CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYON HASTALIKLARI ve TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık; Başlıca bulaşma yolunun koruyucu bariyer olmadan penisin ağıza, vajinaya ya da anüse penetrasyonu ile gerçekleşen cinsel ilişkinin neden olduğu bir grup bulaşıcı hastalıktır. Ülkelerin çoğunda sık rastlanır ve çoğunun bildirimi zorunludur.
Bir toplumun bedensel yönden sağlıklı bireylere sahip olması çok önemlidir. Bu nedenle bireyler hastalıklardan korunmalı, hastalananlara erken tanı hizmeti verilmeli, tedavileri yapılmalıdır. BULAŞICI HASTALIKLAR söz konusu olunca ise ERKEN TANI ve TEDAVİ daha büyük bir önem kazanmaktadır.
Çünkü bulaşıcı hastalıklar çeşitli şekillerde, sağlam kişilere bulaşarak bir anda toplumu tehdit eden boyutlara ulaşabilmektedir. Bulaşıcı hastalıklar ortaya çıktıktan sonra alınan önlemler kimi zaman yetersiz kalabilmekte, daha büyük boyutlarda sağlık sorunlarına ve hatta yaşamın yitirilmesine neden olabilmektedir.
Hastalıkların kontrol ve tedavisi için yapılan yıllık harcamaların 3 Hastalıkların kontrol ve tedavisi için yapılan yıllık harcamaların 3.5 milyar doları geçtiği bildirilmektedir. Bunun yanı sıra; Gelişmekte olan ülkelerde CYBH ilk 5 hastalık içinde yer almaktadır. Yine gelişmekte olan ülkelerde kadınların sağlıklı yaşam sürelerini azaltan nedenler arasında ikinci sırada yer almaktadır
Tüm bu hastalıkların fizyolojik, ekonomik ve sosyal sorunlara neden olması sonucu kadının ve erkeğin yaşam kalitesi düşmektedir. Ayrıca bu gibi hastalıklar ülke için de büyük ekonomik yük getirmektedirler.
Başlangıçtan beri CYBH’a ilgisizliğin nedeni; CYBH’lar ölümcül değildir Tanı ve tedavileri güç ve pahalıdır Bu hastalıkların nedeni değiştirilmesi güç cinsel davranışlar idi ve uğraşmak zordu Aile planlaması ve AÇSAP programları içinde CYBH’a öncelik tanınması bu hizmetleri alanlara karşı bir damgalama oluşmasına neden olmaktaydı
Bugün üreme sağlığı düzeyini yükseltmede temel koşullardan birinin cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma ve kontrolü olduğu bilinmektedir
CYBH artışında; Erken yaşta cinsel hayatın başlaması Çok eşlilik Ülkeler arası seyahat imkanı Para ile sex Gebelikte veya doğum sonrasında bebeğe anne veya kan ürünleri yoluyla geçmesi Tanı ve tespit yöntemlerinin artması gibi durumlar etkili olmuştur.
Vakaların yaklaşık üçte biri 25 yaşın altındaki gençlerdir Vakaların yaklaşık üçte biri 25 yaşın altındaki gençlerdir. Her iki cins de CYBH’a duyarlıdır. Ancak birçok CYBH erkeklerden kadınlara geçmektedir. Bu hastalıklar kadınlarda belirti ve bulgu vermeksizin seyredebilir. Bu nedenle kadın ve çocuklar risk altındadır. Kadınlarda en önemli komplikasyon PID ve sonucunda tubalarda daralma, infertilite ve ektopik gebeliktir.
CYBH’a neden olan20’den fazla mikroorganizma vardır ki; bunların bakteri, virüs, mantar ya da parazit gibi çeşitleri olup genital, oral, anal optalmik veya sistemik belirtilere yol açabilmektedir. Bunlar; Genital ülser, genital siğil, akıntı, üretrit, vajinit, servisit, enteri, hepatit, artrit
CYBH’ların Önlenmesi CYBH giderek artmaktadır. Ancak bunların bir kısmı kolaylıkla önlenebilir. CYBH’ın kontrolüne yönelik iki temel çalışma vardır: 1.CYBH’ın sıklığı ve vaka sayısını azaltmak 2.CYBH konusunda tanı ve tedavi yeterliliklerini geliştirerek, bu hastalıklara bağlı komplikasyon ve sekelleri önlemek
DSÖ’nün CYBH’ların Önlenmesine Yönelik Yaklaşımı 1.Sağlıklı cinsel davranış biçimleri desteklenmeli 2.Kondom yaygın olarak ulaşılabilir ve maddi olarak karşılanabilir kılınmalıdır. 3.CYBH konusunda erken ve etkili bir tanı tedavi yaklaşımı geliştirilmeli
DSÖ’nün CYBH’ların Önlenmesine Yönelik Yaklaşımı 4. Hastaların ve eşlerinin sağlık hizmetlerinden hemen yararlanabilmeleri için gereken düzenlemeler desteklenmeli 5.Bazı “sessiz”hastalıkların (gebelikte sifiliz, HIV-AIDS) tanısı için tarama testleri uygulanmalıdır.
CYBH’ların Önlenmesini Güçleştiren Nedenler CYBH’lar ikinci basamak hizmeti olarak ele alınıp birinci basamak hizmetlerinde atlanmaktadır. CYBH taşıyıcılarının çoğunda belirti yoktur Riskli cinsel davranışı değiştirmek zordur
CYBH’ı Önlemede Temel Hedefler CYBH’a yönelik hizmetlerin birinci basamak sağlık hizmetiyle bütünleştirilmesi Erken ve etkin tedavi Eğitim, iletişim ve görüşme becerilerinin geliştirilmesi. Bu amaçla; *CYBH’ın tanıtımı *Yüksek risk taşıyan davranışlar ve sonuçları *Düşük risk taşıyan davranışlar *Verilen tedaviye uyumun önemi *Cinsel eşin de tedavi olması
CYBH’ı Önlemede Temel Hedefler Hizmet sunumunda tıp etiği ilkelerine ve hasta haklarına uygun davranılması Sürekli kalite gelişimi yaklaşımının uygulanması CYBH’ların önlenmeleri konusunda ilgili tüm çevrelerle ilişki kurulması
Gelişmekte Olan Ülkelerde CYBH’ların Kontrolü Çalışmalarında Öncelikler Cinsel davranış biçimlerini değiştirmek ve güvenli cinsel yaşam biçimlerini desteklemek amacıyla sağlık eğitimi verilmesi Hastaların tedavisine yönelik doğru yaklaşımların belirlenmesi Bulaşma açısından riskli olan hedef grupların, HIV, gonore, sifiliz konularında bilgilendirilmeleri
Gelişmekte Olan Ülkelerde CYBH’ların Kontrolü Çalışmalarında Öncelikler Antenatal dönemde HIV, sifiliz ve gonore vakalarının saptanması Yeni doğanlarda gonokok konjoktivitine yönelik profilaksi yapılması Asemptomatik ya da semptomatik olduğu halde hizmet talep etmeyen vakaların saptanması
Gelişmekte Olan Ülkelerde CYBH’ların Kontrolü Çalışmalarında Öncelikler Cinsel eşin tedavi edilmesi ve danışmanlık verilmesi Kondom kullanımının desteklenmesi
Cinsel Eş Tedavisinde Temel İlkeler Hastanın eş/eşleri belirti vermese de tedavi edilir Aynı patolojik etkene yönelik tedavi edilir Hasta ve eş /eşlerine hastalık, korunma yolları, riskli cinsel davranışlar ve tedavi gibi konularda eğitim ve danışmanlık verilir
EPİDEMİYOLOJİK ÖZELLİKLER CYBH çoğunlukla, özellikle de kadınlarda belirtisizdir. Sağlık kurumlarında standart tanı-tedavi uygulanmadığı için doğru tedavi edilemezler. Gelişmiş ülkelerde bile diğer sağlık sorunları ile başvuranlar CYBH yönünden araştırılmazlar. CYBH’ın tedavisi için standart yeterli sağlık kuruluşu yoktur.
EPİDEMİYOLOJİK ÖZELLİKLER Doğru tanı alanlarsa tedaviye tam uymayıp iyileşemezler CYBH’a karşı ön yargılar nedeniyle hastalar alternatif tedavi ararlar.
CYBH komplikasyonları Kadınlarda kronik pelvik ağrı ve infertilite Yenidoğanlarda körlüğe giden göz enfeksiyonları, pnömoni Kadınlarda sepsis, ektopik gebelik ve servikal kansere bağlı ölümler Erkeklerde üretral darlık ve infertilite Sosyal sonuçlar
Konunun toplum sağlığı açısından önemi vurgulanmalı, kontrol ve korunma programları özellikle de gençler olmak üzere tüm yaş ve cinsiyet gruplarına yöneltilmelidir
Önemli bir sorun da Klamidya, Gonore, Trikomonas gibi yaygın görülen enfeksiyonların %40-60 oranında asemptomatik seyretmesidir. Sağlık kuruluşlarında da asemptomatik vakalarda ileri tetkikler yapılmamaktadır. Asemptomatik vakalar ise bulaşmaya neden olmaktadır. CYBH açısından ilişkiye giren herkes risk altında ve hassastır. Bu nedenle eşler birlikte tedavi edilmelidir.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar AIDS GONORE SİFİLİZ GENİTAL HERPES ENFEKSİYONU KANDİLOMA AKİMUNATA GRANÜLOMA İNGUİNALE ŞANKROİD LENFAGRANULOMA VENEROUM TRİKOMONAS BAKTERİEL VAJİNOZİS KLAMİDYA
HIV/AIDS Epidemiyolojisi ve Korunma 1983’de AIDS’e neden olan HIV virüsü bulunmuştur. Asemptomatik enfeksiyondan AIDS’in ortaya çıkışına kadar geçen süre ortalama 10 yıldır.
HIV / AIDS’ın Bulaşma Yolları Cinsel yolla bulaşma Kan ve kan ürünleri ile bulaşma 1985 yılında antikor testlerinin bulunması ile kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden değerlendirilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Ülkemizde ise 1987 yılından beri tüm kan ve kan ürünlerine ELİZA yöntemiyle test yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir.
HIV / AIDS’ın Bulaşma Yolları Anneden bebeğe bulaşma; %20-30’dur. Sağlık personeline bulaşma; %0.3’dür HIV birçok vücut sıvısında bulunmasına rağmen, sadece kan, semen ve vajinal sekresyonlar ile bulaşmaktadır. Dokunmak, el sıkışmak, sarılmak, aynı saunayı, havuzu, banyoyu ve tuvaleti paylaşmak, ter, sivrisinek ısırığı, telefon kulaklığı, gözyaşı ile bulaşmamaktadır
KORUNMA Eğitim ve bilgilendirme Kondom kullanılması Kan ve kan ürünlerinin verilmeden önce mutlaka HIV bakılması Gebelerde HIV bakılması Sağlık personelinin eğitimi ve korunması
GONORE Oldukça ciddi bir enfeksiyondur. Yenidoğana doğum sırasında bulaşabilir ve sonuçta “gonoreal oftalmi” ortaya çıkar. Gonococcus Neisseria gonorrhoeae’nin neden olduğu bir genito-üriner yol enfeksiyonudur. Hayatı tehdit etmez ancak hastalık tedavi edilmezse üst genital bölgeye yayılarak salfingo oforitis ve pelvik abse gelişimi İNFERTİLİTE ile sonuçlanabilir.
GONORE Gonoreli kadınların %60’ının asemptomatik olduğu tahmin edilmektedir. Çok eşli cinsel ilişki ve kondomun kullanılmaması tüm veneral hastalıklar gibi gonore riskini de artırmaktadır. Estrojen düzeyinin düşük olduğu dönemler olan menarştan önce ve menopozdan sonra enfeksiyon riskinde artma görülür. Mümkünse eşler birlikte tedavi edilmelidir
GONORE Gonore tedavisini iki faktör etkilemektedir. Bunlar; Büyük miktarda mikroorganizmanın daha önce penisilin ve tetrasiklin gibi antibiyotiklerin kullanımıyla direnç kazanmış olması ve gonoreli kişinin klamidya enfeksiyonu geçirme sıklığıdır.
GONORE Enfeksiyonun en sık yayılma şekli, endoservikal kanaldan endometriuma, fallop tüplerine ve peritona yayılmadır. Menstruasyon sırasında endoservikal kanal dilate olduğu, servikal plak atıldığı ve menstrual akıntıdaki serum ve nekrotik dokular organizmanın beslenmesini sağladığı için direk yayılım kolaylaşır.
GONORE-Klinik Değerlendirme En sık görülen belirtiler dizüri, sık idrar ve pürülan vajinal akıntıdır. Akıntıya bağlı vulvada ödem, kırmızılık, yanma, kaşıntı ve ağrı gelişebilir. Abdominal ağrı ve kramp, üst genital organların etkilendiğini gösterir. Akut salfinjitte bilateral şiddetli alt abdomen ağrısı ve ateş ortaya çıkar. Abdominal ağrı, ateş ve karında hassasiyet PID’ye işaret eder.
GONORE-Klinik Değerlendirme Teşhis, hastanın hikayesi, fizik muayenesi ve kültürde N.gonorenin tespiti ile konur. Kültür için örnek, organizmanın en çok barındığı yer olan endoserviksten alınmalıdır. Kültür için en uygun zaman organizmaların çoğaldığı menstruasyon sırasıdır. Kadına muayeneden 2 saat önceden idrar yapmaması, vajina ve vulvayı temizlememesi öğretilir.
