İlaç Etki Mekanizmaları - Reseptörler Prof. Dr. Ç. Hakan KARADAĞ
Dersin Planı İlaç Etki Mekanizmaları Sınıflandırma Reseptör Tipleri
İlaç Etki Mekanizmaları Bir enzim üzerine etki Transit sistemleri üzerine etki Fiziko-kimyasal etki Makromoleküllerin (DNA, RNA ve Proteinler) sentezi üzerine etki Reseptörler üzerine etki
Bir enzim üzerine etki Bazı ilaçlar vücuttaki bir enzimi inhibe ederek etkilerini gösterirler - Siklooksijenaz - Monoamin oksidaz - Anjiotensin dönüştürücü enzim
Bir enzim üzerine etki
Bir enzim üzerine etki
Transit sistemleri üzerine etki Bazı ilaçlar hücre membranındaki iyon kanallarını etkileyerek etkilerini oluştururlar. - Na+ kanalları - Ca++ kanalları - K+ kanalları - Böbrek tubulus epitel hücrelerinde sodyum, potasyum, klorür geri emilimi
Transit sistemleri üzerine etki
Transit sistemleri üzerine etki
Fiziko-kimyasal etki Bazı ilaçlar etkilerini vücutta kimyasal reaksiyonlar oluşturarak oluştururlar. - Antasidler - Antidotlar
Makromoleküllerin sentezi üzerine etki Bazı ilaçlar bakteri, parazit veya malign hücrelerin makromoleküllerini (DNA, RNA ve protein) spesifik bir şekilde etkileyerek etkilerini oluştururlar. - Antibiyotikler - Antikanser ilaçlar
Makromoleküllerin sentezi üzerine etki
Reseptörler üzerine etki İlaçların çoğu etkilerini reseptörleri etkilemek suretiyle oluştururlar. Reseptörler, biyolojik aktif maddelerin (hormonlar, otakoidler, sitokinler, ilaçlar vb.) etkilerine aracılık eden, protein yapısında makromoleküllerdir. Yerleşimlerine göre, hücre içinde yerleşmiş ve membranda yerleşmiş reseptörler şeklinde 2 ana gruba ayrılırlar.
İntraselüler reseptörler Steroid hormon reseptörleri Membranda yerleşmiş reseptörler İntraselüler kısmı enzim etkinliği gösteren reseptörler (tirozin kinaz) İntraselüler kısmı bir enzim ile kenetli reseptörler (sitokin reseptörleri) Yapılarında iyon kanalı bulunduran reseptörler (iyonotropik reseptör) G proteini ile kenetli reseptörler (metabotropik reseptör)
İntraselüler reseptörler (Steroid hormon reseptörleri) Bu reseptörlerin aktivasyonu, hücre çekirdeğinde DNA ekspresyonunda değişmeye neden olur. Glukokortikoidler Projestinler Mineralokortikoidler Androjenler Estrojenler Tiroid hormon Retinoik asit Vitamin D
İntraselüler reseptörler (Steroid hormon reseptörleri)
İntraselüler kısmı enzim etkinliği gösteren reseptörler (tirozin kinaz) Reseptörün aktivasyonu hücre içinde bazı proteinlerin aktivasyonunda değişime neden olur. İnsülin Epidermal Büyüme Faktörü (EGF) Trombosit Kaynaklı Büyüme Faktörü (PDGF) Sinir Büyüme Faktörü (NGF) İnsülin-benzeri Büyüme Faktörü-1 (IGF-1)
İntraselüler kısmı enzim etkinliği gösteren reseptörler (tirozin kinaz)
İntraselüler kısmı bir enzim ile kenetli reseptörler (sitokin reseptörleri) Reseptörün aktivasyonu hücre içinde bazı proteinlerin aktivasyonunda değişime neden olur. Büyüme hormonu Eritropoietin Sitokinler Koloni stimüle edici faktörler
İntraselüler kısmı bir enzim ile kenetli reseptörler (sitokin reseptörleri)
Yapılarında iyon kanalı bulunduran reseptörler Reseptörün ortasında bir iyon kanalı vardır. Reseptörün aktivasyonu kanalın geçirgenliğinde değişikliğe neden olur. Nikotinik reseptör Glutamat NMDA reseptörü GABAA reseptörü
Yapılarında iyon kanalı bulunduran reseptörler
G proteini ile kenetli reseptörler Reseptör bir G proteini aracılığı ile membrandaki bir enzimle kenetlidir. Reseptörün aktivasyonu enzimi aktive ederek hücre içinde ikinci ulak oluşumuna neden olur. Birçok hormonun ve ilacın etkilediği reseptör tipidir.
G proteini ile kenetli reseptörlerde ikinci ulaklar G proteini ile aktive edilen enzim: Adenilat siklaz İkinci Ulak: sAMP
G proteini ile kenetli reseptörlerde ikinci ulaklar G proteini ile aktive edilen enzim: Fosfolipaz C İkinci Ulak: diasilgliserol (DAG) ve İnositol trifosfat (IP3)
Bazı Tanımlar Reseptöre bağlanarak bir etki oluşturabilen maddelere agonist denir. Eğer oluşan etki maksimumsa madde tam agonisttir. Oluşan etki maksimuma erişemiyorsa madde parsiyel agonisttir. Parsiyel agonistler ortamda tam agonist yok iken agonist gibi, ortamda agonist varsa antagonist gibi davranırlar. Reseptöre bağlanan, doğrudan bir etki oluşturmayan, ancak agonistin bağlanmasını engelleyen maddelere antagonist denir. Reseptöre bağlanabilen maddelere (agonist ya da antagonist olabilir) ligand denir