta boy ocakların etrafında 22 – 27 arasında ve büyük boyda ve hacimde olan ocakların etrafında 27–32 arasında) ve köklerin yayılma derinliğine göre değişmek üzere 15 – 25 cm derinlik ve 10 cm genişlikte açılan çukurlara eşit oranda dağıtılarak üzeri toprakla kapatılır. Bu şekilde uygulama ile fosforun toprakla temas yüzeyi azaltılır, elverişsiz hale geçmesi önlenir ve kökler tarafından alınması kolaylaşmış olur. Fosforlu Gübrenin Uygulanma Zamanı:
3.3- POTASYUMLU Gürenin Uygulanma Zamanı: Potasyumlu gübre, Kasım - Şubat ayları arasındaki dönemde fındığın 3 yıllık ihtiyacı kadar miktar toplamı 3 yılda bir kullanılabileceği gibi fındık yetiştirilen toprakların yarısından fazlasının potasyum kapsamlarının noksan ve düşük seviyelerde olması ve potasyum dozunun fındığın bir yıllık ihtiyacını karşılayacak şekilde ayarlanması ile her yıl da kullanılabilir. Potasyumlu Gübrenin Kullanılma Yöntemi: Potasyum da fosfor gibi toprakta tutulan bir besin maddesidir. Toprakta tutulmasına, toprağın asitliği, organik madde miktarı, katyon değişim kapasitesinin yüksek oluşu gibi faktörler etki yapmaktadır. Bu nedenle potasyumlu gübrelerinde fosforlu gübrelerde olduğu gibi çukurlara verilmesi mecburiyeti vardır. Fosforlu gübre kullanılacaksa çukurlar açılacak demektir. Bu çukurlara fosforlu gübre ile birlikte ihtiyaç duyulan potasyumlu gübrelerde verilir
TOPRAK TAHLİL SONUCUNA GÖRE POTASYUMA İHTİYAÇ VARSA KARDEN-K GÜBRESİNİ KULLANABİLİRSİNİZ. KARDEN-K GÜBRESİ BİR TARAFTAN FINDIĞIN POTASYUM İHTİYACINI KARŞILARKEN DİĞER TARAFTAN MEYVEDE YANİ FINDIKTA BOŞ OLUŞUMU AZALTMAKTA-VERİMİ ARTIRMAKTADIR.
4-Kirecin önemi: Toprağın bileşiminde bulunan kalsiyum bir taraftan bitki besin maddesi olarak bitkiler vasıtasıyla alınırken diğer taraftan yağışlar vasıtası ile topraktan alt katmanlara doğru yıkanmaktadır. Böylece toprakta kaybolan kalsiyum iyonunun yerini hidrojen iyonları alır. Bu durum toprak reaksiyonunun (pH) asit karakter kazanmasına diğer bir ifade ile toprağın asitleşmesine neden olur. Fındığında bitki besin maddelerinden faydalanmasını olumsuz etkiler. Fındık tarımının yoğun olarak yapıldığı Karadeniz Bölgesi toprakları yağışın etkisi sürekli asitleşmektedir. Besin maddelerinin fındık tarafından alınmasını engelleyen faktörlerin başında toprak reaksiyonu gelmektedir. Fındık bitkisi, normal gelişmesini toprak reaksiyonu pH = 6–7 arasında olan topraklarda sağlar ve bol ürün verir. Toprağın pH sının 6 nın altında olması yani toprağın asit olması fındıkta şu olumsuzlukları yaratır, 1-Besin maddelerinden en önemlilerinden olan fosfor bir takım elementlerle çözünmeyen bileşikler oluşturarak toprakta tutulur fındık ta bu fosfordan faydalanamaz, 2-Demir, Çinko, Mangan ve Bakır gibi mikro elementlerin çözünürlükleri toprak asitliği arttıkça artmaktadır.Fazla asit topraklarda yüksek oranda çözünen Aliminyum ve Mangan iyonları fındık köklerine toksik etki yaparak köklerin büyümesine ve alt katlara geçmesine mani olurlar. Toprakta kalsiyumunun yetersiz olması kök büyüme hücrelerinin hiç oluşmamasına yada tam teşekkül edememesine neden olmaktadır. Toprağa kireçle verilen kalsiyum iyonları genç köklerin uçlarındaki büyüme noktaları olan meristem hücrelerinin çoğalmasında ve hücre duvarının oluşumunda görev yaparlar. 3- Azot, fosfor ve potasyum gibi bazı makro besin maddelerinin alınmasına engel olur, 4-Yaprakların vaktinden önce sararmalarına neden olur, 5-Toprak havasında bulunan serbest azot gazını amino asit, amonyak ya da amonyum şeklinde doğrudan toprağa ya da bitkiye sağlayan ve adına rizobiyum bakterileri denilen mikroorganizmalar pH’ sı düşük toprakları sevmezler zira bu topraklarda görev yapamazlar. Rizobiyum bakterileri asit topraklarda çalışabilmeleri için kalsiyum iyonuna ihtiyaç duyarlar.
