ÇOCUKLARA ÖLÜM NASIL ANLATILMALI
«ÖLÜM KAVRAMIYLA TANIŞMA» Çocuk zihni belli bir aşamadan genellikle üç yaştan itibaren, çeşitli vesilelerle sürekli olarak ölüm ve doğumla ilgilenmeye, onları sorgulayıp anlamaya çalışır. Hareket etmeyen bir böcek, Solmuş bir çiçek, Hayvanların ölmesi, Televizyon haberlerinde ki ölüm haberleri, Çizgi filmlerdeki ölüm sahneleri, Aile içindeki konuşmalar, Bir arkadaşının yaşadığı bir kayıp, …………………………. gibi gerekçelerle başlayan sorgulamalar hiç bitmez, belli aşamalar kat ederek, değişerek ve gelişerek ömrün sonuna kadar sürer.
ÇOCUKLARA AÇIKLARKEN ÖLÜM; Hareket etmemek, oyun oynamamak, yemek yememek, su içmemek, tuvalete gitmemek, uyumamak, gülümsememek, gıdıklanmamak, acı çekmemek, hastalanmamak, görmemek, işitmemek, konuşmamak, …
«YAŞ GRUPLARINA GÖRE ÇOCUK VE ÖLÜM KAVRAMI» İki yaşından küçük bebekler henüz ölümü algılayamaz. Ölüme ilişkin yegane bilgileri çevresindeki kişiler ölünce onların artık aralarında olmadığını farketmelerinden ibarettir. Bu nedenle arada bir ölen kişinin adını söyler,başkalarını ona benzetir,ölen kişinin koku ,ses gibi özelliklerini özlediklerini gösteren davranışlarda bulunurlar. Bu yaş diliminde ölenin bir daha geri gelmeyeceğinin, ölümün geri dönüşü olmayan bir yolculuk olduğu sözlerinin hiçbir anlamı yoktur.
2-6 YAŞ; Bu yaş grubundaki çocuklar henüz ölümün kalıcı bir durum olduğunu tam olarak anlayabilmiş değillerdir, ölenin her an gelebileceğini sanabilir, gelecekte ölen kişiyle birlikte yapacakları işlerden söz edebilirler. Bu yaşlarda da henüz ölümle ayrılığı birbirinden ayıramaz ve eş tutmayı sürdürürler. Uykuyu bilirler ama uykunun ölümden farkını henüz tam olarak anlayamazlar. Birçok kültürde ölümün çocuklara uzun bir uyku olarak anlatılması bu hatalı algıyı pekiştirir.Ve bu durum çocukların uyku ve ölüm benzerliklerinden yola çıkarak uykuyu tehlikeli görmeleriyle birlikte uyku bozukluklarına sebep olabilir.
6-11 YAŞ; Bu yaş döneminde çocuk geçmiş, şimdi ve gelecekle ilgili olarak zaman kavramını öğrenmiş ve kendi yaşamıyla ilişkilendirmeye başlamıştır. Zaman kavramını öğrenmesi çocuğun ölüm kavramını anlamasını kolaylaştırır. Eğer birisi ölürse artık çocuk bir daha onun geri dönmeyeceğini bilir. Bu özelliklerinden dolayı çocuk yetişkine benzer şekilde kayıp sonrasında yoğun üzüntüler yaşayabilir. Ölümü, ölen kişinin artık geri gelmeyeceğini bilir ama henüz ölüm kavramını kişileştiremez, kendisinin ölümlü olduğunu düşünemez.
ERGENLİK DÖNEMİ; 9-10 yaşlarından ergenliğe kadar uzanan dönemde hayali düşünceler devam eder, zaman içinde çocuk ölümün tamamen geri dönüşü olmayan, tüm canlı varlıklarda görülen bir şey olduğunu kavramaya başlar. Teorik olarak ölümle ilgilenmeye başlar. Cenaze törenleri ve diğer ritüellere ilgi duyarlar. Yakın çevresinde bir ölüm olayı yaşandığında suçluluk, kızgınlık veya sorumluluk duyabilirler. Ergenlik dönemindeki kayıplar kimlik gelişimi açısından oldukça önemlidir. Ergen bu dönemde kendini kabul, benlik saygısı düzeyini belirlerken varoluşunu da sorgulamaktadır.
diğeri ise neyi bilmedikleridir. ÇOCUKLARA ÖLÜM NASIL ANLATILIR? Çocuklarla ölüm üzerine konuşulurken bilinmesi gereken en önemli şeylerden ilki, çocukların bu konuda neyi bildikleri diğeri ise neyi bilmedikleridir. Eğer korkuları, rahatsızlıkları ve yanlış bilgileri varsa, gerekli bilgiler verilerek korku, endişe ve şaşkınlıkları giderebilmek mümkündür Çocuklarla ölüm üzerine konuşulurken söylenecekler "çocuğun yaşına" ve "çocuğun geçmiş yaşam deneyimlerine" bağlı olarak belirlenebilir. Ölüm gerçeği, çocuğun onu sorgulamaya başladığı ve konuşmak istediği zamanlardan itibaren saklanmamalı; gerçek yaşına uygun bir açıklama ile çocukla paylaşılmalıdır.Aksi yapılıp bir kayıp karşısında cevapsız sorularla ve belirsizliklerle karşı karşıya bırakılan çocuğun gireceği ruh hali olumsuz olacaktır.
