RÜŞVET TCK 252. MADDE
RÜŞVET SUÇU 5237 sayılı TCK'nın rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilmekteydi. 6352 sayılı yasa ile getirilen değişikliğe göre, suçun yasal unsuru olan “görevinin gereklerine aykırılık” unsuru kaldırılarak yerine “Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması” unsuru getirilmiş ve suçun kapsamı genişletilmiştir.
Yapılan bu değişiklikle; Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) TCK 252/1. madde Yapılan bu değişiklikle; Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) «(1) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.» hükmü getirilmiştir. Yani kamu görevlisi olan sanık; a) Yapması gereken işi yapmak veya yapmamak için, b) Yapmaması gereken işi yapmamak veya yapmak için menfaat temin etmek üzere anlaşmaya varması veya buna teşebbüs etmesi halinde, rüşvet suçunu işlemiş olacaktır.
Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) TCK 252/2 ve 3. madde Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) «(2) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi de birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.» «(3) Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.»
TCK 252/2 ve 3. madde Rüşvet suçunda esas olan “rüşvet anlaşmasıdır.” Suçun teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı veya tamamlanıp tamamlanmadığı hususunda dikkate alınması gereken husus ise rüşvet sözleşmesinin hangi aşamada olduğudur. Rüşvet anlaşması tamamlanmış ise, menfaatin elde edilmesinin veya sanığın görevine giren hususu yerine getirip getirmediğinin önemi yoktur. Baz alınması gereken husus “rüşvet anlaşmasının” tamamlanıp tamamlanmadığıdır.
Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) TCK 252/ 4. madde 6352 sayılı yasa ile getirilen değişiklik sonucu, rüşvet suçuna teşebbüsün ne şekilde cezalandırılacağı düzenleme altına alınmıştır. Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) «(4) Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi ya da kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.» şeklindeki “özel teşebbüs” hükmü olan bu madde uyarınca ceza indirimi yapılacak ve genel hüküm olan TCK’nın 35/2. maddesinde düzenlenen teşebbüs hükmüne gidilmeyecektir.
Bu özel teşebbüs hükmüne göre; TCK 252/ 4. madde Bu özel teşebbüs hükmüne göre; A) Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi, B) Ya da kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi, hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.
Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) TCK 252/5. madde 6352 sayılı Yasa ile TCK’nın 252/5. maddesinde yapılan diğer önemli bir değişiklikte suça iştirak eden kişilere yönelik düzenlemedir. Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) «(5) Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.» 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önce rüşvet alma suçu özgü bir suç iken, yapılan değişiklik sonucu rüşvet alma suçu özgü suç olmaktan çıkarılmıştır.
TCK 252/5. madde Rüşvet suçuna aracılık eden kişi hakkında TCK’nın 39. maddesinde düzenleme altına alınan genel düzenleme yerine, TCK’nın 252/5. maddesinde düzenleme altına alınan bu özel madde uygulanacaktır. Bu düzenleme aleyhe bir düzenleme olduğundan suç tarihine dikkat edilecektir. (Suç tarihi 05.07.2012 tarihinden önce ise, suça aracılık eden sanıklar yönünden lehe olan TCK’nın 39. maddesi uygulanacaktır.)
TCK 252/6 ve 7 . madde Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) «(6) Rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.» Cezayı ağırlaştıran sebep: «(7) Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.»
Rüşvet suçu olarak kabul edilen diğer eylemler: TCK 252/ 8 . madde Rüşvet suçu olarak kabul edilen diğer eylemler: TCK’nın (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) 252/8. maddesine göre 252. madde hükümleri; a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, c) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, d) Kamu yararına çalışan dernekler, e) Kooperatifler, f) Halka açık anonim şirketler, ---------»
Rüşvet suçu olarak kabul edilen diğer eylemler TCK 252/ 8 . madde adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması amacıyla doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi; bu kişiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara aracılık edilmesi; bu ilişki dolayısıyla bir başkasına menfaat temin edilmesi halinde de uygulanır.
TCK 252/ 9 . madde TCK’nın (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) 252/9. maddesine göre 252. madde hükümleri; a)Yabancı bir devlette seçilmiş veya atanmış olan kamu görevlilerine, b)Uluslararası veya uluslarüstü mahkemelerde ya da yabancı devlet mahkemelerinde görev yapan hâkimlere, jüri üyelerine veya diğer görevlilere, c)Uluslararası veya uluslarüstü parlamento üyelerine, d)Kamu kurumu ya da kamu işletmeleri de dahil olmak üzere, yabancı bir ülke için kamusal bir faaliyet yürüten kişilere, ---------»
TCK 252/ 9 . madde e)Bir hukuki uyuşmazlığın çözümü amacıyla başvurulan tahkim usulü çerçevesinde görevlendirilen vatandaş veya yabancı hakemlere, f)Uluslararası bir anlaşmaya dayalı olarak kurulan uluslararası veya uluslarüstü örgütlerin görevlilerine veya temsilcilerine, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması ya da uluslararası ticari işlemler nedeniyle bir işin veya haksız bir yararın elde edilmesi yahut muhafazası amacıyla; doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi ya da bunlar tarafından talep veya kabul edilmesi halinde de uygulanır.
TCK 252/ 10. madde TCK’nın (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.) 252/10. maddesine göre; “(10) Dokuzuncu fıkra kapsamına giren rüşvet suçunun yurt dışında yabancı tarafından işlenmekle birlikte; a) Türkiye’nin, b) Türkiye’deki bir kamu kurumunun, c) Türk kanunlarına göre kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisinin, d) Türk vatandaşının, ---------»
TCK 252/ 10. madde tarafı olduğu bir uyuşmazlık ya da bu kurum veya kişilerle ilgili bir işlemin yapılması veya yapılmaması için işlenmesi halinde, rüşvet veren, teklif veya vaat eden; rüşvet alan, talep eden, teklif veya vaadini kabul eden; bunlara aracılık eden; rüşvet ilişkisi dolayısıyla kendisine menfaat temin edilen kişiler hakkında, Türkiye’de bulundukları takdirde, resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.”
A- Suçun Faili ve Mağduru TCK 252. madde/Suçun Maddi Unsurları SUÇUN MADDİ UNSURLARI A- Suçun Faili ve Mağduru 5237 sayılı TCK’da rüşvet suçu çok failli suç olarak düzenlenmiştir. Bir tarafta rüşvet veren; diğer tarafta ise rüşvet alan kamu görevlisi yer almaktadır. Rüşvet veren ve alan, aynı amacın gerçekleşmesini hedeflemektedirler. Ancak, rüşvet alan ve veren kişiler bakımından aranan özellikler farklı olduğundan rüşvet suçu karşılıklı işlenebilen suçlardandır. Rüşvet verme eyleminin unsurları ile rüşvet alma suçunun unsurları farklı olduğundan bu eylemlerin farklı değerlendirmeye tutulması daha doğru hukuki sonuçlar doğuracaktır.
a) Rüşvet Alan Bakımından Suçun Faili TCK 252. madde/Suçun Maddi Unsurları a) Rüşvet Alan Bakımından Suçun Faili 5237 Sayılı TCK'nın 252/1. fıkrasına göre “rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır“. Bu çerçevede rüşvet alma bakımından fail, kural olarak yalnızca TCK'nun 6. maddesinin 1. fıkrasının c bendi kapsamına giren bir kamu görevlisidir. b) Rüşvet Veren Bakımından Suçun Faili Maddede rüşvet verme açısından fail için herhangi bir nitelik aranmamıştır. Rüşvet verme bakımından fail, herhangi bir "kimse" olabilir.
TCK 252. madde/Suçun Maddi Unsurları c- Suçun Mağduru Kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine ilişkin olarak toplumda var olan inancı ihlal eden rüşvet suçunun mağduru, korunan hukuki değer de dikkate alındığında, toplumu oluşturan herkestir. TCK’nın sistematiği açısından sadece gerçek kişiler suç mağduru olabilir. Bu nedenle de devlet tüzel kişiliği, suçtan zarar gören durumundadır.
TCK 252. madde B) Maddi konu-menfaat Kamu görevlisinin durumunu maddi veya manevi bakımdan değiştirerek onu tatmin eden, almadığı, kabul etmediği haline göre kendisini daha müsait duruma getiren her şey “menfaat" kavramına dâhildir. Bu yarar maddi, manevi veya cinsel nitelikte olabilir. Menfaat kamu görevlisinin kendisine sağlanabileceği gibi, onun bilgisi dâhilinde üçüncü şahsa da temin edilebilir. Elde edilecek menfaatin fiilen alınmış olması şart değildir. Alınması veya rüşvet anlaşmasının yapılması ile fiil tamamlanmış olur.
C) Rüşvete konu işin kamu görevlisinin görevine giren bir iş olması TCK 252. madde C) Rüşvete konu işin kamu görevlisinin görevine giren bir iş olması Rüşvet suçunun oluşabilmesi için amaçlanan şeyin, kamu görevlisinin yapmakla görevli olduğu bir iş ile ilgili olması gerekir. Kamu görevlisinin görevi olmayan bir işin yapılması amacıyla menfaat temin etmesi halinde, rüşvet suçu oluşmaz. Rüşvet suçunun oluşabilmesi için yapması veya yapmaması gereken işin, kamu görevlisinin görevi olması gerekmektedir.
TCK 252. madde Ç) Rüşvet anlaşması Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.
Rüşvet Anlaşması TCK 252. madde Rüşvet suçu, menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edildiği anda tamamlanmış olur. Ancak, izlenen suç siyaseti gereği olarak, (...) kamu görevlisi ile iş sahibi arasında belli bir işin yapılması veya yapılmaması amacına yönelik menfaat temini öngören bir anlaşmanın yapılması durumunda dahi, rüşvet suçu tamamlanmış gibi cezaya hükmedilecektir. Rüşvet anlaşmasından maksat, belirli bir işin yapılması veya yapılmaması karşılığında tarafların kamu görevlisine veya onun istediği 3. bir şahsa bir yarar sağlamak üzere, kamu görevlisiyle, rüşvet veren arasında serbest iradeleri ile rızalarının uyuşmuş olmasıdır.
D) Fiil TCK 252. madde a) Rüşvet Alma Suçu Rüşvet alma suçunun maddi unsuru; kamu görevlisinin, görevinin ifası ile ilgili olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiden "rüşvet alması" veya "rüşvet konusunda kişiyle anlaşmaya varması" dır. b) Rüşvet Verme Suçu Rüşvet verme suçunun maddi unsurunu; kişinin, kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak, bir işi yapması veya yapmaması için "rüşvet vermesi" veya "rüşvet konusunda kamu görevlisiyle anlaşmaya varmasıdır”. Kural olarak rüşvet verme suçunda da hareket unsurunu "yarar sağlama” veya “rüşvet anlaşması yapma" davranışları oluşturmaktadır.
SUÇUN MANEVİ UNSURLARI TCK 252. madde SUÇUN MANEVİ UNSURLARI 5237 sayılı kanunun düzenlemesine göre rüşvet suçu ancak kasten işlenebilir. Rüşvet suçu hem doğrudan hem de muhtemel (olası) kastla işlenebilir.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ TCK 252. madde SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ A) Teşebbüs 5237 sayılı TCK’nın 252. maddesindeki yeni düzenleme nedeniyle teşebbüs olanaklı hale gelmiştir. 6352 sayılı yasa ile getirilen değişiklik sonucu, rüşvet suçuna teşebbüsün ne şekilde cezalandırılacağı düzenleme altına alınmıştır. TCK’nın 252/4. maddesi uyarınca rüşvete teşebbüs halinde “özel teşebbüs” hükmü olan bu madde uyarınca ceza indirimi yapılacak ve genel hüküm olan TCK’nın 35/2. maddesinde düzenlenen teşebbüs hükmüne gidilmeyecektir.
Bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Suçun özel görünüş şekilleri TCK 252. Madde Rüşvet suçuna teşebbüs halinde, suç tarihi 05.07.2012 tarihinden önce ise, mahkemenin lehe yasa değerlendirmesi yaparak “genel teşebbüsü düzenleyen” TCK’nın 35/2. maddesi ile, “özel teşebbüsü” düzenleyen TCK’nın 252/4. maddesinden lehe olanı sanık hakkında uygulayacaktır. Rüşvet anlaşması yapıldıktan sonra öngörülen yarar sağlanmadan ya da yapılması/yapılmaması öngörülen iş gerçekleştirilmeden önce vazgeçme durumunda, TCK'nın 36. maddesi anlamında gönüllü vazgeçmeden söz edilemez. Bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir.
İçtima konusunda genel hükümler uygulanır. Suçun özel görünüş şekilleri TCK 252. Madde B) İçtima İçtima konusunda genel hükümler uygulanır. Rüşvet alma suçu görevi kötüye kullanma suçunun özel bir şekli olması nedeniyle rüşvet alma suçunun varlığı halinde, ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan ceza verilmez. C) İştirak İştirak yönünden 6352 sayılı yasa ile değişik TCK’nın 252/5. maddesi yolu ile büyük değişiklik yapılmıştır. Bu sebeple suça iştirak edenler yönünden suç tarihine iyi bakılmalıdır.
TCK 252. Madde RÜŞVET SUÇUNA İŞTİRAK 6352 sayılı Yasa ile TCK’nın 252/5. maddesinde yapılan diğer önemli bir değişiklik de suça iştirak eden kişilere yönelik düzenlemedir. 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önce rüşvet alma suçu özgü bir suç iken, yapılan değişiklik sonucu rüşvet alma suçu özgü suç olmaktan çıkarılmıştır. Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.(TCK’nın 252/5. maddesi)
Rüşvet suçuna iştirak TCK 252. Madde a) Rüşvet alma suçuna iştirak: Rüşvet alma suçunun faili ancak 252. maddenin 1. fıkrasında sayılan ve rüşvete konu işi yapma görevi olan kamu görevlileri veya özel kanunları gereği kamu görevlisi gibi cezalandırılmaları gerekenler olabilir. Kamu görevlisi olan failler bu suça her türlü iştirak edebilir. Kamu görevlisi olmayan sanıklar bakımından; Suç tarihi 05/07/2012 tarihinden önce ise TCK’ nın 40/2. maddesi dikkate alınmalıdır.(Yani bu suça iştirak eden üçüncü şahıslar ancak azmettiren veya yardım eden sıfatıyla bu suça iştirak edebilirler) Suç tarihi 05/07/2012 tarihinden sonra ise TCK’ nın 252/5. maddesi uyarınca suça aracılık eden şahıslar asıl fail gibi cezalandırılacaktır.
b)Rüşvet verme suçuna iştirak: Rüşvet suçuna iştirak TCK 252. Madde b)Rüşvet verme suçuna iştirak: Rüşvet verme suçunun faili herhangi bir kimse olabilir. Rüşvet suçu iki taraflı ve çok failli bir suç olduğundan rüşvet veren kişi iştirak eden değil, müstakil rüşvet verme suçunun failidir. Rüşvet verme suçuna üçüncü kişiler her türlü iştirak edebilirler. Suç tarihi 05.07.2012 tarihinden sonra ise, TCK’nın 252/5. maddesi uyarınca suça aracılık eden şahıslar asil fail gibi cezalandırılacaktır.
SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ TCK 252. Madde SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ Buna göre suç haberi alan savcılık, doğrudan soruşturmaya başlamakla birlikte, durumu kamu görevlisinin mensup olduğu daireye de haber verecektir. Savcılık, yaptığı soruşturma neticesinde yeterli delil mevcut olduğu takdirde dava açacak, aksi halde takipsizlik kararı verecektir (CMK. m. 172).
GÖREVLİ MAHKEME DAVA ZAMANAŞIMI TCK 252. Madde GÖREVLİ MAHKEME 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12 nci maddesi uyarınca; rüşvet suçunun yargılanmasında ağır ceza mahkemesi görevlidir. DAVA ZAMANAŞIMI 5237 Sayılı TCK'nın 66.maddesinin "d" bendi gereğince suçun olağan zamanaşımı süresi 15 yıldır.
--------» ETKİN PİŞMANLIK TCK 252. Madde ETKİN PİŞMANLIK TCK’nın 254. maddesine 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı yasa ile getirilen en önemli değişiklik; “soruşturma başlamadan önce”ki evre yerine, “durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce”ki evrenin esas alınmasıdır. Bu düzenleme sanıklar aleyhine getirilen bir düzenleme olduğundan suç tarihinin 05.07.2012 tarihinden önce olup olmadığının mutlaka dikkate alınması gerekmektedir. Rüşveti alan ya da rüşveti veren veya bu konuda anlaşmaya varan kişi ya da rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi veya yetkili makamları haberdar etmesi hâlinde, haklarında etkin pişmanlık hükmü uygulanacaktır. --------»
Etkin pişmanlık TCK 252. Madde 05.07.2012 tarihinden önceki suçlar bakımından "soruşturmaya başlanma" anının, "adlî makamlarca suç şüphesinin öğrenilmesinden" önceki zaman dilimini içerdiği, soruşturma makamlarının ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya ona bağlı adli kolluk makamları olduğu anlaşılmaktadır. “Yetkili makamlar” ise, kamu görevlisinin çalıştığı kurum olabileceği gibi, soruşturma yetkisi olan Cumhuriyet Başsavcılığı veya ona bağlı adli kolluk makamlar olabilir. Bu yeni düzenleme sanıkların aleyhine getirilen bir düzenleme olduğundan suç tarihine bakılarak lehe yasa değerlendirmesi yapılmalıdır.
TCK 53/(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
Sayılı Kanun Madde 17 - Bu Kanunda ve 18/06/1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikap, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 02/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.
3628 Sayılı Kanun Madde 18- Yukarıdaki fıkraya göre yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.