İFRAT VE TEFRİT İfrat: Herhangi bir konuda gereğinden fazla ileri gitme, aşırıya kaçmak, ölçüyü aşmak anlamına gelir. Tefrit: Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olamamak anlamına gelir.
Bir hadis-i şeriflerinde Peygamber efendimiz şöyle buyurmuşlardır: İfrat ve tefritten uzak dur, vasatı tercih et; çünkü işlerin en hayırlısı orta olanıdır. (Beyhaki)
03.11.2014 tarihli bir haber Hem onlar ki harcadıkları zaman ne israf ederler ne de cimrilik ederler; (harcamaları) bu (ikisi)nin arasında orta bir yolda olur. (Furkan suresi 67. ayet)
Çok uyumak ifrattır, gerekenden az uyumak tefrittir Çok uyumak ifrattır, gerekenden az uyumak tefrittir. İhtiyaç kadar uyumak vasattır.
Dostlukta da düşmanlıkta da aşırı gidilmemelidir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: Bir kimseyi günün birinde, aranızın açılabileceğini hesaba katarak sev. Buğzettiğine de günün birinde dost olabileceğini düşünerek buğzet. (Tirmizi)
Hayrın dahi orta yolu makbûldür. Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa da hakkını ver; fakat israf ederek saçıp savurma! (İsrâ suresi 26. ayet)
Aklın tefriti ahmaklıktır. Anlayışsız, ahmak olmak aklın tefrit mertebesidir. Ahmak insan gerçekleri görmemek için kafasını kuma sokar.
Aklın ifrat mertebesi cerbezedir. Cerbeze, hakkı batıl, batılı hak göstermeye çalışmaktır.
Aklın orta yolu hikmettir. Hikmet sahibi bir insan, hakkı hak bilip ona uyar, batılı batıl bilip ondan kaçar.
Konuşmada orta yolu tercih edelim. Ve o kimseler ki, onlar boş şeylerden (boş söz ve işlerden) yüz çeviricidirler. (Mü’minûn sûresi 3. ayet)
Konuşmada orta yolu tercih edelim. “Allâh'a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun! ” (Buhârî, Edeb, 31, 85)
Konuşmada orta yolu tercih edelim. Peygamber efendimiz (sav), “Özür dilemek zorunda kalacağın bir sözü söyleme!” diye buyurmuşlardır. (İbn-i Mâce, Zühd, 15)
İnsandaki kuvve-i gadabiye (öfke duygusu)nin tefrit mertebesi korkaklıktır. Korkulmayacak şeyden bile korkmaktır.
Kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesi tehevvürdür ki maddi manevi hiçbir şeyden korkmamaktır. Bütün baskılar, zulümler bu mertebeden çıkar.
Kuvve-i gadabiyenin vasat (orta) mertebesi ise şecaat (kahramanlık) olup dini ve dünyası için canını feda eder.
Çok yemek ifrat, az yemek tefrit dengeli beslenme vasat (orta yol) tır. Yine bir hadis-i şerifte ‘Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır.’ buyurulmuştur. (Dâre Kutni)
Kuvve-i şeheviyenin vasatı yani orta yolu iffetli olmaktır Kuvve-i şeheviyenin vasatı yani orta yolu iffetli olmaktır. Helale isteği vardır, harama yoktur.
. Enes ibni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi: İBADETLERDE ORTA YOL . Enes ibni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi: Peygamber Efendimizin nâfile ibadetlerini öğrenmek üzere, sahâbeden üç kişilik bir grup, Peygamber hanımlarının evlerine geldiler. Kendilerine Efendimiz’in ibadetleri bildirilince, onlar bunu azımsadılar ve – Allah’ın Resûlü nerede, biz neredeyiz? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları bağışlanmıştır, dediler. İçlerinden biri: – Ben ömrümün sonuna kadar, bütün gece uyumaksızın namaz kılacağım, dedi.
Bir diğeri: – Ben de hayatım boyunca gündüzleri oruç tutacağım ve oruçsuz gün geçirmeyeceğim, dedi. Üçüncü sahâbî de: – Ben de sağ olduğum sürece kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim, diye söz verdi. Bir müddet sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları söyledi: – “Şöyle şöyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! Allah’a yemin ederim ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’na en saygılı olanınızım. Fakat ben bazen oruç tutuyor, bazen tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren kimse benden değildir. (Buhârî)