İKT102 MAKROEKONOMİYE GİRİŞ DERS NOTLARI Para Teorisi ve Politikası (03.05.2017) Arş. Gör. Mehmet Ali DEMİR
1. Paranın Tanımı ve Fonksiyonları 2. Paranın Kısa Tarihi 3. Para Talebi ve Arzının Tanımlanması 4. Bankacılık Sistemi (Merkez Bankası) 5. MB’nin Fonksiyonları 6. Bankacılık Sisteminde Kaydi Para Yaratılması
Paranın Tanımı ve Fonksiyonları Para; Mal ya da hizmet karşılığı bir ödeme aracı olarak kullanılan herhangi bir nesnedir. Bu nesnelere kağıt para, madeni para ve banka mevduatları örnek olarak gösterilebilir. Banka mevduatları ise vadeli ve vadesiz olmak üzere ikiye ayrılır.
Paranın Tanımı ve Fonksiyonları Paranın Fonksiyonları 1. Değişim Aracı (Mübadele) olma fonksiyonu: Mal ve hizmetler para karşılığı alınıp satılır. 2. Değer ölçüsü olma fonksiyonu: Mal ve hizmetlerin değeri fiyatları ile ölçülür. Fiyat da para cinsinden belirtilir. Örneğin; 1 gömlek 35 TL, 1 Pantolon 70 TL vs. 1 pantolon = 2 gömlek 70 TL = (2*35) 70
Paranın Tanımı ve Fonksiyonları 3. Değer Muhafazası fonksiyonu: İnsanlar gelirlerinin bir kısmını harcamayıp tasarruf edebilirler, bu tasarruflarını da bankaya yatırırlar. Banka da bu tasarruflara karşılık tasarruf sahiplerine faiz verir. Eğer; Faiz oranı = enflasyon oranı tasarrufların değeri sabit Faiz oranı › enflasyon oranı tasarrufların değeri artmış Faiz oranı ‹ enflasyon oranı tasarrufların değeri azalmış
Paranın Tanımı ve Fonksiyonları 4. Ekonomi Politikası Aracı: Genişletici para politikası (durgunluk olduğunda) Daraltıcı para politikası (enflasyon olduğunda)
Paranın Kısa Tarihi İlk madeni paralar M.Ö. 7. yüzyılda Lidya’da basılmıştır. İkinci aşamada, kağıt paraların ortaya çıkması. Özellikle Orta Çağ’ın sonlarına doğru İtalyan şehir devletlerinde sarrafların halkın gümüş ve altınlarını saklamak için sertifikalar vermesi. MB’nin ortaya çıkması
Bankacılık Sistemi (MB) Türk Bankacılık Sistemi: TCMB Ticaret Bankaları Kalkınma Bankaları Yatırım Bankaları
Bankacılık Sistemi (MB) TCMB Merkez Bankası temel olarak para ve kur politikalarını düzenlemek ve banknot dolaşımını sağlamaktan sorumludur. 11 Haziran 1930 tarihinde bir anonim şirket olarak kurulmuş bulunan Merkez Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka ayrıca, finansal sistemde istikrarın sağlanması ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almakla da görevlendirilmiştir. Merkez Bankası, özellikle küresel dengesizliklerden kaynaklanan makro finansal riskleri kontrol altında tutmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, finansal istikrar Merkez Bankası için destekleyici amaç niteliğindedir.
TCMB Türkiye'de Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olan para basma yetkisi Meclis tarafından süresiz olarak Merkez Bankasına devredilmiştir. Bu doğrultuda, ülkemizde banknot basma ve ihraç imtiyazı tek elden Bankaya aittir. Türkiye'de uygulanacak döviz kuru rejimini hükûmet ile birlikte belirlemek Merkez Bankasının temel görevlerinden biridir. Belirlenen döviz kuru rejiminin uygulaması da yine Bankaya aittir. Merkez Bankası kur politikasını 2001 yılından itibaren dalgalı kur rejimi çerçevesinde sürdürmektedir.
TCMB Ülkemizin altın ve döviz rezervlerini saklamak ve yönetmekle görevli olan kurum Merkez Bankasıdır. Merkez Bankası, para ve kur politikalarına olan güveni sağlamak ve bu politikaları desteklemek, Hazinenin yabancı para iç ve dış borç servisini gerçekleştirmek için gerekli döviz likiditesini bulundurmak, iç ve dış şoklara karşı kırılganlığı azaltmak ve uluslararası piyasalarda ülke ekonomisine duyulan güveni artırmak için rezerv tutmaktadır. Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatlerine öncelik vermektedir. Ödeme sistemlerinin sağlıklı, güvenli, risksiz ve süratli çalışması da Merkez Bankasının görevleri arasında yer almaktadır.
Bankacılık Sisteminde Kaydi Para Yaratılması Ticari Bankalar kendilerine yatırılan paranın bir kısmını MB’ye rezerv (ihtiyat) olarak yatırmak zorundadır. Bu orana MB karar verir. Bu rezerv oranına da karşılık oranı adı verilir. Geri kalan kısmını ticari bankalar paraya ihtiyacı olanlara borç olarak verir ve karşılığında faiz elde eder.
Bankacılık Sisteminde Kaydi Para Yaratılması Kaydi para çarpanı (MD ) = 1 / r = 1 / 0,2 = 5 r = zorunlu karşılık oranı r ne kadar düşük olursa kaydi para o kadar çok olur.
Para Talebi Keynesyen faiz teorileri Faizin açıklanmasında parayı analize dahil etmiştir. Ekonomide faiz haddinin para arz ve talebine bağlı olduğunu savunmaktadır. Keynes’e göre tasarrufların faize hak kazanması için kasada tutulmayıp, ödünç verilmesi gerekmektedir.
Para Talebi Para talebi, bir ekonomideki ev halkı ve firmaların, belirli bir anda, hemen harcanabilir durumda bulundurmak istedikleri para miktarıdır. Keynes’e göre, ev halkları ve firmalar 3 farklı güdüyle para talep ederler. 1. İşlem (muamelat) güdüsü 2. İhtiyat güdüsü 3. Spekülasyon güdüsü
1.İŞLEM GÜDÜSÜ (MUAMELAT) Günlük işlemler için harcamaya her an hazır durumda tutulan para miktarına işlem güdüsüyle para talebi denir. İşlem güdüsüyle para talebini etkileyen en önemli faktörler, gelir düzeyi ile fiyatlar genel düzeyidir. Gelir düzeyi işlem güdüsüyle talep edilen para miktarı Fiyatlar genel düzeyi işlem güdüsüyle talep edilen para miktarı S: 445 Şekil 40-1 çiz
Faiz haddi ile likitide tercihi arasında ters yönlü ilişki vardır* 2. İHTİYAT GÜDÜSÜ Ev halkları ve firmalar beklenmedik durumlara karşı, bir miktar parayı elde tutmak isterler. Bu duruma ihtiyat güdüsüyle para talebi denir. 3. SPEKÜLASYON GÜDÜSÜ Spekülasyon, piyasadaki fiyat hareketlerinden yararlanarak bir malı ucuzken satın alıp pahalılaşınca satmayı ifade eder. Faiz haddi ile likitide tercihi arasında ters yönlü ilişki vardır* Piyasada faiz haddi yükseldikçe, elde para tutmanın maliyeti de yükselir. Faiz haddi yükseldikç, elde tutulmak istenen para miktarı, yani likitide tercihi azalmaktadır. *Firmalar ve ev halkı, gelirlerinin bir kısmını fiyat dalgalanmalarından yararlanabilmek için atıl durumda tutarken, faiz geliri elde etme fırsatını kaçırırlar.Dolayısıyla, spekülasyon güdüsüyle para talebinin daima bir alternatif maliyeti vardır. S: 447 Şekil 40-3
Para Arzının Tanımlanması T.C.M.B ‘nin para arzının tanımlanması M1 = Dolaşımdaki para + vadesiz mevduat (resmi mevduat hariç) Eğer M1 Milli Gelir Harcama Eğiliimi M2 = M1 + vadeli mevduat (resmi mevduat hariç) M. Friedman ve A. Swartz tarafından önerilip kullanılmıştır. M1 = Dar anlamda para arzı ya da temel para arzı Dolaşımdaki para = bankalar dışındaki kağıt ve madeni paralar Vadesiz mevduat = resmi kuruluşların dışındaki bütün vadesiz mevduat M2 = Geniş anlamda para arzı
Para Arzının Tanımlanması M2Y = M2 + Döviz Tevdiat Hesapları M3 = M2 + Resmi kuruluşlar mevduatı + TCMB’deki diğer mevduat M3Y = M3 + Döviz tevdiat hesapları Döviz tevdiat hesapları: Tasarruf sahiplerinin bankalardaki döviz hesapları M3 = En geniş anlamda para arzı
Denge Faiz Haddinin Oluşması (Keynesyen Faiz Teorisi)
Kısa dönemde para arzının artışı sonucu denge faiz haddinin değişmesi grafiği Bir ekonomide likitide tercihinde bir değişiklik yokken toplam para arzının arttırılması, faiz haddinin düşmesine neden olur. Likitide talep eğrisinin (Mt) belirli bir faiz düzeyinden sonra miktar eksenine paralel olması toplam para arzının artmasına karşın, faiz oranının düşmesi sonucunu ortaya çıkarır. Bu olguya likitide tuzağı denir.Faiz haddinin i2 düzeyine inmesinden sonra para arzı ne kadar artarsa artsın elde atıl para tutma nedeniyle katlanılan faiz geliri kaybı, çok küçüktür. Likitide tuzağı terimi ilk kez 1937 yılında İngiliz ekonomist John Hicks tarafından kullanılmıştır.
Toplam para arzındaki artışın faiz haddi ve yatırımlar üzerine etkisi
Yatırımdaki artışın milli gelir ve fiyatlar genel düzeyi üzerindeki etkisi
Uzun dönemde para arzının artışı sonucu denge faiz haddinde değişmeler Para arzındaki artış uzun dönemde faiz oranını etkilememektedir.
Miktar Teorisi Paranın değeri,ekonomideki para miktarına bağlıdır. Neoklasikler tarafından öne sürülen miktar teorisi, mübadele yaklaşımı ve para tutumu yaklaşımı olmak üzere iki şekilde açıklanmıştır. 1. Miktar Teorisi ve Fisher Denklemi (Mübadele yaklaşımı) 2. Miktar Teorisi ve Cambridge Denklemi (para tutumu yaklaşımı)
Miktar Teorisi ve Fisher Denklemi 1911 yılında I.Fisher tarafından belirtilmiştir. Bir ekonomide para miktarında meydana gelecek olan artma ya da azalmalar, aynı yönde ve aynı oranda ekonomideki fiyatlar genel düzeyine yansıyacaktır. Örneğin, ekonomide para arzı yüzde 10 arttığında, fiyatlar genel düzeyi de yüzde 10 artacaktır. Halkın para talebinin sadece işlem güdüsüne dayandığı varsayılmaktadır.
Miktar Teorisi ve Fisher Denklemi MV = PT M = Para arzı V = paranın dolanım hızı P = fiyatlar genel düzeyi T = işlem hacmi Kısa dönemde V ve T sabit kabul edilebilir. O yüzden, M = P ve P = f (M) dir. Fiyatlar genel düzeyi para miktarındaki değişmeyle aynı yönde ve aynı oranda olacaktır.
Miktar Teorisi ve Cambridge Denklemi A. Marshall ve A.C. Pigou başta olmak üzere bir grup Cambridge üniversitesi profesörleri tarafından öne çıkarılmıştır. Para değerinin belirlenmesinde para talebini öne çıkarmışlardır. Paranın muamelat ve ihtiyat güdüleri ile elde tutulduğu kabul edilmektedir. M = k PY M =Para arzı Y =milli gelir P = fiyatlar genel düzeyi k = nominal milli geliri gerçekleştirmek için elde tutulmak istenen paranın nominal milli gelire oranı
M = k PY P = M / kY (reel para talebi) Reel para talebi kısa dönemde değişmediği varsayıldığında, para arzındaki artış (M), fiyatlar genel düzeyini (P) aynı yönde ve aynı oranda değiştirecektir.
İki görüş arasındaki farklar Fisher denkleminde belirli bir dönemde alınıp satılan mal miktarı (T) yer alırken, Cambridge denkleminde reel milli gelire (Y) yer verilmiştir. Fisher denkleminde para arzı ön plana çıkarken, Cambridge denkleminde para talebi(elde para tutma) ön plana çıkarılmıştır. Fisher’in yaklaşımında elde para tutma mecburiyetine yer verilirken, Cambridge yaklaşımında elde para tutma arzusuna yer verilmiştir. Fisher’de para değişim aracı olarak nitelendirilirken, Cambridge’de değişim aracı olmaktan öte servet unsurudur.
Monetarist Miktar Teorisi Para talebine ağırlık verir. Monetaristler, ekonomiyi yönlendirmede en etkin aracın para politikası olduğunun ileri sürerler. Bu nedenle kendilerine Monetaristler (parasalcılar) denilmektedir. M / P =kY Reel para talebi (M/P) = f (W, w, r, E) W: devamlı gelire w:beşeri sermaye miktarı r:Servetten beklenen getiri E:enflasyonla ilgili beklentiler
Para Politikası Para politikasının amacı, para arzının değiştirilerek, toplam talebi, fiyatlar genel düzeyini, milli geliri ve dolayısıyla istihdam düzeyini etkilemektir. Para politikasını yürüten organ MB’dir. MB’nin yerine getirmesi gereken ana işlevler: 1. Devletin bankası olma işlevi 2. Ticari bankaların bankerliği işlevi 3. Para piyasalarını düzenleme işlevi 4. Para arzını kontrol işlevi
Para Politikası Araçları Reeskont oranı Açık piyasa işlemleri Kanuni karşılık oranı Kredi tavanı Selektif kredi denetimi İthalat teminat oranı ya da süresi Zorunlu döviz devir oranı Asgari ödeme oranı