Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

PARA TEORİSİ VE POLİTİKASI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "PARA TEORİSİ VE POLİTİKASI"— Sunum transkripti:

1 PARA TEORİSİ VE POLİTİKASI

2 Para nedir? Araçtır 1- Hesap Birimi: Mal ve hizmetlerin fiyatlarının belirlenmesinde, borçların degerlerinin belirlenmesinde, muhasebe islemlerinde hesap birimi olarak kullanılır. 2-Mübadele Aracı ( Degisim Aracı): Mal ve hizmetlerin alım ve satımında kullanılır. 3-Değer Saklama Aracı: Para, tasarruf amaçlı olarak da kullanılabilir. Özellikleri: -Birim basına uygun fiyat -Bölünebilme -Kolay tasınabilme -Kolay taklit edilememe.

3 Paranın fonksiyonları
Değişim aracı Kıymet ve değer taşıyıcısı Değer ölçüsü Tasarruf aracı Geri ödeme aracı Likit bir varlıktır Ekonomi politikası aracıdır

4 Para sistemleri Mal-para
Midye kabuğu, kurutulmuş balık, büyük taş parçaları Fakat bu paralar aşağıdaki özellikleri taşımamaktadır: Kolay taşınabilirlik, Küçük parçalara bölünebilme Dayanıklı, Kolay tanınma Standart olma Miktarının kolay artırılamaz Mal-para bu özellikleri taşımadığı için insan oğlu yeni arayışlara girdi

5 Metal para sistemi Aslında mal paradan bir farkı yoktur.
Altın, gümüş, demir, tunç, nikel

6 Çift Metal Para Sistemi
Altın ve gümüş birlikte kullanılır. Avrupa ve ABD’de; 18. yy. ilk yarısından itibaren ortaya çıktı 19. yy’ın ilk çeyreğine kadar sürdü. (19 yy. başlarından itibaren altın para sistemi kabul edildi) Altın ve gümüsün birlikte kullanılmasının nedeni altın stoklarının az olmasıdır. Burada amaç likidite sorununu ortadan kaldırmaktır. Bu sistemde hem altın, hem gümüs para stokunu belirler. Her iki madenden yapılan paralar arasında yasal bir oran belirlenir. Genelde küçük alısverisler için gümüs, büyük alısverisler için ise altın kullanılır. Ancak ihtiyaçtan dolayı gümüş üretiminin artmasıyla, gümüşün piyasa değerindeki düşmüş ve sistem aksaklığa uğramıştır. (Bundan dolayı Aksak Metal Sistemi de denir) Bu sistemle ilgili ifade edilen önemli problem şudur: Bu sistem, degerli madenin piyasadan çekilmesine ve ülke dısına çıkarılmasına zemin hazırlar. Bu sistemin geçerli oldugu dönemde, altın daha az bulundugu için daha degerli, gümüs daha çok oldugu için daha ucuzdur. (Bir ülkede diğer ülkeye göre düşük değer ile tespit edilmiş olan metal o ülkede para olarak kullanılmış; o ülkede yüksek değer ile tespit edilen metal ise diğer ülkeye kaçmıştır) Bunun sonucunda bireyler altınla islem yapmak istemeyip, piyasada altının azalmasına neden oldular. Bu, Gresham Yasası olarak adlandırılır.

7 Gresham Kanunu: (Sir Thomas Gresham, 1519-1579) kral müşaviri
Merkantilizmin (?) geçerli olduğu dönemler «kötü para iyi parayı kovar» Daha değersiz olan gümüş paranın, daha değerli olan altını tedavülden kaldırmasına denir. 1 altın=3 gümüş olsun Gümüş basımı artırılınca, değeri düşer. Ve 1 altın=4 gümüş olur (gümüş değer kaybeder, altın değerlenir) Elinde altın bulunduranlar bunu eritip külçe haline dönüştürüp, bunla gümüş elde etmeyi tercih ederler.

8 Gresham Yasasından dolayı çift metal sisteminin uygulanmasına karsı çıkanlar oldu. Ancak 19. yüzyılın baslarında altın standardını benimseyen ülkelerde ortaya çıkan likidite sorunu, altın taleplerinin karsılanamamasına neden oldu. Bu noktada Walras’ın Parasüt Kuramı devreye girer.

9 Parasüt kuramı, çift metal standardının kullanılması yoluyla iki madenden birinin arzındaki istikrarsızlıgı yavaslatmak için digerinin parasüt görevi yapmasıdır. Walras, para arzını tek bir madene baglamanın piyasada istikrarsızlıga neden olacagını, bu nedenle çift metal sistemi kullanılması gerektigini ileri sürdü. Ona göre altın stogunda bir azalma olursa, gümüs kullanılmıyorsa, ekonomide sorun yasanır, para arzı azalır daha az islem yapılır ve üretim düser. Bu nedenle çift metal sistemi kullanılarak altın stogu düsük oldugunda para arzı gümüsle yeniden artırılabilir.

10 Tek metal para sistemi 1)- Altın yada 2)-Gümüş kullanılır. (ikisinden biri) 1-Gümüş Para Sistemi: Orhan Gazi Bursa fethiyle kendi parasını bastırdı 1 akçe=1,202 gr gümüş taşımaktadır (bu paralara gümüşün renginden hareketle «akçe» denir) Zamanla altın da dolaşım ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye ulaşınca, altın para sistemine geçiş sağlandı

11 2- Altın Para Sistemi Gümüşün devamlı şekilde aksaması karşısında 19. yy başlarında Avrupa ve Amerika’da çift metal sis. terk edildi. Altın standardında, ülkedeki para arzı altın stogu tarafından belirlenir. (Altın miktarı artarsa, piyasadaki para miktarı da artar) Ülkedeki bütün malların fiyatı yasalar tarafından altın cinsinden belirlenir.

12 Ülkeler altın standardını neden kullanır?
Fiyat istikrarını saglamak, Uluslararası fiyat dalgalanmalarını önlemek, Ticaret gelirlerinin adil dagılmasını saglamak, Uluslararası ticareti kolaylastırmak, Ödemeler dengesi krizi anında bu krizin çözümlenmesi için kullanılır.

13 Örnek 1: Bir ülkede genel fiyat düzeyinde bir artıs var

14 Bir ülkede ödemeler dengesi açıgı varsa: (BP<0) Bu ülkeden altın çıkısı olur ve altın stogu azalır.

15 BP>0 olsun Ülkede para arzı artar. Fiyatlar gen sev. artar. X düşer, M artar. Ve böylece BP fazlası azalır BP=0 olur

16 altın para sistemi uygulama aşamaları:
1-Altın sikke standardı 2-Altın külçe standardı 3-Altın kambiyo standardı

17 1-Altın sikke standardı
Batı Avrupa’da ilk ülke İngiltere 1816 Coinage Act Altın sikke ayarı 22 krat; ağırlık 7,988 gram Osmanlı FSM ilk altın sikke (1879 yılına kadar Osmanlı’da çift metal sistemi uygulandı)

18 2 –Altın Külçe Sistemi: Külçe altınlar piyasada dolaşmaz. Bunların yerine bir kısım belgeler dolaşır: Altın Sertifikası, banknot, kaime (Osmanlı’daki kullanıldı) Anında değiştirilir. Piyasada altın dolaşmaz, bu paraların (belge, sertifika) altın karşılığı bulunur. (Külçenin taşınmasındaki ve güvenliğindeki sıkıntılar)

19 Temsili Para Sistemi Altın yada gümüş karşılığı kullanılan belgeler. Bunlar Temsili Paradır. Banknot, Kaime, Sertifika Mal para sisteminin kullanıldıgı dönemlerde insanlar altın ve gümüslerini saklamaları için sarraflara emanet etmis, karsılıgında bunları temsil eden makbuzlar almıs ve ödemelerinde bu makbuzları kullanmıslardır. Daha sonra altın karsılıgı makbuz verme isini bankalar yapmaya baslamıs ve bankaların altın karsılıgı çıkardıkları kagıt paraya banknot adı verilmistir.

20 3-Altın Kambiyo Standardı
Piyasada dolaşan paranın, belirli gram ve ayardaki altına sabitlenmiş bir başka yabancı paraya belli bir parite üzerinden bağlanması sözkonusudur. Yani milli para belli bir kurdan yabancı paraya bağlanır. Yabancı para belli bir ayar ve ağırlıktaki altın ile temsil edilir. Örnek: Bretton Woods sistemi TL dolara sabitlendi (belli bir kurdan) Dolar ise altına konvertible (1 ons=34,90 dolar) Milli para önce dolara çevrilecek sonra da altına dönüştürülebilecek.

21 Kağıt Para sistemi Kâgıt para sisteminde kâgıt para altına dönüstürülemez. Bu sistem, paranın tekelci üretimini gerektirir. Bu sisteme göre, paranın yapıldıgı madenin önemi yoktur, önemli olan sözü edilen paranın fiyatıdır. Bu durumda, para kâgıttan da olabilir. Kagıdın mal olarak degeri neredeyse sıfırdır ancak bir mübadele aracı olarak kullanılması ve kanuni ödeme aracı olarak kabul edilmesi hükümet tarafından ilan edildigi için degerlidir. Fiat money (fiat para) (itibari para) Çin MÖ 2500 ilk kağıt para Avrupa da ilk kağıt para İsveç 1661 Günümüzde kullanılan dolar 1863 ABD (altın ve gümüş karşılığı olarak piyasaya sürüldü) Osmanlı; Tanzimatla birlikte başlandı (kaime-i mutebere-i nakdiyye)

22 Özetle kağıt para Dolaşımdaki paranın taahhüt edilmiş bir karşılığı yoktur (para değerini parayı basan kurumdan/yapıdan alır) Sınırsız dolaşım hakkı var Paranın değeri piyasa tarafından belirlenir

23 Atçalı Kel Mehmet Efe ( ; kısaca Atçalı Kel Memet de denmektedir), Aydın'ın Atça kasabasında fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, ve genç yaşında dağa çıkarak zeybek olmuş, daha sonra da  Aydın İhtilali olarak anılan harekete önderlik etmiştir. (ihtilal teriminin Osmanlı tarihlerinde yerel düzende ayaklanan, mevcut idarecileri kaçıran veya karışıklığa meydan verenler için kullanıldığını burada belirtmek gerekir.) Aydınlılar, Kütahya, Manisa ve Denizli’nin kimi ilçeleri onun düşüncelerini sevinçle karşılayıp ona kapılarını açtılar. Ona karşı Aydın mütesellimi ve adamlarının dışında kimse silah kullanmamıştı. O veya adamları, bu yerlere birer kurtarıcı olarak girmişlerdi. Kel Mehmet, kendisini Aydın’a vali atamasının ardından ilk iş olarak eski düzeni kökünden yıkmış, kötü idareci ve ayandan kişileri kaçırmıştır. Halkın canı, malı, ırzı teminat altına alınmış, gezi hürriyetini tesis etmiştir. Daha sonra mültezimlerin, zabitlerin halka kanun dışı yükledikleri vergileri azaltmış, hatta bazılarını tümden kaldırmıştır. İstanbul’a bağlılığını bildirerek yıllarca tahsil edilemeyen vergileri toplayarak göndermiştir. Yönetimden serbest ticaret ve tarımın korunmasını, kanunların değiştirilip daha eşitlikçi kanunların yapılmasını, askerliğin yeni esaslara bağlanmasını istemiştir. Kendisine “Vali-i Vilayet, Hademe-i Devlet Atçalı Kel Mehmet” ünvanını vererek bu adla mühür ve para dahi bastırmıştır. 1829’da Aydın devlet güçleri tarafından geri alındı. Nazilli taraflarına kaçan Efe, Nazilli’nin Tepecik köyünde devlet güçleriyle girdiği bir çatışma sonucu 10 Haziran 1830’da yakalanarak öldürüldü. Aydın ile Nazilli arasındaki Atça kasabasında bugün Atçalı'nın anısına bir "Atçalı Kel Mehmet Efe" heykeli bulunmaktadır. Mimar Tamer Başoğlu'nun projesini hazırladığı heykelin temeli 8 Temmuz 1969 tarihinde atılmıştır TL'ye maledilen heykel 27 Eylül 1970 tarihinde tamamlanmıştır. Heykelin kaidesinde, su elin, çeşme elin, tekne Atçalı Kel'in yazmaktadır

24 Para ikamesi Yerli para yerine yabancı paranın kullanılması
İlk aşaması: Dolarizasyon İleri aşaması: Resmi Dolarizasyon Ekvator, Panama (ülkede ekonomik göstergeler çok olumsuzdur. Yüksek enf, yüksek faiz, yüksek kamu borcu) Bu sebeplerden dolayı, günlük hayatta yabancı para kullanılır. Yerli para kullanımı yoktur. (Arjantin tarihte dolara geçmek için talepte bulunmuş. ABD kongresinde değerlendirilmiş ancak uygulamaya geçilmemiştir.) Türkiye’de durum: 1989 sermaye ve döviz serbestliği getirildi konvertible oldu. 1993 döviz mev./GSYH>TL mevduat/GSYH

25 Para ikamesi Para ikamesini belirleyen unsurlar:
yüksek enflasyon, (yerli para ve ulusal tahvil talebi düşer; yabancı varlık talebi artar) Kurun yükselmesi Kurun artacağı yönündeki bekleyişler Kamu borcunun ve faizlerin yüksek olması Sabit kur uygulamasıyla uyumlu olmayan para ve maliye politikaları. 1. kuşak kriz modelleri: kamu borcunun yüksek olması ve Hazinenin TCMB’den borçlanarak bu açığı kapatması (1994 Türkiye) Sabit kur uygulamasında, yerli paraya dönük spekülatif ataklar. (ERM krizi 1992, İngiltere) Türkiye’nin tarihsel durumu: 1994: Kamu borcu yüksek (% 150 artmış ), enflasyon yüksek (% 100 üzerinde), devalüasyon beklentisi var. (TL, 1987’e göre % 20 daha değerli.) Ocak 94 maaşlarıyla memurlar dolar alır. Ocak, Mart aylarında toplam 3 devalüasyon yapıldı. 2001 yılı örneği: Kamu borcu yüksek; faizler yüksek, TL değerli.

26 Para Arzı Belli bir anda ekonomide dolaşımda olan para miktarına denir. TCMB Para Arzı tanımları: Likit olma (nakit olma veya kolay nakte dönüştürülebilme özelliğine göre sınıflandırmaya tabi tutulur) M1: dolaşım + vadesiz mev (en likit) M2: M1 + vadeli Vadeli mev: Para benzeri denir M3: M2+ Repo işlemlerinden sağlanan fonlar+ Para Piyasası Fonları (menkul kıymetler/ A tipi fonlar)

27 Para Arzı Aktörleri 1- Merkez Bankası 2- Mevduat Bankaları
3- Mevduat Sahipleri 4- Bankalardan Borçlananlar

28 Merkez Bankacılıgı Merkez bankası niteligini tasıyan ilk banka, 1694 yılında kurulan Ingiltere Bankası’dır. (BoE) Bu bankadan sonra birçok Avrupa ülkesinde merkez bankası kurulmustur. Daha önce emisyon hakkını elinde tutan özel sermayeli bankalar bu islevlerini ve yetkilerini merkez bankalarına devretmislerdir. Merkez bankalarının gelismesi özellikle 20. yüzyılda baslamıstır. 1920 yılında Brüksel’de toplanan Uluslararası Maliye Konferansında para ve kredi faaliyetlerini düzenlemek üzere birçok ülkede merkez bankalarının kurulmasına karar verilmistir. Merkez bankalarının ekonomide çok önemli birtakım islevleri vardır. Bunlar: Banknot ihracı, Paranın satın alma gücünün korunması, Banknotların fiziki kalitesinin korunması, Kaydi para yaratımında anahtar rol oynama, Devletin hesabını tutması, Devlete ödünç para vermesi,

29 TCMB (açılımı nedir) 1715 sayılı yasa ile 11 Haziran 1930 tarihinde AŞ olarak kurulmustur. 2001 krizi sonrası TCMB yasasında değişikliğe gidilmiştir. 25 Nisan 2001 Temel amacı, fiyat istikrarını saglamaktır. Banka, fiyat istikrarını saglamak için uygulayacagı para politikasını ve kullanacagı para politikası araçlarını dogrudan kendisi belirler. Para politikasını uygulamada tek basına yetkilidir ancak temel amacı ile çelismemek kaydıyla hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını da destekler. Buna esnek enflasyon hedeflemesi denir. (Yani enflasyonun yanında Y ve u’yu da dikkate alabilmektedir. Eğer sadece enflasyonu dikkate alsaydı, Katı enflasyon hedeflemesi olacaktı)

30 25.04.2001 öncesi durum nasıldı? Hazine TCMB’den KVA (?) alabilir
Kredi alabilir TCMB, birincil piyasadan (?) DİBS (?) alabilirdi. (Nisan ayında yasal düzenleme yapıldı. No more KVA. Ancak 5 ay boyunca istisna getirildi. Çünkü, kamu bankaları ve TMSF’ye devredilen bankaların vaziyeti çok kötüydü. Kamu bankaları ve TMSF’ye devredilen bankalar durumu? 2000 yılı TCMB NİV (?): 1,5 milyar; 2001 yılı TCMB NİV: 19 milyar )

31 Öncesinde durum nasıldı?
1989 da Hazine ile TCMB bir anlaşma yaptı. MB’nin ekonomik bağımsızlığını (?) kazanmasına yard oldu. KVA kullanımında daha temkinli (sınırlı) olunacak. Limitler zorlanmayacak. Limit aşımı olursa, piyasa faiz haddinden geri ödeme yapılacaktı. 1990 yılı TCMB ilk para programını yayınladı. NİV artışı olmadı. Başarılı bir yıl oldu. 1991: Para programı yayınlanamadı. NİV limiti aşılmaya başlandı. (Körfez Savaşı) 1992 NİV sınırı aşıldı. 1993 te durum nasıldı?

32 ’te durum nasıldı 1993 KVA’nın sıfırlanması için girişimlerde bulunuldu. Kanun Meclisten geçti TCMB başkanı Rüştü Saraçoğlu ve 2 yrd istifa etti. (ağustos 1993) Aynı ay (Ağustos 1993), Mecliste alına kararla Hazinenin TCMB’ye borçları sıfırlandı.

33 Yeni durum nasıl oldu? TCMB Hazineye Kredi veremez KVA veremez
TCMB, birincil piyasadan DİBS alamaz. Sadece ikincil piyasada (?-örnek: ticari bankalardan ) DİBS alabilir. Yani BIST Repo-Ters Repo Pazarında veya kendi bünyesindeki APİ’lerle (?) ikincil piyasadan DİBS alabilir.

34 TCMB’nin Temel Görevleri
Açık piyasa islemleri yapmak. Hükümetle birlikte Türk Lirasının iç ve dıs degerini korumak için gerekli tedbirleri almak ve kur rejimini belirlemek. Zorunlu karsılıklar ilgili usul ve esasları belirlemek. Disponibilite (kaldırıldı-2005) ile ilgili usul ve esasları belirlemek. Reeskont ve avans islemleri yapmak. Ülke altın ve döviz rezervlerini yönetmek, S: TCMB, neden döviz ve altın rezervine sahiptir. Ödeme ve menkul kıymet transferi ve mutabakat sistemleri kurmak ve bunların kesintisiz islemelerini saglamak, Finansal sistemde istikrarı saglayıcı ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak (ROM, ort.fonlama maliyeti) Mali piyasaları izlemektir.

35 TCMB’nin görevleri Hükümete karşı görevleri Hazineye karşı görevleri
Piyasalar açısından görevleri Bankalar açısından görevleri

36 Hükümete karşı görevleri Temel yetkiler:
Banknot ihraç etme imtiyazı ile para ve kredi konularında karar alma ve hükümete öneride bulunma yetkisine sahiptir. S: Madeni parayı kim basar, Pul nedir? Müşavirlik görevi: para ve kredi konularına ilişkin tedbirlerin alınması hususunda hükümete görüş bildirir. Enflasyon hedefini hükümetle birlikte belirler S: Enflasyon hedefi nasıl/hangi yolla kamuya ilan edilir?

37 C: OVP ile ilan edilir. 2-Hazineye Karşı olan Görevler: Hazinenin (Yani devletin) Veznedarı olmak: Devletin ülke içinde ve dışındaki tüm ödemelerini, bütün hazine işlemlerini (yurtiçi+dışı havale, para nakil) ücretsiz olarak yapar. TCMB bilançosunda, Varlıklar (Aktifler) Altın (bir kısmı Hazineye aittir) Rezerv Dilimi Pozisyonu (Hazinenin kullanması için IMF’nin tahsis ettiği kredi/her an kullanıma hazır&altın ve yabancı para olarak ödenen kısım.) Kaynaklar (Pasifler) Kamu mevduatı (Hazinenin, Genel bütçe, Özel bütçeli idareler, KİK, İDT, Belediye, Özel İdare)

38 3-Piyasalar Karşı olan Görevler: a)-APİ:
TCMB bünyesinde yada BIST Repo-Ters Repo Pazarında yapılır Repo (Geri satım vaadiyle alım) Ters Repo (Geri alım vaadiyle satım) Doğrudan Alım Doğrudan Satım b)-Döviz ve Efektif Piyasaları: TCMB aracılık yapabilir. (2002’de bırakmıştı; 2008 tekrar başladı) S: Neden 2002’de bıraktı ve 2008’de tekrar başladı? Efektif nedir? Bir ülke döviz kurunun diger ülke döviz kurlarındaki degismelerin ortalamasına göre ifade edilmesidir.

39 3-Bankalara Karşı olan Görevler:
a)-Depo Alma/Depo Satış işlemleri de vardır. BPP (?) (bankalararası para piyasasında gerçekleşir) (detayları gelecek bölümlerde)

40 TCMB Organlar ve Teskilat
Genel Kurul Para Politikası Kurulu 1-Genel Kurul Bankanın pay sahipleri defterinde yazılı bulunan hissedarlar, Bankanın Genel Kurulunu teskil ederler.

41 2-Para Politikası Kurulu Para Politikası Kurulu,
Baskan (Guvernör)’ın baskanlıgı altında, Baskan (Guvernör) Yardımcıları, (4 yrd.) Banka Meclisince üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Baskan (Guvernör)’ın önerisi üzerine müsterek kararla atanacak bir üyeden olusur. Hazine Müstesarı veya belirleyecegi Müstesar Yardımcısı toplantılara oy hakkı olmaksızın katılabilir.

42

43 Kriz öncesi fiyat ist. sağlanmasına karşın finansal ist. sağlanmadı .
2008 krizi sonrası fiyat istikrarının yanında finansal istikrar da dahil edildi S: Neden sadece fiyat istikrarı değil? Çünkü, 2008 krizi öncesi fiyat istikrarı sağlanınca finansal ist sağlanır algısı vardır. Ama bu böyle olmadı. Kriz öncesi fiyat ist. sağlanmasına karşın finansal ist. sağlanmadı . Bundan dolayı TCMB, finansal istikrarı da gündemine aldı. «Banka ayrıca, finansal sistemde istikrarın sağlanması ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almakla da görevlendirilmiştir. Merkez Bankası, özellikle küresel dengesizliklerden kaynaklanan makro finansal riskleri kontrol altında tutmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, finansal istikrar Merkez Bankası için destekleyici amaç niteliğindedir» Temel amaç: fiy. istk Destekleyici amaç: fin ist Maksat, 1-Kredi büyüme hızının kontrol edilmesi 2-TL’nin değerinden aşırı oynaklıkları (volatilite) (değer kaybı&değer kazancı) engellemek. Soru 1: Kredi büyüme hızı ve TL’nin değerindeki aşırı oynaklığın nedeni neydi? Ek soru: TCMB, kurdaki aşırı değer kaybı ve aşırı değerlenmeyi neden sevmez? Soru 2: Bu amaçlara ulaşmak için geliştirilen ki önemli yeni araç geliştirildi.

44 Örnek: TCMB’nin net döviz alımları: 2008 7 milyar dolar
Soru 1: kredi büyüme hızı ve TL’nin değerindeki aşırı oynaklığın nedeni neydi? 2007 krizi sonrası Türkiye’ye giren ve çıkan aşırı miktarda sermaye (dolar) Örnek: TCMB’nin net döviz alımları: milyar dolar milyar dolar ,8 milyar dolar ,1 milyar dolar Ek soru: Değer kaybı olursa, maliyet enflasyonu olur; aşırı değerlenmede ise ithalat artar. BP dengesizliği ortaya çıkar Soru 2: Bu amaçlara ulaşmak için geliştirilen ki önemli yeni araç geliştirildi. ROM, Ortalama fonlama maliyeti (ilerleyen bölümlerde detaylandırılacak)

45 ayrıca 8 Haziran 2011 KHK ile Finansal İstikrar Komitesi kuruldu Hazineden sorumlu devlet bakanı başkanlığında, TCMB, SPK, TMSF, BDDK Başkanları ve Hazine müsteşarından oluşur.

46 TCMB’nin Temel Yetkileri
Hükümetle birlikte enflasyon hedefini tespit etmek, buna uyumlu olarak para politikasını belirlemek. Kanunda belirtilen para politikası araçlarını kullanmak, uygun bulacagı diger para politikası araçlarını da dogrudan belirlemek ve uygulamak. Nihai kredi mercii olarak bankalara kredi vermek. Mali piyasaları izlemek amacıyla bankalar ve diger mali kurumlardan ve diger kuruluslardan gerekli bilgileri istemek ve istatistiki bilgi toplamak. (EVDS)

47 TCMB Bilançosu ve anlamı
TCMB Vaziyeti: Aktif ve Pasifler vardır. Bu tablodan istifade edilerek Analitik Bilanço hazırlanır.

48

49

50

51 AKTİF ALTIN MEVCUDU : TCMB Altın Mevcudu.
A- Uluslararası Standartta Olan : Tamamı TCMB'ye ait olup bir kısmı kasalarında,  bir kısmı yurtdışındaki muhabirler bankalar tarafindan munzam karşılık olarak altın yatırılması durumunda yatırılan altınlar yine bu hesapta gösterilmektedir B- Uluslararası Standartta Olmayan : Bir kısmı Hazine'ye ait olup tamamı yurt içinde muhafaza edilmektedir. (Hazine'ye ait olan kısım Vaziyet'in pasifınde Hazine'nin Alacakları)

52 II. DÖVİZ ALACAKLARI:  Konvertibl ve konvertibl olmayan dövizler Hariçteki  muhabirlerimiz nezdinde  açılan  yabancı  para hesapları ve şubelerimiz kasalarında bulunan yabancı para efektifleri içermektedir. A- KONVERTİBL : a) Efektif deposu - Şubemiz kasalarındaki konvertibl yabancı para efektif mevcutlarını içermektedir. b) Muhabir hesaplar -Yurtdışındaki işçilerin TCMB nezdinde açtırdıkları, Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları ile sigorta prim hesaplarının takip edildiği "işçi hesapları", C)-Rezerv Dilimi pozisyonu: Türkiye’nin IMF nezdinde bulunan kotasının altın ve yabancı para olarak ödenen kısmıdır. (Her an kullanıma hazır old için MB rezervine dahil edilmiştir) B- KONVERTİBL OLMAYAN a) Efektif Deposu : Şube kasalarındaki konvertibl olmayan yabancı para efektif mevcutlarını içermektedir. b) Muhabir hesaplar : Özel ikili anlaşmalar gereğince konvertibl olmayan dövizler üzerinden açılan hesaplardır

53 III- MADENİ PARA : Kasalarımızdaki madeni para mevcudunu gösterir.
IV- DAHİLDEKİ MUHABİRLER : - Dahili Muhabirlik anlaşması gereğince TL olarak TC Ziraat Bankası nezdinde açılan muhabirlik hesapları (Merkez Bankası şubeleri olmadığı yerde TC Ziraat Bankası TCMB'nin görevini üstlenmektedir) ile, -Yurtiçindeki bankalar nezdinde yabancı para cinsinden açılan depo hesapları.

54 V- MENKUL DEĞERLER CÜZDANI : Devlet İç Borçlanma Senetleri
Menkul değerler cüzdanı, 2001 sonrası APİ yoluyla ikincil piyasadan DİBS alımıyla gerçekleşmektedir. Net menkul kıymeti hesaplamak için: Pasifteki menkul kıymetleri de dikkate alınız. NET APİ: PASİF APİ - AKTİF APİ

55 VI- İÇ KREDİLER :  1211  sayılı TCMB Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince ; kamu ve bankacılık sektörüne verilen kredileri içerir. Ancak 4651 sayılı kanunla yapılan değişiklikle 56. Maddede TCMB (25 nisan 2001) Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarına avans veremez ve kredi açamaz…

56 A-Vadeli İşlemlerden Alacaklar
VII- AÇIK PİYASA İŞLEMLERİ : TCMB'nin Açık Piyasa, Bankalararası Para Piyasası ve Swap işlemlerinden olan alacaklarını göstermektedir. A-Vadeli İşlemlerden Alacaklar a) Nakit : TCMB'nin geri alım-satım vaadiyle yaptığı işlemler (swap ve repo işlemleri) nedeniyle ortaya çıkan alacakları göstermektedir. TCMB bu işlemleri yabancı para ve menkul değer üzerinden yapabilmektedir. i. Döviz : TCMB'nin yabancı para üzerinden yaptığı swap anlaşmalarından kaynaklanan yabancı para veya TL alacaklarını göstermektedir. ii.  Menkul Değer  :  TCMB'nin menkul  değer üzerinden yaptığı  repo anlaşmalarından kaynaklanan TL alacaklarını göstermektedir. b) Menkul : TCMB'nin menkul değer üzerinden yaptığı "reverse /ters repo" (banka açısında repo) işlemi karşısında oluşan menkul kıymet alacağını göstermektedir. B- Diğer : TCMB'nin Bankalararası Para Piyasası işlemleri sonucu bankalara açtığı kredileri göstermektedir.

57 VIII- DIŞ KREDİLER : TCMB'nin muhtelif ülkeler merkez bankaları ile imzalamış olduğu bankacılık anlaşmaları gereği kullandırdığı krediler bu hesapta gösterilmektedir. IX- İŞTİRAKLER : 1211 sayılı TCMB Kanunu' nun 3. maddesi gereğince, TCMB'nin Bank for International Settlements (BIS), Basle'deki 5 milyon altın frank karşılığı İsviçre  Franklık hissesi ile SWIFT'teki 935 bin Belçika Franklık hissesini göstermektedir. (1998 yılı itibarı ile 385 bin Belçika Frankı hissemiz bulunmaktadır) X- GAYRİMENKULLER VE DEMİRBAŞLAR : TCMB'nin sahip olduğu bina, arsa ve demirbaşların maliyet bedelleri ile her yıl yapılan yeniden değerleme toplamından, birikmiş amortismanlar düşüldükten sonraki net değerini göstermektedir. XI- TAKİPTEKİ ALACAKLAR :  Irak Merkez Bankasından 1999 ve 2000 yıllarında tahsil edilemeyen kredi alacağı XII-SDR TAHSİSATI NEDENİYLE HAZİNE YÜKÜMLÜLÜĞÜ Türkiye’ye tahsis edilmiş SDR’nin Hazinece kullanılan TL karşılığı, Hazine yükümlülüğünü göstermektedir.

58 PASİF I- TEDAVÜLDEKİ BANKNOTLAR : TCMB Kanunu'nun 36. maddesi gereğince, tedavüle çıkarılan banknot miktarını göstermektedir. Emisyon olarak da adlandırılmaktadır. II- HAZİNE'YE BORÇLAR: A. Altın : TCMB kasalarında Hazine adına muhafaza edilen uluslararası standartta olmayan altınları göstermektedir.      B.Rezerv Dilimi Kol C. Diğer : Bu kalemde : - Hazine adına tahvil satış hasılatı, - Tahvil alışları için Hazine'ce tesis edilen provizyon, -TCMB'nin Hazine'ye ödeyeceği vergiler, -Diğer Hazine alacakları gösterilmektedir. III- DÖVİZ BORÇLARI : TCMB'nin borcunu gösteren bu kalem A- Konvertibl B- Konvertibl Olmayan yabancı para karşılığında izlenmektedir.

59 IV- MEVDUAT : - 1-Kamu sektörü, 2-bankacılık sektörü ve 3-diğer kuruluşlar adına a)TCMB nezdinde açılan serbest tevdiat hesapları, b)Bankaların Döviz Efektif Piyasaları ve Bankalararası Para Piyasası işlemleri için yatırmaları gereken teminat hesaplarını, c)Çeşitli kanun ve kararnameler gereğince yatınlması zorunlu olan paralar karşılığı açılan hesapları, TL ve yabancı para cinsinden göstermekte olup, sektörlere göre dağılımı şu  şekildedir: A- Kamu Sektörü a) Hazine Genel ve Katma Bütçeli İdareler; b) Kamu İktisadi Kuruluşları, c) İktisadi Devlet Teşekkülleri, d) Diğer: Bu diğer kalem içinde, belediyeler, özel idareler bulunmaktadır B- Bankacılık Sektöıü a) Yurt içindeki bankalar (serbest tevdiat hesapları), b) Yurt dışındaki bankalar, c) Mevduat karşılıkları : 1211 Sayılı TCMB Kanunu'nun 40. maddesine göre bankaların TCMB nezdinde topladıkları TL ve döviz mevduatının belli bir oranını tuttukları hesaplar toplamını göstermektedir. d) Diğer(valörlü işlemler) C- Muhtelif a) Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabı : Yurt dışında işçi olarak çalışan Türk vatandaşlarının tasarruflarını Türkiye'de değerlendirmelerini sağlamak için açılan özel hesaplardır. b) Diğer: Bankamız mensupları, elçilik, vakıf, dernek gibi kişi ve kurumların hesapları D- Uluslararası Kuruluşlar: IMF hesabı E- Fonlar: a)-TMSF adına TCMB’de tutulan mevduat b)- Diğer: NATO Fonu

60 A- Vadeli İşlemlerden Borçlar
V-Likidite Sentleri Temmuz 2007’de uyg geçti VI- AÇIK PİYASA İŞLEMLERİ : TCMB'nin Açık Piyasa ve Bankalararası Para Piyasası ve Swap işlemlerinden olan borçlarını göstermektedir. A- Vadeli İşlemlerden Borçlar a) Nakit : TCMB'nin geri alım-satım vaadiyle yaptığı işlemler (swap, reverse repo işlemleri) nedeniyle ortaya çıkan borçlannı göstetmektedir. i. Döviz : TCMB'nin yabancı para üzerinden yaptığı swap anlaşmalarından kaynaklanan yabancı para ve TL borçlarını göstermektedir. ii. Menkul Değer : TCMB'nin menkul değer üzerinden yaptığı ters repo (bankalar açısından ters repo; TCMB için repo) anlaşmalarından kaynaklanan TL borçlarını göstermektedir. b) Menkul : TCMB'nin menkul değer üzerinden yaptığı repo işlemi karşısında menkul kıymet borcunu göstermektedir. B- Diğer : TCMB'nin Bankalararası Para Piyasası işlemleri sonucu bankalara olan borçlarını göstermektedir.

61 VII- DIŞ KREDİLER : - TCMB borcu haline getirilmiş döviz borçlarını gösterir IX- SERMAYE : 1211 sayılı TCMB Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca her biri 0,10 Türk Lira itibari kıymette 250 bin hisseye ayrılmış ve tamamı ödenmiş olan TCMB sermayesini göstermektedir. Hisse senetleri A, B, C, D tertibi senetlerden oluşmaktadır. (sermaye tutarı toplam: 25 bin TL) A Sınıfı Hisse Senetleri : Bu sınıf hisse senetleri münhasıran Hazine'ye ait olup, sermaye'nin yüzde 51'inden aşağıda olamayacağı hükmü TCMB Kanunu'nda yeralmaktadır. B sınıfı Hisse Senetleri : Türkiyede faaliyette bulunan milli bankalara aittir. C Sınıfı Hisse Senetleri : En çok 15 bin adet olmak üzere, milli bankalardışında   kalan  diğer  bankalar  ile  imtiyazlı  şirketlere  (Osmanlı Bankası)  ait bulunmaktadır. D Sınıfı Hisse Senetleri : Türk ticaret müesseselerine ve Türk vatandaşlığına haiz gerçek ve tüzel kişilere aittir.

62 X- İHTİYAT AKÇESİ : 1211 sayılı TCMB Kanunu'nun 59. ve 60
X- İHTİYAT AKÇESİ :  1211  sayılı TCMB Kanunu'nun  59.  ve 60. maddeleri ile 3182 Sayılı Bankalar Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ayrılmış bulunan ihtiyat akçeleri ile 2791 ve 3094 sayılı Kanunlar gereği oluşturulan yeniden değerleme fonlarından oluşmaktadır. XI-  KARŞILIKLAR  :  1211  sayılı  TCMB  Kanunu'nun  59.  maddesi gereğince yıllık gayrisafi kardan, ertesi yıllarda bankanın işlemleri dolayısıyla meydana gelebilecek riskleri karşılamak üzere, Banka Meclisi'nce uygun görülecek tutarlarda ayrılan karşılıklar ve yurtiçi işlemleri için ayrılan dahili sigorta fonlarını içermektedir. XIII-MUVAKKAT  BORÇLAR:  Kamu  ve  bankacılık  sektörü dışında,   TCMB'nin çeşitli işlem ve ilişkilerinden  alacaklı  duruma gelen  kişi ve kuruluşların alacaklarının izlendiği ve tasfiyelerinin yapıldığı TL ve yabancı para cinsinden tutulan hesaplar. XIV- DİĞER PASİFLER : Pasifte başka bir hesaba geçmesi gerektiği halde herhangi bir nedenle ait olduğu hesaba alınamayan veya ilgili hesaba ya devre içinde ya da devre başında aktarılması gereken, genellikle TCMB iç işlemleri ile ilgili geçici nitelikte işlemlerin takip edildiği TL ile yabancı para cinsinden tutulan hesapları içermektedir.

63 TCMB Bilançosunu etkileyen işlemler İşlem: Döviz karşılığı altın alalım
AKTİF I-Altın (+) II: Döviz Alac. (-) PASİF

64 TCMB Bilançosunu etkileyen işlemler İşlem: TL karşılığı altın alalım
AKTİF I-Altın (+) PASİF I. Ted. Banknot (+) veya IV. Mevduat (+)

65 APİ işlemleri Repo-ters repo Doğrudan alım-satım BPP (Borç alma&verme)

66 TCMB Bilançosunu etkileyen işlemler (APİ) İşlem: REPO (ticari banka açısından) Kayıt 1: TCMB, önce DİBS’i alacak, ve ticari bankaya TL verecek. Alış fiyatı: 86,500 TL (TCMB, Tahvil aldı; TL verdi) PASİF I. Ted. Banknot (+) (veya) IV. Mevduat (86.500) + VI. APİ (+) A. Vadeli işlemden Borç b. Menkul (86.500) (+) XVII. Diğer Pasifler (menkul kıymet farkı 7.500) (Satış farkı; TCMB’nin cebine girecek olan menkul kıymet satış farkı) AKTİF V-Menkul Kıymet Cüzdanı (86.500) + VII-APİ (+) A-Vadeli işlemden Alacak a-Nakit (TL) ii. Menkul Değer (94.000) (+) (karşı taraftan beklenen ödemeyi gösterir)

67 V-Menkul Kıymet Cüzdanı (86.500) (-) VII-APİ (-) PASİF
TCMB Bilançosunu etkileyen işlemler (APİ) İşlem: REPO (ticari banka açısından) Kayıt 2: TCMB DİBS’i geri satacak ve ticari bankadan TL alacak. (Faiziyle& Faiz: alış ve satış fiyatı farkından kaynaklanıyor) Satış fiyatı: 94,000 TL (TCMB, Tahvili geri sattı; TL yi faiziyle geri aldı ) AKTİF V-Menkul Kıymet Cüzdanı (86.500) (-) VII-APİ (-) A-Vadeli işlemden Alacak (-) a-Nakit (TL) ii. Menkul Değer (94.000) (-) PASİF I. Ted. Banknot ( -) (veya) IV. Mevduat (94.000) (-) VI. APİ (-) A. Vadeli işlemden Borç b. Menkul (86.500) (-) XVII. Diğer Pasifler menkul kıymet değer farkı (-)7.500) Kar

68 SONUÇ: Repo işleminden TCMB faiz geliri elde etti
SONUÇ: Repo işleminden TCMB faiz geliri elde etti. (TCMB için karlı bir iştir.)

69 I. Ted. Banknot (-) (veya) IV. Mevduat (86.500) (-) VI. APİ (+)
TCMB Bilançosunu etkileyen işlemler TERS-REPO (ticari banka açısından) Kayıt 1: TCMB, önce DİBS’i satacak, ve ticari bankadan TL alacak. TCMB tarafından başlangıç satın alam fiyatı: Satış fiyatı: 86,500 TL (TCMB Tahvil sattı, TL aldı) PASİF I. Ted. Banknot (-) (veya) IV. Mevduat (86.500) (-) VI. APİ (+) A. Vadeli işlemden Borç a. Nakit ii. Menkul kıymet (94.000) geri satın alacağım menkulun değeri XVII. Diğer Pasifler Kar artışı: 0,5 (+) AKTİF V-Menkul Kıymet Cüzdanı (86.000) (-) VII-APİ (+) A-Vadeli işlemden Alacak b-Menkul (86.000) (+) XVI. Diğer Aktifler (+) Menkul kıymet değer artışı (+)

70 I. Ted. Banknot (+) (veya) IV. Mevduat (94.000) (+) VI. APİ (-) AKTİF
TCMB Bilançosunu etkileyen işlemler TERS-REPO (ticari banka açısından) Kayıt 2: TCMB, sonra DİBS’i geri satın alacak, ve ticari bankaya faiziyle TL verecek. Satış fiyatı: TL Geri satın alma fiyatı: TL (TCMB Tahvili geri satın aldı, TL verdi) PASİF I. Ted. Banknot (+) (veya) IV. Mevduat (94.000) (+) VI. APİ (-) A. Vadeli işlemden Borç a. Nakit ii. Menkul kıymet (94.000) (-) AKTİF V-Menkul Kıymet Cüzdanı (94.000) (+) VII-APİ (-) A-Vadeli işlemden Alacak b-Menkul (86.500) (-) XVI. Diğer Aktifler (-) Menkul kıymet değer farkı (-)

71 SONUÇ:Ters repo işleminden dolayı TCMB, faiz ödeme durumunda kaldı
SONUÇ:Ters repo işleminden dolayı TCMB, faiz ödeme durumunda kaldı. (TCMB için maliyetli bir iştir)

72 S 1: TCMB, REPO işleminin amacı kar elde etmek midir?
S2: TCMB, neden maliyetli bir iş olmasına rağmen TERS REPO işlemine girer?

73 S 1: TCMB, REPO işleminin amacı kar elde etmek midir?
C.1. hayır, piyasanın ihtiyacı olan likiditeyi sağlamak S2: TCMB, neden maliyetli bir iş olmasına rağmen TERS REPO işlemine girer? C.2. hayır. Piyasadaki fazla TL yi çekmek

74 APİ (Doğrudan Alım) PASİF AKTİF I. Ted. Banknot (+) (veya)
IV. Mevduat (+) AKTİF V-Menkul Kıymet Cüzdanı (+)

75 APİ (Doğrudan Satım) PASİF AKTİF I. Ted. Banknot (-) (veya)
IV. Mevduat (-) AKTİF V-Menkul Kıymet Cüzdanı (-)

76 Merkez Bankası Parası MB Parası: TCMB’nin TL cinsinden yükümlülüklerini verir

77 Net APİ= Pasifteki APİ- Varlıklardaki APİ (eğer net api değeri (-) ise bu bizim yükümlülüğümüz değil alacağımız old anlamına gelir. Çünkü, varlıklarımızda daha fazla api olması, ticari bankalardan alacağımız olduğu anlamına gelir. (Bu da MB’nin TL cinsinden daha az sorumlu old anlamına gelir. Bundan dolayı Rezerv Paradan çıkartılır. Ve MB Parası elde edilir)) REZERV PARA PARA TABANI MB PARASI Emisyon Mevduatlar NET APİ KAMU MEVD.

78 REZERV PARA NET APİ KAMU MEVDUATI =MB PARASI Emisyon
Mevduatlar (Banka+banka dışı kesimin Zorunlu + Serbest mevduatları) NET APİ KAMU MEVDUATI =MB PARASI

79 REZERV PARA 101,664,755 P.TABAN MB PARASI Emisyon 86,836,625 Mevduatlar 14,828,130 NET APİ -39,088,500 KAMU MEVD. 13,695,750

80 Basit Bir Para Yaratma Modeli A bankası TCMB’ye DİBS satar
VARLIK Rezerv: +100 DİBS: -100 A bankası YÜKÜMLÜLÜK

81 Basit Bir Para Yaratma Modeli A bankası bir müşterisine kredi açar
VARLIK Rezerv: DİBS: -100 Kredi: +100 Bu kredi ile mal alınır. Satışı yapan elde ettiği bu 100 TL’yi B bankasına yatırsın YÜKÜMLÜLÜK

82 B bankası mevduat kabul eder.
VARLIK Rezervler: Zorunlu karşılık: + 10 Serbest Mevduat:+90 B bankası, 90 TL’ yi kredi olarak bir müşterisine verebilir YÜKÜMLÜLÜK Mevduat: 100 (+)

83 B bankası kredi açar VARLIK YÜKÜMLÜLÜK Rezervler: Mevduat: 100 (+)
Zorunlu karşılık: + 10 Serbest Mevduat: 0 Kredi: + 90 Bu krediyi alan kişi, karşılığında mal alır. Malı satan, gelirini C bankasına mevd olarak yatırır YÜKÜMLÜLÜK Mevduat: 100 (+)

84 C bankası mevduat kabul eder.
VARLIK Rezervler: Zorunlu karşılık: + 9 Serbest Mevduat: + 81 C bankası, 81 Tlyi kredi olarak verebilir. YÜKÜMLÜLÜK Mevduat: 90 (+)

85 C bankası kredi açar VARLIK YÜKÜMLÜLÜK Rezervler: Mevduat: 90 (+)
Zorunlu karşılık: + 9 Serbest Mevduat: 0 Kredi: + 81 YÜKÜMLÜLÜK Mevduat: 90 (+)

86 Mevduat Çarpanı Ör: A kişisi bankaya 1000 Tl mevduat yatırsın.
Zorunlu karşılık % 20 olsun. Bankacılık sistemi ne kadar mevduat oluşturabilir (kaydi para)? ∆D=(1/r).∆R =(1/0,2).1000 =5.000 5 bin TL mevduat oluşturulur

87 Para Çarpanı Parasal Taban ile Para Arzı arasındaki ilişkiyi verir
Dolaşımdaki para Rezerv =Parasal Taban Dolaşımdaki para Mevduat =Para Arzı

88 Para Çarpanı c=Dolaşımdaki (nakit) paranın banka mevduatına oranı
r=kanuni karşılıkların (rezerv) banka mevduatına oranı Dolaşımdaki para (cXD) Rezerv (rXD) =Parasal Taban Dolaşımdaki para (cxD) Mevduat (D) =Para Arzı 

89 Para Çarpanı Dolaşımdaki para (cXD) Rezerv (rXD) =Parasal Taban (H) Dolaşımdaki para (cxD) Mevduat (D) =Para Arzı (M) M =m (para çarpanı) m= (cxD)+D = D(1+c) = (1+c) H cxD+rxD D(c+r) (c+r) M=mxH

90 c=0,08, (bankaya yatırılan mvduatın nakt tutulan kısmı)
r=0,06; (bankaya yatırılan mvduatın kanuni karşılık olarak MB kasasında tutulan kısmı) Her ikisi de, paranın bankacılık sisteminin dışında kalmasına yol açar. m=(1+c)/(r+c)=(1+0,08)/(0,06+0,08)=7,7 H=56 miyar olsun M=7,7x56=431,8 milyar TL

91 Döviz Kuru Sistemleri Döviz: Milli sınırlar içerisinde geçerliliği kabl edilen yabancı paralara veya para yerine geçen her türlü ödeme araçlarına döviz denir. Döviz kuru iki şekilde ifade edilir. Enserten (Incertain) kur: 1$=2,36 TL Serten (certain) kur: 1 TL=0,42 TL Konvetibilite: diğer ülke parasına dönüştürülebilme durumu Döviz kuru sistemi: Döviz kurunun nasıl belirlendiğini ortaya koyar

92 Sabit Döviz Kuru sistemleri:
Esnek Döviz Kuru sistemleri Otorite tarafından belirlenir. Her ne kadar sabit olsa da zamanla değişebilir. Zaman la değişebilme durumundan dolayı, Ayarlanabilir Sabit kur sistemi denir. Bu ayarlamalar sık sık yapılırsa, Kayan Pariteler sistemi denir. Türkiye: 1999 Aralık Sabit kura yakın bir sistem. (ilk 18 ay; ay)

93 2. Esnek Döviz Kuru sistemleri:
Piyasa tarafından belirlenir. Normalde hiç müdahale edilmeyebilir. Bu duruma Temiz dalgalanma sistemi-tam esnek kuru sistemi denir. Ama gerekli old durumlarda MB müdahale edebilir. Müdahale sık sık yapılıyorsa buna Kirli dalgalanma denir.

94 Döv kuru belirlenmesinde Teorik yaklaşımlar
Satın alma Gücü paritesi yaklaşımı: İki ülke fiyatının nisbi fiyatı olarak değerlendirilir. e=P*/P P*=Dış fiyat end. P=iç fiyat end. 1 sepet elma ABD fiyatı 0,74 $ TC fiyatı 1 TL olsun Öyleyse 0,74 $=1 TL ise 1$= 1,35 TL (1/0,74=1,35) Buna göre, her ürünün o ülkede tek bir fiyatı vardır. Buna Tek fiyat Kanunu denir. Buna göre her ülkede aynı bir mal aynı fiyata sahip olmalı (döviz kuru zerrinden hesaplanarak) ve döviz kurları da bunu yansıtmalı.

95 Buna göre, satı alma gücü paritesi, mal ve hizmetler bakımında paranın değeri olup, bunların fiyatındaki değişmeler de paranın değerini değiştirmektedir. Buna göre kur, her iki paranın kendi ülkesindeki gerçek satın alam gücünü ve bundaki değişiklikleri yansıttığı oranda GERÇEK denge kuru olma özelliğini korumaktadır. Satın alma gücü paritesi, iç fiyatlarda meydana gelen değişmelerin döviz kurlarını değiştirmesi gerektiğini savunur. TC de elma fiyatları 1,10 TL olsun. Şimdi kur ne olacak. Tek fiyat yasasına göre e=1,10/0,74=1,48 ‘e yükselmesi gerekir. Eğer hala eski kur geçerliyse, TL değerlidir. (1$=1,35). Bu durumda, ülkeler arasında nisbi fiyatlarda dengesizlik oluşur. Bu ise bizim ihracatımızı azaltır. İthalat artar. Ülkede elma talebi düşer. Elma talebi düşünce elma fiyatları düşer. Elma fiyatları ilk düzeyine kadar düşer. Ve SAGP yöntemine göre kur, dengeye gelir. Eğer, fiyat artışı olmasına karşın SAGP’ye göre kur değişmezse, ülkeler arasında nisbi fiyatlarda dengesizlik doğar. Bu ise ulus. arası ticaret hacmini küçültür. Türkiye’de nasıl oldu? Para arzı artışında dolayı iç fiyatlar arttı (enf arttı). Ancak hükümetler TL yi değerli tutar (yani kur, SAGP’ye göre değer almaz. Bundan dolayı X düşer, M artar. Hükümet TL yi değerli tutmakta ısrarlıdr. Çünkü, Kamu döviz cinsinden kamu borçları vardır. Döviz kurunun enflasyon üzerinde önemli bir etkisi vardır. Kur, enflasyonu belirleyen önemli bir faktördür.)

96 Reel Döviz kuru ve Reel Efek. Döviz Kuru
RER=e.P*/P Reel efektif Döviz kuru REER=[(ağırlık1xe1xP1*)+(ağırlık2xe2xP2*)] P TCMB hesaplamasına göre REER, TÜFE, ÜFE, işgücü maliyet bazlı

97 s TCMB’nin hesaplama yöntemine göre, REER’in büyümesi, TL’nin değerlenmesi anlamına gelmektedir. 120’yi aşması TL’nin değerlendiği anlamına gelir. 130 ise aşırı değerlenme anlamına gelir. Aşırı değerlenince, TCMB müdahale eder. Ör: Dolar alır, TL verir.

98 Para Sistemleri I. Dünya Savaşına kadar Para sistemleri:
arası ulus altın standardı geçerlidir. Bu sistem 1920’lerde tekrar canlanmıştır. 19. yy sonlarına kadar pek çok ülke çift metal sistemini uygladı. Gümüş para sis devamlı aksaması üzerine Avrupa ve Amerika’da çift metal sistemi ve altın sikke sistemi kabul edildi. Geçiş dönemi boyunca tek bir para standardının çift metal sistemine göre ülke para birimini daha istikrarlı kıldığı anlaşılmış ve altın tercih edilmiştir. (Çünkü altının gümüşe oranla değeri daha yüksek idi. Ve bu nedenle daha az yer tutuyordu).

99 Altın standardında, sistemdeki altın miktarı
Üretilen altın miktarı ve sanayinin ALTIN ihtiyacına göre değişmiştir. Sadece altın değil altını temsil eden kağıtlar da tedavül edilmiştir.

100 Her ülkenin altına bağlanışı, ve aynı metalin çeşitli ülkelerin para birimlerini ifade eden sabit bir ölçü birimi olması, altını HEM MİLLİ HEM DE ULUS.ARASI BİR PARA NİTELİĞİ kazandırmıştır.

101 Bir anlamda altın REZERV KARŞILIK olarak tutuldu.
Sabit altın pariteleri, banknotların altın karşılığında geri alınması zorunluluğu da bu dönemde sabit döviz kuru sistemini oluşturdu. Sonuçta, para birimlerinin birbirlerine olan oranları, içerdikleri altına miktarlarınca belirlendi.

102 Sistem nasıldı Her ülkenin parası içerdiği altın miktarı üzerinden belli bir ons altına eşitti. Altın standardı Ülke parite giriş yılı UK 1 pound = 7,3 gr altın (1821) ABD 1 dolar = 1,5 gr altın (1850) Fransa 1 Frank= 0,29 gr altın (1873) Almanya 1 MArk= 0,35 gr altın (1873) Rusya 1 Ruble= 0,77 gr altın (1897)

103 1. dünya savaşına kadar devam eden altın para standardı, savaş dönemi ve sonrasında oluşan koşullardan dolayı, varlığını sürdüremedi. Ve altın, para olma özelliğini yitirdi.

104 SORUNLAR Her ülkenin kendi parasını altın aracılığıyla diğer ülkelerin parasına bağlanmış sayacağına, direkt (doğrudan doğruya) altına bağlanmayı benimsemiştir. Bu ise, fiyat ve maliyet seviyeleri karşılaştırması yapılmadan belirlenmiş bir kur doğurmuş ve POUNDUn aşırı değerlendiği, FRANKın is eksik değerlendiği gibi sorunları ortaya çıkarmıştır. Bu sorun sık sık DEVALÜASYON uygulamalarına müracaat edilmesini zorunlu kılmıştır.

105 İki dünya savaşı arası dönemde Ulus arası Para Sistemi
1. dünya savaşının etkisiyle Avrupadaki güçler dengesi bozulmuştur. Birbirini izleyeyn mali krizler dolayısıyla İngiltere başta olmak üzere altın standardını benimsemiş ülkeler giderek altından kopmuştur. Savaşa katılan ülkeler, savaşın finansmanı için büyük oranda borçlandı. Savaş sonrası kamu borçları arttı. Enflasyon arttı. Farklı enf oranları milli paralar arasındaki değişimin sağlığı açısından DEVALÜASYONU zorunlu kıldı. Savaş sonunda, İngiltere savaş sırasında para basarak finanse ettiği açıkların yarattığı sorunlarla yüzleşti. (iç borçlar 650 milyon sterlinden 7,8 milyara çıktı). İngiltere ulus arası para piy liderliğini kaybetti. Hükümetler, sanayiyi ayakta tutmak için yabancı kaynaklara müracaat etti.

106 1. Dünya savaşı sonunda, ulus ödeme sistemi işlemez hale geldi.
Dünya ticareti ve ulusla ödemelerde Avrupa tartışılmaz üstünlüğünü kaybetti. Savaştan sadece ABD karlı çıktı. Çünkü, savaş sırasında diğer ülkelere verdiği borçları geri alınca BP fazlası verdi. Diğer ülkeler BP açığı veriyordu. Avrupa ülkeleri ithalatı kısınca, dünya üretimi olumsuz etkilendi.

107 Sterlin bölgesinde başlayan döviz depresyonu Almanya ve komşu ülkeleri döviz kontrolleri uygulamaya itmiştir. Sonunda bu ülkeler, rezervlerini koruyabilmek için kısıtlayıcı para ve maliye pol. takip ettiler.

108 Altın ve döviz rezerv kaybı ile karşılaşan ülkeler bunun olumsuz etkilerini gidermek için deflasyonist (Daraltıcı pol) politikalar uygulamış; sonuçta da bu ülkeleri kalkınma hızları yavaşlamış ve iş hacimleri daralmıştır. Avrupa ekonomilerinde görülen daralmalar, döviz kurları arasındaki dalgalanmalar Deflasyonist politikalar ABD’de farklı uygulamlar yol açmış ve büyük dünya bunalımının doğuşuna ortam hazırlamıştır.

109 Büyük buhran Bu piyasalar (Borsa); FED’den borçlanan ticaret bankalarının açtığı kredilerle beslenen bit yapı hakimdi. Bu piyasada spekülasyon hareketleri ’lerden itibaren hızlandı. Spekülasyonu önleyici tedbirler vaktinde alınmadı. Şişen borsa aniden düşünce, hisse sentlerinde kaçış oldu. NY Wall Strett borsası çöküş safhasına geçti. Bu başlayış Ekim 1929’da hız kazandı. 24 Ekim 1929 Perşembe (Kara Perşembe) borsa dibe vurdu

110 Büyük buhran Roarin twenties:
1. dünya savaşı sona erince (1918), bir çok ülke ekonomisi canlandı. Sanayileşmiş ülkelerde refah arttı. ABD’de 1920’lerde şehir nufusu>kırsal nufus arasında büyüme ikiye katlandı. Tüketim hızla arttı. ABD toplumu tarihte ilk kez «tüketim toplumu» halini geldi.

111 Büyük buhran 24 Ekim 1929 Perşembe günü NY borsası dibe vurarak, krizin tetikleyicisi aynı zamanda simgesi olmuştur. 1920’li yıllarda Avrupa ülkeleri daraltıcı polit. uygularken, ABD’de «Kükreyen yirmili yıllar» olarak tarihe geçti. Ücretler sabit iken, karlar arttı ve belli zümrelerin servetlerinde artış gözlendi. Bu gelirin sermaye piyasalarına (NY borsası) yeniden yatırılmasıyla hisse senetleri piyasasında hareketlilik yaşandı

112 Dünya üretimi % 42 düştü. Dünya ticareti % 65 düştü. 50 milyon işsiz oluştu. Avusturya’da en büyük ticaret bankasının elindeki hisse sen ve tahvillerin değer kaybetti ve bankadaki kısa vadeli yab sermaye geri çekildi Macaristan ve Romanya da aynı tecrübeyi yaşadı Almanya: benzer olaylar neticesinde altın stokları dünyada 4. sırada olan ülke, stokların büyük bir kısmını kaybetti. Zincirleme İngiltere’ye yayıldı. İngiltere, sterlinin değerini koruyabilmek için 1931 yılı tem-eyl aylarında ABD ve Fransa’dan 400 milyon sterlin borç temin etmesine karşın rezerv kaybı 1 milyar sterlini buldu. İngiltere de altın ödemelerini durdurdu. (Eylül 1931’de altın standardı TERK edildi). Yabancı alacaklıların ABD’den paralarını çekmeleriyle ülkeden altın çıkışı yaşandı. ABD, ALTIN çıkışını engellemek için para arzına kısıtlama getirdi. Bu ise DEFLASYONA yol açtı yılında altın üzerine AMBARGO kondu ve altındaki özel mülkiyet kaldırıldı. Sonuç: Nisan 1929/Nisan 1933 arasında 35 ülke altın sistemini terk etti (paralarının altın ile olan ilişkisine son verdi.)

113 Altın Para sisteminin Sonu
blok: 1. Bölge: ABD öncülüğünde altın para sisteminin yürütücüsü 2. Bölge. UK vd. Sterlin 3. Bölge: Almanya ve merkez ve doğu Avrupa, döviz kontrolleri (Kanada gibi hiçbir gruba girmeyenler de vardı)

114 1. dünya savaşı tazminatları ve borç yükleri Avrupa ülkelerini dezavantajlı hale soktu.
ABD avantajlıydı. Diğer ülkelere Savaşı finanse etmeleri için borç vermişti. Ancak Büyük Buhran sonrası ABD’de sıkıntıya girince ve Avrupa’ya artık kredi temin edemeyince hem Avrupa hem ABD problem yaşadı. Ulus. Arası ticaret ve para piyasalarının, Great Depresyon sonunda geçirdikleri sarsıntıların önlenememesi, hükümetler arası işbirliğini ve yeni arayışları gündeme getirdi. 1934 Londra Konferansı ve 1936 Üçlü Para anlaşmaları, ulus. Arası bir kurumun varlığı görüşünü kuvvetlendirdi. Bu arayışlar Bretton Woods sistemine öncülük etti.

115 2. Dünya savaşı sonrası Ulus arası Para sistemi
1 Tem 1944 New Hampshire Bretton Woods (savaş devam ediyor) ABD ve İng. öncülüğünde 3 hafta Keynes Planı&White Planı Keynes Planı Ulus.arası Kliring birliği Para: Banchor İlk aşamada 26 milyar dolar değerinde Banchor (dış tic. Paylarına göre dağıt)

116 White Planı (Dexter White): ABD Hazine başdanışmanı Para birimi:Unitas IMF ve Dünya bankası fikrini ortaya koydu Toplantıya 45 ülke katıldı White planı kabul edildi.

117 Ödeme sistemi Tüm paralar dolara sabitlenecek, dolar ise altına konvertible olacak (1 ons altın =34,90 $) Sistem, 1973 te çöktü. Önce IMF ye sonra sistemin çöküşüne bakalım

118 IMF Kuruluş tarihi: 1945 Kurucu 45 ülke vardı. Türkiye 1947’de üye oldu. SDR: 1969 Special Drawing Rights. IMF parası, (rezerv bir hesaptır), fiziki değil, euro, yen, dolar, sterlin den oluşan bir sepet le değeri belirlenir. 1 SDR=1,51409 $ (3 ekim 2014) IMF Tarihimiz: İlk Stand-by: 1 Ocak 1961 (27 mayıs 1960 darbe) Son Stand-by anlaşması: 2005 Toplam: 19 adet yapıldı) Kabul edilen Tutar: 37 milyar SDR Kullanılan tutar: 32 milyar SDR

119 Stand-by Düzenlemesi nedir?
Fon’un en sık kullanılan finansman mekanizmalarından biridir. Stand-by düzenlemeleri, 36 ayı aşmayacak şekilde, genellikle aylık bir süreyi kapsamakta ve IMF kaynaklarının kullanımını belirli şartlara bağlamaktadır. Kredi kullanan ülke, IMF İcra Direktörleri Kurulu’na sunduğu Niyet Mektubunda ödemeler dengesi problemlerini makul bir süre içerisinde düzeltmeyi amaçlayan politikaları uygulayacağını taahhüt eder. Böylelikle, IMF kaynaklarını kullanan ülkelerin, ekonomilerindeki yapısal sorunları çözerek borçlarını ödeme kapasitelerini artırmalarının temin edilmesi amaçlanmaktadır.  Stand-by Düzenlemeleri sadece gelişmekte olan ülkelerin kullandığı bir mekanizma olmayıp, birçok sanayileşmiş ülke de geçmişte bu mekanizma ile Fon kaynaklarından yararlanmıştır

120

121 Türkiye, 14 Mayıs 2013 tarihinde ödediği son taksitle birlikte, IMF’ye olan borçlarını 19 yıl aradan sonra sıfırladı. Ödenen bu para, 2005 yılında imzalanan ve 2008 yılı mayıs ayında biten son “stand-by” anlaşması çerçevesinde alınan kredinin son taksitiydi.

122 Niyet Mektubu nedir? Niyet Mektupları hükümetlerin izleyeceği ekonomik politikalara ilişkin olarak IMF Başkanı’na hitaben yazılan politika beyanı niteliğinde metinlerdir.   Niyet Mektupları bir anlaşma metni ya da müeyyideler içeren bir sözleşme değildir. Dolayısıyla ülkeleri hukuki yükümlülük altına sokmamaktadır.

123

124

125 2010 yılı Kota ve Yönetim Reformu: Bu sayede gelişmekte olan ülkelerin IMF yönetiminde daha fazla söz hakkı almaları hedeflenmiştir. Bu maksatla, Türkiye’nin kotası 3,1 kat artırılmış ve 4,6 milyon SDR ye yükselecektir. Kota payımız, % 0,61 den % 0,98 e çıkıştır. (Kota sıralamasında 32. den 20. sıraya çıktık.) Böylece oy hakkımız da artmıştır.

126 Ülke Kotası nedir? Bir ülke IMF’ye üye olduğunda ekonomisinin küresel ekonomideki payına göre bir kota belirlenmekte olup, bu süreçte ülkelerin ekonomik büyüklükleri, dışa açıklık oranları, sermaye hareketlerinden etkilenme durumları ve rezervlere ilişkin değişkenlerden oluşan bir kota formülünden de faydalanılmaktadır. Kotalar genellikle her beş yılda bir gözden geçirilmektedir. Kotalar üye ülkenin oy gücünü, IMF’den sağlanacak finansal desteğin miktarını (erişim limiti dahil olmak üzere) ve SDR tahsisatlarında alınacak payları da belirlemektedir. 2012 yılı Ağustos itibarıyla IMF’nin toplam kotası ,4 milyon SDR olup, ülkemizin kotası 1.455,8 milyon SDR’dir Kota ödemesi ne zaman yapılır? IMF'ye katıldıkları zaman ödedikleri katkı paylarından (kotalar) ve kota artırımlarından sağlanmaktadır

127 Türkiye’nin üyesi olduğu İcra Direktörlüğü
Yeni düzenlemeyle direktörlük sayısı 24 oldu.

128

129 Faiz& Tahvil Faizi Belirleyen Faktörler
Faiz oranları, tüketim, tasarruf, yatırım kararlarını etkiledigi gibi merkez bankalarının para politikalarını yürütmelerinde de önemli bir rol oynar Tahvil: devlet, kamu kurulusları ve anonim sirketlerin çıkardıkları, 1 yıl veya 1 yıldan daha uzun vadeli borç senedidir. Borç senedi 1 yıldan kısa vadeli olursa bono adını alır.

130 Nominal(itibari) Deger (Face Value): Vade sonunda tahvili elinde bulunduran kisiye ödenecek olan degerdir. Vade (Maturity): Tahvili elinde bulundurana ödemenin yapılacagı zaman. Kupon Oranı (Coupon Rate): Tahviller için yapılan ara ödemeler. Kupon ödemeleri genelde senede bir veya iki kere yapılır. Vadeye Kadar Getiri (Yield to Maturity): Bir borç aracından elde edilen ödemelerin bugünkü de˘gerini bugün geçerli olan piyasa degerine e¸sitleyen faiz oranıdır. Bir baska ifadeyle, tahvil vade sonuna kadar elde tutulursa yatırımcıya getirecegi kazanç vadeye kadar getiri ile ifade edilebilir. Iktisatçıların asıl olarak ilgilendikleri faiz oranı vadeye kadar getiridir. Tahvilin bugünkü fiyatı ile tahvilin itibari fiyatı farklı kavramlardır. Tahvilin bugünkü fiyatı, piyasadaki kosullara, tahvil arz ve talebine baglı olarak sürekli degisir. Tahvilin itibari fiyatı ise, tahvilin üzerinde yazan ve vade sonunda tahvili elinde bulundurana ödenecek olan fiyattır.

131 Tahvil Fiyatı&Faiz ilişkisi Itibari degeri 1000TL olan bir yıllık bir tahvil ele alalım ve asagıdaki iki durumda tahvilin vadeye kadar getirisini (faizini) hesaplayalım. a) Bu tahvilin bugünkü fiyatı 900 TL ise, tahvilin faizi ne kadardır? b) Bu tahvilin bugünkü fiyatı 800 TL ise, tahvilin faizi ne kadardır? a) Tahvil faizi i=( )/900=%11 b) Tahvil faizi i=( )/800=%25

132 Tahvil Çesitleri: Tahviller, Kuponsuz Tahviller, Kuponlu Tahviller ve Dövize endeksli tahviller olarak sınıflandırılabilirler. Kuponsuz Tahviller Kuponsuz tahviller iskontolu tahvillerdir. Tahvilin cari fiyatı, itibari fiyatından düsükse, bu tahvile iskontolu tahvil denir. Örnegin, itibari degeri 1000 TL olan tahvilin bugünkü degeri 900 TL ise bu tahvil iskontoludur. Kuponlu Tahviller Belli dönemlerde kupon ödemesi olan tahvildir. Kupon ödemeleri senede bir veya iki kere olur. Dövize Endeksli Tahvil Özellikle enflasyonun yüksek oldugu ekonomilerde, tahviller dövize endeksli olarak da çıkarılabilir.

133 Vadenin Önemi 1. Vade, sermaye kaybı ya da kazancını etkiler
Vadenin Önemi 1. Vade, sermaye kaybı ya da kazancını etkiler. Tahviller vadelerinden önce satılırsa faizlerdeki degisikliklere göre sermaye kaybı ya da kazancı ya¸sanabilir. Örnegin, tahvilin fiyatı 900 TL’den 800 TL’ye düserse, tahvilin faizi artmıs demektir. 900 TL’den aldıgınız tahvili 800 TL’den satarsanız sermaye kaybınız olur. Tam tersi durumda, yani tahvil fiyatının arttıgı durumda ise sermaye kazancı yasanır. Yani, tahvili düsük fiyattan alıp vadesini beklemeden yüksek fiyattan sattıgınız zaman sermaye kazancınız olur. 2. Vade uzadıkça sermaye kaybı riski de artar. Yatırımcılar genelde kısa vadeli tahvilleri tercih edebilir. Bu nedenle, uzun vadeli tahvillerin faiz oranı daha yüksektir.

134 Yurt içi Faizleri Belirleyen Faktörler
Yurtdışı faizler; Döviz kurunda beklenen artış; (e artarsa, i artacaktır) Enf. Beklentisi; (enf. Artışı beklentisi varsa, bunun önüne geçebilmek için MB faizleri artırır) Risk Primi KKBG yüksekliği Enflasyonist ortam Politika belirsizliği Döviz kuru riski: Kursa meydana gelecek bir artış karşısında, döviz borcu olanların TL cinsinden borçlarının artacak olması durumu. (bu riskin elimine edilmesi için 1999 Aralık IMF stand-by ile kur sepeti (1$+0,77 euro) oluşturuldu. Ve kur artış oranları aylık olarak önceden kamu gücü tarafından belirlendi. Bu sayede kur artışına gem vurulmak (kontrol altına almak) istendi. Bunu yaparak ise, risk primini düşürmek hedeflendi, Risk primi düşecek, faiz düşecek, risk primi düştüğü için sermaye girişi olacak, bu sayede faiz düşecek ve (özel sektör maliyeti düşeceği için) enflasyon düşecek (Böyle bir öngörüyle YOLA ÇIKILDI. AMA 2000 Kasım da kriz çıktı)

135 FAİZE YAKLAŞIMLAR Eski Yunan: Sokrates.
Eflatun (Platon): Faize karşı çıkar. Aristo: Faize karşı çıkar. Ortaçağ dönemi: Kilise: faiz ve tefecilik aynıdır. St. Thomas D’Aquin ( ): Faiz yasağını bir miktar hafifletmiştir. Kendinden sonra gelen Calvin gibi din adamlarına faizi meşru kılmaları için öncülük etmiştir. Jean Calvin ( ):Protestanlığın temel inançlarının formülleştiren bir reformcudur. Faize ilk defa izin veren medeni kanun, Calvin’in memleketi İsviçre’ye aittir.

136 Feragat (İmsak) Teorisi (Senior): Faiz, bireyin gelirini harcamaktan feragat etmesinin bir bedelidir. Zaman Tercihi (Agio Teorisi): (B.Bawerk) (Marjinalist): Borçlanma, piyasada malların gelecekteki mallarla değişimi olduğuna göre, faiz, bu ikisi arasındaki farktan doğmaktadır. (Zaman içerisinde malların piyasa fiyatı arasındaki fark.) (Zaman mefhumu analize dahil edilmiştir.)

137 A. Smith: Faiz, kardan ayrı bir kavramdır
A. Smith: Faiz, kardan ayrı bir kavramdır. Tasarrufunu kendisi kullanmaya ancak başka birine ödünç veren kişinin elde ettiği gelirdir. Bu, borç alanın ödünç verene o paranın kullanılması sayesinde eline geçen kar etme fırsatı için ödediği bir karşılıktır. Doğal olarak bu karın bir kısmı, riski alıp onu kullanma yüküne giren borçluya; bir kısmı da bu kar fırsatının ona veren alacaklıya ait olur.

138 Neo-Klasik Yaklaşımı: Ödünç Verilebilir Fonlar Teorisi
Fon arzını belirleyen faktörler: emisyon kurumu (TCMB) ve banka sistemi Halkın tasarrufları Gömülemenin çözülmesi Firmaların amortisman olarak ayırdıkları likiditeler Fon talebini belirleyen faktörler: Tüketim kredisi temin etmek Eskimiş tesisleri yenilemek Yeni tesis kurmak Para talebinden bulunmak (likidite tercihi kapsamında) Ödünç verilebilir fon arzı ve talebindeki dalgalanmalar, faiz oranları düzeyini etkilemektedir. Ayrıca, faiz oranındaki bir değişmede, Gömülemenin çözülmesini veya banka sisteminin yeni krediler oluşturmasını; tesislerin yenilenmesini kamçılayarak öd. Veril. Fon arzı ve talebini etkilemektedir. Sonuç: Ödünç veril fon arzı ve talebi, faiz oranları düzeyini; faiz oranları düzeyi ise ekonomide daraltıcı ve ya genişletici etkileri olabileceğini açıklamaktadır.

139 Keynes Faizi, para arzı ve para talebi belirler. Para talebi:
İşlem; (Y) ile + ilişki İhtiyati; (Y) ile + ilişki Spekülatif; (i) ile – ilişki Para arzı: MB bağımsız olarak belirler.

140 Para Talebiyle ilgili Teoriler
Klasik Modelde Para Talebi Yale-Fisher Yaklaşımı (Miktar Teorisi) Cambridge Yaklaşımı (C.Piqou-A.Marshal) İki teori birbirine benzer. Ancak Cambridge yaklaşımı biraz daha gelişmiş bir versiyondur.

141 1. Yale-fisher Yaklaşımı (Miktar Teorisi)
Para talebi: İşlem saikiyle (Değişim aracı olarak) Yani bireyler, belli miktarda bir harcamayı gerçekleştirebilmek için para talep ederler. Yani, para talebi, nom GSYH’nin bir oranıdır (PxY=nom. GSYH) MV=PY M: para arzı; V: dolaşım hızı; P: Fiy. Gen sev; Y: hasıla (PxY=nom hasıla) V: sabittir. V=1/k ise M=kx(PxY) (yani PxY2’nin bir oranıdır) (PXY’nin k katı kadar para talep edilir)

142 2-Cambridge Yaklaşımı (C.Piqou-A.Marshal)
Fisher yaklaşımına benzer ama daha gelişmiş bir yaklaşımdır. Para talebi: 1-işlem, 2-Servet biriktirme aracı M=kxPXY aynı eşitlik ama bakış açısı farklı. Nom para talebi, nom servetin bir bileşenidir (servet artarsa, para talebi artar) Nom servet ise, nom gelirle orantılıdır. Öyle ise, para talebi, nom gelirler orantılıdır. Bu yaklaşıma göre birey: para talep ederken, servetin diğer bileşenlerinin de (örneğin, mal, tahvil vb.) getirisine ve gelirine bakacaktır ve kararını verecektir. Bu yaklaşım Keynes ve Friedmana ışık tutmuştur. Keynes, spekülatif maksatlı para talebini buradan yola çıkarak geliştirdi. Friedman ise «portföy tercihleri teosisini» geliştirdi. Fisher-Cmabridge: ortak nokta: Para talebi, PY’nin belli bir katına (k) eşittir Farkı: Cambridge te bireysel tercih ön plana çıkakta (Para talep edilebileceği gibi servetin diğer bileşenleri de tercih edilebilir). Fisher de ise bireysel tercihin önemi yok.

143 Keynes’in Para TALEBİ 1-İşlem saikiyle: Gelirin artan fonksiyonudur.
Baumol-Tobin İşlem Para Talebi: Para talebi işlem saikiyle olması durumunda bile, bireyler spekülatif maksatlı para talep edebilir. (mikro temelli olup, Keynesin analiziyle uyumludur) 3 ayda bir emekli maaşı alan kişi, birinci ay içerisinde, 2 ve 3. ayda kullanacağı nakdi, spekülatif maksatlı kullanabilir. İşlemin getirisi>işlem maliyeti old sürece kişi spek maksatlı para talep edecektir. İşlem maliyeti: tahvil alma maliyeti, komisyon, bankaya gitme maliyeti.

144 2-İhtiyat saikiyle: Y ile + ilişkili
3-Spekülatif saik: Keynes, Cambridge yaklaşımını bir adım daha ileri götürmüştür. Paranın spekülatif maksatlı da talep edilebileceğini ileri sürdü. Böylece, para talebinin i’ye bağlı olabileceğini (- ilişki) ortaya koydu. Keynes, servetin bileşenlerini 2 gruba ayırır. Para ve Tahvil (NOT: Mal varlığı dikkate alınmaz. Yani sadece fin. Varlıklardan iki tanesini dikkate alır, reel varlıkları dikkate almaz) S. Keynese göre Bu varlıkların getirileri getirileri nelerdir? Paranın getirisi: Vadesiz mevduata faiz ödenmez. Getirisi yoktur Tahvil: iki getirisi var. 1. Faiz Getirisi, 2. Sermaye Kazancı: Tahvil Fiyatı artarsa sermaye kazancı olur (i düşünce, P artar) vice versa.

145 Keynes’e göre, bireyler servetlerinin tamamıyla ya para talep eder, yada tahvil talep eder. Arası yoktur. Likidite Tuzağı nedir? Keynes’in teorik olarak vuku bulabileceğini ifade ettiği özel bir durumdur. M artışı olmasına karşın, i artık bundan etkilenmez. Piyasada i düzeyi sıfır, yada min bir düzeydedir. Yani daha fazla düşmesi mümkün değil ve beklenmemektedir. Yani gen. Para pol.nın i üzerinde hiçbir etkisi bulunmamaktadır. Piyasada herkes için faizin normal olarak kabul edildiği bir düzeyi vardır. Eğer, i bu düzeyin altında ise yükselecektir. Yani i’nin ileride yükselmesi beklenmektedir. Böyle bir durumda (likidite tuzağı) bireyler MB’nin arzettiği likiditeyi spekülatif maksatlı olarak talep eder. İleride i’nin yükseleceğini öngören bireyler, bu sayede tahvil fiyatlarının düşeceğini bildiklerinden, gelecekte daha düşük fiyattan tahvil satın almak üzere para talep ederler. Piyasada i daha fazla düşemediği/düşmediği için yatırımlarda da olumlu bir gelişme olmaz. Keynese göre Tek çıkış yolu gen mal pol.sıdır.

146 Tobin’in Spekülatif Para Talebine Katkıları (Risk Para Talebi)
Risk averse: Risk sevmeme: Bazı bireyler riski sevmedikleri için (tahvilin negatif getirisi durumu: yani faizlerin artması sonucunda sahip olduğumuz tahvil fiyatının düşmesi durumu) servetlerinin bir kısmını para olarak bulundurmayı tercih ederler. Yani servetin bir kısmı para, bir kısmı tahvil olmak üzere bir portföy oluşturabilirler.

147 M/P=Reel para talebi V= 𝑃 𝑀 Y 𝑃 𝑀 = 1 𝑓(𝑖,𝑌)
NOT: Keynes’e göre paranın dolaşım hızı (V) sabit değildir. Faizdeki dalgalanmalarla birlikte V de değişir. MV=PY M/P=Reel para talebi V= 𝑃 𝑀 Y 𝑃 𝑀 = 1 𝑓(𝑖,𝑌) V= 𝑃 𝑀 Y= 𝑌 𝑓(𝑖,𝑌) örn: i artınca, para talebi küçülür, V büyür (sonuç: V sabit değil, değişkendir. Ancak V’nin yönü tahmin edilemez. İşin içinde Y’de var)

148 Firedman’ın modern Miktar Teorisi
Yine Cambridge’den yola çıkar. Faizi dikkate aldığı için Keynes’in yaklaşımına benzer. Ama ulaştığı sonuç itibariyle Fisher’in bulgularıyla (Klasik Teori) örtüşür. Yani faize önemsiz görür. Para talebini belir. Faktör: 1-Servet (sürekli gelir) (+ ilişki), 2-finansal ve reel servetlerin getirilerinin paranın getirisinden farkı (rb-rm; re-rm; 𝜋 𝑒 -rm), (- ilişki) (tahvil faizi, hiss.senedi getirisi ve malların fiyatı (enf) arttıkça, birey para talebini azaltır. Bu varlıkları talep eder. ) 3-tercihler Sürekli gelir: beşeri servet (tecrübe) ve beşeri olmayan servet ile her yıl (sürekli olarak) elde dilmesi beklenen ortalama gelire denir. (sürekli, gelir, servetin bir göstergesidir.) NOT. Friedman’ın yaklaşımında; 1-finansal varlıklar: Para, Tahvil ve hisse senedinden oluşur; Reel varlıklar: Mal dikkate alınır (Bu anlamda Keynes’ten farklıdır) 2- Paranın da getirisi vardır. (Bankaların sağladığı otom ödeme kolaylıkları, ATM kolaylıkları bir getiridir. Bazı durumlarda vadesize de faiz yatırılabilir.) Bundan dolayı, (rb-rm; re-rm; 𝜋 𝑒 -rm) farkları önemsiz bir düzeyde olacaktır. Ve bundan dolayı bireyler para talep ederken, faizi pek fazla dikkate almayacak, önemsemeyecektir. Çünkü, rm de artmaktadır. Friedman’a göre i’nin etkisi çok az old için formülden çıkarmıştır. Yani i’yi dışlamıştır. Böylece para talebini bel. Tek faktör, sürekli gelir olmuştur. Sürekli gelir, istikrarlı old için, para talebi de istikrarlıdır.

149 V= 𝑃 𝑀 Y= 𝑌 𝑓( 𝑌 𝑝 ) 𝑓( 𝑌 𝑝 ) istikrarlı old için, para talebi de istikrarlıdır. Bundan dolayı, V sabit değildir ancak tahmin edilebilirdir. V sabit kabul edilmese bile, para arzı (M), nom. gelirin (P.Y) önemli bir belirleyicisi olmaya devam edecektir. MV=PY Yani, Fisher denklemiyle aynı sonuca ulaşılmıştır.

150 Neo-Keynesyen Faiz Oranı Teorisi (Neo-Klasik Sentez) IS-LM Modeli
Basit keynesyen modele dayanır. Hicks, Hansen, Modigliani, Samuelson ve Tobin’in katkılarıyla şekillendirildi. Samuelson, Neo-klasik okul-mikro iktisat-Walras ile Keynezyen okul-makro iktisat-Keynes i uzlaştırdı. Okulun bel kemiği, IS-LM modelidir. (ancak, Post keynesyenler (Köktenci yorum) ve Genel Denge modelleri (Clower, Leijonhofvud), IS-LM modelini (Hidrolik yorum) ağır bir şekilde eleştirmiştir.

151 IS-LM modeli IS I=S veya planla harc=Gerçekleşen hasıla Mal piyasasının dengede old durum. Modelde i değişken, P sabit. Mal piyasasını dengeye getiren i ve y bileşenlerinin geometrik yerini verir IS eğrisi. IS elde edilişi AE doğrusundan türetilebilir. i küçülünce, AE yukarı kayacaktır. Yatırımlar, i den etkilenir.

152 LM Para piyasası dengededir. (Para arzı=para talebi)
Yani para piyasasında dengeyi sağlayan i ve Y’lerin bileşimini verir. Çıkış noktası: Keynesin para talebi fonksiyonu. L= f(i,Y) (Reel para talebi) M/P=L (Reel para arzı; reel para talebi) L=kY-hi Finansal varlık olarak sadece para ve tahvil var. Varlık arzı=Varlık talebi M+Bs=L+Bd olacaktır. Eğer para piyasası dengede ise, tahvil piy. da dengede olacaktır. Bundan dolayı sadece para piyasasına bakmak yeterli olacaktır.

153 LM elde edilişi Y artsın, L artar
L artınca, Bs artar, tahvil fiyatı düşer, i yükselir, i yükselince L azalır. Böylece M=L olur. (Para arzı=Para talebi) Pozitif eğimli LM elde edilir.

154 M deki bir değişme (artarsa, LM sağa kayar)
IS eğrisi kaymalar Otonom harcamalarda meydana gelecek değişmeler (Co, Io, G, TR, X) (Artarsa, AE yukarı, IS sağa kayar) LM eğrisi kaymalar M deki bir değişme (artarsa, LM sağa kayar) Para talebindeki değişme (azalırsa, LM sağa kayar) P düzeyindeki bir değişme (Düşerse, LM sağa kayar)

155 Finansal Piyasalar Finansal piyasalar (financial markets): Genel tanımıyla finansal piyasalar orta ve uzun vadeli fon arz ve talebinin karsılandıgı piyasalardır. Finansal piyasaların ekonomide önemli bir görevi vardır: Harcayabileceginden daha çok para kazanmıs ve biriktirmis olanların fonlarının, kazandıgından daha çok fona gereksinimleri olana aktarılmasıdır. Finansal piyasaların olmadıgı ya da finansal piyasaların gelismedigi durumlarda yeni yatırımlar yapılamaz. Bu nedenle, finansal piyasalar ekonomik etkinlik ve verimlilik için gereklidir.

156 Finansal piyasalar çesitli kriterlere göre sınıflandırılırlar:
Para ve Sermaye Piyasaları Birincil ve Ikincil Piyasalar Organize ve Organize Olmayan Piyasalar

157 Para ve Sermaye Piyasaları
Finansal piyasalar, saglanan fonların sürelerine göre para ve sermaye piyasaları olarak ikiye ayrılırlar: Para piyasaları (money markets), kısa vadeli fon arz ve talebinin karsılastıgı piyasalardır. Bu piyasalarda vade genellikle bir yıldan azdır. Para piyasasında, likiditesi yüksek ve riski az olan araçlar islem görmektedir. Bu araçlar asagıdaki gibi listelenebilir: Hazine Bonosu Mevduat Sertifikası Finansman Bonosu Repo Çek ve Senetler

158 Sermaye piyasaları (capital markets) ise, orta ve uzun vadeli fon arz ve talebinin karsılaştıgı piyasalardır. Isletmeler -para piyasası araçlarını döner varlıklarını finanse etmek için kullanırken, -sermaye piyasası araçlarını orta ve uzun vadeli yatırım projelerini finanse etmek veya yatırımlarını artırmak için kullanırlar. Sermaye piyasasının en önemli araçları hisse senedi ve tahvillerdir. Hisse senetleri, sirket hisselerinin karsılıgı olarak katılma payını gösteren, kanuni sekillere uygun olarak düzenlenmis evraktır. Örnegin; 1 milyon hisseli bir sirketin 1 hissesine sahipseniz, sirketin net gelirinin milyonda biri size ait demektir. Tahvil ise devlet, kamu kurulusları ve anonim sirketlerin çıkardıkları, 1 yıl veya 1 yıldan daha uzun vadeli borç senedidir.

159 Para ve Sermaye Piyasaları Arasındaki Iliski
Sermaye piyasası uzun vadeli, para piyasası kısa vadeli fon akımlarının gerçeklestigi piyasadır. Bu nedenle, para piyasası enstrümanları daha likittir. Sirketler ve bankalar geçici bir süre ellerinde bulundurdukları fonlar üzerinden faiz kazanmak için para piyasası menkul degerlerini kullanırlar. Sigorta sirketleri veya emeklilik kurumları gibi aracı kurumlar ise uzun vadeli menkul kıymetleri tercih ederler çünkü bunların gelecekte ellerinde olacak fonlarla ilgili belirsizlikleri daha azdır.

160 Genis anlamdaki sermaye piyasası kavramına para piyasası da dahil olmaktadır. Bu durumda gerek kredi arzı, gerekse kredi talebi para piyasasından sermaye piyasasına ya da sermaye piyasasından para piyasasına kolayca kayabilir. Faiz haddi iki piyasa arasındaki fon akımını ayarlayan bir düzenleyici olmaktadır. Fon arz edenler, kendi yatırım politikalarını ve elde etmeyi umdukları gelire baglı olarak yatırılabilir fonları bu piyasalardan birine veya her ikisine yönlendirilebilirler. Fon talep edenler de, ihtiyaç duydukları kredinin türüne göre her iki piyasadan borçlanabilirler. Bazı aracı kuruluslar, özellikle bankalar hem para, hem de sermaye piyasası islemleri yapabilirler ve her iki piyasada çalısabilirler. Para piyasası ile sermaye piyasasında cari faiz hadleri degisik olmakla birlikte birbirleriyle iliskilidir. Fonlar genellikle düsük faiz haddinden yüksek olana dogru KAYAR. Para piyasasında meydana gelen bir faiz oranı artısı, sermaye piyasasına da etki eder. (MB’nin 1 haftalık repo faizi ile DİBS faizlerini etkileyebilmesi durumu. Eşbütünleşme sözkonusudur.)

161

162 Kaynak: Ersan Bocutoğlu& Aykut Ekinci, Avusturyacı Konjonktür Teorisi ve Küresel Kriz

163 Birincil ve Ikincil Piyasalar
Finansal piyasalar, islem gören araçların piyasaya ilk kez olarak sürülmüs olup olmadıklarına göre, birincil ve ikincil piyasalar olarak sınıflandırılırlar. Birincil Piyasalar (Primary Markets) Hisse senedi ve tahvil gibi menkul degerleri ihraç eden sirketler ile alıcıların yani tasarruf sahiplerinin dogrudan dogruya karsılastıkları piyasalardır. Buna hisse senetleri ile tahvillerin ilk kez sürülüp "ihraç"tan alındıgı piyasa da denilebilir. Arada sirketin bizzat bulunmayıp bir banka ya da aracı kurumun bulunması bu alımın birincil piyasadan olmasına engel degildir.

164 Ikincil Piyasalar (Secondary Markets) Menkul kıymetleri ihraçtan alanlar, bunları tekrar paraya çevirmek istediklerinde, hisse senetlerinde HİÇBİR zaman, tahvillerde ise VADEDEN ÖNCE bunları nakde çevirmek için ihraç eden kurulusa müracaat edemezler. Ikincil piyasalar, bu durumdaki menkul kıymetlerin paraya çevrilmesini saglayan piyasalardır. Ikincil piyasa, menkul kıymetlerin likiditesini arttırarak birincil piyasaya talep yaratır ve gelismesini saglar. Ikincil piyasanın en iyi teşkilatlanmıs bölümü menkul kıymet borsalarıdır. Birincil piyasa daha çok sermaye piyasası bilinciyle, ikincil piyasa ise menkul kıymetler piyasası bilinciyle çalısır. Birincil piyasada uzun vadeli fonların tasarruf sahibinden firmalara intikali söz konusudur ve birincil piyasada yapılan tahvil ve hisse senedi satısları sonucunda firmaya YENİ SERMAYE girer. Oysa ikincil piyasada el degistiren menkul kıymetlerden saglanan fonların bunları çıkaran sirketle bir İLGİSİ YOKTUR. Ikincil piyasada islem yapıldıgında islemi yapan kisi karşılıgında BİR ÜCRET ALIR ama bu para o hisseyi çıkaran sirkete gitmez. Şirket sadece hisse senedini veya tahvili piyasaya ilk sürdügünde yani birincil piyasada para kazanır. Buna ragmen, ikincil piyasaların ekonomideki rolü çok önemlidir.

165 Ikincil piyasaların iki islevi vardır: a) Nakde ihtiyaç olunan durumlarda finansal araçların daha kolay satılabilmesini saglar, yani finansal araçları daha likit yapar. Bunların daha likit olması finansal araçlara olan talebi artırır ve dolayısıyla birincil piyasada da bu araçların islem hacmi artar. b) Firmanın birincil piyasada sattıgı hisse senedinin veya tahvilin fiyatını belirler. Tahvilleri birincil piyasalarda alan yatırımcılar, bu tahvilin ikincil piyasadaki degerini de göz önünde bulundurur ve ikincil piyasadaki degerinden daha çok bir ödeme yapmaz. Hissenin ikincil piyasadaki degeri ne kadar yüksekse birincil piyasadaki degeri de o kadar yüksek olur ve sirket ihtiyacı olan sermayeyi daha kolay temin eder.

166 Organize ve Organize Olmayan Piyasalar
Finansal piyasalar, kurumsallasma dikkate alınarak Örgütlenmis (Borsa) ve Örgütlenmemis Piyasalar (Tezgahüstü Piyasalar) olarak da sınıflandırılabilirler.

167 Organize Piyasalar (Organized Markets) Organize piyasalar, alıcı ve satıcıların belli fiziksel alanlarda karsılastıgı, denetim ve gözetimi belli kurumlar tarafından yapılan piyasalardır. Organize piyasalara en iyi örnek “borsa” dır. Borsa, hisse senedi ve tahvil gibi menkul kıymetlerin, kıymetli madenlerin, çesitli zirai ürünlerin ve yabancı paraların ticaretini yapanların toplandıgı yerlerdir. Borsalar is konularına göre menkul kıymetler borsası, ticaret borsası (zirai ürün ve madenler için), döviz borsası, opsiyon borsası, altın borsası gibi çesitli kategorilere ayrılır. Birçok ülkede menkul kıymetler borsası bireysel yatırımcılar için en önemli yatırım alanıdır. Kurumsal yatırımların da önemli bir bilesenidir. Menkul kıymet borsalarının 1-piyasaya likidite saglama, 2-ekonomik kaynak yaratma, 3-mülkiyeti tabana yayma, 4-ekonominin göstergesi olma gibi islevleri vardır. Menkul kıymet borsaları yatırımcılara da önemli yararlar saglarlar: Hisse senetleri borsada islem gören firmalar hakkında daha kolay bilgi edinilebilir, alım satım islemlerinde belli kurallara uyulması gerektiginden daha güvenlidir, menkul kıymet borsalarındaki finansal varlıkların alım-satımı daha kolay oldugu için likiditeleri fazladır.

168 İslem hacmi en yüksek olan menkul kıymet borsaları Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Japon borsalarıdır. Dünyanın en büyük menkul kıymet borsası Amerika’daki New York Borsası (NYSE)’dır. Bunu, Japonya’daki Tokyo Borsası takip eder. Gerek islem hacmi olarak, gerekse toplam piyasa degeri olarak bu iki borsa dünya toplamının üçte ikisini meydana getirirler. Batı Avrupa’daki en büyük borsa ise Londra Borsası’dır. Sanayilesmis ülke borsalarının en belirgin özellikleri yüksek islem hacmi, çok sayıda firmanın kote edilmis olması, yogun ticaret, aracı komisyonlarının ve alıs satıs fiyat farklarının düsük olmasıdır. Bu borsalarda alım satım islemlerini düzenleyen kurallar ve seffaflık sartları oldukça sıkıdır. Bütün bunların sonucu olarak ortaya oldukça güvenilir ve büyük SÜRPRİZLERİN pek görülmedigi bir piyasa yapısı ortaya çıkmıstır. Türkiye, Güney Kore, Hong Kong ve Singapur gibi gelismekte olan piyasaların borsalarında ise çok büyük karlar ve riskler söz konusudur. Kote olmak nedir: o senedin imkb tarafından tanındığını ve alım/satımının yapılmasına izin verildiği anlamına gelmektedir.

169 Istanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB)
1982 Ser Piy Kanunu yürürlüğe girdi. (banker iflaslar) Istanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB), Menkul Kıymetler Borsaları Hakkında 91 sayılı KHK ile kurulan, Sermaye Piyasası Kurumu’nun (SPK) gözetim ve denetimi altında faaliyet gösteren, tüzel kisiligi olan bir kurumdur. 1984 te kuruldu. Mart 1985 te başkanı atanararak faaliyete başladı 2 Ocak 1986 günü ilk seans yapılmıstır.

170 IMKB’nin temel görev ve yetkileri sunlardır:
Menkul kıymetlerin borsa kotuna alınması ile ilgili ba¸svuruları Kotasyon Yönetmeliginde belirtilen esaslar dahilinde incelemek, ek bilgi ve belgeler istemek, basvuruları degerlendirmek ve karara baglamak, Kanuni gerekler yerine getirilerek para, kambiyo ve kıymetli maden ve taslar ile vadeli islemlerle ilgili piyasalar açmak, Borsa’da islem görebilecek menkul kıymetler için türlerine göre menkul kıymetler pazarları olu¸sturmak, bu pazarlarda i¸slem görecek menkul kıymetleri belirlemek ve borsa bülteninde yayınlamak, pazarlara borsa binasında yer tahsis etmek, Borsa’da pazarların çalısma gün ve saatlerini belirlemek ve borsa bülteninde ilan etmek, Borsa pazarlarında yapılan islemler sonucunda olusan fiyatları ve bu fiyatlardan yapılan toplam islem miktarlarını seans bitiminde ilan etmek, Borsada yapılan alım, satım islemlerini güven ve istikrar içinde serbest rekabet sartları altında kolayca ve düzenli bir sekilde yürütülmesini saglamak, bu kuralların dısına çıkan borsa üyelerine, “IMKB Yönetmeligi”nde belirtilen yaptırımları uygulamak, Borsada olagan dısı olumsuz geli¸smelerin meydana gelmesi halinde, mevzuatın verdi˘gi yetkiler içinde gerekli önlemleri almaktır.

171 Borsalarda sadece daha önce açıklanmıs olan borsa üyeleri islem yapabilirler.
Borsa üyesi olabilmek için, bankaların SPK’den izin almaları, aracı kurum ve borsa komisyoncularının ise borsa bankerligi belgesine sahip olmaları gerekir. Bankerlik belgesinde belirtilen yetkiler dahilinde, borsa üyeleri kendi nam ve hesaplarına veya ba¸skası nam ve hesabına aracı olarak ilem yapabilirler. Bir sirketin hisse senetlerinin borsada islem görebilmesi için o sirketin borsa kotuna dahil olması gerekir. Bu kararı borsa yönetim kurulu verir. Borsada islem gören bir hisse senedi veya tahvili almak veya satmak isteyen yatırımcılar emirlerini borsa üyeleri aracılıgıyla Borsa’ya iletirler. Borsa üyesi de belirli bir komisyon karsılıgı müsterisinin emrini yerine getirmek üzere emri borsaya aktarır.

172 İMKB’de Hisse Senedi Piyasası Tahvil/Bono piyasası Yabancı menkul kıymet piyasası Gelişen işletmeler piyasası Olmak üzere 4 Pazar vardır.

173 IMKB’deki Pazarlar Hisse Senedi Piy Tahvil/Bono piy.
Ulusal Pazar IMKB 100 İkinci Ulusal Pazar (KOBİ hisseleri) Yeni eonompazarı (teleko, bilişşim, elekt) Fon paza, Borsa Yat. Fonu Gözaltı Pazarı Birincil Pazar Top. Sat. Pazarı Tahvil/Bono piy. Yabancı Menk Kıymet Piy Gelişen İşletme Piyasası

174 IMKB’deki Pazarlar Gözlatı Pazarı ne işe yarar? (1996)
Hisse Senedi Piy Ulusal Pazar IMKB 100 İkinci Ulusal Pazar (KOBİ hisseleri) Yeni ekonomi pazarı (teleko, bilişim, elekt) Fon Pazarı Gözaltı Pazarı Birincil Pazar Top. Sat. Pazarı Tahvil/Bono piy. Yabancı Menk Kıymet Piy Gelişen İşletme Piyasası Ulusal pazardan seçilmiş 100 şirket. Hiselerin takası, TAKASBANK tarafından yapılır KOBİ’lerin hisse senetlerinin likit, güvenli ve şeffaf ortamda işlem görmesini sağlar Borsa Yatırım Fonları işlem görür. Gözlatı Pazarı ne işe yarar? (1996) Şirketlerin izleme, inceleme kapsamına alınması durumlarında sürekli gözetim, denetim ve izleme ortamında, yatırımcıların devamlı ve zamanında bilgilendirilmelerini sağlayacak önlemlerle birlikte, hisselerin IMKB’de işlem göreceği organize bir Pazar oluşturulmaktadır.

175 Neden Gözaltı pazarına alınır?
İlgili şirket yada hisse senediyle ilgili olağanüstü durum olması İlgili Şirketin kamuoyunu aydınlatmaması, mevcut düzenlemelere uyum için zamanında tedbir almaması Hisse senetlerinin Borsa kotundan ve/veya işlem gördüğü pazardan geçici/sürekli çıkarılması sonucu doğurabilecek gelişmelerin olması

176 IMKB’deki Pazarlar 1-Kesin Alım-Satım Paz. 2-Repo-Ters Repo Paz.
Hisse Senedi Piy Tahvil/Bono piy. 1-Kesin Alım-Satım Paz. 2-Repo-Ters Repo Paz. 3-G. Menkul Sertifikaları Paz Yabancı Menk Kıymet Piy Gelişen İşletme Piyasası Borsa Yatırım Fonları işlem görür. Neden gözlatına alınır? Şirketlerin izleme, inceleme kapsamına alınması durumlarında sürekli gözetim, denetim ve izleme ortamında, yatırımcıların devamlı ve zamanında bilgilendirilmelerini sağlayacak önlemlerle birlikte, hisselerin IMKB’de işlem göreceği organize bir Pazar oluşturulmaktadır.

177 Sermaye Piyasası Kurumları
BIST-1984 (İMKB idi) 1-İstanbul Altın borsası (1995) istanbul 2-VOBAŞ-Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (2005) izmir Bu Borsada 4 piyasa vardır: 1)Hisse senedi piyasası, 2)-Döviz Piy, 3)-Faiz piy, 4)-Emtia Piy Altın Borsası ve VOBAŞ, BIST’in kurulmasıyla BIST bünyesine dahil edildi. Önceden, VOBAŞ, IMKB bünyesinde değildi. TAKASBANK: (1992) IMKB ve ortaklarının üyeliğiile kuruldu. 89 ortak vardır. % 31,52 pay IMKB’nindir. Kalanı 88 ortağındır. IMKB ve VOBAŞ nezdindeki piyasaların tümümün takas işlemleri TAKASBANK tarafından sonuçlandırılmaktadır. TAKSASBANK, SPK tarafından ülkemizin merkezi saklama (fiziksel saklama hizmeti) kuruluşu ve ulusal numaralandırma kuruluşu olarak görevlendirilmiştir. (ihraç edilen menkul kıymetlere uluslararası standartlarda tanımlamam numarası&ISIN verilir.)

178 Finansal Aracılık ve Finansal Kurumlar
Finansal aracılar, finansal piyasalarda fon arz edenlerle fon talep edenler arasında aracılık saglayan kurumlardır. Bu kurumların, islem ve bilgi edinme maliyetini azaltma, vade ve miktar ayarlama, riski dagıtma, gömüleme egilimini azaltma gibi islevleri vardır. Finansal aracı kurumlar asagıdaki gibi listelenebilir: Merkez Bankası (Parasal yetki kurumu) Mevduat Bankaları (Kamu Bankaları-Özel Ticari Bankalar) Mevduat Kabul Etmeyen Bankalar (Kalkınma ve Yatırım Bankaları) Diger Finansal Kurumlar (Kredi Kooperatifleri, Sigorta Sirketleri, Yatırım Fonu, Yatırım Ortaklıgı, Risk Sermayesi Yatırım Ortaklıgı, Gayrimenkul Yatırım Ortaklıgı) Yarı-finansal kurumlar (SGK)

179 Mevduat Bankaları Tasarrufların ekonomiye kazandırılması bakımından önemli bir role sahiptir. Bu bankalar, topladıkları vadeli ve vadesiz mevduatları fon ihtiyacı olanlara kredi olarak kullandırırlar. Bankalar kamu bankaları, özel bankalar ve yabancı bankalar olmak üzere üçe ayrılır. Halihazırda ülkemizde üç adet kamu sermayeli banka (Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası), 11 adet özel sermayeli banka ve 16 adet yabancı sermayeli banka bulunmaktadır. Son yıllarda, gelismekte olan bir çok ekonomide oldugu gibi ülkemizde de yabancı bankaların payı giderek artmaktadır.

