YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda şiir anlayışını kökten değiştirmesine yol açacak Latin ve Yunan şiirini tanımıştır. Onda Nev-Yunanilik konusuna ilgi Paris’e gidişinden sonra başlamış, ancak bu ilgi Sicilya Kızları ve Biblos Kadınları adlı şiirleri ile sınırlı kalmıştır.
Divan şiirimizi Batı şiirindeki bütünlük anlayışıyla ele almıştır. Batı şiirine öykünmeyen yerli bir şiire yönelmiştir. Parnasizmin edebiyatımızda en önemli temsilcisidir. Şiirde biçimi önde tutmuş, esinlenmeye değil; dil işçiliğine önem vermiştir.
Eski Şiirin Rüzgarıyladaki şiirlerinde, daha çok, Divan şiirinden, özellikle de Nedim’den yola çıktığı ve bir tür resim sanatına yöneldiği görülür. Kendi Gök Kubbemiz’deki şiirlerinde ise temelde bir aşk ve İstanbul şairi olarak okurun karşısına çıkar.
Aruz ölçüsünü Türk aruzu haline getiren sanatçılarımızdandır. Aruz ölçüsünü Türkçeye başarıyla uygulamıştır. Ok şiiri dışındaki bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
Parnasizmin edebiyatımızdaki önemli temsilcilerindendir. Şiirlerinde duygu, düşünce ve hayali ustalıkla kaynaştıran sanatçı, pek çoğuna öykü karakteri verdiği lirik-epik şiirlerinin konularını aşk, tabiat, deniz, ölüm ve sonsuzluktan almıştır.
Osmanlı’ya, Boğaziçi’ne, Türk musikisine, Türk tarihine hayrandır. İstanbul’u şiirlerinde en çok işleyen şairlerimizden biridir. Tevfik Fikret’in İstanbul’a ağır hakaret içeren Sis adlı şiirine karşılık, Siste Söyleniş adlı şiiri yazarak aydın çevresine ve halka umut vermiştir.
Eserleri: Şiir: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş Deneme, makale, söyleşi: Edebiyata Dair, Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Tarih Musahabeleri Biyografi: Siyasi ve Edebi Portreler Anı: Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım
Yahya Kemal'in günümüz Türkçesiyle kaleme aldığı ve hem yapı hem de tarz itibariyle yeni olan şiirlerini içerir. Kitap üç ana bölümden oluşmaktadır: Kendi Gökkubbemiz, Yol Düşüncesi, Vuslat.
Divan şiirinin şekil ve söyleyiş özellikleriyle kaleme alınmış klasik şiirlerden oluşur. Yahya Kemal'in neo-klasik tarafını yansıtan eserdeki gazellerin hemen hepsi, yek-avaz ya da yek-ahenktir. Manzumlardan arınmış, yek-ahenkliğe sahip bu şiirler bir anlamda divan şiirinin 20. yüzyıldaki son örnekleridir. Bu eser Selimname, Gazeller, Şarkılar, İthaf, Kıta-Beyitler gibi bölümlerden oluşmaktadır.
İki bölümden oluşmaktadır İki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kendi rubaileri; ikinci bölümde ise Ömer Hayyam'ın rubailerinin şair tarafından kaleme alınmış Türkçe söylenişleri mevcuttur.
Kurtuluş Savaşı yazılarından oluşmaktadır.
İstanbul'un semtlerini, tarihini, kültürünü anlattığı eseri.
Yahya Kemal'in eski ve yeni edebiyâta, memleket edebiyâtına, vezin ve kafiyeye, roman ve tiyatroya, tenkide ve Türkçe'ye dâir söyledikleri ile hem Türkçe sevgisini, hem de Türkçe'nin kendi öz güzelliğini ifâde eden derin hakikatleri, hâlis şiir gibi, hâlis bir sevgi ve felsefeyle işlediği eser.
Yahya Kemal’in "birtakım vak’alar yığını olarak değil de, bir çerçeve içinde tetkik ve muhakeme edilmesi gereken manzara" olarak nitelediği tarih ile ilgili -tarihçilik iddiasından uzak- tenkit, tahlil, hatıra ve fikir yazılarından oluşan eser.
Hazırlayan: Süleyman Kara Edebiyatsultani.com