HIGH TECH MİMARİ
1970’li yılların başında alternatif teknoloji olarak ortaya çıkan High Tech mimari, endüstride elektronik, bilgisayar, silikon çipler, robotlar anlamına gelirken, mimaride belirli bir stil/tarz anlamına gelmektedir.
Michael Hopkins, Nicholas Grimshaw, Richard Rogers ve Norman Foster bu akımın öncüleri sayılmaktadır.
High Tech mimaride, metal kutular ve makine görünümlü yapıların öne çıktığı görülmektedir. Kullanılan temel malzemenin metal ve cam oluşunun, büyük bir kullanış esnekliği getirmesinin yanında, teknolojik bir gösterime dönüşmesi kişileri etkilemekte ve bu yapıları şehirsel simgeler haline getirmektedir.
Fabrikada üretilmiş, kesin ölçülü cam ve metal gibi ışıklı malzemeler ve kolay bir araya gelebilen parçalar› tercih etmektedirler. Yapılar genellikle çelik kafes, hafif metal panel ve görülebilir servis kabuğu gibi karakteristik özellikler taşımaktadır.
High Tech Yapıların Ortak Özellikleri 1. Esneklik (dış duvarda, çatıda, taşıyıcı iskelet sisteminde), 2. Saydamlık, 3. Parlak ve düz renklendirme, 4. İnce kablolar, 5. Cam, metal ve plastik malzemeler, 6. Strüktür ve servislerin algılanması, olarak sayılabilir. Bu temel özelliklerin yanı sıra; enerji tasarrufu, sağlıklı hava ve gaz temizleme sistemi, doğal ışık kullanımı, aktif ve pasif kontrol mekanizmaları ile deprem ve rüzgârdan koruma sistemleri bu tür yapılarda görülmektedir.
POMPİDU KÜLTÜR MERKEZİ/ PARİS
CORPORATION BANK/ NORMAN FOSTER
CARRE D'ART / NORMAN FOSTER
LLOYD‘S BİNASI LONDRA /RİCHARD ROGERS