PELOİDLER VE UYGULAMASI
PELOİDLER Jeolojik , biyolojik ve klimatolojik olaylar sonucu kendiliğinden ince tanecikli yapıda oluşmuş yahut tedaviden önce tanecikleri inceltilmiş ve tıpta çamur veya bulamaç halinde banyolar veya paketler şeklinde kullanılan organik veya inorganik madde karışımlarıdır. Hastalıkları iyileştirici, hafifletici veya önleyici etkileri, bir Balneoloji Enstitüsü veya uzman bir balneoloğun bilimsel raporu ile belirlenmiş olmalıdır.
İkinci sıklıkla kullanılan balneoterapötik etkenlerdir. Kullanım öncesi yeterli miktarda düz veya termomineral su ile karıştırılıp uygun yoğunluk ve sıcaklığa getirilirler. Kullanım sonrası depolanarak yeniden olgunlaşma sürecine terk edilirler. Bu süreçte fiziksel ve biyokimyasal özelliklerini yeniden kazanırlar.
Türkiye Peloid Kaynakları: Afyon - Sandıklı İstanbul -Tuzla Aydın - Germencik Balıkesir - Susurluk-Kepekler, Gökçedere Çanakkale - Kestanbolu Denizli - Gölemez İzmir - Dikili ve Seferihisar - Karakoç Kütahya - Gediz, Yoncalı ve Simav-Maşa
SINIFLANDIRMA Peloidler kaynak, nitelik ve bileşimlerine göre sınıflandırılabilirler. Oluşum şekilleri, kaynakları ve kimyasal kompozisyonları temelinde yapılan Basitleştirilmiş bir sınıflandırmaya göre başlıca dört tip peloid ayrımı yapılabilir 1. Turbalar 2. Bataklar 3. Deniz ve delta balçıkları 4. Topraklar
Turbalar: Jeolojik olarak kömürün, torftan başlayarak linyit üzerinden basit maden kömürüne evriminin en genç halkasını oluşturan karbondan zengin, bitki kısımlarından ayrışmış olan koyu kahverengi bir karışımdır
Torf, ıslak ve rutubetli ortamda yetişen bitkilerin uzun yıllar boyunca bıraktıkları artıkların havasız ortamda kısmen ayrışması ile oluşmuş, %30-95 organik madde içeren maddeler olarak tanımlanır
Yüksek su tutma kapasitesine sahiptirler. Asit pH’tadırlar. Karbonca zengin, bitki köklerinden ayrışmış olan koyu kahverengi bir karışımdır. Jeolojik olarak kömürün evriminde en genç halkadır
Turbalar, kurumuş göl ve batak alanlarında oluşurlar Turbalar, kurumuş göl ve batak alanlarında oluşurlar. Sular çekildiğinde kuruyan bitkiler bataklık alana dökülür. Mantar ve aerob bakteriler tarafından metabolize edilirler (çürüme). Bu olgunlaşma (humifikasyon) sürecinin bir parçasıdır. Olgunlaşma sürecinde belli bir flora fauna oluşur. Çürüyen tabakalar yavaş yavaş aşağıya çökerler ve durgun yer altı suyu tabakasında oksijensiz kapalı bir ortamda kalırlar. Bu şekilde yeni madde grupları gelişir. Anaerob ortamda asit maddeler artar. Bunlardan koyu kahverengi humik asitlerin oluşumu belirleyicidir
BATAKLAR Şifalı bataklar: Organik maddeler bakımından çok farklılık gösterirler. Durgun sulardaki ufak tanecikli çökeltilerdir Orijinlerine bakıldığında çoğunlukla yer altı suları seviyesinden aşağıdaki derinliklerden, besin değeri yüksek sulardan kaynaklanırlar ve dolayısıyla turbalardan daha fazla mineral madde içerirler. İnorganik madde içeriği en yüksek olan peloidlerdir
Şifalı bataklar arasında ilk sırayı bituminöz çamurlar alır. Bunlar durgun sularda veya çok yavaş akan bir suda toplanmış olan küçük tanecikli gevşek yapıda çöküntülerdir. Değişik miktarlarda organik ve inorganik maddeler içerirler; organik içerikleri sudaki canlı maddelerden, mineral içerikleri ise kaya erozyonu ve çürümeye bağlanır.
Mavi siyah renkteki tam çürümüş çamura, sapropel denir. Termo-mineral suların doğal olarak yeryüzüne çıktıkları (kaynaklandıkları) yerlerde, kaynak suyun taşıdığı mikroorganizmalar tarafından oluşturulan reaksiyonlarla birikerek oluşanlar mineralli bataklar, kaynak çamurlar veyakronojen peloid olarak adlandırılır. Volkanik kaynaklarda krater ağzında gazların havaya karışmasıyla biriken tortular, volkanik çamurlar olarak adlandırılırlar
DENİZ VE DELTA BALÇIKLARI Deniz balçıkları ise deniz diplerinde, gelgitlerle çöken ve deniz suyuna benzer içerikte çözünmüş mineral içeren çözeltilerdir. Bu tuzlu su balçıkları, denizlere nehirlerin taşıdığı, büyük miktarlardaki minerallerin ve bozulmuş plankton kalıntılarının, deniz içinde akıntının olmadığı, hareketsiz alanlarda oluşur. Balçık, minerallerden çok zengin fakat aynı zamanda organik maddeler de içeren, mavi-siyah renkte bir maddedir. Tuzlu deniz suyunun organik içeriğindeki hücresel elemanların çürüme işlemleri sırasında da kükürt içeriğini kazanır
TOPRAKLAR Katı halde bulunan su içermeyen kayaçlardır. Ufalanma ile ufak tanecikli maddeler olarak da oluşabilirler. kireç taşı, volkanik tüfler bu grupta yer alır.
Peloidin termal iletkenlik oranı, ısı enerjisinin sıcaktan (peloid) soğuğa (insan vücudu) transfer hızını temsil eder. Bu oran arttığında ısı vücuda daha hızlı gider
Bir gram kuru peloidin oda sıcaklığında bağlayabildiği su miktarına peloidin su tutma kapasitesi denir. Su tutma kapasitesi uygulama sırasında istenen yoğunluğun oluşturulabilmesi açısından oldukça önemlidir. Tam su doygunluğu, peloidin su tutma kapasitesinin yaklaşık %100’üne eşdeğerdir. Bu, peloidin terapötik kullanımı için uygun yoğunluktur ve normal yoğunluk olarak belirtilir
Peloidlerin Terapötik özellikleri Alman Kaplıcalar Birliği balneoterapötik amaçlı kullanılan çamurun doğal kaynaklı peloid olması gerektiğini vurgulamıştır. Yapılarının değişmesini önlemek ve her şeyden önce hijyenik olmaları için bunlar kazılmalı ve depolanmalıdır. Kaplıcalar için en uygun ekstratlar yakınında olmasıdır. Çamurun transport edilen mesafesine bağlı olarak su konsantrasyonu değişir. Genelde su miktarı, transport mesafesi uzadıkça azaltılmaktadır.
Peloidin temel terapötik etkisi; su tutma kapasitesi ve ısı tutma kapasitesine bağlıdır. - Ancak bu özellikler çamurun olgunlaşması ile ortaya çıkmaktadır ve kontrollü bir hipertermi sağlanması için ancak olgun çamurun kullanılması uygun olacaktır. Olgun çamurda hidratasyon kapasitesi ve dansitesi daha homojenize, ısı tutma kapasitesi yüksektir.
Peloidi oluşturan kum, kil gibi taneciklerin hangi minerallerden yapıldığının belirlenmesi mineralojik bileşim, kimyasal bileşim ise inorganik maddelerin belirlenmesidir. Granülometrik dağılım: taneli elemanların boyutsal ve birbirlerine göre oransal dağılımının analizidir. Organik kökenli maddeler; bitkisel ve hayvansal kökenli elemanların tanımlanmasıdır.
Peloid endikasyon ve kontrendikasyonları Çamur tedavisi, fizik ve balneolojik tedavinin temel kısmını oluşturur. Bu tedavi hastada genel bir relaksasyon sağladığı gibi lokal çamur paketleri ve çamur küvet banyolarında, fonksiyonları bozulmuş olan kaslar, eklemler ve iç organlara doğru yoğun bir ısı transferi yapılır. Peloidler en sık Romatizmal hastalıklarda tam veya lokal banyo veya paketler şeklinde, tek başına veya termomineral banyo uygulamaları yanında bir kür programı içinde yer alır. Çoğunlukla turba veya batak çamurları kullanılmaktadır.
Peloid Tedavisi Endikasyonları: Özellikle dejeneratif eklem hastalıkları (kireçlenme), yumuşak doku romatizması (fibromyalji), lomber diskopati (bel fıtı- ğı), servikal diskopati (boyun fıtığı), kronik bel ve boyun ağrısı, eklem ağrısı, gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Peloid tedavisi ile ilgili yapılan gerek yurt içi gerekse yurt dışı bilimsel çalışmalarda hastalarda ağrının azaldığı , fiziksel fonksiyonların düzeldiği, yaşam kalitesinde artma, ağrı kesici ilaç kullanım miktarında azalma olduğu gösterilmiştir
Peloid Tedavisi Kontrendikasyonları: Akut infeksiyonlar, açık yara, aktif kanama, pıhtılaşma bozuklukları, ateşli hastalıklar, gebelik, malign ve benign tümörler ile varislerde peloidoterapi uygulanmamaktadır .
UYGULAMA Peloidler banyolar şeklinde (tam, yarım veya ekstremite banyoları) ya da paketler halinde kullanılırlar. Paket uygulaması en sık kullanılan peloidoterapi yöntemidir.
Bir kaplıca küründe tam banyo ve tam vücut paket peloid uygulamaları genellikle 10 kez, yarım banyo, ekstremite banyoları ve lokal paket uygulamaları ise ortalama 15 kez yapılır. Banyo uygulaması 15 - 20 dakika süreyle 39 - 42°C sıcaklıkta yapılırken paket peloid uygulamaları belli vücut bölgelerine veya tüm vücuda 38 - 45°C sıcaklıkta 2 - 2,5 cm kalınlığında peloid tabakası kaplanmasıyla yapılır. Uygulama süresi, genellikle, 20 dakika kadardır, 30 dakikaya uzatılabilir. Paket peloid uygulamaları termomineralli su banyoları ile kombine kullanılabilir.
Peloidlerin etki mekanizması Peloid banyolarının spesifik etkileri: 1)mekanik; hidrostatik basınç, kaldırma kuvveti, viskosite 2) Termik etkiler 3)kimyasal etkiler
ETKİLERİ Peloid banyolarının yarattığı fizyolojik ve terapötik etkiler, termomineralli su banyolarında olduğu gibidir. Su içinde vücuda ısı transferi temel olarak konveksiyon ve kondüksiyon yoluyla gerçekleşir. Peloid uygulamalarında ise konduksiyon ön plana çıkar. Peloidlerin spesifik ısı tutma kapasitesi yüksek, ısıyı iletme özellikleri düşüktür. Bu peloidler daha uzun zamanda soğumasına yol açar. Konveksiyon pratik olarak sıfır kabul edildiğinden, termoterapi için ideal koşullar oluştururlar
Peloidlerin içerdikleri organik ve inorganik maddeler deriden absorbe edilerek spesifik etkilere neden olurlar. Ciltte vasodilatasyon, düz kaslarda relaksasyon, derinin Langerhans hücrelerinde enflamasyon inhibisyonu neden olur.
Çamur içine girildiği zaman kitlesi ile bütün vücut üzerine baskı uygular ve sinir uçları uyarılarak vücudun o bölgesi tedavi edilir. Derideki damarlar üzerine yaptığı basınç ile de kan akımı artar.ve lenfatik drenaj sağlanır. Su banyolarından ziyade çamurun mekanik etkisiyle masaj tesiri olur.
Kan β-endorfin seviyeleri , kortisol, büyüme hormonu ve prolaktin düzeylerinde artış meydana gelir. İnflamasyon ve ağrıda önemli rol oynayan prostaglandin E2, leukotrien B4, interlökin-1b ve tümör nekroz faktör-α seviyelerinde düşme, kıkırdak metabolizmasını uyaran insulin benzeri büyüme faktörü - 1 ve Transforming growth factor- β’da artışa neden olduğu gösterilmiştir.
Peloidler, turba hariç tedavide bir kez kullanılır. Bir kez kullanılan turba, ayrı bir yerde beşyıllık olgunlaşma süresini tamamlamak üzere usulüne uygun şekilde depolanır. Depolanan turba olgunlaşma süresini tamamladıktan sonra yeniden kullanılabilir. Diğer çamurlar kullanıldıktan sonra çevre kirliliği yaratmayacak şekilde usulüne ve tekniğine uygun şekilde işletmeci tarafından bertaraf edilir.
Normal suda 48 derecenin üzerinde deride yanık oluşur Normal suda 48 derecenin üzerinde deride yanık oluşur. Çamur terapisinde 50-60 derece arasında bile tedavi uygulanabilir. Sabit ve yüksek sıcaklıkta azami derecede yararlanılır.