Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Kitaplar denilince kimimiz ekşi bir limon görmüşçesine yüzümüzü buruştururuz kimimiz karanlık bir odaya kilit vurulmuşçasına sıkılırız kimimiz ise küçük.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Kitaplar denilince kimimiz ekşi bir limon görmüşçesine yüzümüzü buruştururuz kimimiz karanlık bir odaya kilit vurulmuşçasına sıkılırız kimimiz ise küçük."— Sunum transkripti:

1

2 Kitaplar denilince kimimiz ekşi bir limon görmüşçesine yüzümüzü buruştururuz kimimiz karanlık bir odaya kilit vurulmuşçasına sıkılırız kimimiz ise küçük bir çocuk edasıyla masumca seviniriz. İşte ben masumca sevinenlerden oldum. Çünkü kitaplarla hayatı yeniden keşfettim.

3

4 Bugün Bulgaristan sınırları içinde olan Gümülcine sancağında doğmuştur. 41 yaşında vefat etmiştir. Asıl mesleği almanca öğretmenliğidir. Daha sonra edebiyata yönelmiştir.

5 Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır. Sabahattin Ali büyük romanı Kuyucaklı Yusuf’ta lirik ve romantik bir kahramanının yanı sıra, zalim ve ağulu bir taşra portresini bütün aktörleriyle gözümüzde canlandırır.

6 Kitaptan küçük bir kesit: ‘’Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez’in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf’un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.‘’

7

8 1859-1952 yılları arasında yaşamış Norveçli bir yazardır. Asıl adı Knut Pedersen’dir. Hayatının büyük kısmı kırsal kesimlerde geçmiştir. Okula gidememiştir. Amerika’da para kazanmak için biletçilik, ırgatlık gibi pek çok işte çalışmıştır. Knut Hamsun, 1889′da memleketine geri dönmüştür. 1890′da ilk romanı Açlık yayınlanmıştır. Bundan sonra hayatını kalemiyle kazanmıştır. Albert Langen’in desteğiyle ünü ülke dışına da çıkmış, 1920′de Nobel Edebiyat Ödülü almıştır. Savaş sırasında Nazileri tuttuğu için Norveçlilerden büyük tepki almış, deli olduğu sanılarak evine kapatılmıştır. 19 Şubat 1952 yılında doksan iki yaşında banyoda ölü bulunmuştur. Cenazesi yakılmıştır.

9 Eserde, yazarın gençlik yıllarında yazar olmak için verdiği mücadele etkileyici bir üslupla anlatılmaktadır. Roman, açlığı en korkunç derecede yaşayan bir yazarın öyküsüdür. Açlık kahramanın fiziksel ve ruhsal durumunu derinden etkiler. Knut Hamsun, bu hâli Açlık adlı eserinde ustalıkla anlatmaktadır. Ayrıca bu kitapta verilen önemli bir mesaj ‘İnsan hayallerinin peşinden gitmelidir ve bunu yaparken hiçbir zaman ahlak dışı davranışlarda bulunmamalıdır.’

10

11 İskender Pala (d. 8 Haziran 1958, Uşak), Türk profesör ve divan edebiyatı araştırmacısıdır. İlkokul’u Uşak Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda bitirdi. Lise’yi Kütahya Lisesi’nde bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okumaya hak kazandı. Aynı okulda yaptığı lisans tez çalışması Câmiu'n-Nezâir’dir. Doktora çalışmasını ise "Aşkî, Hayatı, Edebî Şahsiyeti ve Divânı" başlığı altında yine İstanbul Üniversitesi’nde yapmıştır.

12 Yunus Emre ve Aşk ağırlıklı bir kitap ile karşımıza çıkan İskender Pala,yalın dille okuyucularını büyülüyor. Aşkı en iyi yaşayanlardan ve onu yaşatanlardan birisini konu alan bir kitap olan Od bir Yunus Emre romanı. Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, şiirleri gönülden gönüle dolup dilden dile dolaşan Yunus Emre, bu kez Od’un ana kahramanı olmuş. İskender Pala’nın ilim ve kültür adamı olmasının yanında, yazar kişiliğinin imbiğinden geçirilerek aşkın tahtına bir kez daha oturtuluyor. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emre’nin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. Romanın her sayfasında Yunus’un hamlıktan saflığa geçişi okunuyor.

13

14 Asıl adı Honore Balssa'dır. Köy kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası tüccardır. 6 yıl Vendome'da College des Oratoriens'te öğrenim gördü. Napolyon'un devrilmesinden sonra ailesi Paris'e taşındı. Burada 2 yıl daha okula gitti. 3 yıl bir avukatın yanında çalıştı. Ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim ağır bastı. Trajedi türünü denediği 1819'da yazılmış "Cromwell" adlı tiyatro oyunu başarı kazanamayınca romana yöneldi. Para kazanmak için tarihsel, mizahi ve gotik romanlar yazdı. Bunları değişik adlarla yazdı. Basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Başarılı olamayınca tekrar edebiyata döndü. Edebiyat hayatında çok başarılı eserler sundu. Birçok ülkede satılan romanları ve kitapları çok büyük ilgi gördü ve tepkileri üstüne topladı. Edebiyatta başarılı olan Balzac hayatının sonuna kadar edebiyatla uğraştı.

15 Goriot Baba, eski bir makarna ve un fabrikatörüdür.Bu işten oldukça para elde etmiş olan Mösyö Goriot,servetinin büyük kısmını kızları için harcamıştır.Oldukça fedakar bir adam olan Goriot Baba için en önemli şey,kızlarının mutluluğudur. Damatları tarafından istenmeyen Goriot Baba,kaderine boyun eğmiş ve Vauquer Pansiyonu'na yerleşmiştir. Goriot Baba, iyilik ve saflığın; lüks içinde yaşayan kızları Delphine ve Anastasie ise kötülük ve nankörlüğün temsilcileridir..

16

17 1971’de İstanbul’da doğmuştur. Türk gazeteci ve yazardır. Özellikle uluslararası ilişkiler, Avrupa Birliği ve bilimsel araştırmalar ile ilgili haber, yazı ve röportajları ile tanınıyor.

18 Ali Çimen 30 ünlü kadınının hayatını anlatıyor. Bu 30 kadın arasında Mısır İmparatoriçesi Cleopatra, ünlü kadın casus Mata Hari, Nobelli Madam Curie, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir dönemine imzasını atmış Hürrem Sultan, Hz. Muhammed (sav)’in fedakarlık dolu eşi Hz. Hatice, Firavun gibi bir zalimin inanan eşi olup Kur’an-ı Kerim’de adı geçen Hz. Asiye gibi isimler de var; insanlığın özgürlüğe giden yolda devrim niteliğinde adımlar atmasını sağlayan siyahi kadın eylemci Rosa Parks ve Tom Amca’nın Kulübesi isimli romanıyla Amerika’daki kölelik kurumuna kalemiyle savaş açan Harriet Beecher Stowe da kitapta yer alan isimler arasında bulunmaktadır.

19

20 22 çocuklu bir ailenin, hayatta kalabilen 13 çocuğundan biri olarak Dublin'de doğmuştur.Beyin felci ile dünyaya gelmiş ve uzun süre hareket ve konuşma yetenekleri olmadan yaşamıştır. Doktorlar, başlangıçta Christy Brown'un zihinsel olarak özürlü olduğunu düşünmüşlerdir ve öleceğini söylemişlerdir. Fakat annesi doktorların sözüne aldırmayarak oğlunun eğitilebileceğine inandı. Annesinin bu çabaları sonuç verdi ve Christy Brown sol ayağını kullanarak yazmayı ve resim yapmayı başardı. Konuşmaya başlaması ile birlikte, doktorlar tedavi biçimini değiştirerek fizyoterapiye ağırlık vermişler, böylelikle yazar daha rahat hareket edebilmeye başlamıştır. Yaşamı boyu yardıma muhtaç olarak yaşaması onun İrlanda'nın tanınmış yazarları arasına girmesini engellememiştir. Sadece sol ayağını kullanarak yazdığı eserler, onun dünya çapında bir üne kavuşmasını sağlamıştır.

21 Benim tavsiye kitabım Christy Brown’un Sol Ayağım adlı eseridir. Çünkü bu kitapla yazar her zaman bir umut ışığının olduğunu bize göstermiştir. Ve son olarak kitapta unutamadığım cümleyi sizlerle paylaşıyorum: ‘’Başaramayacağın hiçbir şey yok Christy ve unutma ki bu yolun tamamında seninle birlikte olacağım.’’


"Kitaplar denilince kimimiz ekşi bir limon görmüşçesine yüzümüzü buruştururuz kimimiz karanlık bir odaya kilit vurulmuşçasına sıkılırız kimimiz ise küçük." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları