Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÖZEL SABAH DERSANESİ BEŞ HECECİCELER.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÖZEL SABAH DERSANESİ BEŞ HECECİCELER."— Sunum transkripti:

1 ÖZEL SABAH DERSANESİ BEŞ HECECİCELER

2 BEŞ HECECİLER Memleket sevgisi, yurt güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik, işledikleri başlıca konulardır. Anadolu’ya romantik bir tutumla yaklaştılar. Anadolu'yu ve vasat insan tipini şiire soktular. Bireysel konuları ve yurt güzelliklerini anlattılar. Millî edebiyat akımından etkilenmiş ve aruzu bırakarak şiirlerinde heceyi başarıyla kullandılar. Şiirde sade ve özentisiz olmayı tercih etmişlerdir. Hece ölçüsünü kullanarak halk şiiri geleneğinden yararlandılar. ORHAN SEYFİ ORHON FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL HALİT FAHRİ OZANSOY ENİS BEHİÇ KORYÜREK YUSUF ZİYA ORTÇ

3 ORHAN SEYFİ ORHON ( ) Şiire aruzla başlayıp heceyle devam etti. Gazel biçiminde hece ölçüsüyle şiirler yazmaya çalıştı. Bazı şiirlerinde halk şiiri şekillerini kullanmıştır. Bireysel konuları işlediği zarif ve ahenkli şiirlerinde temiz ve duru bir Türkçesi vardır. Daha çok şahsî temaları işleyen şair vatanî konuları da işlemiştir. Papağan, Akbaba, Güneş, Çınaraltı, Hıyaban gibi dergileri çıkarmıştır. Şiir: Fırtına ve Kar, Gönülden Sesler, Manzum Masal: Peri Kızı ile Çoban Fıkra: Kulaktan Kulağa Roman: Çocuk Adam Öykü: Düğün Gecesi

4 FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL (1898-1973)
Beş Hececilerin en genci ve en başarılısıdır. Buna rağmen aruzu da tamamen terk etmemiştir. Lirik şiirleri büyük beğeni kazandı. Milli Edebiyata katıldıktan sonra halk şirine ilgi duydu; memleket sevgisini ve Anadolu’yu çok güzel bir şekilde dile getirdi. Kişisel konuları da işledi: aşk, hasret, tabiat, ölüm, kahramanlık, ihtiras… Şiirleri: Han Duvarları, Çoban Çeşmesi, Dinle Neyden, Gönülden Gönüle, Şarkın Sultanları, Suda Halkalar Tiyatro: Canavar, Yayla Kartalı, Akın, Özyurt, Kahraman Roman: Yıldız Yağmuru

5 HALİT FAHRİ OZANSOY (1891-1971)
I. Dünya savaşı yıllarında, aruzla yazdırdığı şiirlerle adını duyurdu. “Aruza Veda” adlı şiiriyle aruzu bırakıp heceyi kullandı ve Beş Hececiler’e katıldı. Şiirlerinde konuşulan Türkçeyi başarıyla kullandı. Hüzün ve karamsarlık taşıyan şiirlerinde bireysel konuları işledi. Şiir, roman ve tiyatro türünde eserleri vardır. Şiir: Cenk Duyguları, Rüya, Balkondan Saatler Roman: Sulara Giden Köprü Tiyatro: Sönen Kandiller Anı: Edebiyatçılar Geçiyor

6 ENİS BEHİÇ KORYÜREK'İN (1892-1949)
Şiire aruzla başladı; Z. Gökalp’in etkisiyle Millî Edebiyat akımına katıldı. Sonra Beş hececiler arasında yerini aldı. Heceyle yazdığı ilk şiirlerinde aşkı işlemekle beraber, daha sonra Kurtuluş Savaşı yıllarında millî duyguları ve tarihî kahramanlıkları işlemiştir. Hece ölçüsünü kullanmada pek başarılı değildir. Son yıllarında Tasavvufî şiirlere yöneldi. Türk denizcilerini anlattığı “Denizciler” şiiri meşhurdur. Şiirleri: Miras, Güneşin Ölümü, Varidat-ı Süleyman

7 YUSUF ZİYA ORTAÇ ( ) Şiire aruzla başlamış, da ha sonra heceyi kullanmıştır. Günlük hayatın çeşitli görünümlerini sade bir dille işlemiştir. Sağlam bir Türkçesi, kıvrak bir üslubu vardır. Şiirlerinde Faruk Nafiz’in etkisi vardır. Akbaba adlı mizah dergisini çıkarmıştır. Heceyle yazdığı Binnaz ilk manzum piyesimizdir. Şiir: Akından Akına, Aşıklar Yolu, Cenk Ufukları, Roman: Göç Fıkra: Beşik Anı: Portreler, Bizim Yokuş Tiyatro: Binnaz Gezi: Göz Ucuyla Avrupa

8 MEHMET ÂKİF ERSOY (1873-1936) (Bağımsız)
Dinî, millî ve sosyal şiirleriyle tanınır. Millî şairimiz ve destan şairimizdir: İstiklal Marşı, Çanakkale Şehitlerine Şiirlerinde dinî lirizm görülen sanatçı İslâmcılık akımının temsilcisidir. Öğretici, öğüt verici, birliği ve bütünlüğü sağlayıcı şiirleri vardır. Savaş sırasında ve sonrasında kurtuluşun ve gelişmenin ancak dine sarılmakla olacağını, batının sadece ilminin alınabileceğini savunmuştur. Türk şiirine gerçek realizm onunla girmiştir. O, toplum hayatını bütün yönleriyle aksettirmiştir. Hatta sokak aralarında konuşulan dili bile şiirine yansıtabilmiştir. Gözlemlerinden çokça faydalanıp betimlemeyici ve öyküleyici anlatımı ile şiirinde canlı tablolar çizdi. Aruzu Türkçeye başarıyla uyguladı. Nazmı nesre yaklaştırıp manzum hikâye şeklinde şiirler yazdı. Bu şiirlerinde günlük hayatı, toplum hayatını başarıyla anlatmıştır. Yoksullara, sakatlara, kimsesizlere karşı acıma duygusu taşıdığı şiirler şunlardır: Hasta, Küfe, Meyhane, Seyfi Baba, Hasır, Mahalle Kahvesi… Şiirleri: Safahat (1. Safahat, 2. Hakk’ın Sesleri, 3. Süleymaniye Kürsüsünde, 4. Fatih Kürsüsünde, 5. Hatıralar, 6. Asım 7. Gölgeler.)

9 YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)
Şiirde kuyumcu titizliği göstererek dile ve uygun kelimelerin seçilerek yerli yerinde kullanılmasına özen gösterdi. Paris’te okurken Tarihçi Albert Sorel’den etkilenip Fransız sembolistleri (Baudelaire, Verlaine) yakından tanıdı. Şiirde şekil kusursuzluğuna, önem vermesi ile Parnasyen; Batı şiiriyle Divan şiirini (şarkı ve rubai) birleştirmesi yönüyle de Neo-klasik; şiirde ahengi üstün tutup şiiri “musikiden başka türlü bir musiki” olarak görmesiyle de sembolist sayılabilir. Aruzu Türkçede başarıyla uygulayan şair; sadece Ok şiirini heceyle yazdı. Aşk, tabiat, kahramanlık, ölüm, sonsuzluk, Osmanlı tarihini işleyen şair toplumsal konulardan önemli uzak lirik şiirler yazdı. İstanbul'u şiirde en çok işleyen şairdir. O tam bir İstanbul aşığıdır. Tevfik Fikret’in “Sis” adlı, İstanbul'u tahkir ettiği şiirine “Siste Söyleniş” adlı şiiriyle cevap verdi. “Türkçe ağzımda anamın sütüdür.” diyen şairi İstanbul Türkçesini anlaşılır bir şekilde başarıyla kullandı. Şiirleri: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şirin Rüzgârıyla, Rubailer. Nesirleri: Eğil Dağlar, Aziz İstanbul, Edebiyata Dair, Siyasi ve Edebi Hatıralar


"ÖZEL SABAH DERSANESİ BEŞ HECECİCELER." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları