ATATÜRKÇÜLÜK VE ATATÜRK İ LKELER İ
ATATÜRKÇÜ DÜ Ş ÜNCE S İ STEM İ
ÖZELLİKLERİ; Atatürkçü düşüncenin en belirgin özelliği, aklın ve bilimin ışığında gelişmeye açık bir yön göstermesidir. Atatürk ilkelerini dogma halinden kurtaran, dogmatizm’den uzaklaştıran özelliği, işte bu noktada toplanmaktadır.
ATATÜRK İ LKELER İ
ATATÜRK İ LKELER İ N İ N DAYANDI Ğ I TEMEL ESASLAR NELERD İ R? Türk milletinin milli egemenliğe hâkim olma, sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda modern bir toplum olma, çağı yakalama ihtiyacından doğan Atatürk ilkeleri önce kendini Milliyetçilik çerçevesi içerisinde göstermiş zamanla diğer ilkelerin oluşmasına temel teşkil etmiştir. Atatürk ilke ve inkılâplarının dayandığı temel esaslar: Vatan ve millet sevgisi, Milli egemenlik, Bağımsız ve özgür düşünce, Ülke bütünlüğü ve bölünmezliği, Türk toplumuna inanma ve güvenme,
Cumhuriyetçilik Cumhuriyet bir yönetim biçimidir. Halkın kendi kendisini yönetmesi şeklidir. Milli egemenliğe dayalı devlet sistemidir. Hürriyet, eşitlik ve yönetime katılmanın güvencesidir. Cumhuriyetçilik ilkesi milli egemenlik, bağımsızlık, milliyetçilik ve halkçılık ilkeleriyle bir bütün oluşturur. Mustafa Kemal cumhuriyetçilik ilkesini tüm siyasi tartışmaların dışında tutmuştur. Bu durum aynı zamanda Anayasa’nın değişmez hükümleri arasında da yer almıştır.
Cumhuriyete geçiş için yapılan hazırlıklar: Amasya Genelgesi’nin yayımlanması. Erzurum ve Sivas kongrelerinde “ulusal egemenlik” doğrultusunda kararlar alınması. TBMM’nin açılması. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun hazırlanması. Saltanatın kaldırılması. İkinci TBMM’nin açılması.
Cumhuriyetçilik ilkesi doğrultusunda yenilikler: Cumhuriyetin ilan edilmesi. Halifeliğin kaldırılması. 1924 Anayasası’nın hazırlanması. Hukukta laikliğe geçilmesi. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması. Çok partili hayata geçilmesi.
Milliyetçilik Fransız İhtilali ile ortaya çıkan bir düşünce sistemidir. Ulusal birlik ve bütünlüğü sağlama ve sürdürmeyi amaçlar. Dil, ülkü, kültür, tarih ve vatan birliğine dayanır. Milli varlığın korunması ve sürdürülmesi için dil, kültür ve vatan birliği olan tüm fertlerin birlikte, ortak hedefler doğrultusunda çalışmasını öngörür. Milliyetçilik ilkesinin gerçekleşebilmesi için tam bağımsızlığın sağlanması zorunludur. Bu nedenle bağımsızlık ilkesi milliyetçiliği bütünler.
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan yenilikler: Türk Tarih Kurumu’nun kurularak, Türklerin kurdukları uygarlıkların araştırılması ve insanlık tarihine yaptıkları katkının açığa çıkarılması. Türk Dil Kurumu’nun kurularak, Türk dilinin inceliklerinin ve öz kaynaklarının araştırılması. Milli ekonomiye geçilerek, yabancı işletmelerin millileştirilmesi.
Halkçılık Toplumsal barışı sağlamayı, sınıf ayrıcalığını önlemeyi, halkın temel sorunlarını çözmeyi ve devlet yönetimine katılmada tüm bireylere eşit imkanlar tanımayı hedefler. cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin doğal sonucudur.
Halkçılık ilkesinin gerekleri şunlardır: Hukuk kurumlarının eşitlik ilkesine bağlılığı. Devlet imkanlarının kullanımında adaletin korunması. Herkese eğitim ve yönetime katılmada fırsat eşitliği tanınması. Gelir dağılımında denge sağlanması. Toplumsal gruplar arasındaki ayrıcalıkların kaldırılması. Köylüye üretim kolaylığı sağlanması.
Halkçılık ilkesi doğrultusunda yapılan yenilikler: Soyadı Yasası’nın kabulü. Kadınlara, yönetime katılma hakkı tanınması. Aşar vergisinin kaldırılması. Devlet yatırımlarının ve sosyal hizmetlerin yaygınlaştırılması. Vatandaşların tüm devlet hizmetlerinden faydalanmasında eşitlik sağlanması.
Laiklik Hukuk kurallarının dine değil, akıl ve pozitif bilime dayanmasıdır. Din ile devlet işlerinin ayrılmasını gerektirir. Laiklik tüm siyasi tartışmaların dışında tutulmuş, bu durum Anayasa’nın değişmez maddeleri arasında da yer almıştır.
Laiklik ilkesi doğrultusunda yapılan yenilikler: Halifeliğin kaldırılması. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulü. Medreselerin kapatılması. Evkaf ve Şer’iyye Vekaleti’nin kaldırılması. Medeni Kanun’un kabulü Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun’un kabulü. Kıyafet değişikliği. Tekke ve zaviyelerin kapatılması. Yeni alfabenin kabulü. Anayasa’daki “Devletin resmi dini İslam’dır” maddesinin kaldırılması. Laikliğin Anayasal hüviyete kavuşturulması.
Toplumsal kurumların ve devlet düzeninin belli bir süreçte değiştirilmesi ve modernleştirilmesi düşüncesine açık olmadır. İnkılapları koruma ve sürdürmeyi amaçlar. Mustafa Kemal’in inkılapçılık anlayışı durağan bir nitelikte değildir. Günün gereklerine göre değişmeye ve gelişmeye açıktır. Monarşiden cumhuriyete geçiş, Hukuk sisteminin yeniden düzenlenmesi, Dil ve yazıda yapılan devrim, Yaşam tarzının değiştirilmesi, Tarım, ticaret, sanat gibi alanlarda modern esasların alınması inkılapçılık ilkesinin göstergelerindendir. İ nkılapçılık
Atatürk ilkelerine sahip çıkmak ve devamlılığını sağlamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını sürdürmesi yönünden büyük önem taşımaktadır. Günümüzde de bu ilkelere sahip çıkıp devamlılığını sağlamak şu nedenlerden dolayı zorunludur: 1-Bağımsızlığımızı ve milli bütünlüğümüzü korumak ve sürekli kılmak. 2-Her alanda aklın ve bilimin egemenliğini etkin kılmak. 3-Halkın hayat seviyesini yükseltmek. 4-Gelişmiş ve ileri ülkeler arasına katılmak. 5-İnsan hak ve özgürlüklerinin gerçekleştirilmesini temel alan çağdaş demokrasiyi geliştirmek ve varlığını korumak. Neden Atatürk ilkelerine sahip çıkmak ve devamlılı ğ ını sa ğ lamak zorundayız?
M İ LL İ GÜÇ VE UNSURLARI Milli Güç; siyasi, askeri, ekonomik, nüfus, coğrafi, bilimsel, teknoloji, spiko – sosyal ve kültürel güçten oluşur. Bunlarda önem ve öncelik sırası yoktur, birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Gelişen durum ve değerlere göre bazısı diğerlerinden ehemmiyetli ve öncelikli olabilir.
a) Siyasi Güç Bir devletin ulusal hedeflerine ulaşabilmek için ve ulaşabildiklerini korumak, milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı siyasal kuvvetlere denir. b) Askeri Güç Devletin fiziki gücüdür. Türkiye gibi kritik bir coğrafyada olan bir devlet için, milli politikaların uygulanması açısından “caydırıcılık” askeri gücün güçlü olması gereklidir.
c) Ekonomik Güç Bir devletin ekonomik gücünün iyi olması milletine karşı görevlerini hakkıyla yerine getirebilmesini sağlar. d) Nüfus Gücü (Demografik Güç) Bir ülkede yaşayan insanların toplamı nüfus gücünü oluşturur. Nüfusun çokluğu her zaman pozitif değildir. Ancak eğitimli ve nitelikli nüfus avantajlı ve pozitif değerdir.
e) Coğrafi Güç Bir devletin, canlı cansız, doğala – suni tüm değerleridir. f) Bilimsel ve Teknolojik Güç Milli gücün tüm unsurları doğrudan doğruya bilimsel güçle ve teknolojiyle desteklenmediği müddetçe geri kalmaya ve etkisiz olmaya mahkumdur.
g) Psiko – Sosyal Güç Devletlerin gerçek gücü toplumların huzurlu olmasına bağlıdır. Vatandaşların birlik ve beraberlik içerisinde olması ve saygı sevgi ortamında bulunması milli güç unsurlarının vazgeçilmezlerindendir. h) Kültürel Güç Bir toplumun geçmişten gelerek ortaya koyduğu maddi ve manevi değerler bütünüdür. Kültürel birliktelik milli gücün sarsılmadan devam etmesini sağlar.
Türkiye’ye Yönelik Tehditler a)İç Tehditler Yıkıcı Faaliyetler; Amacı mevcut rejimi yıkarak yerine silah zoruyla yeni bir rejim getirmektir. Bu strateji dört safhada yerine getirilmeye çalışılır. 1. Hazırlık 2. Örgütlenme 3. Eylem 4. İç Savaş
b) Bölücü Faaliyetler; Tarihi süreç içerisinde emperyalist güçlerin “Şark Sorunu” teorisi ile Osmanlı devletini parçalamaları ve Mondros Ateşkesi sonrası Anadolu coğrafyasını da işgal ettikleri görülmüştür. Rusya ve Batılı Devletlerin kışkırtmaları ile 19. yüzyıl Osmanlı Devletini bölmekle uğraşan etnik isyanlarla geçmiştir. Lozan Antlaşması’yla kurulan yeni devlet geçmişten gelen Ermeni iddialarıyla uğraşmak zorunda kalmıştır.
Dış Tehditler; Dış tehditler zamanına göre ve konjöktere göre değişim göstermektedir öncesi Sovyet Rusya’nın Boğazlara hakim olma ve ideolojisini yayma politikası gereği Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturmuştur. Marksist – Leninist örgütleri desteklemiştir.
Hazırlayanlar Ceyda Cemali Elif Beyazkaz Bü ş ranur Günay Döndü Kuzu Raif Bakay
G