ADRENAL HASTALIKLAR Prof.Dr.M.Sait Gönen

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ)
Advertisements

HİPERTANSİF HASTAYA YAKLAŞIM
Diabetik Nefropati Son dönem böbrek yetmezliğinin 1/3 nedenidir ve görülme sıklığı hızla artmaktadır. Tip 1 DM otoimmün mekanizma; insülin ve C-peptit.
DİYABET (Şeker Hastalığı) ve BESLENME
Damar dışı nedenlerle bacak-ayak şişliği
Yoğun Bakımda Sıvı, Elektrolit, Asit-Baz
TANIYA ULAŞIM-2 Prof.Dr.Bülent Erbay.
HİPERPOTASEMİ’YE YAKLAŞIM
Cerrahide yandaş hastalıklar
ADRENAL (SÜRRENAL) KORTEKS HORMONLARI
Dr. Ahsen zeyrek İŞÇİ AralIK 2014
Metabolik Asidoz.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı
ÇOCUKLARDA HİPERNATREMİYE YAKLAŞIM
ÜRO-ONKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Enver ÖZDEMİR
Kilo Kaybı Olan Hastaya Yaklaşım
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Prof.Dr.Adnan Levent YALDIRAN
ULUSAL DİYABET KONGRESİ KONSENSUS GRUBU
PRO-OPİOMELANOKORTİN (POMC)
Sodyum Dengesi Yetişkinlerde 55 mmol/kg olan toplam sodyum miktarının %30 u kemik yapısında sıkı bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle 40 mEq/kg olan değişebilir.
TANIYA ULAŞIM Prof.Dr.Bülent Erbay.
KRONİK BÖBREK HASTALIĞI TANI ve YAKLAŞIM
BÖBREK VE İDRAR BİYOKİMYASI V
TİP 2 DİYABETİN KOMPLİKASYONLARINI NASIL İZLEYELİM?
LABORATUVAR ANALİZ SONUÇLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
ADRENAL KORTEKS HORMONLARI
ADRENOKORTİKAL YETMEZLİK
Hiperosmolar Hiperglisemik nonketotik koma
HİPERTİROİDİZM Tirotoksikoz;
Diabetik ketoasidoz ve hiperosmolar koma
PLAZMA PROTEİNLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ II
E N D O K R İ N S İ S T E M İ ( HORMONLAR ) A.Ç.
ÖĞR. GÖR. ÖZLEM KARATANA ACİL BAKIM II
OLGU SUNUMU.
YANIKLAR VE KAN KİMYASI
AİBÜ Düzce TF İç Hastalıkları ABD
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Mart 2013.
CUSHİNG SENDROMU yaşlarda fazla görülür.
ADRENAL GLAND VE HASTALIKLARI
Puberte Sorunları.
VAKA SUNUMU: AĞRISIZ KIRMIZI GÖZ
Serum sT4 düzeyleri obez kadınlarda kilo verme tedavisinin etkinliği ile ilişkilidir Dr. Ceyhun YURTSEVER KTÜ Aile Hekimliği ABD Aralık 2015.
KRİTİK HASTA ÇOCUĞUN BESLENMESİ
DİABETES MELLİTUS Hemş. Cennet Tikenli
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 26 Kasım 2015 Perşembe Ar. Gör. Dr.
KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ABD Dr. H. Nejat KÜÇÜKDAĞ
Astımda özel durumlar fatih türkmensoy. astım ve gebelik 1/3, 1/3, 1/3 İlaç alamalıyım ? Bebeğe bir zararı olur mu ?
SEKONDER DİYABET KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ABD Dr. Salih Zekeriya KARSLIOĞLU
HİPERTANSİF HASTAYA YAKLAŞIM
KLİNİK NÜKLEER TIP UYGULAMALARI
KLİNİK NÜKLEER TIP UYGULAMALARI
ASİT – BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ ARŞ. GÖR. IŞIN ALKAN
HORMONLAR ve HORMON ÜRETEN ORGANLAR
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ DÖNEM SIVI-ELEKTROLİT TEDAVİSİ DERSİNE AİT DERS SONU DEĞERLENDİRME.
Böbrek hastalıkları ve gebelik
Herediter Anjioödem Dr. Mehmet KILIÇ.
İNTRAUTERİN BÜYÜME GERİLİĞİ - IUGR
Böbrek Hastalıklarında Anamnez ve Fizik Muyene
A.Ç. Vücudumuzun kontrol ve bütünlüğünü sağlayan yani,canlı vücudundaki yapılar arasında koordinasyonu sağlayan sistemler vardır. BU SİSTEMLER; 1. SİNİR.
Dr Emre Karakoç İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı
Opr.Dr. Rasim Levent KILIÇASLAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZYOPATOLOJİ BİLİM DALI METABOLİK ve RESPİRATUAR ASİDOZUN TEDAVİSİ.
DİYABETES MELLİTUS ve BESLENME
ORAL GL İ KOZ TOLERANS TEST İ MAH İ NUR AYD İ N ÖZEL ETIMED HASTANESI DIYABET E Ğ ITIM HEMŞIRESI.
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı
Çocukluk Çağında Hipertansiyon
SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD,
İdrar tahlilinde neler test edilir ? Standart bir idrar tahlilinde test edilen kimyasal ve mikroskopik maddeler aşağıda sıralanmıştır. Bunların dışında.
SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD,
Sunum transkripti:

ADRENAL HASTALIKLAR Prof.Dr.M.Sait Gönen İstanbul Bilim Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hast.Bilim Dalı

Adrenal korteks en önemlileri kortizol, aldosteron, adrenal androjenler olmak üzere bir çok steroid üretir. Bunların az veya çok üretilmelerine göre çeşitli klinik durumlar görülür.

Anatomi Doğumdan sonraki 3 yıl içinde fetal bölge kaybolur. Korteksin dış katman hücrelerinden yetişkin tipi adrenal korteks gelişir ve 3 ayrı bölgeye ayrılır. . glomerulosa . fasikülata . retikularis

Adrenal Korteks hipofonksiyon (yetersizlik) Akut Steroid çekilmesi kronik (Addison Hastalığı) otoimmun TB/Fungal Metastatik kanser amiloid hemakromatozis hiperfonksiyon Cushing sendromu hiperaldosteronizm Virilizasyon sendromu

Glomerulosa’dan aldosteron üretilir Glomerulosa’dan aldosteron üretilir. Bu bölgede 17-alfa hidroksilaz enzimi eksiktir. Bu nedenle kortizol ve androjenler üretilemez. Fasikülata adrenal korteksin en kalın katmanıdır. Androjen ve kortizol bu bölgede üretilir. Retikülaris medullanın üstündeki bölgedir. Yine bu bölgede de kortizol ve androjenler üretilir. Fasikülata ve retikülaris bölgeleri ACTH kontrolü altındadır.

Anterior hipofizer hastalık Addison hastalığı Hipokortisolizm Hipotalamik hastalık Anterior hipofizer hastalık Addison hastalığı Otoimmun Tuberculosis Metastatik Tümörler Cerrahi İlaçlar örn: metirapone Uzun süredir kullanılan steroidin kesilmesi

Primer ( Addison hastalığı ) Etioloji ve insidans Otoimmun Metastatik maligniteler veya lenfoma Adrenal kanama Enfeksiyonlar Adrenolökodistrofi İnfiltratif hastalıklar KAH Familyal glükokortikoid yetersizliği İlaçlar

Genel popülasyonda adrenal yetersizliğin sıklığı yaklaşık olarak 4/100 Genel popülasyonda adrenal yetersizliğin sıklığı yaklaşık olarak 4/100.000 dir. Her yaş grubunda görülebilir. Cinsiyet farkı yoktur. Özellikle metabolik stres veya travma durumlarında klinik belirti verir.

Patofizyoloji Adrenal korteksden salgılanan başlıca hormonlar kortizol (hidrokortizon), aldosteron ve DHEAS (dehidroepiandrosterone) dur. Yetişkin adrenallerinden günde yaklaşık 20 mg kortizol, 2 mg kortikosteron ve 0.2 mg aldosteron üretilir. Androjenler primer görevlerini vücutta testosterona dehidrotestosterona çevrildikten sonra yerine getirirler.

Addison’da idrar , tükrük, ter ve Gastrointestinal sistemde Na çıkışında artış ve K çıkışında azalma olur. Sonuç olarak kanda Na ve Cl düşük- K yüksektir. Elektrolit dengesindeki değişimlerle birlikte idrar konsatrasyon yeteneği azalır ve : şiddetli dehidrasyon plazma hipertonisitesi asidoz düşük dolaşım volümü hipotansiyon ve şok gelişir

Kortizol yetersizliği hipotansiyona katkıda bulunur ve karbonhidrat, yağ, protein metabolizmalarında çeşitli ölçülerde bozukluklara ve insülin sensitivitesinin artmasına yol açar. Kortizol yokluğunda proteinlerden yeterli miktarda karbonhidrat üretilemez,  hipoglisemi ve azalmış karaciğer glikojen deposu. Halsizlik nöromusküler fonksiyon azlığına bağlı olarak ortaya çıkar.

Adrenal salgıda azalmaya bağlı olarak infeksiyona, travmaya ve diğer stres olaylarına rezistans azalır. Miyokardiyal güçsüzlük ve dehidrasyon kardiyak debiyi azaltır ve dolaşım bozukluğu meydana gelir. Kortizol seviyelerinin düşüklüğü ACTH ve melanosit uyarıcı aktivite etkileri olan lipotrofin salgılanmasını uyarır ve cild ve mükoz membranlarında Addison hastalığının tipik bulgusu olan hiperpigmentasyon meydana getirir.

Semptom ve belirtiler güçsüzlük, yorgunluk, ortostatik hipotansiyon erken bulgulardandır. Pigmentasyon artışı: yaygın esmerleşme; özellikle basınç noktalarında. Alında, yüzde, boyunda ve omuzlarda esmer lekeler, yer yer vitiligo alanları, areola da ve ağız, dudak, rektum ve vajina mükoz membranlarında mavimsi-siyah renk değişiklikleri”

Primer Adrenal yet.de klinik bulgular Yavaş başlangıç >95% Zayıflık ve yorgunluk 100% Kilo kaybı, anoreksi 100% hiperpigmentasyon 92% Hipotansiyon,taşikardi 88% Hiponatremia 88% Hiperkalemia 64% Kas ve karın ağrısı 56%

Anoreksi, bulantı, kusma, diyare soğuğa tahammülsüzlük hipometabolizma baş dönmesi, senkop EKG de uzamış QT ve PR aralığı EEG de ritm yavaşlaması

Semptomların yavaş ve nonspesifik doğası nedeni ile hastalara ilk anlarda tanı konması gecikebilir ve nöroz tanısı ile tedavi görebilirler. Kilo kaybı, dehidrasyon, hipotansiyon, küçük kalp boyutları ilerlemiş vakaların özellikleridir.

Adrenal kriz: Asteni Şiddetli karın, alt ekstremite ağrıları Periferik vasküler çöküntü Renal yetersizlik ve azotemi Düşük vücut ısısı Tablosu ile belirgindir. Travma, infeksiyonlar, operatif girişimler, aşırı terleme başlatıcı olabilir.

Addison Hast. Laboratuvar bulguları Düşük Sodyum ( <130 meq/L) , yüksek potasyum (> 5 meq/L), düşük HCO3 ( 15-20 meq/L) ve yüksek üre tipik klinik tablo ile birlikte Addison hastalığı için karakteristik bulgulardır.

Adrenal yetersizlik için test Test 250 mcg synacthen IV uygulanarak gerçekleştirilir. Normal injeksiyon öncesi değerleri 5-25 µg/dL arasında değişir. 30-90 dakika arasında iki katına çıkar. En düşük değerin 20 µg/dL ve daha yüksek olması gerekir.

Primer ve sekonder adrenal yetersizlik arasındaki ayrım nasıl yapılmalıdır?

Sekonder hipoadrenalizm vakalarının çoğunluğu hipofizin hasarı sonucu oluşur. Bu nedenle hipofiz MR ya da BT si tm yada atrofi ayrımını yapmada çok yararlıdır. Empty-sella’da fonksiyon testleri yapılmalıdır. Primer adrenal hastalığı olan kişilerde plazma ACTH seviyeleri yüksektir(>= 50 pg/mL). Hipotalamus veya hipofiz yetersizliği olanlarda ise ACTH değerleri düşüktür.

ACTH bakılamadığı durumlarda metirapon testi uygulanabilir ACTH bakılamadığı durumlarda metirapon testi uygulanabilir. Metirapon 11- hidroksilasyon enzimlerini bloke eder. Bundan dolayı kortizol seviyelerinde düşme olur. Normal kişilerde düşen kortizolün etkisi ile kortizol prekürsörlerinde artış olur.

Synacthen ile hipotalamik-hipofizer yetersizliğin ayırımı yapılabilir: 100 µg ıv uygulanmasından sonra ACTH normalde 30-40 pg/ml ye yükselmesi gerekir. Hipofiz hastalığı olan hastalarda genellikle yanıt saptanmaz.

Tanı Çoğu hastada sınırda adrenal rezervler sayesinde hastalık gizli kalabilir. Ağır stres ile bu hastalarda akut adrenal yetersizlik gelişmesi mümkündür. Bazı vakalarda hafif olsa da hiperpigmentasyon her zaman Addison şüphesini uyandırmalıdır.

Ayırıcı tanı: Addison’da erken safhalarda dinlenme ile düzelen halsizlik şikayetleri vardır. Nöropsikiyatrik halsizlik de ise hastalar sabah uyandıklarında kendilerini daha yorgun hissederler. Bir çok myopati sendromlarında yine karakteristik kas tutulum dağılımı farklıdır ve pigmentasyon yoktur.

İnsülin fazla salgılanması olan hastalarda ise ataklar her hangi bir zaman olabilir, adrenal fonksiyonlar normaldir ve hastalarda belirgin ağırlık artışı saptanabilir. Yeterli adrenal salgılama kapasiteleri olmayan hastalarda glukoneogenez düşük olduğu için açlıkta hipoglisemi gelişir.

Özellikle ; -diüretik alan kardiyak veya karaciğer hastalarında, -SIADH sendromunda da hiponatremi saptanabilir. Ancak bunlarda hiper-pigmentasyon, hiperkalemi ve yüksek üre değerlerinin saptanması nadirdir.

-Bronkojenik kanserde, -demir veya bakır gibi ağır metal zehirlenmelerinde, -kronik cild hastalıklarında, -hemokromatozlarda da cildde hiper-pigmentasyon olabilir. Bu nedenle cildde renk koyulaşmasında bu durumlar akla gelmelidir. Sıkça gözlenen bir durum ise vitiligo ile hiperpigmentasyon birlikteliğidir. Bu durumlarda Addison düşünülmelidir.

Tedavi:

Akut adrenal yetersizlikte: Tedavi hemen başlanılmalı. Eğer hasta akut yetersizliğe girmişse hızlı ACTH testi hasta düzelene kadar ertelenmelidir. Hidrokortizon 100 mg ıv yoldan 30 dakikada uygulandıktan sonra yine 100 mg hidrokortizon içeren 1 lt NaCl % 0.9 ve % 5 dextroz solüsyonu 2 saat içinde verilir. Ek olarak dehidrasyonu düzeltecek miktarda % 0.9 NaCl verilmesi gerekebilir. Tedavi sırasında K düşebileceğinden yakından takip edilmelidir. Yanısıra kan pH sı da monitorize edilmeli ve gerektiği takdirde bikarbonat hazır edilmelidir.

İdame tedavisi Tedavinin en önemli basamağı hasta ve yakınlarının eğitimidir. Hasta günlük doz değişimini yapabilecek düzeyde eğitilmelidir. Bu olanaksız ise; doz artırmayı gerektirecek durumlar konusunda eğitilmeli ve doktorunu araması sağlanmalıdır.

Tedavi yaşam boyu yeterli doz ve biyolojik ritme uygun glukokortikoid ve gerek gösteren olgularda mineralokortikoid raplasmanı ile yapılır.

Genelde: Glukokortikoid olarak hidrokortizon 10-20 mg sabah ( 07.00); 5-10 mg akşam 16.00-18.00) oral yolla verilir. Günlük dozlamada optimal dozun sabah 2/3, akşam 1/3 oranında dağılımı korunmalıdır. Mineralokortikoid olarak fluorohidrokortizon gerek duyulan olgularda 0.1 mg sabahları verilir ( ancak hastaya göre gün aşırı da verilebilir.)

Ender olarak fizik ve psişik aktivitesi yüksek olanlarda steroide bağlı psikotik değişiklikler belirginse günlük doz 3 e bölünebilir. Bu durumda günlük optimal dozun sabah ½, öğlen ¼, akşam da ¼ oranında dağılımı tercih edilmedilir.

Enfeksiyonlar, küçük ve büyük cerrahi girişimler, gebelik, travma, stres, sıvı kaybı, gastroenterit, ve benzer durumlarda tedavide uygulanan rutin dozların artırılması gerekir. Hasta açlık, aşırı sıvı kaybı, uzun süreli stresler ve yolculuk konusunda uyarılmalıdır. Doz artırımı gerektiren koşullar düzelene kadar artırılmış doz tedavisi sürdürülmelidir.

tedavinin izlenmesinde vücut ağırlığı, 24 saatlik idrar miktarı, kan basıncı, kan elektrolitleri ve ACTH kullanılır.

Tedavide tercih edilecek ilk ilaç hidrokortizon preparatları olmalıdır Tedavide tercih edilecek ilk ilaç hidrokortizon preparatları olmalıdır. Ancak bulunamadığı takdirde gukortikoid preparatlar eşdeğer dozlarda verilir (tablo )

Etken madde eşdeğer dozu Hidrokortizon 20 mg Prednizolon 5 mg Deksametazon 0.5 mg Metilprednizolon 4 mg

Sekonder adrenal korteks yetersizliği (SAY) SAY panhipopitiütarizmde, izole ACTH yetersizliğinde, kortikosteroid alan olgularda, veya kortikosteroid tedavinin kesilmesi esnasında gözlenebilir. Panhipopitiütarizm en sık Sheehan tanısı alan kadın hastalarda gözlenmesine karşın, diğer hipofiz dokusunu tahrip eden patolojilerde de rastlanabilir ( 9 İ).

Bu patolojide akut adrenal yetersizliğe yol açabilen etkenlere karşın uyarı alınamadığı için şok tablosu gelişebilir. Bazı hastalarda bazal sekresyon normal olabilir. ACTH salgısı bozulmadığından cild rengi açıktır.

Klinik olarak yakınmalar ve bulgular primer adrenal yetersizlikte olduğu gibidir. Bunlara sekonder yetersizliğe neden olan patolojilere ait belirtiler de katılır. Ancak mineralokortikoid yetersizliğine ait bulgular yoktur yada çok siliktir. ACTH yetersizliği nedeniyle spesifik pigmentasyon yoktur yada atipiktir. İlaç kullanıma bağlı olanlarda Cushingoid yüz görünümü olabilir.

Laboratuvar olarak anemi, nötropeni, lenfositoz, eosinofili vardır Laboratuvar olarak anemi, nötropeni, lenfositoz, eosinofili vardır. Na, K, üre, kreatininin, bikarbonat normal, ACTH düşüktür.

SAY’de Tedavi: Primer adrenal yetersizlikte olduğu gibi yeterli dozda ve biyolojik ritme uygun kortikosteroid verilir. Bu olgularda mineralokortikoid replasmanına hiç gerek olmaz. Akut yeterszilik döneminden sonra idame tedavisine devam edilir. Monitorizasyon primer yetersizlikte olduğu gibidir ancak ACTH takibinin yeri yoktur.

Primer mineralokortikoid yetersizlikleri Hiporeninemik hipoaldosteronizm: hiperkalemi, düşük aldosteron, düşük renin. Tedavide seçilecek hidroklorotiazid preparatlarıdır. K kısıtlaması yapılmalıdır. Küçük dozlarda deoksikortikosteron da eklenebilir.

Hiperreninemik hipoaldosteronism + hiperkalemi akla primer adrenokortikal yetersizlik: AIDS, ACE inhibitör tedavisi, renin yetersizlikleri, heparin tedavisi getirmelidir.

ADRENAL KORTİKAL HİPERFONKSİYON Bir veya daha fazla adrenal hormonun hipersekresyonu belirgin klinik sendromlara neden olur, örn: -androjenlerin aşırı üretimi adrenal virilizm, -glukokortikoidlerin aşırı üretimi Cushing sendromu, -aldosteronların aşırı salınımı ise hiperaldosteronizm gibi...

Bu sendromlar çoğunluğunlukla çakışan özelliklere sahiptirler. ADRENAL VİRİLİZM (Adrenogenital Sendrom) Konjenital yada edinsel adrenal androjenlerin aşırı salınmasına yol açan sendroma verilen isim Semptom ve belirtiler Etkileri hastanın yaşına ve cinsiyetine bağlı olarak değişir. Kadınlarda erkeklere oranla daha belirgindir. Yetişkin kadınlarda adrenal virilizm adrenal hiperplazi yada adrenal tm tarafından yol açılır. Sebep ne olursa olsun Bu sendromlar çoğunluğunlukla çakışan özelliklere sahiptirler. ¨      Hirsütizm ¨      Saç dökülmesi ¨      Akne ¨      Sesin kalınlaşması ¨      Amonere ¨      Uterus atrofisi ¨      Klitoral hipertrofi ¨      Artmış kas kitlesi şeklinde belirtileri vardır. Libido artmış olabilir. Hafif vakalarda hhirsütizm tek bulgu olabilir.

Tanı ve tedavi CT veya MR incelemesi bir tümörün virilizasyon nedeni olarak ayırımında oldukça yararlıdır. Gecikmiş virilizan adrenal hiperplazi KAH ın bir varyantıdır. Her ikisi de kortizol prekürsörlerinin hidroksilasyon kusurundan kaynaklanır. DHEA-S, 17OH prg, testosteron ve androstenodion atar. DHEAS değerinin dexametazon ile suprese olması ile tanı konur. Tedavi dexa ile yapılır. Adrenal hiperplazilerin tersine virilizan adenom veya karsinomlarda dexametazon ile supresyon ya yoktur ya da parsiyel bir supresyon olur. adrenelektomi tedavide ilk seçenektir.

CUSHİNG SENDROMU Kortizol yada bağlantılı kortikosteroidlere uzun süreli maruz kalma neticesi ortaya çıkan klinik tabloya verilen isim.

Etioloji Adrenal korteksin aşırı çalışması ACTH bağımlı yada adrenal adenomda olduğu gibi bağımsız olabilir. Suprafizyolojik dozlarda verilen eksojen kortizol veya sentetik analogları adrenokortikal fonksiyonları baskılayıp, ACTH den bağımsız hiperfonksiyon kliniği oluşturabilir. ACTH bağımlı adrenal korteks hiperfonksiyonu aşağıdaki biçimlerde gözlenebilir: 1.      hipofiz bezinden aşırı ACTH salgılanmasına 2.      ektopik ACTH üreten bir tm varlığında 3.      eksojen ACTH uygulanmasında

SEMPTOM VE BELİRTİLER §         Ay dede yüzü §         Trunkal obezite §         Distal ekstremiteler incelmiştir §         Cild ince ve atrofik §         Kas zayıflaması ve güçsüzlüğü §         Mor strialar §         Hipertansiyon,renal kalkül §         Osteoporoz §         Glukoz intoleransı §         Enfeksiyonlara karşı düşük direnç §         Psikiyatrik problemler §         Lineer büyümede yavaşlama §         Kadınlarda adet düzensizliği §         Virilizm

kilo alma 90% Mens bzk 60% “Ay yüzü” 75% Akne 40% HT 75% Bruising 40% Stria 65% Osteopenia 40% Hirsutism 65% Ödem 40% Glucoz intol 65% Hiperpig. 20% Kas zayıfl. 60% K+ meta. alk. 15% Plethora 60%

TANI Geleneksel olarak uygulanan deksametazon testinde 1 mg dekzametazon akşam 11-12 civarında verilir ve ertesi sabah saat 7-8 sırasında kan alınarak ölçüm yapılır. Normalde kortizol değerinin 1,8 µg/dL altına düşmesi gereklidir. Ancak birçok non-hipofiz Cushing olgusunda bu değerin üzerinde sonuçlar elde edilir. Dekzametazonun 0.5 mg q 6 saat / 2 gün verilmesi ile normal kişilerde ACTH salgılanması inhibe olur. Hipofiz Cushing hastalarında ise ACTH bu baskılanmaya dirençlidir. Yüksek doz yani 2 gün günlük 8 mg dan toplam 16 mg deksametazon ile yapılan baskılamada ise supresyon olması gerekir.

Hipofiz adenomları MR veya BT ile çoğunlukla görüntülenebilir Hipofiz adenomları MR veya BT ile çoğunlukla görüntülenebilir. Gadolinium ile güçlendirilmiş görüntüleme daha kesin sonuç verir. Bazı mikroadenomlar görüntülenemeyebilr. Bazı durumlarda bariz ACTH aşırı salgılanmasına karşın hipofiz bezinde histolojik anormaliteler yoktur.

Adrenal tm lerde kortizol salgılanması ACTH dan bağımsızdır Adrenal tm lerde kortizol salgılanması ACTH dan bağımsızdır. Bu sebeple deksametazonun baskılama özelliği yoktur ve plazma kortizol değerleri bundan hiç etkilenmezler. Deksametazon testi hipofizer kökenli Cushing hastalığını diğerlerinden ayırd etmede çok yararlıdır. Cushing hastalığında plazma ACTH seviyeleri orta düzeylerde artmıştır (75 - 200 pg/mL).

Ektopik ACTH sendromu tanısını kuvvetlendiren bulgular: Hipokalemik alkaloz (K < 3.0 mEq/L, HCO3 > 30 mEq/L), serum kortizol değeri > 200 µg/dL.

Adrenal hiperfonksiyon tanısı netleşmesi ile yapılması gerekli diğer tetkikler arasında hipofiz MR veya BBT önemli bir yer tutar. Eğer hipofiz tm nin yeri net değilse iki inferior petrozal sinüsten CRH (1 µg/kg) uygulanmadan önce ve sonra eş zamanlı olarak ACTH ölçümü yapılır. Tipik olarak tm tarafında CRH öncesi ve sonrası ACTH değeri daha yüksektir, ve CRH uyarısı ile tm tarafında daha belirgin olarak artış gösterir. Ektopik ACTH sendromlarında CRH uyarısı ile ACTH artışı olmaz.

Radyoaktif kolesterol ile yapılan adrenal sintigrafiler hiperplazi-karsinom- adenom ayırımını yapmamıza yardımcı olabilir. Ancak biyokimyasal veriler adrenal tm varlığını işaret ediyorsa ilk görüntüleme tercihi BT dir.

Cushing hastalığı/ Sendromu plazma kortizol 23:00 h ve/veya 24h İdrar serbest kortizolü Tükrük kortizolu Cushing sendr. ? Overnight Dexamethasone Suresyon testi Tarama testleri supresyon Supresyon yok yüksek Normal Hiperkortizolizm ihtimali Tanımlayıcı testler Uzun deksametazon Supresyon testi 2 mg deksametazon 2 gün Supresyon yok supresyon Hiperkortizolizm (Cushing sendromu Normal Etioyolojik testler Yüksek doz dexa supresyon testi 8 mg Dexa/2 gün Suppression Supresyon yok ACTH yüksek Düşük, tespit edilemedi Cushing hast. Vakaların %70 ACTH-salgılayan (ektopik) tm Adrenal tm

Tedavi Tedavide amaç aşırı çalışan hipofiz bezinin veya adrenal bezlerin çalışma düzenini normale getirmektir.

Başlangıç olarak hastaların genel durumları yeterli protein ve potasyum replasmanı ile stabil duruma getirilmelidir. Klinik bulgular şiddetli ise tedaviye ketakonazol eklenmeli ( maksimum doz 1200 mg a çıkılabilir). Aşırı salgılanan ACTH kaynağı hipofiz ise transsfenoidal cerrahi ile tm rezeksiyonu uygulanmalıdır. Bu cerrahi girişim deneyimli merkezlerde % 70 başarı sağlar. Başarı oranı tm boyutları ile ilişkilidir, en yüksek başarı oranı tm < 1cm boyutlarında sağlanır. Hamilelik cerrahi için kontrendikasyon değildir.

-Cerrahi girişimden yeterli fayda göremeyen hastalarda veya nükslerde radyoterapi gerekebilir. -Adrenelektomi hastaya ömrü boyunca steroid replasmanını gerektirir. -Ayrıca Nelson sendromu gelişme riski vardır. adrenelektomi uygulanan hastaların % 5-10 nunda görülür. -Nelson sendromunda hipofiz genişlemeye devam eder, salgılanan melanosit-uyarıcı hormon nedeniyle şiddetli pigmentasyon gelişir.

-Adrenokortikal tümörler cerrahi yolla çıkarılır -Adrenokortikal tümörler cerrahi yolla çıkarılır. -Hastalar cerrahi girişim ve sonrasında destek kortizol tedavisi almak durumundadır. Çünkü non-tümör adrenal dokuları baskılanmış durumdadır. -Benign adenomlar laporoskopik olarak çıkarılabilir. - Multinodüler adrenal hiperplazide bilateral adrenelektomi gerekir. -çoğunlukla tümör dissemine olduğu için çıkarılamaz. -Adrenal baskılayıcılar örneğin mitotan, ketokonazol böyle olgularda hayat kalitesini artırmak için kulanılması gerekebilir.

HİPERALDOSTERONİZM Aldosteron fazla salgılanmasından kaynaklanan klinik tablo.

Aldosteron adrenaller tarafından salgılanan en güçlü mineralokortikoiddir. Na tutulumunu ve K atılmasını sağlar. aldosteron distal tubullerde lümenden tübüler hücrelere, K ve hidrojen karşılığında sodyum geçmesini sağlar. Bu ilişki sadece tubuler hücrelerde değil aynı zamanda tükrük bezinde, intestinal mukozada ve ter bezlerinde de gerçekleşir.

Aldosteron sekresyonu renin-anjiotensin mekanizması ve daha az ölçüde ACTH kontrolünde olur. proteolitik bir enzim olan renin juxtaglomerüler böbrek hücrelerinde yapılır, kan basıncı ve volümünde azalma ile salgılanır. Renin etkisi ile karaciğerde anjiotensinojen anjiotensin-I e çevrilir. Anjiotensin-I akciğerlerde anjiotensin-II’e dönüştürülür. Anjiotensin-II aldosteron sekresyonunu, daha az boyutlarda da deoksikortizon ve kortizol sekresyonunu da tetikler.

Primer aldosteronizm PA çoğunlukla tek taraflı glomeruloza tümörlerinden daha az sıklıkla da karsinomdan yada adrenal hiperplazisinden kaynaklanır.

Aldosteron aşırı salgısında Hipernatremi, Hiperklorhidri Hipervolemi Hipokalemik alkaloz Hiperglisemi, ve glikozüri Hafif orta derecede hipertansiyon ; şeklinde laboratuvar bulgularının yanısıra letarji, tetani, geçici paraliz, diastolik hipertansiyon, hipokalemik nefropatiye bağlı poliüri ve polidipsi, kişilik değişiklikleri gibi klinik belirtiler de gözlenir.

Bir tümör durumunda yüksek miktarlarda (> 10 g/gün) tuz alınmasına karşın aldosteron sekresyonu genellikle > 200 µg/gün civarlarındadır.

Tanı Spirinolakton 200-400 mg/gün verilmesi güvenilir bir testtir Tanı Spirinolakton 200-400 mg/gün verilmesi güvenilir bir testtir. Çünkü hastalığın belirtilerini ve hipertansiyonu 5-8 hafta içerisinde düzeltir. Bu düzelme aldosterona bağlı tansiyonu olmayan olgularda nadiren gözlenir.

Plazma renin düzeyinin de ölçülmesi yararlı bir testtir Plazma renin düzeyinin de ölçülmesi yararlı bir testtir. Sabah hasta yattığı yerde renin düzeyi için kan alınır, 80 mg furosemid verildikten sonra hasta 3 saat ayakta tutulur, tekrar kan alınır: normal kişilerde renin düzeyi belirgin şekilde artmasına karşın hiperaldosteronizmde bu gözlenmez. Esansiyel hipertansiyonu olan hastaların % 20 sinde hiperaldosteronizm saptanmasına karşın bu kişilerde renin düzeyleri düşüktür ve ayakta durma ile renin aktiviteleri artmaz. Aldosteron değerlerinin ölçülmesi de yararlı olabilir.

Tedavi: Primer aldosteronizm tanısı konulduktan sonra her iki adrenal bez multipl adenomlar için incelenmelidir. Soliter adenomun tespit edilebildiği vakalarda prognoz iyidir. Aldestron salgılayan tümörün çıkarılması ile tüm hastalarda kan basıncında düşme, vakaların % 70 inde de remisyon gerçekleşir.

Adrenal hiperplazi ve hiperaldosteronizm olgularının % 70 inde hipertansiyon devam eder. Bu hastalarda hiperaldosteronizm spirinolakton ile kontrol edilebilir. Hastaların yaklaşık yarısında başka bir antihipertansif eklenmesi gerekir.

Sekonder hiperaldosteronizm Kalp yetersizliği Asitli siroz Nefrotik sendrom; gibi hastalıkların seyrinde muhtemelen renal vazokonstrik-siyondan kaynaklanan renin hipersekresyonunun etkisi ile gerçekleşir.