Borçlar Hukuku Genel Hükümler 5. hafta
SÖZLEŞMENİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ Geniş anlamda hükümsüzlük, sözleşmelerdeki eksiklik ve sakatlıkları ve sözleşmelerin sonradan etkisizleştiği hallerin tümünü kapsar. Dar anlamda ise, sözleşmenin geçerli olmadığı halleri ifade eder.
I.YOKLUK Sözleşmenin kurucu unsurlarını teşkil eden karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının bulunmaması halinde sözleşme varlık kazanamaz, sözleşme ilişkisi kurulamaz, sözleşme yoktur. Herkes tarafından ileri sürülebilir, hakim resen gözetir.
II.KESİN HÜKÜMSÜZLÜK (BUTLAN) Kurucu unsurları mevcut olduğu için bir sözleşme kurulmuş olmakla beraber, geçerlilik şartlarından kamu düzenini ilgilendirecek önemde bulunanların gerçekleşmemiş olması halinde sözleşme kesin hükümsüzdür. TBK m. 27 Ilgili herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir. Hakim resen gözetir.
III. İPTAL EDİLEBİLİRLİK Bu tarz geçersizlik hallerde bir yandan sözleşmenin geçerliliğini etkileyen sakatlığı gidererek sözleşme ilişkisini geçerli hale getirmek, diğer yandan sakatlık yüzünden sözleşmeyi kesin olak hükümsüzleştirmek imkanı vardır. Tek taraflı irade beyanı ile kullanılır, dava açılması gerekmez. Hakim resen gözetmez.
IV.NOKSANLIK Kurucu unsurları bulunduğu için kurulmuş olan bir sözleşmenin hüküm ifade etmesi bakımından bir veya bir kaç unsurla tamamlanması gerekiyorsa, sözleşme tamamlanmamış durumdadır.
V. KISMİ HÜKÜMSÜZLÜK TBK m. 27/2 Kısmi hükümsüzlüğün söz konusu olması için, hükümsüzlüğü gerektiren sakatlığın sözleşmenin sadece bir kısmına ilişkin olması birinci şarttır. Diğer şart ise, sözleşmenin geri kalan kısmını geçerli tutmanın tarafların farazi iradelerine uygun sayılmasıdır.
VI.SÜREKLİ SÖZLEŞMELERDE GEÇERSİZLİK Sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerde şayet borçlar ifa edilmeye başlamış ise, hükümsüzlük kurallarının uygulanması bazı çözümü güç sorunlara yol açar. Iptal edilebilirlik söz konusu olan hallerde, ilişkinin niteliği icabı iptalin geriye etkili olmayacağı sözleşmeyi haklı sebeple ileriye yönelik fesih imkanı bulunduğu kabul edilir.
SÖZLEŞME YAPMA ZORUNLULUĞU 1. KANUNDAN DOĞAN SÖZLEŞME YAPMA ZORUNLULUĞU Normal Zamanlarda Kamu hukuku kuralları uyarınca kamu hizmeti görmekte olan kamu idareleri veya kurumları veya imtiyaz yolu ile bu hizmetleri yürüten işletmeler şartlarına uygun şekilde başvuran her kişiyle sözleşme yapmakla yükümlüdür. TKHK m.6- Özel hukuk bakımından
Olağanüstü Durumlarda İktisadi veya siyasi buhran, savaş gibi olağanüstü durumlarda kanun koyucu veya kanunların verdiği yetkiye dayanarak idare sözleşme yapma zorunluluğu getiren kurallar koyabilir.
II. ÖNCEKİ TAAHHÜTTEN DOĞAN SÖZLEŞME YAPMA ZORUNLULUĞU Bir kimse bir şahısla yaptığı bir sözleşmede, ileride o şahışla veya bir üçüncü kişi ile belirlenen bir sözleşmeyi yapmayı taahhüt ederse bu taahhüdün yer aldığı sözleşme önsözleşme veya sözleşme yapma vaadi denir. Satış vaadi sözleşmesi Önsözleşme ile yapmayı taahhüt ettiği asıl sözleşmeyi yapmaktan kaçınan kimseye karşı, lehine taahhütte bulunan kişi, sözleşmeyi yapmaya zorlamak için dava açabilir.
SÖZLEŞMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI Yüklediği borçların ifası zaman içinde uzayan sözleşme ilişkilerinde sözleşmenin yapıldığı sıradaki şartlara nazaran sonradan gerçekleşen değişikliklerin sözleşme ilişkisine etki yapıp yapmayacağı taraflarca veya kanunda öngörülmüşse, bu hususta tarafların anlaşmasına veya kanundaki esasa uyulur. Ahde vefa prensibi, değişen koşullar TBK 480/2 eskiden beri yer alan bir hüküm TBK’da ilk kez açıkça düzenlendi. TBK m. 138
TBK m. 138 Uyarınca Aranan Şartlar 1. Zaman içinde devam eden sözleşme ilişkisinde tarafların edimleri arasındaki denge, borçludan sonuçları yüklenmesi istenemeyecek kadar büyük ölçüde bozulmuş olmalıdır. 2. Edimlerin dengesindeki bu değişiklik sözleşme yapılırken öngörülemeyen olağanüstü sebeplerden ileri gelmelidir. Şayet borçlu kendisinden beklenen özen ve dikkati gösterse bu olguyu öngörebilecek durumda ise uyarlama hükümlerine başvuramayacaktır.
TBK m. 138 Uyarınca Aranan Şartlar 3.aşırı ifa güçlüğü yaratan oldu, borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. 4. borçlunun ifası aşırı güçleşen edimi henüz ifa edilmemiş olmalı veya borçlu ifa güçlüğünden kaynaklanan haklarını saklı tutarak ifada bulunmuş olmalıdır.
Bu şartların gerçekleşmesi halinde, aşırı ifa güçlüğüne uğrayan taraf mutlaka mahkemeye başvurup dava açarak kullanılmalıdır. Başvuran taraf sadece sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir. Bunun yerine sözleşmeden dönmeyi tercih edemez. TBK m. 138’deki ifadeden dönmenin dava açılmaksızın kullanılabileceği anlaşılmakta ancak mahkemeye başvurulurak kullanılması önerilmektedir.
Hakim uyarlamanın yöntemi ve miktarını belirlemekte kurala olarak serbesttir. Sürekli borç ilişkisi varsa dönem değil fesih söz konusu olacaktır. TBK m. 480/2 138’e göre özel hükümdür.
TEK TARAFLI İRADE BEYANI İLE BORÇ İLİŞKİSİ KURULMASI 1. Sözleşme İlişkisi Kuracak Yenilik Doğuran Hakların Kullanılması alım, önalım ve geri alım haklarının kullanılması Kanundan doğan haklar
2.İlan Yolu ile Ödül Sözü Verme TBK m.9 Tek taraflı irade beyanı ile borç altına giriliyor. Ilan genele veya belli bir çevredeki kimselere yapılmalı. Yapılan ilanda bir edimin yerine getirilmesi istenmiş olmalı Ilanda bu edimi gerçekleştirecek kimseye ödül verileceği sözü verilmiş olmalıdır.
Ödüllü Yarışma Ödül ilan edilen yarışmayı kazanana verilecektir. Sadece vaadde belirtilen süre içinde sunulan edimler yarışmaya katılabilir. TBK 9/2 burada da uygulanır.