KONJENİTAL KALP CERRAHİSİNDE PRİMİNG SOLÜSYONUNDAKİ KANIN ETKİLERİ M. Fatih Ayık, Vedat Özel, Ender Aydemir, Doğanay Önal, Cevdet Salman, Seher Tüner,

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İnfant kardiyopulmoner by-pass’da kansız prime hedeflenmesi
Advertisements

Hâsılat kavramları Firmaların kârı maksimize ettikleri varsayılır. Kâr toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır. Kârı analiz etmek için hâsılat.
İMAL USULLERİ KAYNAK TEKNOLOJİSİ BÖLÜM 5 KESME. Esası? Oksijen saflığının etkileri? Kesme üfleci ve çalışma şekli? Yüzey kalitesi değerlendirmesi?
T.C. ORDU VALİLİĞİ İlköğretim Müfettişleri Başkanlığı TAM ÖĞRENME MODELİ TAM ÖĞRENME MODELİ.
Havalandırma Problemleri
Öznur DUMAN ELGÜL ZEKA. ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ DEĞİŞİMLER Duygu değişimlerinin hızı ve üst düzeyde yaşandığını önceden bilmek bu duygular yaşandığında.
Fatma ÇANKA KILIÇ, Durmuş KAYA, Süleyman SAPMAZ, Muharrem EYİDOĞAN, Volkan ÇOBAN, Selman ÇAĞMAN Uluslararası Enerji ve Güvenlik Kongresi Umuttepe / Kocaeli.
Dayanıklılık Antrenmanları Yöntemleri
Topiramat 1997 yılında ABD’de epilepsinin ek tedavisi için pazarlanmaya başlanmıştır.
DİYARBAKIR 2008.
MOLEKÜLER BİYOLOJİDE KULLANILAN YÖNTEMLER II:
NEPETA MEYERİ ESANSİYEL YAĞLARI İÇERİSİNDEKİ ALLELOPATİK POTANSİYELLİ TRANS-PİNOCARVEOL KİMYASALININ ALLELOPATİK ETKİSİNİN BELİRLENMESİ Veli İLHAN a, Salih.
PROTEIN METABOLIZMASı BOZUKLUKLARı 1. Serum proteinlerine ili ş kin bozukluklar Serum proteinlerine ili ş kin bozukluklar Beslenim eksikli ğ i (malnutrisyon)
Aktif Karbon Adsorpsiyonuyla Ağır Metal Giderimi ve Alevli AAS ile Tayin PEKER S1, KAŞ M.1, BAYTAK S.1  1Süleyman.
Zehra ASLAN AYDOĞDU KTÜ Aile Hekimliği AD
FİLAMENT İPLİK ÜRETİMİ
ENGELSİZ ÜNİVERSİTE FAALİYET RAPORU
FOTOSENTEZ HIZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
Obstrüktif uyku apne sendromu tanılı hastalarda; hematokrit değerleri, trombosit sayısı, ortalama trombosit hacmi ve hastalığın ağırlığı ile ilişkisi Zahide.
Adem Civan** Ramazan Arı*** Alpaslan Görücü** Mehmet Özdemir**
HASAN ALİ YÜCEL EĞİTİM FAKÜLTESİ
GEBZE PLANT MEDICAL DEPARTMENT
Ankara 112 Acil Sağlık Hizmetleri
İç Hastalıkları Klinik Stajı GİRİŞ DERSİ
B.KENANOĞLU1, T. ÇELİKKOL1, S.AKAN1, H.YETİŞİR2, D.KELEŞ3, İ. DEMİR1
HEM314 YARA BAKIMI HEMŞİRELİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurten TAŞDEMİR
M Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
Yrd.Doç.Dr. Çağdaş Erkan AKYÜREK
MASTİTİSLERİN TEDAVİSİ
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YARATICILIK VE SANAT EĞİTİMİ
Yrd.Doç.Dr. Çağdaş Erkan AKYÜREK
Sporcu beslenmesinde en önemli hedefler
PEDİATRİK KALP CERRAHİSİNDE KAN KORUMA YÖNTEMLERİ
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KARDİYOLOJİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ
Erişkin Kalp Cerrahisinde Kan Koruma Yöntemleri
KEKİK BİTKİSİNDE ZARARLI ORTHOPTERA TÜRÜ
YAĞMURUN KARIN OLUŞUMU YERYÜZÜNDE SUYUN UĞRADIĞI DEĞİŞİKLİKLER
Toplam Arz- Toplam Talep
LABORATUVAR TESTLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
HAZIRLAYAN AYŞE FATMA DUR
KASDA ENERJİ ÜRETİMİ (Açlıkta ve Toklukta)
MİKRODENETLEYİCİ KONTROLLÜ KOŞU BANDI
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
ÜNİVERSİTEDE YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE İNTERNET KULLANIMINA İLİŞKİN ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ Mehmet AKSÜT Nihat ÇAKIN 
BÖLÜM 2 Potansiyometri.
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
ARŞ.GÖR DR .KEVSER AYAR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ABD
SIVILAR Sıvıların genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Gelişim ve Temel Kavramlar
Tarımsal Meteoroloji Prof. Dr. A. Nejat EVSAHİBİOĞLU
Ekstrakorporeal Dolaşımda Tartışmalı Konseptler
BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi, 24-30/11/2008 Antalya
Bologna Eşgüdüm Komisyonlarının
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ – KIYMETLİ EVRAK HUKUKU DERS NOTLARI Bu notlar her hafta işlenecek ders planını detaylı olarak göstermesi için hazırlanmış.
Nimet IŞIK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İlköğretim Bölümü
Yenidoğanın ısı kontrolü TERMOREGÜLASYON
Bilimsel araştırma türleri (Deneysel Desenler)
Medİkal görüntülerde doktor – hasta bİlgİ gİzlİlİğİnİn sağlanmasI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Dr Mustafa KURÇALOĞLU1, FIPP Dr Sinan PEKTAŞ1
Sunum transkripti:

KONJENİTAL KALP CERRAHİSİNDE PRİMİNG SOLÜSYONUNDAKİ KANIN ETKİLERİ M. Fatih Ayık, Vedat Özel, Ender Aydemir, Doğanay Önal, Cevdet Salman, Seher Tüner, Fatma Naz, Nurcan Güzelay, Yaprak Engin, Çağatay Engin, İsa Durmaz, Yüksel Atay, Alp Alayunt Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi İzmir

Giriş Erişkin ve pediatrik olgularda Kardiyopulmoner baypas (KPB) önemli farklılıklar içermektedir. Erişkin ve pediatrik olgularda Kardiyopulmoner baypas (KPB) önemli farklılıklar içermektedir. Pediatrik olgulardaki en önemli fark hazırlanan priming solüsyonunun hastadaki kan volümünden miktar olarak daha yüksek olabilmesidir. Pediatrik olgulardaki en önemli fark hazırlanan priming solüsyonunun hastadaki kan volümünden miktar olarak daha yüksek olabilmesidir ml hacmindeki sistem devrelerinin oluşturduğu priming volümün hasta volümü ile KPB esnasında karışması ile birlikte aşırı hemodülüsyon meydana gelmesi yenidoğan ve bebeklerde kabul edilemez bir anemiye neden olmaktadır ml hacmindeki sistem devrelerinin oluşturduğu priming volümün hasta volümü ile KPB esnasında karışması ile birlikte aşırı hemodülüsyon meydana gelmesi yenidoğan ve bebeklerde kabul edilemez bir anemiye neden olmaktadır.

Bunu engellemek amacıyla, hemoglobin düzeyi ve dolaşım devresindeki oksijen taşıma kapasitesini korumak için KPB’ın başlangıç volümünde paketlenmiş eritrosit süspansiyonu kullanılmaktadır. Bunu engellemek amacıyla, hemoglobin düzeyi ve dolaşım devresindeki oksijen taşıma kapasitesini korumak için KPB’ın başlangıç volümünde paketlenmiş eritrosit süspansiyonu kullanılmaktadır. Priming ile aşırı hemodilüsyon meydana gelmesinin önlenmesi amacıyla eklenen kanın etkileri tartışmalıdır. Priming ile aşırı hemodilüsyon meydana gelmesinin önlenmesi amacıyla eklenen kanın etkileri tartışmalıdır. Bu çalışmada eklenen kanın özellikle asid-baz dengesine etkileri incelenmiştir. Bu çalışmada eklenen kanın özellikle asid-baz dengesine etkileri incelenmiştir.

Pediatrik CPB prime solüsyonu (Ege Üniversitesi) 1 Ü ERT SÜSP (Aşırı anemiye karşı) 1 Ü ERT SÜSP (Aşırı anemiye karşı) 1 Ü TDP (Albumin seviyesini korumak, onkotik basıncın düşüşünü önlemek için hacim tamamlayıcısı olarak 1 Ü TDP (Albumin seviyesini korumak, onkotik basıncın düşüşünü önlemek için hacim tamamlayıcısı olarak 200 ml kristaloid ( gereğinde hacim tamamlayıcısı, Laktatsız ringer) 200 ml kristaloid ( gereğinde hacim tamamlayıcısı, Laktatsız ringer) 3ml/kg mannitol 3ml/kg mannitol 3 mg/kg kortizon (metil prednizolon) 3 mg/kg kortizon (metil prednizolon) 1000ml’ye 1/2 amp Mg ml’ye 1/2 amp Mg ml’ye 1 amp NaHCO 3 (Anyon gap’e göre) 1000 ml’ye 1 amp NaHCO 3 (Anyon gap’e göre)

Materyal ve metod Ağırlığı 3-15 kg arasındaki 19 pediatrik olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Ağırlığı 3-15 kg arasındaki 19 pediatrik olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalık tipi, cerrahi prosedür göz ardı edilmiştir. Hastalık tipi, cerrahi prosedür göz ardı edilmiştir. Tüm hastalar preop glikoz, kan pH’sı ve laktat düzeyleri açısından normal değerlerdeki hastalar arasından seçilmiştir. Tüm hastalar preop glikoz, kan pH’sı ve laktat düzeyleri açısından normal değerlerdeki hastalar arasından seçilmiştir.

Materyal ve metod Kan gazı analizleri alfa-stat yöntemiyle tayin edilmiştir. Kan gazı analizleri alfa-stat yöntemiyle tayin edilmiştir. Tüm hastalarda yeterli pompa akımı, kan basıncı ve ılımlı hipotermi ( C) uygulanmıştır. Tüm hastalarda yeterli pompa akımı, kan basıncı ve ılımlı hipotermi ( C) uygulanmıştır. Priming solüsyonuna eklenen kan ortalama 1 ünitedir (eritrosit süspansiyonu). Priming solüsyonuna eklenen kan ortalama 1 ünitedir (eritrosit süspansiyonu).

Kan gazı ölçümleri İntraoperatif İntraoperatif Pre-KPB, Pre-KPB, KPB başladıktan 10 dk sonra, KPB başladıktan 10 dk sonra, KPB başladıktan dk sonrası KPB başladıktan dk sonrası Isınma safhası 32. derecede Isınma safhası 32. derecede KPB çıkış aşaması KPB çıkış aşaması

Sonuçlar Laktat 5mmol/lt üstünde olması ile BE -10 üstü olması koreledir (p:0.035, ki-kare univaryans analiz). Bu da laktat seviyesinin yüksekliğiyle asidozun birlikteliğini göstermektedir. Laktat 5mmol/lt üstünde olması ile BE -10 üstü olması koreledir (p:0.035, ki-kare univaryans analiz). Bu da laktat seviyesinin yüksekliğiyle asidozun birlikteliğini göstermektedir. Kan glikoz düzeylerinde anlamlı değişiklik yoktur. Ancak preprime’dan kaynaklanan yüksek glikoz düzeyleri görülmüştür. Kan glikoz düzeylerinde anlamlı değişiklik yoktur. Ancak preprime’dan kaynaklanan yüksek glikoz düzeyleri görülmüştür. K seviyesi 7 günden uzun süreli ERT kullanımında anlamlı olarak yüksektir (p:0.035). K seviyesi 7 günden uzun süreli ERT kullanımında anlamlı olarak yüksektir (p:0.035).

1 haftadan eski ERT kullanımında, BE -10 ve üzeri kan gazı sonuçlar anlamlı olarak fazladır (p:0.014, ünivaryans analiz) 1 haftadan eski ERT kullanımında, BE -10 ve üzeri kan gazı sonuçlar anlamlı olarak fazladır (p:0.014, ünivaryans analiz) 1 haftadan eski kan kullanımı intraoperatif asidoza neden olmaktadır. 1 haftadan eski kan kullanımı intraoperatif asidoza neden olmaktadır. En iyi sonuçlar 2 günden daha yeni kan kullanımı ile elde edilmiştir. En iyi sonuçlar 2 günden daha yeni kan kullanımı ile elde edilmiştir.

Tartışma Taze ERT daha dengeli metabolik yapıya sahiptir. Daha düşük K, daha fazla glukoz, daha düşük laktat ve daha yüksek pH’ya sahiptir.

4°C’de Na/K pompası çalışmaz. Bu nedenle hücre içi ve dışı K düzeyleri eşitlenir. Ayrıca, saklama sırasında oluşan hemoliz ile K düzeyi artar. ERT’deki plazma miktarı düşüktür (70ml); bu nedenle K yükü azdır. Ancak süre uzadıkça K yükü artar. ERT’nin prime dengeli bir solüsyona eklenmesi K ve laktat gibi zararlı etkileri azaltır. CPDA-1 (Sitrat-fosfat-dekstroz-adenin)’in pH’sı asidotiktir.

Solüsyon taze kana eklense dahi kan pH’sı ani bir değişiklikle düzeylerine inmektedir. Glikolizis metabolizmasına bağlı olarak laktik ve pirüvik asid akümülasyonu, ERT pH’sını daha da aşağılara indirir.

KPB prime solüsyonuna eklenen kan ne kadar uzun süre beklemişse, o derecede asidoza neden olmaktadır. KPB prime solüsyonuna eklenen kan ne kadar uzun süre beklemişse, o derecede asidoza neden olmaktadır. Gecikmiş kanda biriken laktik ve pirüvik asid, pH’yı daha da düşürerek hastayı olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Gecikmiş kanda biriken laktik ve pirüvik asid, pH’yı daha da düşürerek hastayı olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. İdeal olanı 2 günden az beklemiş kan kullanımıdır. Zorunlu kalınmadıkça 1 haftadan uzun beklemiş kan kullanılmamalıdır. İdeal olanı 2 günden az beklemiş kan kullanımıdır. Zorunlu kalınmadıkça 1 haftadan uzun beklemiş kan kullanılmamalıdır.