ÇOCUKLARLA ÖLÜM HAKKINDA KONUŞURKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR; Uygunsuz bir zamanda değil, çocuğun hazır ve duyarlı olduğu bir sırada konuşmaya başlanmalıdır. Çocuğun ölüm hakkında konuşma isteği, iletişim girişimleri asla engellenmemelidir. Açıklamalar tamamen dürüstçe yapılmalı; aldatma, aklını çelme gibi tutumlara başvurulmamalıdır. Çocuğun ölüm hakkındaki düşünce ve duyguları ciddiyetle dinlenilmeli, duygularını kabul etmeli ve anlamaya çalıştığımızı belli etmeliyiz. Çok küçük olduklarını ileri sürerek ölüm hakkındaki sorularını ertelememeliyiz. Söylediklerimiz kısa, basit,anlaşılır nitelikte olmalı;hiç ihtiyaç duymadığı ve anlayamayacağı bilgileri önüne yığmamalıyız.
ÇOCUK BİR KAYIPLA KARŞILAŞMADAN ÖNCE ONA ÖLÜM KAVRAMI NASIL ANLATILABİLİR? Evcil bir hayvanın ölümü, çocuğa bu kavramı anlatmak için en uygun zaman olabilir. Böyle bir durumda tüm aile bu ölüm karşısında üzüntüsünü dile getirebilir. Hayvan bir çeşit törenle evden uzaklaştırılabilir. Ölen hayvanın yerine hemen yeni bir hayvan alınmamalı, aile üyelerinin vedalaşmaları sağlanmalı ve bu ölüm karşısında duyguların yaşanması için zaman verilmelidir
ÇOCUKLARA ÖLÜM HABERİ NASIL VERİLİR? Olup bitenlerin anlatılması ertelenmemelidir. Hasta, hastanede yolculuğa çıktı gibi açıklamalar yapılmamalıdır. Kim söylemeli; çocuğun en güvendiği duygusal olarak en yakını olan kişi, mümkünse ebeveynin bu görevi yerine getirmesi gerekir.Konuşacak olan kişinin bu konudaki görüşleri net olmalı,kuşkulu belirsiz anlatımlar çocuklar tarafından hemen fark edilir. Haberi verirken sessiz ve sakin, tercihen çocuğun aşina olduğu ve kendini güvende hissettiği bir ortam seçilmelidir Verilecek haber için çocuk önceden hazırlanmalıdır. “Sana, üzücü bir haber vereceğim, kendini kötübir habere hazırlamanı istiyorum” denilebilir.
«........ UYUDU VE SONSUZ BİR UYKUYA DALDI» YANLIŞLAR; «........ UYUDU VE SONSUZ BİR UYKUYA DALDI» Bu ifade her ne kadar çocuğu rahatlatacakmış gibi görünse de, bu ifadeyi duyan çocukların uyuduktan sonra bir daha uyanamamaktan korkmasına neden olabilmektedir.Çocuklarda uyumak istememe, uykuya karşı direnme,uyumaktan korkma davranışları gözlenebilmektedir.
YANLIŞLAR; «........ ÖLDÜ CENNETE GİTTİ, ORADA BİZDEN DAHA İYİ YAŞAYACAK, HER İSTEDİĞİNİ ELDE EDEBİLECEK.ZAMANI GELDİĞİNDE BİZ DE ONUN YANINA GİDECEĞİZ.» Bu ifade henüz somut şeyleri algılayabilen okul öncesi dönem çocuğu için oldukça karmaşıktır.Çocuk burada her istediğini elde edebilmek adına cennete gitmek için ölmek isteyebilir.Ki bu cümleyi duyan çocukların «sen istediğimi yapmazsan bende ölür cennete giderim» ifadelerini kullandıkları görülmüştür.Bu cümleye karşı başka bir yanlış tepki olan «kendi isteği ile ölenler cehennemde yanar» çocuğun kafasının iyice karışmasına ve Allah’tan korkmasına sebep olabilir.
