GENEL SİSTEMLER KURAMI BAĞLAMINDA PSİKOTERAPİ SÜRECİ Prof Dr Süheyla ÜNAL 12-14 Mayıs 2017 Psikoterapi Yaz Okulu- Malatya
Kuram Durumları veya olguları açıklamak veya öngörebilmek için tekrar tekrar test edilmiş ilkeler veya varsayımlar birliğidir Kuramlar Kavramsal bir çerçeve sağlarlar Ortak bir sözlük sağlarlar Eyleme rehberlik ederler Kavrama veya yargılamaya yardımcı olurlar
Psikoterapide kuram niçin gereklidir? Terapistin psikiyatrik hastalık hakkındaki kuramsal varsayımları, psikoterapi uygulaması sırasında düşünce ve eylemlerine taslak oluşturarak hizmet eder
İnsan DUYGU DÜŞÜNCE DAVRANIŞ Bir psikopatolojiyi anlamak, ona müdahale etmek ve kontrol etmek, bu alt sistemlerin ve bunlar arasındaki etkileşimin anlaşılmasıyla mümkündür
Tedavi Fark yaratan fark DUYGU Fark yaratan fark DÜŞÜNCE DAVRANIŞ Tedaviler duygu, düşünce ya da davranış üzerinde fark oluşturarak daha sağlıklı bir uyum sağlamayı, böylelikle işlevselliği arttırmayı amaçlarlar
Psikoterapiler Farkın hangi değişken üzerinden, nasıl oluşturulacağı, uygulanacak terapi yönteminin arkasındaki kuramla yakından bağlantılıdır Psikanalitik kuram, kendilik kuramı değişimi duygular üzerinden gerçekleştirmeyi amaçlarken, bilişsel kuram düşünce sistemi üzerinden, davranışcı kuram öğrenilmiş davranışlar üzerinden gerçekleştirmeye çalışır
Genel Sistemler Kuramı Öncüleri: Gregory Bateson, Roger Barker, Ludwig Bertalanffy, Anatol Rapoport, Kenneth Boulding, William Ashby, Margared Mead İnsan deneyimlerini ve davranışını açıklamak üzere kompleks sistemler kavramını kullanır Her bir olayı belli bir çevre içinde başka olaylarla ilişkili olarak incelemenin, o olayı anlama, öngörme ve kontrol etme açısından daha etkin olduğunu ileri sürer
Genel Sistemler Kuramı Psikopatolojiyi birbirleriyle bağlantılı, karşılıklı bağımlı ve etkileşen sorunlar olarak anlamayı amaçlar Sorunun gördüğümüzün ötesinde bir yerde olabileceğine dikkat çeker Sorunun sistem içindeki işlevini görmemizi ister
Genel Sistemler Kuramı İç ve dış çevre faktörlerini bir bütün olarak ele alma imkânı verir Sorunların yer alabileceği alanlar hakkında kapsamlı bir sınıflama yapar Sorunları teşhis etmede ve çözüm bulmada "bir tek sebep" üzerinde durma kolaycılığına fırsat vermez
Sistemik düşünce tarzı
Sistemik düşünce Birbiriyle ilgisiz gibi görünen konular ve davranışlar arasındaki bağlantıları görmeyi sağlar Birçok bileşen arasında aynı anda karşılıklı olarak gerçekleşen etkileşimleri görmemize yardım eder (Capra, 1983) Bu etkileşimler, sorunların ortaya çıkmasında, gelişmesinde ve çözülmesindeki çoklu nedenleri ve etkileri yansıtır
Sistemik düşünce Bu yöntem yapı ve bileşenleri arasındaki çoklu etkileşimlerin dinamiğine odaklanmayı önerir Sorun olarak ortaya çıkan durumu anlamak için, sorunun ilişkili olduğu bağlam içindeki birbirine karşılıklı bağlı olan ve etkileşen durumları bir bütüncül bakış içinde ele almak gerekir
Sistem öğelerden oluşan, öğeleri arasında yer, zaman ya da davranış birlikteliği bulunan ya da anlam bağıntılarıyla bütünlük oluşturabilen yapıları ve işlevleri açısından öğeleri karşılıklı bağıntılılık gösteren
Sistem öğelerinin birlikte yarattığı etki nedeniyle kendi öğelerinden gayrısını dışlayan ve başka varlıklardan ayıran bir sınırı olan yapısı, işlevleri, nitelikleri ve davranışları açısından, öğelerinin aritmetik toplamından ayrı ve fazla olan bir bütündür
