KAMU YÖNETİMİ.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
B. HUKUK ALANINDAKİ İNKILAPLAR Türkiye’de Anayasalar 1921 Anayasası 1.İnönü Savaşı’ndan sonra yeni Türk devletine işlerlik kazandırmak amacıyla 20 Ocak.
Advertisements

VAKIFLAR Bir hizmetin gelecekte de yapılabilmesi için belli şartlarda ve resmi bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mal.
Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti VERİMLİLİK YÖNETİMİ BECERİLERİ Ali DOĞAN ST Uzmanı 2016 Yılı Verimlilik Projeleri Değerlendirme.
AVRUPA BİRLİĞİ SİSTEMİNDE ENGELLİLER ve ÖZEL EĞİTİM
Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları
KESİN HESAP KANUNU VE ÖZELLİKLERİ
1 Konu 20: YENİ TARIM KANUNU. AMAÇ ; Tarım sektörünün ve kırsal alanın, kalkınma plân ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesi ve desteklenmesi için.
Konu 7: TARIM HUKUKU KONUSUNDA YURTTAŞLAR YASASI.
İŞLE 524 – İŞLE 531 Yönetim Muhasebesi
KIRSAL KALKINMA EYLEM PLANI ( )
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ. TOBB nedir ? Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (kısa TOBB) Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Ticaret ve Sanayi Odaları,
OKUL GELİŞİM YÖNETİM EKİBİ (OGYE).
Yeni İletişim Teknolojileri ve (E- )Demokrasi Öğr. Gör Mehmet Akif BARIŞ.
Bağımsız Denetim ile Vergi Denetimi Arasındaki Geçişler
Siyaset Sosyolojisi.
. Bologna Sürecinde İç Denetçilerin Rolü (YÖK Düzeyinde) Hazırlayan: Süreyya SÜZEN Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı İç Denetçisi.
YOL HARİTASI Okul Çevre İşbirliği Etkinliklerine İlişkin Temel Kavramlar Okul Çevre İş Birliği Etkinliklerinin Temel Özellikleri Okul Çevre İş Birliği.
Kamu Personel Yönetimine İlişkin Sorunlar. Kamu kurumlarının sahip olduğu insan kaynağı ve bu insan kaynağının nicelik ve niteliği özelde kurumsal kapasitenin.
Girişimcilik Öğr.Gör.Seda AKIN GÜRDAL. Ders Akışı İşletmenin Amaçları İşletme Çevre İlişkisi.
Veri Toplama ve Değerlendirme Sistemi Tanıtım Toplantısı.
KESİN HESAP KANUN TASARISI
ŞİRKETLER HUKUKU Genel Olarak Şirketlerin Sınıflandırılması ve Temel Özellikleri Ar. Gör. Nevfel AKKAŞOĞLU.
MERKEZ İ İ DARE (DEVLET İ DARES İ ) ÜÇÜNCÜ DERS. HEDEFLER Ülkemizde Cumhurba ş kanının seçimi, görev yetkileri ile sorumlulu ğ unun nasıl sa ğ lanaca.
Birincil ikincil Genel Yardımcı (devletler tarafından tanınan hukukun genel ilkeleri)
İDARİ YARGI SİSTEMİ VE DENETİMİNİN KAPSAMI-SINIRLARI
Kadir AKTAŞ YASAMA UZMANI. Katılımda ana kurum AY-74 Başvuru hakkı, inceleme ve karar verme görevi 3071 sayılı dilekçe hakkının kullanılmasına dair kanun.
9. Hafta KAMU HİZMETİ. HEDEFLER Kamu hizmeti kavramını tanımlayacak Kamu hizmeti türlerini öğrenecek Kamu hizmetine hakim olan ilkeleri öğrenecek Kamu.
YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER
KURUMSAL DIŞ DEĞERLENDİRME SORULARI
“Büyükkent Yönetimi Örnekleri ve Karşılaştırmalı Analizler & Stratejisi” 13 Haziran 2010-Ankara sunum: Prof. Dr.Zerrin Toprak Dokuz Eylül Üniversitesi,
İl Danışma Meclisi Formatı (Basına Açık Bölüm)
İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı Toplantısı
MSB BAKANLIĞI HARİÇ TÜM BAKANLIKLAR KANUNLA KURULUR
KAMU YÖNETİMİNDE REFORM
TOPLUMSAL YAPI Gülen SARI.
SKY 423 Avrupa Birliği ve Sağlık Politikası
İDARİ-ASKERİ- AKADEMİK-ADLİ PERSONEL AYRIMI
Kurumsal Yönetimde İç Denetimin Geleceği Esra Aydın
C) BÜROKRATİK YÖNETİM YAKLAŞIMI
Milli Eğitim Bakanlığı örgüt yapısı
İDARİ YARGIDA DAVA TÜRLERİ
YONT221 Küreselleşme ve Yerelleşme
1982 Anayasası’nda Yerel Yönetimler (V. Hafta)
ÇOCUK KORUMA HİZMETLERİNDE KOORDİNASYON STRATEJİ BELGESİ
BANKALARIN ORGANLARI GENEL KURUL
Sivil Toplum Kuruluşlarının Kanun Yapım Sürecindeki Rolü
YÜRÜTME.
Bölüm 6 Örgütsel Yönlendirme
KENT KONSEYLERİ VE PARLAMENTO
COŞKUNLAR SÜRÜCÜ KURSLARI Trafik ve Çevre Bilgisi
VERGİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI
Terör Suçları ve Türkiye
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
HUKUK BAŞLANGICI ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Yönetim Bazen faaliyet, örgüt, (kamusal) işleri sevk ve idare eden personel, idari sistem vb… Belirli bir amaç veya amaçları gerçekleştirmek için işbirliğinde.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
MERKEZİ VE MAHALLİ İDARELER
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
SİGORTA SEKTÖRÜ DÜZENLEME VE DENETLEME İŞLEMİ
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU.
Örgüt Kuramı, Örgüt Tasarımı ve Örgütsel Değişim
Sunum transkripti:

KAMU YÖNETİMİ

BİRİNCİ HAFTA TEMEL KAVRAMLAR

Hedefler Yönetim kavramını tanımlayacak Kamu yönetiminin ne anlama geldiğini öğrenecek Kamu yönetiminin unsurlarını bilecek Kamu yönetimi ile özel yönetim arasındaki benzerlikleri öğrenecek Kamu yönetimi ile özel yönetim arasındaki farklılıkları öğrenecek

1.HAFTA DERS İÇERİĞİ Yönetim Kavramı Kamu Yönetiminin Tanımı Yönetim Kavramının Farklı Anlamları Faaliyet Anlamında Yönetim Örgüt Anlamında Yönetim İdari Personel Anlamında Yönetim İdari Sistem Anlamında Yönetim Yönetim Kavramının Özellikleri Kamu Yönetiminin Tanımı Kamu Yönetiminin Elemanları Kamu Yönetim ve Özel Yönetim Benzerlikler Farklılıklar

YÖNETİM KAVRAMI Yönetimle ilgili bu tanımları ve kullanışları, “faaliyet/işlev”, “idarî sistem”, “örgüt” ve “idari personel” olarak gruplandırmak mümkündür.

Faaliyet Anlamında Yönetim Bir çok yönetim bilimi ve kamu yönetimi kitaplarında yönetim «en az iki kişinin bir araya gelerek belirli bir amaca yönelik olarak işbirliği ve koordinasyon içinde yerine getirmiş oldukları faaliyetlere» denir. Faaliyet anlamında yönetimin üç unsuru bulunmaktadır. Bunlar, insan-grup”, “etkileme ve işbirliği eylemi” “amaç”

Örgüt Anlamında Yönetim Günümüzde yönetim faaliyetlerinin büyük bir kısmı örgütler tarafından yerine getirildiğinden dolayı «yönetim» ve «örgüt» kavramları eşitlenmiş gibidirler. «İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır derken» idare kavramını örgüt anlamında kullanıyoruz.

İdari Personel Anlamında Yönetim İdari personel, yönetimin beşeri unsurunu meydana getirir. Kuralların ve politikaların uygulanması, hizmetlerin yürütülmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi, mali kaynakların sağlanması ve yönetime ilişkin diğer konular, hep personelin entelektüel gücüne, beceri ve deneyimlerine dayanır.

İdari Sistem Anlamında Yönetim Yönetim kavramı, ikinci olarak, çeşitli ülkelerin yönetim sistemlerini ve usullerini anlatmak amacıyla kullanılır. Örneğin “karşılaştırmalı yönetim” dediğimiz zaman iki ya da daha fazla ülkenin yönetim modellerinin mukayesesini ifade ediyoruz demektir.

Yönetimin Özellikleri Yönetim, birden fazla kişinin yer aldığı bir grup için söz konusudur. Yönetim bir süreçtir. Planlama : Amaçların tanımlanması, politikaların saptanması, bunların gerçekleşmesinde izlenecek yöntem ve faaliyetlerin kararlaştırılması. Örgütleme : Belirlenen planları uygulamak için gerekli etkinlikleri gruplandırarak yönetim birimleri oluşturmak Gerekli kaynakları sağlama ve düzenleme: Amaçların gerçekleştirilmesi için gerekli personel, sermaye, tesisler ve diğer malzeme imkanları bir araya getirmeyi ifade eder. Koordinasyon: Yönetsel yapı içinde çeşitli eylemlerin işbirliği ve uyum içinde yerine getirilmesini sağlama Yönlendirme: Eldeki kaynakları en uygun yoldan belirlenen amaçlara yöneltebilme çabasıdır. Denetim: Belirlenen amaçların etkin ve verimli bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesidir.

Yönetimin Özellikleri Yönetim biçimsel örgütlerde bir hiyerarşik bir düzen içinde meydana gelir. Hiyerarşi, örgütte çalışanların ast-üst ilişkisi çerçevesinde yetki ve görev bakımından derecelendirilmesidir. Yönetim, düzenli faaliyetlerden meydana gelen bir olgudur. Burada düzen kavramı, faaliyetlerin uyumlu ve sistemi olmasını ifade etmektedir. Yönetim, belirli bir amacın gerçekleştirilmesine yönelmiş çeşitli faaliyetler bütününden oluşmaktadır. Örgütte çalışanların temel görevi bu amaçları gerçekleştirmektir

KAMU YÖNETİMİNİN TANIMI Kamu kavramı, hem devlete ve hem de halka ilişkin çeşitli anlamları bünyesinde barındırır. Kelime olarak “kamu”, Türkçede, hep, bütün; bir ülkedeki halkın bütünü; halk, amme gibi anlamlara gelmektedir. “Kamu düzeni”, toplumun bütününü ilgilendiren düzeni; “kamu sektörü”, devlet eliyle yürütülen ekonomik faaliyetlerin bütününü; “kamu personeli”, devlet hizmetinde asli ve sürekli görevlerde çalışan görevlileri, “kamuoyu”, belli bir konuda toplumun büyük bir kesimince benimsenen görüş, tavır ve inançların toplamını; “kamu tüzel kişileri”, kamu yararı amacına dönük insan ve mal topluluklarını; “kamu hukuku”, devletin kuruluş ve işleyişini, öteki devletlerle, kamu tüzel kişileri ve özel kişilerle olan ilişkilerini düzenleyen kuralların bütününü anlatmaktadır. Kamu kavramı, bu örneklerde olduğu gibi “resmiyeti” ve “genelliği” anlattığı kadar, “özel” in, “gizli” nin ve “kapalı” lığın zıddı olarak “açık” lığı, “halka ait oluş” u ve “görülebilir” liği de ifade etmektedir. Kamu malları, kamu hayatı ve halk (amme) kütüphanesi gibi.

KAMU YÖNETİMİNİN TANIMI Kamu yönetimi temelde iki yönü bulunmaktadır. işlev/faaliyet yapı/örgüt

İşlevsel-Yapısal Olarak Kamu Yönetimi İşlevsel bir kavram olarak kamu yönetimi; yasaların öngördüğü işler ile kamu politikası kararlarını uygulamakla ilgili süreçler ve faaliyetlerdir Yapısal bir kavram olarak kamu yönetimi ise, devletin yürütmeye ilişkin kolunun örgütsel görünümünü yansıtır. Her devlet, yasalarla belirlenen görevlerini yerine getirmek için ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde çeşitli örgütlenmelere gider.

KAMU YÖNETİMİNİN ELEMANLARI Halk: Halk, bir ülkede yaşayan tüm bireylerden, tüketici ve üretici gruplardan, siyasi liderlerden Vb. oluşur. Örgüt: Kamu mal ve hizmetlerinin üretilmesi ve halka sunulmasının temel aracıdır. Kamu Politikası: Toplumsal sorunları tanımlama ve bunların çözümlerini belirlemedir. Norm Düzeni: Yani hukuk kurallarıdır. Mali Kaynak: Kamu maliyesi, kamu yönetiminin yapacağı işlerin belirleyici unsurudur. Hizmetlerin düzeyi ve miktarı eldeki mali kaynağa göre yapılmaktadır. Kamu Görevlileri: Kamu yönetiminin performansı aslında onu işleten personelin niteliğine bağlı olmaktadır.

KAMU YÖNETİMİ-ÖZEL YÖNETİM Yukarıda da ifade edildiği gibi yönetim genel bir faaliyettir. Yani tüm sosyal kurumlarda söz konusudur. Kamu yönetimi, yönetimin kamu kurumlarıyla ilgili olan yönünü ifade etmektedir. Özel Yönetim, özel işletmelerin yönetimini ifade etmektedir. Peki kamu yönetimi ile özel yönetim arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?