«ALLAH .........’YI YANINA ALDI.O İYİ KULLARINI YANINA ALIR» YANLIŞLAR; «ALLAH .........’YI YANINA ALDI.O İYİ KULLARINI YANINA ALIR» Bu ifade ile karşılaşan çocuk muhtemelen davranış problemleri sergileyerek, toplumun değimi ile yaramazlık yaparak Allah’ın sevmediği bir çocuk olmaya çalışacaktır.İyi bir çocuk olduğunda Allah’ın onu da yanına alacağından korkacaktır.
«........ YAŞLANDIĞI İÇİN ÖLDÜ» YANLIŞLAR; «........ UZAKLARA GİTTİ» Bu cümle karşısında ise çocuklar genelde anne-babalarına aşırı bağlanmaya başlarlar.Onların kendisinden ayrılmasını istemezler.Çünkü uzaklara gittiğinde öleceğini düşünürler. «........ YAŞLANDIĞI İÇİN ÖLDÜ» Çocuklar ölen kişinin niçin öldüğünü sorduğunda bu cevap verilirse bu sefer çocuklar yaşlanmaktan korkarlar.Bazı çocuklar büyüyüp yaşlanmamak için yemek yemeyi bile kesebilirler.
NELER SÖYLENEBİLİR? Çocuğun daha önceden bir hayvan ya da bitki beslemiş ve bakımını üstlendiği canlının yaşamsal faaliyetlerini incelemiş olması ölümü kabüllenmesini kolaylaştırır.Buradan hareket ederek yeryüzündeki bütün canlıların yaşamlarının bir sonu olduğunu , bu durumun insanlar için de geçerli olduğunu anlatabiliriz. «Bir gün bütün canlıların yaşamı sona erer, bu durum insanlar için de geçerlidir.Dedenin yaşamı da artık sona erdi.Yaşarken nefes alırsın, yürürsün, konuşursun,görürsün,işitirsin.Deden artık bunları yapamayacak.Biz bundan sonra onun resimlerine bakıp onun hakkında sohbet edeceğiz,onu hatırlamaya ve sevmeye devam edeceğiz»
NELER SÖYLENEBİLİR? «DEDEM GERİ GELECEK Mİ?» Çocuk ölen kişinin yokluğunu fark edip çeşitli sorular sorabilir.Nerede olduğunu sorduğunda geri geleceğini düşündürecek şeyler söylenmemelidir. «O artık bizimle olmayacak ama ben senin yanındayım» denilebilir.Her defasında aynı yanıt verilmelidir.
«ANNE BABA SEN DE ÖLECEK MİSİN?» NELER SÖYLENEBİLİR? «ANNE BABA SEN DE ÖLECEK MİSİN?» Çocuklar güvende olmayı isterler ve yalnız kalmaktan korkarlar bu sebeple bu tür soruları sık sık sorabilirler.Ona tekrar tekrar ; «Ben daha uzun yıllar senin yanında olup seninle ilgilenmeyi planlıyorum, eminim ki (ben,baban,ablan vs.) gibi senin yanında olmak için uzun süre yaşamayı isteyen bir çok insan var.Bu yüzden endişelenmemelisin» gibi ifadelerle kendini güvende hissetmesi sağlanmalı her sorduğunda usanmadan aynı yanıtlar verilmelidir. Ölüm hakkında sorular soran çocuğun, bu sorularının köken aldığı endişesini anlamak önemlidir.
ÇOCUKLAR CENAZE TÖRENİNE KATILMALI MI? Bu sorunun cevabını belirleyecek olan çocuğun yaş ve gelişim düzeyidir.6 yaşından küçük çocuklarda henüz belli bir ölüm algısı şekillenmediği ve ölümün bir son olduğu gerçeği algılanmadığı için cenaze törenleri zihin karışıklığını arttırabilir. 6 yaş sonrası çocuklarda ölüm kavramı biraz daha şekillendiği için bir sakınca olmayabilir.Ama yine de ilk kez cenaze törenine katılacak bir çocuk için orada yaşananların karışıklığı göz önüne alınırsa, çocuğa önceden yapılacaklar ile ilgili açıklama yapılması ve cenaze sırasında da güvendiği birinin ona eşlik ederek tüm yapılanları birer birer anlatması gerekir.
ÇOCUKLAR CENAZE TÖRENİNE KATILMALI MI? Ölüm, çocuk için var olan kişinin bir anda yok olmasıdır. Çocuk ölen kişinin nereye gittiğini merak eder. Somut düşündüğü için, ölen kişiye bir yer, bir mekân atfetmek ister. Eğer defin işlemine ve kabir ziyaretine katılmazsa, ölen kişiyi zihninde kaybeder. Ölümü kabullenmekte zorlanır. Çocuk, ölen kişinin toprağa defnedildiğini öğrendiğinde ve kabristanı ziyaret ettiğinde artık ölen kişiye bir yer ve bir mekân atfeder. Bu nedenle bir yakını öldüğünde, bahsedilen hususlara dikkat edilerek çocuğun ölen kişinin mezarını kısa sürede ziyaret etmesi sağlanmalıdır.
KAYBI OLAN ÇOCUKLARDA… Korku ve kaygı; Parmak emme, alt ıslatma gibi gelişim becerilerinde gerilik, bebeksi davranışlar; Anne babadan ayrılmaktan korkma; Kâbuslar; Yalnız yatmaktan, gök gürültüsü ve şimşekten, yabancılardan korkma gibi yeni korkuların oluşması; Eskiden hiç yapmadığı davranışları yapmaya başlama; Öfke nöbetleri, saldırgan davranışlar; Engellenmeye karşı toleransın az olması; İçe kapanma, aktivitelere, hedeflere karşı duyulan isteksizlik; Aşırı hareketlilik; Anne babayı eskisinden daha duyarlı bir halde izleme; Okul başarısında düşme, okula devamsızlık; Dikkatte azalma; Aşırı dikkat; Takıntılı bir biçimde tekrarlanan oyunlar; Tekrar eden hatırlamalar; Sebebi bulunamayan mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, beslenme ve uyku düzensizlikleri gibi belirtiler gözlenebilir. BU GENEL HUZURSUZLUK HALİNİN EN AZ BİR AY DEVAM ETMESİ DURUMUNDA BİR UZMANDAN YARDIM ALINMALIDIR.
NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? Çocuğun önünde duygularınızı gösterin. Bazı aileler çocuğu üzmemek için yanında ağlamama gibi davranışlar gösterirler. Oysa çocuk yetişkinleri model alır. Ağlamak doğaldır ve aşırı kaçmadan yapıldığında üzüntünün dışa vurulması ve yaşanmasıdır. Böylece çocuk da duygularını ifade etmenin doğru yolunu sizi izleyerek öğretir. Soru sorması için çocuğu cesaretlendirin. Çocuğun 4-5 yaşından itibaren ölümü sorması doğaldır eğer sormuyorsa onu cesaretlendirin, içinde ölüm geçen bir hikaye ya da masalı okumak, anlatmak soru sorması için onu yüreklendirir. Çocuğun acısına duyarlı olun. Sarılın, öpün, anlayan gözlerle bakın. Uç kararlarınızı çocukların önünde söylemeyin. O da uç kararlar verebilir. Örneğin eşini kaybeden bir anne artık onsuz nasıl yaşarım, yaşamak istemiyorum gibi üzüntüyle açıklamalar yaparsa çocuk bunları ciddiye alabilir ve olumsuz etkilenebilir.
NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? Yaşanan olayla ilgili bilgi verin, bilgi edinmek çoğu insanın kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Örneğin, yaşanan olay depremse deprem ile ilgili bilgilendirme yapılmalıdır. Çocuğunuzla daha fazla zaman geçirin. Fiziksel temas kurun; sarılın, öpün, saçını okşayın. Gerginliklerini azaltmak için oyun imkânları tanıyın. Resim yaparak gerginliklerinden kurtulmaları için yönlendirin. Daha büyük çocuklarla ayrıntılı konuşun. Duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri için onları destekleyin, yüreklendirin. Sorularını anlayabilecekleri şekilde cevaplamaya çalışın. Onları sevdiğinizden, desteklediğinizden ve onları hep koruyacağınızdan emin olmalarını sağlayın.
ÖZETLERSEK; Çocuğa ölüm haberi vermeden önce ölümü nasıl algıladığından emin olun gerekirse bir uzmandan yardım alın. Ölümü, büyükle, uyumakla,yaşlanmakla, seyahate çıkmakla veya Allah’ın sevgili kulu olmakla asla özdeşleştirmeyin. Çocuğun sorularına her defasında aynı yanıtı verin.Çevrenizdekileri de bu konuda uyararak kendini güvende hissetmesini sağlayın. Çocuğunuzu bu günlerde asla kendinizden uzaklaştırmayın, başka bir şehre yollamayın, çocuğun yanında ağlamaktan korkmayın ancak kendinizi de kaybetmeyin.
ÖZETLERSEK; Çocuğunuzun ağlamasına izin verin.Bazı çocuklar hiçbirşey olmamış gibi oynamaya devam edebilir.Çocukların tepkilerinin yetişkinlerden farklı olabileceğini unutmayın.Üzülmediği için onu suçlamayın. Ölünün yüzünü ve gömülme anını çocuğa izlettirmeyin. Çocuğunuzun öğretmeni ile işbirliği içinde olun, onun oyunlarını,resimlerini ve davranışlarını dikkatlice gözlemleyin. Bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin.