EDEBİYATIMIZDA EDEBÎ TOPLULUKLAR Y.Doç.Dr.Mehmet ÖZDEMİR mehmetoz@sakarya.edu.tr
Bizde Batıdakilere benzer edebî akım var mı? 20.yy’a kadar Batı edebiyatında ortaya çıkan örneklere benzer, sistemli bir akımdan söz etmek bizde mümkün değildir. Belki de sadece Divan şiiri, batıdaki akımlara en fazla benzeyen bir anlayıştır…
Divan şiiri, felsefesi olan bir şiirdir… Genel anlamda Divan edebiyatı, sıkı kurallara bağlı olduğundan ve sağlam fikri temeller üzerine bina edildiğinden, batıdaki akımlara en fazla benzeyen bir edebiyat dönemidir…
Bunun dışında… Türkî-i Basit, Mahallileşme ve Sebk-i Hindî gibi arayışlardan söz etmek mümkündür… Türkî-i Basit, M.Fuat Köprülü’ye ait bir isimlendirmedir… 15.yy’da, Aydınlı Visâlî, Tatavlalı Mahremî ve Edirneli Nazmî’nin başlattıkları bir harekettir…
Yeni bir yöneliş… 15.yy’da, Türkçe içinde Arapça ve Farsça kelime ve terkiplerin çoğalması, bu şairleri geleneği bozmadan, mazmun ve istiareleri, söz ve anlam sanatlarını Türkçe ifade etme arayışına yöneltmiştir…
Daha sonra… Türkî-i Basit hareketi daha sonra gelecek olan dilde sadeleşme ve Türkçecilik arayışlarına da kaynaklık edecektir… 16.yy’da Atayî, Sarıca Kemâl ve Safî gibi şairlerin şiirlerinde görülen bu yöneliş, Necâtî Bey’in şahsında en büyük temsilcisini bulur…
Bir örnek şiir… “Âdeti hûbların cevr ü cefâdur ammâ Bana etdüklerini kimselere etmediler” beytinin özellikle ikinci mısraı sade bir halk deyişi ile ifade edilmiştir… Ana süt vermez Necâtî tâ kim oğlan ağlamaz
Mahallîleşme cereyanını, 16. yy’da Bâkî, 17 Mahallîleşme cereyanını, 16.yy’da Bâkî, 17.yy’da Şeyhülislâm Yahya, 18.yy’da ise Nedîm devam ettirir… Sebk-i Hindî; (Hint tarzı) 17.yy’ın başından itibaren edebiyatımızı etkilemeye başlar… Nailî, Neşatî ve Fehmî gibi temsilciler ortaya çıkar…
Nâilî’den bir beyit: Hevâ-yı aşka uyub kûy-ı yâre dek gideriz Nesîm-i subha refîkiz bahâra dek gideriz Şiirde, anlam derinliğinin ve giriftliğinin üstün tutulması, hayali unsurlara başvurulmasına neden olmuş; insanın hayal dünyasının önem kazanması ise, şiirin güç anlaşılmasına yol açmıştır.
18.yy’ın ilk yarısında Nedim’in, ikinci yarısında ise Şey Galib’in şiirlerine Sebk-i Hindînin yansıdığını görüyoruz… Sade, kolay anlaşılır gibi görünen, fakat zor söylenen ve derin anlamlı şiirler…
Batı Tesirinde Türk Edebiyatı ve Topluluklar: Tanzimat Edebitatı: 1839-1896 1.Hazırlık Dönemi: 1839 - 1860 2. Birinci Dönem: 1860 – 1876 3. İkinci Dönem : 1876 - 1896
Servet-i Fünûn Topluluğu (Edebiyat-ı Cedîde) 1896-1901 Yılları arasında geçerli olmuştur. Recaizâde M.Ekrem’in çabaları ile kurulmuştur. Siyasî şartlar gereği içe kapanık, marazî ve melânkolik bir edebiyat anlayışıdır…
Mensupları Şairler: Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Hüseyin Siyret, Hüseyin Suad, Süleyman Nazif, Süleyman Nesib, Faik Ali, Celâl Sahir, Ali Ekrem, Romancılar: Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Münekkit olarak da Ahmet Şuayb…
Fecr-i Âtî Topluluğu “Sanat şahsî ve muhteremdir…” 1908, II.Meşrutiyet’ten hemen sonra, genç bir kuşak, İstanbul’da Hilâl gazetesinin matbaasında toplanırlar… (7 Mart 1325 – 20 Mart 1909) Fecr-i Âti adıyla bir dergi çıkarmaya karar verirler…
Beyannâme yayınlayan ilk edebî topluluk… Fakat, Servet-i Fünûn dergisi bunlar da sayfalarını açar… Dergi çıkarmaya gerek kalmaz… 11 Şubat 1325 – 24 Şubat 1910’ da, 977 nolu Servet-i Fünûn dergisinde “Fecr-i Âtî Encümen-i Edebîsi Beyannamesi” adıyla edebiyat dünyasına adımlarını atarlar…
Fecr-i Âti mensupları… Faik Ali, Celâl Sahir, Ahmet Haşim, Emin Bülend, Tahsin Nâhit, Cemil Süleyman, Hamdullah Suphi, Refik Halit, Şahabettin Süleyman, İzzet Melih, Ali Cânip, Fazzıl Ahmet, Mehmet Behçet, Mehmet Rauf, Fuat Köprülü, Yakup Kadri…
Millî Edebiyat Ömer Seyfettin, Akil Koyuncu, Rasim Haşmet, Ali Canip, Ziya Gökalp tarafından; 11 Nisan 1911’de Kâbe-i Hürriyet Selânik’ te, Genç Kalemler dergisinde “Yeni Lisan” makalesini yayınlamaları ile başlar… 1923’e kadar devam eder…
Beş Hececiler 1908’den sonra Millî Edebiyat’ı benimseyen ve şiirlerini hece vezniyle yazan beş şairden oluşan gruptur… “Hecenin Beş Şairi” adıyla da anılırlar… İlk şiirlerini aruzla yazmalarına rağmen, heceyi tercih etmişlerdir. Uzun süre tereddüd edenler de olmuştur…
Beş Şair… Faruk Nâfiz Çamlıbel Orhan Seyfi Orhon Yusuf Ziya Ortaç Enis Behiç Koryürek Halit Fahri Ozansoy
Şiirin dışında heceyle tiyatro da yazmışlardır… Beş Hececiler zaman zaman bir araya gelip ayrılmışlardır… Hatta, Halit Fahri ile Faruk Nafiz zaman zaman aruza dönüp aruzla da şiirler yazmışlardır… Hecenin klâsik kalıplarını değiştirmişlerdir…
Dergâhçılar… Mustafa Şekip Tunç, Mehmet Emin Erişirgil İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Yahya Kemâl Beyatlı, Ahmet Haşim ve Yakup Kadri’nin “Dergâh” dergisi etrafında oluşturdukları “Mektepten Memlekete” anlayışını benimseyen bir topluluk…
19.yy Osmanlı toplumunda yayılmaya başlayan pozitivizm ve materyalizm anlayışına karşı mistik ve sembolist anlayışı öne çıkaran bir bakış açısına sahiptirler… Ziya Gökalp’e karşı Bergson felsefesine bağlıdırlar…
Diğerleri… Ahmet Hamdi Tanpınar Necmettin Halil Onan Ahmet Kutsi Tecer
Yedi Meşaleciler Cumhuriyet Devrinin ilk edebî topluluğudur Önce yedi sanatçının ( 6 şair, 1 hikâyeci ) eserlerinden oluşan Yedi Meşâle kitabı neşredilir… Nisan 1928
Meşale dergisi… Daha sonra, 1 Temmuz – 15 Ekim 1928 tarihleri arasında, ilk sayısı Ahmet Haşim’in önsözü ile yayınlanan Meşâle dergisi sekiz sayı çıkartılır…
Mensupları… Sabri Esat Siyavuşgil Yaşar Nabi Nayır Muammer Lütfi Bahşi Vasfi Mahir Kocatürk Ziya Osman Saba Cevdet Kudret Solok Kenan Hulisi Koray ( Hikâyeci )
Garip Akımı… (Garipçiler yahut I.Yeni) “Bu kitap, sizi alışılmış şeylerden şüpheye davet edecek…” cümlesiyle başlayan Garip kitabı, 1941 yılında Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rıfat tarafından yayımlanır…
Tahattur’dan Garip’e… Orhan Veli aslında bu harekete isim olarak “Tahattur” u seçer… Fakat arkadaşı Cavit Alyamaç’ın önerdiği “Garip” i daha uygun bularak tercih eder…
Garip kitabında; Birinci bölümde, Melih Cevdet’in 16 şiiri; İkinci bölümde, Oktay Rıfat’ın 21 şiiri; Üçüncü bölümde, Orhan Veli’nin 25 şiiri yayınlanır… Kitaptan daha çok, Orhan Veli’nin yazdığı önsöz tartışma konusu olur…
II.Yeni 1955 – 1965 yılları arasında görülen bir akımdır. Garip akımının şiirden kovduğu imaja, edebî sanatlara ve soyutlamalara şiirin kapılarını sonuna kadar açmışlardır…
Bilinçli bir gruplaşmaları yoktur. Farklı yer ve zamanda yazdıkları arasında benzerlikler fark edilince bu şekilde isimlendirilmişlerdir… Türkçe cümle yapısını bozmak pahasına, anlamsızlığa doğru kayan bir gelişme göstermişlerdir…
Anlamsızlıkta anlam aramak… Bundan dolayı, okuyucu ile kurmaya çalıştıkları ilişkileri bir türlü geliştirememişlerdir. Kendileri okuyup kendileri yazma konumuna düşmüşlerdir…
Mensupları: Ece Ayhan, İlhan Berk, Cemal Süreyya Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Ülkü Tamer ve Edip Cansever önde gelen mensuplardandır…
Sosyalist Gerçekçiler Özellikle Nazım Hikmet’in fikir olarak etkilediği bir topluluktur… Eserleri ile Sosyalist ideolojiye hizmet etmeyi amaçlamışlardır… Türkiye’deki siyasi ve sosyal gelişmelere göre zaman zaman etkili olabilmişlerdir…
Özellikle 1950’den sonra, Suat Taşer, Ömer Faruk Toprak, Attila İlhan, Mehmet Kemal, Arif Damar, Ahmet Arif, Rıfat Ilgaz gibi isimleri sayabiliriz…
Hisarcılar 1940 sonrasında ortaya çıkan bir anlayıştır. Yeni şiiri, gelenekten kopmadan kurmaya çalışan sanatçıların Hisar dergisinde bir araya gelmeleri ile oluşan bir topluluktur. Onlara göre Garipçiler, II.Yeniciler ve Marksistler Türk şiirini hırpalamışlardır…
Millî olmadan beynelmilel olunamaz… Bu görüşten hareket ederler… Yaşayan Türkçe ile Yahya Kemâl’in daha önce ileri sürdüğü “Memleket Edebiyatı” yapma anlayışını benimsemişlerdir… Gerektiğinde heceyi, gerektiğinde ise aruzu kullanabilmişlerdir…
Mensupları Mehmet Çınarlı, Gültekin Samanoğlu, İlhan Geçer, Nevzat Yalçın, Munis Faik Ozansoy, Selahattin Batu, Mustafa Necati Karaer, Bekir Sıtkı Erdoğan Feyzi Halıcı, Yavuz Bülent Bakiler, Kerim Aydın Erdem, M.Halistin Kukul
Maviciler… “Mavi” dergisi etrafında toplanan gençlerin oluşturmaya çalıştıkları bir harekettir… Dergi, 1 Kasım 1952 de çıkmaya başlar… İlk sayılarında, kimseye karşı olmadıklarını, kimseyi eleştirmeyeceklerini yazmalarına rağmen bu sözlerini tutamamışlardır…
Mavi; hürriyet ve barış rengi… Özellikle “Garip” hareketine büyük tepki göstermişlerdir. 26.sayılarında, bazı şairleri; “lüzumsuz sanatçılar”, “piyasa şöhretleri” yahut “kriz yaşayan bir takım insanlar” olarak eleştirmişlerdir…
Mensuplar Attila İlhan, Yılmaz Gruda, Ferit Edgü, Ahmet Oktay, Suat Taşer, Özdemir Nutku Ömer Faruk Toprak, Asaf Çiğiltepe ve Demir Özlü gibi isimleri sayabiliriz…
Yeni İslâmcılar 1965’lerden sonra görülmeye başlayan bir anlayıştır… Mehmet Akif ve Necip Fazıl’ın çizgisi – bazı farklılaşmalarla – devam ettirilmeye çalışılmıştır… Diriliş, Mavera, Yedi İklim, Edebiyat, Yönelişler ve Hece gibi dergilerde yazarlar.
Soyut imaj ve sembollere yöneliş… Hareket noktaları, İslâmî düşünce ve inançlardır… Evrensel olmaya çalışmışlardır… Fakat zaman zaman Anadolu’da gelişen Müslüman Türk geleneğinin dışına çıkıp diğer geleneklerden de etkilenmişlerdir…
Mensuplar Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, İsmet Özel Erdem Beyazıt, Nuri Pakdil, Akif İnan, Rasim Özdenören, Arif Ay, Ebubekir Eroğlu Vahap Akbaş vb şairleri sayabiliriz…