Duygudurum Bozuklukları Prof Dr Süheyla Ünal İnönü Üniv. Tıp Fak. Psikiyatri AD PDR Doktora Dersi 2017
Beynin bilgi işleme sistemleri Duyusal-motor sistem Tanımlama, dikkat etme, ihmal etme, sözelleştirme, gerçekleştirme, yönetme Duygu sistemi Değer atfetme, önceleme, düzenleme, niyet etme, ilgilenme, başa çıkma Bilişsel sistem Yorumlama, değerlendirme, planlama, sorun çözme
Bilgi işleme sistemleri Emosyonlar hızlı ve ayrışmamış tepkiye yol açarlar Düşünce yavaş işleyen ancak oldukça ayrışmış tepkilere götüren bir süreçtir ve yaşamın sürdürülmesinde her zaman uygun çözümü getirmez
Bilgi işleme sistemleri Karar verme süreçleri için her ikisi de gereklidir ve birlikte işlev görürler Emosyonel süreçlerin kesintiye uğraması yüksek düzey bilişsel işlevleri belirgin derecede bozar “Bütün bilgi işleme süreçleri emosyoneldir. …emosyon bilişsel etkinlikleri güdüleyen, düzenleyen, arttıran ya da azaltan enerji düzeyidir” (Dodge, 1991)
Duygu oluşum süreci Uyaranları algılama -duyum Algılara fizyolojik tepki verme-emosyon Ortaya çıkan duruma bilişsel süreçlerle anlam ve değer yükleme-his Yaşanılan durumu kültürel normlar üzerinden ifade etme-uyumsal eylem
BİLİŞSEL SÜREÇLER His- Emosyon- gut feelings DUYUSAL-MOTOR SÜREÇLER Yaklaşma-Uzaklaşma His- Seçim yapma BİLİŞSEL SÜREÇLER DUYUSAL-MOTOR SÜREÇLER
Emosyonlar Yaşamda varkalım için önemli olan durumlar sırasında eylem kalıplarını ve canlılığı kontrol eden süreçlerdir Algı ve düşünce için birer önem sinyalidirler Tehlike ya da hazzın öngörücüsüdürler Karar verme süreçlerine yardım ederler Alt motor programları etkinleştirerek ya da baskılayarak farklı davranışları düzenlerler Diğerleriyle ilgilenme kapasitesi sağlarlar
Duygu terimleri Duygu (Emotion) kısa(sn, dak), indüklenen alanın aktivasyonu ile vücutta oluşan değişiklikler Çarpıntı, terleme His (Feeling) Aktivasyonun sonuçlarını psikofizyolojik olarak hissetme, bilinçli olarak adlandırma Öfke, kızgınlık Huy (Traits) – yaşam boyu süren duygusal özellikler Dışadönük, içedönük, çekingen
Duygu terimleri Hava durumu İklim Duygulanım (affect): Bireyin uyaranlara, olaylara, anılara, düşüncelere, duygusal tepki ile katılabilme yetisi (neşe, öfke gibi) Hava durumu Duygudurum (mood): Bireyin uzun bir süre (saatler, günler, aylar) belirli sınırlarda, belirli tipte (rahat, neşeli, üzüntülü, öfkeli, taşkın ya da çökkün) bir duygulanım içinde bulunması İklim
Duygu halleri Mani Hipomani Coşku Keyif ÖFORİ Neşe Normal duygu hali Üzüntü, keder, elem Cesaretsizlik Normal (ötimik): Olaylara tepkileri belirli sınırlarda dalgalanma gösterir Çökkün (deprese): Üzüntü, elem, keder baskın Yükselmiş (öforik): Neşe, coşku, öfke baskındır Sıkıntılı (disforik): Gergin, bunaltılı Çökkünlük Ölüm isteği
(Hipomani / Hipertimi) Duygudurum bozukluğu Duygularda kişinin işlevselliğini bozacak şekilde depresyon, mani ya da her ikisinin birlikte olduğu süregen ve yaygın bir değişiklik Eşikaltı Mani (Hipomani / Hipertimi) Mani Depresyon Eşikaltı Depresyon (Distimi) Hipomani
Duygudurum bozuklukları
Duygudurum bozuklukları
MANİ DEPRESYON Yükselmiş duygulanım, artmış özgüven, büyüklük hisleri Aşırı konuşma, çağrışımlarda hızlanma Uyku ihtiyacında azalma Dikkat çelinmesi Haz verici etkinliklere yönelme, huzursuzluk DEPRESYON Süregiden üzüntü, sıkıntı, anlamsızlık duyguları Enerji azlığı, odaklanma güçlüğü İlgi, istek kaybı Çok az ya da çok fazla uyuma Umutsuzluk, değersizlik hisleri Ölüm ya da intihar düşünceleri
Epidemiyoloji Major depresyon Distimik bozukluk % 2-3 Yaşam boyu yaygınlığı %9-20 Kadınlarda %10-25, erkeklerde %5-12 (Kadın / erkek=2) Başlama yaşı: 20-50 Nokta prevelansı: % 4-8 Distimik bozukluk % 2-3 İki uçlu duygudurum bozukluğu Yaşam boyu yaygınlık %1 Kadın/erkek oranı eşit Ortalama başlama yaşı 22-30
Depresyon Üzüntülü, bazen bunaltılı bir duygudurumla birlikte düşünce, konuşma, devinim ve fizyolojik işlevlerde yavaşlama yanı sıra değersizlik, küçüklük, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık duygu ve düşünceleriyle belirli bir sendromdur
DSM-5 Major Depresyon ölçütleri En az 2 hafta süreyle, aşağıdaki belirtilerden beş ya da daha fazlasının hemen her gün, günün büyük bölümünde sürmesi Çökkün duygudurum İlgi azalması/Zevk alamama Suçluluk duyguları Ölüm düşünceleri Uyku bozukluğu İştah bozukluğu Enerji kaybı Psiko-motor yavaşlama / ajitasyon Konsantrasyon bozukluğu (dikkatini toplayamama, unutkanlık) İşlev bozukluğu oluşması
Depresyon için risk etkenleri Ailede depresyon öyküsü Erken travmatik yaşantılar Oral-bağımlı, obsesif kompulsif, histriyonik, sınırda kişilik bozukluğu Stresli yaşam olayları Düşük benlik saygısı Daha önce depresyon geçirme Tıbbi hastalık Geçmişte intihar girişimi Kadın cinsiyeti Çocuk doğurma Sosyal desteğin kısıtlı olması Madde kullanımı
Depresyon tipleri Reaktif depresyon: Yaşam olaylarıyla tetiklenmiş Somatize depresyon:Fiziksel belirtilerin ön planda olduğu Maskeli depresyon: Çökkün duygudurumun belirgin olmadığı İkincil depresyon: Tıbbi ya da psikiyatrik bir hastalığa bağlı olarak gelişen Endojen depresyon: Tetikleyici bir olay olmaksızın gelişen Atipik depresyon: Uyku ve iştah artışı ile kendisini gösteren depresyon
Anksiyeteyle birlikteliği
Distimi ve çifte depresyon En az 2 yıl boyunca kronik olarak günün önemli bir kısmında çökkün duygudurum varlığı olarak tanımlanabilir. Kişiler duygudurumlarını üzgün veya dibe vurmuş olarak tanımlarlar. Üzerine zaman zaman çökkün duygudurum dönemleri binebilir; iştahsızlık veya aşırı iştah, uykusuzluk veya aşırı uyuma, yorgunluk, özgüven eksikliği, konsantre olamama veya karar vermede zorluk çekme çaresizlik durumlarından en az ikisini içerir.
Bipolar I Manik ve depresif ataklar birbirini izleyebilir Arada duygudurumun normale yakın bir hale geldiği dönemler bulunur Ortalama 18 yaşta başlar Kronikleşmeye eğilimlidir İntihar sık görülen bir komplikasyonudur
Bipolar II Hipomanik ataklar ve depresif dönemlerle karakterizedir Ortalama başlangıç yaşı 22’dir Kadınlarda daha sıktır Hastaların %10-13’ü bipolar I’e dönüşebilir Kronikleşmeye eğilimlidir
Siklotimi Manik ve depresif atakların daha az şiddetli, daha kronik seyrettiği tablodur Ortalama başlama yaşı 12-14’tür En az iki yıl devam etmelidir Bipolar I ve II için yüksek risk taşır
Manik atak Bir ya da daha fazla hafta süren değişken duygudurumu ve aşağıdakilerden en az üç belirtinin varlığı Kendine verilen değerin çok artması Uyku ihtiyacının azalması Normalden daha çok konuşma Uçuk düşünceler Dikkatini toplayabilme yeteneğinin kaybolması Hedef amaçlı aktivitelerde artış Tehlikeli ve haz içeren aktivitelere katılımın artması
Duygu Düzenleme Sorunları Depresyonun gelişim süreci Genetik, mizaç biyolojik süreçler Olumsuz aile Deneyimleri Duygu Düzenleme Sorunları Olumsuz kendilik algısı, Başkalarına ve dünyaya ilişkin olumsuz algılar Yaşam Stresleri Depresyon Kişilerarası Becerilerde Yetersizlik
Biyolojik kuramlar Genetik yatkınlık Dopamin, noradrenalin ve serotonin eksikliği HPA aksında negatif geribildirim sürecinde bozulma, kortizol salınmasında artma Tiroid ekseninde bozulma (TSH yanıtında azalma) Hipokampusta BDNF azalması
Nörotransmiterler-Belirtiler Serotonin Noradrenalin Dopamin impuls dürtü haz enerji uyanıklık anksiyete irritabilite duygu bilişsel işlev iştah seks agresyon güdü
Depresyonda değişen kimyasallar 5-HT NE Ach DA GABA CRF NPY SS Depresyon SEROTONİN Obsesif kompulsif belirtiler DOPAMİN Haz almada yetersizlik Motivasyon azlığı Apati Dikkatte azalma Bilişsel yavaşlama NOREPİNEFRİN Letarji Uyanıklıkta azalma Markou, A., Kosten, T., & Koob, G. (1998). Neuropsychopharmacology; 18(3), p.141 Stahl. Essential Psychopharmacology. 1996
Biyolojik kuram Baxter et al 1985
Biyolojik kuram
Diatez-stres modeli gen-çevre etkileşimi Stresin varlığı + Genetik yatkınlık + Hastalığın ortaya çıkması Stresin yokluğu Hastalığın oluşmaması -
Psikanalitik Kuram Yas sürecine benzer şekilde gerçek ya da imgesel bir nesne kaybının oluşturduğu yitim duygusu bulunur Yitim duygusu, sevgi ve özlem duygularıyla birlikte bilinçdışı kin ve nefret duygularını uyarır Üstbenlik bu olumsuz duyguları benliğe yöneltir Bunun sonucunda kişinin özsaygısı düşer, kendini değersiz, küçük ve suçlu görür Yaşam anlamını yitirir ve ruhsal çökkünlük oluşur Oral döneme saplanma bağımlı kişilik ve depresyon oluşturabilir
Ego psikolojisine göre depresyon Egonun narsisistik emelleri - güçlü ve üstün olma, - iyi ve sevilen olma, - değerli ve becerikli olma ile gerçekler arasındaki çatışmada egonun yetersizliğe düşmesidir
Bilişsel kuram Depresyonda bilişsel bozukluk birincildir, duygulanım bozukluğu buna Depresif kişilerde Kendisine, geleceğe ve dış dünyaya karşı olumsuz kavramlar vardır Bu olumsuz kavramlar giderek olumsuz yargılara, düşünce ve tutumlara neden olur Kişi her olayda olumsuz yönleri algılar Olumsuz düşünce ve kavramlar duygulanım sorunlarına yol açar
Depresyonun bilişsel modeli İncinirlik: Genetik ve kişilik etkenleri Erken olumsuz yaşam olayları Olumsuz şemaların oluşması (Bilişsel incinirlik) Daha sonraki yaşam olaylarıyla aktive oluncaya kadar uykuda kalma Bilgi işleme çarpıtmaları (bellek, dikkat, yorum) Günlük yaşam stresleri Bilişsel tepkisellik (olumsuz kendilik tutumları) DEPRESYON Beck AT. Am J Psychiatry 2008;165:969-977
Davranışcı Kuram Öğrenilmiş çaresizlik Kişi yetersiz sayıda ödül (olumlu pekiştireç) alır, daha çok cezayla karşılaşırsa bir şeyler yapmak için pasif davranacaktır Az sayıda ödül az sayıda davranışa yol açacaktır Bunun sonucunda yaşam olayları karşısında kontrolü olmadığı duygusuna kapılacaktır Depresyon, çocukluktan beri acılı uyaranlarla başa çıkmayı bilememesi ve çaresiz kalması durumudur
Davranışcı kuram Yatkınlık Başlatıcı Sürdürücü 1 Pekiştireçleri fark etme ve kullanma becerisindeki yetersizlikler Sosyal pekiştireçlerin azlığı Pekiştireç kaybı Davranışların pekiştireç getirmemesi İkincil kazanç (depresif davranışların pekiştirilmesi) 2 Pekiştirilecek davranışların olmaması / azlığı Durumu / problemi değiştirmek için çok fazla çaba gösterilmesinin gerekmesi Başkalarının / çevrenin pekiştirebileceği davranışlarda azalma 3 Cezalandırıcı ya da ödüllendirici olmayan uyaranlara aşırı duyarlılık Davranıştan sonra beklenen pekiştireci elde edememe ya da cezalandırılma 1. Durumun benzeri
Umutsuzluk Depresyon Kuramı Iraksak , katkıda bulunan faktör Negatif yükleme tarzı ya da düşük / negatif kontrol algısı Olayın sonuçları olumsuz ya da benim değersizliğimi gösteriyor Yakınsak, katkıda bulunan faktör Kalıcı, genel ve önemli bir negatif olayın olması Yakınsak, yeterli faktör Umutsuzluk=umutsuzluk + çaresizlik Umutsuzluk depresyonu Abramson, Metalsky ve Alloy, 1989
Kişilerarası kuram Sorunlu kişiler arası ilişkiler depresyonu başlatabilir veye devam etmesine neden olabilir Rol geçişleri, kişile arası rol çatışmaları, yas, kişiler arası yoksunluklar depresyon etkeni olabilir
Değerlendirme Şiddet Süre Geçmiş öykü Sosyal destek ağı Kendine, başkalarına ve dünyaya bakış açısı İntihar düşüncesi Belirtileri etkileyen faktörler Biyolojik özellikler
SON