KEŞKESİZ BİR YAŞAM İÇİN İLETİŞİM DONANIMLARI Doğan CÜCELOĞLU HAZIRLAYANLAR B120600033 Dilek ŞENDOĞAN B120600013 Havva DEMİRHAN B120600073 Tuba TUNÇ B120600004 Ufuk Sabri SAĞIR

Bilinci donanmış insan, bilinci donanmamış insandan her zaman ve her koşulda daha etkili ve güçlü olacaktır.

İnsan muhteşem bir potansiyeldir ve bunun bilincinde olan toplumlar eninde sonunda diğerlerinden daha üstün olurlar.

Ortam insanı ya köreltir ya da potansiyelini ortaya çıkarır.

Bir şey farklı insanlar tarafından farklı bir şekilde algılanabilir.

Olay, çevremizde yer alan fiziksel verilerdir Olay, çevremizde yer alan fiziksel verilerdir. Fenomen ise bizim bunları algılayarak ve yorumlayarak anlamlandırmamızdır.

Algılama özgürlüğü tüm özgürlüğün temelinde yatar Algılama özgürlüğü tüm özgürlüğün temelinde yatar. Algılama özgürlüğü olmayan bir insanın bireysel ve sosyal özgürlüğünden bahsedemeyiz.

Anlamla beslenmeyen davranışlar zamanla söner. Anlam zinciri zemin algı Davranış Sonuç Anlamla beslenmeyen davranışlar zamanla söner.

Yaşamın yankısı: Yaşama ne verirsen sana onu yansıtır.

İki insan birbirinin farkında olduğu andan itibaren iletişim başlar. Ortamın bize verdiği mesajlar vardır.

Kokusal Kanal Tatsal Kanal Görsel Kanal İşitsel Kanal Dokunsal Kanal Kokusal Kanal Tatsal Kanal

İlk İzlenim Görsel Kanal İşitsel Kanal Söz /İçerik %55 %38 %07

İLETİŞİMİN İKİ DÜZEYİ : İÇ DÜNYA VE DIŞ DÜNYA Her iletişim durumunda iki düzey vardır; olayların algılandığı,yorumlanıp anlamlandırıldığı bireylerin «öznel iç dünyası» ve bireylerin o durumda göstermek veya söylemek istediği mesajlardan oluşan «sosyal dış dünyası». Öznel iç dünya,bizim mahrem dünyamızdır;ancak bizim tarafımızdan gözlenebilir. Türkçenin zenginliğinden yola çıkılarak öznel iç dünyaya «can» diyebiliriz.Can bizim özümüzdür ; yaşamımız ile ilgili her şey anlamını orada bulur.

«Can gözlerdedir.»Biriyle konuşurken dikkat edin,karşımızdakinin gözünün içine bakarız.O da aynı şekilde gözümüzün içine bakar.Çünkü can,o gözün arkasındaki bir başka cana ulaşmaya çalışıyordur. ~Gerçek iletişim , bir canın başka bir cana ulaşmasıdır.~

İLETİŞİMİN İKİ DÜZEYİ : İÇ DÜNYA VE DIŞ DÜNYA Çevrenizde hep sosyal yüzlerle iletişim kuruluyorsa ve candan mesajlarla sizin canınıza ulaşılamıyorsa kendinizi yalnız hissedersiniz. Tek başına olmak ile yalnız olmak aynı şey midir?

Bazı insanlar evliliklerinde bile yalnızlık içerisindedir Bazı insanlar evliliklerinde bile yalnızlık içerisindedir. Evlilik sosyal yüzlerin mi , yoksa canların evliliği mi ?Bu soru sadece ilgili kişinin iç dünyasında, özünde ve mahremiyetinde cevap bulur. Unutulmamalıdır ki yaşam anlamını canda bulur.

Can Hem Ait Hem Bağımsız Olmak İster İnsan olarak bir çok gereksinimle doğarız bunlardan biri bağımlı olmak diğeri bağımsız olmaktır. Bu iki gereksinin birbirine iki zıt kutup olur. Bağımlı olmak kutbunda insanoğlu aileye, sevdiğine, spor kulübüne, dine ait olmak ister. Bağımsız kutbunda ise birey olarak tüm bağlardan uzak kendisi olarak var olmak ister.

Çocuk Gelişirken Önceleri elinden tutturularak yürütülen bebek, zaman geçtikçe elinden tutmak istemez. Eli tutulmadan kendi başına yürümek ister. Çocuk davranışlarıyla şu mesajı verir: 2Elimdem tutma ama orada dur, bana bak!’