Kamu Yönetimi ve Özel Yönetim Arasındaki Benzerlikler Yönetimle ilgili örgüt teorilerinin büyük bir kısmı özel sektör kuruluşlarında yapılmaktadır. Ancak yöneticiler ister kamu sektöründe olsun ister özel sektörde çalışsınlar bu bilgi ve teknikleri kullanmaktadırlar. Bunun yanında son dönemlerde kamu yönetimi ve özel yönetim arasında ciddi yakınlaşmanın bulunduğu görülmektedir. İşletme yönetim ve tekniklerinin kamu yönetiminde de uygulanabileceği öne çıkmıştır.

Kamu Yönetimi ve Özel Yönetim Arasındaki Farklılıklar Siyasal Çevre: Siyasal Çevre: Kamu yönetimi siyasal sistemin yürütmeye ilişkin kolunu ifade eder. Siyasiler (seçimle gelenler) kararları alırlar, kamu yönetimi bunları uygulamakla görevlidir. Kamu Yararı-Özel Yarar: Yasallık, Tarafsızlık, Süreklilik: Kamu yönetimi, devletin bir parçasıdır, kuruluşu, görev ve yetkileri ile bunların nasıl kullanılacağına ilişkin çeşitli yasal düzenlemelere tabidir.

Kamu Yönetimi ve Özel Yönetim Arasındaki Farklılıklar Hesap Verme Sorumluluğu: Kamu yöneticileri, kamu kaynaklarının ve yetkilerinin kullanımı konusunda, siyasi organ ve kişilere, idari üstlerine, mali denetim birimlerine (Sayıştay), yargı organlarına, kamuoyuna, ombudsman ve başka kamusal denetim birimlerine karşı hesap vermek zorundadır.

Serbestlik: Özel işletmeler, kamu örgütlerine göre daha fazla serbestliğe sahiptirler. Kamu örgütleri devletin birer parçasıdırlar ve dolayısıyla değişik organların yoğun denetimine tabidir. Kamu yöneticileri önceden belirlenen kurallara uygun hareket etmek zorundadırlar. Kamu yöneticilerinin kamu hizmetlerini genişletmek ya da daraltmak gibi bir yetkisi yoktur. Sosyal Maliyet: Kamu yönetimi özel yönetimden farklı olarak sosyal maliyet kavramıyla da ilgilenmektedir. Sınai ve ticari faaliyetlerin nitelik ve nicelik itibariyle topluma yüklediği bir takım maliyetler bulunmaktadır. Bunlara sosyal maliyet ya da olumsuz dışsallık denir. Özel sektör sosyal maliyet kavramıyla pek ilgilenmek istemez. Onlara göre sosyal maliyeti önlemeye yönelik faaliyetler karı azaltmaktadır.

Kurumların Yapısı ve Memurların Motivasyonu: Kamu bürokratlarının faaliyetlerini rekabet motive etmemektedir. Bürokratları motive eden temel etken prestij ve otorite kazanma duygusu ile siyasi yöneticilerin ve kamuoyunun denetimidir. Kamu sektöründe prestij ve otorite hizmet maliyetlerinin düşürülmesi ve tüketicinin en iyi şekilde tatmin edilmesi değil, daha çok kurumların bütçelerinin büyüklüğü ve personel sayısına bağlıdır. Oysaki özel sektörde çalışanları kişileri motive eden temel etken piyasa mekanizmalarıdır. Özel kesimin ürettiği mal ve hizmetler, tüketici tarafından satın alınmak veya alınmamak suretiyle piyasa denetimine tabidir.

Hakemlik: Kamu yönetimi, çelişen sosyal çıkarlar arasında arabulucu niteliğinde işlev görür. Özellikle serbest piyasa ekonomisinde, oyunun bir tarafı olmaksızın sistemin işleyişini düzenler. Bu fonksiyonu yerine getirmek için bağımsız idari otoriteler kurulmuştur. Örneğin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Sermaye Piyasaları Kurulu vb. Kamu Gücü: Kamu yönetimi, amacını gerçekleştirmek için kamu gücünden yararlanır ve gerektiğinde karşı tarafın rızası olmadan tek taraflı kararlar alarak uygulayabilir. Kamu ile özel kişiler arasında eşitlik yoktur. Ancak özel kişi ve kurumlar arasındaki ilişkiler, tarafların eşitliği esasına dayanır. Kuralların Yoğunluğu: Kamu yönetiminde uygulanan usul ve kurallar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Oysaki özel kesimdeki kurallar genel çerçevelidir. Ayrıntılı değildir.

İKİNCİ HAFTA KAMU YÖNETİMİNİN ÖRGÜTLENMESİ (MERKEZDEN YÖNETİM)

HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Merkezden yönetim ilkesini tanımlayacak Merkezden yönetim ilkesinin özelliklerini öğrenecek Merkezden yönetim ilkesinin yararlarını öğrenecek Merkezden yönetim ilkesinin sakıncalarını öğrenecek Yetki genişliği ilkesini öğrenecek Yetki devri ve imza devri ilkelerini öğrenmek Merkezden yönetim kurumlarının örgütlenme biçimlerini öğrenecek Örgütlerin hangi fonksiyonlardan oluştuğunu öğrenecek

2. HAFTA DERS İÇERİĞİ Merkezden Yönetim İlkesi Merkezden yönetim ilkesinin özellikleri Merkezden yönetim ilkesinin yararları Merkezden yönetim ilkesinin sakıncaları Yetki genişliği Yetki Devri ve İmza Devri Yetki Devri ve İmza Devri Arasındaki Benzerlikler Yetki Devri ve İmza Devri Arasındaki Farklılıklar Merkezi Yönetim Kuruluşlarının Örgütlenme Biçimleri Kurumların İç yapısı

KAMU YÖNETİMİNİN ÖRGÜTLENMESİ Örgütlenme, yönetimin temel ilkelerinden biridir. Devlet, iki esasa bağlı olarak örgütlenmeye gider. Bunlar merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkeleridir. Bir devlet ne sadece merkezden yönetim ne de sadece yerinden yönetim ilkesiyle örgütlenmektedir. Her devlet belirli derecelerde bu örgütlenme ilkelerini kullanmaktadır. Ancak ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel, siyasi ve tarihi şartları dikkate alındığında bu ilkelerden biri daha önemli hale gelmektedir.

MERKEZDEN YÖNETİMİN Tanımı: Kamu hizmetlerine ilişkin karar ve faaliyetlerin merkezi hükümet ve onun hiyerarşik yapısı içinde yer alan örgütlerce yerine getirilmesidir. Türleri Siyasi merkezden yönetim: Siyasi otoritenin tek merkezde toplanmasını ifade eder. Yani bir ülkede tek bir yasama organının ve hükümetin olması dolayısıyla hukuk birliğinin bulunmasını ifade eder. Dolayısıyla farklı bölgelere ve yerleşim yerlerine göre değişen kanunlar bulunmaz. Siyasi merkeziyetçiliğe göre örgütlenen devlete üniter (tekçi) devlet denir. Örn. Türkiye, Fransa gibi İdari merkezden yönetim: Kamu hizmetlerine ilişkin politikaların belirlenmesi ve yetkisi merkezi organlarda toplanmıştır. İdari merkeziyetçilik siyasi merkeziyetçiliğin sonucudur. Siyasi anlamda merkeziyetçi olmayan bir devlette idari merkeziyetçilik bulunmaz. Ancak siyasi merkeziyetçiliğin varlığı her zaman idari merkeziyetçiliği doğurmaz

MERKEZDEN YÖNETİMİN ÖZELLİKLERİ Bütün hizmetler bir merkezde toplanmıştır. Karar almak ve alınan kararları uygulamak yetkisi merkeze aittir. Hizmetler, merkeze ait ve merkezi hiyerarşisi içinde yer alan kamu görevlileri tarafından yürütülür. Merkezi idare birimlerinde görev alacak personelin atanması işlemi merkez tarafından yürütülmektedir. Kamu hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin gelir ve giderler merkezden yönetilmektedir.

MERKEZDEN YÖNETİMİN YARARLARI Merkezden yönetim ilkesi, devlet yönetiminde birlik ve bütünlüğü sağlar. Merkezden yönetim ekonomik ve sosyal kalkınmanın bölgeler arasında dengeli bir yürütülmesini ve kamusal hizmetlerin sunulmasında bölgeler arasında eşitliği sağlayıcı bir etkisi vardır. Kamu hizmetlerinin belirlenmesi ve gerçekleştirilmesinde yerel baskılardan uzak kalındığı için daha rasyonel ve verimli bir şekilde kamu hizmetlerinin yürütülmesi mümkün olabilmektedir. Milli savunma ve diploması gibi hizmetler, yerinden yönetim ilkesine göre örgütlenemez.

MERKEZDEN YÖNETİMİN SAKINCALARI Merkezden yönetim, kırtasiyeciliği arttırır. Karar alma yetkisinin merkezde olması, taşrada bulunan memuru, merkez ile haberleşmek zorunda bırakır. Merkezden yönetim ilkesi, hizmetlerin yerel ihtiyaçlara uygun olarak yürütülmesini güçleştirir. Çünkü uzaktan yerel gereksinimleri saptamak zordur. Merkezden yönetim, demokrasi ilkesine de uygun değildir. Halkın yönetime katılmasının sınırları daraltılmış olur.

Yetki Genişliği Yetki genişliği, merkezi yönetimin taşra teşkilatının başındaki amirlerin merkeze danışmadan, merkezden emir ve talimat beklemeksizin, kendi başlarına merkez adına karar alabilmeleri demektir. Yetki genişliğinde kararlar, merkezi yönetim adına, merkezi yönetimin taşradaki bir görevlisi tarafından alınmaktadır. Ülkemizde sadece valiler yetki genişliği ilkesinden yararlanmaktadır. 1982 Anayasası’nın 126. Maddesine göre, “illerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır” denilmektedir.

Yetki genişliğinin özellikleri Kullanılan yetki merkeze aittir. Vali bu yetkiyi kendi adına değil, merkez adına kullanmaktadır. Bu yetki, bir milli kamu hizmetinin yerine getirilmesinde kullanılmaktadır. Yani yürütülen hizmet merkezi bir hizmettir. Bu yetki merkezi bir memuru tarafından kullanılmaktadır. Vali, merkeze danışmadan karar alabilse de, merkezin hiyerarşisine tabidir. Yetkinin kullanılması ile ilgili tüm gelir ve giderler merkeze aittir.

3) Yetki Devri-İmza Devri Yetki Devri: Karar alma yetkisinin bir makamdan diğer makama kişi ismi belirtmeksizin devredilmesidir ki, devreden makam, devri geri almaksızın devrettiği konuda artık karar alamaz. İmza devri: Karar alma yetkisinin ismen belirlenmiş bir kamu görevlisinden yine ismen belirlenmiş bir kamu görevlisine devredilmesidir ki, devreden görevli, devri geri almaksızın devrettiği konuda istediği zaman karar alabilir.

Yetki Devri ile İmza Devri Arasındaki Benzerlikler Yetki devri ile imza devri arasında konuları bakımından benzerlik bulunmaktadır. Her ikisinin de konusu karar alma yetkisinin devredilmesidir. Her ikisi için de yasal bir izne gerek vardır. Her ikisi de yazılı bir şekilde yapılmalıdır.

Yetki Devri ile İmza Devri Arasındaki Farklılıklar Yetki devrinde karar alma yetkisi, bir makamdan diğer makama devredilmektedir. İmza devrinde ise, karar alma yetkisi, ismen belirlenmiş bir kamu görevlisinden yine ismen belirlenmiş başka bir kamu görevlisine devredilmektedir. Yetki devrinde karar alma yetkisi, yetkiyi devreden makamdan, yetkiyi devralan makama geçmektedir. İmza devrini yapan kişi, devrettiği kişinin yerine her zaman karar alabilir. Yetki devri yoluyla yapılan işlemlerin gerçek sahibi, yetkiyi devralan kişidir. Oysaki imza devrine dayanılarak yapılan işlemlerde yetkinin gerçek sahibi yetkiyi devreden kişidir.

MERKEZİ YÖNETİM KURULUŞLARININ ÖRGÜTLENME BİÇİMLERİ Ülkemizde merkezi yönetim kuruluşları derken, hükümet, bakanlıklar ve bakanlıklara bağlı kurum ve kuruluşlar kastedilmektedir. Merkezi yönetim kuruluşları üstlendikleri faaliyetleri yerine getirebilmek için dört esasa göre örgütlenmektedir. 1) Hizmet Edilen Amaca Göre: Devletin üzerine aldığı temel görevleri yerine getirebilmek için bir bakanlık ya da ona bağlı bir birim oluşturulması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bakanlıkların çoğu hizmet edilen amaca göre örgütlenmişlerdir. 2) Hizmet Edilen Vatandaş Grubuna Göre: Vatandaş grubu özel ihtiyaçları olan ya da yaşam biçimleri ve sorunları diğerlerinden farklılık gösteren toplulukları ifade eder. Örneğin işçiler, gençler, göçmenler, yabancı uyruklular gibi. Vatandaş grubuna göre örgütlenme ya bu grubu korumak ve daha iyi hizmet etmek ya da bu grupları denetim altına almak için kurulmuştur. 3) Hizmet Edilen Alana Göre : Bu kuruluşlar belirli bölgedeki halka hizmet etmek için kurulmuşlardır. Bakanlıkların bölge, il ve ilçe kuruluşları 4) İhtisasa Göre: Aynı işlerin ya da işlemlerin bir örgüt bünyesinde toplanması anlamına gelir. Örneğin Maliye Bakanlığı

KURUMLARIN İÇ YAPISI Kamu ve özel kurumların iç yapısı, üç fonksiyona göre şekillenmektedir. Bunlar, “temel” (asli), “yardımcı” ve “kurmay” fonksiyonlardır. Temel ya da asli fonksiyonlar, bir yönetim örgütünün kuruluş nedenini oluşturan işlevlerdir. Örneğin devlet, iç ve dış güvenliği sağlamak, geçerli bir para birimi kurarak ticareti düzenlemek, kanun yapmak, bunları uygulamak ve önemli alt yapı hizmetlerini yürütmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Yardımcı fonksiyonlar ise, bir kurumun temel işlevlerini gerçekleştirmek amacıyla yapmak zorunda olduğu destek hizmetlerden oluşmaktadır. Temel ve yardımcı fonksiyonlar bir yönetim örgütünün icra (yürütme=hat-line) birimleri içinde yer almaktadır. Kurmay fonksiyonlar ise, söz konusu icra birimlerine danışmanlık yapan personelce yürütülmektedir. Kurmay personel, uzman kişilerden oluşur. Bunların görevi, yöneticilerin, karar organlarının ve yürütme birimlerinin zaman ayıramadıkları ya da yeterli bilgiye sahip olmadıkları konularda onlara danışmanlık hizmeti sunmaktır

ÜÇÜNCÜ HAFTA KAMU YÖNETİMİNİN ÖRGÜTLENMESİ (YERİNDEN YÖNETİM)

HEDEFLER Yerinden yönetim ilkesini tanımlayacak Yerinden yönetim ilkesi ile örgütlenen kuruluşların özelliklerini öğrenecek Yerinden yönetim ilkesinin çeşitlerini öğrenecek Yerinden yönetim ilkesinin yararlarını ve sakıncalarını öğrenecek Bir ülkede yerinden yönetim ilkesine neden daha çok veya neden daha az önem verildiğini bilecek Desantralizasyon kavramının ne anlama geldiğini bilecek Hizmette yerellik ilkesinin ne anlama geldiğini bilecek

İÇERİK Yerinden Yönetim (Adem-i Merkeziyet) İlkesi Siyasi Yerinden Yönetim İdari Yerinden Yönetim Yerinden Yönetim İlkesinin Özellikleri Yerinden yönetim ilkesinin Çeşitleri Coğrafi yerinden yönetim Fonksiyonel yerinden yönetim Yerinden Yönetim İlkesinin Yararları Yerinden Yönetim İlkesinin Sakıncaları Yerinden Yönetim ilkesine Daha Az Önem Verilmesinin Sebepleri Yerinden Yönetim ilkesine Daha Çok Önem Verilmesinin Sebepleri Desantralizasyon Hizmette Yerellik

YERİNDEN YÖNETİMİN TANIMI VE ÇEŞİTLERİ Siyasi ve idari yetkilerin bir bölümünün merkezi idarenin dışındaki otoritelere aktarılması anlamına gelmektedir. 1) Siyasi Yerinden Yönetim: Siyasi gücün merkezi idare ile mahalli idareler arasında paylaştırılmasını ifade eder. Siyasi yerinden yönetim ilkesi ile ortaya çıkan il,eyalet vb. mahalli yönetim üniteleri egemenliğin bir parçasıdır. Mahalli idarelere yasama ve yürütme konusunda kısmi bir bağımsızlık verilmiştir. Siyasi yerinden yönetim federal devlet sistemini ortaya çıkarmıştır. Bu sistem üniter devlet anlayışının tam tersi bir anlayışı temsil eder. 2) İdari Yerinden Yönetim: Yerel nitelikteki kamu hizmetleri ile iktisadi, ticari, kültürel ve teknik bazı fonksiyonların merkezi idarenin hiyerarşik yapısı dışındaki kamu tüzel kişilerince yürütülmesidir.

İDARİ YERİNDEN YÖNETİMİN ÖZELLİKLERİ Yerinden yönetim ilkesi ile ortaya çıkan kuruluşlar, özerk bir statüye sahiptir. Yerinden yönetim kuruluşlarının tüzel kişilikleri bulunmaktadır. İdari yerinden yönetim kuruluşlarının kendilerine ait bütçeleri bulunmaktadır. İdari yerinden yönetim kuruluşları, kendi organları tarafından yönetilmektedir. Yerinden yönetim kuruluşları, bir kanuna dayanarak kurulmakta ve ona göre yönetilmektedir.

ÇEŞİTLER Coğrafi yerinden yönetim: Mekan yerinden yönetim de denilmektedir. İdari bazı görevlerin yürütülmesi yetkisinin, merkezi idareye bağlı olmayan ve karar organları seçmenlerin oylarıyla belirlenen, bölge, il, belediye, köy gibi faaliyetleri belirli bir coğrafi alanla sınırlı olan yönetimlere verilmesini ifade eder. Bu kuruluşlara yerel yönetimler ya da mahalli idareler adını veriyoruz. Fonksiyonel Yerinden Yönetim: Belirli bazı faaliyetlerin merkezi idareden alınarak özerk kurumlara aktarılmasıdır. Burada belirli bazı fonksiyonlar özerk hale getirilmektedir. Bununla söz konusu hizmetlerin daha rasyonel, çabuk ve verimli yürütülmesi amaçlanmaktadır.

İDARİ YERİNDEN YÖNETİMİN YARARLARI Yerinden yönetim ilkesi demokratik esaslara daha uygundur. Bu yolla halkın yönetime katılması mümkün olmaktadır. Yerinden yönetim ilkesinde kırtasiyecilik azalmaktadır. Hizmetler yerel ihtiyaçlara uygun bir şekilde yerine getirilmektedir

İDARİ YERİNDEN YÖNETİMİN SAKINCALARI Yönetimde birlik ve bütünlüğün bozulmasına neden olabilir. Kamusal hizmetlerin yerine getirilmesinde bölgeler arasında eşitsizlik ortaya çıkabilir. Yerel düzeyde yeterli teknik elemen ve uzman bulma konusunda sıkıntılar yaşanabilir. Yerel yönetimler parasal güçlüklerle karşılaşmakta ve genel yönetimin yardımı ile ayakta durabilmektedir.

YERİNDEN YÖNETİME DAHA AZ ÖNEM VERİLMESİNİN SEBEPLERİ Mevcut rejim içinde yürütülmek istenilen politikayı tehdit eden bir çekişme (conflict) ve mücadele varsa, o zaman merkezi idare, mahalli idarelere daha az önem verme eğilimine girer. Otoriter bir rejim, ülkedeki siyasi örgütlere ve baskı gruplarına faaliyet izni vermeden, halk kesimlerini iktidarın politikasını desteklemek konusunda harekete geçirmek istiyorsa, o takdirde yerinden yönetime daha az önem verecektir. Kültürel değişme ve modernleşme politikası izleyen ülkeler, güçlü bir mahalli idare modeli yerine “vilayet” sistemini tercih etmektedirler. Çünkü vilayet sistemi, merkezi idareye bağımlı ve onun tayin ettiği memurlarca yönetilen bir modeldir. Siyasi partiler, ideoloji ve teşkilat bakımından merkeziyetçi bir özelliğe sahip iseler, bu tür partiler iktidara geldiklerinde ülke yönetimini merkeziyetçi anlayışa göre örgütleyecekler ve mahalli idarelerin güçlenmesine fazla ilgi göstermeyeceklerdir. Merkezi idare kurumlarında çalışan bürokrat ve memurlar, ne kadar çok yetenekli iseler, sistem mahalli idarelere daha az yetki ve kaynak aktaracaktır. Birçok ülkede merkezi bürokrasi, siyasi iktidar üzerinde bir baskı grubu gibi etki yapmaya çalışmaktadır. Bir ülkenin nüfus yapısı çok homojen bir durum gösteriyorsa, söz konusu ülkede daha az yerinden yönetim esası benimsenebilir. Merkezi hükümet, planlı kalkınma ve gelişmeye daha çok önem veriyorsa, bu amaçla merkezi düzeyde planlama ve kalkınma örgütleri meydana getirecektir.

YERİNDEN YÖNETİME DAHA ÇOK ÖNEM VERİLMESİNİN SEBEPLERİ Ülkedeki hâkim ideoloji plüralist (çoğulcu) bir niteliğe sahipse, o zaman bu sistem, yerinden yönetime daha fazla önem vermekte tereddüt göstermeyecektir. Kamu yönetiminde, merkezi idarenin taşra birimlerine daha çok yetki ve inisiyatif tanınmışsa, bu sistemde yerinden yönetime daha fazla önem verilmesi mümkündür. Coğrafi alan ve nüfus bakımından büyüklük, bir ülkenin yerinden yönetime ağırlık vermesine neden olabilir. Çünkü coğrafi büyüklük, hizmetlerin bir merkezden kararlaştırılmasını ve yürütülmesini imkânsız hale getirir. Demokratik değerler, yerinden yönetimin güçlendirilmesini gerektirir. Demokrasinin performansı, bir bakıma, mahalli idarelerin gücüyle ölçülmektedir. Bir ülkede demokrasi düşüncesi geliştikçe, yerel yönetimlere verilen önem de artar.

DESANTRALİZASYON Bu kavram Batı’da ortaya çıkmıştır. Klasik anlamda desantralizasyon merkezi idareden mahalli idarelere doğru yetki, görev ve kaynak aktarımını ifade eder. Ancak günümüzde desantralizasyon daha geniş bir anlama gelmektedir. Günümüzde, merkezi idarenin elindeki planlama, karar verme ve kamu gelirlerinin toplanması gibi idari yetkilerin bir kısmının taşra kuruluşlarına, mahalli idarelere, federe birimlere, yarı özerk kamu kuruluşlarına, meslek kuruluşlarına ve idarenin dışındaki gönüllü örgütlere aktarılmasıdır. Kısaca merkezi idarenin küçültülmesi olgusudur. Bu çerçevede yetki genişliği ve özelleştirme de bu kavram içinde değerlendirilebilir. Desantralizasyonu gerektiren sebepler şunlardır: merkezi idarenin iş yükünün artması, hizmetlerde etkinliği sağlamak, genel politikaların yerel şartlara ve ihtiyaçlara uydurulması gerekleri

HİZMETTE YERELLİK Bu ilke bireyi toplumun odak noktasına yerleştirir. «Bir hizmeti en yakın birim yürütsün» anlayışını temel alır. Bu anlayışın altında yatan temel düşünce, bireylerin ya da alt birimlerin kendi girişimleri ve olanakları ile uygulayabilecekleri yetkilerin kural olarak onlardan alınıp üst gruplara veya üst idari birimlere verilmemesidir. Bu ilke geniş bir anlamı içermekle birlikte daha çok merkezi yönetimle yerel yönetimler arasındaki görev ve yetki paylaşımında kullanılmaktadır. Buna göre, merkezi yönetim, yerel hizmetler hiç yerine getirilemiyor ya da etkin bir şekilde yerine getirilemiyorsa üstlenmelidir. Bu ilke Avrupa Birliği’nin gündeminde de önemli bir yer tutar. Bu ilke birlik içinde görev ve yetki paylaşımını belirlemektedir. Bu bağlamda mümkün olduğu ölçüde karar mekanizmalarını vatandaşa yaklaştırmak , üye devletlerin ulusal kimliklerini güvence altına almak ve haklarını korumayı amaçlamaktadır. Bu ilke Avrupa Birliği’nin kurucu unsuru olan Maastricht Antlaşmasında (1992) vurgulanmıştır.

4. Hafta TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

HEDEFLER 1982 Anayasası’nda kamu yönetiminin örgütlenmesine ilişkin temel ilkeleri öğrenmek Türk kamu yönetimini Anayasada yer alan ilkeler çerçevesinde sınıflandırmak Türk kamu yönetimi bütçeleri çerçevesinde sınıflandırmak Türk kamu yönetiminin temel özelliklerini

4. Hafta Ders İçeriği 1982 Anayasasına göre Türk Kamu Yönetimin Özellikleri Türk Kamu Yönetiminin Örgütlenmesi Türk Kamu Yönetiminin Temel Özellikleri

1982 Anayasası’nda Kamu Yönetimin Örgütlenmesine İlişkin Temel İlkeler Cumhuriyetin niteliği başlığında belirtilmektedir. «Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür» hükmü bulunmaktadır. Bu ilke, devletin niteliği olmakla birlikte kamu yönetimini de etkilemektedir. Anayasada kamu yönetimini doğrudan ilgilendiren hükümler «idare» başlığında belirtilmektedir. Anayasa kamu yönetimi, yönetim kavramı yerine idare kavramını kullanmıştır.

Anayasanın kamu yönetimine ilişkin belirlediği ilkeler şunlardır: 1) Yönetimin Bütünlüğü: Md. 123’e göre « idare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir» 2) Anayasaya göre kamu yönetimini oluşturan tüm kurumlar kanunun verdiği yetkiye dayalı olarak kurulmaktadır. 3) Merkezden Yönetim-Yerinden Yönetim: Md. 123’e göre «idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esasına dayanır» Ancak hangi hizmetlerin merkezden yönetim hangi hizmetlerin yerinden yönetim ilkesine göre örgütleneceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Ancak şöyle bir hüküm vardır. «Yerel yönetimlerin görev ve yetkileri yerinden yönetim ilkesine göre düzenlenir» 4) Yetki Genişliği: Anayasaya göre yetki genişliği illerin idaresi için söz konusudur.

Türk Kamu Yönetiminin Örgütlenmesi Ülkemizde kamu yönetimi yapısı iki biçimde sınıflandırılabilir. İlki anayasada belirtilen örgütlenme ilkeleri, ikincisi ise mali yönetim mevzuatına göre

Türk Kamu Yönetiminin Özellikleri I Türk kamu yönetimi, örgüt yapısı bakımından merkezden yönetim ve yerinden yönetim kuruluşları olarak iki ana grupta toplanır. Ülkemizde kamu yönetimi kuruluş ve görevleriyle bir bütündür. Kamu yönetimi merkezden yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarından meydana gelmiş olsa da bunlar arasında belirli bir uyum ve düzen söz konusudur. Kamu yönetimi yargı denetimi bakımından idari yargı düzenine tabidir. Türkiye’nin Tanzimat’tan bu yana en önemli özelliği yönetimde merkeziyetçiliktir. Ancak 2003 yılından itibaren kamu yönetimi reformları çerçevesinde gerçekleştirilen yeni yasal düzenlemelerle yerinden yönetime önem verilmeye başlanmıştır. Türkiye parlamenter demokrasi ile yönetilmektedir. Yürütme organı parlamento içinden çıkmaktadır ve siyasi olarak ona karşı sorumluluk taşımaktadır.

Türk Kamu Yönetiminin Özellikleri II 1980’den sonra başlayan 2000’den sonra hızlanan kamu yönetimi reformları çerçevesinde stratejik plan, performans programı, vizyon, misyon, saydamlık, hesap verebilirlik, katılımcılık, etik, hizmette yerellik, verimlilik ve etkinlik, özelleştirme, halkın memnuniyeti, hizmet standartları gibi kavramlar kamu yönetimi mevzuatına girmiştir. Bugünkü kamu yönetimi yapısı, genel çizgileriyle Osmanlı dönemindeki yapının bir devamı niteliğindedir. Devletin temel kuruluşları ile yerel yönetimler Osmanlıdan cumhuriyete intikal etmiştir. Kamu yönetimi önceleri yapı ve işleyiş bakımından gizlilik ve resmi sır esasına dayalı iken 2003 yılında Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun kabul edilmesiyle yönetimde açıklık ilkesini benimsemiştir.

Türk Kamu Yönetiminin Özellikleri III Sınıflandırma, kariyer, liyakat ve tarafsızlık ilkelerine dayanır. Sınıflandırma, benzer nitelikteki hizmetlerin belirli sınıflara ayrılmasıdır. Kariyer, memurluğun meslekleşmesidir. Liyakat, memurluğa giriş ve yükselmede bilgi, ehliyet ve diplomanın esas alınmasıdır. Tarafsızlık ise, memurların görevini yerine getirirken dil, ırk, cinsiyet, din vb. ayrımların yapılamayacağını ifade eder. Kamu yönetiminin çeşitli birimlerinde yer alan yöneticiler köken itibariyle orta tabakaya dayanmaktadır.

5. HAFTA MERKEZİ YÖNETİMİN BAŞKENT ÖRGÜTÜ

5. Hafta Ders İçeriği Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu Bakanlıklar Merkeze Yardımcı Kuruluşlar Merkeze Bağlı Kuruluşlar

Merkezi Yönetimin Başkent Örgütü Cumhurbaşkanı Ülkemizde yürütme organı Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’ndan meydana gelmektedir. Düalist yürütme –Tekli yürütme

Cumhurbaşkanının Seçimi Cumhurbaşkanı 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenimini yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından halk tarafından seçilir. (21.10.2007 tarihindeki referandumla halk tarafından seçileceği hükme bağlanmıştır). Meclis içinden yada dışından aday gösterilebilmesi için 20 milletvekilinin yazılı teklif vermesi gerekir. Son yapılan seçimde oyların toplamı ile değerlendirildiğinde %10’u geçen partiler ortak bir aday belirleyebilir. Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilir. Eğer meclis içinden bir kimse cumhurbaşkanı seçilmiş ise TBMM üyeliği son bulur. Varsa partisi ile ilişiği kesilir. Genel oyla yapılacak seçimde geçerli oyların salt çoğunluğunu alan cumhurbaşkanı olur. Eğer salt çoğunluk sağlanamazsa ilk oylamayı izleyen ikinci Pazar günü tekrar bir oylama yapılır. Bu oykamaya ilk turda en çok oy alan iki aday katılır ve oyların salt çoğunluğunu alan aday kazanır.

Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri Yasama İle İlgili Görev ve Yetkileri Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açılış konuşmasını yapmak, TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak, Kanunları yayımlamak, Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermek, Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak, Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, TBMM İçtüzüğünün, tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasa’ya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek.

Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri Yürütme ile İlgili Görev ve Yetkileri Başbakan’ı atamak ve istifasını kabul etmek, Başbakan’ın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek, Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulu’nu, başkanlığı altında toplantıya çağırmak, Yabancı devletlere Türk devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek, Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanlığını temsil etmek, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanı’nı atamak, Milli Güvenlik Kurulu’nu toplantıya çağırmak

Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri Milli Güvenlik Kurulu’na başkanlık etmek, Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak, Kararnameleri imzalamak, Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak, Devlet Denetleme Kurulu üyelerini ve başkanını atamak, Devlet Denetleme Kurulu’na inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak, Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, Üniversite rektörlerini seçmek.

Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri Yargı İle İlgili Görev ve Yetkileri Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunu, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili’ni, Askeri Yargıtay üyelerini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin bir kısmını seçmek, Cumhurbaşkanı’nın yargı ile ilgili görev ve yetkilerindendir.

Cumhurbaşkanının Sorumsuzluğu Cumhurbaşkanı yürütmenin sorumsuz kanadını oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanının Başbakan ve ilgili bakanın imzası olmadan tek başına yapabileceği belirtilen işlemler dışındaki bütün kararlardan başbakan ya da ilgili bakan sorumludur (Buna karşı imza kuralı denilmektedir). Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten dolayı suçlanabilir. Bunun için TBMM üyelerinin 1/3’ünün teklifi ve ¾’ünün kararı gerekmektedir. Cumhurbaşkanının re’sen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa mahkemesi dahil hiçbir yargı merciine başvurulamamaktadır (Bu karşı imza kuralının istisnasını oluşturmaktadır). Örneğin anayasa mahkemesi üyelerini seçmek, YÖK üyelerini seçmek, üniversite rektörlerini seçmek, Devlet Denetleme Kurulu üyelerini seçmek yetkilerini cumhurbaşkanı tek başına kullanmaktadır.

Bakanlar Kurulu Bakanlar kurulu yürütme organının siyasi yönden sorumluluk taşıyan kanadını oluşturmaktadır. Bakanlar kurulu başbakan ve bakanlardan oluşmaktadır. Bakanlar kurulu ile bakanlar arasında ast-üst ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle Bakanlıkların işlemlerine karşı Bakanlar kuruluna itirazda bulunulamaz.

Bakanlar Kurulu’nun Görev ve Yetkileri TBMM’ye sunulacak olan kanun tasarılarına son şeklini vermek, Anayasa, kanunlar, kalkınma planları ve hükümet programı çerçevesinde, kamu yönetiminin işleyişini üst düzeyde yönlendirmek ve gözetmek, Ekonomi, ticaret, güvenlik, dış politika, istihdam, eğitim, sağlık, tarım, çevre, altyapı, konut vb. konularda kamu politikaları oluşturmak ve bunları yürütmek, Üst düzey kamu yöneticilerini atamak, Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında yapacağı toplantıda olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilanına karar vermek, TBMM’den yetki alarak, kanun hükmünde kararname çıkarmak, Kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere tüzükler çıkarmak. Söz konusu tüzüklerin Danıştay’ın incelenmesinden geçmesi şarttır.

Başbakan Başbakan TBMM üyeleri arasından cumhurbaşkanınca atanır. Bakanlar ise TBMM üyeleri arasından ya da milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından başbakanca seçilmekte, seçilen bakanlar cumhurbaşkanınca atanmaktadır. Gerektiğinde bakanların görevine başbakanın önerisi üzerine cumhurbaşkanınca son verilebilir. Başbakan, bakanların görevlerinin anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzenleyici önlem almakla yükümlüdür.

Bakanlar Her bakanlığın başında bir bakan bulunur (Eskiden devlet bakanları da bulunmaktaydı ancak bunların bakanlıkları yoktu. Bunlar 08.06.2011 tarihinde çıkarılan KHK’ler ile kaldırıldı). 08.06.2011 tarihinde kabul edilen KHK’ler ile yeni hizmet bakanlıkları kurulmuştur. Bu yeni bakanlıklar şunlardır; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avrupa Birliği Bakanlığı Ekonomi Bakanlığı Gençlik ve Spor Bakanlığı Kalkınma Bakanlığı

Türkiye’deki Bakanlıklar (25 Bakanlık) Adalet Bakanlığı (Sadullah Ergin) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (Fatma Şahin) Avrupa Birliği Bakanlığı (Egemen Bağış) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Erdoğan Bayraktar): Bayındırlık ve İskan Bakanlığı kaldırıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (Nihat Ergün): Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kaldırıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Faruk Çelik) Dışişleri Bakanlığı (Ahmet Davutoğlu) Ekonomi Bakanlığı (Zafer Çağlayan)

Türkiye’de Bakanlıklar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (Taner Yıldız) Gençlik ve Spor Bakanlığı (Suat Kılıç) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (Hayati Yazıcı) İçişleri Bakanlığı (İdris Naim Şahin) Kalkınma Bakanlığı ( Cevdet Yılmaz) Kültür ve Turizm Bakanlığı (Ertuğrul Günay) Maliye Bakanlığı (Mehmet Şimşek) Milli Eğitim Bakanlığı (Ömer Dinçer) Milli Savunma Bakanlığı (İsmet Yılmaz)

Türkiye’de Bakanlıklar Orman ve Su İşleri Bakanlığı (Veysel Eroğlu) Sağlık Bakanlığı (Recep Akdağ) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Mehdi Eker) Ulaştırma Bakanlığı (Binali Yıldırım)

Bakanların Görevleri Bakanlığın en üst amiri olarak onu temsil etmek, Bakanlık hizmetlerini mevzuata, hükümetin genel siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütmek; bu amaçla yöneticilere emir ve talimat vermek, onları yönlendirmek; Bakanlığının, faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, hükümet ve yasama organı ile ilişkileri yürütmek; Bakanlık merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşların faaliyetlerini, işlemlerini ve hesaplarını denetlemek; Bakanlığının faaliyet alanına giren konularda temel politikalar üretmek ve bunları yürütmek; Bakanlığındaki personelin özlük işlerini yürütmek; Bakanlık bütçesini uygulamak.

03.06.2011 tarihinde bakanlıklarda bakan yardımcılığı adında bir kadro oluşturulmuştur. Bakan yardımcıları, hükümetin görev süresiyle sınırlı olarak görev yapar. Hükümetin görev süresi sona erdiğinde bakan yardımcılarının da görevi sona erer. Bakanlık merkez örgütü ihtiyaca göre kurulan taşra ve yurtdışı teşkilatlarından meydana gelmektedir. Bakanlık merkez örgütü görevlerini yerine getirebilmek için üç temel birimden meydana gelmektedir. Bunlar ; Ana Hizmet Birimleri: Bir bakanlığın temel görevini yerine getirmek için kurulan birimler. Danışma ve Denetim Birimleri: Ana hizmet birimlerine , bağlı ve ilgili statüdeki kuruluşlara iştişari nitelikte hizmet veren birimler Yardımcı Birimler: Ana hizmet birimleri ile danışma ve denetim birimlerine yardımcı olmak için kurulan birimlerdir.

Bakanların Sorumluluğu Bakanların siyasi, cezai ve mali anlamda sorumlulukları bulunmaktadır. Bakanların siyasi sorumluluğu bireysel ve kollektif olmak üzere iki türlüdür. 1) Bakanların Kollektif Sorumluluğu: Hükümetin genel politikasıyla ilgilidir. Genel siyasetten dolayı TBMM’de güvensizlik oyu alan hükümet düşer. 2) Bakanların Bireysel Sorumluluğu: Her bakanın kendi yetkisi içindeki işler ile emri altındakilerin eylem ve işleriyle ilgili TBMM güvensizlik oyu verebilir Bakanlar Yüce Divan olarak Anayasa Mahkemesinde de yargılanabilirler. Bakanın yüce divana gönderilmesi meclis kararı ile olur. Yüce divanda yargılanmasına karar verilen bakan bakanlıktan düşer.

Bakanlık Merkez Örgütünün Hiyerarşik Yapısı

«Bağlı», «İlgili» ve «İlişkili» Statüdeki Kuruluşlar Bağlı kuruluşlar bakanlığın hizmet veya görev alanına giren ana hizmetleri yürütmek için, bakanlığa bağlı olarak özel kanunla kurulan genel bütçe içinde ayrı bütçeli veya katma bütçeli veya özel bütçeli kuruluşladır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü, Ulaştırma Bakanlığına bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü Bağlı kuruluşların hiyerarşik yapıları bakanlık merkez örgütünün hiyerarşik yapısına benzemektedir. Genel Müdürlük, Daire Başkanlığı, Şube Müdürlüğü, Şeflik, Memurluk İlgili Kuruluşlar, özel kanun ya da statü ile kurulan İktisadi ve Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları ile bunların müessese, ortaklık ve iştirakleri veya özel hukuki, mali ve idari statüye sahip hizmet bakımdan yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Örneğin, Devlet Demir Yolları Ulaştırma Bakanlığı ile ilgilendirilmiş, Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlüğü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile ilgilendirilmiştir. İlişkili Kuruluşlar: Bağımsız İdari Otoriteler ve Düzenleyici Kurumlar

Merkezdeki Yardımcı Kuruluşlar Hükümete veya bakanlıklara görevlerinde yardımcı olmak, görüş bildirmek, bir idari işlemin tamamlanmasını sağlamak ya da denetlemek amacıyla kurulmuş çeşitli birimler vardır. Bunlar Milli Güvenlik Kurulu Danıştay Sayıştay

Milli Güvenlik Kurumu Anayasal bir organdır. 1982 Anayasası’nın 118. maddesinde düzenlenmiştir. Oluşumu: Cumhurbaşkanı başkanlığında, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından oluşur. Görevi: Milli Güvenlik ile ilgili konularda görüş bildirmek. Bu konu dışındaki bir konuda görev bildirme yetkisi yoktur. Kararlarının niteliği: Bağlayıcı değil iştişari niteliktedir. 3 Ekim 2001 tarihinde yapı ve işlevlerinde değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikle asker ve sivil dengesi sivilleri lehine bozulmuştur. Ayrıca Kurul’un aldığı kararlar Bakanlar Kurulu’nca «öncelikli olarak dikkate alınır» yerine «değerlendirilir» biçimine dönüştürüldü.

Danıştay Danıştay hem yüksek idare mahkemesi hem de devletin en yüksek danışma ve incelme merciidir. Dolayısıyla Danıştay’ın görevleri «yargılama» ve «idari» olmak üzere iki tip görevi bulunmaktadır. Yargılama görevleri: Yüksek idare mahkemesi olarak Danıştay, idare mahkemeleri ile vergi mahkemelerinde verilen kararlar ile ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülen davalarla ilgili kararlara karşı temyiz merciidir. İdari görevler: Danışma ve inceleme niteliğindedir. İdare hukuku ile ilgili sorunlar olduğu zaman Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık aracılığıyla Danıştay’a başvurulabilir. Danıştay’a danışılması bazen isteğe bağlı bazen zorunludur. Örneğin tüzük tasarılarıyla imtiyaz şartları ve sözleşmelerini incelemek zorunlu danışmadır.

Sayıştay 1982 Anayasası’nın yargı bölümünde düzenlenmiştir. Buna göre görevleri; Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetlemek, Sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak, Kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmak, Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanmasını sağlamak 3 Aralık 2010 tarhinde 6085 sayılı yeni Sayıştay Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla Sayıştay’ın denetim alanı tüm kamu idarelerini içerecek biçimde düzenlendiği görülmektedir. Buna göre Sayıştay, Merkezi yönetim , sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareleri kapsamaktadır. Bu kanunla Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu kaldırılmış, personeli, araç, gereç her türlü malları ve bütçesi Sayıştay’a devredilmiştir. Böylece Kamu İktisadi Teşebbüsleri de Sayıştay denetimi kapsamına alınmıştır. Yargı bölümünde düzenlenmesine karşın yüksek mahkeme olarak kabul edilmemektedir.

MERKEZİ YÖNETİMİN TAŞRA ÖRGÜTLENMESİ 6. HAFTA MERKEZİ YÖNETİMİN TAŞRA ÖRGÜTLENMESİ

6. Hafta Ders İçeriği İl Yönetimi İlçe Yönetimi Bucak Yönetimi Bölge Yönetimi

Merkezi Yönetimin Taşra Örgütü Taşra teşkilatı merkezi idarenin taşradaki bir uzantısıdır. Taşra teşkilatındaki birimler ne kadar çeşitli olursa olsun bir bütünün parçasıdır. Hepsi aynı devlet tüzel kişiliğinin uzantısıdır. Ülkemizde merkezi yönetimin taşra örgütlenmesi il, ilçe, Bucak ‘lardan oluşmaktadır. Bu yapıya mülki yönetim başında bulunanlara da mülki yönetici denilmektedir. Bakanlıklar bölge kuruluşları da oluşturabilmektedir. Anayasa merkezi yönetimin bölge kuruluşları da oluşturabilmesine imkan tanımaktadır.

İl Yönetimi Merkezi yönetimin temel taşra birimidir. İl ve ilçelerin kurulması, kaldırılması, merkezlerinin belirtilmesi, adlarının değiştirilmesi, bir ilçenin başka bir ile bağlanması kanunla olur. Ülkemizde ilin iki özelliği bulunmaktadır. İl özel idaresi ve il genel yönetimi Merkezi yönetimin taşra örgütü olan ilin idaresi vali, il müdürleri ve il idare kurulundan oluşur.

Vali İl yönetiminin başıdır. Devleti ve hükümeti ilde temsil eder, her bakanın mümessilidir. Valilik istisnai memurluktur. Nitelikleri, atanmaları ve özlük hakları diğer kamu görevlilerinden farklı şekilde düzenlenmiştir. Vali, İçişleri Bakanlığı’nın önerisi Bakanlar Kurulu’nun kararı ve Cumhurbaşkanının onayı ile atanır. Merkez valiliği: İl valiliği görevinden alınanlar merkez valiliğine atanmaktadır. Merkez valiliği bir tür bekleme yeridir.

İl Müdürleri ve İl İdare Kurulu İl Müdürleri: Bakanlıklar kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek ve halka hizmet sunabilmek için ilde gerekli örgütleri kurarlar. Bunlara bakanlıkların il kuruluşları, başındaki yöneticiye «il müdürleri» denir. İl müdürleri valinin emri altındadır. İl İdare Kurulu: İl genel yönetiminde valiye yardımcı olan bir organdır. Valinin başkanlığında hukuk işleri müdürü, defterdar, milli eğitim müdürü, çevre ve şehircilik müdürü, sağlık müdürü, gıda, tarım ve hayvancılık müdüründen oluşmaktadır.

İlçe Yönetimi İl genel yönetiminin bir alt kademesini oluşturur. İl düzeyinde örgütlenen merkezi yönetim kuruluşlarının çoğu ilçe düzeyinde de örgütlenmiştir. İlçe yönetimin başında kaymakam bulunur. Kaymakam ilçede hükümetin temsilcisi durumundadır. Kaymakam bir meslek memurluğudur. Kaymakam üçlü kararname ile atanır. İlçe Müdürleri: İlçe İdare Kurulu: Kaymakamın başkanlığında yazı işleri müdürü, mal müdürü, sağlık grup başkanı, milli eğitim müdürü, tarım ve köy işleri müdürü ve veterinerden oluşur. Başlıca görevi kaymakama yardımcı olmaktır.

Bucak Yönetimi Coğrafya, ekonomi, güvenlik ve yerel hizmetler bakımından aralarında ilişki bulunan kasaba ve köylerden oluşan yönetim birimidir. İçişleri Bakanlığının kararı ve cumhurbaşkanının onayı ile kurulur. Fiili olarak tasfiye edilmektedir. 689 bucak olmasına rağmen bunlardan sadece bir tanesinde bucak müdürü vardır. Üç organı vardır: Bucak müdürü, Bucak meclisi, bucak komisyonu

Bölge Yönetimi Yasal dayanağı anayasanın 126. maddesidir. «Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir» Bakanlık ve bağlı kuruluşların bölge teşkilatları bulunmaktadır. Örneğin Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü vb.

YEREL YÖNETİMLERE GİRİŞ 7. HAFTA YEREL YÖNETİMLERE GİRİŞ

Hedefler Yerel yönetimlerin taşıdığı önemi kavrayacak. Yerel yönetimlerin dayandığı değerleri öğrenecek. Yönetimler arası hizmet bölüşünde uygulanan ölçütleri öğrenecek 1982 Anayasasında yerel yönetimlere ilişkin yer alan düzenlemeleri öğrenecek

İçerik Yerel Yönetimlerin Dayandığı Değerler Fonksiyonel Etkinlik Demokrasi Özgürlük Özerklik Yeniden Paylaşım Yönetimlerarası Hizmet Bölüşümü Anayasa’da Yerel Yönetimler

Yerel Yönetimlerin Önemi ve Dayandığı Değerler Bir ülkede yerel yönetimlerin gücü ve etkinliği söz konusu ülkedeki demokrasinin düzeyi ile yakından ilgilidir. Yerel yönetimleri dayandığı değerleri Fonksiyonel Etkinlik Demokrasi Özgürlük Özerklik Yeniden Paylaşım

Yerel Yönetimlerin Önemi Yerel Yönetimler, yerel hizmetlerin yürütülmesinde verimli bir metot olarak görülür. Yerel yöneticiler o yöre halkının içinden çıkacağından dolayı gerekli çözümleri üretebilme imkanına sahiptir. Yerel yönetimler, yerel nitelikteki görevleri merkezi yönetimden devraldıkları için onun yükünü hafifletmiş olur. Yerel yönetimler özerk yapıları ve halka yakınlıklarından dolayı sahip oldukları teşebbüs gücünü kullanarak yeni hizmet yöntemleri geliştirebilir. Kentsel dönüşüm projeleri, tolu konutlar, beyaz masa uygulamaları, yönetime katılma gibi. Yerel yönetimler, hemşehrilik duygularının ve demokratik değerlerin etkili olmuştur. Siyasi eğitim önce yerel düzeyde başlamaktadır. Yerel yönetimler, güçlü merkezi hükümete karşı fren ve denge unsuru olabilir. Aşırı merkezileşmiş devletin tehlikesini azaltır.

Yerel Yönetimlerin Önemi Yerel Yönetimler, yerel hizmetlerin yürütülmesinde verimli bir metot olarak görülür. Yerel yöneticiler o yöre halkının içinden çıkacağından dolayı gerekli çözümleri üretebilme imkanına sahiptir. Yerel yönetimler, yerel nitelikteki görevleri merkezi yönetimden devraldıkları için onun yükünü hafifletmiş olur. Yerel yönetimler özerk yapıları ve halka yakınlıklarından dolayı sahip oldukları teşebbüs gücünü kullanarak yeni hizmet yöntemleri geliştirebilir. Kentsel dönüşüm projeleri, tolu konutlar, beyaz masa uygulamaları, yönetime katılma gibi. Yerel yönetimler, hemşehrilik duygularının ve demokratik değerlerin etkili olmuştur. Siyasi eğitim önce yerel düzeyde başlamaktadır. Yerel yönetimler, güçlü merkezi hükümete karşı fren ve denge unsuru olabilir. Aşırı merkezileşmiş devletin tehlikesini azaltır.

1982 Anayasası’nda Yerel Yönetimlere İlişkin Düzenlemeler I Yerel yönetimler, ili belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan kamu tüzel kişileridir. Yerel yönetimlerin karar organları seçimle belirlenir. Yerel yönetimlerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri yerinden ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.

1982 Anayasası’nda Yerel Yönetimlere İlişkin Düzenlemeler II Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan yerel yönetim organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar görevinden uzaklaştırabilir. Yerel yönetimlerin seçimleri beş yılda bir yapılır. Ancak, milletvekili genel veya ara seçiminden önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken mahalli idare organlarına veya bu organların üyelerine ilişkin genel ve ara seçimler, milletvekili genel ve ara seçimleriyle birlikte gerçekleştirilir

1982 Anayasası’nda Yerel Yönetimlere İlişkin Düzenlemeler III Merkezi yönetim, yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisine sahiptir. Yerel yönetimler kendi aralarında birlik kurabilirler. Birlik kurmaya ilişkin izni Bakanlar Kurulu verir. Yerel yönetimlerin merkezi yönetim ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir. Yerel yönetimlere görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır. Büyük yerleşim merkezleri için kanunla özel yönetim biçimleri oluşturulabilir. Yerel yönetimlerin mali işlemleri, Sayıştay tarafından denetlenir.

İl Özel İdaresi İl denilen coğrafi alanda faaliyet gösteren bir yerel yönetim birimidir. Merkezi yönetimin taşra örgütü olan il yönetimi ile yerel yönetim birimi olan il özel idaresinin hizmet yürüttükleri alan aynıdır. Bir yerde il özel idaresi kurulabilmesi için söz konusu yerin il statüsüne kavuşturulması gerekmektedir. İl özel idaresi ile ilgili son düzenleme 2003 yılında başlayan kamu yönetiminde yeniden yapılanma çerçevesinde 2005 yılında 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu çıkarılmıştır.

8. HAFTA İL ÖZEL İDARESİ

Hedefler İl özel idaresinin nasıl kurulduğunu öğrenecek İl özel idaresinin görevlerini öğrenecek İl özel idaresinin organlarını öğrenecek İl özel idarenin mali yapısını öğrenecek

İçindekiler I) İl Özel İdaresi Kuruluşu Görevleri Organları İl Genel Meclisi Vali İl Encümeni Mali Yapısı Gelirleri Bütçesi  

İL ÖZEL İDARESİ İl özel idaresi, il sınırları ile çevrili coğrafi alanda yaşayan insanların, mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılayan mahalli idare birimidir. Burada “coğrafi alan” ifadesi önemlidir. İl özel idaresi, ortaya çıkışı bakımından Osmanlı’ya dayanır. İl özel idaresi-il genel yönetimi ayrımı

Kuruluşu İl özel idaresi, bir yerde il kurulmasıyla birlikte başka bir işleme gerek olmaksızın kurulmaktadır. Ancak 12.11. 2012 tarih ve 6320 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4. Maddesi Büyükşehir belediyesi bulunan illerde il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır.

İl Özel İdaresinin Görevleri İl özel idaresinin görev ve sorumlulukları, belediyeler dahil il sınırları içinde ve belediye sınırları dışında olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İl Sınırları içindeki görevleri: Gençlik ve spor, tarım, sanayi, ticaret vb. ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapımı, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetler il özel idareleri tarafından gerçekleştirilir. Belediye Sınırları Dışındaki Görevleri: Köylere yönelik hizmetler ile belediye sınırları dışında kalan alanların alt yapı, katı atık, çevre, imar vb. faaliyetleri yürütmekle yetkili ve sorumludur.

İl Özel İdaresinin Organları: İl Genel Meclisi İl genel meclisinin karar organıdır. Üyeleri ilçeler adına halk tarafından seçilmektedir. İl genel meclisi başkanını il genel meclisi içinden seçilmektedir (2005 yılından önce il genel meclisine vali başkanlık yapıyordu). İl genel meclisi bir aylık tatil hariç olmak üzere her ayın ilk haftası meclis tarafından belirlenen günde toplanır. İl genel meclisi toplantıları halka açıktır. Ancak gerektiğinde kapalı oturum yapılmasına da karar verebilir. İl genel meclisi çalışmalarını ihtisas komisyonları kurarak yürütür. Kaymakamlar, ildeki kamu kuruluşlarının amirleri, üniversiteler, sendikalar, köy ve mahalle muhtarları ve STK oy hakkı olmaksızın ihtisas komisyonlarına katılıp görüş bildirebilir. ????????????

İl genel meclisi kararlarının kesinleşmesi İl genel meclisi tarafından alınan kararların tam metni, en geç beş gün içinde valiye gönderilir. Vali, hukuka aykırı gördüğü kararları, yedi gün içinde gerekçesini de belirterek yeniden görüşülmek üzere il genel meclisine iade edebilir. Valiye gönderilmeyen meclis kararları yürürlüğe girmez. Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar kesinleşir.

İl genel meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları Soru Genel görüşme Denetim komisyonu Faaliyet raporunu değerlendirme

İl Genel Meclisinin Feshi Kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu durum il özel idaresine ait işleri aksatırsa (örneğin bütçeyi zamanında görüşüp karar bağlamaz ise), İl özel idaresine verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar alırsa, İçişleri Bakanlığının bildirisi üzerine Danıştay’ın kararı ile feshedilir. Bu şekilde feshedilen meclisin yerine seçilen meclis, kalan süreyi tamamlar.

İl Özel İdaresinin Organları: Vali İl özel idaresinin yürütme organıdır. İl genel meclisi ve il encümeninin aldığı kararları uygular, il özel idaresi teşkilatını sevk ve idare eder. Vali ilçelerde il özel idaresine ait işleri yürütürken kaymakamdan yararlanır. İlçelerde, il özel idaresinin işlerini yürütmek amacıyla ilçe özel idaresi teşkilatı kurulabilir. Valinin çalışmaları il genel meclisi tarafından denetlenir. Vali bir önceki yıla ait olan faaliyet raporunu il genel meclisine sunar. Faaliyet raporundaki açıklamalar meclis üye tam sayısının ¾’ü tarafından yeterli görülmez ise yetersizlik kararı gereğinin yapılması için İçişleri Bakanlığı’na gönderilir.

İl Encümeni İl Encümeni Üye Sayısı=Vali (Başkan)+Genel Sekreter+İl genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği 3 üye+ valinin birim amirleri arasından seçeceği 2 üye=7 üye

İl Özel İdaresinin Mali Yapısı İl özel idarelerinin gelirleri genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar ve öz gelirleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İl özel idarelerine genel bütçe vergi gelirlerinden %1,15 oranında pay verilmektedir. Öz gelirleri ise kendilerine ait gelir kaynaklarından meydana gelmektedir. Örneğin çeşitli kanunlarla gösterilen vergi, resim, harç ve katılma payları . İl özel idaresi bütçesi içinde en önemli gelir kalemi genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar meydana getirmektedir. Bu payların il özel idaresi bütçesi içindeki oranı yaklaşık %85’dir.

Bütçe İlin stratejik planına uygun olarak hazırlanan il özel idare bütçesi, il özel idaresinin mali yıl ve izleyen iki yıl içindeki gelir ve gider tahminlerini gösterir, gelirlerinin toplanmasına ve harcamaların yapılmasına izin verir. Vali tarafından hazırlanan bütçe tasarısı, önce il encümeninde ele alınır ve daha sonra il genel meclisinde görüşülerek karara bağlanır.

9. HAFTA Belediye Yönetimi

Hedefler Belediye yönetiminin nasıl kurulduğunu öğrenmek Belediyelerin görevlerini öğrenmek Belediye yönetiminin organlarını öğrenmek Belediye yönetiminin mali yapısını öğrenmek 5393 sayılı Belediye Kanunun getirdiği yenilikleri öğrenmek

İçindekiler I) Belediye Yönetimi A) Yeni Belediye Kanunun Getirdiği Yenikler B) Kuruluşu C) Görev ve Yetkileri D) Organları 1) Belediye Meclisi 2) Belediye Başkanı 3) Belediye Encümeni E) Mali Yapısı 1) Gelirleri 2) Bütçesi

Belediye Yönetimi Yönetim sistemimiz içinde yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Kamu yönetiminde yeniden yapılanma çerçevesinde 1930 tarih ve 1580 sayılı Belediye Kanunu yerini 5393 sayılı Belediye Kanunu’na bırakmıştır. Bu Kanun eski Kanun’a göre oldukça önemli değişiklikler içermektedir.

5393 sayılı Belediye Kanunun Getirdiği Yenilikler Bir yerleşim yerinde belediye kurulabilmesi için gerekli nüfus kriteri, 2.000’den 5.000’e yükseltilmiştir. İdari ve mali özerklik ilkesi getirilmiştir. Yetki ve görevlerin belirlenmesinde, tadadi (liste usulü sayma) ilkeden, yetki ve genel yetki ilkesine geçilmiştir Mahalle, belediyenin bir yönetim birimi haline getirilmiştir. Hemşehri hukuku, yeniden tanımlanarak geliştirilmiştir. Belediyenin yerel hizmetler konusundaki yetki ve görevleri artırılmıştır. Belediye, salt altyapıya ilişkin yetki ve görevleri olan bir kuruluş olmaktan çıkarak, eğitim, sağlık, sosyal yardım, kültür, ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi gibi geniş bir alanda yetkili ve görevli hale gelmiştir.

Belediye yönetiminde demokrasi ve yönetime katılma ilkeleri geliştirilmektedir. Gönüllü katılım Denetimde, idari vesayet ile özerklik arasında bir denge kurulmaya çalışılmıştır. Denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, mali ve performans denetimini kapsamaktadır. Belediyelerin mali işlemlerinin, Sayıştay tarafından denetlenmesi öngörülmüştür.

Kuruluşu Bir yerde belediye kurulabilmesi için nüfusunun en az 5000 olması gerekir. Ancak il ve ilçe merkezlerinde nüfusa bakılmaksızın belediye kurulması zorunludur. Ancak, içme ve kullanma suyu havzaları ile sit ve diğer koruma alanlarında ve meskûn sahası kurulu bir belediyenin sınırlarına 5.000 metreden daha yakın olan yerleşim yerlerinde belediye kurulamaz.

Görevleri Belediyelerin görev ve yetkilerinin belirlenmesinde başlıca üç ilkeden söz edilebilir. Genel Yetki İlkesi: Kanunların yasaklamadığı ya da başka yönetim birimlerine bırakılmamış olan bütün yerel hizmetleri yürütmeye yetkilidirler. Yetki ilkesine göre belediyeler, Ancak yasama organının açıkça yetkilendirdiği konularda faaliyet gösterirler. Liste ilkesine göre belediyelerin yetki ve görevlerini kanunlar liste halinde teker teker saymaktadır. Buna tadadi usul de denilmektedir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu yetki ve genel yetki ilkesini benimsemiştir. 1580sayılı Belediye Kanunu büyük ölçüde liste ilkesini benimsemiştir.

Belediyenin Görev ve Sorumlulukları Stratejik plan, imar, ruhsat ve denetim; su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı; toplu taşıma ve şehir içi trafik, Çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar, konut, Zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans, Kültür ve sanat, turizm ve tanıtım; gençlik ve spor, sosyal hizmet ve yardım, meslek ve beceri kazandırma; kadınlar ve çocuklar için koruma evleri, Evlendirme, defin ve mezarlıklar, Ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi, Coğrafi ve kent bilgi sistemleri, Gayri sıhhi müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerle­rinin ruhsatlandırılması ve denetimi, Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım, onarım ve her türlü malzeme ihtiyaçlarını karşılama, Sağlıkla ilgili her türlü tesis açma ve işletme, Kültür ve tabiat varlıkları, tarihi doku ve kent tarihiyle ilgili mekânlar ve işlevlerin korunması, bakımı ve onarımı, Toptancı ve perakendeci halleri, otobüs terminali, fuar alanı, yat limanı ve mezbaha hizmetleri.

Belediyenin Organları: Belediye Başkanı Belediyenin başı ve yürütme organıdır. Belediye başkanı, belediye sınırları içinde yaşayan seçmenler tarafından seçilmektedir. Belediye başkanı, belediye teşkilatının en üst amiri olarak onu sevk ve idare eder. Belediye başkanı belediyenin bütün faaliyetlerinden belediye meclisine karşı sorumludur. Başkan mart ayı toplantısında bir önceki yıla ait olan faaliyet raporunu sunar. Meclis rapordaki açıklamaları 3/4 çoğunlukla yeterli görmezse «yetersizlik kararı» verir. Yetersizlik kararı mahallin mülki idare amirine gönderir. Vali dosyayı Danıştay’a gönderir. Danıştay’ın uygun görmesi halinde başkanlıktan düşer.

Aşağıdaki şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde İçişleri Bakanlığı’nın başvurusu üzerine Danıştay’ın kararıyla belediye başkanının başkanlık sıfatı düşer. Seçilme yeterliliğini kaybetmesi Görevini mazeretsiz ve kesintisiz olarak 20 günden fazla terk etmesi ve durumun mahallin mülki idare amiri tarafından tespit edilmesi Görevini sürdürmesine engel bir hastalık veya sakatlık durumunun yetkili sağlık kuruluşu raporuyla belgelenmesi Belediye meclisinin feshedilmesini gerektiren eylem ve işlemlere katılması

Belediyenin Organları: Belediye Meclisi Belediye yönetiminin karar organıdır. Üyeleri belediye sınırları içinde yaşayanlar tarafından seçilmektedir. Meclis üyelerinin sayısı, belde, kasaba ya da kentin nüfus durumuna göre 9-55 Arasında değişiklik göstermektedir. Belediye meclisi bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası toplanır. Belediye meclis toplantılarına belediye başkanı başkanlık eder. Başkanın katılmaması durumunda başkan vekili başkanlık eder. Belediye meclisinin toplantıları halka açıktır. Ancak kapalı oturum da yapılabilir. Belediye meclisi ihtisas komisyonları kurabilir. Nüfusu 10.000’in üzerinde olan belediyelerde bir önceki yıla ait gelir giderleri incelemek için denetim komisyonları oluşturmaktadır.

Belediye Meclisi Kararlarının Kesinleşmesi Belediye başkanı, hukuka aykırı gördüğü meclis kararlarını, gerekçesini de belirterek yeniden görüşülmek üzere beş gün içinde meclise iade edebilir. Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar ile yeniden görüşülmesi istenip de belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar kesinleşir. Belediye başkanı, meclisin ısrarı ile kesinleşen kararlar aleyhine on gün içinde idarî yargıya başvurabilir. Kararlar kesinleştiği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde mahallin en büyük mülkî idare amirine gönderilir. Mülkî idare amirine (illerde vali, ilçelerde kaymakam) gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez.

Belediye Meclisinin Bilgi Edinme ve Denetim Yolları Soru Genel Görüşme Gensoru Faaliyet Raporunu Değerlendirme Denetim Komisyonu

Belediye Meclisinin Feshi Belediye meclisinin feshine ilişkin nedenler ve izlenen süreç, il genel meclisi ile aynıdır.

Belediye Encümeni İl belediyeleri ve nüfusu 100.000’in üzerinde olan belediyelerde encümen üye sayısı=Belediye başkanı (başkan)+belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği 3 üye+belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği 2 üye=6 Diğer belediyelerde encümen üye sayısı=Belediye başkanı (başkan)+belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği 2 üye+belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği 1 üye=4

Belediyenin Mali Yapısı Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Ayrılan Paylar: Büyükşehir dışındaki belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden %2,85 oranında pay verilmektedir. Bu payın %80’i belediyelerin nüfuslarına göre dağıtılmaktadır. %20’si gelişmişlik endeksine göre dağıtılmaktadır. Öz gelirleri: Vergiler, harçlar ve harcamalara katılma payları Denkleştirme ödeneği: Maliye Bakanlığının bütçesinde «belediyeler denkleştirme ödeneği» bulunmaktadır. Bakanlık bu ödeneği mart ve temmuz aylarında iki eşit taksit halinde dağıtmaz üzere İller Bankasına aktaracaktır. Banka bu ödeneğin %60’ını nüfusu 5000’e kadar olan belediyelere, %40’ını ise 5001-9999 arasında olan belediyelere eşit olarak dağıtacaktır.

Bütçesi Belediye bütçe tasarısı, belediye başkanı tarafından hazırlanarak ilgili yılın Eylül ayının birinci gününden önce encümene sunulur. Encümen, bütçeyi inceleyerek görüşüyle birlikte Kasım ayının birinci gününden önce belediye meclisine sunar. Meclis bütçe tasarısını yılbaşından önce, aynen veya değiştirerek kabul eder. Kabul edilen bütçe, mali yılbaşından itibaren yürürlüğe girer. Yeni Belediye Kanunu ile belediye bütçesinin, mahallin en büyük mülki amirince onaylanması koşulu ortadan kaldırılmıştır.

Büyükşehir Belediye Yönetimi Köy Yönetimi 9. Hafta Büyükşehir Belediye Yönetimi Köy Yönetimi

Büyükşehir Belediye Yönetimi 1982 Anayasası, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri oluşturulabileceğini hükme bağlamıştır. Büyükşehir Belediyelerini 2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu düzenlemektedir. Bir yerde büyükşehir belediyesi kurulabilmesi için 1) İl merkezi olması 2) En az üç ilçe belediyesini kapsaması 3) Toplam nüfusunun 750 binden fazla olması gerekmektedir.

Görevleri İmar planı, ulaşım ana planı, su ve kanalizasyon, toplu taşımacılık, çevre sağlığı, merkezi ısıtma, itfaiye, yolcu ve yük terminalleri, anayol ve caddelerin yapımı, ağaçlandırma, spor, coğrafi ve kent bilgi sistemlerini kurma, birinci sınıf gayrisıhhî müesseseleri ruhsatlandırma, sağlık merkezleri, hastaneler, eğitim, sosyal ve kültürel hizmetler, kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokuyu koruma gibi ortak kent hizmetleri, büyükşehir belediyesinin yetki ve sorumluluğundadır.

Organları: Büyükşehir Belediye Meclisi Büyükşehir belediye yönetiminin karar organıdır. Üyeleri için ayrı bir seçim yapılmamaktadır. Büyükşehir belediyesine bağlı ilçe belediye meclis üyelerinin 1/5’i alınmak suretiyle belirlenmektedir. Büyükşehir belediye meclisi her ayın ikinci haftası toplanır. Belediye meclisi toplantıları halka açıktır. İhtisas komisyonları

Organları: Büyükşehir Belediye Encümeni Büyükşehir belediye meclisinin bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter, biri mali hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyenin katılımıyla oluşmaktadır.

Organları: Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükşehir Belediyesinin yürütme organıdır. Büyükşehir belediyesi sınırları içindeki seçmenler tarafından çoğunluk usulüne göre doğrudan seçilir. Büyükşehir tüzel kişiliğini temsil eder ve onun en üst amiri olarak belediye teşkilatını kanunlara ve stratejik plana uygun olarak sevk ve idare eder.

Mali Yapısı Vergi Gelirler: En önemli gelir kaynağı büyükşehir sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden ayrılan %5’lik paydır. Bu payın %70’i, doğrudan ilgili Büyükşehir belediye hesabına, kalan %30’luk kısmı ise Büyükşehir belediyeleri arasında nüfus esasına göre dağıtılmaktadır. Büyükşehir belediyelerinin ikinci önemli gelir kaynağı, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden büyükşehir ilçe belediyelerine ayrılan payların (bu pay %2.50’dir) %30’u Büyükşehir belediye payı olarak anakent belediyesine verilmektedir. Vergi Dışı Gelirler: harçlar, harcamalara katılma payları, belediye tarafından yönetilen kurum ve teşebbüslerden elde edilen gelirler ile diğer çeşitli gelirler bulunmaktadır. Borçlanma: iç ve dış finansman kaynaklarından sağlanan kredileri ifade etmektedir.

Köy Yönetimi Köy Kanunu’na göre nüfusu 150-2000 arasında olan yerleşim yerleri köydür. 442 sayılı Köy Kanunu ile düzenlenmektedir. Bu kanun 1924 Anayasasından önce kabul edilmiştir. Köylerin bölgeler itibariyle dağılımına bakıldığında, en çok köyün Karadeniz bölgesinde bulunduğu (%24.79) görülür ve Karadeniz’i, Doğu Anadolu (%17.36) ve İç Anadolu (%14.88) izlemektedir. En az köy ise Akdeniz bölgesinde (%8.33) bulunmaktadır.

Organları: Muhtar Muhtar, köy yönetiminin başıdır ve devletin köydeki temsilcisidir. Muhtar, köy derneği tarafından beş yıllık bir süre için seçilmektedir. Muhtarlık seçiminde siyasi partiler aday gösteremezler. Muhtarın, köy tüzel kişiliğinin yürütme organı olması sebebiyle köyle ilgili görevleri, devletin köydeki temsilcisi olması nedeniyle de devletle ilgili işlevleri bulunmaktadır. Maaşını köy bütçesi yerine devletten almaktadır.

Organları: Köy Derneği Köyün karar organıdır. Köydeki seçmenlerden meydana gelmektedir. Bu organın adının “dernek” olması, Dernekler Kanunu’na göre kurulan derneklerle bir benzerliği çağrıştırabilir. Oysa köy derneğinin, isim benzerliği dışında diğer derneklerle hiç bir ilişkisi yoktur. Köy derneğinin kaldırılması yönünde görüşler bulunmaktadır.

Mahalle Yönetimi İl, belediye ve köy gibi bir yerel yönetim birimi değildir. Yeni Belediye Kanunu ile birlikte mahalle, belediyenin bir parçası haline getirilmiştir. Mahalle yönetiminin organları, “muhtar” ve “ihtiyar heyeti” dir. İhtiyar heyeti, dört üyeden oluşmaktadır. Mahalle muhtarı ve ihtiyar heyetinin seçimi, yerel yönetim organlarının seçimleriyle birlikte yapılır. Mahallede oturan seçmenler, il genel meclisi, belediye başkanı ve belediye meclisi için oy kullandıkları gibi, mahalle muhtarı ve ihtiyar heyeti için de oy verirler.

HİZMET YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI 11. HAFTA HİZMET YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI

Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları Hizmet yerinden yönetim kuruluşları her biri ayrı bir kamu hizmetinde uzmanlaşmış kurumlardır. Hizmet yerinden yönetim kuruluşlarının özellikleri: Merkezi yönetimin hiyerarşik yapısı dışında örgütlenmişlerdir. Tüzel kişilikleri, kendilerine ait mal varlıkları, gelir kaynakları ve bütçeleri bulunmaktadır. Belirli ölçüde özerkliğe sahiptirler. Kendi organlarınca yönetilirler. Kanunla ya da kanunun verdiği yetkiye dayalı olarak kurulmaktadırlar. Kamu yönetiminin bütünlüğü içinde faaliyet gösterirler. Bunun aracı olarak idari vesayet denetimine tabidirler. Hizmet konuları, belirli işlevlerle sınırlıdır. Genellikle tek amaç için örgütlenmişlerdir. Kamu yararına yönelik olarak çalışırlar.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri Devletin ekonomik işletmelerine kamu iktisadi teşebbüsleri denilmektedir. 1930’lu yıllardan sonra devletin ekonomik ve sosyal görevleri de artmıştır. KİT’lerin ortaya çıkış sebepleri İktisadi sebepleri: Devletin ekonomiyi makro düzeyde kontrol etmek istemesi, piyasada tekellerin ortaya çıkışını önlemek, ekonominin bütünü üzerinde güçlü bir otorite kurmak istemesi ile özel sektöre önderlik yapmak, istihdama ve fiyat istikrarına katkıda bulunmak Sosyal sebepler: Kamu yararını gerçekleştirmek Siyasi sebepler: Bir takım stratejik faaliyetleri kontrol altına almak suretiyle siyasi otoriteyi güçlendirmek, sosyalist düşünceler, özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha çok milliyetçi düşünceler ve ulusal kalkınmanın devlet eliyle gerçekleştirilmesi düşüncesi

Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Yapısı Kamu iktisadi teşebbüsleri ikiye ayrılmaktadır. 1) İktisadi devlet teşekkülleri (İDT): Sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek için kurulan kamu iktisadi teşebbüsleridir. Örn: Halk Bankası, THY, Ziraat Bankası 2) Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK): Sermayesinin tamamı devlete ait olup tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsleridir. Örn: TCDD,

Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Yönetimi İki organdan meydana gelmektedir. Yönetim Kurulu: KİT’lerin en yüksek düzeyde yetkili ve sorumlu karar organıdır. Bir başkan ve beş üyeden oluşmaktadırlar. Genel müdür yönetim kurulunun başkanıdır. Üyeler atama ile iş başına gelmektedir. Genel Müdürlük: Yürütme organını oluşturmaktadır. Genel müdürlük, genel müdür, genel müdür yardımcısı ve bağlı alt birimlerden oluşmaktadır.

Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Bütçeleri ve Denetimi KİT’ler özerk bütçeli kuruluşlardır. Denetimi: Hiyerarşik denetim söz konusudur. İlgili bakanlık vesayet denetimi gerçekleştirebilir. Sayıştay TBMM adına denetler.

Mesleki Kamu Kurumları Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu meslek kuruluşları, meslek kuruluşları olarak da ifade edilmektedir. Bazı meslekler vardır ki bunlar özel özel bir yönetim ve denetimi gerektirmektedirler. Bunun için avukatlık, doktorluk, ticaret ve sanayi, mühendislik, mimarlık ve eczacılık gibi meslekleri yerine getirenlerin zorunlu üyelik ilkesine dayalı olarak ayrı bir çatı altında örgütlenmeleri öngörülmüştür. İşte bu örgütlere mesleki kamu kurumları denilmektedir. Mesleki kamu kurumları söz konusu mesleğe ait bütün üyeleri bir araya getirir, onları denetler, kamu otoriteleri önünde mesleği temsil eder, üyelerinin ortak sorunlarını iletir. Örnek: Tabip odaları, Barolar, Ticaret ve sanayi odaları, ziraat odaları, mimar ve mühendis odaları gibi.

Mesleki Kamu Kurumlarının Özellikleri Anayasal organlardır. Kanunla veya kanunun verdiği yetkiye göre kurulurlar. Kendi organları tarafından yönetilirler. Organlarını kendi üyeleri seçer. Tüzel kişiliğe sahiptirler. Belli meslek mensuplarını içlerine alırlar. İlgili meslek kuruluşlarına üye olmadan o meslek ve faaliyet yapılamaz. Kuruluş amaçları dışında faaliyet gösteremezler. Eğer kuruluş amaçları dışında faaliyet gösterirlerse sorumlu organlarının görevlerine mahkeme kararı ile son verilebilir. Devletin idari ve mali denetimine tabidir. Organlarının seçiminde siyasi partiler aday gösteremez.

Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar Üst kurullar, bağımsız idari otoriteler, düzenleyici kurullar, özerk kurumlar. Keynezyen ekonomi politikalarında devlet hem «düzenleyici» hem de «işletmeci» fonksiyonları birlikte yürütmekteydi. 1980’lerden sonra özelleştirme politikaları ile birlikte devletin işletmeci fonksiyonları piyasaya geçti. Devletin düzenleyicilik ve denetleyicilik fonksiyonları devam etti. Bunun için klasik idari yapılanmanın dışında yeni idari yapılar ortaya çıktı. Ülkemizde 1980’lerden sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Sermaye Piyasası Kurulu, RTÜK, Rekabet Kurumu, BDDK, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu

Temel Özellikleri Hizmet yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Tüzel kişiliğe, idari ve mali özerkliğe sahiptirler. Görev ve yetkileri, izin verme, kural koyma, izleme-denetleme, yaptırım uygulama, kamuoyunu bilgilendirme, görüş bildirme, anlaşmazlıkları çözme, araştırma geliştirme ve eğitim Kararlarını kurul biçiminde almaktadır. Bütçeleri, merkezi yönetim bütçesi kapsamındadır. Mali denetimi Sayıştay yapmaktadır. Bu kurumların gelirleri, büyük ölçüde ilgili oldukları sektörden karşılanmakta ve harcamaları da kendi gelirlerinden yapılmaktadır. Kurumların örgütsel yapıları karar organı olarak kurul, yürütme organı olarak da başkanlık ve hizmet birimlerinden meydana gelmektedir. İdari yargı denetimine tabidirler. İlgili ya da ilişkili statüde bulunan bakanlığın vesayet denetimine tabidirler.

KAMU YÖNETİMİNDE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 12. HAFTA KAMU YÖNETİMİNDE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

HEDEFLER Türkiye’de insan kaynakları rejiminin temel ilkelerini öğrenECEK Türkiye’de insan kaynakları rejiminin temel Özelliklerinin neler olduğunu öğrenecek Kamu görevlileri kavramını tanımlayabilecek Kamu kurumlarındaki istihdam biçimlerinin neler olduğunu öğrenecek Kamu hizmetine girişteki anayasal ilkelerin neler olduğunu öğrenecek Kamu hizmetine girişte aranacak genel şartların neler olduğunu öğrenecek Kamu hizmetine alma politikalarının neler olduğunu öğrenecek Ülkemizde memuriyete giriş sürecinin nasıl olduğunu öğrenecek

İçindekiler I) Türkiye’de İnsan Kaynakları yönetiminin Temel ilkeleri ve Özellikleri A) İnsan Kaynakları Rejiminin Temel İlkeleri B) İnsan Kaynakları Rejiminin Temel Özellikleri II) Kamu Görevlileri A) Kamu Görevlileri Kavramı B) Kamu Kurumlarındaki İstihdam Biçimleri III) Kamu Hizmetine Giriş A) Devlet Memurları Kanununa Göre Kamu Hizmetlerine Girişte Aranacak Genel ve özel Şartlar B) Hizmete Alma Politikası C) Memuriyete Giriş D) Adaylık

TÜRKİYE’DE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNİN İLKELERİ VE TEMEL ÖZELLİKLERİ İnsan Kaynakları Rejiminin Temel Özellikleri 1) Sınıflandırma: İşe alma, ücret, eğitim, terfi ve emeklilik gibi personel işlemlerinin aynı şartlara tabi tutulması gereken benzer nitelikteki hizmetlerden oluşmuş gruplara ayrılmasını ifade eder. 657 sayılı DMK, devlet memurlarını on hizmet sınıfına ayırmıştır. Bunlar, genel idare hizmetleri sınıfı (yönetim, icra, büro, vb. nitelikteki hizmetler), Teknik hizmetler sınıfı (Mühendis, mimar, fizikçi vb.), Sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı, Eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı, Avukat hizmetleri sınıfı, din hizmetleri sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı, emniyet hizmetleri sınıfı, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı, milli istihbarat hizmetleri sınıfı. 2) Kariyer: Memurluğun meslek durumuna gelmesi olgusudur. 3) Liyakat: Göreve girişte ve hizmet içi ilerlemede bilgi, görgü, diplomanın esas alınması anlamına gelmektedir.

Kamu Görevlileri Kavramı 1) Geniş anlamda kamu görevlileri: Kamu kesiminde görev yapan ve farklı hukuki statülere sahip tüm personeli içine alır. 2) Dar anlamda kamu görevlisi: Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerini asli ve sürekli olarak yerine getiren personele denir. Bunlar «memurlar» ve «diğer kamu görevlileridir»

İnsan Kaynakları Yönetiminin Temel Özellikleri Memurluk kapalı bir kariyer düşüncesine dayanmaktadır. Hiç memurluk yapmamış kişilerin bürokrasinin orta ve üst kademelerinde görev alması mümkün değildir. Memurluğa girişte genel öğrenim esastır. Kamu kurumları belirli bir iş için değil, genel bir meslek ve hizmet alanı için personel alınmaktadır. Bu nedenle hizmete giriş sınavları genel kültüre ve okul bilgisine dayanır. Hizmete giriş merkezi bir sınav sistemiyle gerçekleştirilir. Yükselmelerde kıdem ve öğrenim düzeyi belirleyici ölçüttür. Aylıklar ve ücret sınıf ve derece esasına göre düzenlenmiştir. Memurluk güvenceli bir statüdür. Memurluk gelenekçi ve şekilci bir statüdür: Büyük ölçüde hizmetlerde etkinlik, verimlilik ve hızlılık gibi çağdaş yönetim değerlerinden çok, işlemleri yazılı normlara ve bürokratik değerlere uydurmaya dayanmaktadır. Memurluk rejimi yasalarla düzenlenmektedir. Kamu personelinin yargısal denetimi özel kurallara bağlanmıştır.

Kamu Kurumlarında İstihdam Biçimleri 1) Memur: DMK’ya göre, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler memur sayılır. 2) Sözleşmeli Personel: Sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilgili kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Başkanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın görüşleri alınarak Bakanlar Kurulunca karar verilir. Geçici Personel: Bir yıldan az veya mevsimlik hizmet olduğunda sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimseler geçici personeli grubunda yer alır. İşçi: Memur, sözleşmeli personel ve geçici personel dışında kalan görevlilerdir. İşçiler hakkında DMK uygulanmaz, İş Kanunu uygulanır.

Kamu Hizmetine Giriş Kamu Hizmetlerine Girişte Anayasal İlkeler 1982 Anayasasının 70. maddesi, «Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka bir ayrım gözetilemez. Anayasanın bu düzenlemesi kamu hizmetlerine girişte , «serbestlik», «eşitlik» ve «görevin gerektirdiği nitelikler» olmak üzere üç temel ilke ortaya koymaktadır.

DMK’ya Göre Hizmete Girişte Aranan Genel Şartlar Vatandaşlık: DMK, devlet memurluğuna alınacaklarda Türk vatandaşı olma şartını aramakla birlikte, belirli bazı alanlarda yabancı uyruklu personelin «sözleşme ile istihdamına da imkan tanımıştır. Yaş: DMK memuriyete girişte yaş için bir taban belirlediği halde tavan tespit etmemiştir. Bu göre 18 yaşını tamamlayanlar memur olabilir. Ayrıca bir meslek ve sanat okulunu bitirenler , en az 15 yaşını doldurmuş olmak ve ergin kılınma kararı alınmak suretiyle memur olabilirler. Öğrenim Durumu: Memurluğa girişte en az ilköğretim diplomasına sahip olmak gerekmektedir. Ancak işin niteliğine göre adaylarda aranacak öğrenim düzeyi farklı olabilmektedir. Sağlık: Kişinin görev yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı ile ilgili bir özrünün olmaması gerekir. Kısıtlılık: Memur olmak isteyenlerde, kamu haklarından yoksun bulunmamak, bazı suçlardan dolayı mahkum olmamak şartı aranır. Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar , zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma…suçlarından mahkum olmamak gerekir. Askerlik Durumu: Askerlikle ilişkisi bulunmama şartı Özel Şartlar

Hizmete Alma Politikası Kamu hizmetine alma politikasında iki yöntem bulunmaktadır. 1) Hizmete alma yetkisinin merkezi bir organa verilmesi: İhtiyaç duyduğu personelin sayı ve niteliğini merkezi bir organa bildirir. Bu organ sınav ve seçme işlemlerini yerine getirir. 2) Hizmete alma yetkisinin bakanlık ve ilgili kamu kurumlarına bırakılması Ülkemizde kamu personelinin hizmete alınması şubat 1999 tarihine kadar kurumsal esaslara göre yürütülmekteydi.

Memuriyete Giriş Sınav: Memuriyete girişte sınav esastır. Memuriyet sınavı hem yeterlilik hem de yarışma özelliği taşımaktadır. Ülkemizde devlet memuru olarak çalışmak isteyenler, KPSS adında merkezi olarak Devlet Personel Başkanlığı’nın insiyatifinde ÖSYM tarafından yapılan bir sınava girmeleri gerekmektedir. Adaylık: Sınavda başarılı olanlar kurumlarınca aday memur olarak atanırlar. Ülkemizde adaylık süresi en az bir yıl, en çok iki yıldır. Adaylık süresi içinde başarısız olanlar veya disiplin cezası alanlar disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile memuriyetle ilişkileri kesilmektedir. Asil Memurluğa Atanma: Adaylık süresi sonunda başarılı olanlar disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile asli memurluğa atanırlar.

KAMU YÖNETİMİNDE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ (DEVAM) 13. HAFTA KAMU YÖNETİMİNDE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ (DEVAM)

Hedefler Memurların ödev ve yükümlülüklerinin neler olduğunu öğrenecek Memurlar için nelerin yasak olduğunu öğrenecek Memurların temel haklarını öğrenecek Özlük dosyasının amacını öğrenecek Memurlara verilebilecek disiplin cezalarının neler olduğunu öğrenecek

İçindekiler I) Memurların Ödev ve Yükümlülükleri II) Memurlar İçin Konan Yasaklar III) Memurların Temel Hakları IV) Özlük Dosyası ve Disiplin Cezaları

Memurların Ödev ve Yükümlülükleri Sadakat: Anayasa ve kanunlara sadakatla bağlı kalmak ve uygulamakla yükümlüdürler. Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık: Devlet memurları herhangi bir siyasi partiye üye olamayacakları gibi, herhangi bir siyasi parti, kişi ve zümrenin yararına eylem ve işlemlerde bulunamazlar. Ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğünü bozan davranışlarda bulunamazlar. Davranış ve İşbirliği: devletin itibarını zedeleyici davranışta bulunamazlar. Emirlere Uymak: İş başında bulunmak: Şubat 2011 de yapılan düzenleme ile yürütülen hizmetin niteliğine göre çalışma saat ve süreleri ile görev yerine bağlı olmaksızın çalışma imkanı getirilmiştir. Devlet malını Korumak: Mal Bildiriminde Bulunmak: Kendileri ve eşleri ile velayeti altında bulunan çocuklara ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında mal bildiriminde bulunurlar. Resmi Belge, Araç ve Gereçleri Geri Vermek: Kıyafet Düzeni:

Memurlar İçin Konan Yasaklar Toplu Eylem ve Hareketlerde Bulunma Yasağı: Grev Yasağı, Sendika Kurma ve Toplu Sözleşme: 4668 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve yapılan anayasa değişikliği. Toplu sözleşme hakkına sahiptir. Ancak uyuşmazlık çıktığında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararı kesindir. Ticaret ve Kazanç Getirici Faaliyetlerde Bulunma Yasağı: Ticaret kanununa göre tacir ve esnaf sayılmalarını gerektiren faaliyetlerde bulunamazlar. Ancak anonim şirketlere ortak olabilirler. Çiftçilikle uğraşanbilirler. Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı: Gizli Bilgilerin açıklanma Yasağı: Resmi bilgilerin açıklanması ancak yetkili bakanın izniyle mümkündür. Basına ve kamuoyuna açıklama yapma yetkisi merkezde bakan yada yetkilendireceği görevli illerde ise valilere aittir. İkinci görev yasağı: Siyasi Partilere Girme Yasağı: Yükseköğrenim elemanları ve öğrencileri bu yasak kapsamında değildir. Ayrıldığı Kuruma Karşı Görev alma Yasağı: Ayrıldığı tarihten itibaren üç yıl hizmetinde bulunduğu kuruma karşı görev alamaz.

Memurların Temel Hakları Memurluk statüsünün Kanunla Düzenlenmesi: Güvenlik Hakkı: Ceza Kovuşturulmasında Özel Güvence: Memurların ve diğer kamu görevlilerinin görevleriyle ilgili işledikleri bir suçtan yargılanabilmesi için yetkili makamların izin vermesi gerekmektedir. Savcının ilgili kamu görevlisi için soruşturma açabilmesi için idari makamların (Kaymakam, vali, genel müdür, müsteşer, bakan vb.) izin vermesi gerekir. Savcı bu karara itiraz edebilir. Ancak bazı suçlar bu kapsamda değildir. Bunlar, mal bildiriminde bulunmama, bildirimin içeriğini açıklama, haksız mal edinme, irtikap, rüşvet, zimmet, görev sırasında görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırrını açıklama.

Memurların Temel Hakları İsnat ve İftiralara Karşı Korunma: Bir memur hakkında yapılan ihbar ve şikayetin asılsız olduğu tespit edildi. Bu durumda merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde ise valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığı’ndan isterler. Müracaat, Şikayet ve Dava Açma Hakkı: Memurlar kurumlarıyla ilgili resmi şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri ve kurumları tarafından kendilerine uygulanan eylem ve işlemlerden dolayı şikayet ve dava açma hakkına sahiptirler. İzi Hakkı: Yıllık izin, Mazaret izni, hastalık ve refakat izni, aylıksız izin hakları vardır. Aylık ve yolluk hakkı: Sosyal Hakları: Aile yardımı, doğum yadımı, ölüm yardımı Emeklilik hakkı: yaş haddi, malulluk, idarenin isteği üzerine emekli olurlar.

Özlük Dosyası ve Disiplin Cezaları Eskiden sicil doyası vardı. Şubat 2011 ‘de bu kaldırıldı. Bunun yerine özlük dosyası getirildi. Bu dosyaya memurun mesleki bilgileri, mal bildirimleri, varsa inceleme, soruşturma ve denetim raporları, disiplin cezaları, ödül ve başarı belgeleri konulur.

Disiplin Cezaları Disiplin cezalarını ağırlık derecelerine göre şöyle sıralayabiliriz: 1) Uyarma: Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. 2) Kınama: Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. 3) Aylıktan kesme: Memurun bürüt aylığının 1/30-1/8 arasında kesilmesidir. 4) Kademe İlerlemesinin Durdurulması: Memurun bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 arasında durdurulmasıdır. 5) Devlet Memurluğundan Çıkarma: Bir daha devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.

Disiplin Cezasını Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar Uyarma, kınama, aylıktan kesme cezasını disiplin amirleri verir. Kademe ilerlemesinin durdurulmasını , memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulu kararı alındıktan sonra atamaya yetkili amir verir. Memurluktan çıkarma cezasını ise, amirlerin bu yoldaki isteği üzerine memurların bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu verir. Cezalara itiraz: Uyarma, kınama, aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna kademe ilerlemesinin durdurulmasına karşı yüksek disiplin kurluna itiraz edilebilir. Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.