FP
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GEÇMİŞİ Orta Asya Türkleri’nin Müslüman olmadan önce örgün eğitim kurumlarının olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak Türk Kültürü’nün sağlam bir yaygın eğitimle oluşmuş olduğuna kuşku yoktur.
FP Türkler Müslüman olduktan sonra medrese denilen örgün eğitim örgütüyle tanıştılar. Anadolu’nun büyük kentlerinde özellikle de İstanbul’da Medreseler açılmıştı. Her Medresenin işleyişi ve verdiği eğitimin niteliği diğerinden farklıydı. Medreselerin kurucusu, kişiler veya vakıflardı. Her Medrese kendine özgü yapısı ve işleyişiyle örgüt oldukları için birer sistemdi.
FP OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİNİN DOĞUŞU 18.Yüzyılın son çeyreğinden başlayarak Sübyan okulları, Medreseler çoğalmaya başlamıştı. Yaygın eğitim niteliğinde olan ve meslek eğitimi veren Ahi örgütleri etkililiğini azaltmakla birlikte çalışmalarını sürdürüyordu. Saray okulu Enderun henüz kapanmamıştı.
FP Osmanlı eğitim sisteminin doğmaya başlaması 1773’de yukarıda anılan okullara ilk defa devlet eliyle açılan askeri okullar ile kiliselerin açtığı azınlık ve yabancı okullarla olmuştur. Tanzimat ilanına (1839) gelinceye kadar Osmanlı Eğitim Sisteminin başlangıcı okullar üç kümede toplanmaktaydı. Din okulları Yeni okullar Kilise okulları
FP Din Okulları Sübyan okulları ve Medrese adını alan bu okullar kişi yada vakıflarca açılmıştı ve Müftülüklerce sınırlı olarak denetlenmekteydi. Orduya yüksek nitelikli insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan askeri okullar ile İstanbul’da açılan Sübyan okullarıydı. Yeni Okullar
FP Kilise Okulları Müslüman olmayan milletlerce ve yabancı ülkelerce açılan amacı din eğitimi vermek olan ama genellikle sömürge eğitimi veren, yabancı dilli okullardı. Müslüman olmayan azınlıkların ve yabancı ülkelerin açtığı bu okullar din eğitimi vermek amacıyla açılmıştı. Zamanla bu amaçlarının dışına taşmış ve çağlarına uygun gelişmiş eğitim programları uygulayan, nitelikli insan gücü yetiştiren okullara dönüşmüştü.
FP 1845’te bir Eğitim Geçici Meclisi kuruldu. Bu meclis 1849’da Eğitim Genel Meclisi adını aldı. 1851’de okulların ders kitaplarını hazırlayacak bir başka meclis Encümen-i Daniş kuruldu ve 1902 yılına kadar görevini sürdürdü Islahat Fermanına göre Osmanlı ülkesindeki tüm milletler okul açma hakkı kazandı. Ayrıca Osmanlı devletinin açtığı tüm askeri ve sivil okulların kapısı, yalnız Müslümanlara değil Müslüman olmayanlara da açıldı. Osmanlı Devletinin eğitim işlerinin Müslüman ve gayrimüslim üyelerden oluşan bir karma ‘Meclis-i Maarif’çe denetlenmesi kabul edildi.
1869 Eğitim Genel Tüzüğü’ne göre her köyde ve her mahallede kurulacak Sübyan Okullarında 4 yıl süreli ev sayısı 500 ve daha yukarı olan yerleşim birimlerinde açılacak Rüştiye Okulları 4 yıl süreli olacaktı. Bu iki okul ilköğretimi oluşturacaktı ve Sübyan Okulu çağ çocuklarına zorunluydu. Tüzüğe göre Orta öğretimi İdadi Okulları oluşturacaktı. İdadi 3 yıllık birinci devreyle 3 yıllık ikinci devreden oluşacaktı. 2 devreli açılan İdadinin adı Sultani olacaktı. Ancak Cumhuriyete kadar bu sistem yalnızca İstanbul’da gerçekleştirilebildi. Osmanlı Eğitim Sistemi
FP 1869 Eğitim Genel Tüzüğü’ne göre İstanbul’da bir üniversite açılması öngörülmüştü. Tüzük ayrıca öğretmen yetiştirmeye, ders kitaplarına bütçeye, atamaya ilişkin kurallarda getirmişti. Merkezde bir Eğitim Büyük Meclisi (Meclis-i Kebir-i Maarif) ile illerde Eğitim Meclisleri kurulması isteniyordu Eğitim Genel Tüzüğünün getirmeye çalıştığı eğitim sistemi şimdiki Türk Eğitim Sisteminin temelidir. O yıldan günümüze kadar yapılan sistem çalışmaları bu tüzüğün getirdiği çerçeve içinde kalmıştır.
