YYÜ Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürlüğü
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ
Cinsiyet Kişinin kadın ya da erkek olarak gösterdiği genetik, fizyolojik ve biyolojik özelliklerdir. Örneğin kadınlar doğurabilir ama erkekler doğuramaz.
TOPLUMSAL CİNSİYET Toplumun verdiği roller, görev ve sorumluluklar, toplumun bireyi nasıl gördüğü, algıladığı ve beklentileri ile ilgili bir kavramdır. Bugün aşağı yukarı bir saatlik bir süre Içinde “Kadın Erkek Eşitliği” ve “Ttoplumsal Cinsiyet” konuşacağız. Toplumsal Cinsiyetin ne olduğunu, kadın ile erkeklerin eşit olup olmadığını,eşitlik kavramının gerçekten ne anlama geldiğini ve bu kavramların aslında yaşadığımız dünyayı nasıl etkilediğini, dönüştürdüğünü birlikte tartışacağız.
Dünyaya birbirinden çok da farklı olmayan bebekler olarak geliyoruz… Kadın ve erkek olmayı öğreniyoruz… Toplumsal Cinsiyet/KSGM
Toplumsal cinsiyet kavramı «kız ve «erkek» bebekler olarak dünyaya gelen insanların yaşamda başlarına gelen pek çok olay «kadın» ve «erkek»’e dönüşmeleri sonucudur.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 10 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 10. madde: Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Eşitlik dediğimizde aslında hemen aklımıza geliveren kadınlar ve erkeklerin eşit kanuni haklardan yararlanması…Bakalım gerçekten öyle mi?
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının temelinde , önyargılar, belli başlı kalıplar ve tutumların temelinde kökleşmiş kültürel değerlerin yanı sıra sosyolojik, iktisadi ve psikolojik nedenler bulunmaktadır. SORU: Kadınlar ve Erkekler bu dünyaya aynı biçimde geliyorlar, peki aynı biçimde mi yaşıyorlar?
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: yasalar önünde kadına ve erkeğe eşit davranılması, aile ve toplum içinde kadının ve erkeğin kaynaklardan, fırsatlardan ve hizmetlerden eşit biçimde yararlanması olarak açıklanmaktadır
Toplumdaki kadınlık ve erkeklikle ilgili her şey değer yargılarıyla bağlantılıdır.
Beklentiler, onaylama ya da cezalandırmalar, çocukların çok küçük yaştan itibaren birtakım kalıplara uygun biçimlenmelerini sağlar. Bunlara CİNSİYET KALIPLARI deriz.
Toplumda, aile içinde, kişisel ilişkilerde kadınlar ve erkeklerden beklentilerimiz farklıdır. Bu farklılığı da DOĞAL karşılarız!!!!!
Türkiye, anayasada «Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini» sağlayıcı nitelikte köklü bir revizyon yapmıştır. Anayasanın 10, 41, 66 ve 90. maddeleri kadın erkek eşitliğini öngörmüştür.
Toplumsal cinsiyet dediğimizde aslında sadece kadınlardan bahsetmiyoruz, erkekler de toplumsal cinsiyetten etkilenmektedir…
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ Cinsiyete bağlı ayrımcılık yapılmamasıdır TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ Cinsiyete bağlı ayrımcılık yapılmamasıdır. Karar verme, mekanizmasında, Seçme ve seçilme hakkının kullanılmasında, Fırsatları kullanmada, Kaynakların ayrılmasında, Kaynakların kullanılmasında, Hizmetleri elde etmede, eşit yararlanılmalıdır.
KADINLARIN ERKEKLERE GÖRE İKİNCİL OLUŞU, TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN SONUCUDUR. KADINLARIN VE ERKEKLERİN YAPTIKLARI İŞLERİN FARKLILAŞMASI, FARKLI İŞLERE FARKLI DEĞERLERİN YÜKLENMESİ TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN DE TEMELİDİR.
Eşitsizlik Göstergeleri O Halde eşitsizlik göstergelerine bir bakalım….Her ne kadar Cumhuriyetin kurulması ile kadın-erkek eşitliği yasal anlamda gerçekleştirilmiştir desek de aslında son yıllara kadar kadınları ilgilendiren birçok alanda bu eşitsizlik varlığını sürdürdü…aslında sürdürmekte…Özellikle hukuk alanına baktığımızda medeni kanun ve ceza kanununda ciddi problemer bulunmaktaydı ama son değişikliklerle bu eşitsizliklerin ciddi şekilde önüne geçildi. Bazı alanlarda devlet kuruluşları önemli ilerlemeler gösterdi. Twinning projesinden bahsetmek gerek burada. Özellikle şiddetle mücadele alanında hem yasal hem de uygulama alanında ciddi çalışmalar başlatıldı.
KADININ STATÜSÜ İLKOKUL ÖĞRENİMİ NÜFUS GELİR ÇALIŞMA SÜRESİ MÜLKİYET
MECLİSTE 1935 ‘te ilk defa mecliste 18 milletvekili vardı. Türkiye dünya 2.’siydi 1935 seçimleri % 4.6 2007 seçimleri %4.9 2010 seçimleri % 9.1 2015 son seçimlerde %17
Tüm Belediye Başkanlıklarında Kadın sayısı ERKEK KADIN 1358 40 Büyükşehir Belediye Başkanları ERKEK KADIN 27 3 Siyaset
Dünya Ekonomik Forumuna göre; 142 ülke içinde Türkiye, Mecliste kadın temsilinde %98 Bakanlar sıralamasında %133
bilmeyen kadınların oranı 2014’de EĞİTİM 25 yaş ve üstü okuma yazma bilmeyen kadınların oranı 2014’de % 9.2’dir.
2013-2014 yılında ise yükseköğretime devam eden erkeklerin oranı % 38.9 kadınların oranı %40.9’a yükselmiştir.
Okuma yazma bilmeyen kadın erkeklerden 5 kat fazladır oranı erkeklerden 5 kat fazladır
Dünya Ekonomik Forumuna göre; EĞİTİM’de 142 ülke içinde okuryazarlıkta 102. sıradayız
Türkiye’deki toplam mülklerin % 8,1’i kadınların, % 91,9’u erkeklerin üzerine kayıtlıdır
İSTİHDAM Kadın Erkek 1988 %34 % 66 2008 % 22 % 68 2015 % 33.3 % 67
Kadınların iş gücüne katılımındaki düşüşün nedenleri 1-Kentleşme 2-Tarımsal faaliyetten uzaklaşma
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelinde KADINA YÖNELİK ŞİDDET Kadınlara yönelik şiddet, "ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik acı veya ıstırap veren ve cinsiyete dayanan her türlü tutum ve davranıştır. Kadına yönelik şiddetin kaynağında
Duygusal/psikolojik şiddet Ekonomik şiddet Fiziksel şiddet İ İtmek, tokat atmak, tekmelemek, yumruklamak, gebeyken hassas bölgelere vurmak, yakmak,boğmaya çalışmak-boğazını sıkmak, saçlarından çekmek /koparmak vb Duygusal/psikolojik şiddet Küçümsemek, aşağılayıcı sözler söylemek, lakap takmak, uygulanan şiddeti inkar etmek, kadına karşı çocukları kullanmak, kadını ihmal etmek, sevgi göstermemek vb Ekonomik şiddet Kadının okumasına/çalışmasına izin vermemek, ya da zorla çalıştırmak, kadının işinde ilerlemesine fırsat vermemek, harçlık vermemek, kadının parasını elinden almak, ailenin geliri konusunda kadına bilgi vermemek vb Cinsel şiddet Kadını istemediği cinsel davranışlara zorlama olarak tanımlanabilir
Aile ve Sosyal Politika Bakanlığının araştırmasına göre; 2008 2014 Fiziksel şiddeti %39 % 36 Cinsel şiddetine %15 %12 Ekonomik şiddet % 29 %30 Psikolojik şiddet % 19 %15 Ülke genelinde 10 kadından biri şiddet görmektedir.
CAM TAVAN KAVRAMI; Kadınlar akademik kariyerde profesörlüğe kadar yükselirken, yüksek öğretim kurumlarında liderlik pozisyonlarında çok az temsil edilmektedir.
Türkiye’de CAM TAVAN VARDIR, YÖK ACİL ÇÖZÜM BULMALIDIR BU SORUNA YÖK ACİL ÇÖZÜM BULMALIDIR
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün “Türkiye’de Kadının Durumu 2014” raporuna göre; Üniversite Öğrencilerinin %46 Akademisyenlerin % 41 Profesörlerin %28
Ülkemizde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin sağlanmasına yönelik çeşitli önlemler alınsa da görüldüğü üzere henüz eşitlik sağlanamamıştır.
2015 Şubat itibarı ile Akademik kurumlardaki yönetici kadın oranı %21 kadın rektör %7,4’tür.
TOPLUMSAL CİNSİYET KONUSUNDA ALINACAK ÖNLEMLER kadın-erkek eşitliği konusundaki gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, kadınların özel alandan kamusal alana geçişlerinde önlemlerin alınması, kadınların toplumsal, ekonomik, siyasal haklarını erkeklerle eşit olarak kullanmalarının sağlanması devletin gerekli politikaları oluşturması ve bütçe ayırması
“Kadın sorunları” sadece kadınların sorunları değildir “Kadın sorunları” sadece kadınların sorunları değildir. “KADIN SORUNLARI” TOPLUMUN SORUNLARIDIR. ÇÖZÜMÜNDEN DE HERKES SORUMLUDUR. Cinsiyete dayalı işbölüşümünün yarattığı eşitsizlik sadece kadınları değil, erkekleri de olumsuz etkiler.
TEŞEKKÜRLER.