TİCARET HUKUKU BİLGİSİ Giriş
Ticaret Hukuku Kavramı Ekonomi bilimi açısından ticaret, malların üretim ve tüketim aşamaları arasındaki aracılık faaliyetlerini ifade etmektedir. Ticaret hukuku üretim, değişim ve tüketim aşamalarındaki ticari faaliyetleri düzenleyen ve bunları konu edinen bir hukuk dalı olarak tanımlanabilecektir.
Ticaret Hukukunun Özellikleri Ticaret hukuku özel hukuk karakterli olduğu için özel hukukta geçerli olan irade özgürlüğü ilkesi, bir başka ifadeyle, hukuki ilişkinin taraflarının eşit olduğu ve ilişkinin kapsam ve içeriğini serbestçe belirleyebilme özgürlüğü ticaret hukukunda da geçerli olacaktır. Ticaret hukukunda ilke bu olmakla birlikte, irade özgürlüğü her açıdan mutlak ve sınırlanamaz değildir. küçük tasarruf sahiplerinin ve yatırımcıların korunması; tasarrufların yatırımlara etkin ve sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesi; piyasaya güvenin sağlanması ve istikrarın korunması; tüketicilerin korunması ve rekabetin korunması gibi düşüncelerle; irade özgürlüğü, kamu otoritelerince getirilen çeşitli düzenlemelerle sınırlandırılmıştır. Bu ise ekonomi hukuku denilen yeni bir hukuk dalının doğumunu hazırlamıştır.
Ekonomi hukuku, Ekonomi Hukuku devletin ticari hayata kamu yararı düşüncesiyle müdahalesi sonucu ortaya çıkan bir karma hukuk dalıdır ve hedefinde tek tek bireylerin değil kamunun yararı fikri vardır. Ekonomi hukuku bulunduğu yer itibarıyla ticaret hukuku ile idare hukukunun kesiştiği bir noktada bulunmaktadır.
Medeni Hukuk ve Borçlar Hukuku İle Bağlantılı Olması Ticaret hukuku özel hukukun bir dalı olduğu için medeni hukuk ve borçlar hukukuyla bir bütünlük oluşturmaktadır. Şöyle ki TTK md. 1’de “Türk Ticaret Kanunu, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır” ifadesi yer almaktadır. Borçlar Kanunu’nun 646. maddesinde ise Borçlar Kanunu’nun Türk Medeni Kanunu’nun beşinci kitabı ve tamamlayıcısı olduğu belirtilmiştir.
Uluslararası Niteliği Günümüzün globalleşen dünyasında ticari faaliyetler artık eskisi gibi yalnızca belli bir ülke topraklarıyla sınırlı kalmamakta ve mal ve hizmet değişimleri birçok kez ülke sınırlarını aşmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun gerekçesinde, bir taraftan Avrupa Birliğinin kurulması ve küresel bir güç haline gelmesi ve ortak bir hukuk sistemi yaratma çabasına girişmesi ile bu birlik ve Türkiye ilişkilerin “müzakere eden ülke” konumuna yükselmesi, diğer taraftan Dünya Ticaret Örgütü tarafından uluslar arası nitelik kazanması amacıyla önerilen ve globalleşen dünyada geçerli hukuk sistemi yaratma çabasını taşıyan hazırlıkları, Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmasını zorunlu kılan nedenler arasında gösterilmektedir. Yeni kanuni düzenleme, ticaret hukukunun uluslararası niteliğinden etkilenmiştir.
Cumhuriyete Kadar Olan Dönem Ticaret Hukukunun Türkiye’de Tarihsel Gelişimi ve Yürürlükteki Düzenlemesi Cumhuriyete Kadar Olan Dönem Cumhuriyet Dönemi 1926 Tarihli Eski Ticaret Kanunu Dönemi (TTK(1926)) 1957 Tarihli Eski Türk Ticaret Kanunu Dönemi (TTK(1957)) Özel Ticari Kanunlar 6102 Türk Ticaret Kanunu
6102 Türk Ticaret Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından 13.01.2011 tarihinde kabul edilen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Eski kanunda beş ayrı kitap halinde gerçekleştirilen bölümleme, bu kanunda altı kitap halinde gerçekleştirilmiştir. Başlangıç ve son hükümler dışında kanundaki altı kitap şunlardır: “Ticari İşletme” “Ticaret Şirketleri” “Kıymetli Evrak” “Taşıma İşleri” “Deniz Ticareti” “Sigorta Hukuku” Son hükümler içerisinde (md. 1521-1522), küçük ve orta işletme sınırları, elektronik işlemler ve bilgi toplumu hizmetleri, kurumsal yönetim ilkeleri, yasaklanmış işlemler ve hizmet mal tedarikinin geç ödenmesinin sonuçları gibi farklı hususlar incelenmektedir.