Genel Sistemler Kuramı Glass, McAtee (2006). Soc. Sci. Medicine, 62: 1650-1671
Çevre Sistem kuramında “çevre” sistemde değişiklik yapan veya sistemin davranışıyla değişen nesneleri tanımlar Ackoff’a göre her sosyal sistemin üç düzeyde amacı bulunur; Sistemin amacı Alt sistemlerin amacı Sistemin parçası olduğu üst sistemin amacı
Yaşayan sistemler madde ve enerjiden oluşurlar zaman ve yer içinde varlıklarını sürdürürler kısmen geçirgen bir sınıra sahiptirler hiyerarşik bir düzen, göreli bir denge içerirler uyum çabası ve sürekli değişimle düzen ve bütünlüğü sağlamaya çalışırlar huzur ve öngörülebilirlik oluşturmak üzere kurallar çerçevesinde organize olurlar
Yaşayan sistemler kaynaklarını uygun şekilde kullanarak amaca yönelik bir etkinliğe dönüştürürler etkileşim zorunlu ve kaçınılmazdır sistemdeki etkileşim, iletişim ve geri bildirim mekanizmalarıyla kontrol ve değişimi sağlar bir öğede değişiklik olduğunda sistem kendisini yeniden düzenler sistemin yönetici özelliği sistemin bazı parçalarında değil, sistemin bütününde yer alır
Kontrol mekanizmaları Yaşayan sistemler negatif ve araya giren pozitif geribildirim halkalarının sağladığı döngüsel kontroller aracılığıyla iç koşullarını belirli alt ve üst sınırlar arasında sabit tutarlar, denge durumunu korurlar Hata iletisi Denetleyici (Farkın değerlendirilmesi) Referans sinyal Karşılaştırıcı Sistemin şimdiki durumu Amaç İstenilen durum Algılanan uyaran
Geri bildirim Çevreyle bilgi ve enerji akışını düzenleyerek sistemin faaliyetlerini değerlendirme ve gerekirse yeniden düzenleme imkânı sağlar
Negatif geri bildirim A B C D Yanıt kendisini oluşturan nedenleri zıt yönde etkiler Yapının stabilitesini ve sürekliliğini sağlar (-)
Pozitif geri bildirim Değişim talebi A B C D Yanıt kendisini oluşturan nedenleri aynı yönde etkiler Sapmayı arttırarak sistemi değişikliğe zorlar (+)
Morfostaz-Morfogenez Sistemdeki statükoyu koruma eğilimi Negatif geribildirim aracılığıyla sağlanır Morfogenez Sistemdeki büyüme, gelişme, yenileşme, yaratıcılık ve değişme Pozitif geribildirim aracılığıyla sağlanır
Yaşayan sistemlerin işleyişi Olaylar doğrusal nedensellikten çok, döngüsel nedensellik çerçevesinde daha iyi anlaşılır Çoklu nedensellik Farklı başlangıçlardan ya da farklı süreçlerden aynı sonuca ulaşılabilir Çok sonuçluluk Aynı başlangıçlar, farklı sonuçlara götürebilir
Fark yaratan fark Sistemi eyleme farklılıklar götürür Referans sinyaldeki ya da çevresel değişkenlerin algılanışındaki bir değişiklik bir hata sinyali yaratarak sistemin davranışını etkiler Sistemin bir yerindeki sapma başka bir olayla dengelenir
İnsan davranışının sistem modeli
İnsan davranışının sistem modeli Yaşayan sistemler dinamiktir, gelişmek ve değişmek üzere geçmiş, şimdi ve geleceği bir arada yaşatırlar Üst sistemler birey üzerinde tarihsel, kişiler arası, makrosistem düzeyde etkilere sahiptir (Capra, 2002) Sosyal gerçeklik, bireyin gerçeklik algısını yakından etkiler
İnsan davranışının sistem modeli Birey sosyal çevresi içinde dinamik gelişimsel yasalar ve süreçler doğrultusunda fiziksel, mental, emosyonel ve ruhsal ihtiyaçlarını algı, yorum, temsil, açıklama, iletişim ve eylem aracılığıyla bütüncül bir şekilde karşılamaya çalışır
Algı ve gerçeklik Birey sisteminin girdisi olan algı, duyu organları aracılığıyla içeriden ve dışarıdan gelen verilerin alınması ve elenmesiyle süreç başlar Etkin işlemler aracılığıyle bilişsel haritalara ulaştırılır
Bilişsel haritalar Olaylar ve olguların öznel imajları bireysel ve ortak haritalarımızda yer alır Bu haritalar yaşam alanında yön bulmamızı sağlarlar Toplumsal bilişsel haritalarla, bireysel bilişsel haritalar karşılıklı etkileşim içindedir Bireysel bilişsel haritalar, o zaman sürecinde toplumda baskın olan değer ve inançlar tarafından koşullandırılır
Sistem analizi Birey için ve çevre için sosyal gerçekliğin nasıl algılandığını formüle etmek önem taşır Sorunun sistem analizi yapılırken, sorunun gösterimleri tanımlanır, alt sistemler ve üst sistemlere olan yansımalarına doğru genişletilir
İnsan davranışının sistem modeli Birey sistem yaklaşımıyla analiz edileceği zaman şu soruların yanıtları araştırılmalıdır; Bireyin içinde yaşadığı çevrenin özellikleri Bireyin içinde yaşadığı aile sisteminin özellikleri Bireyin bu sistemlerle bağlantılarını sağlayan süreçler Bireyin iç sistemini oluşturan duygu, düşünce ve davranış alt sistemlerinin işlev sorunları İç ve dış süreçler arasında uyumsuzluk oluşturan durumlar
İnsan davranışının sistem modeli Bu soruların yanıtlanmasıyla sistem, hem en alt (partiküler) düzeyde, hem de üst sistemlerle ilişkisi bağlamında anlaşılabilir hale gelir NIMH’in DSM gibi sınıflandırma sistemi yerine RDoC aracılığıyla sistem düzeyinde çözümleme önermesi bu açıdan önemli
RDoC Matriksi
RDoC Matriksi Bilişsel İşlevler
Uyum-Değişim-Terapi Karmaşık sistemlerdeki değişimin odağında, sistemin daha uyumlu duruma geçme yetisi bulunur Açık sistemler dışarıdan gelen etkilerle süreci dönüştürebilir Terapötik müdahale böyle bir dönüştürücü dış güçtür
Değişim-Terapi Terapiye genellikle sistemin değişim peryodlarındaki destabilizasyon-zorlanma sırasında başlanır Terapötik müdahale yeni durumun gerektirdiklerini karşılamak üzere sistemin daha üst düzeyde yeniden düzenlenmesine yardım eder
Değişim-Terapi Değişimi kolaylaştıran üç etken bulunmaktadır Sistemin davranış kalıplarında işlev gören benzerliklerin ve etkileyici durumların tanımlanması Müdahalenin zamanlaması Şimdiki kalıpları uyarlayarak dönüştürebilecek değişim mekanizmalarının uygulanması
Terapötik sistem Terapist ve hasta bir sosyal sistem oluşturur Terapi sürecinde hiç bir öğe tek başına klinik bir anlama sahip değildir Sistemin davranışını birlikte oluşan, birlikte değişen ögeler düzenler Bu nedenle terapi ‘birşey yapmak’tan çok ‘birlikte olmayı’ gerektirir. O’Hanlon, 1993
Terapötik sistem Terapistin performansı donanımı ve hastadan elde ettiği bilginin miktarıyla sınırlıdır Sistemin düzenleyicisi olarak terapist, düzenlediğine eşit veya daha fazla çeşitliliğe sahip olmalıdır W. Ross Ashby Terapist “sistemdeki küçük değişimlerin davranışta büyük değişimlere yol açabileceği yerleri” görebilmelidir Meadows, 2008
Terapinin amacı “İlerleme değişimin içinde düzeni, düzenin içinde değişimi koruyabilmek sanatıdır.” A.N. Whitehead
Terapötik sistem Amaç yönelimlidir Üyeler arasındaki ilişkiler, sistemin amacıyla uyumlu olarak gerçekleşir İstenilen duruma ulaşıp bu durumu sürdürmek iletişim ve kontrol sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilir
Terapötik sistem Süreç içinde geri dönüşümsüzdür Terapist ve hasta arasındaki iletişimde ve onların zihinlerinde gerçekleşen herşey dinamiktir ve zaman-bağımlıdır (sistemin varolmasından öncekiler ve sistemden sonra gelişeceklerle)
Terapötik sistem Terapinin bağlamını, belirli bir zamandaki farklı fenomenolojik özellikler (duyum, algı, duygulanım, düşünce, davranış, dil v.s) ve bunların zaman içinde birbirleriyle ve çevreyle etkileşimleri oluşturur Salvatore ve Tschacher, 2012 Bu nedenle öğelerin kendilerinden çok, bütünün parçaları olarak öğeler arası etkileşim üzerine odaklanılır
Sistemik terapi süreci Sorunun, iç ve dış bağlamlarını kapsayacak şekilde büyük çerçeve içindeki yerini görme (gömülü olduğu bağlamı saptama) Dikkati özelleşmiş sorunlara, ilişkilere yönelterek alt bileşenlerin yapılarını, kompozisyonlarını, işlem tarzlarını tanımlamaya çalışma
Sistemik terapi süreci Sorunu ortaya çıkaran yapılar kadar işlevleri de anlamaya çalışarak, bağlam içine gömülü rollerini ve ilişkilerini anlama Fark yaratan fark oluşturacak bir iletişim aracılığıyla duruma yeniden uyumlandırma
İlişki, iletişim İki kişi yan yana geldiklerinden itibaren aralarında davranış alışverişi başlar Hangi şartlar altında, ne şekilde, hangi tür davranışların değiş-tokuş edileceği öğrenilir
Güven Giderek olasılıklar düşer, davranışlar karşılıklı olarak daha belirli, düzenli ve yordanır olur “Birbirimiz için, birbirimize göre ve beraberken kimiz, biliyoruz”
İletişim Sözel Sözel olmayan Bağlamsal Bağlam Sözel olmayan Bağlam
Mary Mead Bateson ‘Patoloji bireyde değil, sistemde, sistemdeki öğelerin arasındaki ilişki kalıplarındadır’ sözleriyle bizi bireyi patolojize etmekten uzaklaştırarak, kişiler arası sorunlara odaklanmaya çağırır
Birey içindeki sorunlardan çok, bireyler arasında olup bitenleri Bağlam İlişkiler İletişim Etkileşim içinde değerlendirmemizi ister
Bağlam Bağlam olmaksızın sözcüklerin ve eylemlerin hiçbir anlamı yoktur Biz her zaman bir bağlamdan diğerine hareket ederiz
İletişim İletişime dikkat etmek sistemik yaklaşımın merkezindedir Davranışın bütün şekilleri iletişim niyetiyle gerçekleştirilir Entellektüel sorunları olanlar iletişim genellikle meydan okuyucu bulurlar çünkü sesleri duyulmaz, bastırılır ya da yanlış anlaşılırlar
İlişkiler Biz hayatımızı diğerleriyle ilişkiler içinde yaşarız Kimliklerimiz, yaşam olaylarına tepki vermedeki kaynaklarımız bize yakın olanlar tarafından şekillendirilir ve devam ettirilir Kriz yaşadığımız zaman, bizim için önemli insanlar çok etkilenirler, onların tepkileri de dönerek bizi etkiler
KAYNAKLAR Ludwig Von Bertalanffy (1968) “General system theory : Foundations, Development, Applications” Stein I (1974) Systems theory, science and social work. The Scarecrow Press Inc Bailey KD (1994) Talcott Parsons, Social entropy theory and living systems theory. Behavioral Science 39:25-45
KAYNAKLAR Alexander Laszlo and Stanley Krippner. Systems Theories:Their Origins, Foundations, and Development. J.S. Jordan (Ed.), Systems Theories and A Priori Aspects of Perception. Amsterdam: Elsevier Science, 1998. Ch. 3, pp. 47-74. O’Hanlon W.H. Possibility Therapy: From Iatrogenci Injury to Iatrogenic Healing in Therapeutic Conversations. Stephen Gilligan and Reese E. Price , New York: Norton, 1993 p.3