Emek Arzı; reel ücretin yanı sıra, gelecekteki kazançlar, alternatif işin fırsat ücreti, sosyal yardımlar ile zevk ve tercihlerin bir fonksiyonudur. Diğer ikisini değişmez kabul edersek, reel ücretin artması, emek (işgücü) arzını artıracaktır.
Emek Talebi; reel ücret ile sermayenin reel fiyatının bir fonksiyonudur. Sermayenin fiyatı sabit kabul edildiğinde reel ücretteki bir artış emek talebini azaltacaktır. Emek talebi ile emek arzının kesiştiği noktada emek piyasası dengededir.
İşgücü büyüklüğünü belirleyen temel etmenler, nüfusun büyüklüğü, yaş yapısı ve işgücüne katılım oranıdır. Bu oran da, 15-65 yaş arası aktif nüfusun içinde istihdam edilenlerle işsizlerin payını gösterir. Yani aktif nüfus içinde çalışmak isteyenlerin payı. İnsanların günlük zamanlarını çalışma zamanı ile boş zaman olarak ikiye ayırmak mümkündür. Böyle bir ayrım dikkate alındığında ücret artışları çalışma süresini ilk başta artıracağı gibi, belli bir yüksekliğe ulaşınca çalışmaktan kaçınma durumu ortaya çıkacaktır. Bir başka deyişle, ücretlerin belli bir seviyeyi aşınca insanlar boş zamanları tercih edeceklerdir ve kazandıkları ücret ile boş zamanlarını satın aldıklarını düşünerek daha fazla çalışmak istemeyeceklerdir. Böylece geriye dönüşlü emek arz eğrisi elde edilir.
Önceki slayttaki şekilde reel ücret seviyesinin üzerine çıkılırsa kişinin tercihi boş zamandan yana olacaktır. Kişinin geliri artmıştır ve kişi daha fazla mal ve hizmet satın alabilecektir. Boş zamanı da bir mal olarak düşünebiliriz. Kişi, daha fazla boş zaman alabilir durumdadır. Bir diğer ifade ile, boş zamanı tercih eder; çünkü artan kazancını tüketmek için zaman kazanmak ister.
Günümüzde uzun dönemde emek piyasasında şu gelişmeler yaşanmaktadır: Kadınlar işgücüne katılımı artmaktadır. Güvencesiz çalışma artmaktadır. Kişisel (günlük, haftalık) çalışma süreleri kısalmaktadır. Ömür uzadığı için çalışma yılı artmaktadır. Batı ülkelerinde doğum oranları düştüğü için işgücüne katılım azalmaktadır. Dış göç alan ülkelerde emek arzı artmaktadır. (Son zamanlarda Türkiye için Suriyeli göçmenler) Boş zamanda ikinci işlerde çalışma eğilimi yükselmektedir. Çalışma rejimi esnekleşmektedir: Tam zamanlı çalışmanın yanı sıra; yarı zamanlı, parça başı, mevsimlik, geçici çalışma türleri yaygınlaşmıştır. Sendikalaşma oranı düşmektedir.
2016 yılında Türkiye’de işgücünün sektörel dağılımı: Tarım % 20,6, Sanayi % 20,0, İnşaat % 7,2 ve Hizmetler % 52,2 2012 yılında Türkiye’de istihdam türlerinin dağılımı: (bu istatistik sık sık yenilenmemektedir) Ücretli-yevmiyeli çalışan % 60, Kendi hesabına çalışan % 22,3, ücretsiz aile işçisi % 14,1 ve işveren % 5,5