FECR-İ ATİ DÖNEMİ (GELECEĞİN IŞIĞI) KUŞADASI ŞEHİT KAYA ALDOĞAN ANADOLU LİSESİ FECR-İ ATİ DÖNEMİ (GELECEĞİN IŞIĞI) NESLİHAN SAGIROĞLU
FECR-İ ATİ TOPLULUĞU’NUN ÖNEMİ Türk Edebiyatında ilk bildirgeyi yayımlayan topluluktur.
FECR-İ ATİ TOPLULUĞU SOSYAL DURUMU Hüseyin Cahit Yalçın’ın 1901’de Fransızcadan çevirdiği ‘Edebiyat ve Hukuk’ adlı makalenin Servet-i Fünun dergisinde yayımlamasından dolayı Servet-i Fünun dergisi 7 Ekim 1901’de mahkeme kararıyla kapatılır. Yine mahkeme kararıyla 22 Kasım 1901’de yayına başlar ama artık edebi bir dergi olmaktan uzaklaşmıştır.
1901’den sonra İzmir’de ‘Muktebes’, Selanik’te ‘Çocuk Bahçesi’, İstanbul’da ‘Mecmua-yı Edebiyat’ adlı dergilerde genç yetenekler seslerini duyurmaya çalışmıştır. Bu gençler Ahmet Haşim, Enis Avni, Ali Canip Yöntem, Tahsin Nahit, Mehmet Behçet’tir. 1908’den yani II. Meşrutiyetten sonra bu gençler arasına Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Cemil Süleyman, Mehmet Fuat Köprülü ve Şehabettin Süleyman gibi isimler de katılmıştır.
Bu genç sanatçılara Celal Sahir Erozan, Faik Ali Ozansoy ve Ahmet Samim de katılmış 20 Mart 1909’da Hilal gazetesinin matbaasında toplanarak Fecr-i Ati topluluğunu oluşturmuşlardır. Topluluk ‘Fecr-i Ati’ adında bir dergi kurmayı düşünmüş ama Servet-i Fünun dergisi, sayfalarını Fecr-i Ati sanatçılarına açtığı için bu kararından vazgeçmiştir.
Fecr-i Ati topluluğu kendini kamuoyuna tanıtmak için Servet-i Fünun dergisinde topluluğun kuruluş amaçlarını içeren bir bildiri yayımlamıştır. Topluluk daha sonra Servet-i Fünuncularla mücadeleye girmiştir. Onlar da buna karşılık vermiştir. Fecr-i Ati topluluğu özellikle Meşrutiyet’ten sonra toplumumuzun sosyal hayatına, yaşamın gerçeklerine, ülkenin içinde bulunduğu zor şartlara yönelmediği için kısa sürede dağılmıştır. Topluluk dağılınca üyelerinin büyük çoğunluğu Milli Edebiyat akımına katılmıştır. Bunların başlıcaları; Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ali Canip Yöntem, Refik Halit Karay, Mehmet Fuat Köprülü’dür.
FECR-İ ATİ EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ Servet-i Fünuncular gibi bireysel bir sanat anlayışına sahiptirler. Sanat şahsi ve muhteremdir, görüşünü benimsediler, amaçlarının sanat ve edebiyata hizmet etmek olduğunu belirttiler. Servet-i Fünuncuları, yeteri kadar Batı Edebiyatı yanlısı olmamakla suçladılar. Kendileri aşırı Batı yanlısıydılar. Servet-i Fünunculara tepki göstermişler ancak onların etkisinden de kurtulamamışlardır. Yani Servet-i Fünun ’un devamı niteliğindedir. Sanatı toplum yararına kullanmayı ısrarla reddettiler.
Kendilerine Fransız Edebiyatını örnek aldılar Kendilerine Fransız Edebiyatını örnek aldılar. Fransız sembolistlerini yakından tanımaya çalıştılar ve bunda bir miktar başarılı oldular. Aruzu kullandılar, serbest müstezat türünde yazdılar. Serbest müstezatı Fransız sembolizminin etkisiyle daha da serbest hale getirmişlerdir. Dili ağır ve süslüdür. Bu yönüyle Servet-i Fünunculara benzerler. Arapça, Farsça sözcük ve tamlamaları çok kullanmışlardır. Eserlerinde tabiatı ve duygulu, romantik bir aşkı işlemişlerdir. Tabiat tasvirleri gerçeklikten uzaktır.
Sadece şiir ön plandadır. Şiirde parnasizm, sembolizm ve empresyonizmden hikaye ve romanda ise realizm ve naturalizmden etkilenmişlerdir. Tiyatro türüne fazla ilgi göstermediler. İlgi gösterenlerin eserleri ise teknik yönden zayıftır, dili sahne diline uygun değildir. Tiyatroda daha çok yurtseverlik konularını işlemişlerdir. Fecr-i Ati, daha çok şiir alanında etkili olmuştur. Edebiyatın öteki türlerinde Fecr-i Ati döneminde pek önemli bir çalışma yoktur. Sadece şiir ön plandadır.
TOPLULUĞUN AMAÇLARI Batıdaki gibi Edebiyat ve sanatın gelişmesine katkıda bulunmak. Batı Edebiyatını tercümelerle Türk Edebiyatına tanıtmak. Türk Edebiyatını Batıya yaklaştırmak ve Türk Edebiyatını tanıtmak. Fikir tartışmalarıyla kamu oyunu aydınlatmak. Fecr-i Ati kütüphanesi ile bir yayım serisi oluşturmak.
DAĞILMA NEDENLERİ Siyasi ve sosyal yönden ortak yönleri bulunmadığı için dağılmışlardır.
KAPANMA NEDENLERİ Selanik'te Genç Kalemler dergisi ile Milli Edebiyatın ortaya çıkması. Balkan Savaşlarının patlak vermesi.
SANATÇILAR
AHMET HAŞİM (1884- 1933)
AHMET HAŞİM Şiirlerinde kullandığı dil ağırdır. Açıklığın nesre özgü olduğunu, şiirde ise güzelliğin kapalılıktan doğduğunu savunmuştur. Nesirleri açık, sade ve nüktelidir. O ‘Kelimelerin ses yani müzik değeri anlam değerinden üstündür, şiir duyulmak içindir. Gerçek şiir herkesin kendine göre yorumlayabileceği şiirdir.’ demiştir. Şiirlerinde yer yer ölçü ve kafiye kusurları görülmektedir. Genellikle aşk ve tabiat temalarını işlemiştir; ancak çocukluk anıları, annesinin anılarına bağlılık, gerçek hayattan kaçış temalarında da yazmıştır.
Nazım şekli olarak dörtlük ve serbest müstezatı tercih etmiştir. 1921 yılına kadar şiir dili Fecr-i Ati anlayışına uygundur; yani Arapça ve Farsça sözcükler fazladır. Bu yıldan sonra Milli Edebiyatın etkisiyle şiirlerinde Türkçe ağırlık kazanmıştır. Sembolizmden yararlanmıştır ama Batılı anlamda sembolist değildir. Kapalı şiiri savunması, ahengi ön plana alması, tabiat manzaralarını sembollerle betimlemesi yönüyle sembolistlere benzer; ancak dış dünyaya ait gözlemlerin iç dünyada yarattığı izlenimleri yansıtması bakımından da emprestyonistlere yakındır. Soyut, kapalı ve imgeye dayalı şiir anlayışıyla ‘II. Yeni Hareketini’ , etkilemiştir.
Şiirlerinde toplumsal düşüncelere ve olaylara yer vermiş, ‘Sanat, sanat içindir’ ilkesini benimsemiştir. Sadece aruzla yazmıştır, heceyle hiç yazmamıştır. ESERLERİ ŞİİR: GÖL SAATLERİ, PİYALE, BİR GÜNÜN SONUNDA , ARZU FIKRA VE SÖYLEŞİLER: GURABAHANE –İ LAKLAKAN, BİZE GÖRE GEZİ YAZILARI: FRANKFURT SEYAHATNAMESİ
MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890- 1966)
MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ Edebiyat tarihçisi, araştırmacı, siyasetçi ve ordinaryüstür. Sanatçı kişiliğinden çok sanatçı ve bilim adamlığı ile tanınmıştır Türk Edebiyatının bilimsel yöntemlerle incelenmesini sağlayan ilk adamdır. İlk önemli eseri olan “Türk Edebiyatı’nda İlk Mutasavvıflar’ ı yayımladıktan sonra Edebiyat Fakültesi dekanı oldu, Türkiye Tarihi adlı kitabını çıkardı. Hece ölçüsüyle duygu yüklü şiirler yazmıştır. Önce Fecri Ati ’de yer almış, sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır. Genç Kalemler dergisinin başyazarlığını yapmıştır.
ESERLERİ ARAŞTIRMA VE İNCELEME KİTAPLARI: TÜRK EDEBİYATINDA İLK MUTASSAVVIFLAR, TÜRK EDEBİYATI TARİHİ , TÜRK SAZ ŞAİRLERİ, DİVAN EDEBİYATI ANTOLOJİSİ, TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI HAKKINDA ARAŞTIRMALAR, MİLLİ EDEBİYAT CEREYANININ İLK MÜBEŞŞİRLERİ VE DİVAN’I TÜRK-İ BASİT, TÜRKİYE TARİHİ, OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889-1974)
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU Fecr-i Ati ile başladı. Milli Edebiyatı benimsedi. Cumhuriyet’in ilanından sonra eserler verdi. Realizm etkisinde gözleme dayalı eserler yazmıştır. Eski- Yeni çatışması, Doğu- Batı çatışması konular olmuştur. Türk toplumunun meselelerini Tanzimat'tan Cumhuriyet döneminin ilk yıllarına kadar kronolojik sırayla ele alan Nehir roman yazmıştır. Yunanilik adı verilen Yunan ve Latin kaynaklarından yararlanmıştır.
ESERLERİ ROMAN: KİRALIK KONAK, YABAN, NUR BABA, HÜKÜM GECESİ, SODOM VE GOMORE, ANKARA, BİR SÜRGÜN, PANORAMA, HEP O ŞARKI