Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Paragraf: A. PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ: 1. Betimleme: 2

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Paragraf: A. PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ: 1. Betimleme: 2"— Sunum transkripti:

1 Paragraf: A. PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ: 1. Betimleme: 2
Paragraf: A. PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ: 1. Betimleme: 2. Öyküleme: 3. Açıklama: 4. Tartışma: 5. Kanıtlayıcı: 6. Epik: 7. Lirik: 8. Didaktik: 9. Emredici: 10. Fantastik: 11. Mizah:

2 BETİMLEME (TASVİR): Kelimelerle resim yapmaktır. Cümleler duyu organlarına hitap eder. Cümlelerde sıfatlar kullanılır. *Varlıklar betimlenirken iki yol izlenir. Fiziksel Betimleme: Varlıkların dış görünüşleri betimlenir. Ruhsal Betimleme: Varlıkların iç dünyası betimlenir. Anlatıcı tasviri yaparken iki şekilde tasvir yapar. Sanatsal Betimleme: Anlatıcı eşya veya varlık betimlemesi yaparken kendi duygularını katar. Açıklayıcı Betimleme: Anlatıcı betimleme yaparken gördüğünü aktarır.

3 SORU (1999-ÖSS) (I) Minibüsle, sabahleyin yola çıktık. (II) Yeşilin, açığından koyusuna değin bütün tonlarıyla bezenmiş ağaçların süslediği yamaçlardan, tepelerden geçtik. (III) Şırıl şırıl akan derecikleri aşa aşa sonunda yeryüzü cennetine vardık. (IV) Çevresini irili ufaklı ağaçların kuşattığı mavi, duru, büyük göle bakan yamaçta durduk. (V) Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde betimlemeye yer verilmemiştir? A) I ve II B) I ve V C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV Cevap: B

4 2. ÖYKÜLEME (HİKAYE) : Olay vardır. Zaman vardır. Kişiler vardır. Mekan vardır. Bu tür paragrafları okuduğumuz zaman adeta film izlemiş gibi oluruz. * Öykülemede bir anlatıcı vardır. Bu anlatıcı anlatım sırasında değişik yöntemler kullanır. İlahi Bakış Açısı: Anlatıcı öykülemeyi yaparken mekana ve kahramanlara hakimdir. (Kahramanların iç dünyalarına da hakimdir) 1. Ağızdan Anlatım: Anlatıcı kendi yaşadığı bir olayı anlatır. Filler –dı (Görülen geçmiş zamana) çekimlidir. 3. Şahıs Anlatım: Anlatıcı başkasından duyduğu veya gözlemlediği bir olayı anlatır

5 SORU (2002-YGS) Soğuk bir İstanbul sabahı… Gökyüzünde bulut kaynıyor; yağmur yağdı yağacak… Biz yola koyuluyoruz. Yarım saat sürecek yolculuğumuzu, Maltepe’nin bildik sokaklarından geçerek bir an önce bitirme telaşındayız. Sokaklar, işe yetişmek için koşuşanlarla dolu. İnsanlar, rayların üzerinden, sağa sola bakarak, hızlı adımlarla geçiyor. Bir banliyö treni Gebze yönüne doğru gürültüyle yol alıyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur? A) Öyküleme – betimleme B) Açıklama – betimleme C) Karşılaştırma – öyküleme D) Tanımlama – açıklama E) Karşılaştırma – tanımlama CEVAP: A

6 SORU 2011 (YGS) Şiirlerimde bir dereden söz etmişsem şırıldayan sularda kar kokusu duyumsansın istemişimdir. Kaleiçi'ni anlatmışsam kırlangıçların seslerine yansımış bahar sevinci duyumsansın istemişimdir. Akdeniz'in üstünde parlayan gün ışığı, ardıç kuşları. Her sabah bize ergen güzelliğiyle "Günaydın." diyen Tahtalı Dağ'ın üstüne yığılmış mor bulutlar. Teleferik yapmak amacıyla dinamitlerle parçalanmış dağın, yok edilmiş endemik bitkilerin kederi. Çam ağaçlarının, bin yıllık sedirlerin denizi yalayıp gelen esintisi dizelerimin üstünden geçsin istemişimdir. Böyle diyen şairin şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İmgelere başvurduğu B) Değişik mekânlardan söz ettiği C) Çağrışımlardan yararlandığı D) Duyularla algılanan ayrıntılara yer verdiği E) Üçüncü kişili anlatımla biçimlendirdiği CEVAP: E

7 3. AÇIKLAMA: Bilgi vermek amaçlanır. Yorum cümleleri kullanılmaz. Bu anlatım türü tanımlama, açıklayıcı betimleme, sınıflandırma, örneklendirme, benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanılarak oluşturulur Bu anlatım türü ile didaktik anlatım türü birbirine benzer. Tek fark açıklayıcı anlatım türünde öğretme esastır.

8 SORU (2000-YGS) Eylülde Kaçkarlar’ın çevresinde “kestane karası fırtınası” gelip çatar. Kestanelerin dökülme zamanıdır artık. Yöre insanı için kestanenin hem meyvesi, hem de kerestesi çok değerlidir. Çünkü evlerin özellikle dış cephesi bu ağaçtan yapılır. Rüzgârlar vadilerde uğuldamaya, yapraklar dökülmeye başlamıştır bugünlerde. Karın habercisi olan “karakuş” birazdan pencerenin pervazına tüner. Derinden kurt sesleri gelir. Orman tüm yaşamıyla hazırdır uzun ve beyaz kışa. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır? A) Karşılaştırma, tanımlama, öyküleme B) Açıklama, öyküleme, betimleme C) Tartışma, karşılaştırma, öyküleme D) Tanımlama, örnek gösterme, betimleme E) Açıklama, tartışma, örnek gösterme CEVAP: B

9 4. TARTIŞMA: Kişinin kendisinden farklı düşünen kişi ya da kişileri kendi düşüncesine inandırma çabasıdır. Farklı düşünceler, farklı kişiler olacak ki kişi, karşısındakine kendi düşüncesini anlatma, onu kendi görüşüne inandırma çabası içinde olsun. Demek ki tartışmacı anlatımda farklı konular işlenir ve bu farklı konulardan birinin daha doğru, daha güzel olduğu kanıtlanmaya çalışılır

10 ÖRNEK SORU: Bizde sanat eseri yarına diliyle kalır, şeklinde yanlış bir düşünce var. Sanat eserinin yarına kalması sadece diliyle ilgili değildir. Eserin konusu da en az dili kadar önemlidir. İnsanların ilgisini çekmeyen konularda yazılan eserlerin durumu hiç de iç açıcı değildir. O yüzden sanat eserinin yarına kalması, ay zamanda işlenecek olan konuyla da ilgilidir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Betimleme B) Tanımlama C) Öyküleme D) Açıklama E) Tartışma CEVAP: E

11 5. KANITLAYICI: Bir konuda ileri sürülen düşüncelerin doğruluğunu başkalarına ispat etmedir. Bu anlatım türünde kişi sık sık örneklere başvurulur. İleri sürülen bir fikrin doğruluğu alanında uzman olan kişiler tanık gösterilir veya fikrin doğruluğunu destekleyen örnekler verilir.

12 6. EPİK: Duygu yoğunluğunun fazla olduğu bir anlatım tekniğidir. Bu anlatım tekniğinde ele alınan bir olayın destansı bir şekilde anlatılması söz konusudur. Özellikle toplumun tümünü ilgilendiren savaş, göç, doğal afetler, kahramanlık gibi konular bu anlatım tekniği ile yazılır. Bu anlatım tekniğini iki bölüme ayırmak mümkündür. Bazı epik anlatımlarda duygusallık ön plandadır. Amaç insanları derinden etkilemektir. Bazı epik anlatımlarda ise destansı özellikler ağır basmaktır. Bu tür epik anlatımlarda amaç milli şuurun tesisi olduğu için anlatıla olaylar gerçek üstü olaylardır. İşlenen kahramanların gerçekte benzerleri yoktur. Zaman ve mekân kavramları yaşanılan hayatın dışındadır.

13 7. LİRİK: Coşkuların, sevinçlerin ve heyecanların ifade edildiği anlatım türüdür. Bu anlatım türünde Bu anlatım şeklinin gayesi kişide heyecan uyandırmak ve coşturmaktır. Bu anlatım tarzı genellikle aşk, ilahi aşk, vatan sevgisi, tabiat sevgisi, insan veya herhangi bir eşyaya duyulan sevgiyi dile getirmek için kullanılır. Bu anlatım tarzında kelimeler genellikle mecaz anlamıyla ya da başka olaylar çağrıştıracak bir şekilde (telmih) kullanılır. Bu anlatım türü nesir eserlerine oranla şiirlerde daha çok kullanılır.

14 8. DİDAKTİK: Bilimsel bir konuyu anlatmada kullanılan anlatım türüdür. Bu anlatım tekniğinde ifadeler açık ve anlaşılırdır. Amaç bilimsel bir konuyu anlatmak olduğu için kelimeler gerçek anlamlarıyla kullanılır. Bu tür yazılarda sanatsal öğeler bulunmaz. Doğrudan bilgi verilir. Ayrıca bu anlatımda örneklemeler, tanımlamalar sıkça başvurulan alanlardır.

15 9. EMREDİCİ: Bir davranışın yapılmasını zorlayıcı ifadeler, bir konuyu öğretmek, bir konu hakkında açıklama yapmak ve bir işi yaptırma amacı güdülür. Bu tarz anlatımlarda hem bilgilendirme hem de bir davranışın mecburi yapılması vardır. Bir insana öğüt vermek, bir işyerinde veya bir kurumda uyulması gerekilen kuralların ifade edilmesinde bu anlatım tekniği kullanılır. Bu anlatım tekniğinde fiiller genellikle emir kipine çekimlidir.

16 ÖRNEK SORU: Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Tür Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, dil ve mezhep ayrımı yaratmak veya herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar. Yukarıdaki paragrafta en belirgin olarak kullanılan anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Betimleyici anlatım B) Öğretici anlatım C) Öyküleme D) Diyalog tarzı anlatım E) Emredici anlatım CEVAP: E

17 10. FANTASTİK: Hayal ürünü bir öykünün anlatımıdır. Bu anlatımda anlatılan konunun gerçekle pek ilgisi yoktur. Konu tamamen kurgusal hayallere dayanır. Dolayısıyla bu anlatım tekniğinde olağanüstü sıfatlar bolca kullanılır. Kişiler ya kişileştirilmiş varlıklardır. Ya da olağanüstü hallere sahip kahramanlardır. Olay, zaman ve mekan kavramı tamamen hayal ürünüdür.

18 ÖRNEK SORU: Çok zaman önce Anadolu’muzun doğusunun doğusunda ünlü bir Kafdağı varmış. Bu Kafdağı, soylu soplu, adı sanı belli bir dağlar padişahıymış. Koskocaman yamaçları, uçları bulutlara varan dorukları, yemyeşil uzanan etekleri varmış. Yaşarmış oğulları, kızları arasında. Büyük oğlu Yeni Kafdağı babasına benziyormuş. Gösterişli ve yakışıklıymış. Evlenme çağı geldiğinde kendi hısımları olan Küçük Ağrı Dağına aşık olmuş. Bir gün Yeni Kafdağı, Küçük Ağrı Dağı’na: “Canımdan çok sevdiğim Küçük Ağrı Dağı, bu hasretliğe dayanamıyorum. Seni babandan isteteceğim.” demiş. Nitekim olayı babasına da açmış. Kafdağı hısımlarına giderek Küçük Ağrı Dağı’nı oğluna istemiş. İhtişamlı bir düğün yaparak güçlerine güç katmışlar. Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki anlatım türlerinin hangisinin örneği yoktur? A) Fantastik B) Öyküleme C) Betimleme D) Diyalog E) Açıklama CEVAP: E

19 11. MİZAHİ: Bu anlatım tarzında argonun yanında kelimeler farklı manalar çağrıştırabilecek şekilde kullanılması esastır. Mizahi bir yazıda amaç insanları güldürmek ve aynı zamanda düşündürmek olduğu için şiirsel bir söyleyiş ve kıssadan hisse mantığı geniş yer tutar. Üstü kapalı söyleyiş bu anlatım tekniğinin vazgeçilmez özelliğidir.

20 Sayısal Verilerden Yararlanma
B. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI: Karşılaştırma Tanımlama Örneklendirme Tanık Gösterme Benzetme Kişileştirme Sayısal Verilerden Yararlanma

21 KARŞILAŞTIRMA: İki kavram veya olayın benzer veya farklı yönlerini ortaya koyma Genellikle “oysa, ise, daha, en” gibi ifadelere yer verilir.

22 SORU: 2004 (ÖSS) Yüzümü usulca göğe yasladım. Gözlerimde kanat çırpıyor martılar. Bulut bulut parçalanmış gökyüzünü seyrediyorum. Bulutlar mı üstümüze koşuyor, yoksa ben mi bulutların altındayım, bir türlü kestiremiyorum. Saklambaç oynarcasına bir görünüp bir kaybolan güneş de alıp götürüyor beni düş dünyamın derinliklerine. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Sözcükleri gerçek anlamlarının dışında kullanma B) Karşılaştırmalar yapma C) Benzetmeye başvurma D) Betimleyici öğelerden yararlanma E) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtma CEVAP: B

23 SORU: 2008 (YGS) Gün erken doğar baharat kokulu ülkede. İyi ki doğar. Yoksa milyonlarca esmer, kara gözlü insanın yaşadığı ülke nasıl aydınlanır? Kara gözlü insanların, baharat kokulu kentlerindeki çelişkilerse yürek burkucu. Okyanustan gelen esinti bile sokaklara taşan yoksulluğun, derme çatma evlerdeki yaşamın sıkıntısını hafifletmiyor. Muson yağmurları ansızın sizi ter ve sivrisinek sarmalı içinde bırakıyor. Muson yağmurlarıyla yıkanan şehir mi yoksa insanlar mı ayırt edemiyorum, insana değer verilmeyen ve emeğin ucuz olduğu bu ülkede. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Yinelemelere başvurulmuştur. B) Anlatımda tekdüzeliği kırmak için devrik cümleler kullanılmıştır. C) Sözde soru cümlesine yer verilmiştir. D) Karşılaştırmalarla anlatım somutlaştırılmıştır. E) Anlatıcı, duygularını yansıtmıştır. CEVAP: D

24 ÖRNEK SORU: 1997 (ÖYS) CEVAP: B
Röportajla öykü arasında kimi benzerlikler vardır. İkisi de yaşamın gerçekleriyle beslenir. Röportajın gerçekliği belgelere, kanıtlara, somut olay ya da olgulara dayanmasından ileri gelir. Öykü de ise bunlar hayal gücüyle yeni bir renk, yeni bir görünüm kazanır. Öte yandan bütün anlatı türleri için geçerli olan dilin güzel ve etkili kullanımı, röportaj ve öykü için de söz konusudur. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Betimleme B) Karşılaştırma C) Tanımlama D) Öyküleme E) Örneklendirme CEVAP: B

25 2. TANIMLAMA: Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu bildiren cümlelerdir. Bu tür cümleler bu nedir sorusuna cevap verir.

26 ÖRNEK SORU: İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir araçtır dil. Dil olmadan insanların birbiriyle iletişim kurması beklenemez. Dil; kelimelerden, kelime gruplarından oluşan canlı bir varlıktır. Kelimeler dilin en küçük yapı taşlarıdır. Bu yüzden dilden sözedebilmek için kelimelerin olması şarttır. Kelimeler yaşadıkça ve yeni kelimeler türetildikçe dil canlılığını korur. Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Tanımlama B) Örneklendirme C) Tartışma D) Tanık Gösterme E) Öyküleme CEVAP: A

27 3. ÖRNEKLENDİRME: Bir fikri inandırıcı hale getirmek için somut veriler kullanılarak soyut olan düşünceler anlaşılır hale getirilir.

28 SORU: 1982 (ÖYS) Ankara, tarihin şaşırtıcı terkipleriyle doludur. Burada kerpiç bir duvardan İyonya tarzında bir sütun başlığı fırlar; bir türbe merdiveninin basamağında bir Roma konsülünün şehre gelişini kutlayan bir baş görünür. Ahi Şerafettin’in türbesini, asırlardır Greko Romen aslanları bekler. Bu yüzden Aslanhane adını alan caminin mihrabında Etilerin toprak ve bereket ilahesinden başka bir şey olmayan bir yılan, meyveler arasında dolanır. Yazar, parçanın ilk cümlesindeki savını inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisine özellikle başvurmuştur? A) Örneklemelere ağırlık verme B) Öyküleyici anlatım yolunu seçme C) Konuyu tartışma içinde sunma D) Okurun hayal gücüne dayanma E) Kanılarını öne çıkarma  CEVAP: A

29 SORU: 2009 (YGS) Benim için yazmaya başlamanın saati, dakikası yoktur. Diyebilirim ki günün her saatinde yazmaya başlayabilirim. Şimdi emekliyim, zamanı dilediğim gibi kullanabilirim artık. Ama bu yalnızca bir sanı, yazma söz konusuysa bu geçerli değildir. Yazmada zamanı “yazı” belirler, ne yazılacağının belirleyicisi de odur. Marquez’in, “O kadar acemiydim ki romanların, yazanın istediği gibi değil de kendi istedikleri gibi başladıklarını henüz bilmiyordum.” sözüyle karşılaşınca “yazmaya” sınır konulamayacağına daha derinden inandım. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Farklı düşünceleri ardı ardına verme B) Anlamca kesinlik bildiren cümleler kullanma C) Varlıklara, insana özgü nitelikler yükleme D) Örneklemelerden yararlanma E) Alıntıyla düşünceyi pekiştirme CEVAP: D

30 4. TANIK GÖSTERME: Bir fikri inandırıcı hale getirmek için o fikir alanında yetkin kişilerin görüşlerine yer vermektir. Kişilerin görüşleri paragrafta doğrudan veya dolaylı olarak bulunur.

31 SORU: 1981 (ÖYS) Andre Gide bir yazısında şöyle der: “Sanatçının konusu insandır. Bir insanın yaşamı o insanın düşlerinin de kaynağıdır.” Bu söze katılıyorum; çünkü yaşananlarla düşler iç içedir. Sanatçı, yazar, ozan da insan yaşamını, insan düşlerini bir yapıtta gerçeğe dönüştürendir. Başkasına, geleceğe bakandır. Kendi yaşadıklarına, düşlerine herkesi ortak edendir. Bu parçada yazarın, Andre Gide’den bir alıntı yapmış olmasının nedeni aşağıdakilerden özellikle hangisi olabilir? A) Anlatımına akıcılık kazandırma B) Okuyucunun ilgisini çekme C) Sanatçı konusundaki görüşlerini inandırıcı kılma D) Karşıtlıklardan yararlanarak düşüncesini geliştirme E) Yaşamla sanat eseri arasındaki ilişkiyi kanıtlama  CEVAP: C

32 SORU: 2003 (ÖSS) Çalışmalarımız sonuç verdi. Neler mi oldu? Ot bitmeyen bozkırlar, ipek gibi yumuşak topraklı ovalara dönüştü. Tarlalar, arı kovanları gibi uğuldamaya başladı. Toprağın derinliklerinde uyuyan sular yeryüzüne çıkarıldı. Kova kova süt veren inekler, kovan kovan bal veren anlar yetiştirildi. Sofraları, el ele verilerek üretilen yiyecekler süsledi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme sanatından yararlanma B) Öykülemeye başvurma C) Yinelemelere yer verme D) Betimleme yapma E) Tanık gösterme CEVAP: E

33 5. BENZETME: İki kavram veya iki olay arasında bir ilgi kurmak ya da birbirine benzetmektir. Bu tür paragraflarda “gibi, sanki, andırıyor, tıpkı” gibi ifadelere yer verilir.

34 SORU: 2000 (ÖSS) (I) Toroslar, Çukurova’nın bereketli topraklarını İç Anadolu’nun bozkırından ayırır. (II) Çukurova’yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvardır sanki. (III) Ovadan bakılınca çelikten dev bir testere ağzını andıran tepeler, yaz kış ışıl ısıldır. (IV) Toroslar öylesine sarp ve yüksektir ki kolay kolay geçilmez. (V) Tren bile Toroslar’ı geçerken tünelin birinden çıkıp ötekine girer. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır? A) I. ve II. B) I ve III C) II. ve III. D) II. ve IV. E) IV. ve V. CEVAP: C

35 6. KİŞİLEŞTİRME: İnsan dışındaki varlıklara insan özelliklerini yüklemedir.

36 SORU: 2001 (ÖSS) (I) Sonbahar, kendisinden sonra gelecek kış mevsiminin gizli telaşını yaşatıyor doğaya. (II) Amasra’da bir Roma yapıtı olan Kuşkayası Yol Anıtı sarı bir örtüyle kaplanıyor. (III) Hasankeyf’teki Artukoğulları zamanından kalma cami, minaresindeki son leyleği yolcu ediyor. (IV) Kaçkarlarda yağmur fazla mesai yapmaya başlıyor. (V) Bolu Dağları’nda. Istrancalarda gezinirken yerlerde ağaç gövdelerinin hüzünlü yüzlerini, acılı bakışlarını görüyoruz. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde insana özgü bir nitelik doğaya aktarılmamıştır? A) I. B) II. C) III D) IV E) V. CEVAP: B

37 7. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA:
Savunulan düşüncenin sayısal verilerle desteklenmesidir. Nesnelerin veya olayların niceliği belirtilerek düşünce kesinleştirilir.

38 ÖRNEK SORU: Günümüzde çıkan kitapları bir düşünün. Bir yıl içersinde çıkan kitap sayısı üç yüzün üzerinde. Bu kitapların hepsini okumaya çalışsak bile her gün bir kitap okumak zorundayız. Peki bu kadar kitabın çıkması edebiyatımızı olumsuz etkilemiyor mu? Bence kesinlikle hayır! Çoğunluğun olduğu yerde rekabet olur ve en güzel eserler verilmeye çalışılır. Aynı zamanda kötü olmadan iyiyi seçmemiz mümkün mü? Yukarıdaki parçanın anlatımında  aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?     A) Açıklama – Betimleme                 B) Tanımlama – Sayısal verilerden yararlanma     C) Sayısal verilerden yararlanma – Tartışma     D) Öyküleme – Betimleme E) Sayısal verilerden yaralanma – Karşılaştırma CEVAP: C

39 C. PARAGRAFTA YAPI: Giriş Cümlesi Gelişme Cümleleri Sonuç Cümlesi

40 GİRİŞ CÜMLESİ: Bir fikrin veya olgunun öne sürüldüğü cümledir. Kendisinden önce bir açıklama gerektirecek cümle değildir. Örnek ve ayrıntılara yer verilmez

41 SORU: 1987 (ÖSS) Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya elverişlidir? Yeni öykücüler arasında Türkçe'yi bütün güzelliği ile kullananlar var. Başka öykülerini de dergilerde okumuştum; ama bunu hepsinden güzel buldum Bunda tiplerin çok canlı, öykülerin otobiyografik olmasının da etkisi var. Bir bakıma bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir. Birçok yeni öykücünün, buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük. CEVAP: A

42 2. GELİŞME CÜMLESİ: Giriş cümlesinde öne sürülen fikirlerin veya olguların enine boyuna açıklandığı bölümdür. Bu bölümde anlatım tekniklerinden yararlanılarak ortaya atılan fikirler ispatlanmaya çalışılır. Bu bölüm adeta ayrıntıların yoğun olduğu bölümdür. Bu bölümle ilgili genelde sınavlarda şu şekilde sorular gelmektedir: Paragrafı ikiye bölme Düşüncenin akışını bozan cümleyi bulabilme Paragraf tamamlama Paragrafın hangi soruya karşılık yazıldığını bulma

43 a) Paragrafı İkiye Bölme:
Bir yazıda her paragraf işlenen konunun farklı bir yönünü ortaya koyar. Bu yüzden bu tip sorularda genellikle iki paragraf olması gereken bir paragrafın bölünmesi şu şekilde olmalıdır: Öncelikle bir paragrafta bir konu iki yönden alınıyorsa; birinci düşüncenin bitimi ve ikinci düşüncenin başlangıç cümlesi paragrafın bölünebileceği yerdir.

44 SORU: 2005 (ÖSS) (I) Resim ve heykel sanatçıları insan elleri üzerinde çok durmuşlardır. (II) Ortaçağdan bu yana, ressamların yaptığı portrelere baktığınızda gözlerden çok, ellerin öne çıktığını görürsünüz. (III) Gergef üzerinde dolaşan, çenesini avuçları içine alan, vücut boyunca sarkan eller… (IV) Mutluluğun parıltısını, kaygıların kaynaşmasını, yaşamaktan usanışı hep bu ellerde görürsünüz. (V) Bundan on binlerce yıl önce insan daha kafasıyla düşünemezken elleriyle düşünmüş. (VI) İnsan geometri bilmeden su bentleri yapmış, matematik bilmeden parmaklarıyla saymış, sanat ve güzellik üzerine hiçbir bilgisi yokken mağara duvarlarını, bugün usta ressamların bile yapamayacağı resimlerle donatmış. (VII) Bilimsel ve sanatsal yaratılar konusunda övündüğümüz ne varsa hepsini, insan elinin çağlar boyunca yaptığı hareketlere borçluyuz. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. CEVAP: D

45 SORU: 2010 (YGS) (I) Bir zamanlar geceleri oturur, anılarımı, izlenimlerimi küçük defterlere yazardım. (II) Sonra nasıl oldu bilmem, ne o küçük defterler kaldı ne de bende o sayfalara bir şeyler karalama isteği. (III) Belki de yaşamın bin bir türlü zorluğu bana bu gündelik eğlenceyi unutturdu. (IV) Yıllardan beri çeşitli günlükler okuyorum: Gide’in, Green’in… (V) Alfred de Vigny’nin “Bir Şairin Günlüğü”nü de dilimize çevirdim. (VI) Günlük türüne karşı duyduğum yakınlık, Salah Birsel’in “Günlük” ünü okuduktan sonra daha da arttı. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. CEVAP: D

46 SORU: 2003 (ÖSS) (I) Dünya ve Türk edebiyatında yazarlara ve öteki sanatçılara ait önemli mektuplar var. (II) Yazınsal değer taşıyan bu mektuplar, o yazarların gizli dünyalarını da açar bize. (III) Bunlar, okuyana her dönemde yeni yeni tatlar verir. (IV) Sanatçıların ya da yazarların birbirlerine yazdıkları mektuplar kitaplaşınca artık onların malı olmaktan çıkar. (V) Kişisellikten kurtulur, toplumsal işlev yüklenmeye başlar. (VI) İki sanatçının özel, gizli ürünleri olma niteliğini yitirir, kitlelerin ortak malı olur. (VII) Yığınlara seslenir, iletilerini yüksek sesle dile getirir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. CEVAP: C

47 SORU: 2000 (ÖSS) (I) Rize’nin Pazar ilçesinde, Verçenik Yaylası’na gidecek minibüse bindiğimizde, uzun süren otobüs yolculuğunun yorgunluğunu unutmuştuk. (II) Yaklaşık beş saat süren minibüs yolculuğundan sonra, kararlaştırılan buluşma noktasına ulaştık. (III) Oradakilerle hoşbeşten sonra çadırları kurduk; sırt çantalarımızı boşalttık. (IV) İlk günler için getirilen taze yiyeceklerle, hemen küçük bir ziyafet sofrası kurduk kendimize. (V) Geceleri fark ettik ki gökyüzü burada her zaman yıldızlarla doluydu. (VI) Hemen her gece yıldızlara bakarak düşler kuruyorduk. Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlaması uygun olur? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. CEVAP: D

48 b) Düşüncenin Akışını Bozan Cümleyi Bulabilme
Bu tür sorularda genellikle bir cümle paragrafta kendisinden önceki cümleyle ya da kendisinden sonraki cümleyle anlam bağlantısı olmaz. Bu cümle anlatımın akışını bozar. Ayrıca bu cümle paragraftan çıkarıldığında önceki cümle ile sonraki cümle arasında bir anlam bütünlüğü oluşur.

49 SORU: 2000 (ÖSS) (I) Umarım siz benden çok daha fazla yaşarsınız; ama bu yaşlara gelince insanda yaşlılığın farklı bir etkisi oluyor. (II) Yeni bir işe başlarken endişeleniyorsunuz, bitirebilir miyim diye. (III) İtiraf edeyim ki “Köleler ve Tutkulara başlarken bu endişeyi yaşadım. (IV) Romanda her konu, yazılış süresini kendi belirliyor. (V) Hiçbir kitabımın üzerinde bu kadar yoğun çalıştığımı söyleyemem. (VI) Tam bir ağır işçi gibi sabah 8.30′dan akşam 20.00′ye kadar… (VII) Böylesine yoğun çalışmama karşın, kitabı tamamlamam iki yılımı aldı. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III. C) IV. D) V E) VI. CEVAP: C

50 SORU: 2005 (ÖSS) (I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgüsünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan basıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III) Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun aklına olduğu kadar yüreğine de seslenme yolunu seçer.(IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun, okuma eylemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yüksek coşkuları, estetik tutkulara dönüştürür. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III. C) IV. D) V. E) VI. CEVAP: C

51 ÖRNEK: 2008 (ÖSS) (I) Çağdaş Türk öykücülüğünün önemli kilometre taşlarından biri olan Sait Faik, hem kendi kuşağını hem de sonraki kuşakları derinden etkilemiştir. (II) Onun adına düzenlenen ödüllerin dağıtımı yazara yakışır bir saygınlıkla sürüyor. (III) Ama ben ilk öykülerimi yazdığım seksenli yılların başlarında bir gün bu ödülü alabileceğimin hayalini bile kuramazdım. (IV) Hatta on beş yıl sonra kitabım bu ödüle değer bulununca sevindiğim ölçüde şaşırmış ve korkmuştum. (V) Çünkü öyküye daha sıkı sarılmam gerektiğini, sorumluluklarımın arttığını biliyordum. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre “Böyle bir ödülle onurlandırılmayı aslında her öykü yazarı ister.” cümlesi getirilmelidir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. CEVAP: C

52 SORU: 2010 (YGS) (I) Komik kavramıyla ilişkili olan mizah ve hiciv, yöntemleri, amaçları, konuları bakımından birbirinden ayrılmaktadır. (II) Toplumdaki veya insandaki sıra dışı olduğu için gülünç bulunan şeyleri güzelleştirerek komik göstermek sanat yoluyla olur. (III) Düzeltilebilir kusurları ele alan mizahın amacı, bunları abartarak sergilemektir. (IV) Komik olan şeye karşı hoşgörülüdür, eğlendirirken toplumsal aksaklıkları fark ettirmeye çalışır. (V) Oysa hiciv yermeye yönelik bir saldırı biçimidir, komik olan kusuru ortadan kaldırmayı amaçlar, bağışlayıcı değildir. (VI) Hedef aldığı kişiyi toplum içinde küçük düşürmek için, dilin sağladığı bütün olanaklardan yararlanır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. CEVAP: A

53 c) Paragraf Tamamlama Bu tür sorularda paragrafın başına, ortasına ve sonuna getirilebilecek cümleyi buldurma amaçlanmaktadır. Paragraf türlerini dikkate alarak eklenecek cümlenin diğer cümlelerle bir anlam bütünlüğü kurmasına dikkat etmeliyiz.

54 SORU: 2001 (ÖSS) Yazın değeri taşıyan bir roman, bir öykü, bir oyun, yaşam çevremizi genişletir; içinde bulunduğumuz gerçek dünyanın dışına çıkarır bizi. —- Tam tersine gerçekleri değişik bir gözle görmemizi, olaylara farklı açılardan bakmamızı sağlar. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bu elbette, bir kaçış ya da kendi gerçeklerimizden kopuş değildir. B) İç gerilimlerimizden, sıkıntı ve bunalımlarımızdan büyük ölçüde kurtarır. C) Okuma, insanı her türlü tutkudan kurtararak özgürleştirir. D) Okuyan bir kişi, bütün bilgi eksikliklerini giderebilir. E) Okunan her kitap, iç zenginliğini artırır, duyguları harekete geçirir. CEVAP: A

55 SORU: 2003 (ÖSS) —-. Ozanlar da yazarlar da yaşantı işçisidir bir bakıma. Gerçek yaşamdan, nesnel dünyadan kazandıkları yaşantıyı yeniden üretirler. Bu yeniden üretme ya da yaratma süreci içinde estetik bir tat katarlar ona; coşku ve düşünceyle beslenen bir özle yoğururlar onu. Yoğurdukları özü, okura ulaştıracak uygun yollar, uygun biçimler ararlar. Şiir, öykü, roman, oyun gibi türlere özgü yasaların içinde yeni konumlar kazandırırlar yaşantıya. Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Yazınsal yaratının gücü, okurda düşünsel bir değişme yaratmasına bağlıdır B) Okur, romanda, şiirde ya da öyküde karşılaştığı yaşamı, düş dünyasında değiştirerek geliştirir C) Kimi sanatçılara göre yazınsal yapıtlar, okurun yaşamı algılama gücünü artırmalıdır D) Gerçekte türü ne olursa olsun, her yazınsal yaratının malzemesi yaşantıdır E) Şiirler, romanlar, öyküler okurun yüreğinde yeni duygular uyandırmayı amaçlar CEVAP: D

56 SORU: 2009 (YGS) Okumayan bir insan, sadece tek bir yaşam sürmüştür. Oysa ben Napolyon’un, Sezar’ın, Dartanyan’ın yaşamlarıyla kendi yaşamımı zenginleştirdim. Bu nedenle, gençleri kitap okumaları konusunda her zaman yüreklendiriyor, yönlendiriyorum, çünkü bu, tek boyutlu kişilikten kurtulmanın en etkili yoludur. Böylece, —- bu müthiş bir ayrıcalıktır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) tarihsel olaylara ilgi duyarsınız B) ülkeleri tanıma isteğiniz artar C) değişik yaşantılar edinmiş olursunuz D) insanları daha çok sevebilirsiniz E) sorumluluk duygunuz gelişip güçlenir CEVAP: C

57 d) Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma:
Bu tip sorularda paragraf, seçeneklerdeki sorulardan birinin cevabıdır. Bu tip sorularda seçeneklerdeki sorularla paragrafın giriş cümlesi arasındaki anlam ilişkisine dikkat etmek gerekir.

58 SORU: 2003 (ÖSS) İnsanın kendini değerlendirebilmesi çok güç; ancak, önceki yapıtlarımı gözden geçirirken zaman İçinde dilimin biraz daha geliştiğini anladım. Giderek bir üslup oluşturmaya başladığımı, dile daha fazla hâkim olabildiğimi gördüm. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) İlk yapıtlarınızla bugünküler arasında ne gibi farklar görüyorsunuz? B) Yeni öyküleri ve öykücüleri nasıl değerlendiriyorsunuz? C) Öykülerinizi oluştururken nasıl bir yol izliyorsunuz? D) Yaşadıklarınızla yazdıklarınız arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz? E) Duygu ve düşüncelerinizi yapıtlarınıza aktarırken zorluk çekiyor musunuz? CEVAP: A

59 SORU: 2005 (ÖSS) Yazdıklarımın herkesçe okunmasını istiyorum. Beni okuyanların, kitaplarımda kendinden bir parça bulabilmesini, yüreğine seslenen bir şeyler yakalayabilmesini istiyorum. Çünkü önemli olan, okurun, kitapla ve yazarla sıcak bir bağ kurabilmesidir. Bu nedenle olabildiğince duru bir dil, yalın bir anlatım yeğliyorum. Kimi zaman kısa cümlelerim yadırganıyor; ama ben bunu bilinçli olarak yapıyorum. —-; ancak benim seçimim yalınlıktan yana. Bu sadelik içinde okurun yüreğine ve beynine ulaşabiliyorsam ne mutlu bana. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Ben de bilirim yarım sayfa süren tümceler kurmayı, süslü ve ağdalı bir dil kullanmayı B) Zaten her konu kendi biçim ve biçemini birlikte getiriyor C) Ben, sanat yapmak adına anlaşılmaz olmayı seçenlerden değilim D) Her yazarın anlatımını renklendiren ilginç söz buluşlarından yararlanırım E) Yazarken, sözcükleri seçmede ince eleyip sık dokuyorum CEVAP: A

60 SORU: 2010 (YGS) Ben hiçbir zaman ödüllere karşı olmadım. Ödüller bir yazarın adını duyurabilmesi açısından elbette önemli. Özellikle İzmir’de yaşarken adını edebiyat dünyasına ancak birtakım yarışmalar sayesinde duyurabilen biri için… Adımı yarışmalarla duyurdum ama kuşkusuz bu ödül bana ayrı bir sorumluluk yükledi. “Sait Faik Öykü Ödülü alan birine bu yakışmaz.” diyerek yazdıklarım üzerinde öz denetim kurduğum zamanlar oldu, bu da bir yazar için sınırlayıcı olabiliyor. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Bugüne kadar kaç edebiyat ödülü aldınız? B) Aldığınız ödüller öykülerinizin çok okunmasını sağladı mı? C) Ödüller yazarları hangi yönden etkiler? D) Ödüller edebiyat alanında tanınmanın tek koşulu mudur? E) Ödüller yüzeysel yapıtların yazılmasına yol açar mı? CEVAP: C

61 3. SONUÇ CÜMLESİ: Paragraftaki düşüncenin veya olgunun bir sonuca bağlandığı cümledir. Bu yüzden bu bölümde cümleler genellikle “bundan dolayı, çünkü, oysa, bu yüzden” gibi sözlerle başlar.

62 SORU: 1999 (ÖSS) Hiç ummadığımız bir şiir, günü gelince bizim için söylenmiş izlenimini verir. Çünkü şiir eskimez, durur bir yerde, okurunu bekler. Bekler ve bir gün bulur onu. Dahası, en kötü, en sığ, en basit bir şiirden bile bir gün başka bir anlam, başka bir güzellik fışkırabilir. Bu nedenle —-. Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) iyi şiir her okuyucuda aynı duyguları, aynı çağrışımları uyandırabilmelidir B) pek çok şiir kitabı ancak şairlerinin ölümünden sonra değer kazanmıştır C) sanat değeri taşıyan şiirler eskimiş olanlardır D) eleştirmenler, okuyacakları şiir kitabını seçmede okurlara yol göstermelidirler E) şiir değerlendirmelerinde olumsuz ve kesin yargılardan olabildiğince kaçınmak gerekir CEVAP: E

63 SORU: 2002 (ÖSS) O, okurlarını bilgilendirmekle birlikte onları kendi düşüncelerine göre yönlendirmekten kaçınan bir eleştirmendir. Ele aldığı kitabın niteliklerini sıralar; fakat onunla ilgili öznel yorumlardan kaçınır. Daha doğrusu, yapıtla ilgili kesin bir yargıya varmayı okuruna bırakır. Bu tutum —-. Bu parçanın son cümlesi, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) bilinçli bir okur kitlesinin oluşmasını sağlar B) onun, bilgilerine güvenmediğini gösterir C) yazarın, geniş okur kitlelerince anlaşılmama-sına neden olur D) okurun, okuma zevkini köreltir E) onun, kişiliğine olan saygıyı azaltır CEVAP: A

64 SORU: 2010 (YGS) Bir arkadaşımla, yıllardır edebiyatın hemen her alanında ürünler vermiş bir sanatçıdan söz ediyorduk. Öykülerine yakınlık duyduğum ama şiirlerinden pek tat alamadığım biriydi o. Şairliğine haksızlık ettiğimi düşünen arkadaşım, tuttu bir şiirini örnek verdi o kişinin, üstelik benim de sevdiğim bir şiirdi bu. “Kim o kadar suyun başında beklese günün birinde bir balık tutar.” dedim. Birikmiş emek günün birinde iyi bir ürünle geri döner size ama —-. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) çalışarak her işte başarılı olunacağı unutulmamalıdır B) önemli olan sürekliliği sağlamaktır C) bir değil, birçok türde yazmayı denerseniz D) eleştirmenlerin beğenisine seslenecek yapıtlar ortaya koyabilirseniz E) aradan geçen zaman içinde yaratıcılığınızı yitirmiş olursunuz CEVAP: B

65 D) PARAGRAFTA İÇERİK: KONU: BAŞLIK ANA DÜŞÜNCE YARDIMCI DÜŞÜNCE

66 1. KONU: Bir paragrafta elbette bir olgu, bir düşünce veya olay işlenmektedir. Bir paragrafın konusunu bulmaya yönelik sorularda şu yola başvurulmalıdır. Paragrafın genelinde en çok neyden bahsediliyorsa o konudur. Ya da “ne anlatılıyor?” cevabına verilen yanıt konudur.

67 SORU: 1997 (ÖSS) Benim çocukluk anılarım daha çok annemle ilgilidir. Babam akşamları eve gelen, biraz yabancı biraz düş gibiydi. Ergenlik yıllarımın babası, hayranlık duyulan, çekinilen, yakışıklı, güçlü bir adamdı. Lise yıllarımda o, kişiliğimi kanıtlamak duygusuyla kafa tuttuğum; sevmek, acımak, karşı koymak ya da sığınmak duyguları arasında bocaladığım zamanlarda bana hep sabırla karşılık veren bir insandı. Onun altmışlı, benim otuzlu yıllarımızda babam, yaşlanmakta olan, kendisi için kaygı duyduğum bir yakınımdı. Annemle kişilikleri sanki özdeşleşmiş, başlıca kaygıları, evlatlarının mutluluğu olan tek bir kişi olmuşlardı. Bu parçanın bütününde yazar, kendisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır? A) Babasına duyduğu kırgınlıkların nedenlerini B) Babasına bakış açısındaki değişmeleri C) Anne ve babasıyla yakınlaşmasının nedenleri D) Olgunlaşmasında anne ve babasının rolünü E) Kendisini ailesine bağlayan değişik etkenleri CEVAP: B

68 2. BAŞLIK: Paragrafın iki veya üç kelimeyle ifade edilmesidir. Başlık kapsayıcı olmalıdır.

69 SORU: 1998 (ÖSS) Sanatım amacı, kişinin düşüncesini, duyarlığını geliştirmek; ona, dünyaya ve insanlara insanca bakma, sezme, kavrama gücü kazandırmaktır. Sanat ürünlerine ilgi duymayan, hayali işlemeyen, başkalarının acılarına, dertlerine ortak olmayan bir bilim adamı, bir yargıç, bir yönetici düşünelim; ne yararı olur bunların toplumlarına, insanlığa? İnsanın, insan sevgisiyle yoğrulmadığı toplumlarda bütün yönleriyle ilkellik egemen olmaz mı? Yukarıdaki parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Sanat ve Düş Gücü B) Sanat ve İnsan C) Sanat ve Yaratıcılık D) Sanatın Gelişimi E) Sanatın Doğuşu CEVAP: B

70 3. ANA DÜŞÜNCE: Paragrafta asıl anlatılmak istenen düşüncedir. Paragraf “niçin yazıldı?” sorusunun cevabıdır. Bir paragrafın ana düşüncesi paragrafın yazılma amacını gösterir. Ana düşünce ile ilgili sorular genelde “böylece, o halde, kanımca, ama, fakat” gibi ifadelerden sonraki cümlede bulunması yüksek ihtimaldir. Ancak bazen paragrafın tamamına sindirilmiş de olabilir.

71 SORU: 2011 (YGS) Don Kişot ve Don Kişotluk üstüne şimdiye değin ciltler dolusu yazı yazıldı ve hâlâ yazılıyor. Ünlü bir filozof, "İnsan bu yapıtı hayatında üç kez okumalıdır: Duyguların hemen kolaylıkla harekete geçtiği gençlikte, mantığın egemen olmaya başladığı orta yaşta, her şeye felsefe açısından bakıldığı yaşlılıkta." diyor. Bu sözleriyle yapıtın klasik bir yapısının olduğunu belirtiyor. Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Roman türünün ilk ve temel örneği olduğu B) Tadına, eleştirel bir okumayla varılabileceği C) İnsanoğlunun değişik hâllerini yansıttığı D) Düş dünyası geniş okurlara seslendiği E) Yaşamın farklı dönemlerine özgü bakış açılarıyla okunmasının gerekliliği CEVAP: A

72 SORU: 2005 (ÖSS) Her yazınsal dil, konuşma dilinin toprağında çiçeklenir. Günlük dilin, konuşma dilinin sıcaklığını örgüsünde taşımayan yazınsal dil, ister istemez donuklaşır, yapaylaşır. Bu gerçeğin ayrımında olan yazarımız, anlatımını konuşma dilinin sunduğu olanaklarla donatıp zenginleştiriyor. Onun, okunurluk katsayısını yükselten etkenlerden biri de budur. Kısacası, Türkçenin derin sularında yüzen, yazılarını çok yönlü bir değerlendirmeden geçirerek oluşturan bir yazarımızdır o. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir yargıdır? A) Bir yapıtın değeri konusuyla ölçülmez. B) Ancak okurların anlayabildiği yapıtlar kalıcı olabilir. C) Anlatımları günlük dile dayanmayan yapıtlar başarılı olamaz. D) Yazınsal dilin kullanımı yazardan yazara değişir. E) Yazınsal dille oluşturulan yapıtların tadına herkes varamaz. CEVAP: C

73 SORU: 2008 (YGS) “Yarın”ın olması için “dün”ün olması şart. Bunlar öyle birbirinden ayrılmaz şeyler ki yarın kavgası yapanın dünden haberi yoksa o kişi gölgesini yumrukluyor demektir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılabilir? A) Geleceğe yönelirken geçmişte yapılanlardan yararlanılmazsa bütün çabalar boşa gider. B) Bugünle yarın arasında bağ kurmak düşünsel bir sorumluluktur. C) Geleceğin neler getireceğini ancak sezgileri güçlü insanlar kestirebilir. D) Bilginin yarar sağlaması, onun düşünülerek kullanılmasına bağlıdır. E) Tartışmaların bir sonuca ulaşması onların sağlam verilere dayanmasını gerektirir. CEVAP: A

74 4. YARDIMCI DÜŞÜNCE: Paragraflar bir ana düşünce etrafında kurulur. Ancak bu ana düşünceyi destekleyen başka düşünceler de paragrafta bulunur. Dolayısıyla paragraflarda birden çok yardımcı düşünce vardır. Bu konuyla alakalı sorular genellikle olumsuz türden yani olmayan, bulunmayan, çıkarılamayan gibi sorular sorulur.

75 SORU: 2010 (YGS) Önce kendilerine beğendirmeye çalışırlar şiirlerini. Seçicidirler. Bir şiir üzerinde haftalarca, aylarca uğraştıkları olur. Yetkinlik midir bu? Sanmıyorum, titizlik diyeceğim ben, şiir dilini gereğince çapaksız kullanma titizliği. Şiirin boşluklarda, susmalarda, eksiltmelerde olduğunu bilen, has bir şair tavrı. Vitrinde olmanın her şeyden önemli olduğu günümüzde hâlâ var mıdır böyle adını sık sık duyurmaktan, ortalıkta görünmekten kaçınan şairler? Neyse ki var! Bu parçada sözü edilen şairler aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? A) Verimsiz olarak tanınan B) Çok dikkatli ve özenli çalışan C) Gerçek şiirin ne olduğunu bilen D) Geri planda kalmayı yeğleyen E) Zor beğenen CEVAP: A

76 SORU: 2008 (ÖSS) Edebiyat öğretmenimizin kendine özgü bir yöntemi vardı. Büyük yazarlardan, düşünürlerden seçilmiş bir metni çoğaltır, dersten birkaç gün önce hepimize dağıtırdı. O metni hepimiz tekrar tekrar okurduk. Metnin ilginç yerlerini, yazarın dünya görüşünü, o dönemin edebiyat anlayışını bulur çıkarırdık. Derslerde öğretmenimiz düşüncelerini belirtmez, güler yüzle bizi dinler ve asıl hedefe kendi çabalarımızla ulaşmamızı sağlardı. Böylece derslerimiz tartışmalı bir şölen havasında geçerdi. Sokrat’ın, Sofokles’in, Tolstoy’un, Montaigne’in metinlerindeki bazı cümleler hâlâ belleğimdedir, bana hâlâ yol gösterir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen öğretmenin bir özelliği değildir? A) Dersini çekici kılan B) Konuşmaktan çok konuşturan C) Okuyup araştırmaya yönlendiren D) Belirli düşünce kalıplarına bağlı kalan E) Değişik türdeki klasik yapıtları sevdiren CEVAP: D

77 SORU: 2004 (ÖSS) Babam yeni bir roman yazmaya başlamışsa, gözü hiçbir şeyi görmezdi. O andan itibaren yeni dünyası o roman olurdu. Bizler de annemizin uyarısıyla evde çıt çıkarmadan otururduk. İki katlı ahşap evde, saatlerce, daktilo tuşlarının çıkardığı ses duyulurdu. Babam romanını bitirdikten sonra onu ev halkına okumayı alışkanlık haline getirmişti. İlk tepkileri bizlerden almayı çok severdi. Yapıt bittikten sonra son kontrollerini yapar, sabahın erken saatinde evden çıkardı. Romanı herhangi bir yayınevine satmış, para da almışsa, bu, ev halkı için sevinç kaynağı olurdu. Babam eli kolu dolu gelir, mutfağın yüzü gülerdi. Birikmiş üç beş aylık ev kirası yatırılırdı. Bu bolluk dönemi uzun sürmez, kısa bir süre sonra yeniden sağa sola borçlanılırdı. Bu parçada sözü edilen romancıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Çevresindekilerin değerlendirmelerine önem vermektedir. B) Roman yazma sürecinde her şeyle bağını koparmaktadır. C) Romanlardan kazandığı parayı ailesi için harcamaktadır. D) Romancılığı, babalık duyarlığını engellemektedir. E) Sık sık ekonomik sıkıntı içine düşmektedir. CEVAP: D


"Paragraf: A. PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ: 1. Betimleme: 2" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları