Karşılaştırmalı Eğitim Dr. Yar Ali METE
Türkiye’de karşılaştırmalı eğitim Türkiye’de her ne kadar karşılaştırmalı eğitime bir kavram olarak 1960’lara kadar rastlanmasa da, Türk eğitim sistemi içindeki karşılaştırmalı eğitim çalışmalarının düşünülenden daha eskilere dayandığı söylenebilir.
Türkiye’de karşılaştırmalı eğitim Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren eğitimde yaşanılan sorunların nasıl çözümleneceği üzerinde durulmuş ve bu amaçla bazen dışarıya heyetler gönderilmiş, bazen de dışarıdan uzmanlar çağırılmıştır. Ayrıca Ali Suavi, Namık Kemal ve İsmail Hakkı Baltacıoğlu gibi düşünürler, eğitim sisteminin geliştirilmesi için Avrupa ülkelerindeki eğitim sistemlerini tartışmışlardır.
Ancak bu konuda yapılan çalışmalar çoğunlukla bir tür “kolaj” çalışması gibi “kes-yapıştır” şeklinde olduğundan, hem Türk eğitim sistemini gereğince zenginleştirememiş, hem de eğitimdeki en önemli özelliği, yani yerelliği yansıtmayı engellemiştir.
Türkiye’de karşılaştırmalı eğitim Öte yandan bir sosyal bilim olan karşılaştırmalı eğitimde iç gözlem kadar dış gözlem de büyük önem taşır. Bu nedenle John Dewey gibi yabancı eğitimcilerin ülkemizi ziyaret edip, yapılan reformlarda rol oynamaları oldukça olumlu sonuçlar vermiştir.
Türkiye’de karşılaştırmalı eğitim Bu eğitimciler yeni kurulmakta olan bir devlet için gerekli elemanı yetiştiren eğitim kurumlarının (Köy enstitüleri örneğinde olduğu gibi) oluşturulmasında aktif rol oynamışlar, bunu yaparken de dış kaynaklardan çok iç kaynaklara yönelmişlerdir. Yapılan bu reform çalışmaları kısa zamanda meyvesini vermiş ve Türk kültürünün zenginleşmesine katkıda bulunmuştur.
Türkiye’de karşılaştırmalı eğitim Karşılaştırmalı eğitimle ilgili olarak Türkiye’deki eğitim bilimi çalışmaları ilk defa Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde Prof. Dr. Fatma Varış ve iki yabancı profesörün katkısıyla 1967 yılında verilen ‘Mukayeseli Eğitim’ dersi ile başlamıştır. Bu bilim insanlarının yazmış oldukları “mukayeseli eğitim” adlı kitabın, bu alanda yazılmış ilk eser olarak değerlendirmek mümkündür.
Türkiye’de karşılaştırmalı eğitim 1970’lerde yine Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesine bağlı “Mukayeseli Eğitim Araştırmaları Enstitüsü” kurulmuştur. Daha sonra 1985 yılında Adil Türkoğlu’nun Fransa, İsviçre ve Romanya eğitim sistemlerini inceleyen çalışması da Türkiye’de yayımlanan karşılaştırmalı eğitim çalışmaları için ilk önemli örnekleri arasında sayılabilir .
KARŞILAŞTIRMALI EĞİTİMİN YÖNTEMLERİ Karşılaştırmalı eğitimde "Ne ile ne karşılaştırılacaktır?" sorunu üzerinde farklı görüşler bulunmaktadır. Lauweyers'e (1979: 6-7) göre, başlıca iki görüş vardır. Bunlardan birincisi, bir eğitim sisteminin bir yabancı sistemle karşılaştırılmasını, diğeri ise çeşitli eğitim sistemlerinin birbirleriyle karşılaştırılmalarını savunmaktadır.
Günümüzde eğitimciler bu iki görüşü birleştirme yolunda çalışmaktadırlar. Birçok araştırmacı ise, yalnızca, çok benzer olay ve yapıların karşılaştırabileceğini düşünmektedirler .
Lauvveyers, Varış ve Neff'e (1979; 6-7) göre, eğitim sistemlerinin karşılaştırılmasında yaklaşım, dikey ve yatay olmak üzere iki çeşittir
Yatay yaklaşım Yatay yaklaşımda sistemlerin ayrı ayrı ve birlikte tüm öğeleri incelenir. Bu yaklaşım türünde karşılaştırılan sistemlerin ayrı ayrı ve birlikte araştırmanın yapıldığı döneme ait tüm unsurlar karşılaştırılır. Farklı eğitim sistemlerinin ayrı ayrı unsurları paralel bir şekilde bir bütün olarak incelenir. Tüm değişkenler yan yana getirilerek farklılıklar saptanmaya çalışılır. Ayrıca karşılaştırılan boyut öğretim programı ise, programdaki tüm boyutların diğer programdaki boyutlarla karşılaştırılmasında da yatay yaklaşım kullanılmış olur
Dikey Yaklaşım Kimi kaynaklarda tarihsel yaklaşım adı verilen dikey yaklaşımda ise, tarihsel analiz yöntemi kullanılır. Karşılaştırmalı verilerin yorumlanmasında, öncelikle, tarihsel analiz gereklidir. Dikey Yaklaşım: İncelenen ülkenin eğitim sisteminin tarihi evrimi izlenir. Karşılaştırmalı eğitim yapan kişiyi geleceğe ait bazı tahminler yapmaya yöneltir
Yapısal-işlevcilik Yaklaşımı Eğitim sistemiyle diğer toplumsal kurumlar arasındaki karşılıklı ilişkiyi tanımlayarak analiz eden yaklaşımdır. Bu yöntemde, sosyal koşullar ve çevrenin incelenmesi gerektiği varsayılır. Okul türleri arasındaki ilişkilerle ilgili eğitim yaklaşımı ve sosyal yapı ile eğitimin çeşitli yönleri arasındaki ilişkileri inceleyen eğitimsel-toplumsal yaklaşım şeklinde tanımlanmıştır.
Tanımlayıcı Yaklaşım Geleneksel karşılaştırmalı analiz yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda incelenen konu ile ilgili literatür incelendikten sonra ele alınan sistemlerin benzerlik ve farklılıkları belirlenmeye çalışılır
Açıklayıcı Yaklaşım Olayların nedenlerinin karşılaştırmalı olarak araştırıldığı çalışmalar bu yaklaşıma uygundur. Gelecekte programlara eklenecek yenilikler ve programlardaki ilerlemeler için bir takım ön çalışmalar yapılır .
Karşılaştırmalı eğitim araştırmalarında, "örnek olay" ve "problem" yaklaşımları da kullanılmaktadır Bir ülkedeki özel bir eğitim deneyimine ilişkin gözlem ve incelemeleri içeren örnek olay yaklaşımı, benzer koşullarda diğer ülkelerde yararlı olabilir . Ancak bu yöntemde karşılaştırma yapılmaz. Yorum ve karşılaştırma okuyucuya bırakılır .
Problem yaklaşımı Eğitim maliyetleri, öğretmenlerin statüleri, kadınların eğitim durumu, ilgili ülkelerde dil öğretim yöntemleri gibi sorunlar sistematik bir biçimde analiz edilir (Kazamias ve Schvvartz, 1977: 16-164). Problem yaklaşımı, aslında "bütüncü analizcin bir önkoşuludur. Bereday'e (1964: 23-28) göre, okul ile hizmet ettiği bireyler arasındaki karmaşık ilişkiyi tanımlamak ve uluslararası anlaşmayı sağlayarak "tipoloji" ile "yasalar"ı belirleyecek tüm sistemlerle ilgilenmek, karşılaştırmalı eğitimin son basamağıdır
Teşekkür ederim. Yrd. Doç.Dr. Yar Ali METE