Varoluşun beş boyutu İki insan birbirinin farkına varınca,iletişim başlar ve can,otomatik bir şekilde iletişim ortamında beş soruya yanıt arar. Bu sorular bilinçli olarak değil,sezgisel olarak varlığını hissettirir ; kişi bu soruların yanıtını aradığını bilinçli olarak değil ancak sezgi yoluyla hisseder.

Varoluşun beş boyutu 1-Kaale alınıyor muyum ? Beni umursuyorlar mı? 2-Kabul ediliyor muyum ? Beni olduğum gibi , yargılamadan kabul ediyorlar mı ? 3-Değerli miyim ? Beni vazgeçilmez ve eşsiz olarak görüyorlar mı ? 4-Yeterli miyim?Beni becerikli,bir şeyler yapabilecek güçte görüp yapabileceğime güveniyorlar mı? 5-Sevilmeye layık mıyım?Beni ben olduğum için özleyip,benimle zaman geçirmek istiyorlar mı?

Can, Kaale Alınmak, Umursanmak İster Selam vermesini beklediğiniz kişi selam vermeden yanınızdan geçtiğinde kendinizi umursanmamış hissedersiniz.

BİRBİRİMİZİ YOK ETMEYELİM VAR EDELİM İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar ve birbirimizi ,umursayarak,kaale alarak var ederiz.

Can,kabul edilmek ister Ailesinde,olduğu gibi kabul edilerek, yargılanmadan büyütülen çocuk,kendini doğal bulur ve kabul eder. Karı koca ilişkisinde kabul ve takdir mutlaka olmalıdır. Hanımının emek vererek pişirdiği yemeği,’’Eline sağlık lezzetli olmuş’’demeden yiyen koca bir yana bir de,’’Ne biçim yemek bu yahu;tuzsuz’’diyenlere ne demeli.

Şöyle olmalı:Bir,orada işin içinde bir eş var Şöyle olmalı:Bir,orada işin içinde bir eş var.İki orada pişirilerek ortaya çıkarılan bir ürün var.yemeği tuzssuz bulabilirsiniz ve tussuz olduğunu söyleyebilirsiiniz ama eşinizin verdiği emeği,gayreti zamanı ve sevgiyi tanımayı taktir etmeyi niçin ihmal ediyorsunuz.

Can,kabul edilmek ister Kabul gören insan,enerjisini ve zamanını üretici ve yaratıcı olmaya harcar.Kabul görmeyen yani yargılanan insan ise,zaman ve enerjisini,kendini maskeler arkasında saklamaya başlar. Topluma hizmet etmeye çalışanları takdir etmeyen,teşvik etmeyen toplumlarda,hizmet etmeye çalışanlar zamanla hayır işlerinden kopar,uzaklaşır.Hayır girişimlerini onaylayıp alkışlayarak teşvik etmek,sağlıklı toplumun yapacağı bir davranıştır.

Can Değerli, Vazgeçilmez Olmak İster Bir insan ne zaman kendini değerli hisseder? Kendini, kendinden daha büyük bir bütünün vazgeçilmez bir parçası olarak gördüğü zaman. İnsan kendini vazgeçilmez, yeri doldurulamaz emsalsiz, tek gördüğü an değerli hisseder.

Çocuğa Değer Verma Eşlerin Birbirine Değer Vermasi Karı-Koca Arasındaki İlişkinin Sağlığı, Ailenin Sağlığının Temelidir Öğretmen Öğrenci İlişkisi

Can Yeterli Olmak İster Her insan kendini güçlü ve güvenilir görmek ister. İnsanların bu gereksinimi doğuştandır. Bu gereksinim, çocuğun içinde yetiştiği ortamda değişik derecelerde karşılanır veya karşılanmaz.

Çocuk Yardım Etmek İster Bilinci Gelişmiş Anne Bilinci Gelişmemiş Anne

Can Sevilmek ve Özlenmek İster Sevilmek ,çocuğun gelişimi için gıda gibi gereklidir. Sevildiğini bilen çocuk, iyi bakılan bir çiçek gibi gelişir. Sevilmeyen çocuk, susuz bırakılan bir çiçek gibi solar. Çocuk sevildiğini nasıl anlar? 1.) Annem, babam beni özlüyor mu? 2.) Annem, babam benimle zaman geçirmek istiyor mu?

Bilinci Gelişmiş Baba Bilinci Gelişmemiş Baba Oğlum , Bu gün Doya Doya Oynadın mı?

