İLETİŞİM VE İLETİŞİM BECERİLERİ
ANLAMLANDIRMA SÜRECİDİR. İLETİŞİM: BİLGİ ÜRETME, AKTARMA VE ANLAMLANDIRMA SÜRECİDİR. Kaynak ile alıcı arasında, bir kanal aracılığıyla anlaşılabilir mesajların alınıp yollanmasıdır. Duygu, düşünce ve bilgilerin her türlü yolla başkasına aktarılmasıdır.
KANAL KAYNAK Gönderici HEDEF Alıcı İLETİ (mesaj) DÖNÜT
DİNLEME Kişiler arası ilişkilerin (iletişimin) olmazsa olmazlarındandır. İki çeşit dinleme vardır. 1- Etkin Dinleme Bireyin karşısındaki kişiyi hem sözel hem de sözsüz tepkiler vererek dinlemesidir. Etkin dinleme karşıdaki kişinin anlaşıldığını hissetmesini ve onunla empati kurabilmesini sağlar. 2- Edilgen Dinleme Kişinin karşısındaki kişiyi sadece beden diliyle dinlemesi yani sözel bir tepki verilmeden dinlemenin sürdürülmesidir.
1- Kabul Tepkileri (Asgari düzeyde teşvik) KİŞİLER ARASI İLİŞKİLERDE VE PSİKOLOJİK DANIŞMADA KULLANILAN TEKNİK VE BECERİLER 1- Kabul Tepkileri (Asgari düzeyde teşvik) Karşıdaki bireyi rahatlatan ve onların kendilerini açmalarını sağlayan önemli tepkilerdendir. Dinlenildiğini hissettirir ve konuşmaya devam etmesini sağlar. Hımm, Hı hı, Baş sallamak, Gülümsemek vs… 2- Kapı Aralayıcılar (konuşmaya açık davet, soru sorma) Konuşmacının kafasından geçenleri, düşüncelerini ve hissettiklerini anlatmakta zorlandığında, uygun tepkilerden yararlanarak, Onun konuşmaya devam etmesini sağlayan tepkilerdir. 3 çeşit kapı aralayıcı vardır.
a- Kapalı Uçlu,Sorular (Kontrol Eden Sorular) Evet / hayır ya da çok kısa cevap verilmek durumunda kalınan sorular kapalı uçlu sorular olarak değerlendirilir. Örneğin "seni üzen kimdi?", "Takdir mi aldın teşekkür mü?", "Nerelisin?", "Dondurmayı seviyor musun?" biçimindeki sorular bu kapsamdadır. Kapalı uçlu sorular konuşmanın devamını kısıtlı da olsa sağlar fakat bu tür soruların danışanın kendisini anlatması konusunda çok da etkili olduğu söylenemez.
b- Açık Uçlu Sorular (Ortaya Çıkaran Sorular) Soru sorulduğunda karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerini açıklamaya fırsat verilmesi durumudur. Burada özellikle "Ne?", "Nasıl?", "Neden?" türü sorular sorularak kişinin sorgulanmadan kendisini açmasına olanak sağlanmış olur. Örneğin, iletişimin başlaması için "Dershanede günün nasıldı?", bir konuyu derinlemesine konuşmak için "Annenin sinirli tavırlarıyla ilgili ne düşünüyorsun?", duygulara ilişkin danışanın kendini anlatmasını istediğimizde -Yaşadıklarından sonra kendini nasıl hissediyorsun?“ şeklindeki ifadeler açık uçlu sorular kapsamındadır. Açık uçlu ve kapalı uçlu soruların yanı sıra, konuşmanın devamını sağlamak için bir de soru yerine geçen düz cümleler kullanılmaktadır.
c- Soru Yerine Geçen Düz Cümleler Bu ifadeler aslında soru değildir fakat cevap gerektirir. Mesela; danışman eşiyle problemler yaşayan bir danışanına, 'Aldatılan insanlar kendilerini kötü hisseder." dediğinde danışan buna "Evet", ya da "Hayır!" biçiminde cevap verir. Başka örnek verecek olursak "Sınavdan beklediğinden düşük bir not almanın nedenini merak ediyorum." ya da "Babanla aranızda geçenleri anlatmanı istiyorum." biçiminde kurulan cümleler, dil bilgisi açısından soru cümlesi olmasa da cevap gerektirir.
3- Kendini Açma Dinleyenin ya da danışmanın kendine anlatılan olayla ilgili varsa benzer yaşantıları, bunu paylaşmasıdır. Örneğin matematik dersinden bir türlü istediği notu alamayan ve bundan dolayı kendine güveni zayıflayan öğrenciye psikolojik danışmanın “Ben de lisede iken matematikten düşük notlar almış, seninkine benzer sorunlar yaşamıştım." demesi bu becerinin kapsamındadır.
4. Saygı ve Değerlilik / Koşulsuz Kabul İnsancıl anlayışa göre her birey biriciktir ve özünde iyidir. İnsancıl anlayışın bu sayıltısı iletişim ve ilişkilerde de benimsenmelidir, işte, saygı ve değerlilik / koşulsuz kabul becerisi bu noktada anlamlı hale gelmektedir. Çünkü : saygı ve değerlilik / koşulsuz kabul,'insanın herhangi bir farklılığından dolayı ayrıma tabi tutulmamasını ; hatalarıyla, kusurlarıyla, meziyetleriyle ona karşı yargılayıcı bir tutum takınmadan dini, dili, etnik kökeni, cinsiyeti ne olursa, olsun saygı duyulmasını ve koşulsuz bir biçimde kabul edilmesini gerektirir.
5. Saydamlık, İçtenlik, Dürüstlük, Tutarlılık (Bağdaşım İçinde Olma) Saydamlık bir kişinin karşısındaki kişiyle ilgili kendinde oluşan olumlu ya da olumsuz düşüncesini dürüst bir şekilde ona açıklamasıdır. Fakat birey bunu yaparken kişinin hazırbulunuşluğuna dikkat etmeli ve incitici bir dil kullanmaktan kaçınmalıdır. Saydam olan bireyler, duygu ve düşüncelerini gerçekçi şekilde yansıttıklarından aynı zamanda içten ve dürüsttürler. Bu ise onların tutarlı (bağdaşım halinde) olmasını sağlar. Yani saydamlık, içtenlik, dürüstlük, tutarlılık (bağdaşım içinde olma) bireyin özünün ve sözünün, söylediği ile yapmış olduğu davranışın bir olmasıyla ilişkilidir. “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol." Örneğin, "Davranışların dersin veriminin düşmesine ve benim sinirlenmeme neden oluyor.”
6- EMPATİ Kızılderililer empatiyle ilgili olarak “karşımızdaki kişinin makosenlerini (ayakkabılarını) giyebilmek” demişlerdi. Bu bilgilerden hareketle günümüzde empati “Kişinin kendisini karşısındaki bireyin yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini anlaması ve bunu ona iletmesidir.” şeklinde tanımlanmaktadır. Empati kurulma sürecinde kişinin tarafsızlığını yitirmemesi gerekir, yani kişi karşıdaki kişiyle aynı duyguları yaşamamalı, onun hissetlerini ve düşündüklerini anlamaya çalışmalıdır. Ayrıca şunu da söylemekte fayda var: Empati karşıdaki kişinin söylediği her sözü papağan gibi tekrar etmek değildir.
a- Duygu Yansıtma Mesajı veren kişinin duygularının açıklığa kavuşturulması ile ilişkilidir. Duygu yansıtmada kişinin duyguları açık ve net bir şekilde ortaya konur. Unutulmamalıdır ki duygu yansıtma, duyguların daha net anlaşılmasını sağlar. Ali: Annemlerin sürekli bir şeylerle ilgili “Yap, bitir” gibi tavırlarından artık çok sıkıldım. Veli : Ailenin tutumuyla ilgili bıkkınlık yaşıyorsun.
b- İçerik Yansıtma (yeniden ifade) İçerik yansıtma, anlamın yansıtılması, yeniden ifade edilmesidir. İçeriğin yansıtılması, söylenenlerin karşıdaki tarafından doğru anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmeyi ve iletişim esnasında aktarılanların daha net biçimde anlaşılmasını sağlar. Bu yöntemle kişinin duyguları içeriksel olarak değerlendirilir. Ahmet : Sürekli çalışıyorum. Fakat bir türlü işlerimi bitiremiyorum. Mehmet : İşlerin çok yoğun.
Empati, Sempati ve Özdeşim İlişkisi Empati kavramıyla karıştırılan ancak oldukça farklı bir durumu ifade eden sempati, karşıdaki insanın yaşadığı duygudan ve onun bu duyguyu yaşarken verdiği tepkiden hareketle kişinin geçmişte kendi yaşadığı duyguları canlandırmasıdır. Bir başka deyişle aynı duyguyu yaşaması (duygudaş olması) veya o an içinde yaşadığı duygunun etkisinde kalması, olaylara objektif bakamamasıdır. Özdeşim ise bir kişinin kendini başka biri gibi yapması, kendini onunla aynı saymasıdır. Yani özdeşim bireyin karşısındaki kişiye ya da gruba yaklaşmasıyla ve yönelmesiyle oluşan duygusal ve düşünsel aidiyetle sonuçlanan kişiler arası bir deneyimdir. Örneğin, bir danışmanın danışanın sözlerinden ve davranışlarından onun o anda babasına karşı öfke duyduğunu anlaması ve bu durumu danışanına iletmesi empati, danışmanın da babaya karşı öfke duymaya başlaması özdeşim ve danışanın anlattıklarından sonra kendi babası ile geçmişte yaşadığı problemleri yeniden yaşaması, danışanla duygudaş olması ise sempatidir.
7. Onaylama Danışanın söylediklerinin anlaşıldığını ifade etmek için verilen geribildirime denir. Bir,danışma esnasında annesinin ve babasının kendisiyle ilgilenmediğini söyleyen danışana danışmanın "Kendini ihmal edilmiş hissetmeni anlıyorum.” demesi bu beceriye örnektir.
8- Yüzleştirme Danışma sürecinde danışanın sözlerindeki tutarsızlıklara, sözleriyle davranışları arasındaki çelişkilere dikkat çekmektir. Bu ise danışanın içgöçü kazanmasını sağlar. Yüzleştirmenin amacı, danışanın yüzleşmeye istekli olmadığı duygu ve davranışlarını fark etmesine yardımcı olmaktır. Yüzleştirme sorumlu ve sorumsuz olarak ikiye ayrılır. Sorumsuz yüzleştirme; insancıl kurama aykırı, eleştirel, hatta zaman zaman onur kırıcı cümleler ile yapılırken sorumlu yüzleştirmenin temelinde insancıl kuram vardır. Sorumlu yüzleştirmede sorumsuz yüzleştirmenin aksine yapıcı bir dil kullanılır. Örneğin, ders çalışması gerektiğini söyleyen fakat bir türlü bunu eyleme dökmeyen bir danışana danışmanın "Başarılı olmak için ders çalışman gerektiğini söylüyorsun. Fakat bunu yapmıyorsun." demesi sorumlu yüzleştirmeyle, "Yapman gerekenlerin farkındasın, ancak tembelsin." demesi sorumsuz yüzleştirmeyle ilişkilidir.
9- Bağlama Kişinin daha önce anlattıkları ile şu an anlattıkları arasındaki paralelliğe dikkat çekmektir. Böylece bireyin tutarlı yanlarını görmesine yardımcı olunur. Örneğin, önceki danışma seanslarından birinde ders çalışmayı sevmediğini söyleyen bir öğrenci, son seansta sayısal derslerden nefret ettiğini söylemiş olsun. Bu durumda danışman "Ders çalışmayı sevmediğini söylemiştin. Şimdi de sayısal derslerden nefret ettiğini söylüyorsun.” derse bu bağlamanın kapsamında olacaktır. Çünkü bu tip bir ifadede söylenilenler arasındaki paralelliğe dikkat çekilmesi söz konusudur.
10. Destekleme - Cesaret Verme Danışanın duygu ve düşüncelerini incelemeye, kendini tanımaya ve değişik davranış tarzlarını denemeye teşvik etmektir. Örneğin; ikinci kez gireceği üniversiteye giriş sınavına yeterince çalışmış, deneme sınavlarında başarılı olan bir öğrenci sınavda yine başarısız olabileceğine ilişkin bir kaygı yaşıyorsa ona "Bu sınavdan istediğin sonucu alabilecek düzeydesin." denmesi destekleme – cesaret verme becerisiyle ilişkilidir. Bunun ifade edilmesi danışanın yetersizlik ve değersizlik duygusundan kurtulup kendine güven kazanmasını sağlar.
11- Yorumlama Hemcinsleriyle iletişim kurmakta sıkıntı yaşayan bir erkek danışana danışmanının “Çocukluğunda babanla yaşadığın sorunlar yüzünden bugün iletişim ve ilişkilerinle ilgili problemler yaşıyorsun." demesi yorumlama becerisiyle ilişkilidir. Çünkü yorumlama; danışmada danışanın ifade ettiği duygu, düşünce veya yaşantılar arasında bağlantı kurulmasıdır. Yorumlama, davranışların arkasındaki duyguları gösterir. Bu beceri vasıtasıyla danışanın derindeki duygularının farkına varması sağlanır.
KİŞİLER ARASI İLİŞKİLERDE OLUMLU VE OLUMSUZ İLETİŞİM 1- Ben Dili İletişimi zedelemeden, kendinizi ifade etmek istiyorsanız “Ben Dilinden” yararlanabilirsiniz. Ben dili kullanan konuşmacı dinleyicilere kendi kaygılarını içeren mesajlar iletir. Beni bu kadar bekletmen kızmama neden oldu. Bu davranışına çok üzüldüm. Devamlı soru sorman beni kızdırıyor.
2- Sen Dili Bireylerin öfkelerini ve davranışlarını kontrol edemediklerinde, karşısındakinin davranışlarına ve kişiliğine ilişkin Suçlayıcı, Eleştirici, Emir Verici ifadeler kullanmasıdır. Beni küçük düşürmekten zevk alıyorsun. Hep geç kalıyorsun. Yeter, kes sesini. Soru sorma.
3- Ego (Öz Saygı) Geliştirici Dil Bireylere bazı özellikleriyle ilgili bir şeyler söylerken ya da bir davranış ve tutumuyla ilgili bir ifade kullanırken onun üzülmemesine dikkat etmek gerekir. Örneğin, ders çalışmayan bir öğrenciye "Tembel," dememek gerekir. “Ders çalışma konusunda güçlük yaşıyorsun.” Ego geliştirici dil; bireyin kişilik haklarına girmeden, toplum içinde onurunu kırıp onu rencide edecek bir üslup takınmadan, bireyde olumlu bir benlik yapısı oluşturabilmektir. Ego geliştirici dil, özgüvenin gelişmesine yardımcı olur.
4. Ego (Oz Saygı) Zedeleyici Dil Karşıdaki kişinin kendisini kötü hissetmesine, olumsuz duygular yaşamasına ve benliğinin zedelenmesine neden olur.
İLETİŞİM ENGELLERİ 1- Emir Vermek 2- Uyarmak, Gözdağı Vermek Otur yerine, biraz sus 2- Uyarmak, Gözdağı Vermek Eve geç gelirsen harçlığını keserim 3- Ahlak Dersi Vermek Ayıp, günah, kızlar akşam dışarı çıkmaz vs… 4- Öğüt Vermek, Danışan Adına Çözüm Bulmak Başarılı olmak için büyüklerinin sözünü dinlemelisin vs… 5- Nutuk Çekmek, Mantıklı Düşünceler Önermek Okula gitmene az kaldı, kalkıp hazırlansan iyi olur. 6-Yargılamak, Eleştirmek, Suçlamak Her derste sorun çıkarmasan olmaz sanki
İLETİŞİM ENGELLERİ 7- Lakap Takmak, Alay Etmek Sınıfın şarlatanı olmak zorunda mısın? 8- Yorumlamak, Analiz Etmek Dikkat çekmek için yapıyorsun. 9- Övmek, Aynı Düşüncede Olmak Şen her şeyin en iyisini bilirsin. 10- Gereksiz Yere Desteklemek, Avutmak Takma kafana, bu da geçer. 11- Soru Sormak, Sorguya Çekmek Ne yaptın, ne yapmadın, neden yapmadın vs.. 12- Kıyaslamak Bak komşunun kızına…
Çatışma ve Çatışma Türleri 1- Yaklaşma - Yaklaşma Çatışması Uzun zamandır görmediğiniz bir dostunuzla görüşme fırsatı Yakaladınız. Fakat zamanınız sınırlı ve alışveriş yapmanız da lazım. Bu durum kararsızlık yaşamanıza neden oluyor. Çünkü hem dostunuzu görmek hem de alışveriş yapmak istiyorsunuz. İşte, bu durumda yaşadığınız çatışmanın adı yaklaşma - yaklaşmadır. Çünkü kişinin gerçekleştirmek istediği iki amaç birbiri ile çatıştığında, birinin karşılanması için diğerinden vazgeçilmesi gerektiğinde yaklaşma - yaklaşma çatışması ortaya çıkar.
2- Yaklaşma - Kaçınma Çatışması Daha evvel gitmediğiniz bir şehre gittiniz. Şehrin ünlü yemeklerinin her birinden yemek istiyorsunuz ama formunuzu korumak da sizin için önemli, kilo almak istemiyorsunuz ve iç sesiniz "Yemeklerden tatmak istiyorum fakat kilo almak istemiyorum." diyor. İşte, bu durumda, yaşadığınız çatışmanın adı yaklaşma - kaçınmadır. Çünkü bazen bir amacın karşılanması beraberinde hem olumlu hem de olumsuz bir durumu ortaya çıkarmaktadır.
3- Kaçınma - Kaçınma Çatışması İnsanların hoşlansalar da hoşlanmasalar da yapmaları gereken bazı şeyler vardır. Örneğin, bir bayan çoğu zaman ev işleriyle meşgul olmak durumundadır. Bir de çalışan bir bayansa işi daha zordur. Şimdi çalışan bir bayan düşünün. İşten çıkmış, evine gitmiş kocasıyla iş bölümü yapmışlar ve buna göre ya bulaşık yıkaması ya da yemek yapması gerekiyor. Fakat o ikisini de yapmak istemiyor. İşte böyle bir durumda yaşanan kaçınma - kaçınma çatışmasıdır. Çünkü kaçınma - kaçınma çatışmasında kişi, iki olumsuz durumla karşı karşıyadır ve her ikisini de istemez. Ancak bunlardan bir tanesini seçmek zorundadır.
ÇATIŞMA (SORUN) ÇÖZME STRATEJİLERİ KOLTUĞA KİM OTURACAK?
AKRAN DANIŞMANLIĞI (YARDIMCILIĞI) Amaç; rehberlik hizmetlerinin tüm öğrencilere ulaşmasını sağlamaktır. Akran danışmanlığı hizmetleri, üst sınıf ya da aynı sınıf düzeyindeki öğrencilerin seçilerek onlar aracılığıyla diğer öğrencilere rehberlik hizmetlerinin sunulmasına dayanır. AKRAN ARA BULUCULUĞU Çatışma yaşayan iki öğrencinin (en az iki kişi) çözüme ulaşamadıkları durumlarda üçüncü bir kişinin (akran ara bulucusunun) yönetiminde problemi çözmeye yönelik konuşmaları akran ara buluculuğu kapsamındadır. Bir öğrencinin diğeriyle alay etmesi sonucu ortaya çıkan sorunu çözmek için, akran ara buluculuğu yapılabilir.