DUYU ORGANLARI
DUYU ORGANLARI Hareket, gürültü gibi olayları fark eden gelişmiş canlılarda sinir sistemi ile çevre arasındaki iletişimi sağlayan organlara duyu organları denir.
DUYU ORGANLARI Duyu organları içinde özel hücre grupları olan duyu almaçları (reseptörleri) yer alır.
DUYU ORGANLARI Bu duyu almaçları sayesinde çevremizdeki bir cismin rengini, sesini, kokusunu, sertliğini, yumuşaklığını, sıcaklığını ve soğukluğunu fark ederiz.
DUYU ORGANLARI Duyu organları tarafından alınan bu uyarılar beyne iletilir. Beyin, gelen uyarıları değerlendirerek vücut için gerekli komutları verir.
GÖZ VE KISIMLARI
Sert Tabaka Göz yuvarlağını en dıştan saran beyaz renkli sert tabakadır. Sert tabaka gözün iç kısmını korur ve göz yuvarlağının ön tarafında saydam tabakayı meydana getirir. Saydam tabaka (kornea) sert tabakanın incelip saydamlaşmasıyla oluşmuştur. Saydam tabaka, ışığı kırar ve göz bebeğinde toplanmasını sağlar.
halilpehlevan@gmail.com
Sert tabaka iris Göz bebeği
Göz merceği retina iris
Damar Tabaka Gözü besleyen kan damarları bakımından zengindir. Damar tabakanın iç yüzeyi, siyah renk maddesi taşıyan hücrelerden oluşur. Bu tabaka gözün içini karanlık bir odaya çevirir. Fazla ışık bu tabakada emilir.
İris: Damar tabakanın gözün ön tarafında düzleşmesiyle düz kaslardan oluşmuş bir yapıdır. Daralıp genişleyerek göze girecek ışık miktarını ayarlar.
Göz Bebeği: İrisin ortasında bulunan, göze ışık girmesini sağlayan açıklıktır.
Göz Merceği Canlı, esnek ve saydam bir yapıdır. Göze giren ışığı kırıp ağ tabakaya düşmesini sağlar. Göz merceği, kaslarla damar tabakaya bağlıdır.
Ağ Tabaka (Retina) Yapısında görme duyu almaçları bulunur. Işığı ve rengi algılayan hücreler burada bulunur
Ağ Tabaka (Retina) Görüntüler, ağ tabakaki almaçlar tarafından alınarak gözdeki duyu sinirlerine verilir. Sinirler, görüntüyü beyne iletir. Görüntü beyinde algılanır.
Ağ tabaka üzerindeki sarı benek görüntün oluştuğu, kör nokta görmenin olmadığı yerdir. Sarı benek, göz merceğinin ışığı odakladığı yerde bulunur. Kör nokta, görme sinirlerinin gözden çıktığı ışığa duyarlı olmayan bir bölgedir.Burada görüntü oluşmaz.
Görme Olayının Gerçekleşmesi Göze dışarıdan gelen ışık, sırasıyla şu kısımlardan geçer ve ağ tabakaya ulaşır: Işık kornea göz bebeği göz merceği retina (ağ tabaka)
Göz bebeğinden geçen ışınlar, mercekte kırılarak ağ tabaka üzerinde sarı benekte ters görüntü oluşturur. Ters görüntü sarı benekteki duyu hücreleri tarafından görme sinirlerine gönderilir. Görüntü, sinir hücreleri tarafından beynin görme merkezine taşınır. Görme merkezinin uyarıları değerlendirmesi sonucu net, düz görüntü oluşur.
Göz Kusurları a. Miyopluk Görüntü sarı benekte değil, retina tabakasıyla mercek arasında oluşur. Miyop insanlar yakını görür, fakat uzaktaki cisimleri net göremez. Sebepleri Göz merceğinin şişkinleşerek ışığı fazla kırması ya da göz yuvarlağının optik eksen boyunca geriye doğru uzaması. Düzeltilmesi Kalın kenarlı mercekle düzeltilir.
NORMAL GÖZ halilpehlevan@gmail.com
MİYOP halilpehlevan@gmail.com
MİYOP DÜZELTİLMESİ halilpehlevan@gmail.com
MİYOP GÖZÜN DÜZELTİLMESİ Kalın kenarlı mercekle görüntünün RETİNA üzerine düşmesi sağlanır. halilpehlevan@gmail.com
FOTOĞRAF MAKİNESİ VE GÖZÜMÜZ halilpehlevan@gmail.com
b. Hipermetropluk Hipermetrop gözde görüntü retina tabakasının gerisinde oluşur. Hipermetrop göz uzaktaki cisimleri görür, fakat yakındaki cisimleri net göremez. Sebepleri Göz merceğinin ışığı normalden az kırması ya da göz yuvarlağının optik eksen boyunca arkadan öne basık olması. Düzeltilmesi İnce kenarlı mercekle düzeltilir.
HİPERMETROP halilpehlevan@gmail.com
HİPERMETROP GÖZÜN DÜZELTİLMESİ halilpehlevan@gmail.com
NORMAL GÖZ HİPERMETROP GÖZ Görüntü RETİNA üzerine düşer Göz ekseni ve göz merceği normal Göz ekseni normal ama , göz merceği yassı olduğu için ışığı az kırıyor. Görüntü RETİNA nın arkasına düşer halilpehlevan@gmail.com
NORMAL GÖZ HİPERMETROP GÖZ Göz ekseni ve göz merceği normal. Görüntü RETİNA üzerine düşer. Göz merceği normal, göz ekseni kısa. Görüntü RETİNA nın arkasına düşer. halilpehlevan@gmail.com
HİPERMETROP DÜZELTİLMESİ İnce kenarlı mercek ile görüntünün RETİNA üzerine düşmesi sağlanır. halilpehlevan@gmail.com
c. Astigmatlık Merceğin veya saydam tabakanın yüzeyinin pürüzlenmesiyle oluşur. Silindirik mercekle düzeltilebilir.
ASTİGMATİZM Saydam tabaka (=Kornea) küreselliğini kaybetmiştir. Işık düzgün toplanmaz , bulanık ve çift görme olur. halilpehlevan@gmail.com
ASTİGMATİZM halilpehlevan@gmail.com
d. Katarakt Merceğin saydamlığını yitirmesiyle oluşur. Ameliyatla düzeltilir.
c. Presbitlik Göz merceğinin esnekliğini kaybetmesiyle oluşur. İnce kenarlı mercekle düzeltilir. Yaşlılarda görülür.
e. Şaşılık Göz yuvarlağını hareket ettiren kasların normalden uzun ya da kısa olmasından kaynaklanır. Ameliyatla düzeltilebilir.
f. Renk Körlüğü Bazı renkleri ayırt edememe durumudur. Kalıtsal bir hastalıktır. Genelde renk körleri kırmızı ve yeşil rengi ayırt edemez.
RENK KÖRLÜĞÜ (= DALTONİZM) Kırmızı ve yeşil renkleri ayıramazlar. Renk körü olanlara sürücü belgesi verilmez. Tedavisi yoktur. Kalıtsal bir hastalıktır. halilpehlevan@gmail.com
Renk körü olanlarda Normal görenlerde 12 rakamını görürler
Renk körü olanlarda 3 Normal görenlerde 8 Rakamını görürler
Renk körü olanlarda 70 Normal görenlerde 29 Rakamını görürler
Renk körü olanlarda 2 Normal görenlerde 5 Rakamını görürler
Renk körü olanlarda 5 Normal görenlerde 3 Rakamını görürler
Renk körü olanlarda 17 Normal görenlerde 15 Rakamını görürler
Renk körü olanlarda 21 Normal görenlerde 74 Rakamını görürler
KULAK
Kulak, işitme ve denge organıdır Kulak, işitme ve denge organıdır. Cisimlerin titreşmesi sonucu havada ses dalgaları oluşur. Kulak, ses dalgalarını algılayan duyu organımızdır. Kulak; dış, orta ve iç kulak olmak üzere üç bölümde incelenir.
a. Dış Kulak Kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur
Kulak kepçesi, kıkırdaktan yapılmış kıvrımlı ve esnek bir yapıdır. Çevreden gelen sesleri toplar. Ses dalgaları kulak yoluyla orta kulağa iletilir.
KULAK YOLU Kulak yolunun içindeki tüyler tozların kulak zarına ulaşmasını engeller. Kulak yolundaki hücrelerin ürettiği sarımsı renkli sıvı tozların tutulmasını ve kulak zarının esnek kalmasını sağlar.
KULAK ZARI Kulak zarı, kulak yolundan gelen sesler sayesinde titreşir. Çok ince ve gergin yapıdaki kulak zarı dış kulak ile orta kulak arasında bulunur
b. Orta Kulak Kulak zarı çekiç, örs, üzengi kemiklerinden oluşur. Östaki borusu orta kulağa açılır. Kulak yoluyla gelen ses dalgaları kulak zarını titreştirir. Çekiç, örs ve üzengi kemikleri bu titreşimleri iç kulağa aktarır. Östaki borusu orta kulağı, yutağa bağlar. Dış kulak ve orta kulak arasındaki basıncı dengeler.
c. İç Kulak İç kulakta hem işitme hem de vücudun dengesini sağlamakla ilgili yapılar bulunur. Oval pencere, yarım daire kanalları, dalız ve salyangozdan oluşur. Orta kulaktan küçük kemiklerle taşınan ve şiddeti yaklaşık 20 kat yükseltilen titreşimler iç kulakta oval pencereye aktarılır. Oval pencereden gelen titreşimleri salyangoza ileten dalız dır. Dalız içerisindeki sıvı ile salyangozdaki sıvıya geçen ses dalgaları işitme sinirleri sayesinde beyne iletilir.
Salyangozda, korti organı denilen yapıda işitme duyu hücreleri vardır. Salyangoz içindeki sıvı tarafından iletilen ses uyarıları, duyu hücreleriyle algılanarak işitme sinirleriyle beyne iletilir. Beyinde bu uyarılar yorumlanarak işitme olayı tamamlanır.
Ses Dalgaları —►Kulak kepçesi —► Kulak yolu —► Kulak zarı —► Çekiç, örs, üzengi—►Oval pencere —► Dalız —►Saylangoz(sıvı) —►Korti organı —►İşitme Duyu Hücreleri —►İşitme Duyu Sinirleri Hücreleri —► Beyinin İşitme Duyu Merkezi —► İşitme Olayı
Yarım Daire Kanalları Salyangozun üst kısmında bulunur. Birbirine dik yarım daire şeklinde üç kanaldan oluşur. Her iki kulağımızda bulunur. İçinde sıvı vardır. Yarım daire kanalları beyincik ile birlikte görev yaparak dengede durmamızı sağlar. İşitme olayı ile ilgisi yoktur.
BURUN
Nasıl Koku Alırız? Burun, koku alma organımızdır. Burun boşluğu iki delikle dışarı açılır. Iç taraftan yutağa bağlanır. Burun boşluğunun üstünde burnun içini örten epitel doku üzerinde koku sinirlerinin yoğun olduğu sarı bölge vardır.
Bu yüzey mukus salgısı yapar. Buraya mukoza da denir Bu yüzey mukus salgısı yapar. Buraya mukoza da denir. Koku sinir uçları mukoza içinde gömülüdür Koku taşıyan gazlar, burna girdikten sonra mukus sıvısı içinde çözünerek duyu sinirlerini uyarır. Sinirler uyarıları beyne iletir. Böylece koku algılanır.
Koku yorgunluğu Burundaki duyu hücreleri çabuk yorulur. Sürekli aynı koku gelirse, zamanla hissedilen koku azalır ya da hiç koku hissedilemez. Buna koku yorgunluğu denir. Bu durumda burun, ancak farklı bir kokuyu algılayabilir.
Nezle olan birinde burundaki mukus tabakası kalınlaştığından koku alma duyusu zayıflar. Burun, koku alma organı olduğu gibi solunum sisteminin de bir organıdır.
Beynimizde koku ile tat uyarıları aynı merkezde değerlendirildiği için, koku alma ile tat birbiriyle yakından ilgilidir. Bu yüzden yiyeceklerin tadını ve kokusunu birlikte algılarız. Nezle olunca besinlerin tadını da iyi alamayız.
DİL
Nasıl Tat Alırız? Dil, tat alma organımızdır. Epitel doku ile örtülüdür. Dil üzerinde tat tomurcukları bulunur. Tat tomurcukları içinde duyu hücreleri vardır.
Bu tomurcuklarda dört ana tat algılanır: Acı, tatlı, tuzlu ve ekşi. Tat tomurcukları dilin belli kısımlarında yoğunlaşmıştır. Bu yüzden dilin bazı bölümleri belli tatları daha iyi algılar.
Nasıl Tat Alırız? Bir maddenin tadının algılanabilmesi için maddenin tükürük sıvısı içinde çözünmesi gerekir. Dilde çözünen tat molekülleri tat tomurcuklarını uyarır. Uyarı, tat tomurcuğundan sinirlere aktarılır ve beyne iletilir.
Nasıl Tat Alırız? Tadın alınmasında, besinin koku moleküllerinin uyarmasıyla burun da rol oynar. Dil, besinleri ağzımızda çevirerek dişlerimizle parçalamaya yardım eder. Ayrıca, ses ve harflerin çıkışına yardım ederek konuşmamızı sağlar.
Nasıl Tat Alırız?
DERİ
Derimizle Nasıl Algılarız? Deri, vücudu çepeçevre saran, geniş yüzeyli bir organımızdır. Deri, insanda; - Dokunma, basınç, sıcaklık, ağrı gibi mekanik duyuları algılar. - Terlemeyle boşaltıma yardımcı olur. - Mikropların girişini engeller. - Solunuma yardımcıdır. - Vücut ısısının ayarlanmasında etkilidir. Deri, üst ve alt deri olmak üzere iki tabakadan oluşur.
a. Üst Deri (Epidermis) Üst deri, ölü tabaka ve malpighi tabakasından oluşur. Ölü Tabaka (Korun): Sertleşmiş protein ve ölü hücrelerden oluşur. Mikropların vücuda girişini engeller. Canlı Tabaka (Malpighi): Ölü tabakanın altında bulunan canlı hücrelerden oluşan kısımdır. Bu tabakada ölen hücreler üst tabakayı oluşturur. Deriye renk verir.
b. Alt Deri (Dermis) Kıl kökleri, kan damarları, sinirler, duyu almaçları, ter bezleri, ve yağ hücreleri bulunur.
Duyu almaçları (duyu hücreleri) vücudun her yerine aynı oranda dağılmamıştır. Örneğin topuklarımızın ısıya duyarlılığı ile elimizin ısıya duyarlılığı farklıdır.
DUYU ORGANLARININ SAĞLIĞI Göz: Okurken ve yazarken odanın ışık durumuna dikkat etmeliyiz. Aşırı güneş ışınlarından kaçınmalıyız. Tozlu, dumanlı yerler göz sağlığı için zararlıdır. Gözlerde meydana gelen hastalıklarda gecikmeden doktora gidilmelidir.
Kulak: İşitme sinirleri çok çalıştığında yorulur. Gürültülü yerlerde sürekli bulunan kimselerde işitme kaybı olur. Kulak sağlığını korumak için gürültüden uzak yerlerde durulmalıdır. Müzik aletlerinin sesi kendi işiteceğimiz kadar ve kulağımıza zarar vermeyecek kadar açılmalıdır. Kulak sert cisimlerle karıştırılmamalı, kulak yoluna sivri cisimler sokulmamalıdır. Kulak dış darbelerden korunmalıdır. Patlama sesi gibi kuvvetli seslerde ağız açılmalıdır.
Burun: Burun sivri cisimlerle karıştırılmamalı, kıl kopartılmamalıdır. Nezle, grip gibi hastalıklardan korunmalıdır. Sık görülen burun kanamalarında hekime gidilmelidir.
Deri: Deri temizliğine önem verilmelidir. Deride oluşan kirli tabaka solunuma ve terlemeye engel olur. D vitamini oluşturmak için güneş banyosu yapılmalıdır. Gereğinden fazla güneşte kalınırsa, güneşin zararlı ışınları deri kanserine ve yanıklara sebep olabilir.
Dil: Ağız sağlığını korumak için, çok soğuk ve sıcak gıdalar alınmamalıdır. Alkol ve sigara ağız sağlığı açısından çok zararlıdır, kesinlikle zararlı maddelerden uzak durulmalıdır.