Kirecin Uygulanma Zamanı: Fındık bahçelerine kireç 4–5 yılda bir, Kasım-Aralık aylarında verilir. Kullanılacak kireç miktarı: Fındık bahçelerinin kirece ihtiyacının olup – olmadığı, eğer ihtiyacı varsa kullanılacak kireç miktarı ancak toprak tahlili ile belirlenir. Kirecin Kullanılma Yöntemi: Fındık bahçelerine kireç iki şekilde uygulanabilir. a) Tavsiye edilen miktarda kireç, bahçenin tamamına serpilir, köklere zarar vermeyecek şekilde 5–10 cm toprak derinliğine çapalanarak karıştırılır. b) Meyilli fındık bahçelerinde erozyonu önlemek gayesiyle ocak dal uçları izdüşümünde oluşturulan 40–50 cm genişliğinde dairesel banda serpilir, köklere zarar vermeyecek şekilde 5–10 cm toprağa karıştırılır.
ASİT TOPRAKLARDA Ph ‘yı YÜKSELTMEK İÇİN KARDEN TARIM KİRECİ’ Nİ KULLANABİLİRSİNİZ. KARDEN TARIM KİRECİ % 95 KALSİYUM VE % 5 MAGNEZYUM İÇERİR
5- BOR VE BOR NOKSANLIĞI ARAZLARI Bor, bitki beslemesinde Azota yakın derecede önemli bir besin maddesidir. Bor, fındıkta polenin (erkek çiçek tozlarının) canlılığında, kalitesinde ve çimlenmesinde, çim borularının uzamasında, döllenmede, hücre bölünmesinde, köklerin ve sürgünlerin büyümesinde ve bunlara bağlı olarak da tane veriminde olumlu rol oynar. Bor noksanlığı fındıkta meyve tutumunu % 41 oranında düşürmekte ve boş meyve oluşumuna neden olmakta daha da önemlisi verimin düşmesine neden olmaktadır. Patoz arkasında görülen boş fındığın % 41 i bor noksanlığından kaynaklanmaktadır. Asit topraklara uygulanan kireç bitkiye yarayışlı bor miktarını azaltarak bor noksanlığına sebep olmakta ve bor noksanlığı belirtilerinin çıkışını hızlandırmaktadır. Bu nedenle bahçeye kireç uygulamasının peşinden borlu gübre de uygulanmalıdır. İhtiyaç duyulan kadar borlu gübre, ocakların her tarafında dal uçları izdüşümünde 30–50 cm genişliğinde dairesel banta saçılır ve 3–5 cm toprağa karıştırılır. Bor eksikliği fındıkta verimi düşürmesine karşılık bor fazlalığı da zehir etkisi yaparak bitkiye zarar vermektedir. Onun için borlu gübre kullanmadan önce mutlaka toprak tahlili yaptırılmalı, bor ihtiyacı varsa ancak bu ihtiyaç kadar borlu gübre kullanılmalıdır.
6- ORGANİK MADDE Organik Madde kısmen yada tamamen çürümüş bitki ve hayvan kalıntılarıdır. Bitkisel ve hayvansal artıklar toprağa karıştırıldıktan sonra çok çeşitli ve çok sayıda mikro organizmaların (bunlar; mantarlar, bakteriler, aktinomisetler, protozoalar, karıncalar ve solucanlar vs) hücumuna uğrayarak parçalanırlar, ayrışırlar ve humus haline gelirler. Organik maddesi yeterli toprakların 1 cm2 de 5-6 milyon mikro canlı vardır. Organik maddesi az yada yetersiz toprakların 1 cm2 de 1-2 milyon mikro canlılar vardır ve çok yetersizdir. Bu nedenlerden dolayı toprakta organik madde varsa toprak canlıdır. Organik madde yoksa toprak cansızdır, mattır. Organik madde toprağın mayasıdır. Toprağın işlenmesi, zenginliği, bereketi organik maddeye bağlıdır. Gübreden daha önemli olmasına rağmen, gübre kadar kıymet verilmez. Organik madde; 1- Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri üzerine çok yönlü olumlu etkileri vardır. 2-Bir organik madde kaynaklı olan ahır gübresi topraklara verilmekle az da olsa azot, fosfor, potas ve kalsiyum gibi besin maddeleri temin edilir. 3-Organik madde kaynaklı ahır gübresi, toprağın havalanma, su tutma ve ısınma özelliklerini olumlu yönde etkiler. Kumlu bir toprak hayvan gübresi verilmekle rutubeti muhafaza eden ve su tutabilen hümüslü bir toprak haline gelir. Ağır killi topraklar gevşek ve süzek bir yapı kazanırlar. 4-Yarayışlı durumda olmayan besin maddelerinin yarayışlı hale gelmelerini sağlarlar. 5-Bitki besin maddelerinin toprakta tutulmalarını sağlar. 6-Toprakta bulunan mikroorganizma da denilen küçük canlıların faaliyetini artırır.
Organik madde kaynakları arasında başta çiftlik gübresi ve leonardit olmak üzere yeşil gübre gelmektedir. İyi hazırlanmış, yanmış çiftlik gübresi 4-5 yılda bir dekara 2-4 ton hesabıyla verilmeli ve toprağa karıştırılmalıdır. Fındık bölgesi topraklarının % nin organik maddesi çok az (0,0-1,0) ve az (1,1-2,0) seviyelerindedir. Bu miktarın 4,0 seviyelerine çıkarılması gerekiyor. Bu nedenle topraklarımıza gübre verilmeden önce bol organik madde verilmelidir. Fındık bahçelerine toprak tahlil sonuçlarına göre ihtiyaç duyulup ta verilmesi gereken organik madde ya yanmış ahır gübresinden temin edilmeli veya topraktaki organik maddeyi artırıcı uygulamalara yer verilmelidir Organik madde kaynaklı Leonardit bu yukarıda anlatılan organik maddelerin 6 özelliğinden daha başka özelliklere sahiptir. Leonardit içindeki Humusun %80-90 ı Humik asittir. Humik asit te Fulvik asit ve Hümik asitten meydana gelir. Bunlar yani Hümik ve Fülvik asitler; 1- Biyolojik çözücü ve biyolojik alıcıdırlar. Bu nedenle gübrelerle verildiğinde gübrelerdeki besin maddelerinin daha etkili olmasını sağlarlar ve toprakta bulunan ve bitkiler tarafından alınamayan besin maddelerini çözerek bitkilerin almasını sağlarlar. Bu nedenle daha az gübre kullanılır. 2-Toprağın pH sını düzeltirler. 3-Fındıkta kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırırlar. Köklerin daha uzun büyümesine ve kılcal köklerin sayısının çok artmasına neden olurlar. 4-Ağırlığının 20 katına kadar su tutarlar, 5-Fındıkta kabuk kalınlığına mani olurlar dolayısıyla randımanı artırırlar.
Ahır gübresi hem az veriliyor hem yanmadan veriliyor ve hem de kullanılma tekniğine uygun verilmiyor. Bu şekilde verilen ahır gübresinden bahçe topraklarının faydalanması mümkün değildir. Bu durumlar dikkate alındığında toprak tahlil sonucuna göre Organik maddeye ihtiyaç olan yerlerde Toprak yapısını iyileştirici etkisi yanında Yüksek oranda organik madde içermesi nedeni ile KARDEN WİNTER ya da KARDEN LEONARDİT ÜRÜNLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ. TOPRAĞINIZIN ORGANİK MADDE MİKTARINI ARTIRMAK İSTİYORSANIZ KARDEN WİNTER-KARDEN LEONARDİT’i kullanabilirsiniz
Organik madde kaynaklarından biri de ahır gübresidir. Ahır gübresinin ocağın içine yada kenarına bırakılması doğru değildir. Ahır gübresi dal ucu izdüşümünde 30–50 cm genişliğinde dairesel banta serpilir, Hava almayacak şekilde toprağa gömülür.Yanmamış ve bu şekilde verilen ahır gübresinden fayda gelmez. Y anmamış ahır gübresi
ÇEŞİDİKULLANILMA ZAMANIKULLANILMA YÖNTEMİ AZOTLU (YAZLIK) GÜBRELER Yılda iki defa, birincisi gübrenin yarısı MART ayında, ikincisi diğer yarısı MAYIS ayı ikinci yarısında- Haziran ayı başında kullanılır. Dal uçları izdüşümünde 30–40 cm genişliğinde oluşturulan dairesel banda serpilip 3–5 cm toprağa karıştırılır. FOSFORLU (KIŞLIK) GÜBRELER 3 Yılda bir KASIM-ŞUBAT ayları arasında kullanılır. Dal uçları izdüşümünde 30–40 cm genişliğinde oluşturulan dairesel band içinde 10 cm genişlikte ve 15–25 cm derinlikte açılan 16–32 adet arasında çukurlara eşit olarak dağıtılıp üzeri toprakla kapatılır. POTASLI GÜBRELER 2–3 yılda bir KASIM-ŞUBAT ayları arasında kullanılır. Fosforlu gübrelerin uygulaması gibidir. Fosforla birlikte verilebilir. AHIR GÜBRESİ (Yanmış) 3–4 yılda bir KASIM-MART ayları arasında kullanılır. Dal uçları izdüşümünde 40–50 cm genişliğinde oluşturulan dairesel banda serpilip hava almayacak şekilde 5–10 cm toprağa gömülür. KİREÇ4–5 yılda bir KASIM-ARALIK aylarında kullanılır. Dal uçları izdüşümünde 40–50 cm genişliğinde oluşturulan dairesel banda serpilip 3–5 cm toprağa karıştırılır. MİKRO ELEMENTLER (Demir,Magnezyu m, Bor gibi..) Yapraktan:.Mayıs-Temmuz Ayları arasında 15–20 günde bir 2–3 kez.Topraktan: Yapraklanmadan önce bir defada verilir. Düşük konsantrasyonlardaki çözeltilerin (%0,1-1), yapraklarda kuru yer kalmayıncaya kadar püskürtülmesiyle dal uçları altında 30 cm genişlikte ve 10 cm derinlikte banda serpilerek verilir. GÜBRELERİN FINDIK OCAKLARINA KULLANILMA ZAMANLARI VE YÖNTEMLERİ