FP Meşrutiyet Dönemi 1876 Kanuni Esasi ile Osmanlı Devleti’ni oluşturan her milletin kendi geleneklerine göre okullar açmasına izin verildi. 1880’li yıllarda özel okulların sayısı hızla arttı açılan bu okulların kimi Batı türünde ve Fransızca, kimileri ise Arapça öğretim yapmaktaydı. Yine bu dönemde okul sayısını arttırmak için Maarif Vergisi de konulmuştu. (Eğitime Katkı Vergisi) Öğretim birliğini sağlamanın ilk girişimleri II. Meşrutiyet Döneminde yapıldı. Osmanlı ülkesindeki bütün devletleri bir devlet çatısı altında birleştirilemeyeceği anlaşılınca Türkçülük akımı güçlendi ve eğitimin millileştirilmesi çabaları arttı.
FP Latin Harflerinin Türk Diline uygulanabileceğine ilişkin görüşler verildi. Kadın eğitimine önem verilmeye başlandı de yürürlüğe konan ilköğretim geçici kanunu (Tedrisat-ı İbtidaiye-i Kanun-i Muvakkati) anaokulu ve ilkokulu düzenleyen hükümler getirmekteydi. Bu hükümler yılında kabul edilen ilköğretim ve Eğitim Kanununa kadar yürürlükte kalmıştır. İlköğretim geçici kanununa göre Anaokulları ilkokulların içinde yada ayrı olacaktır. İlkokul (Mekatib-i İbtidaiye-i Umumiye) 3 yılık sübyan ve 3 yıllık rüştiye okullarının birleşmesiyle 6 yıl süreli okul olarak kurulacaktı.Yasada ilköğretimin parasız verileceği kabul edilmişti.
FP Türkiye Eğitim Sisteminin Gelişimi Kurtuluş Savaşından sonra eğitim kurumlarında da yenileştirme çalışmaları yapıldı. Öğretimin birleştirme ve devletin denetimi altına sokmak için 3 Mart 1924 te 430 sayılı yasa (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) çıkarıldı. Yasaya uygun olarak öğretim birliğini gerçekleştirmek yeni eğitim programlarına uygun okullar açmak ve bunları yaymak için bakanlık ve taşra örgütü güçlendirilmeye çalışıldı. 1921, 1923, 1924 ve 1925 te 4 kez kongre ve bilimsel kurul (Heyet-i İlmiye) toplandı. Bu kurullarda her düzeydeki okulun eğitim programlarının Cumhuriyet geleneklerine göre düzenlenmesine çalışıldı.
FP 1928 de 1353 sayılı yasa ile Türk Alfabesi kabul edildi da yurttaşlara okuma yazma öğretmek için Millet Mektepleri açıldı. Bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi için okuma yazma seferberliği sürdürüldü de Türk Dili Tetkik Cemiyeti kuruldu. Sonradan Türk Dil Kurumu adını alan bu kurum 1938 e kadar Atatürk’ün önderliğinde çalıştı. Ülkeyi kalkındırmak ve ekonomik bunalımdan kurtarmak için 3 tür enstitü açıldı. Bunlar Köy Enstitüleri Kız Enstitüleri Erkek Sanat Enstitüleri
FP 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu Türk Eğitim Sistemine yenilik getirmekten çok 1973 yılına kadar uygulanan durumu yasallaştırması yönünden önemlidir.
FP Milli Eğitim Bakanlığı; ten tarihine kadar ‘Maarif Vekaleti’ ten tarihine kadar ‘Kültür Bakanlığı’ den tarihine kadar ‘Maarif vekilliği’ dan sonra ‘Milli Eğitim Bakanlığı‘ den sonra ‘Maarif Vekaleti’ dan sonra ‘Milli Eğitim Bakanlığı’ ten sonra ‘Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’ dan sonra ‘Milli Eğitim Bakanlığı’ adıyla örgütlenmiştir.