Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MEDENİ USUL HUKUKU.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MEDENİ USUL HUKUKU."— Sunum transkripti:

1 MEDENİ USUL HUKUKU

2 Bu sunumun hazırlanmasında şu eserlerden yararlanılmış, eserlere metin içinde ayrıca atıf yapılmamıştır: Kuru, Arslan, Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2013. Pekcanıtez, Atalay, Özekes, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2014. Alangoya, Yıldırım, Deren – Yıldırım, Medeni Usul Hukuku Esasları, 7. Baskı, İstanbul 2009. Bilge Umar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2011. Abdurrahim Karslı, Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı, 2. Baskı, İstanbul 2012. Timuçin Muşul, Medeni Usul Hukuku, 3. Baskı, Ankara 2012.

3 Kaynaklar (Kitap) Pekcanıtez / Atalay / Özekes – Medeni Usul Hukuku
Kuru / Arslan / Yılmaz – Medeni Usul Hukuku Abdurrahim Karslı - Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı Timuçin Muşul – Medeni Usul Hukuku Alangoya / Yıldırım / Deren-Yıldırım – Medeni Usul Hukuku Esasları

4 Kaynaklar (Kanun) 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu T.C. Anayasası Yargıtay Kanunu Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Avukatlık Kanunu Harçlar Kanunu Milletlerarası Tahkim Kanunu Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği

5

6 Kavramlar: Hak: Hukuk düzenince korunan menfaat veya tanınan yetki. Hukuk: İnsanların birbirleriyle veya oluşturdukları topluluklarla ilişkisini düzenleyen ve yaptırımı olan kurallar bütünü. Anlaşmazlık: Hak olarak hukuk düzenince korunan, mevcut bir menfaatin ihlali veya hukuk düzenince kurulmuş menfaat dengesinin bozulması. Bu durumun dışa yansıtılması (örneğin dava açılması, icra takibi yapılması, ihtar çekilmesi vb.) uyuşmazlık ortaya çıkar. Hukuk yargılamasının temelinde uyuşmazlık yatar.

7

8

9 Uyuşmazlığın tek çözüm yolu yargısal faaliyet, özellikle de devletin yargısal faaliyeti değildir.
Dava açtıklarında taraflar bir üçüncü kişi olarak devleti de uyuşmazlığa dahil ederler. “En kötü sulh, en iyi davadan daha iyidir.”

10

11

12 Uyuşmazlık Çözümleri:
1. Tarafların uyuşmazlığı kendi aralarında çözmeleri 2. Uyuşmazlığı yargı dışında bir arabulucu veya uzlaştırmacı vasıtası ile çözmeleri 3. Uyuşmazlığın çözümünü büyük ölçüde kendi belirledikleri esaslar çerçevesinde başvurdukları tahkim 4. Tarafların makamı ve yargılama şeklini seçemedikleri mahkeme eliyle yargılama Bu sıra ile çözüme teşvik etmek her hukukçunun görevidir. Uyuşmazlıkların mahkemeye taşınmaması hem tarafların ilişkileri açısından önemlidir, hem de mahkemelerin iş yükü azalacağı için yapılacak olan yargılama daha kaliteli olacaktır...

13 Mahkeme dışı yollar tüketilmişse veya gidilmek istenmiyorsa:
Anayasa m. 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Anayasa m. 5: Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Anayasa m. 36 (Hak Arama Hürriyeti): Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. Anayasa m. 40: Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.

14 Sonuç Dava Yolu İle Çözüm Sonucunda Arabulucu Yolu İle Çözüm Sonucunda
14

15 Adalete sadece erişmek yeterli değildir, bu mekanizmanın etkin şekilde kullanılabilmesi gerekir…
Adalete Erişimin Unsurları: 1. Uyuşmazlıklar büyümeden ve dava konusu yapılmadan çözülecek tedbirler alınmalıdır. 2. Adalet mekanizması ihtiyaçlara cevap verir şekilde oluşturulmalı ve yürütülmelidir. 3. Adalet mekanizması kolay, anlaşılabilir, karmaşıklıktan uzak olmalıdır. 4. Usul ekonomisi çerçevesinde ucuz ve hızlı olmalıdır; etkin, çabuk ve az giderle işleyen bir yapıya sahip olmalıdır. 5. Sosyal ve Mali yönden zayıf kişiler de adalet mekanizmasına erişebilmelidir (örn: adli yardım). 6. Adalet mekanizması içinde yer alan kişilerin (hem asli hem de yardımcı) yeteri donanıma (bilgi) sahip olmaları gerekir. 7. Adalet mekanizması sürekli kontrol altında tutulmalı ve tıkandığı noktalar tespit edilmelidir. 8. Yargılama usulleri adil yargılanmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı, adil bir kararın ortaya çıkmasına hizmet etmelidir.

16 Hak Arama Özgürlüğü > Soyut objektif bir hak. Hukuki korunma talebi > Bu hakkın somut olarak karşılanması. Adalete Erişim > Hakkın etkin kullanılmasını sağlayan mekanizmadan yararlanma.

17

18 Anayasa m. 36 (Hak Arama Hürriyeti): Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. Bir uyuşmazlıkla ilgili olarak Mahkemelere başvurulduğunda mahkemenin bu uyuşmazlığı nasıl çözümleyeceği, ne tür bir yöntem uygulayacağı, usul hukukunun konusunu oluşturur. Medeni Usul Hukuku ise hukuk mahkemeleri önünde, özel hukuka ilişkin uyuşmazlıkların yargılaması ile ilgili yazılı veya yazılı olmayan kurallar bütünüdür.

19 Medeni Usul Hukuku Mahkemelere taşınan veya taşınmak istenen bir uyuşmazlık çerçevesinde: Bir tarafın diğer tarafla (ve bazı istisnai hallerde üçüncü kişiler ile) Tarafların mahkeme ile ve Mahkemenin kendisi ve diğer Mahkemelerle olan ilişkisini düzenler.

20 Medeni Usul Hukukunun Amacı:
Sübjektif hakların korunması ve gerçekleşmesini sağlamak. Objektif hukukun korunarak hukuk barışının sağlanması. Tüm usul (yargılama) hukuklarının amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Medeni Usul Hukukunun amacı da maddi gerçeğe ulaşmaktır, şekli gerçeğe ulaşmak değildir! (hakimin davayı aydınlatma yükümü, resen delile başvurulabilen haller, dürüstlük ve doğruyu söyleme yükümü vb.)

21 Medeni Usul Hukukunun Özellikleri:
Kamu Hukuku niteliği ağır basar. Usul hukuku kuralları hem mahkemeler hem de taraflar açısından kural olarak emredicidir. Şekilcilik esastır. (Jhering: “Şekil özgürlüğün ikiz kardeşi, keyfiliğin ise düşmanıdır.”) Medeni Usul Hukukunun görevi geçici korumaları da içerir, fakat hüküm verilmesi ile biter, bundan sonrası İcra Hukukunun işidir.

22 Medeni Usul Hukukunun Yer ve Zaman İtibariyle Uygulanması:
Yer Bakımından: Usul Kuralları Lex Fori’ye (mahkemenin hukukuna) tabidir. Maddi hukuk olarak Lex Causae (uyuşmazlığın hukuku) uygulansa bile, hakim kendi usulünü uygular. İspat Hukuku: Maddi yönü: Lex Causae Usuli Yönü: Lex Fori Zaman Bakımından: 1. Usul kuralları kural olarak derhal uygulanır. 2. Uyuşmazlığın değil, davanın açıldığı tarih önemlidir. 3. Usul işlemlerinin tamamlanmışsa kural olarak etkilenmez.

23 Kaynaklar (Kanun) 1086 Sayılı 1927 tarihli Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (Geçici 3. madde çerçevesinde) (İsviçre Nöşatel Kantonu) (2011 itibariyle İsviçre Federal Usul Kanunu) 6100 Sayılı 2011 tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu (1 Ekim 2011) MADDE 448- (1) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır. GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz. (2) Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz.

24 Kaynaklar (Kanun) 6100 Sayılı 2011 tarihli
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (1 Ekim 2011) GEÇİCİ MADDE 3 – (Ek: 31/3/ /30 md.) (1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.

25 T.C. Anayasası ve Diğer Mevzuat
Kaynaklar T.C. Anayasası ve Diğer Mevzuat T.C. Anayasası Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Yargıtay Kanunu Avukatlık Kanunu Harçlar Kanunu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Noterlik Kanunu

26 Kaynaklar Tebligat Kanunu Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu Milletlerarası Tahkim Kanunu Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği Diğer Usul Kanunları (örn: İş Mahkemeleri Kanunu) Maddi Kanunlardaki Usule İlişkin Hükümler (örn: MK m. 6) Yargıtay Kararları (HMK’na uydukları ölçüde geçerliliklerini korumaya devam edecekler) Doktrin

27 Medeni Usul Hukuku Kurallarının Yorumlanması
Lafzi Yorum (Usul Kurallarında şekil önemli olduğu için asıl yorum lafzi yorumdur). Kanun koyucunun amacın araştırılması (gerekçe – özellikle yeni kanunlar açısından çok önemlidir). T.C. Anayasasındaki temel ilkeler göz önüne alınmalı. Medeni Usul Hukukuna Hakim olan İlkeler (HMK m. 24 – 33).

28 YARGI Organik ve Şekli Anlamda: Mahkemelerin her türlü faaliyeti
Maddi Anlamda: Objektif hukukun (soyut hukuk kurallarının), bağımsız hakimler (mahkemeler) tarafından belli (somut) bir olaya uygulanmasıdır. Anayasa m. 9: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır. Burada bahsedilen yargı, Devletin Yargı Erkinden kaynaklanan yargıdır, geniş anlamda yargı tüm uyuşmazlık çözüm yollarını (örn: Tahkim) içerir.

29 Medeni Yargı (Hukuk Yargısı)
YARGI KOLLARI (ÇEŞİTLERİ) Anayasa Yargısı Uyuşmazlık Hesap Adli Yargı Medeni Yargı (Hukuk Yargısı) Ceza Yargısı Seçim İdari Genel İdari Yargı Askeri

30 Anayasa Mahkemesi Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi MADDE 152- Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır. Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.

31 Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru
Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.

32 Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 45 ila 51. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu hükümler 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. MADDE 45- (1) Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. (2) İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.

33 Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru
(3) Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz. MADDE 46- (1) Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir. (2) Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz. Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir. (3) Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar bireysel başvuru yapamaz.

34 - İdare tarafından açılan davalar adli yargıda görülür.
İdari Yargı Devlet, belediye, köy gibi idari makamların idari faaliyetleri sebebiyle ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözümleyen yargı koludur. - İdarenin özel hukuka tabi sözleşmelerinden doğan davalara adli yargıda bakılır. - İdare tarafından açılan davalar adli yargıda görülür. - İdari yargıda görülmesi gerektiği halde bazı davalar Adli yargının görev alanına sokulmuştur, örnek olarak: - Kamulaştırma Kanunu ile kamulaştırma bedeline itiraz davaları. - İcra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından dolayı tazminat davaları.

35 Ceza Yargısı – Medeni Yargı İlişkisi
Ceza Yargısı ve medeni yargının tabi olduğu ilkeler çoğunlukla farklılık gösterir. Bitişik yargılama (ceza + tazminat) CMK çerçevesinde artık mümkün değil, ayrı yargılama yapılması gerekir. Medeni yargıdaki bir davada ceza yargılamasını ilgilendiren bir husus kural olarak ön sorun yapılıp incelenebilir (örn: adi senedin sahteliği). Ya da bekletici sorun da yapılabilir, takdir Mahkemededir. HMK m.214

36 Ceza Yargısı – Medeni Yargı İlişkisi
Türk Borçlar Kanunu (6098) m. 74: (818 sayılı BK m.53) Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.

37 1. Çekişmeli Yargı 2. Çekişmesiz Yargı Medeni Yargı
Çekişmesiz yargı da bir yargılama faaliyetidir, kural olarak mahkemeler görevlidir. (istisna örneği: 6217 sayılı kanun ile çekişmesiz yargı konusunda noterlere yeni görevler verildi: a) Terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi. b) Mirasçılık belgesi verilmesi.) Çekişmesiz yargıda süjeler taraf değil, ilgililerdir. Çekişmesiz yargıda da bir çekişmenin, bir uyuşmazlığın bulunması söz konusu olabilir, ancak kanunun belirlemesi nedeniyle çekişmesiz yargı işi sayılır.

38 HMK m. 382: Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır: İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller (Uyuşmazlığın Bulunmaması - Hasım Yokluğu - m. 382/a). İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller (Sübjektif Hakkın Yokluğu – m. 382/b). Hâkimin resen harekete geçtiği hâller (m. 382/c) Çekişmesiz yargıda kural olarak Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir, kural olarak talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir, kural olarak Basit Yargılama Usulü uygulanır, kararlara karşı kural olarak istinaf yoluna gidilebilir, kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Ancak bunların hepsinin aksinin kanun tarafından belirlenmesi mümkündür.

39 MAHKEMELER Mahkeme: Uyuşmazlık konusu somut bir olayda, hukuka uygun olarak yargılama yaptıktan sonra haklı olan kişi lehine karar veren, devletin bağımsız yargı organları. Anayasa m. 9: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Anayasada düzenlenmiş olan (yüksek) mahkemeler: 1.Anayasa Mahkemesi 2.Yargıtay 3.Danıştay 4.Askeri Yargıtay 5.Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 6.Uyuşmazlık Mahkemesi

40 MAHKEMELER Bunlar dışındaki mahkemeler sadece kanunla kurulabilir (AY m. 142). Tabii Hâkim İlkesi (Doğal Yargıç İlkesi): Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Tabii hâkim ilkesi hem hukuk hem de ceza yargısı bakımından geçerlilik taşır. Kanunilik ve öncelik ilkesi Adli Yargıda ilgili kanun 5235 sayılı “Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun”dur. Bu kanun ile bir üst derece mahkemesi olan Bölge Adliye Mahkemeleri de kurulmuştur.

41 Mahkeme Türleri 1 - Kuruluş ve çalışma biçimlerine göre; a) Tek hâkimli mahkemeler b) Çok hâkimli (toplu) mahkemeler 2 - Yargı sistemine ilişkin derecelendirmede bulundukları yere göre; a) İlk derece mahkemeleri (=bidayet mahkemeleri=hüküm mahkemeleri = vakıa mahkemeleri) b) Üst derece mahkemeleri 3 - Görmeyi üstlenmiş oldukları uyuşmazlıkların niteliklerine ya da tarafların statülerine göre a) Genel mahkemeler b) Özel mahkemeler

42 İlk Derece Mahkemeleri
Genel Mahkemeler: Özel mahkemelerin görevli kılınmadığı durumlarda bu mahkemeler görevlidir, özel mahkeme olmayan yerlerde ise bu davaları özel mahkeme sıfatı ile görürler. 5235 sayılı Kanuna göre tüm genel mahkemeler (sulh hukuk, asliye hukuk) tek hakimlidir sayılı kanunla tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemeleri tek hakimli olarak değiştirildi) 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (parasal sınırın kaldırılmasıyla aslında tek genel mahkeme haline gelmiştir) Bu mahkemelerin ihtiyaç halinde daireleri kurulur. Bu daireler arasındaki işbölümü sadece iş yüküne göre yapılabilir, dava konusuna göre yapılamaz, zira böyle bir dağılım sadece kanun ile yapılabilir (AyM kararı). Dava nöbetçi mahkemeye açılır, nöbetçi mahkeme dağılımı yapar. Büyük yerlerde tevzi bürosu bulunur. Bu tevzi bürolarına dava açılır, tevzi bürosu iş yüküne göre davaları dağıtır).

43 Özel Mahkemeler Özel mahkemeler kanunla kurulurular, belirli bir konuda ihtisas sahibi olurlar. 1. Kadastro Mahkemeleri (Kadastro Kanunu) 2. İş Mahkemeleri (İş Mahkemeleri Kanunu) 3. İcra Mahkemeleri (İcra ve İflas Kanunu – İTM ) 4. Tüketici Mahkemeleri (Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun) 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ) 6. Aile Mahkemeleri (4787 sayılı Kanun – 2003) 7. Denizcilik İhtisas Mahkemeleri (Ticaret Kanunu – 2004) (1 Temmuz 2012’den itibaren ortadan kalktı). 8.Ticaret Mahkemeleri

44 Bölge Adliye Mahkemeleri
5235 sayılı kanun ile 2004 yılında kuruldu. 2007 yılında bölgeler ve daire sayıları Resmi Gazetede yayınlandı. Buna göre: İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Konya, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır, Kayseri, Van,’da olmak üzere 9 adet BAM kuruldu. 2011 yılında Cumhuriyet Başsavcıları atandı, diğer hakim ve savcılar ise henüz atanmadı. 2013 yılında faaliyete geçmeleri umuluyor. HMK’na 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. Madde ile 1086 sayılı HUMK’un ilgili hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği düzenlendi.

45 B.A.M. Hukuk Dairelerinin Görevleri
1. Adlî yargı ilk derece hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceleyip karara bağlamak, 2. Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek, 3. Yargı çevresindeki yetkili adlî yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk mahkemesine nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

46 YARGITAY Yargıtay’ın karar mercileri Hukuk ve Ceza Daireleri, Hukuk ve Ceza Daireleri Genel Kurulları ve Yargıtay Büyük Genel Kuruludur. Yargıtay’da 23 Hukuk, 15 Ceza Dairesi Bulunur (6110 sayılı Kanun). Bunlar arasında görev temelli bir işbölümü vardır. Yargıtay, B.A.M.’nin kurulması ile birlikte, B.A.M.’nin verdikleri kararlar için bir kanun yolu mercii haline gelecektir.

47 Hukuk ve Ceza Daireleri Genel Kurullarının Görevleri (Yargıtay Kanunu m. 15)
1.Yargıtay dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek karar vermek, 2. a) Aynı veya farklı yer bölge adliye mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar bakımından hukuk daireleri arasında veya ceza daireleri arasında uyuşmazlık bulunursa, b) Hukuk daireleri arasında veya ceza daireleri arasında içtihat uyuşmazlıkları bulunursa, c) Yargıtay dairelerinden biri; yerleşmiş içtihadından dönmek isterse, benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş bulunursa, Bunları içtihatların birleştirilmesi yoluyla kesin olarak karara bağlamak,

48 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
Hukuk ve Ceza Daireleri Genel Kurullarının Görevleri (Yargıtay Kanunu m. 15) 3. Yargıtay Başkan ve üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili ile yargılama görevi özel kanunlarınca Yargıtay Genel Kurullarına verilen kişilere ait davaları ilk mahkeme olarak görmek ve hükme bağlamak ve ilk mahkeme olarak özel dairelerce verilen hüküm ve kararların temyiz ve itiraz yoluyla incelenmesini yapmak, 4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.

49 Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Görevleri (Yargıtay Kanunu m. 16)
1. Birinci Başkanı, birinci başkanvekillerini, daire başkanlarını ve bu Kanunda gösterilen kurulların üyelerini seçmek, 2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili adaylarını belirlemek, 3. Özel kanunların Yargıtay üyelerinin katılmasını öngördüğü kurullara üye seçmek veya üye adayı belirlemek, 4. Yargıtay İç Yönetmeliğini yapmak ve gerektiğinde değiştirmek,

50 Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Görevleri (Yargıtay Kanunu m. 16)
5. Hukuk Genel Kurulunun benzer olaylarda birbirine aykırı biçimde verdiği kararları ile Ceza Genel Kurulunun yine benzer olaylarda birbirine aykırı olarak verdiği kararları veya Hukuk Genel Kurulu ile Ceza Genel Kurulu; Hukuk Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi; Hukuk Genel Kurulu ile bir ceza dairesi veya Ceza Genel Kurulu ile bir ceza dairesi; Ceza Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi veya bir hukuk dairesi ile bir dairesi ceza arasındaki içtihat uyuşmazlıklarını gidermek ve içtihatları birleştirmek, 6. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.

51 Mahkemeler Arası Yardımlaşma (İstinabe)
Mahkemeler sadece kendi yargı çevresi içindeki konularda faaliyet gösterebilirler (yargısal faaliyet > yetki). Yargı çevresi ilçe idari sınırları ile belirlenir (Büyükşehir Belediyeleri için bazı istisnalar vardır). Kendi sınırları dışında bir iş yapması gerekiyorsa (ör: keşif, tanık dinlemek) o yer mahkemesinden yardım ister. Buna istinabe (talimat) denir. Yapılacak işlem yardım istenilen mahkemenin yargı çevresine giriyorsa, yapılması istenilen işlem açık ve ayrıntılı şekilde belirtilmişse ve giderler verilmişse mahkeme bunu yerine getirmek zorundadır. Yerine getirilmezse hakimin sorumluluğu söz konusu olur.

52 Mahkemeler Arası Yardımlaşma (İstinabe)
Mahkeme sadece kendisinden istenilen işlemi yerine getirir, resen başka bir işlem yapamaz. 1954 Tarihli Lahey Anlaşmasına üye ülkeler veya ikili anlaşmaların olduğu ülkelerle yurt dışı istinabe de yapılabilir. HMK m. 197 / III: “Delillerin incelenmesi veya beyanların dinlenmesi sırasında taraflar, istinabe olunan mahkemede hazır bulunabilir ve delillerle ilgili açıklama haklarını kullanabilirler. Bu hususu sağlamak için, taraflara incelemenin yapılacağı tarih ve yer bildirilir. Bu davet üzerine taraflar istinabe olunan mahkemede hazır bulunmasalar dahi deliller incelenir veya beyanlar dinlenir.”

53 Asli Görevliler (Kurucu Unsurlar)
YARGI GÖREVLİLERİ Asli Görevliler (Kurucu Unsurlar) Hakim Savcı Avukat Yardımcı Adalet Personeli Yazı İşleri Müdürü Zabıt Katibi Mübaşir vd.

54 HAKİM Hakimler, yargı yetkisini millet adına kullanırken, devleti temsil ederler. Hakimlik görevini yürütmek tekeli, meslekten hakimlerdedir. Hakimlerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı Anayasa’da (m. 139) düzenlenmiştir.

55 Hakim Olabilme Koşulları (Hakimler ve Savcılar Kanunu m. 8)
a)Türk vatandaşı olmak, b)Giriş sınavının yapıldığı tarih itibarıyla otuzbeş yaşını doldurmamış olmak. c) Adli yargı adayları için; hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye‘deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak, İdarî yargı adayları için; hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye'de hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarı belgesi almış bulunmak, hukuk fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak adaylar bakımından, her dönemde alınacak aday sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere ihtiyaç oranında, hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idarî bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış veya bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumlarından mezun olmak,

56 Hakim Olabilme Koşulları (Hakimler ve Savcılar Kanunu m. 8)
d) Kamu haklarından yasaklı olmamak, f) Askerlik durumu itibariyle askerlikle ilgisi bulunmamak veya muvazzaflık hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedeğe geçirilmiş olmak, g) Hakimlik ve savcılık görevlerini sürekli olarak yurdun her yerinde yapmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı veya sakatlığı, alışılmışın dışında çevrenin yadırgayacağı şekilde konuşma ve organlarının hareketini kontrol zorluğu çekmek gibi özürlü durumları bulunmamak, h) Taksirli suçlar hariç olmak üzere, üç aydan fazla hapis veya affa uğramış olsa bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı bir suçtan veya kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak veya bu suçlardan veya taksirli suçlar hariç olmak üzere üç aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir fiilden dolayı soruşturma veya kovuşturma altında olmamak.

57 Hakim Olabilme Koşulları (Hakimler ve Savcılar Kanunu m. 8)
I) Yazılı yarışma sınavı ile mülakatta başarı göstermek, j) Hakimlik ve savcılık mesleğine yakışmayacak tutum ve davranışlarda bulunmamış olmak, k) Avukatlık mesleğinden adaylığa geçmek isteyenler için; yukarıdaki (ı) bendi hariç diğer şartları taşımakla birlikte, mesleklerinde fiilen en az beş yıl çalışmış, giriş sınavının yapıldığı yılın Ocak ayının son günü itibariyle kırkbeş yaşını doldurmamış ve kendi aralarında yapılacak olan yazılı yarışma sınavında ve mülâkatta başarılı olmak.

58 Hâkimlerin Bağımsızlığı
Anayasa m Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Anayasa m. 140/V - Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar. Bağımsızlık hem diğer kuvvetlere, özellikle de idareye karşı, hem de taraflar ve diğer üçüncü kişilere (örneğin medya) karşı geçerlidir.

59 Hâkimlik ve savcılık teminatı (MADDE 139)
1. Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, 2. kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; 3. bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz. (Yer yönünden güvence yoktur) İstisnalar: 1. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, 2. Görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar 3. meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.

60 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Anayasa Madde 159: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.

61 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Anayasa Madde 159: Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir. Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir. Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

62 Hakimlerin Hukuki Sorumluluğu
Hâkimler ve Savcılar Kanunu MADDE 93/A – Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle: a) Ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir. b) Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamaz. Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan; a) Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün, b) Dava sonunda verilen hükmün, kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir.

63 Hakimlerin Hukuki Sorumluluğu
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce, hâkim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkûmiyeti hâlinde ise tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Devlet, ödediği tazminattan dolayı, tazminat davasına konu işlem, faaliyet veya kararla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkim veya savcıya rücu eder. Kanun yoluna başvurulması için miktar veya değere ilişkin olarak öngörülen sınırlamalar, hâkim ve savcıların işlem, faaliyet veya kararlarına dayanılarak açılan her türlü tazminat ve rücu davalarında uygulanmaz.

64 Hakimlerin Hukuki Sorumluluğu
Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılacak tazminat davaları ile rücu davalarında bu madde hükümleri; bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde ise ilgisine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır. Bu madde hükümleri; a) Yüksek mahkemelerin başkanları, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar, b) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu müfettişleri ile adalet müfettişlerinin, yetkilerini kullanırken yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar, nedeniyle açılacak tazminat davaları hakkında da uygulanır.”

65 Hakimlerin Hukuki Sorumluluğu
Devletin sorumluluğu ve rücu HMK MADDE 46- (1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir: a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması. b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması. c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması. ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

66 Hakimlerin Hukuki Sorumluluğu
Devletin sorumluluğu ve rücu d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması. e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması. (2) Tazminat davasının açılması, hâkime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması yahut mahkûmiyet şartına bağlanamaz. (3) Devlet, ödediği tazminat nedeniyle, sorumlu hâkime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.

67 Hakimlerin Hukuki Sorumluluğu
Davaların açılacağı mahkeme MADDE 47- (1) Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda açılır ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür. Yargıtay ilgili hukuk dairesinin tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; bu Kurulun ilk derece mahkemesi sıfatıyla tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesi ise Yargıtay Büyük Genel Kurulunca yapılır. (2) Devletin sorumlu hâkime karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını karara bağlamış olan mahkemede görülür. NOT: HMK m. 74. Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; … hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz …)

68 Hakimlerin Hukuki Sorumluluğu
Dava dilekçesi ve davanın ihbarı MADDE 48- (1) Tazminat davası dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayanıldığı ve delilleri açıkça belirtilir; varsa belgeler de eklenir. (2) Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime resen ihbar eder. Davanın reddi hâlinde verilecek ceza MADDE 49- (1) Dava esastan reddedilirse davacı, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm edilir.

69 Hakimlerin Disiplin Sorumluluğu
Anayasa m. 159: (HSYK,) … Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir. Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Not: Verilebilecek cezalar (Hakimler ve Savcılar Kanunu): Uyarma, Aylıktan Kesme, Kınama, Kademe İlerlemesini Durdurma, Derece İlerlemesini Durdurma, Yer Değiştirme, Meslekten Çıkarma)

70 Hakimin Davaya Bakmasının Yasak Olması
MADDE 34- (1) Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır: a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada. b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında. c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında. ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında. d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında. e) Nişanlısının davasında. f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada. (NOT: AvK. Madde 13 – Bir hakim veya Cumhuriyet Savcısının eşi, sebep veya nesep itibariyle usul ve füruundan veya ikinci dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlarından olan avukat, o hakim veya Cumhuriyet Savcısının baktığı dava ve işlerde avukatlık edemez.)

71 Hakimin Davaya Bakmasının Yasak Olması
Çekinme kararının sonuçları MADDE 35- (1) Çekinme kararına karşı üst mahkemeye başvurulabilir. Yasaklama sebebinin doğduğu tarihten itibaren, o hâkimin huzuru ile yapılan bütün işlemler, üst mahkemenin kararı ile iptal olunabilir. Hüküm ve kararlar ise herhâlde iptal olunur. Bu durumda, hâkim yargılama giderlerine mahkûm edilebilir. (2) Çekinme kararının ilk derece mahkemesi hâkimince verildiği hâllerde, başvuru üzerine bölge adliye mahkemesinin vereceği karar kesindir. (NOT: HMK m. 375 – Yargılamanın İadesi Sebepleri - (b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.)

72 Hakimin Reddi Ret sebepleri MADDE 36- (1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir: a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması. b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması. c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması. ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması. d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması. Hâkimin bizzat çekilmemesi hâli MADDE 37- (1) Hâkim, reddini gerektiren sebeplerden biri varken bizzat çekilmezse, iki taraftan biri ret talebinde bulununcaya kadar davaya bakabilir.

73 Hakimin Reddi Hâkimin bizzat çekilmemesi hâli MADDE 37- (1) Hâkim, reddini gerektiren sebeplerden biri varken bizzat çekilmezse, iki taraftan biri ret talebinde bulununcaya kadar davaya bakabilir. Ret usulü MADDE 38- (1) Hâkimin reddi sebebini bilen tarafın, ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç öğrenmeden sonraki ilk duruşmada, yeni bir işlem yapılmadan önce bu talebini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret talebi dinlenmez. (2) Hâkimin reddi, dilekçeyle talep edilir. Bu dilekçede, ret talebinin dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir. (3) Hâkimin reddi dilekçesi, reddi istenen hâkimin mensup olduğu mahkemeye verilir. (4) Ret talebi geri alınamaz.

74 Hakimin Reddi (5) Hâkimi reddeden taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf bir hafta içinde cevap verebilir. Bu süre geçtikten sonra yazı işleri müdürü tarafından ret dilekçesi, varsa karşı tarafın cevabı ve ekleri, dosya ile birlikte reddi istenen hâkime verilir. Hâkim bir hafta içinde dosyayı inceler ve ret sebeplerinin kanuna uygun olup olmadığı hakkındaki düşüncesini yazı ile bildirerek, dosyayı hemen merciine gönderilmek üzere yazı işleri müdürüne verir. (6) Ret sebebi sabit olmasa bile, merci bunu muhtemel görürse, ret talebini kabul edebilir. (7) Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz. (8) Hâkimi çekilmeye davet, hâkimin reddi hükmündedir. (9) Bu kararlar aleyhine ancak hükümle birlikte kanun yollarına başvurulabilir.

75 Hakimin Reddi Çekilme kararının incelenmesi MADDE 39- (1) Hâkim, taraflardan birinin ret talebi üzerine veya kendiliğinden çekilme yönünde görüş bildirirse, ret talebini incelemeye yetkili merci, bu çekilmenin kanuna uygun olup olmadığına karar verir. Ret talebini incelemeye yetkili merci MADDE 40- (1) Hâkimin reddi talebi, reddi istenen hâkim katılmaksızın mensup olduğu mahkemece incelenir. (2) Reddedilen hâkimin katılmamasından dolayı mahkeme toplanamıyor ya da mahkeme tek hâkimden oluşuyor ise ret talebi, o yerde asliye hukuk hâkimliği görevini yapan diğer mahkeme veya hâkim tarafından incelenir. O yerde, asliye hukuk hâkimliği görevi tek hâkim tarafından yerine getiriliyorsa, o hâkim hakkındaki ret talebi, asliye ceza hâkimi varsa onun tarafından, yoksa en yakın asliye hukuk mahkemesince incelenir.

76 Hakimin Reddi (3) Sulh hukuk hâkimi reddedildiği takdirde, ret talebi, o yerdeki diğer sulh hukuk hâkimi tarafından incelenir. O yerde, sulh hukuk hâkimliği görevi tek hâkim tarafından yerine getiriliyorsa, o hâkim hakkındaki ret talebi, bulunma sıralarına göre; o yerdeki sulh ceza hâkimi, asliye hukuk hâkimi, asliye ceza hâkimi, bunların da bulunmaması hâlinde, en yakın yerdeki sulh hukuk hâkimi tarafından incelenir. (4) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi talebi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece karara bağlanır. Hukuk dairelerinin toplanmasını engelleyecek şekildeki toplu ret talepleri dinlenmez

77 Hakimin Reddi Ret talebinin geri çevrilmesi MADDE 41- (1) Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir: a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa. b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse. c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa. (2) Bu hâllerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir. (3) İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir.

78 Hakimin Reddi Ret talebinin incelenmesi MADDE 42- (1) Hâkimin reddi talebine ilişkin karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak da verilebilir. (2) Reddi istenen hâkim, ret hakkında merci tarafından karar verilinceye kadar o davaya bakamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan iş ve davalar bunun dışındadır. Daha önce hakkındaki ret talebi mercice reddolunan hâkimin, aynı durum ve olaylara dayanarak yeniden reddedilmesi hâli, hâkimin davaya bakmasına engel oluşturmaz. (3) Ret talebinin merci tarafından kabul edilmemesi hâlinde, reddi istenen hâkim davaya bakmaya devam eder. (4) Ret talebinin, kötüniyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her biri hakkında beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına hükmolunur. (5) Hâkim hakkında aynı davada aynı tarafça ileri sürülen ret talebinin reddi hâlinde verilecek disiplin para cezası, bir önceki disiplin para cezasının iki katından az olamaz. (6) Disiplin para cezasının tahsili için, davaya bakan mahkeme, dosyanın geliş tarihinden başlayarak iki hafta içinde gereğini yapar.

79 Hakimin Reddi Ret talebine ilişkin kararlara karşı istinaf MADDE 43- (1) Esas hüküm bakımından istinaf yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, hâkimin reddi talebiyle ilgili merci kararları kesindir. (2) Esas hüküm bakımından istinaf yolu açık bulunan dava ve işlerde ise ret talebi hakkındaki merci kararlarına karşı tefhim veya tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir; bu hâlde 347 nci madde hükmü uygulanmaz. Bölge adliye mahkemesinin bu husustaki kararları kesindir. (3) Ret talebinin reddine ilişkin merci kararının bölge adliye mahkemesince uygun bulunmayarak kaldırılması veya ret talebinin kabulüne ilişkin merci kararının bölge adliye mahkemesince uygun bulunması hâlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hâkimce yapılmış olan ve ret talebinde bulunan tarafça itiraz edilen esasa etkili işlemler, davaya daha sonra bakacak hâkim tarafından iptal olunur.

80 Hakimin Reddi Ret talebine ilişkin kararların temyizi MADDE 44- (1) Esas hüküm bakımından temyiz yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, bölge adliye mahkemesi başkan ve üyelerinin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararları kesindir. (2) Esas hüküm bakımından temyiz yolu açık bulunan dava ve işlerde ise ret talebi hakkındaki karar, tefhim veya tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz edilebilir. Bu hâlde 347 nci madde hükmü uygulanmaz. Yargıtayın bu husustaki kararı kesindir. (3) Bölge adliye mahkemesi hâkiminin reddine ilişkin talebin reddi konusundaki kararın temyizi üzerine Yargıtayca bozulması veya ret talebinin kabulüne ilişkin kararın Yargıtayca onanması hâlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hâkimce yapılmış olan ve ret talebinde bulunan tarafça itiraz edilen esasa ilişkin işlemler, davaya daha sonra bakacak olan bölge adliye mahkemesi tarafından iptal olunur.

81 Savcılar Cumhuriyet savcısının davada yer alması MADDE 70- (1) Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça öngörülen hâllerde, hukuk davası açar veya açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır. (2) Cumhuriyet savcısı, resmî dairenin bildirimine rağmen dava açmaz ise ihbar eden resmî daire, Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza merkezine en yakın kıdemli asliye hukuk mahkemesi hâkimine itiraz edebilir. Bu hususta 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 172 ve 173 üncü maddeleri kıyasen uygulanır. (3) Cumhuriyet savcısının yer aldığı dava ve işler üzerinde taraflar serbestçe tasarruf edemezler.

82 Savcıların açabilecekleri davalara örnekler:
Türk Medeni Kanunu 291 (nesebin reddi), 294 (nesebin düzeltilmesine itiraz davası), 146 (evlenmenin butlanı), 138 (evlenmenin men’i). Dernekler Kanunu m. 32 Sendikalar Kanunu m. 58/I) Savcıların ayrıca yargı yolu uyuşmazlığı konusunda da görevleri vardır (Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu).

83 Adliye Memurları (Yardımcı Personel)
1. Yazı İşleri Müdürü (Görevleri HMK, Tebligat Kanunu, Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği vb.’nde sayılmıştır) 2. Zabıt Katipleri MADDE 154- (1) Hâkim, tahkikat ve yargılama işlemlerinin icrasıyla, iki tarafın ve diğer ilgililerin sözlü açıklamalarını, gerekirse özet olarak zabıt kâtibi aracılığıyla tutanağa kaydettirir. MADDE 155- (1) Tutanak, hâkim ve zabıt kâtibi tarafından derhâl imzalanır. MADDE 157- (1) Mahkemede veya mahkeme dışında hâkim huzuruyla yapılacak bütün işlemlerde zabıt kâtibinin hazır bulunması zorunludur.

84 Adliye Memurları (Yardımcı Personel)
Zabıt kâtibinin yasaklılığı ve reddi MADDE 45- (1) Davada görevli zabıt kâtibi hakkında 34 ve 36 ncı maddelerde düzenlenen sebeplerden birisiyle ret talebinde bulunulabilir. Ret talebi, zabıt kâtibinin görev yaptığı mahkeme tarafından karara bağlanır. Bu konuda verilecek kararlar kesindir. (2) Zabıt kâtibi 34 üncü maddedeki sebepleri bildirerek görevden çekinebilir. Bu hâlde gereken karar, görev yaptığı mahkeme tarafından verilir. (3) Zabıt kâtibinin aynı işte hâkim ile birlikte reddi veya çekinmesinin istenmesi hâlinde, hâkim hakkında ret veya çekinmeyi inceleyecek olan merci, her ikisi hakkında karar verir. 3. Mübaşirler

85 Avukatlar Avukat, hukuki ilişkilerin düzenlenmesinde, hukuki konu ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesinde, hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında yargının kurucu öğesi olan bağımsız savunma adına kurumsal görev yapan kişidir. 1. Kamu Hizmetidir 2. Serbest Bir Meslektir 3. Avukatlık Mesleği Yargının Kurucu Unsurlarındandır 4. Bağımsız Savunmayı Serbestçe Temsil Eder 5. Yargı Organlarında Vekil Ve Müdafi Sıfatıyla Bulunma Konusunda Tekel Yetkisine Sahiptir (Baroya Kayıtlı olma ve Fiilen Çalışma gerekir) 6. Hukuki Bilgi Ve Tecrübesini Adalet Hizmetine Tahsis Eder

86 Avukatlar Avukatın işlevi: A. Avukatın taraf temsilcisi olması: ilk görevi tarafın menfaatlerini korumaktır, kanunlar vb çerçevesinde üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. B. Yargılama faaliyetinin ortağı, esaslı unsurudur: avukat – hakim – savcı yargılamanın üç ayağıdır, birbirlerine bağlı veya bağımlı değildirler.

87 Avukatlar AvK m: 35: Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. 1. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, … idarî para cezası verilir. 2. HMK MADDE 80- (1) Hâkim, taraflardan birisinin, davasını bizzat takip edecek yeterlikte olmadığını görürse, ona uygun bir süre tanıyarak, davasını vekil aracılığıyla takip etmesine karar verebilir. Verilen karara uymayan taraf hakkında, yokluğu hâlindeki hükümlere göre işlem yapılır.

88 Avukatlar AVUKATIN BAĞIMSIZLIĞI (HEM MÜVEKKİLDEN, HEM DEVLETTEN) • AvK m. 58: -Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. -Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. -Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. -Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez.” • HMK 151- “Hâkim, duruşmanın düzenini bozan kimseyi, bunu yapmaktan men eder ve gerekirse, avukatlar hariç, derhâl duruşma salonundan çıkarılmasını emreder.”

89 Avukatlar AVUKATLIK MESLEĞİNE KABUL: AvK Madde 3 - Avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için : a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, b) Türk hukuk fakültelerinden birinden mezun olmak veya yabancı memleket hukuk fakültesinden mezun olup da Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan derslerden başarılı sınav vermiş bulunmak, c) Avukatlık stajını tamamlayarak staj bitim belgesi almış bulunmak, e) Levhasına yazılmak istenen baro bölgesinde ikametgahı bulunmak, f) Bu Kanuna göre avukatlığa engel bir hali olmamak gerekir.

90 Usul İşlemleri Taraf Usul İşlemleri: -Davanın açılmasından, hükmün kesinleşmesine kadar tarafların aralarında yaptıkları veya tarafla mahkeme arasında yapılan, yargılamanın yürütülmesine yarayan ve davanın çözümüne etkili olan işlemlerdir. -Dava açılmadan önce yapılan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delil tespiti hakkındaki işlemler de usul işlemi sayılır. -Taraf usul işlemleri bir şeyin yapılmaması şeklinde de olabilir (duruşmaya mazeretsiz olarak gelmemek, isticvap davetiyesine uymamak gibi). -Taraf usul işlemlerinin maddi hukuka ilişkin de sonuçları olabilir (örneğin dava açılmasında zamanaşımının kesilmesi gibi), fakat işlemin ilk ve asıl sonucu usul hukukunu ilgilendiriyorsa, bunlar usul işlemi sayılır.

91 Usul İşlemleri Taraf Usul İşlemleri:
-Bazı usul işlemleri şekil şartına tabidir (örneğin ilk itirazların sadece cevap dilekçesi ile ileri sürülebilmesi), böyle bir şekil şartı yoksa sözlü olarak yapılan işlem, mahkemece tutanağa geçirilir. -Taraf usul işlemleri kural olarak irade fesadı halleri sebebiyle iptal edilemez, kural olarak şarta bağlı olamaz, kural olarak tek taraflı olurlar. Ancak tüm bu hallerin istisnaları da mevcuttur (örneğin sulh sözleşmesi). -Usul sözleşmeleri taraf usul işlemlerinin özel bir türüdür. Bu sözleşmelerin maddi hukuka ilişkin sonuçları olabilse de, asıl sonuçlarını usul hukukunda doğururlar, bu sebeple de büyük ölçüde usul hukukuna tabidirler. Örn: Yetki sözleşmesi, delil sözleşmesi, tahkim sözleşmesi, sulh sözleşmesi.

92 Usul İşlemleri 2. Mahkeme Usul İşlemleri: -Davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılması için hakim tarafından yapılan işlemler ve verilen kararlardır. -Yargılamanın iç işleyişine (duruşma düzeni, delillerin incelenmesi vs.) veya dış görünüşüne (tebligat) ilişkin olabilir. Kararlar ve hüküm de mahkeme usul işlemidir.

93 Süreler: Süreler kanunun belirlediği süreler veya hakimin belirlediği süreler şeklinde olabilir. Yargılamadaki önemli süreler (cevap süresi, istinaf süresi gibi) kanun tarafından belirlenmiştir. Bu süreler mahkeme için de düzenlenmiş olabilir, ancak bu süre içinde yapılmazsa bir hak düşümü olmaz, hakimin sorumluluğuna gidilebilir. Kanunda belirlenmiş olan süreler kural olarak (aksi açıkça düzenlenmemişse) kesindir ve hak düşürücüdür (m ). Diğer süreler ise yapılacak işin niteliğine ve tarafların durumuna göre hakim tarafından belirlenir. Hakim tarafından verilen süreler açıkça kesin olduğu ve uyulmamasının yaptırımı belirtilmemiş ise kesin değildir. Hakim tarafından verilen ikinci süre ise kanundan dolayı (m. 94) kesindir. Kanundaki bütün süreler hafta ve ay olarak belirlenmiştir.

94 Sürelerin Hesaplanması:
Sürelerin başlaması MADDE 91- (1) Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar. Sürelerin bitimi MADDE 92- (1) Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter. (örn: 14 Haziranda verilen on günlük süre, 24 Haziran mesai sonunda biter) (2) Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. (örn: Pazartesi verilen bir haftalık süre bir sonraki Pazartesi mesai sonunda biter; 22 Şubatta verilen bir aylık süre 22 Mart mesai sonunda biter) Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter. (örn: 31 Ağustosta verilen bir aylık süre 30 Eylül mesai sonunda biter) Tatil günlerinin etkisi MADDE 93- (1) Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter.

95 Adli Tatil: MADDE 102 – (1) Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar. Adli tatilde görülecek dava ve işler MADDE 103- (1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür: a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi. b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler. c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları. ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar. d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.

96 Adli Tatil: e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar. f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler. g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler. ğ) Çekişmesiz yargı işleri. h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler. (2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.

97 Adli Tatil: (3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır. (4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır. Adli tatilin sürelere etkisi MADDE 104- (1) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.

98 Eski Hale Getirme (m. 95 vd):
Bir tarafın, Kanunun veya hakimin kesin olarak belirlediği bir süre içinde kendi elinde olmayan nedenlerle bir işi yapamaması halinde, yapamadığı işlemi eski hale getirme yolu ile daha sonra yapabilme imkanıdır. Talep MADDE 95- (1) Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir. (2) Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz. NOT: Kaçırılan süre HMK veya usule ilişkin diğer bir kanun hükmü olabilir, maddi hukuka ilişkin süreler buna dahil değildir. Elde olmayan sebeplerin ne olacağını ve illiyet bağını somut olayda hakim takdir eder (özellikle iyi niyet ve dürüstlük kuralları dikkate alınır).

99 Eski Hale Getirme (m. 95 vd):
Süre MADDE 96- (1) Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir. (2) İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar eski hâle getirme talebinde bulunmak mümkündür. Ancak, nihai karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, tahkikat aşamasında kaçırılan süreler için kararın verilmesinden sonra da eski hâle getirme talebinde bulunulabilir. Talebin şekli ve kapsamı MADDE 97- (1) Eski hâle getirme, dilekçeyle talep edilir. Dilekçede, talebin dayandığı sebepler ile bunların delil veya emareleri gösterilir. Süresinde yapılamayan işlemin de eski hâle getirme talebinde bulunmak için öngörülen süre içinde yapılması zorunludur.

100 Eski Hale Getirme (m. 95 vd):
Talep ve inceleme mercii MADDE 98- (1) Yapılamayan işlem için eski hâle getirme, bu işlem hakkında hangi mahkemede inceleme yapılacak idiyse, o mahkemeden talep edilir. (2) Eski hâle getirme, istinaf yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde, bölge adliye mahkemesinden; temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde ise Yargıtaydan talep edilir. Talebin yargılamaya ve hükmün icrasına etkisi MADDE 99- (1) Eski hâle getirme talebi, yargılamanın ertelenmesini gerektirmez ve hükmün icrasına engel olmaz. Ancak, talebi inceleyen mahkeme, talebi haklı görürse, teminat gösterilmek şartıyla, yargılamanın ertelenmesine veya hükmün icrasının geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkeme, gerektiğinde teminat gösterilmeden de yargılamanın ertelenmesine veya icranın geri bırakılmasına karar verebilir.

101 Eski Hale Getirme (m. 95 vd):
İnceleme ve karar MADDE 100- (1) İlk derece mahkemeleri veya bölge adliye mahkemelerinde eski hâle getirme talebi, ön sorunlar hakkındaki usule; Yargıtayda ileri sürülecek eski hâle getirme talebi ise temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir. (2) Mahkeme, eski hâle getirme talebinin kabulü hâlinde, hangi işlemlerin geçersiz hâle geldiğini kararında belirtir. Islahla geçersiz kılınamayan işlemler, eski hâle getirme talebinden de etkilenmez. Giderler MADDE 101- (1) Eski hâle getirme talebi sebebiyle ortaya çıkan giderler, talepte bulunan tarafa yükletilir. Ancak, karşı taraf eski hâle getirme talebine karşı asılsız itirazlar ileri sürerek giderlerin artmasına sebep olmuşsa, hâkim, giderlerin tümünün veya bir kısmının karşı tarafa yükletilmesine karar verebilir.

102 Tebligat Kazai (Yargısal) Tebligat, bir davaya ilişkin olan işlemleri, o davayla ilgili olan kişilere, Kanunda belirtilen usule uygun olarak bildirmek için yapılan belgelendirme işlemidir. Tebligat işlemleri, 7201 Sayılı Tebligat Kanununa tabidir. Davetiyede bulunması gereken unsurlar: TK. Madde 9 – Davetiye aşağıdaki kayıtları ihtiva eder: 1. Tarafların ve varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile ikametgah veya mesken yahut iş adreslerini, 2. Anlaşılacak şekilde kısaca tebliğin mevzuunu, 3. Davet edilen şahsın hangi mercide ve hangi gün ve saatte hazır bulunması lazım geldiğini ve bu merciin yerini, 4. Kanunlarına göre davetiye ve celpnamelere derci icabeden sair hususları, 5. Davetiyeyi çıkaran merciin mührünü ve mahkeme başkatibinin ve diğer mercilerde salahiyetli memurun imzasını.

103 Tebligat Tebligat kural olarak PTT İşletmesi aracılığıyla yapılır. Ancak Kanun bazı hallerde tebligatı çıkartan kurumun kendi memuru veya kolluk kuvvetleri aracılığı ile tebligat yapabileceğini düzenlemiştir. Ayrıca bazı durumlarda doğrudan tebligat da düzenlenmiştir: Madde 36 – (Değişik: 11/1/ /10 md.) Celse esnasında veya kalemde, soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın, taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında, tebliğ konusu belirtilerek tevdii, tebliğ hükmündedir. Bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesi gerekmez ve masraf da alınmaz. Madde 37 – Celse esnasında kazai merci tarafından sıfatları tesbit edilen avukat katiplerine ve stajyerlerine mütaakip celse gün ve saatinin bildirilmesi avukata tebliğ hükmündedir. Madde 38 – Vekil vasıtasiyle takibedilen davalarda, vekiller makbuz mukabilinde yekdiğerine tebligat yapabilirler.

104 Tebligat Madde 10 – Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. Vekile ve kanuni mümesile tebligat: Madde 11 – Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır. Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır. Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.

105 Tebligat Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat: Madde 16- Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Madde 22 – Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır. Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası: Madde 17 – Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.

106 Tebligat Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat: Madde 12 –Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir. Madde 13 – Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.

107 Tebligat Adres Bildirme Zorunluluğu Madde 35 – Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.

108 Tebligat Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina: Madde 21 – Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.

109 Tebligat İlanen Tebligat Madde 28 – Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Madde 31 – İlanen tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır.İlanen tebliğe karar veren merci, icabına göre daha uzun bir müddet tayin edebilir. Ancak, bu süre 15 günü geçemez.

110 Tebligat “Elektronik tebligat: MADDE 7/a- Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. ( ) Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur. ( ) Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

111 Tebligat Kanundaki şekilde yapılmayan tebliğ, usulsüz tebliğdir. Öğrenmeden itibaren geçerli sayılır. Bu öğrenmenin tarihi konusunda karşı taraf bir ispat faaliyetinde bulunamaz. Usulüne aykırı tebliğin hükmü: Madde 32 – Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.


"MEDENİ USUL HUKUKU." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları