ÇOCUĞUM NASIL ÖĞRENİYOR?
“Geleceğin Cahili,okumayan kişi olmayacaktır. Nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacaktır. Alvin Toffler
Niçin bazı çocuklar, çıkmadık duvar, düşmedik çukur, dokunmadık eşya bırakmaz da bazılarının bu işlere hiç hevesi yoktur? Niçin bazı çocuklar fanilası sürekli dışarıda gezerken bazıları sık sık annesinin yanına gidip üzerini düzelttirir? Neden bazı çocuklar oyuncaklarıyla oynadıktan sonra hemen kutusuna kayarlar da bazılarının kutuları bile ortada yoktur? Neden bazı bebekler sürekli hareket etmek isterken bazıları da daha az hareketle huzurlu oluyor? NEDİR BUNLARI BU KADAR BİRBİRİNDEN FARKLI YAPAN
ÖĞRENME STİLİ KAN GRUBU GİBİDİR DOĞUŞTANDIR,BİLİNMESİ GEREKİR.
“ÖĞRENME STİLİNİZ YAŞAM BOYU DEĞİŞMEZ AMA YAŞAMINIZI DEĞİŞTİRİR…”
GÖRSEL BEBEKLER Beşiklerinin üzerindeki renkli oyuncakları ilgi ile izlerler. Oyuncaklarla uzun zaman oyalanırlar. Usludurlar ve az hareket ederler. Kucakta uslu uslu etrafı seyretmek hoşlarına gider.
GÖRSEL ÇOCUK Resim yapmayı ya da resimli kitapları severler. Tertipli ve düzenlidirler. Renkli ve güzel paketleri,paketlere hiç zarar vermeyecek şekilde itina ile açarlar. Oyuncaklarını, oyundan sonra kutuya koyarlar. Genellikle sessizdirler.Gürültüden çok rahatsız olmamakla beraber sessiz ortamı tercih ederler. Olayları görüntüyle birlikte algılarlar. Renkleri küçük yaşta ayırt edebilirler. Kılık-kıyafete çok önem verirler.
Defterlerinin ve kitaplarının uçları asla kırışık değildir.Olursa da ataçla düzeltirler. Yazmayı pek sevmezler. Düz anlatım yönteminden yeterince yararlanamazlar.Mutlaka görsel bir malzemeye ihtiyaç duyarlar. Öğretmenin dış görünüşüne çok önem verirler. Öğrendikleri konuları, gözlerinin önüne getirerek hatırlarlar. Uzun süre çalışabilirler. Eğlenmek ve dinlenmek için okurlar. Öğretmenleri ve çevresindekiler tarafından taktir edilirler hatta, pek fark edilmese bile diğer öğrencilere göre daha fazla el üstünde tutulurlar. Şu an ki eğitim-öğretim sistemimizde en az sıkıntı yaşayan öğrenciler, görsel çocuklardır.
İŞİTSEL ÇOCUK Çok konuşkandırlar. Oyunlarını kendi başlarına dahi oynuyor olsalar bile sanki yanlarında birileri varmış gibi konuşarak oynarlar. Kelime dağarcıkları geniştir ve yaşlarına göre daha kapsamlı cümleler kurabilirler. Konuşmalarında bir ahenk ve uyum vardır. Okul öncesi dönem de bile kendilerine söylenen cümleleri aynen tekrar edebilirler. Sınıfta da kendi kendilerine konuşmaya devam edebilirler.Bu nedenle öğretmenleri ve arkadaşları tarafından uyarılabilirler. Sessiz okuma konusunda sıkıntı çekerler. Okuduğunu anlayabilmesi için işitmesi şarttır.
Konuşmaları, ses ve mimiklerle taklit ederler. Sınıf içerisinde sesten çok rahatsız olurlar. Ancak sessiz bir sınıfta bile kendi kendine konuşmaya devam edebilirler. Düşünürken, kendi düşündüklerini sesli hale getirip yeniden işitmeye ihtiyaç duyarlar. TV ve radyoyu yüksek sesle dinlemeyi severler. Yabancı dil öğrenmeye yatkındırlar. Konuşma ve dinleme becerileri çok gelişmiş olmakla berber aynı gelişim okuma ve yazma becerilerinde görülmez.
Doğduğu günden itibaren kendilerini belli ederler.Çünkü sürekli hareket halindedirler. Kucakta olmak onlar için yeterli değildi. Ya oda oda gezilecek ya da hoplatılacaklardır. Aksi taktirde sürekli ağlarlar. Koşmak, koşarken birinin üzerine düşmek, itme, çekme, çarpışmak onlar için son derce doğaldır. Dokunmayı ve dokunulmayı severler. DOKUNSAL BEBEK
El şakası yapmayı çok severler. Kinestetikler tüm vücudunu, dokunsallar ise daha çok ellerini kullanarak öğrenirler. Tertemiz kıyafetle evden çıkarlar. Eve döndükleri üstü başı pis ve dağınık olur. Dünyayı, dokunma ve hareket esnasında aldıkları his ile algılarlar. Eşyaları düzensiz ve karışıktır. Okulda çok zorlanırlar. Çünkü uzun süre bir mekanda oturmaları mümkün değildir. Sınıf içinde yaramaz olarak nitelendirirler. Parmak kaldırmak, öğretmenin sözünün bitmesini beklemek onun için gereksiz bir zaman kaybıdır.