Hazırlayan : Cem Yurtsev CARMINA BURANA CARL ORFF
Carmina Burana çoğu bölümleri Ortaçağ Latincesi ve bazı bölümleri de Ortaçağ Almancası kullanılarak yazılmış 318 şarkıdan aktarılmış, ortaçağın en büyük ve en tanınmış eserlerinden biridir.
Almanya’nın Bayern eyaletinde, Münih şehrinin güneyindeki Benediktin manastırında bulunan el yazmaları üzerine bestelenmiştir.Bu yazmalar halen Bavyera Devlet kütüphanesinde muhafaza altındadır.
Eserdeki şiirlerin nerede, ne zaman, hangi şartlar altında, kimler tarafından yazıldığı hakkında bilim adamları somut bilgiler veremiyorlar.
Saray Devlet Kütüphanesinde çalışan bilgin ve kütüphaneci Johann Andreas Schmeller, eserin tamamına BENEDIKTBEUREN’DEN ŞARKILAR anlamına gelen CARMINA BURANA adını verdi ve 1847 yılında ilk kez kitap haline getirerek geniş okuyucu kitlesine sundu.
CARMINA BURANA 13. Yüzyılın kültürel ve sosyal yaşamını yansıtır. Ritmik ve metrik yapıya sahip olan bu şarkılar, içerik bakımından bölümlere ayrılmaktadır. İlk bölüm toplam 55 Ahlak öğretileri ve taşlama niteliğinde bölümlerden, İkinci bölüm Sevda Şarkılarından oluşurken; Üçüncü bölümde CB İçki ve Kumar şarkıları ile CB din içerikli uzun diyaloglar da bulunmaktadır.
Carl Orff’un başka eserleri de vardır ama bu eserden sonra yayımcısına şöyle demiştir... “Daha önce yazdığım bütün eserlerimi yırt. Carmina Burana benim seçkin eserlerimin bir başlangıcı oldu.”
Eski çağların müziğini günümüz müziği ile birleştiren Orff, Carmina Burana’da orkestrayı insan sesini desteklemek amacıyla kullanmıştır.Carmina Burana 8 Haziran 1937 yılında Frankfurt’ta gerçekleşen ilk seslendirilişinde büyük ilgi uyandırdı.Hatta bu başarı bazı eleştirmenleri öyle kızdırdı ki bu eserin ciddi bir eser olmadığını ileri sürdüler.
Bir klasik müzik arşivinin Orff’un güçlü ve dramatik yapıtı Carmina Burana’sız oluşu düşünülemez.
"Carmina Burana"da kader tanrıçası Fortuna aşk tanrıçası Venüs'e karşı güçlü görünür. Her varlığın yaratıcısı doğadır, kaderin bile... Bu sözlerle özetlemeye çalışılsa da eserin kaynağı Beuern Ermiş Benoit manastırında 13. yüzyıldan beri, kimin tarafından derlendiği bilinmeyen, kökleri o çağın gezgin öğrencilerine dayanan, kısmen çok bozuk bir Latince, kısmen orta yüksek Almanca ile yazılmış çok sayıda elyazması şiirler ve şarkılar bulunuyordu.
DEFALARCA ORKESTRALARCA ÇALINMIŞ VE DEVLET BALE GÖSTERİLERİNDE SERGİLENMİŞTİR... Hazırlayan : Cem Yurtsev