İngilizce Makale Okuma Uz. Dr. Esra Yürümez Solmaz
Role of Positive Parenting in the Association Between Neighborhood Social Disadvantage and Brain Development Across Adolescence Sarah Whittle, Nandita Vijayakumar, Julian G. Simmons,Meg Dennison, Orli Schwartz, Christos Pantelis, Lisa Sheeber, Michelle L. Byrne, Nicholas B. Allen JAMA Psychiatry. 2017;74(8):824-832. doi:10.1001/jamapsychiatry.2017.1558
Sosyoekonomik dezavantajlara sahip olmanın hayat boyu işlevsellikte önemli etkileri olduğu bildirilmektedir. Olumsuz etkilerin çocukluk veya ergenlikte başladığı düşünülüyor. Bir dizi çalışma, bu etkilere aracılık edebilen nörobiyolojik faktörleri saptamaya çalışmış, Sosyoekonomik dezavantaj (özellikle yoksulluk) ve beyin yapısı arasındaki ilişkileri ortaya koymuştur. subkorteks ve frontal, parietal ve temporal kortekste tanımlanan yaygın değişiklikler
Sosyoekonomik dezavantaj (SD) ve nörobiyoloji arasındaki ilişkide sayısız süreç etkili olabilir. SD ebeveynlik niteliğini etkileyebilir ve dolayısıyla da çocuğun beyin gelişimi etkilenmiş olur. Buna karşılık bakım verme davranışları da, dezavantajlı yaşam olaylarının etkilerinden çocuğu koruma görevi görebilir. Ebeveynlerin bu ‘tamponlayıcı’ etkisinin adölesanlarda nörobiyoloji üzerinde ne kadar etkili olduğuyla ilgili bilinenler oldukça azdır.
Bu çalışmanın temel amacı olumlu ebeveynliğin potansiyel tamponlayıcı rolünün, SD durumda olan ergenlerdeki beyin gelişimi üzerindeki etkilerini araştırmaktır.
Olumlu ebeveynliğin SD’ın beyin gelişimi üzerindeki etkilerini azalttığı, Beyin gelişimi sürecinin aynı zamanda adölesanın işlevselliği ile de ilişkili olabileceği hipotez edilmiştir.
Bu çalışmanın ikinci amacıysa ailenin (ebeveynlerin maddi kazancı, harcamaları, mesleği ve eğitim seviyeleri) ve olumsuz SD’ın nörogelişimsel etkilerini değerlendirmektir. Ayrıca çevresel faktörlerin cinsiyete özgü etkileri olabileceğinden, yapılan analizlerde cinsiyet farklılıkları da araştırılmıştır.
Katılımcılar Melbourne, Avustralya'daki genel toplumdan 177 ergen, 1-3 kez (ortalama 13, 17 ve 19 yaşlarında) manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taramalarını tamamlamıştır. Başlangıç değerlendirmesinde ergenler anne-çocuk etkileşim görevlerinde yer almışlardır.
Toplamda 11- 20 yaşları arasındaki 166 katılımcı Bunlardan da MRI görüntü kalitelerinin yetersiz oluşu nedeniyle 9 katılımcı dışlanmıştır. 2 katılımcı da IQ puanları 70’in altında olduğundan çalışma dışı bırakılmıştır. Toplamda 11- 20 yaşları arasındaki 166 katılımcı Bunlardan da 73’ünün (%44) 3 görüntülemesi 55’inin (%33) 2 görüntülemesi 38’inin (%22,9) 1 görüntülemesi
SD’ı değerlendirmede dört yöntem kullanılmış Ebeveynin meslek statüsü, Avustralya Ulusal Üniversitesi Dörtlü ölçeğe (AUÜD)* dayanarak değerlendirilmiş. *ulusal nüfus sayımı verilerini (tüm Avustralya haneleri için zorunludur) çizer ve meslekleri, beceri seviyesine ve türüne göre sınıflandırır Ebeveyn eğitim seviyesi de yine AUÜD ile değerlendirilmiş. İki ebeveynli ailelerde, meslek ve eğitim seviyesi daha yüksek olan kabul edilmiş.
İhtiyaçlara göre gelir düzeyi ise hane halkı büyüklüğü için Avustralya yoksulluk sınırına göre bildirilen aile gelirine dayalı olarak ölçülmüş. Çevresel SD ise 2006 Sosyo-Ekonomik Yerel İndeksi‘nin Göreceli Sosyoekonomik Dezavantaj İndeksi’ne* dayalı olarak ölçülmüş. *Küçük coğrafi alanlardaki (yaklaşık 250 ev) insanların ve hane halklarının ekonomik ve sosyal koşullarıyla ilgili bir dizi bilgiyi özetleyen bir sosyoekonomik endeks. Analizler için persentil eğrileri kullanılmış ve yüksek persentil puanları daha olumsuz çevresel koşulları gösteriyor.
İlk değerlendirmede ergenler ve anneleri iki tane 20 dk’lık etkileşim görevini tamamlamışlardır. Bu sırada video çekimi, ardından da bunların kodlamaları yapılmıştır. Etkinlik planlama (EP), problem çözme etkileşimleri (PÇ) Aile Ortamında Yaşamak (The Living in Family Environments) kodlama sistemi kullanılarak annenin sözel ve sözel olmayan davranışları puanlanmıştır.
Mutlu ya da ilgili bir yüz ifadesi içeren tüm davranışlar ile ayrıca onaylayıcı, şefkatli veya nötr bir ifadeyle yapılan mizahi yorumlar olumlu bir davranış yapısı olarak kabul edilmiş. Annenin her iki etkileşim sırasındaki olumlu davranış sıklığı kaydedilmiş.
Gençlerin geç adölesan döneminde uygulanmıştır. Çocukların Global Değerlendirme Ölçeği, o andaki global işlevselliği değerlendirir, Gençlerin geç adölesan döneminde uygulanmıştır. Ayrıca yine bu dönemde görüşme yoluyla akademik işlevlerine ilişkin de bilgi edinilmiştir. 12. sınıf tamamlama ve Avustralya Tersiyer Kabul Sıralaması puanı (lise mezunlarının nihai değerlendirme performansının yüzdelik sıralaması)
Sonuçlar Ebeveyn eğitiminin, mesleğinin veya evin ihtiyaca göre gelir düzeyinin kortikal kalınlık ya da subkortikal hacimler üzerinde önemli bir etkilerinin olmadığı belirlenmiştir. Yaş veya cinsiyete göre bakıldığında da durum değişmemiş.
Olumsuz Çevre Koşulları Daha olumsuz çevre koşullarının, yaşla beraber sağ orta temporal girusta ve temporal uç bölgede artmış kalınlıkla ilişkili olduğu saptanmış. Ancak uzunlamasına etkiler çok daha belirgin olarak bulunmuş. Bilateral orta ve inferior temporal giruslar, temporal uç, fuziform girus ve sağ parahipokampal girusta uzunlamasına bakıldığına normalde de bir kalınlaşma olmasına karşın, daha olumsuz çevre koşullarıyla kortikal kalınlıkta daha fazla artış olduğu görülmüş. (Figure 1 and Figure 2).
Uzunlamasına bakıldığında aynı zamanda daha olumsuz çevre koşulları, sol ve sağ amigdala hacimlerinde artışla da orantılı bulunmuş. Olumsuz çevre koşulları ve sağ amigdala arasındaki ilişkide cinsiyetin de etkili olduğu görülmüş. Takip eden analizlerde bu etkinin (tüm örneklemde) yalnızca erkeklerde ortaya çıktığı görülmüştür. Ailedeki olumsuz şartlar kontrol edildiğinde de bu sonuçların değişmediği görülmüştür.
Ebeveyn Eğitimi, Mesleği ve Evin İhtiyaca Göre Gelir Düzeyi PÇ etkileşimleri sırasında olumlu annelik davranışının, ebeveyn mesleğinin sol amigdalanın gelişimi üzerindeki etkisini azalttığı gözlemlenmiş. Daha düşük seviyede mesleğe sahip ebeveyni olan adölesanlarda, daha fazla olumlu annelik davranışı, azalmış sol amigdala büyümesiyle ilişkilendirilmiş. Daha yüksek seviyede mesleğe sahip ebeveyni olan adölesanlarda, daha fazla olumlu annelik davranışının ise sol amigdala büyümesinin hızlanmış olduğu belirlenmiş.
PÇ sırasında olumlu annelik davranışının aynı zamanda, evin ihtiyaca göre gelir düzeyinin sağ amigdalanın gelişimi üzerindeki etkilerini azalttığı saptanmış. Sağ amigdalanın gelişimi ayrıca cinsiyete de bağlı Cinsiyete göre ayrı ayrı bakıldığında bu etkinin erkeklerde belirgin olarak ortaya çıktığı görülürken, kızlarda bu etki saptanmamış.
Evin ihtiyaca göre gelir düzeyi daha düşük olan erkek çocuklarda, daha fazla olumlu annelik davranışının, uzunlamasına bakıldığında amigdalanın hacminde artışla ilişkili olduğu saptanmış. Olumsuz çevre koşulları kontrol edildiğinde (ve bunun yaş ve olumlu annelik davranışıyla ilişkisi) sonuçların değişmediği bulunmuş.
Olumsuz Çevre Koşulları PÇ sırasında olumlu annelik davranışı (OAD) ile olumlu anneliğin, olumsuz çevre koşullarının beyin gelişimi üzerindeki etkisini azaltıcı etkisi arasında belirgin cinsiyet farklılıkları belirlenmiş. Sağ lateral orbitofrontal korteks (LOFC) ve dorsal frontal korteks bölgelerinde kalınlaşmayla ilişkili bulunmuş, ki uzun dönem izlendiğinde bu bölgelerde normalde incelme olmaktadır. Benzer etkiler EP etkileşimleri sırasındaki OAD için de kaydedilmiş. Ailenin dezavantajı kontrol edildiğinde de (ve bunun yaş, cinsiyet ve OAD ile etkileşimi) sonuçlar değişmemiş. Subkortikal yapıların hacimlerinde de etkilenme olmamış.
Sağ LOFC ve dorsal frontal bölgelerden ortalama kalınlık çıkarıldıktan sonra, takip analizleri etkilerin erkeklerde anlamlı olduğunu, ancak kadınlarda olmadığını göstermiştir. Erkeklerde, özellikle daha fazla olumsuz çevre koşuluna sahip olanlarda, hem LOFC hem dorsal frontal kortekste OAD’nın etkilerinin daha belirgin olduğu saptanmış. Ayrıca OAD’nın, olumsuz çevresel koşullara sahip erkek adölesanlarda yaşla birlikte daha fazla incelme ile ilişkili olduğu bulunmuş.
Geç Adölesan Dönem Sonuçlarını Öngörme Erkeklerde yapılmış olan model, Sağ dorsal frontal korteksin gelişiminin, olumsuz çevre koşulları, PÇ sırasındaki OAD ve okul başarısızlığı arasındaki ilişkiyi belirgin ölçüde yönlendirdiğini göstermiş. (Figure 3C and Figure 4). Ayrıca göreceli daha olumsuz çevre koşulları ve daha az OAD’nın adölesan erkeklerde, yaşla birlikte kortikal kalınlıktaki değişimin okul başarısızlığıyla da ilişkili olduğu gösterilmiş. OAD’nın daha az olmasının dolaylı etkisi Diğer beyin gelişimiyle ilgili süreçler (SD ya da OAD) dolaylı olarak diğer geç adölesan dönem sonuçlarını öngörmemiştir.
Tartışma 11-20 yaş arası adölesanlarla yapılmış olan bu uzunlamasına çalışmada, aile SD’nın değil, ancak çevresel olarak SD olmanın özellikle temporal loblarda olmak üzere beyin gelişimini etkilediği bulunmuştur. Dahası OAD’nın; SD’ın adölesanlarda (öz. erkeklerde) amigdala ve frontal korteks gelişimi üzerindeki etkilerini azalttığı belirlenmiştir. Daha olumsuz çevre koşulları olması durumunda OAD ile; dorsal frontal LOFC ve amigdalanın gelişimsel süreçlerinin SD olmayan adölesanlar gibi olacağını öngörmektedir.
Daha olumsuz çevre koşulları Erkeklerde SD artışı, OAD azalması kortikal incelmede azalma ve sonuç olarak okul başarısızlığında artış Çevresel SD durumda olmanın, beyin kortikal gelişimi etkileri bakımından ailesel faktörlerden daha önde geldiği tespit edilmiş. Daha önce yapılmış çalışmalarla da uyumlu Daha olumsuz çevre koşulları Yaşla artan amigdala hacmi Yaşla temporal korteks kalınlığında artış (orta temporal, inferior temporal girus, parahipokampal ve fuziform girus )
SD, zayıf dil gelişimiyle ilişkili bulunmuş. Bu beyin bölgelerinin bilinen işlevleri göz önüne alındığında bulgular daha olumsuz çevre koşullarının; Strese yanıt/tehlikeyi işlemleme, hafıza ve/veya dili etkileyebileceği düşünülüyor. SD, zayıf dil gelişimiyle ilişkili bulunmuş. Bunun da çevresel uyaranların azlığından kaynaklandığı düşünülüyor. Sonuç olarak bulgular; SD’ın strese duyarlılık, dil ve diğer temporal lob aracılı işlevler üzerindeki kalıcı etkisini kısmen açıklayabilen bir nöral mekanizmayı tanımlamaktadır.
Diğer araştırmalar SD’ın beyin gelişimi üzerinde ebeveynlik davranışı aracılığı ile etki gösterdiğini söylese de; Aslında olumlu annelik davranışının, aile dezavantajı ve amigdala gelişimi arasındaki ilişkide hafifletici bir etkisi olduğu ve Erkeklerdeki kortikal gelişim üzerindeki olumsuz çevre koşullarının etkisini tamponlayıcı rolü olduğu bulunmuştur
Amigdalanın gelişim süreci, bu çalışmada araştırılan fonksiyonel sonuçlardan herhangi birini öngörmemesine rağmen, Önceki çalışmalar burada gözlemlenen yüksek mesleki dezavantaj ve düşük düzeyde olumlu annelik davranışına sahip adölesanlardaki amigdalanın gelişim paterninin, emosyonel regülasyon bozukluğu ile ilişkili olabileceğini göstermektedir.
Bulgulara göre, frontal kortikal bölgelerin adölesan dönemde maturasyonel değişiklikler göstermeye devam ettiği ve bunların duyguları işlemleme ve yürütücü fonksiyonlar açısından önemli olduğu anlaşılmaktadır. Pek çok araştırma SD’ın yürütücü fonksiyonlar ve emosyon regülasyon süreci üzerine olan olumsuz etkisini desteklemektedir. Olumlu ebeveynlik davranışının ise, sosyoekonomik olumsuz şartlarda büyüyen erkek çocukları, çevre kaynaklı nöral değişikliklerden koruyabileceği ileri sürülmektedir.
Olumlu ebeveynliğin, nöral mekanizmalar üzerindeki etkilerinden biri de hızlanmış kortikal incelme olarak saptanmıştır. Adölesan dönemde hızlanmış kortikal incelmenin, daha uyumsal bireysel özelliklerle ilişkili olduğu bulunmuş ve, Hızlanmış kortikal incelmenin, dinamik sinaptik yeniden düzenlenme ve/veya devam eden intrakortikal miyelinizasyondan kaynaklanıyor olabileceği öne sürülmüştür.
Bulguların bir kısmının neden sadece erkeklere özgü olduğu açık değildir. Olasılıklardan biri; Kızlara göre erkek frontal korteksi daha immatür olduğundan, adölesan dönemde olumlu çevresel etkilere erkek frontal korteksinin daha duyarlı olmasıdır. Ayrıca frontal lob aracılı yönetici işlevlerdeki yetersizliklerin davranışsal sorunlarla ilişkili olduğu ve bunun da erkeklerde okulu bırakma ile ilişkili olduğu bulguları göz önüne alındığında, Bulguların erkeklere özgü sosyobiyolojik bir yolağı ortaya çıkardığı düşünülebilir.
Sınırlılıklar Ebeveynlik ve sosyoekonomik dezavantaj ölçümlerinin bir kez yapılması, Adölesan dönemi öncesi etkilenimlerin değerlendirilememiş olmasıdır.
Sonuç olarak, Bu çalışma olumlu ebeveynlik davranışlarının, SD’ın beyin gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerini tamponlayabildiğini gösteren ilk araştırmadır. Ayrıca çevre koşullarındaki olumsuz faktörlerin ne düzeyde olduğuna bağlı olarak da beyin gelişim süreçlerini etkilediğini ortaya koymaktadır. En önemlisi, SD olmak ile olumlu ebeveynlik davranışı arasında bir ilişki yoktur. Bu nedenle SD bağlamında en uygun şekilde beyin gelişimini desteklemek için, ‘ebeveynlik davranışı’ değiştirilebilir bir hedefi temsil etmektedir.