GONORE-Tedavi Yüksek doz penisilin ile tedavi edilir. Tedavi sona erdikten sonra 7. ve 14. günlerde kültür alınarak izlenmesi tedavinin başarılı olup olmadığını kontrol etmek bakımından önemlidir.
GONORE-Tedavi Hemşire hastaya hastalığın nasıl bulaştığı, aldığı tedavinin etkileri, yan etkileri ve takibinin nasıl yapılacağı ve kendi bakımını nasıl sağlayacağı konularında bilgi vermeli, enfeksiyonun tekrarlama olasılığını, eşinin enfeksiyon ile ilişkisini ve tedavi olması gerektiğini tartışmalıdır. Tedavi süresince cinsel ilişkiden kaçınması ve önerilen tedavi bittikten sonra kontrole gelmesi konusunda hasta uyarılır.
SİFİLİZ Sifiliz, Treponema pallidum adlı bir spiroket nedeniyle oluşmaktadır. Üç evreden oluşmaktadır. Primer sifilizin ilk belirtisi, genital bölge, anüs veya oral kavitede gelişen ağrısız şankr’dır. Bu ilk aşamada serolojik test genellikle negatiftir. Tedavi edilmemişse şankr yaklaşık 6 haftada iyileşir. Bu süreçte hastalık oldukça bulaşıcıdır.
SİFİLİZ Şankr kaybolmasına rağmen, spiroket canlıdır ve vücudun tüm bölümlerine kan yoluyla taşınır. Enfeksiyonun başlangıcından yaklaşık 2 ay sonra enfekte bireyler sekonder sifiliz belirtileri gösterir. Bu belirtiler, dalak ve karaciğerde büyüme, başağrısı, anoreksiya ve genel vücut kızarıklığıdır. Bu süreçte vulva derisinde döküntüler gözlenir. Bunlar siğile benzer, oldukça bulaşıcıdır. Bu aşamada, serolojik testler genellikle pozitiftir.
SİFİLİZ Tedavi edilmemişse, hastalık, birkaç yıl sürebilecek olan latent faza geçer. Latent fazı izleyen üçüncü evre sifiliz, kalp, kan damarları ve santral sinir sistemini etkileyebilmekte ve “general paralysis” ve “psychosis” ile sonuçlanabilmektedir.
SİFİLİZ-tanı ve tedavi Şankr’dan alınan örnekteki spiroketin belirlenmesi ve serolojik testle konmaktadır. En sık kullanılan test, Veneral Disease Research Laboratory (VDRL) serum testidir. Enfeksiyona cevap olarak üretilen antibadilerin varlığını ortaya koyan bir testtir.
SİFİLİZ-tanı ve tedavi Sifilizin tüm aşamalarının tedavisi penisilinledir. Kadın gebe değilse Tetrasiklin alternatif olarak kullanılabilir.
GENİTAL HERPES Herpes Simplex Virüs (HSV) neden olmaktadır. HSV’nin iki tipi vardır. Tip I ve Tip II. HSV II genital lezyonlara neden olmaktadır. Bulaşma ise, enfekte kişi ile direk temasla olmaktadır. Primer enfeksiyondan sonra 2-20 gün içinde vulva, perine veya perianal bölgede veziküller görülür. Başlangıç lezyonları vulvada şiddetli ağrı ve gerginliğe neden olabilir. Disparonaya görülebilir. Ayrıca lezyonlar serviks ve vajinada da oluşabilmektedir. Veziküller 1-7 gün içinde rüptür olur, iyileşmesi 12 günü bulan ülserler şekillenir
GENİTAL HERPES Enfeksiyonun başlangıcında, ateş, keyifsizlik, lenf nodlarında büyüme gibi grip benzeri belirtiler olabilir. Semptomlar hafiflediğinde virüs sinir ganglialarında sessizce bekler ve periyodik olarak yeniden aktive olur. Bu aktivasyon genellikle stres, ateş ve menstruasyon dönemlerinde olmaktadır. Tekrarlayıcı episodlar, başlangıç episodları kadar yoğun ve ağrılı olmamakla birlikte bulaşıcıdır.
GENİTAL HERPES-tanı Tanı, klinik belirtiler, semptomlar, vezikülden alınan sıvının viral kültürü ile konmaktadır
GENİTAL HERPES-tedavi Antiviral bir ilaç olan Acyclovir, semptomların ve tekrarlayıcı episodların azaltılması ve baskılanmasına yardım eder Kadın, lezyonların olduğu dönemde cinsel ilişkiye girmemesi yönünde uyarılır