I. Meşrutiyet ve Mutlakiyet Dönemi

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ATATÜRK’ÜN OKUDUGU OKULLAR
Advertisements

ORTAOKUL SONRASI EĞİTİM SEÇENEKLERİ
I.MEŞRUTİYET VE MUTLAKİYET DÖNEMİNDE EĞİTİM KURUMLARINDAKİ YENİLİKLER
I.MEŞRUTİYET VE MUTLAKİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN GENEL ÖZELLİKLERİ
TÜRKİYE’DE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME REFORMLARI
Türkçülük akımının nazariyatçısı / sosyolog / fikir adamı/ eğitimci
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I
İLKÖĞRETİM REFORMLARI
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ÇAĞDAŞ DEVLETE DOĞRU
12 Yıllık Zorunlu Eğitime Yönelik Uygulamalar
OKULLARDA UYGULANAN KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ uygulamaları
Sofya Manastır İstanbul Selanik Mustafa Kemal’in hayatının ve düşüncelerinin şekillenmesinde dört şehir etkili olmuştur. Bu şehirler.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
ESPAÑA SİSTEMA DE EDUCACİÓN LA EDUCACİÓN SUPERİOR LA FORMACİÓN DE LOS DOCENTES AB Ülkelerinde Eğitim Prof. Dr. Mustafa ERGÜN Nurcan BUNAR.
Ahmet Şuayip’ in Biyografisi
SOSYAL BİLGİLER KONU TARAMA SORULARI
OSMANLI’ DA EĞİTİM.
DESTEK EĞİTİM ODASI VE ÖZEL EĞİTİM SINIFLARI AÇILMA SÜRECİ VE BU SINIFLARDA DERSE GİRECEK ÖĞRETMENLER Destek eğitim odası: Kaynaştırma uygulamaları yoluyla.
TANZİMAT DÖNEMİ.
İLKÖĞRETİM REFORMLARI
OSMANLI DÖNEMİNDE EĞİTİM
KARATAY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ PDR HİZMETLERİ BÖLÜMÜ
ATATÜRK Burak Doğutaş B.
Eğitim Alanındaki Yenilikler
Mart 2012 tarihinde Türkiye genelinde gerçekleştirilecek Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri İle Her Türdeki.
OSMANLIDA DEVLETİNDE BİLİM VE BİLİM ADAMLARI
Sınıf Geçme Yönetmeliği
İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı
Sandıklı Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi
TEOG SINAVI VE TERCİH İŞLEMLERİ
ÖZEL EĞİTİM OKUL VE SINIFLARI MALTEPE RAM
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
1.ÜNİTE BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÖZET
ATATÜRK’Ü TANIYALIM Ayten IŞILDAĞ.
Türklerde Eğitimin Kısa Tarihi. İ slamiyeti kabul etmeden önce Türk toplulukları göçebe ve yarı göçebe biçimde yaşamlarını sürdürmekteydi.
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN AMAÇLARI YAPISI VE SORUNLARI
AHMET VEFİK PAŞA
MAARİF NAZIRI EMRULLAH EFENDİ VE TUBA AĞACI NAZARİYESİ
Osmanlıcılık Nedir? Osmanlıcılık, Meşrutiyet veya Anayasal Monarşi rejimini benimseyen ve hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halkoyuyla seçilen meclis.
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
MEB ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ.
Öğretmenlik Mesleğinin Özellikleri
NAMIK KEMAL.
ATATÜRKÜN ÖĞRENİM HAYATI
Islahat Fermanı (1856) Islahat Fermanı,
Okula neden devam ediyorsunuz? “Eğitim görmek için.”… Okul bizi hayata hazırlamada laboratuvar görevi görür. Sorunlara uygun çözüm yolları geliştirmemize.
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN GENEL ÖZELLİKLERİ
EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI
EĞİTİM ALANINDAKİ İNKILAPLAR
19. YÜZYIL OSMANLI DEVLETİ ISLAHATLARI
YENİLİKLER VE OSMANLI DEVLETİ
TOKİ TURGUT ÖZAL İMAM HATİP ORTAOKULU
Öğretmenlik Mesleğine Giriş
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1881 yılında, Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe.
TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL AMAÇ VE İLKELERİ
FAKÜLTEMİZ HAKKINDA Fakültemiz tarihinde kabul edilen ve tarihinde Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı.
ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU OKULLAR
Eğitim Kültür Alanında İnkılaplar
TÜRKİYE’DE EĞİTİMİN TARİHİ
GÖLCÜK ADNAN MENDERES ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 2015
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN TARİHSEL GELİŞİMİNE GENEL BİR BAKIŞ
Cumhuriyetimizin Kurucusu… Mustafa Kemal ATATÜRK.
TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
CUMHURİYET DÖNEMİNDE EĞİTİM
CUMHURİYET DÖNEMİNDE EĞİTİM
Hanife ÇAKIR Uzman Öğretmen
2018/2019 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YIL SONU SEMİNERLERİ
Sunum transkripti:

I. Meşrutiyet ve Mutlakiyet Dönemi

I. Meşrutiyet Dönemi (1876-1878) 1870 li yıllarda Osmanlının karşı karşıya kaldığı iç ve dış sorunlar kendini eğitim alanında da gösterir. 2. Abdülhamit tahta çıkınca ilk iş olarak Islahhanelerin ve sanayi mekteplerinin de kurucusu olan Mithat Paşa’yı sadrazam olarak atadı. 1. meşrutiyet döneminde kanuni esasi ile birlikte eğitimde birtakım yenilikler meydana geldi. fakat 93 Harbi’nin de etkisiyle bu yenilikler uygulamaya geçirilemedi.

2. KANUN-İ ESASİ’DE YER ALAN EĞİTİM İLE İLGİLİ MADDELER 15. MADDE: Öğretim işini herkes özgürce yapabilir; ilgili kanuna uymak şartıyla her Osmanlı vatandaşı genel ve özel öğretim yapmaya izinlidir. 16. MADDE: ülkedeki çeşitli dinsel inanışlardaki toplumların din ve inanışlarına ilişkin öğretim yöntemi ve biçimine dokunulmayacağı ve ülkedeki tüm mekteplerin devlet denetiminde olduğu, belirtilir. 114. MADDE: Osmanlı bireylerinin tümü için ilköğretim zorunlu olacak ve bunun ayrıntıları ayrı bir düzenleme ile belirlenecektir.

Mutlakiyet Dönemi (1878-1908) Mutlakıyet dönemi eğitiminin genel özellikleri: Bir çok meslek ve sanat okulu açılmıştır. Bu,Mutlakıyet dönemi eğitiminin en belirgin özelliğidir. Üstün zekalı Hıristiyan çocuklarının eğitimi için kurulmuş olan Enderun Mektebi’nden sonra ilk kez özel eğitim alanında bir girişim olmuş,sağır,dilsiz ve körler için bir okul açılmıştır.

Türk,azınlık ve yabancı özel öğretim büyük gelişme göstermiştir Türk,azınlık ve yabancı özel öğretim büyük gelişme göstermiştir.Ancak,azınlık ve yabancı özel öğretim kurumlarının denetlenememesi çok önemli sakıncaları da beraberinde getirmiştir. Genel eğitimde ve okulların yaygınlaşmasında önemli gelişmeler kaydedilmiştir.Rejimin ilk yılları içinde,bu alandaki çabaların daha yoğun olduğu görülür. Ortaöğretim düzeyinde kızların eğitiminde gelişmeler sağlanmıştır. Rüşdiye ve İdadiyelerin yaygınlaştırılmasına önem verilmiş,ancak,özellikle parasal kaynak yetersizliği nedeniyle ilköğretime aynı özen gösterilmemiştir.

Nicelik bakımından gözlenen başarılar eğitimin niteliğini yükseltmek gibi bir amaçla beraber yürütülmemiştir. Azınlık ve yabancı öğretim kurumları hariç okullar,öğretmenler,programlar,kitaplar, basın sıkı bir denetim altına alınmış,yeni düşünceler engellenmeye çalışılmıştır. Bu dönemde yetiştirilmek istenen insan tipi,Tanzimatın “osmanlıcılık” idealine bağlı,dindarlık,itaatkârlık,Padişah Abdülhamit’e sadakat vs. özellikleri güçlendirilmeye çalışılan bir insan tipidir. Eğitimin amaçları,ders kitapları,programlarda buna özen gösterilmiştir. Ancak,azınlıklar ve yabancılar,milli,dinî,siyasi,ayrılıkçı emellerini yinede eğitim yoluyla sürdürmüşlerdir.

Programlardan hayata dönük ve bazı başka dersler çıkarılmış, Din ve Ahlâk derslerinin saatleri arttırılmıştır. Öğretmenliğin meslekleşmesine ilişkin bazı önemli hukukî düzenlemelere başlanıldığı görülür. Ordunun eğitimi Alman subaylarına teslim edilmiştir

Maarif Nezareti,1894-1895’ten itibaren,ilk kez ülke çapında eğitim istatistikleri yayınlanmaya başlanmış ve yine ilk kez, 1898-1904 yılları için Salname-i Nezaret-i Maarif- i Umumiye adıyla,ülke çapında önemli eğitim,öğretim yıllıkları yayınlanmıştır. Bu belgeler,ülkenin eğitim durumunu rakamsal olarak ve topluca gösterdikleri için,eğitim sorunlarının daha iyi anlaşılıp değerlendirilmesine yardımcı olmuştur.

Mutlakiyet Döneminde İlköğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler İlkokulların ismi «mekatib-i iptidaiye» ve «usul-i cedide mektepleri» olarak anılmaya başlanmıştır ve okullar maarif nezaretine bağlanmışlardır. Ancak evkaf nezaretine bağlı olarak varlığını sürdüren sıbyan mektepleri de mevcuttur.

Mutlakiyet Döneminde İlköğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Bu dönemde ilkokullar için 1892’de çıkarılan bir Tâlimat, bunlar ve öğretmenleri hakkında yeni ve önemli düzenlemeler getirmiştir.1 892 tarihli Tâlimat’ın 4.maddesine göre,iptidaî mekteplere muallim tayin edileceklerin Darülmuallimîn-i İptidaîden Şehadetname almış bulunmaları ya da bir sınav sonunda yeterliliklerini kanıtlamış olmaları,ayrıca iyi ahlâklı olmaları gerekir. İstanbul ve kasaba iptidaî mekteplerinde 3.sınıfta okutulacak dersler şunlardır: Elifba,Kur’an-ı Azîmüşşan,Tecvid,İlim-i hal,Ahlâk,Sarf-ı Osmanî,İmlâ,Kıraat,Mülahhas Tarih-i Osmanî,Muhtasar Coğrafya-yı Osmanî,Hesap,Hüsn-i Hat. Aynı Tâlimat köy okullarını 4 yıl olarak muhafaza etmektedir. Bu okullarda ise; Elifbâ-yı Osmanî,Eczâ-yı şerîfe,Hesap,Kur’an-ı Kerim,İlm-i hal,Kıraat,Hat gibi dersler okutulmaktadır.

1904 yılı İptidai Mektepler Ders Programı 1. Sınıf 2. Sınıf 3. Sınıf Elifba Kıraat Ecza-yı Şerife Yazı İlmihal Kur’an-ı Kerim İlm-i Hal Hesap Yazı Tecvid Kavaid ve İmla Hesap Muhtasar Tarih-i Osmani Ahlaki Kıraat

İlköğretimin masrafları esas olarak mahalleri halkı tarafından yüklenilmişti.İlköğretimin gelirleri genel olarak şunlardır: Var ise avârız parasından belirli olmayan bir hisse. Hayırlı işlere vasiyet edilen paralardan hisse. Verilirse alınacak kurban derisi ve fitre. Salma. Öğrencilerden alınan ücret. Varsa ve Evkaftan alınabilirse evkaf-ı münderise gelirleri.  Mutlakiyet döneminde,hatta daha sonraki dönemlerde de uzun yıllar,ilköğretimin temel sorunu kaynak yetersizliği olmuştur.

Mutlakiyet Döneminde Ortaöğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler 1882-1890 yılları arasında Rüşdiyeyi de içine alan İdadîlerin yaygın olarak taşrada da açıldığı görülür. Bunlar,il merkezlerinde Rüşdiye ile birlikte 5 yıllık İdadîlerdir. Böylece gelişen orta öğretim,kaza ve büyük bucak merkezlerine kadar yayılan Rüşdiyelerle birlikte kent ve kasaba halkı arasında yüksek öğretime öğrenci ve serbest meslekler,mahalli ve resmi hizmetler için de görevliler yetiştiren kaynaklar olmuştur. Taşrada,Girit hariç başka yerde açılamayan Sultaniyelerden beklenenleri işte bu İdadîler yerine getirmiştir.

Mutlakiyet Döneminde Ortaöğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Abdülhamit dönemi sonlarında ülke çapında 619 (74’ü kız rüştiyesi olmak üzere) rüşdiye mektebi vardı. 1902’de vilâyet merkezlerindeki yatılı İdadîler,temel dersler birlikte okutulmak ve öğrenim süresi Ziraat için 6’ya indirilmek,diğerleri için 8’e çıkarılmak suretiyle bir kısmına Ticaret ve Sanayi şubeleri konup çok amaçlı okullar haline getirilmiştir. 1906’da bundan vazgeçilip İdadîler tekrar 7 yıl olarak eski durumlarına döndürülmüştür.

Mutlakiyet Döneminde Ortaöğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Bu dönemde Münif Paşanın Maarif Nazırlığı zamanında İstanbul’da İdadî düzeyinde bir kız okulunun açıldığı görülür. Batılı bir anlayışla, genel kültür dersleri, Türkçe, Fransızca, Almanca, İngilizce, Musiki, el ve ev işleri gibi dersleri programına alan bu okul iki yıl öğretimden sonra halkın ilgisizligi nedeniyle kapanmıştır.

ÖĞRENCİ DİSİPLİNİ Cezalar; İhtar ve tenbih: Dersini bilmeyen, küçük yaramazlık yapan öğrenciye öğretmen tarafında yapılan sözlü uyarı. Tekdir: İhtar ve tenbihe rağmen hatalı davranışlarını sürdüren öğrenciye okul müdürünün odasında yaptığı uyarı. Tevkif: Daha ağır suç işleyen öğrencinin yemek teneffüsünden mahrum bırakılıp, ayrılmış bir dershanede yazı yazması cezası. Alenen tekdir: Tevkif ile yola gelmeyene açıkça yapılan uyarı.

ÖĞRENCİ DİSİPLİNİ İhbar ve şikâyet:Yukarıdaki cezalara rağmen yola gelmeyen öğrencilerin velilerine okul müdürünün durumu sözlü ya da yazılı bildirmesi. İhrac-ı muvakkat:Öğrencinin 1 haftadan 1 aya kadar okula alınmaması. İhrac-ı kati:Öğrencinin okuldan çıkarılması. Cezaların içinde en ağırları ihrac cezalarıdır.

ÖĞRENCİ DİSİPLİNİ Ödüllendirmeler; O dönemlerde öğrencilere,başarılı oldukları ya da uygun davranışlar gösterdikleri zaman küçük kağıt parçaları verilirdi. Bunlardan: Âferin: Çalışkan ve uslu öğrencilere öğretmeni ve müdürü tarafından verilir. Tahsin,Tahsinname:İ mtihan-ı hususîlerde (ara sınavlarında) birinci olan öğrencilere öğretmeni ve müdürü tarafından verilir. İmtiyaz: Sekiz âferin veya iki tahsin değerindedir ve yine öğretmen ve müdür tarafından verilmektedir. Levha-i iftihar: Dört tahsin değerindedir. Bu ödülü kazanan öğrencinin adı büyük yazılarla bir levhaya yazılıp sınıfa asılır. Mükâfat: İki levha-i iftihar değerindedir. Üç mükâfat alan öğrenciye,bir memur okuluna giderek öğretmenleri ve arkadaşları önünde övücü sözler söyler ve öğrenci,sağ kolunun üstüne sarı bir şerit takmaya hak kazanır.

SINAV SİSTEMİ; İmtihan-ı hususî:Ara sınavı anlamındadır ve üç ayda bir dersin öğretmeni tarafından yapılır. İmtihan-ı umumî:Her sene sonunda Rüşdiye ya da İdadî mektepleri idaresince tayin edilen mümeyyizler vasıtasıyla yapılır.

Okulların çalışma süreleri ve tatil düzeni; Okullarda dersler Temmuz başında kesilir ve onbeş gün boyunca müzakereden sonra ikinci yarısında imtihanlar yapılır. 23 ağustosta tekrar açılmak üzere tatil edilir. Müslüman okulları, Ramazan ayının 3. haftası sonundan Şevval ayının ilk haftası sonuna kadar 15 gün ve Kurban bayramında 1 hafta daha tatil edilir. Ayrıca kandil günleri ve her cuma tatildir. Gayrimüslim okulları daancak kendi bayram ve özel günlerinde tatil edilebilir. Tüm okullar Padişahın doğum ve tahta çıkış günlerinde de tatil edilir.

Mutlakiyet Döneminde Yükseköğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler  Darülfünûn 1900’de tekrar açılmıştır. Darülfünûn-ı Şâhâne adıyla açılan bu kurumun o yıllarda yüksek tahsil çağına gelmiş birçok gencin yasağa rağmen Avrupa üniversitelerine kaçıp gitmelerini önlemek için bir tedbir olarak açıldığı anlaşılmaktadır.

Mutlakiyet Döneminde Yükseköğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Ulum-i Aliye-i Diniye Şubesi (4 yıl) Edebiyat Şubesi (3 yıl) Ulum-i Riyaziye ve Tabiiye Şubesi Tefsir Hadis Usul-i Hadis Fıkıh Usul-i Fıkıh İlm-i Kelam Tarih-i Din-i İslam Edebiyat-ı Osmaniye Edebiyat-ı Arabiye Edebiyat-ı Farisiye Edebiyat-ı Fransaviye Tarih-i Osmani Tarih-i Düvel Coğrafya-yi Umumi ve Osmani ve Umrani İlm-i Asar-i Atika Usul-i Terbiye ve Tedris Hikmet-i Nazariye (İlm-i Ahval-i Nefs, Mantık, Ahlak, Hikmet-i Bedayi) Cebr-i Ala Hendese-i Halliye Hesab-ı Tamami ve Tefazuli Hesab-ı İhtimali Hikmet-i Tabiiyye İlm-i Ahval-i Cevviye Kimya-yı Uzvi Kimya-yı Hayati İlm-i Hayvanat İlm-i Teşrih (mücmel)

Mutlakiyet Döneminde Yükseköğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler 1880’de Mekteb-i Hukuk-ı Şâhâne kurulmuştur.Okul Osmanlı kanunları ve siyasetinin ve hukuk biliminin öğretimiyle uğraşmıştır. Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne,mezunlarına,öteden beri yapageldikleri kaymakamlıkların yanında İdadilere öğretmen ve müdür atanma imkânı da tanınmıştır. 1867’de Askerî Tıbbiyenin içinde kurulan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye bu dönemde ayrı bir okul halinde gelişmiştir. 1889’da veteriner yetiştirmek üzere Mülkiye Baytar Mektebi kurulmuştur. Mekteb-i Harbiye de bu dönemde gelişmiştir.

Mutlakiyet Döneminde Yükseköğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Bunların dışında; Abdülhamit,illerden İstanbul’a gelen gençlerin sayısını azaltmak ve daha çok subay yetiştirmek için 1904’ten itibaren ordu merkezi olan Edirne,Manastır,Erzincan,Şam ve Bağdat’da Askerî İdadî binaları içinde birer Harp Okulu daha açtırmıştır. 

Mutlakiyet Döneminde Mesleki ve Teknik Eğitimdeki Yenilik ve Gelişmeler Bu dönemde açılan başlıca mesleki ve teknik okullar; Sanayi-i Nefise (güzel sanatlar) Mektebi Hendese-i Mülkiye Mektebi (İstanbul Teknik Üniversitesinin temeli) Lisan Mektebi Ticaret Mektebi Fenn-i Resim ve Mimarî Mektebi Bağ ve Aşı Ameliyat Mektebi Amelî Ziraat Mektepleri Polis Dershanesi Aşı Memurları Mektebi Gümrük Memurları Mektebi Tüccar Kaptan Mektepleri Aşiret Mektebi Çoban Mektebi Darülhayr-ı Âlî

Mutlakiyet Döneminde Özel Öğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Türklerin giriştiği özel öğretim 15 Ocak 1884 tarihinde İstanbul’da açılan Şemsülmaarif Rüşdiye düzeyindeki ilk Türk özel okuludur. 1882 yılında açılan Mektebi Hamidi İptidaiye ve Rüştiye sınıfları olan ve kız ve erkek öğrencileri kabul eden bir özel okuldur. Diğer bazı okullar ise şunlardır: Rehber-i Marifet Ravza-i Terakki Bürhan-i Terakki Darüşşafaka bu dönemde gelişme göstermiştir.

Mutlakiyet Döneminde Özel Öğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Azınlıkların giriştiği özel öğretim Bu dönemde azınlıklar eğitim yoluyla Osmanlılık politikasına ilgi duymamışlar ve kendi okullarını çoğaltıp geliştirmişlerdir. Yabancıların giriştiği özel öğretim Katolik okulları: Çoğu izinsiz olarak kurulan Fransız misyoner okullarının sayısı 1900’ün başlarında 300’e ulaşmıştır.

Mutlakiyet Döneminde Özel Öğretimdeki Yenilik ve Gelişmeler Protestan okulları: Bu dönemde toplamda 392 Protestan ve Amerikan okulu açılmıştır. Okulların hemen hepsinin kuruluşuna merkezi New York’ta bulunan American Board misyoner örgütü yardım etmiş ve para yardımında bulunmuştur. Protestan okullarının amaçları: Protestanlığı yaymak Halkın merkezi yönetime bağlılığını sarsmak Diğer yabancı okulların kültürel etkisi ile mücadele etmek ve kendi etkilerini ön plana çıkarmak

Mutlakiyet Döneminde Özel Eğitimdeki Yenilik ve Gelişmeler Osmanlılarda genel amaçlı ilk özel eğitim kurumu 1889 yılında sağır ve dilsizler için açılan «Dilsiz(ler) Mektebi»dir. Bu kurum İstanbul Ticaret Mektebinin içinde açılmıştır. Bir yıl sonra yine aynı yerde «Âmâ (Körler) Mektebi» açılmıştır. Ancak iki okulda çok uzun süreli olmamıştır.

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları Darülmuallimînlerin kuruluş  düzeni ve 1869 tarihli Maarif‐i Umumiye Nizamnamesindeki ilgili hükümler Ekim 1891 ve Mayıs 1892ʹde değiştirilmiştir. Darülmuallimîn, İdadî şubesi kapatılarak İptidaiye, Rüşdiye, Âliye şubeleri şeklinde ve her şube 2 yıl olarak yeniden düzenlenmiştir. 

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları Böylece oluşturulan Darülmuallimîn‐i Âli‐ye ilk Yüksek Öğretmen Okulu’dur.  İptidaiye şubesine girebilmek için Sarf ve Nahiv, Kıraat‐ı Türkî, Hat, İmlâʹdan bir sınav vermek, iyi ahlâklı olmak, 18ʹden aşağı ve 30’dan yukarı yaşta olmamak, sakat, özürlü ve hastalıklı olmamak lâzımdır. Okul burslu olduğu için, mezun olduktan sonra öğretmenlik yapmayanlar aldıkları bursu iade ederler. Rüşdiye şubesine,  İptidaiye  şubesinden mezun olanlarla  İdadî mezunları sınavsız alınırlar.

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları Darülmuallimat ise iptidai mekteplere ve rüşdiyelere kadın öğretmen yetiştiren 3 yıllık kurum olarak düzenlenmiştir. 1893 yılında 6 yıllık bir ilahiyat kısmı bu okullara eklenmiştir. Bu dönemde idadilere müdür ve öğretmen olarak çok sayıda mülkiye mektebi mezunu tayin edilmiştir. Taşrada ilkokul öğretmeni yetiştirilmesine ise 1875 yılından itibaren öncelikle Bosna, Girit ve Konya’da başlanmıştır.

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları Taşra öğretmen okullarının ihtiyacı karşılamaktan çok uzak oluşu nedeniyle bazı kurslar açılması yoluna gidilmiştir. Örneğin, Trabzon Darülmuallimîninde 1890 yıllarında köy ve kazalardan gelen 358 imam ve öğretmene ʺusûl‐i cedîde üzereʺ eğitim formasyonu verilmiştir.

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları Bu dönemde, öğretmenliğin meslekleşmesi için çok önemli bir Talimat çıkarılmıştır. Bu belge, Mutlakıyet döneminin olumlu eğitim çalışmalarından biridir. Muallimlikte Meslek‐i  İhtisas Tesisine Dair Tâlimat başlığını taşıyan bu belgenin temel hükümleri şunlardır:  

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları Md. 1.  ʺMeslek‐i tâlime duhûl için şerâit‐i âtiye mevzudur: 1. Hüsn‐i ahlâk ve sîret 2. Vazife‐i tedristen başka bir hizmet veya memuriyet ile adem‐i meşguliyet 3. Uhdesine ihale olunacak derste mezid‐i intisap ve ihtisasa riayettir.ʺ  1. iyi ahlâk ve davranışlı olmak 2. Öğretim görevinden başka bir görev ya da memuriyetle uğraşmamak 3. Kendine verilecek derse bağlılık ve ihtisasa uymak.

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları Darülmuallimîni bitirenler önce  İstanbul mekteplerinde öğretmenlerin yanında en az altı ay uygulama gördükten sonra göreve atanacaklardır. Tâlimat, öğretmenleri daimî (kadrolu) ve seyyar (ek görevli) olarak ikiye ayırmakta ve daimî öğretmenlerin her zaman mektepte bulunup öğretim görevi yanında öğrencilerin ahlâk terbiyelerine ve mektebin idare ve disiplinine dikkat ve nezaret etmelerini  şart koşmakta, bunların başka mekteplere ek görevle derse gidemeyeceklerini belirtmektedir.

Mutlakiyet Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları 16. maddeye göre bir öğretmene birden fazla ders verilmesi halinde, bu derslerin arasında mümkün olduğu kadar bir ilişki bulunmasına dikkat edilecektir. Aralarında ilişki bulunan ders grupları şöyle gösterilmiştir: Ulûm‐i diniye, Arabî, Ahlâk / Farisî / Türkçe, Kıraat, Kavâid‐i Lisaniye,  İmlâ /  İnşa, Kitabet, Edebiyat / Coğrafya‐yı Umumî, Coğrafya‐yı Osmanî, Tarih‐i Osmanî, Tarih‐i İslâm / Hesap, Hendese, Cebir, Müsellesat, Kozmografya /  İlm‐i Mevâlid, Mihanik, Fizik, Kimya, Dürûs‐i Eşya, Hıfzıssıhha / Resim, Resmin envai (türleri) / Hüsn‐i Hat, Hutut‐ı mütenevvia / ilm‐i Hukuk, Usûl‐i Kavânin, İlm‐i Servet, Usûl‐i Defterî, Fenn‐i Mâlî/ Fransızca, gerekirse öteki diller.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri 1872ʹde Meclis‐i Kebir‐i Maarif iki daire halinden çıkarılarak bir tek meclis halin‐de birleştirilmiştir. Temmuz 1879’da Nezaret merkez teşkilâtı, öğretim basamaklarına göre daireler halinde düzenlenmiş ve bu, temelde, Cumhuriyet döneminde de geçerli kalmıştır: 1. Mekâtib‐i Âliye 2. Mekâtib‐i Rüşdiye 3. Mekâtib‐i Sıbyaniye 4. Telif ve Tercüme 5. Matbaalar (yayın). 1882ʹde Telif ve Tercüme Dairesinin   yerine Encümen‐i Teftiş  ve Muayene geçmiş, bu bir sansür organı olarak çalışmış, yayın işlerine de bakmıştır.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri İlköğretimle ilgili Daire, Mekâtib‐i İptidaiye adını almıştır. 1884ʹde Meclis‐i Maarif sürekli bir daire olarak yeniden düzenlenmiş‐tir. 1886ʹda bağımsız bir daire halinde Mekâtib‐i Gayrimüslime ve Ecnebiye Müfettişliği kurulmuş  ve başına Rum bir Paşa getirilmiştir. 1892ʹde Mekâtib‐i Âliye Dairesi kaldırılarak yerine Mekâtib‐i  İdadiye Dairesi kurulmuştur. Teftiş, sansür vs. amaçlarıyla bir çok komisyon ve daireler de kurulmuştur. Mutlakıyet döneminde bazı Maarif Nazırları şunlardır: Münif Paşa : 1877,1878‐1880, 1885‐1891 (toplam 9 yıl 3 ay) Zühtü Paşa : 1891‐1902 (10 yıl 7 ay) Haşim Paşa: 1903‐1908

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Maarif Nezareti, öğretmenleri sürekli gözetim altında tutmak, millî bir ruhla yetişmesini engelleyecek önlemleri almakla uğraşmıştır. Öğretmenlerden istenen düzenin savunuculuğunu yapmak ve medresenin yetiştiregeldiği tip insan yetiştirmektir.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Maarif Nezareti ve Saray, özellikle Mülkiye, Harbiye, Tıbbiyeden ürkmektedir. Bu okullar rejime karşı fikirlerin ocağı olarak görülmektedir. Saray, 1886ʹda Hükümete gönderdiği bir iradede, Mülkiye ve diğer okullardan çıkan öğrencilerin dinî inançlarında zayıflama görüldüğünden yakınmış, bunun ders kitaplarından ileri geldiğini iddia etmiş ve Şeyhülislâmın başkanlığında ve Mülkiye müdür yardımcısının katılmasıyla bir komisyon kurularak, Mülkiye ve öteki okulların programlarının öğrencilerin dinî inanışlarını güçlendirecek şekilde düzenlenmesini istemiştir. 1891 tarihli bir irade ile de Saray, Mülklyenin, Devlete sadık memurlar yetiştirmek amacıyla açıldığı halde öğrencilerin böyle yetişmediğinden yakınmış  ve her sınıfta Akâid ve Ahlâk dersleri okutulmasını istemiştir.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Sarayın bu müdahaleleri üzerine Mülkiye Nizamnamesi ve ders cetvelleri değiştirilmiş, dinî dersler artırılmış, Hikmet (Felsefe), Tabiiye programdan çıkarılarak diğer müspet bilimlerin de saatleri azaltılmıştır. Tarih‐i Umumî ile Osmanlı Tarihi birleştirilmiş  ve programda az yer alabilmişlerdir. 1899ʹda Medhal‐i Hukuk (Hukuka Giriş) ile Tarih ve 1895’te Edebiyat ve bazı dersler tamamen kaldırılarak boşalan saatler dinî derslere ayrılmıştır.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Ayrıca, 1891’de Mülkiye Mektebi, Galatasaray Lisesi ve  İdadilerin müdür ve öğretmenlerinin hareket tarzını belirleyen bir kararname hazırlanmıştır. Buna göre müdür ve öğretmenler  ʺsadakat ve istikamet erbabıʺ arasından seçilecek, öğretmenler derslerde çeşitli vesilelerle öğrencilerine, Devlete  ʺsadakat ve istikametʺ  telkin edecekler, dinî bilimleri öğretmekte özel çaba gösterecekler, dersin dışında hiçbir konuya değinmeyeceklerdir. Bütün bu hususları Maarif Nezareti sürekli denetleyecektir. Nitekim Nezaret Mülkiyeye özel bir müfettiş atamıştır.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Program değişiklikleri her düzeydeki okullarda da yapılmış, öğretmenlerin davranışları sıkı bir gözetim altına alınmıştır. Oniki kişilik bir  ʺteftiş  heyetiʺ  kurulmuştur. Bu heyetin görevleri  şöyledir: Maarife bağlı tüm okullarda öğretmenlerin durumlarını ve programları, gereksiz ve ahlâksızlığa neden olabilecek derslerin okutulup okutulmadığını denetlemek; Osmanlı Tarihinin okutulmasını denetlemek. ʺHikmete müteallik (Felsefe grubuna ilişkin) dersler ekseriya Felsefe kısmının tâliminden ibaret kalarak, bu ise kütüb‐i diniyenin tetebbuu ile ikmâl‐i tahsil edemeyenlerce (dinî kitaplar da okuyup öğrenimlerini tamamlayamayanlar için) bazı mertebe muzır (zararlı) olacağı derkâr (ortada, açık) olduğundan bu derste bazı cihâtın (yönlerin) nazar‐ı dikkate alınıp alınmadığının tahkiki.ʺ

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri 1895ʹlerde yayınlanan İstanbul ilkokulları Tâlimatnamesinde, öğretmenlerden çocuklara  ʺsürekli dinî öğütlerde bulunmaları, onları Padişaha, Devlete sadık ve iyi Müslümanlar olarak yetiştirmeleriʺ  istenmektedir.  ʺProgramdakilerin dışında hiç bir kitap okutulmayacak, okutan öğretmenler azledilecektir.ʺ ifadesi bu talimatnamede yer almaktadır.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Ders programlarına ve öğretmenlere yapılan müdahalelere ilişkin Maarif Nazırı Haşim Paşanın 1906ʹda Padişaha gönderdiği belgede  şu görüş  ve önerilere yer vermektedir: a)Okullarda din ve ahlâkça arzulanan niteliklere sahip öğrenci yetiştirilememektedir. b)Bu nedenle tüm okulların programları değiştirilmiş, Din ve Ahlâk dersleri arttırılmış, İlm‐i Eşya gibi ʺlüzumsuzʺ bazı dersler kaldırılmıştır. c)Yüksek ve orta dereceli okullara din adamlarından ʺikinci müdürlerʺ atanmıştır. d)Okullardan din ve ahlâkça arzulanan niteliklere sahip öğrenci yetişmemesi ilk kez Galatasaray Lisesinin açılması ve yönetim ve öğretiminin  ʺsadakati  şüpheliʺ  kişilere verilmiş olması, sonradan öteki okullarda da bu yola gidilmiş olmasındandır. e)Bundan sonra okul açılması işine ilkokullardan başlanmalı, okulların tüm memur ve öğretmenlerinin iyi ahlâklı ve dindar kişilerden olmalarına özen göstermelidir. f)Üniversite,  ʺadının etkisiyleʺ  çok öğrenci çekmekte ve  ʺöğrencilerin ahlâkını bozmaktadırʺ. Bu nedenle  ʺkapatılmalıʺ  ve öğrencileri Mülkiye, Hukuk ve Darülmuallimîn‐i Âliyeye aktarılmalıdır.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Sürülen Öğretmenler Eğitim ve öğretmenlere çeşitli müdahalelerin yanında bazı öğretmenler de işten çıkarılmış, sürülmüşlerdir. Bazı örnekler: İstanbul’da Tarih öğretmeni iken devrimci hareketlere katıldığı için Urfaʹya sürülen  İhsan Şerif, Fransız devriminden söz ettiği için Trablusşamʹdan Diyarbakırʹa değin dolaşmak zorunda bırakılan Hüseyin Hüsnü,  İzmirʹde Frerler Mektebinde öğretmenken Parisʹte Ahmet Rıza Beyle  İlişki kurduğu ve Paris gazetelerinden birine Abdülhamit aleyhinde yazılar gönderdiği için Acıpayam’a sürülen Mustafa Reşit vb.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Cezalandırılan öğretmenler arasında Selim Sabit Efendi de vardır. O, Darülmu‐  allimîndeki bir dersinde Ali Suavî’nin adını zikrettiği için (1878‐1880 yılları) yalnızca evi ile okul arasında dolaşmaya mahkûm edilmişti. Başka bir yere uğramaması için arkasına casuslar takılmıştır.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Mutlakıyet döneminde Maarif Nezaretinin kitap yasaklanmasına ilişkin girişimleri   Mutlakiyet döneminde kitap basımı Maarif Nezaretinin iznine bağlı idi ve kitapların üstüne  ʺMaarif Nezaret‐i Celîlesinin ruhsatnamesini haizdirʺ  yazılırdı. Bu nedenle ʺzararlıʺ görülen kitaplara basım izni verilmez, gizlice basılanlar toplatılırdı.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Yasak ve toplatılan kitaplarla ilgili olarak iki belgede ilginç bilgiler yer almaktadır. Bu belgelerin ilki, Saray Baş  Kitabet Dairesinden (Padişahın Sekreterliğinden) Başbakanlığa,  İçişleri ve Eğitim Bakanlıklarına gönderilen tezkeredir (1902). İkinci belge ise bir jurnaldir.

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri Birinci belgede, bazı fıkıh ve din kitaplarının bir takım memurlar ve görevlilerin ʺcehaletleriʺ  nedeniyle toplattırıldıklarının Padişahın kulağına gittiği ve bu durumun onu son derece üzdüğü belirtilmekte ve bu tür kitapların toplattırılmak  şöyle dursun aksine çoğaltılmasına çalışmak gerektiği söylenmektedir. Oysa, yasaklanması gereken kitaplar, ʺhalkın zihnini bozmaya yarayanʺ türden olanlardır. Bunlar da Namık Kemal, Ziya Paşa, Ebüzziya Tevfikʹin kitap ve yazılarıdır. Belgede,  ʺzararlıʺ  kitapların yayınlanmaması ve toplatılması için Tetkik Heyetinin güçlendirildiği yazılıdır. 

Mutlakiyet Döneminde Eğitimin İdari Teşkilatlanması ve Yönetimin Müdahaleleri İkinci belgenin Harbiyeʹde öğretmen Binbaşı olan yazarı, özellikle Ermeni kitapçıların yasak yayınları sattığını, böyle bir kitapçıda Namık Kemalʹin bazı yasak kitaplarını gördüğünü, ʺPadişaha hizmet amacıylaʺ bunlardan birer nüsha satın alarak yazısına eklediğini söylemektedir.

Gizli hürriyet hareketlerine katılan ve çevrelerine yeni fikirler aşılayan öğretmenler   Gizli hürriyet hareketlerine katılan öğretmenler: Bu öğretmenlerden başlıcaları, Mustafa Kemal Atatürkʹün önce Suriyeʹde kurduğu Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin şubesini açmak için Selânikʹe gidince (1906) kendisine katılanlardır: Selânik Askerî Rüşdiyesi Tarih ve Edebiyat öğretmeni Hakkı Baha (Pars), Askerî Rüşdiyenin müdürü ve sonradan  İttihat ve Terakki Fırkasının önemli adamlarından Bursalı Tahir, Selânik Darülmuallimîni müdürü Hoca Mahir (İsmail Mahir Efendi), Atatürkʹün Fransızca öğretmeni Nakiyüddin (Yücekök).

Gizli hürriyet hareketlerine katılan ve çevrelerine yeni fikirler aşılayan öğretmenler Öğrencilerine ve çevrelerine yeni fikirler aşılayan öğretmenler: Tıbbiye, 1890ʹlarda, içinde ʺhürriyet kazanı kaynayanʺ bir ocak haline gelmişti. İttihat ve Terakki Cemiyeti de 1889ʹda Tıbbiye öğrencileri tarafından kurulmuş  ve okulun hürriyetperver öğretmenlerinden destek görmüştür. Harbiye’de de 1896‐1897 yıllarında bazı öğretmenler öğrencileri rejime karşı kışkırtıp komiteler kurmaya teşvik etmişlerdir. Öğrencilerine yeni fikirler aşılamak yoluyla etkinlik gösteren öğretmenlerin başında Mülkiye Mektebi öğretmenleri gelir. Mülkiye özellikle 1878‐1895 arasında bazı değerli öğretmenlerin varlığı ile yeni fikirlerin ocağı olmuştu.

Mülkiye Mektebinde o yıllarda etkinlik göstermiş başlıca öğretmenler şunlardır: Murat Bey: Tarih öğretmenidir. Çıkardığı Mizan gazetesi dolayısıyla  ʺMizancıʺ  diye anılır. Devrimler, tarihin gelişme çizgisi gibi konuları özellikle işlemiştir. Hekimbaşı Salih Efendi: Nebatat öğretmenidir. Bu dersi deneysel olarak yaptırır, öğrencilerin kafasından batıl inanışları silmeye çalışırdı. Portakal Paşa, Sakızlı Ohanis Efendi: Maliye ve Ekonomi okutan, Azınlıklardan olan bu öğretmenler, ulusların gücünün çalışmaya dayandığı fikrini aşılamışlardır. Abdurrahman  Şeref Bey: Mülkiyede müdürlük yapmış, Coğrafya, Ahlâk,  İstatistik... okutmuş, çeşitli Nazırlıklarda bulunmuştur. Öğrencileri, okulu, siyasî baskılara karşı korumaya çalışmıştır.

Münif Paşa’nın Türk eğitim tarihindeki yeri Münif Paşa (1830‐1910) Antep’te doğmuştur. Kahire ve  Şamʹda medrese öğrenimi görmüş, Berlinʹde elçilik kâtibi iken Üniversitede Felsefe, Hukuk, Politika derslerini izlemiş  ve Batıyı tanımıştır. Ticaret ve üç kez Maarif Nazırlığı yapmıştır. Özellikle, Hukuk, İktisat, Eğitim alanında yazıları ve eserleri vardır.   Mecmua‐i Fünûriüa 1862ʹde yayınladığı “Ehemmiyet‐i Terbiye‐i Sıbyan” başlıklı yazısında özetle der ki: Halkın çoğu eğitimin önemini anlamamakta, ailelerinde nasıl gördülerse öyle davranmaktadır. Bizde bazı babalar, çocuklarının doğum, sünnet ve evlenmelerinde çok masraf yaptıkları halde, sıra eğitime gelince, bunun parasız ya da çok az bir para ile yapılmasını istemek gibi bir çelişkiye düşerler. Çocukların eğitim ve öğretimi, bir ülkenin servet, mutluluk ve gücünün kaynağıdır. Dünya ve ahirette insanın mutluluğu iyi bir eğitim öğrenim görmesine bağlıdır.

Münif Paşa’nın Türk eğitim tarihindeki yeri Münif Paşaya göre artık aileler çocuklarının yalnızca biraz okuma yazma öğrenmelerini sağlamakla yetinmemelidirler. Gerçi, çocuğun okuma, yazma, hesap öğrenmesi çok gereklidir. Fakat, bu bilgiler, başka bazı önemli müsbet bilimleri (fünûn‐ı nâfia) öğrenmek için araç olmalıdır. Aileler çocuklarını, geleceği düşünerek yetiştirmeli, onlara müsbet, teknik bilgiler ve bir meslek kazandırmalıdırlar. Sanayide, yaratıcılığın yolu, Avrupaʹda görüldüğü gibi, bilimsel bilgiden geçer. İşte bizim de çocuklarımıza bilimsel bilgiyi kazandırmamız gerekir.

Münif Paşa’nın Türk eğitim tarihindeki yeri Münif Paşa, kızların eğitimi, özel eğitim, ticaret eğitimi, kütüphanecilik, öğretmen yetiştirme... alanında bazı kurumlar açarak eğitimimize katkıda bulunmuştur. O, yeni öğretim yöntemlerini bilen öğretmenlerin yetişmesi için çaba harcamıştır. Öğrenci disiplini konusunda der ki: Okullarımızda çocukların dövülmesi çok yanlıştır. Oysa artık suçlular bile dövülmüyor. Dayak eşeğe yakışır. Çocuklar uygun dille uyarılmalı, yine de tembellik gösterenlere dersleri bir çok kez yazdırılmalıdır.

Sait Paşa’nın Türk eğitim tarihindeki yeri Abdülhamit döneminde altı kez, II. Meşrutiyet döneminde üç kez Sadrazamlık yapan Mehmet Sait Paşa (1838‐1914), döneminde, eğitime en çok hizmet eden devlet adamı olarak tanınır. Başlıca çalışmaları özetle şunlardır: O, Osmanlı Devletinin kurtuluşunu eğitimin geliştirilmesinde görmüş  ve bunu Padişaha verdiği lâyihalarda dile getirmiştir. Orta öğretim kurulmadan Darülfünûn açılmasının bir ürün vermediğini bilerek, Sait Paşa genel orta öğretime ve meslekî eğitime önem vermiş, birçok okul açmıştır.  1884ʹte Bayezid Devlet Kütüphanesinin açılmasını gerçekleştirmiştir. 1880’li yıllarda aşarʹa ek olarak bir maarif vergisi alınmasını sağlamıştır.

Ahmet Mithat Efendinin Türk eğitim tarihindeki yeri Rumeliʹde Niş  Rüşdiyesini bitirmiş, Tuna Valisi Mithat Paşanın ilgisini çekerek, onun koruyuculuğu altında yetişmiştir. Mithat paşa Bağdat Valisi olunca onu da beraberinde götürmüştür. Orada, Mithat Paşanın açtığı sanat mektepleri için Hâce‐i Evvel ve Kıssadan Hisse başlıklı ders kitapları yazdı. Ahmet Mithat Efendi bir yazar olarak halkın kültür düzeyini yükseltmeye çalıştı, medrese zihniyeti ile mücadele etti. 1873ʹte, Namık Kemal ve arkadaşları sürülürken o da Rodosʹa sürüldü. Rodosʹta bir okul açarak yeni yöntemlerle öğretim yaptı. İstanbulʹda birçok gazete çıkardı (Tercüman‐1 Hakikat, vs.), binlerce makale ve 160 kadar kitap yayınladı. 1908ʹden sonra Darülfünunda Umumî Tarih, Dinler Tarihî, Felsefe dersleri, Darülmuallimatta Pedagoji dersini okuttu. Ahmet Mithat Efendi Osmanlıların Orta Asyaʹdan gelirken konuştukları Türkçeyi koruyup geliştirmemekle büyük bir hataya düştüklerini, Osmanlıca denen, halk kitlelerinin anlamadığı dilin sadeleştirilmesi gerektiğini söyler. Ona göre Farsça‐  Arapça tamlama ve çoğullar, kelimelerin eril ya da dişil kullanılma şartı vs. atılmalıdır.

Ahmet Mithat Efendinin Türk eğitim tarihindeki yeri Ahmet Mithat Efendi Osmanlıların Orta Asyaʹdan gelirken konuştukları Türkçeyi koruyup geliştirmemekle büyük bir hataya düştüklerini, Osmanlıca denen, halk kitlelerinin anlamadığı dilin sadeleştirilmesi gerektiğini söyler. Ona göre Farsça‐  Arapça tamlama ve çoğullar, kelimelerin eril ya da dişil kullanılma şartı vs. atılmalıdır. Türkçe karşılığı bulunan yabancı kelimeler hiç kullanılmamalıdır. Kendisi de mümkün olduğu ölçüde sade ve anlaşılır dille yazmıştır. Böylece o, halkçılık ve dilde sadeleştirme akımının da öncüleri arasında yer almaktadır. Ahmet Mithat Efendi, Pedagoji ve Eğitim Bilimine ilişkin, çeviri‐uyarlama yoluyla hazırladığı yazı ve eserleriyle de eğitimimize hizmet etmiştir

Ahmet Rıza Bey’in Türk eğitim tarihindeki yeri Ahmet Rıza Bey (1858‐1930), Galatasaray Lisesinde okudu. Köylünün ilkel yöntemlerle tarım yaptığı için yoksul kaldığını düşünen babası tarafından tarım öğrenimi görmek üzere Paris’e gönderildi. Tarım öğrenimini bitirip yurda dönen Ahmet Rıza Osmanlı Ziraat Nezaretine başvurunca “iş  yok” cevabını aldı. Bu kez Maarif Nezaretine başvurdu: Önce Bursa  İdadisi (Lisesi) Müdürlüğü ile Kimya öğretmenliğine, kısa bir süre sonra da Bursa Eğitim Müdürlüğüne atandı.   Bu görevde iken (1886‐ 1889 yılları) ilde ilköğretim ve öğretmen sorunlarını korkusuz bir dille Bakanlığa bildirdi. 

Ahmet Rıza Bey’in Türk eğitim tarihindeki yeri İlköğretim ile ilgili başlıca belirlemeleri ve önerileri şöyledir:   Bursaʹda azınlıkların okullarından başka 4 Protestan, 1 Katolik okulu vardır. Bu kurumlar Bursaʹda ticaret ve sanayiin tamamen Hıristiyanların ellerine geçmesinde etkili olmaktadırlar. Ayrıca bu okulların misyoner öğretmenleri köylere kadar dağılarak, öksüz Müslüman çocuklarını toplamakta, onlar ve aileleri üzerinde zararlı propagandalar yapmaktadırlar. Bu kurumların faaliyetlerine karşı bir tedbir olarak, öksüz kız ve erkek Müslüman çocuklar için iki ayrı yatılı Darüşşafaka açılmalıdır.

Ahmet Rıza Bey’in Türk eğitim tarihindeki yeri İlköğretime terkedilen evkâf‐ı münderise (yıkılmış, ortadan kalkmış vakıfların) gelirleri zorba ve eşrafın elinde kalmıştır. Bunların geri alınması ancak eğitimi seven cesur bir Valinin atanması ile mümkündür. Ayrıca ilkokul öğretmenlerinin maaşları Rüşdiye ve idadilerde olduğu gibi Maarif Sandığından sağlanmalıdır.  İlkokullar sayıca dağınıklıktan kurtarılmalı, az sayıda fakat öğrencisi kalabalık, öğretmen kadrosu geniş  okullar haline sokulmalıdır. Eğitim ve öğretimin niteliği ancak bu  şekilde yükseltilebilir. Eğer bu tedbirler alınmayacaksa, Eğitim Müdürlüğü kaldırılmalıdır, çünkü  şimdiki halde eğitim işlerini bir muhasebeci ve bir kâtip yürütebilir.

Ahmet Rıza Bey’in Türk eğitim tarihindeki yeri Ahmet Rıza Bey, önerdiği hususların yapılmadığını ve  ʺbu gidişle eğitime hizmet edilemeyeceğiniʺ  görünce görevinden ayrılmış ve Parisʹe kaçarak ıslahat mücadelesini dışarıdan sürdürmüştür. Yurt dışında Meşveret gazetesini çıkarmış, siyasî ve eğitimsel yazılar yayınlamıştır. Padişaha lâyihalar göndererek eğitim alanında önerilerde bulunmuştur. Bu yazı ve lâyihalarında Devletin kurtuluşunu kitlelerin eğitilmesinde, kızların okutulmasında, eğitimin niteliğinin yükseltilmesinde görür ve Türkçeye önem verilmesini, bir Türk Dili Akademisi açılmasını ister. O, II. Meşrutiyet döneminde de, önemli siyasî görevlerde bulunmuştur.