İletişim Martisi ORTAM BİREY - + (-) (-) KORKU (-) (+) HAYAL KIRIKLIĞI (+) (-) ÖFKE (+) (+) HUZUR +

Korkulu Ortam Bu ortam bireye: ‘ Sen kaile alınmaya değmezsin, sen de bir bozukluk var, sen değersizsin, beceriksiz ve güvenilmezsin, sevilmeye laik değilsin.’ gibi olumsuz mesajlar vermektedir ve birey de kendini zaten böyle görmektedir.

Hayal Kırıklığı Ortamı Bu göz kendisine insan muamelesine layık görmeyen insanlara, insanca davranılan bir ortamı temsil etmektedir. Kendilerini insan muamelesine laik görmeyen bu insanlara insan muamelesi yapılınca acaba memnun olacaklar mı?

Öfke Ortamı Öfke ortamı bölümünde, kendisiyle barışık, öz benlik bilinci gelişmiş olumlu kişilerin bulunduğu fakat kişilerin kötü muameleye maruz kaldıkları ortamı ifade etmektedir.

Huzur Ortamı Huzur ortamında :’Sen varsın, doğalsın değerlisin, güçlü ve güvenilirsin, sevilmeye laiksin mesajı vardır.’

İKİ YAŞAM FELSEFESİ KORKU KÜLTÜRÜ DEĞERLER KÜLTÜRÜ

Ortamda korkulacak bir güç olmadıkça insanlar ve kurallar hesaba alınmaz. Korku kültürü insanın özüne değer vermez. Değerler kültürü insanın özüne önem verir.

Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. BEHÇET NECATİGİL

Durum 1:Adam kamyon şöförülüğü yaparak hayatını kazanıyor Durum 1:Adam kamyon şöförülüğü yaparak hayatını kazanıyor.Arkadaşlarına şöyle diyor:’’Oğlumu makine mühendisi yapacağım;ben okuyamadım o okusun,benim gibi sıkıntı çekmesin.Gerekirse ceketimi satacağım yine de onu okutup makine mühendisi yapacağım.’’ Soru 1:Bu kamyon şoförü oğlunu seviyor mu?

Durum 2:Mahallenin en güzel kızına vurulan bıçkın delikanlı kıza haber gönderiyor:’’Ya benim olacaksın ya da kara toprağın!’’ Soru 2:Delikanlı kızı seviyor mu?

Hangilerine cevaplarınız evet ya da hayır????

Cevaplar Durum 1:Gerçek sevgi,bir insanın olabileceğinin en iyisini olmasına,gelişmesine olanak sağlamaya kendini adamaktır.Babanın bilinci böyle bir sevgi anlayışından uzaktır.Oğlum okusun diye her fedakarlığı yaparım ama meslek seçiminde karar onundur demeliydi.

Durum 2:Bizdeki yargı kız güçsüzdür.’’Oğlan severse kızı alır’’ Dilerim Tanrı'dan ki sana açık kucaklar  Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun Kan tükürsün adını candan anan dudaklar Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun. FARUK NAFIZ ÇAMLIBEL

Birlikte olurlarsa mutlu olacağını,anlamlı,çoşkulu bir geleceğe kendini adadığını ve kızı mutlu edeceğini kanıtlamaya girişmeliydi.

AİLE İÇİ İLİŞKİLERDE BİLİNÇ Toplumumuzda aile huzurunun olması için kadında olması gereken 3 korku vardır. 1.Allah korkusu 2.Baba korkusu 3.Koca korkusu

Anababa çocuk ilişkilerinde bilinç Korku kültüründe çocuğun özü kötüdür. Değerler kültüründe çocuğun özü iyidir.

Hangi değerin temel alındığı önemlidir: ‘’Çocuğun aklını hiçe saymak ona yapılabilecek en büyük zulümdür.’’ Kendilerini öğretmenliğe adamış öğretmenlerin ilk dikkat etmesi gereken: Öğrencilerin konuşmalarına fırsat vermektir.

Kısa bir gözden geçirme Bilinci donanmış insan bilinci donanmamış insandan her koşulda daha etkilidir. İnsanlar sürekli iletişim içindedir. Duyguların iletilmesinde sözsüz mesajlar daha etkilidir. İletişimde iki düzey vardır:Başkalarına gösterilen dış dünya,sosyal yüz;yalnız bireyin bildiği iç dünya,can.

Varoluşun boyutları Kaale alınmak, umarsanmak ister. Kabul edilmek. Değerli görülmek. Yeterli görülmek. Kişi özlenmek ve sevilmek ister. Korku ve değerler kültürü aile, çocuk ve sosyal hayatı etkiler.

KAYNAKÇA: https://www.youtube.com/watch?v=ReTXQF1cgWg