1
2
Göreceli olarak beklenmedik şekilde ortaya çıkan ve toplumun yaşantısını sekteye uğratan olaylardır. İnsanların, altyapının ve çevrenin üzerinde geniş olumsuz etki yapan olaylardır. Afetlerde yoğun zarar, ziyan ve yıkım vardır. Afetlerin mağduru insanların olması ya da can kayıplarının yaşanması afeti sosyal bir olgu haline getirir. Afetin kayıplar yaratması, insan yaşamını bozması ya da kesintiye uğratmasından doğurduğu sonuçlar nedeniyle bu adı almaktadır. Bunlar olmadığı takdirde afet değil doğal olay adlandırılması yapılmaktadır. 3
Toplumun sadece kendi öz kaynaklarını kullanarak üstesinden gelebilme gücünü aşan, insanlar ve çevre üzerinde büyük oranda kayıplara neden olan, toplumsal fonksiyonların ciddi bir şekilde bozulduğu durumlardır. Herhangi bir doğal ya da insan ihmali nedenine dayanan (yangın, su baskını, deprem, fırtına vb.), yaygın ya da şiddetli ya da hem yaygın hem de şiddetli hasar, sakatlık, can ya da mal kaybının meydana gelmesi ya da olma olasılığıdır. 4
1. Doğal afetler: İnsanlar ve tüm canlılar üzerinde fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran ve insan yaşamını olumsuz etkileyen olaylardır. 2. Teknolojik afetler: Küreselleşme ve gelişmeyle yaşanan risk ve tehlikeler neticesinde oluşur. Bu süreçte yaşanan refah kadar bu refahın bedeli de ödenebilmektedir. Endüstriyel kaza ve yangınlar, büyük petrol ve doğal gaz sızıntıları, nükleer kazalar, hava ve su kirlenmesi gibi. 5
Endüstriyel kazalar ya da patlamaların çoğu, çalışanların dikkatsizliği, ilgili makinelerin ve elektrik hatlarının bakımlarının yapılmaması gibi nedenlere bağlı olarak gelişir. Nükleer ve kimyasal kazalar, sanayi kazaları, trafik kazaları, baraj patlamaları, yangınlar, salgın hastalıklar, savaşlar, terör olayları ile ilgili eylemler, insan kaynaklı afetler içinde yer alır. 6
Doğal bir afet tarafından da tetiklenebilir. Örneğin, deprem sonrası bir üretim tesisinin hasar görmesi ve bunun sonucunda yangın ya da patlamalarla çevreye zarar vermesi. Orman Yangını 7
Doğal afetlerin neden olduğu kayıplar genellikle aşırı nüfusa sahip, ekonomik ve sosyal etkinliklerin yoğunlaştığı kentsel alanları etkilemektedir. Bu da doğal afetlerin etkilerini bilip uygulanacak stratejileri geliştirmeyi gerektirir. Doğal afetlere maruz kalanların %90’ı gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Yoksulluk ve aşırı nüfus insanları doğal afet riskine açık yerlerde yaşamak zorunda bırakabilmektedir. 8
Afetlerin önlenmesi ve zararların azaltılması amacıyla bir afet olayının aşamalarında yapılması gereken çalışmaların yönlendirilmesi, koordine edilmesi ve uygulanabilmesi için toplumun tüm kurum ve kuruluşları ile kaynaklarının bu amaç doğrultusunda yönetilmesidir. Kentsel ve kırsal alanda yaşamakta olan tüm toplumun doğal, insan ürünü veya teknolojik nitelikteki afetlere karşı, koruyucu önlemden başlayarak, afete hazırlık, afete müdahale ve afetle mücadele ile afet sonrası yapılacak tüm ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik rehabilitasyon çalışmalarının planlanması, yasal ve yönetsel metinlerle düzenlenmesi, uygulanması, mali kaynakların temini, koordine edilmesi ve tüm bu çalışmaların denetlenmesi faaliyetlerinin bütünüdür. 9
10
1. Risk ve Zarar Azaltma (Risk Reduction) Tehlike Analizi (Hazard Assessment) Risk Analizi (Risk Assessment) Risk Azaltma Önleme (prevention) Sakınım (avoidance) Risk ve Zarar Azaltma (mitigation) Risk Transferi Risk İletişimi 11
2. Hazırlık (Preperadnes) Risk ve tehlike önlenemiyorsa bunlara önceden hazırlıklı olmak gerekmektedir. Amaç, tehlike ve afet anında ve sonrasında yaşanabilecek olan kayıpların en aza indirilmesidir. Olay Komuta Sistemi Planlama Tahmin ve Erken Uyarı Tatbikatlar Eğitim 12
3. Müdahale (Response) Ana hedef, olaya anında müdahale ederek mümkün olan en çok sayıda insan ve canlı hayatını kurtarmaktır. Bu kapsamda yaralıları tespit edip müdahale etmek ve can kayıplarına da insan onuruna yakışır müdahale etmek gerekir. Haberleşme ve ulaşım ağları işletilmeli, barınma ihtiyacı karşılanmalı, ilkyardım ve tedavi hizmetleri yerine getirilmeli, kamu-sivil –özel tüm imkanlar seferber edilmeli ve öncelikli olarak en yakın yerel birimler ile müdahale etmelidir. Etki ve İhtiyaç Analizleri Olay Yeri Yönetimi Erken İyileştirme Geçici barınma Bağış ve Gönüllü Yönetimi 13
4. İyileştirme (Recovery) Afetten doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenmiş afetzedelerin iyileştirilmesidir. Günlük ve sosyal yaşamı normale çevirmek, asgari ihtiyaçların giderilmesi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin işlerlik kazanması, geçici iskan programlarının tamamlanması, afetzedelerin psikolojik rehabilitasyonu, ekonomik faaliyetlerin işlerlik kazanması, kentsel mekanın imarı yer almaktadır. Orta ve Uzun Vadeli İyileştirme Yeniden İnşa 14
15
Risk, modern topluma ve bu toplumda yaşayan bireye yönelik bir tehdittir. Risk yaşamın bir parçası ve zorunluluğu olarak kabul edilse de insanlar somut olarak karşılaştıkları afetlerde bile bu risk ve tehlikeyi ciddiye almayabilmektedirler. Bu sebeple de yaşanan kayıplar büyük olabilmektedir. Risk Tanımı 16
Kriz, tehdit eden koşullar karşısında kişi ya da işletmenin yetersiz kalması durumudur. Bununla beraber daha geniş bir tanımı yapılacak olursa kriz ; beklenilmeyen ve önceden sezilmeyen, çabuk ve acele cevap verilmesi gereken, örgütün önleme ve uyum mekanizmalarını yetersiz hale getirerek, mevcut değerlerini, amaçlarını ve varsayımlarını tehdit eden gerilim durumudur. 17
Kriz beklenmedik, aniden gelişen, hızlı hareket eden ve her hangi bir hazırlık yapılmadan karşı karşıya kalınan ve örgüt için iyi değerlendirilmezse çöküş, iyi değerlendirilirse bir fırsat anlamına gelebilen bir durumdur. Diğer bir tanıma göre Kriz, bir örgütün (aile, şirket, belediye, bakanlık, sivil toplum, hastane vb.) üst düzey hedeflerini ve işleyiş düzenini tehdit eden bazen de örgütün yaşamını tehlikeye sokan ve ivedi tepki gösterilmesini gerektiren örgütün kriz öngörme ve önleme mekanizmalarının yetersiz kalmasına neden olan, örgütte gerilim yaratan durumdur. 18
19
Başka bir tanıma göre kriz ise, örgütün yöneticilerini sıkıntıya sokan, doğru, tam ve güncel bilginin toplanamaması, sağlıklı iletişim kurulamaması, haberleşme engellerinin giderilememesi, nihayi yönetsel ve örgütsel faaliyetlerin gereğince yerine getirilememesi durumudur. 20
Kriz yönetimi, olabilecek sorunların önceden tespit edilmesi, önlenmesi ya da sonuçlarının sınırlanmasına yönelik adımlar atmak yerine ortaya çıktıklarında tepki gösterilmesi olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan da anlaşılabileceği gibi krizlerin önceden kestirilmesi ve oluşmasını engelleyici ya da durdurulamadığında sonuçlarını kısıtlayıcı adımların atılması gerekmektedir. 21
Kriz yönetiminin bir başka özelliği ise özünde sistematik düşünceye dayanıyor olmasıdır. Kriz yönetmek sistemi tanımaya bağlıdır. Ayrıca örgütü, teknolojiyi, yapıları, insanları ve alışkanlıkları, kurum kültürünü, yönetici davranışlarını bir bütünlük içerisinde değerlendirme becerisi, kriz yönetiminin anahtarıdır. Sağlık kuruluşlarının yönetim ve haberleşme yapısı sistemin gerekliliklerine göre değişik bir yapı ihtiva etmekte olup kriz zamanında oluşturulacak sağlık kurumlarında gereken sistemin önceden tespiti gerekmektedir. Bu yapıda öncelik verilmesi gereken husus iletişimin dikey ve yatay değil hızlandırılmış fakat kontrollü, çapraz yapıda olması gerekliliğidir. 22
Kriz yönetimi, yönetimin bir özel şeklidir. Kriz yönetimi örgütün faaliyetlerini yerine getirilmesini zorlaştırabilecek veya olanaksız hale getirebilecek nitelikteki olaylarla ilgilenir. Kriz yönetimi, örgütün krizi en az kayıpla ve zararla atlatılmasını sağlamaya yöneliktir. Kriz yönetimi ilkeleri ayrı bir uzmanlık gerektirdiği için örgüte ek maliyetler yükler. Kriz yönetimi ilkeleri stratejik yönetim ilkeleri ile çok yakından ilgilidir. 23
Karar vericiyi etkileyebilecek kriz türlerinin çeşitliliği ve krizin içinde bulunduğu safha hakkında yöneticilere bilgi sağlamak, Yöneticilere krizi tanıma ve değerlendirme yeteneği kazandırmak, Krizden kaçınma planları geliştirmede yöneticilere çeşitli teknikler sağlamak, Mümkün olan en iyi şekilde, krizin yönetilebilmesi için gerekli olan yeteneğin yöneticilere kazandırılmasını sağlamak. 24
Savaş Terör Salgın hastalıklar Yangın Doğal afetler Endüstriyel kazalar Çevresel problemler Finansal problemler Ortaklarda problemler Ulaşım ve lojistik sorunları Çalışanların yaralanması, hastalanması, ölmesi… El değiştirmeler Yoğun dedikodular Grev Ürün toplatılması, Yasal değişimler, Bilgi sistemlerindeki bozukluk, İflas, Hizmet aksaklıkları vb. Çevresel ve örgütsel etmenler çerçevesinde kriz pek çok şekilde kategorize edilebilmektedir. Bunlar: 25
26
a)Dış Çevre Etmenleri Ekonomik sistem ve durum Teknolojik yenilikler Sosyo-kültürel etmenler Hukuki ve siyasi etmenler Uluslararası çevre etmenleri Güçlü rekabet Doğal etmenler 27
b. Örgüt İçi Etmenler Tepe yöneticilerin yetersizliği Bilgi toplama ve tecrübe yetersizliği İşletmenin tarihi geçmişi ve tecrübeleri İşletmenin hayat safhası İşletmenin diğer özellikleri: Yönetimin merkezileşme derecesi, işin özellikleri, mal ve hizmetin türü ve çeşitliliği, yapı esnekliği, bilgi akışı ve karar verme gibi özellikleri, krizin ortaya çıkmasında etkili olabilir. 28
c. Krizin Ortaya Çıkmasında İç ve Dış Çevre Etkileşimi İşletme ile çevre arasındaki bağımlılığın derecesi: İşletmenin çevre üzerindeki kontrol ve takip etme derecesi yüksek veya düşük olabilir. Kriz durumunun olumlu veya olumsuz algılanması: Kriz; amaçlara ulaşmada ve daha gelişmiş amaçlar belirlemede bir fırsat veya işletmenin amaçlarını gerçekleştirmede bir engel ve örgüt kabiliyetlerini zayıflatan bir tehdit olarak görülebilir. İşletmenin değişikliklere karşı hassasiyeti: Düşük veya yüksek olur. 29
1. Kriz Sürecinin Safhaları a) İç ve Dış Değişiklikleri Fark Etmeme (Körlük) b) Harekete Geçmeme c) Yanlış Karar ve Faaliyetler d) Kriz Dönemi e) Çözüm veya Çöküş 30
İlk safha işletmenin dış çevrede meydana gelen değişme ve gelişmelerden hiç haberdar olmaması ya da teşhis etmede tanımlamada yetersiz kalmasıyla başlar. Olayları önceden sezmek ve tahmin etmek zorlaşmıştır. Bunun yanında krize işaret eden bir takım problemler, belirmeye başlar. Bu safhada daha çok işletmelerin örgüt yapısı ve süreçlerinin geliştirilmesi gerekir. Bunlara paralel olarak, bilgi toplama ve analiz etme yöntemlerinin gözden geçirilmesi, yapının esnek hale getirilmesi, amaç belirleme ve karar alma süreçlerinin güçlendirilmesi de gerekir. 31
Çoğu kez işletmeler, beklenmedik olaylar karşısında, rutin faaliyetlerinin dışına çıkmazlar ve yeni faaliyetlere yönelme ihtiyacını hissetmezler. Bunun üç önemli sebebi bulunmaktadır. Ortaya çıkan tehlike veya fırsatın geçici olabileceği düşüncesi ve dolayısıyla bekle gör politikasının cazip görünmesi, Değişikliğin mevcut dengeyi bozacak olması, dolayısıyla pahalıya mal olacağı veya yeni problemler çıkaracağı endişesi, Geçmiş başarıların mevcut politika ve uygulamalarla kazanılmış olması sebebiyle yöneticilerin rutin faaliyetlere bağlı kalma eğilimi. 32
Bu safhada çevredeki değişiklikler ve iç problemlerin yorumlanmasındaki belirsizlikler, yönetimin yapması gereken davranışın yönü konusunda yöneticiler arasında hakim bir görüşün oluşmasını engeller. Bu safhada en çok kullanılan yaklaşım, karar verme durumunda olanları ikna etmek ve gerginliği azaltmak için herkesin iyi bildiği veya uygun gördüğü faaliyetlere yönelmektir. Bu yaklaşım ise, işletme için değişikliğe uygun cevabın verilme ihtimalini azaltır. İşletmeler, genellikle uyum sağlamak için yanlış cevap verme eğilimindedir. Masrafları kısmak, ödemelerde kesinti yapmak, örgüt yapısını gözden geçirerek yönetimin kontrolünü artırmak gibi... Böylece örgütte merkezileşme başlar. 33
Kriz safhasında, problemler işletmeyi sosyal alanda da etkiler. Müşteriler, çalışanlar, satıcılar ve işletmeyle ilişkisi olan diğer kişi ve gruplar, bu ilişkilerini sınırlamaya veya gevşetmeye başlar. Kriz genelde firma dışındaki grupların da ilgisini çeker. Kriz öncesi dönemden basın ve diğer hedef kitleler haberdar değilken, kriz dönemi ve kriz sonrası dönemde söz konusu gruplarla iletişim çok önemlidir. Artık basın da işin içindedir ve krizin ötesinde bir de basın ile başa çıkmak gerekmektedir. 34
Eğer yöneticiler krizin safhalarında doğru stratejileri seçip, uygulayabildiyse; işletme krizi atlatmış ve çözümü sağlayabilmiştir. Ancak gerekli zamanlarda, krize uygun cevaplar verilmemişse, işletme için problemlerin çözüm ihtimali kalmaz ve zaman içinde çöküş kaçınılmaz hale gelir. İşletmede sermaye yetersizliği, Pazar payında düşme, tecrübeli elemanların uzaklaşması gibi ciddi ve somut problemler ortaya çıkar. Artık işletme içindeki ve işletme ile çevresi arasındaki çatışma, kolayca çözümlenemeyecek kadar büyümüştür. 35
Örgüt İçi İletişimin Bozulması Yetkinin Merkezileşmesi Kararların Kalitesinin Bozulması Örgütsel Değişim Eğiliminin Azalması Koordinasyon Yetersizliği Görev, Yetki ve Sorumluluklarda Karmaşa Örgüt Üyeleri Arasında Korku ve Paniğin Artması Karar Sürecinin Bozulması Moralin Bozulması Psikolojik ve Fizyolojik Çöküntü Öz savunmanın Artması İşletmenin Diğer Departmanları Arasındaki İlişkilerin Bozulması 36
37
Afet risk yönetiminin ihmal edildiği yerlerde afet kriz yönetimi veya acil durum yönetimi asla başarılı olamaz. Hatta tek başına uygulanan kriz yönetimi, reflekse dayalı ilkel bir yönetim tarzıdır. Yani, tek başına uygulanan afet kriz yönetimi; tepkisel,eşgüdümsüz, yanlış hedef kitleli, etkisiz, zamansız, güven vermez ve afetin felakete dönüşmesine neden olabilir. 38
Bunun için artık kriz yönetiminden risk yönetimine geçerek afetlere müdahale ve iyileştirme ile daha çok afetin oluşmaması, önceden zararlarının azaltılması, hazırlık, tahmin ve erken uyarı konularına önem verilmelidir. Risk azaltma ve risk yönetimi bir kerede yapılıp bitirilebilecek bir şey değildir. Bu çalışmalar, sürüp giden gündelik hayatla birlikte sürekli olarak ve her afet yönetimi aşamasında değişen risklere karşı periyodik olarak geliştirilerek devam ettirilmesi gereken bir süreçtir. 39
Afet yönetiminde hazırlık ve müdahalede teknolojiden yararlanılmalıdır. Coğrafi bilgi sistemleri bunların başındadır. Erken uyarı sistemleri de afet yönetiminin bir parçasıdır. Erken uyarı sistemleri doğal afetlerde kullanılabildiği gibi teknolojik afetlerde daha iyi erken uyarı sistemleri geliştirilmektedir. 40
Antony Giddens’a göre risk, dışarıdan kaynaklanan dışsal risk ve gelişmekte olan bilgilerimizin etkisiyle oluşan imal edilmiş risk olarak ikiye ayrılır. 41
Dışsal risk türüne; deprem, sel, tsunami, toprak kayması örnek olarak verilebilir. İmal edilmiş risk türüne de; küresel ısınma, küresel sel baskınları, savaş ya da siyasal sorunların da etkisiyle oluşan büyük iltica olayları verilebilir. Ancak, bir deprem oluşumu itibariyle dışsal risk olsa da mekansal olarak etkili olduğu yerler düşünüldüğünde imal edilmiş risk olabilmektedir. 17 Ağustos 1999 depremi bunun belirgin örneğidir. 42
1- Aşağıdakilerden hangisi Afet Yönetimi Aşamalarından biri değildir? a) Risk ve Zarar Azaltma b) Hazırlık c) Müdahale d) Denetleme e) İyileştirme Cevap : D 43
2- ……………………… beklenilmeyen ve önceden sezilmeyen, çabuk ve acele cevap verilmesi gereken, örgütün önleme ve uyum mekanizmalarını yetersiz hale getirerek, mevcut değerlerini, amaçlarını ve varsayımlarını tehdit eden gerilim durumudur. Cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelebilir? a) Risk b) Kriz c) Tehlike d) Afet e) Hiçbiri Cevap : B 44
3- Aşağıdakilerden hangisi kriz yönetiminin temel özelliklerinden biridir? a) Kriz yönetimi örgütün faaliyetlerini yerine getirilmesini zorlaştırabilecek veya olanaksız hale getirebilecek nitelikteki olaylarla ilgilenir. b) Kriz yönetimi, örgütün krizi en az kayıpla ve zararla atlatılmasını sağlamaya yöneliktir. c) Kriz yönetimi ilkeleri ayrı bir uzmanlık gerektirdiği için örgüte ek maliyetler yükler. d)Kriz yönetimi ilkeleri stratejik yönetim ilkeleri ile çok yakından ilgilidir. e) Hepsi Cevap : E 45
4- Aşağıdakilerden hangisi kriz sürecinin aşamalarından biri değildir? a) İç ve Dış Değişiklikleri Fark Etmeme (Körlük) b) Harekete Geçmek c) Yanlış Karar ve Faaliyetler d) Kriz Dönemi e) Çözüm veya Çöküş Cevap : B 46