ATATÜRK’ÜN SANAT ANLAYIŞI
ATATÜRK’ÜN SANAT ANLAYIŞI Atatürk, Türk İnkılâbı’nı: “Türk milletini son asırlardan beri geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak, yerlerine milletin en yüksek medenî icaplara göre ilerlemesini temin edecek yeni müesseseleri koymak” olarak tarif etmiştir.
Türk İnkılâbının amacını: “Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün manâ ve görüntüsüyle medenî bir toplum hâline ulaştırmak” şeklinde değerlendirmiştir.
Atatürk, Türk milletinin önüne: “Türk kültürünü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak” ülküsünü koymuş ve bunu bir hayat davası olarak görmüştür.
“ Güzel sanatlarda başarı, bütün devrimlerin başarılı olduğunun en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan uluslara ne yazık ki bütün başarılarına karşın uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan her zaman yoksun kalacaklardır.”
Lord Kinross’un kitabında anlattığına göre; Atatürk’ün sanata ve resme olan ilgisi öğrencilik yıllarına dayanır.
Atatürk, dostu olan Ali Fuad’la bir hafta sonu Büyükada’da dinlenirken:
“ Fuad, eğer matematiğin üzerinde durduğum kadar şiir ve resim üzerinde de dursaydım, Harbiye’de dört duvar arasında kapanıp kalmazdım.”
"Mehtaplı gecede okuldan kaçıp buraya gelir ve şiir yazardım "Mehtaplı gecede okuldan kaçıp buraya gelir ve şiir yazardım. Sabahleyin ortalık aydınlanır aydınlanmaz da resim yapmaya başlardım."
Manastır Askeri İdadisi’nde arkadaşı Ömer Naci’nin iyi bir şair, güçlü bir konuşmacı olması onu etkilemiş, şiir ile tanışmasına neden olmuştur.
Manastır Askeri İdadisi’nde okurken olumsuzluklara, ancak sanatçılarda bulunabilecek ön sezi ve duyarlılık sayesinde, “HAKİKAT” adlı şiiri ile karşı durmaya çalışmıştır.
HAKİKAT Gafil! Hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarihler söylememiş bunu Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak ! Dinleyin sesini doğan tarihin. Mustafa Kemal
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini, Yok mu kurtaracak bahtı kara maderini.” Namık Kemal
“ Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” Mustafa Kemal
Atatürk’ün, özellikle Fransızca’dan şiir çevirileri yaptığı, Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde, “Mersiye” (ağıt) kaleme aldığı bilinmektedir.
Kurtuluş Savaşı’nın tüm gelişmelerini anlattığı ve tarih önünde hesap verdiği Nutuk da başlı başına bir sanat eseri niteliğindedir.
Ülkenin geri kalınmışlık zincirinden kurtulması için, öncelikle onun ufkunu açmak olduğunu tespit eden Atatürk, bu işte en önemli unsurlar dan biri olan kültür ve sanatın gelişmesi için büyük gayret gösterir ve gerekli tüm tedbirleri alır.
İbrahim Çallı-Adnan Saygun-C.Reşit Rey Atatürk, Avrupa’ya resim, müzik tahsiline öğrenciler yolladı. İbrahim Çallı-Adnan Saygun-C.Reşit Rey
Atatürk sanat alanındaki atılımlarda öncelikli olarak mimariyi ele almıştır. Türkiye’nin modern bir mimarisinin olması için Almanya’dan şehir planlamacıları ve mimarlar getirtmiştir
Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı binaları bu dönemin ilk ürünleridir.
Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının çağdaş ve estetik olması için gerekli tüm adımları atmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, Türk halkının güzel sanatların önemli kollarından resim ve heykeltıraşlıkta da ilerlemesi için birtakım faaliyetler yürütmüştür.
“Güzel sanatlar; aynı milletin çocuklarının birbirlerini tanımalarını, sevmelerini ve böylece oluşacak yüksek duygulara tâbi olmalarını temin eder.”
Cumhuriyetin 10. yıldönümünde ise Atatürk , Anadolu ya `Yurt Gezileri' adı altında ressamlar göndermiştir. "Türk İnkılap Sergisi" adı altında sergilenir ve açılışı da bizzat Atatürk tarafından yapılır.
Atatürk’e göre “Sanat güzelliğin ifadesidir Atatürk’e göre “Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.”
Türk Milleti’nin sanatsal geçmişine de sahip çıkan Atatürk, 1937 yılında Resim ve Heykel Müzesi’ni açmıştır.
Atatürk 1 Kasım 1934 te TBMM de açılış konuşmasında“…Ulusal, ince duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak, bu güzeyde (gölgede kalan) Türk ulusal müziği yükselebilir, evrensel müzikte yerini alabilir.”demiştir.
Atatürk, ilk Türk operasının(Özsoy Operası) hazırlanması için ünlü müzisyen Adnan Saygun’u görevlendirmiştir.
Atatürk, Cemal Reşit Rey’e de ilk konservatuarı kurdurmuştur.
“Milletimizin güzel sanatlar sevgisini her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.” Atatürk
Atatürk, Osmanlı’dan kalma Sanayi-i Nefise’yi imar ettirerek Güzel Sanatlar haline getirmiştir.
“Güzel sanatlara da ilginizi yeniden canlandırmak isterim “Güzel sanatlara da ilginizi yeniden canlandırmak isterim. Ankara’da bir Konservatuar ve Temsil Akademisi kurulmakta olmasını söylemek, benim için bir hazdır. Güzel sanatların her şubesi için meclisin göstereceği ilgi ve emek, ulusun insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir.” diyerek sanat eğitimine verdiği önemi vurgulamıştır.
"Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" Atatürk
“Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz; bakan olabilirsiniz; dahası, Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama sanatçı olamazsınız.”
“Hayır, sanatkar el öpmez, sanatkarın eli öpülür.” Atatürk