180 Mevduat Kabul Etmeyen Bankalar
Mevduat kabul etmeyen finansal aracı kurumlar fonlarını mevduat dısı kaynaklardan elde ederler. Bu kurumlar, yatırım ve kalkınma bankalarıdır. Yatırım Bankaları, sermaye piyasası araçları kullanarak yatırım yapan, mevduat kabul etmeyen, gelirleri genelde alınan ücret ve komisyonlardan olusan kurumlardır. Yatırım bankaları asagıdaki alanlarda faaliyet gösterir: Menkul kıymetlerin ikinci el piyasasında alım satımına aracılık etmek. Firmalara yatırım danı¸smanlıgı hizmeti saglamak. Firmalara birlesme ve devralmalarda danısmanlık hizmeti saglamak. Kurumsal portföy yönetimi hizmeti saglamak. Proje finansmanı saglamak. Finansal kiralama islemlerinde bulunmak.

181 Kalkınma Bankaları, Özellikle gelismekte olan ekonomilerde, kıt kaynakların verimli yatırımlara yönlendirilmesini, temel sanayi projelerinin gerçeklestirilmesini saglamak amacıyla kurulur. Kalkınma bankaları yatırım bankacılıgı faaliyetlerinin yanısıra, özkaynakları ve idaresi kendilerine bırakılmıs olan fon ve benzeri kaynakları kullanarak kredi verme yetkisine sahip kurumlardır. Sermaye piyasalarının gelismeye basladıgı piyasalarda, kalkınma bankalarının rolü azalır. Kalkınma bankaları, kamu sermayeli, özel sermayeli ve yabancı sermayeli bankalar olarak üçe ayrılır. Kamu sermayeli kalkınma bankaları, Eximbank, Türkiye Kalkınma Bankası ve Iller Bankasıdır. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, IMKB Takas ve Saklama Bankası (Takasbank) ise özel sermayeli bankalardır.

182 Sigorta Sirketleri Sigorta sirketleri bazı risklerin ortaya çıkardıgı olumsuz sonuçları en aza indirebilmek için poliçeler karsılıgında prim toplayarak, riskler gerçeklestiginde bu fonları kullandırarak önemli bir rol üstlenirler.Sigorta sirketleri topladıkları primleri yatırım veya kredi amaçlı olarak kullanabilirler. Rezorans nedir? Milli Reasürans (iş bankası)

183 Yatırım Fonları Yatırım fonları topladıkları paralar karsılıgında hisse senedi, tahvil, repo gibi sermaye piyasası araçlarından olu¸san portföyü yönetirler. Küçük yatırımcılar genelde tasarruflarını sermaye piyasalarında degerlendirmek konusunda yeterli bilgiye sahip degildir. Yatırım fonları bireylerden topladıkları fonları potföylerinde degerlendirmektedir. Her yatırımcıya, fon portföyüne ortak olmasını saglayan bir katılma belgesi verilir. Ülkemizde son yıllarda yatırım fonlarının sayısı artmaktadır. Bunun bir nedeni tasarruf sahiplerinin birikimlerini farklı finansal araçlardan olu¸san portföylerle degerlendirmek istemesi, bir baska nedeni ise yatırım fonlarının sagladıgı avantajlardır.

184 Bu avantajlardan bazıları sunlardır:
Portföyde çok çesitli menkul kıymetler bulundurarak risk çesitlendirmesi yapar ve riski en aza indirir. Birikimler profesyonel portföy yöneticileri tarafından yönetilmektedir. Fon portföyündeki degisimler günlük olarak hesaplandıgından, istenildigi anda paraya çevrilebilir. Yatırım fonları A Tipi ve B tipi yatırım fonları olarak ikiye ayrılır. A tipi yatırım fonları, portföylerinin en az %25’ini Türkiye’de kurulmus ortaklıkların hisse senetlerine yatırmıs fonlardır. B tipi fonlar için böyle bir sınırlandırma getirilmemi¸stir. Fakat farklı yatırımcılara hitap edebilmek için çok çe¸sitli fonlar olusturulmustur. Tahvil ve bono fonu, sektör fonu, degisken fon, emtia fonu, altın fonu gibi fonlar vardır.

185 Yatırım Ortaklıkları Yatırım ortaklıklarının amacı, tasarrufları bir havuzda toplayarak de˘gi¸sik menkul kıymetlerden olu¸san portföylerde de˘gerlendirmek ve elde ettikleri kazancı ortaklarına kâr payı olarak payları oranında da˘gıtmaktır. Yatırım ortaklıklarının di˘ger ortaklıklardan farkı, sadece sermaye piyasası araçlarını ve kıymetli madenleri kullanarak bir portföy olu¸sturmalarıdır. Yatırım ortaklıkları mevduat toplayamaz, kredi veremez, üçüncü ki¸siler adına menkul kıymet alım satımında aracılık edemezler.

186 Farkı nedir? Yok Var Kanunda belirtilen kisilerce kurulabilir
YATIRIM FONLARI YATIRIM ORTAKLIKLARI Tüzel kisilik Yok Var Kuruluş Kanunda belirtilen kisilerce kurulabilir Sınırlama yoktur Kâr dagıtımı Yapmaz Yapar Belgeleri Katılma belgeleri çıkarır Hisse senedi çıkarır Belge temini Fon kurucularından alınabilir Borsada islem yapamaya yetkili aracı kurumlara verilen emirler ile alınabilir

187 Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları
Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, gayrimenkul projeleri ve gayrimenkule dayalı menkul kıymetlerden olusan portföylere yatıran kurumlardır. GYO, gayrimenkule dayalı projelerden elde ettigi geliri ortaklarına aktarır.

188 Finansal Piyasaların Küreselle¸smesi
Finansal piyasaların uluslararasıla¸sması özellikle 1990’lardan sonra, bilgisayar ve ileti¸sim teknolojilerindeki yenilikler ve finansal liberalizasyon politikalarının uygulanmaya baslanmasıyla birlikte görülen bir geli¸smedir. Artık sirketler kaynaga ihtiyaç duydukları zaman kolayca yurt dısında kaynak arayabiliyor ya da yabancı sirketler yurt içinde yatırım yapabiliyor. Bilgisayarlar ve internet sayesinde yatırımcılar günün her saatinde dünyanın bir çok ülkesinde yatırım yapabiliyor. Uluslararası finansal piyasalardan bahsederken bunları genel anlamda iki baslık altında ele alabiliriz: Euro-Para Piyasaları Euro-Tahvil Piyasaları

189 1- Euro-para Piyasaları (Euro-currencies)
Euro-para, kendi ülkesi dısındaki bankalarda bulunan paralardır. En önemlisi Amerika dısındaki bankalarda bulunan Amerikan doları cinsinden mevduatları ifade eden euro-dolar’dır. Her ne kadar bu terim baslangıçta sadece Avrupa’daki dolarlar için kullanılmıs olsa da, daha sonra, ulusal kendi milli sınırları dı¸sında islem gören diger paralar da Euro-para olarak adlandırıldı. Euro-para piyasası, islemlerin telefon, faks veya internetle yapıldıgı tezgahüstü piayasalara örnektir. En önemli euro-para piyasaları Londra ve New York’ta bulunur. Londra euro-para piyasasında bankalararası piyasada geçerli olan faiz oranına LIBOR denir.

190 Eurodollar nasıl ortaya çıktı? II.
Dünya Savası’ndan sonra doların uluslararası ekonomik ili¸skilerde önemli bir rol oynamaya baslaması sonucunda euro-dolar piyasası gelismeye baslamıstır. Avrupa’daki birçok ülkenin dolar rezervlerini artırmaya ba¸slaması, II.Dünya Savası sonrasında Amerikan ekonomik yardımları kanalıyla Avrupa’ya büyük miktarda dolar girisi olması, çok uluslu Amerikan sirketlerinin Amerika dısındaki yatırımlarını artırması, Amerika’da faiz oranlarına üst sınır konuldu ˘gu için yatırımcıların yatırımlarını Amerika dısında de˘gerlendirmek istemeleri euro-dolar piyasasının ortaya çıkı¸sına sebep olmustur. Euro-para piyasalarının sagladıgı bazı avantajlar nedeniyle Amerika dısında islem gören dolar hacmi büyük boyutlara ula¸stı. Bu avantajlar arasında, euro-dolarların faiz oranının daha düsük olması, bu piyasalarda daha az regülasyon (düzenleme) olması, bu piyasada elde edilen kazançlardan stopaj vergisi kesilmemesidir. Bu avantajları nedeniyle çok uluslu sirketler euro-para piyasalarında islem yapmayı tercih ederler.

191 2- Uluslararası Tahvil Piyasası ve Euro-tahviller
Euro-tahvil piyasaları, kendi ülkeleri dısında çıkarılan tahvillerin alım satımının yapıldıgı piyasadır. Euro-tahviller belirlendigi para birimini kullanmayan ülkelerde satılır. Örnegin, Londra’da satılan bir tahvilin Amerikan doları cinsinden olması, bu tahvilin euro-tahvil olması demektir. Euro-tahvilleri yabancı tahviller ile karıstırmamak gerekir. Yabancı tahviller belirlendigi para birimini kullanan ülkede çıkarılan tahvildir.Örne˘gin: Alman otomobil üreticisi Porsche, Amerika’da dollar cinsinden bir tahvil satarsa bu yabancı tahvildir. Euro-tahvil piyasaları, sirket veya devletlerin yurtdısından kaynak saglamalarını kolaylastırması bakımından önemlidir. Euro-tahvil piyasasının bu piyasada islem gerçeklestirenlere sagladıgı bazı avantajlar vardır. Bunlar: Bu piyasaların katı düzenlemelere tabi olmaması dolayısıyla esneklik ve serbestlik getirmesi, ulusal kontrollerden kaçınmak amacıyla gizlilik ilkesinin uygulanması, bu tahvillerden elde edilen faiz gelirinin stopaj vergisine tabi olmamasıdır.

192 Kredi Derecelendirme Kuruluşları
Finansal piyasalar açısında önem taşıyan unsurlardan birisi de kredi dercelendirme ve risk analizidir. Bu olgu, ulusal piyasalara para akımını ve ulusal piyasaların dış piyasalardan borçlanma imkanlarını belirleyen en önemli değerlendirmelerdir. Genelde ulus. arası itibara sahip özel kuruluşlarca yapılan risk analizleri ve kredi derecelendirme olayı ülke riski, ekonomik risk, siyasi risk ve sosyal riskleri içerir.

193 Özellikle 1970’li yıllardan sonra ortaya çıkan borç krizleri ve finansal kırılganlıklar, kredi derecelendirme kuruluşlarına olan ihtiyacı gündeme taşımıştır. Belli başlı kuruluşlar: S&P Moody’s Fitch JCR Ülkeler, bu kuruluşlara ödeme yapar ve bunun karşılığında derecelendirme hizmeti alırlar.

194 Kredi Derecelendirme Kuruluşları:
Fitch, 5 kasım 2012 (Görünüm: Durağan; Yatırım yapılabilir. Kredi notu: BB+ iken BBB-oldu ) 1992’den sonra «yatırım yapılabilir» seviyesine çıktı. S&P, 27 mart 2013 (Görünüm: Durağan; Spekülatif. Kredi notu: BB iken BB+ oldu ) Moody’s 16 Mayıs 2013 (Görünüm: Durağan; Yatırım yapılabilir. Kredi notu: Ba1 iken Baa3 oldu) JCR 23 Mayıs 2013 (Görünüm: Durağan; Yatırım yapılabilir. Kredi notu: BB, BBB- oldu) 2014 yılı 7 Şubat 2014 S&P (Görünüm: Negatif; Kredi notu değişmedi) 11 Nisan 2014 Moody’s (Görünüm: Negatif; Kredi notu değişmedi) S: Kredi notu (Türkiye için) neden önemlidir?

195 Globalleşme ve Finansal Piy.
1990’lı yıllara kadar uzanan, ulus fin.sistemin güçlü ve istikrarlı bir yapıya kavuşmasına yol açan gelişmeler, bu yıllardan sonra bu piyasalarda GLOBALLEŞME olgusunu ortaya çıkardı. Günümüz fin piyasaları, yerel sınırlandırmalardan arınmış, global özellikler taşıyan bir Pazar olarak nitelendirilmektedir. Globalleşme, milli ekonomik politik, kültürel yapının bir dizi ulusötesi gelişme ile koalisyonudur ve bir ideoloji olarak ta her ülkenin bir diğerini etkilemesini sağlamaktadır. Bu süreçte fin.piyasalarda etkilenmiştir.

196 Globalleşme ve fin.Piy Globalleşme ile ; üretim yeniden tasarlandı; diğer ülkelerde sanayinin gelişmesi yeniden yorumlandı; aynı tür tüketim mallarını dünyada yaygınlaştı; fin.piyasalar yaygınlaştı; nüfusta yoğun hareketlilikler yaşandı;

197 Globalleşme sürecinin iki bileşeni vardır: 1-Sermaye birikimi süreci:
2-Teknolojik gelişme Savaş sonrası dönemde ABD’nin biriken sermayenin yeni yatırım alanları araması, Yeni ulusrarası pazarlar arayışına girmesi, Ulus.arası ticaret ve yatırımların hızlanmasına yol açmıştır. Bu dönem büyük ölçüde aşağıdaki gelişmelerden etkilenmiştir; 1973 Bretton Woods çökmesiyle birlikte gelişen serbest döviz kuru sistemi, 1980’li yılarda zirvesini yaklaşmış liberalleşme döneminde hükümetlerin fin.serbestleşme de imkan tanımaları,

198 Sermaye dolaşımının serbestleşmesiyle, sermaye hacmi artmış, yaygınlaşmış
Ve yeni yatırım araçları devreye girmiştir. Küreselleşmenin esas itici gücü budur. Bu sayede fin. Piyasalar çok hızlı bir şekilde genişlemiştir. 2-Teknolojk gelişme: Haberleşme tek. hızlı bir şekilde ilerledi.

199 Önemli gelişmeler 1990 lı yılların başlarında ABD tahvil piyasasının yabacılara açılması Aynı yılarda Japonya fin.piyasalarına yabancıların girme serbestliğini sınırlandıran düzenlemenin iptali AB ülkelerinin tüm sınırları kaldırma girişimlerinin fin.piyasaları da kapsıyor olması, Globalleşme olgusuna hız kazandırmıştır.

200 Fin. serbestleşme ile sağlanan yabancı sermaye akımlarının yararları
Yerli birikimin yeterizdir. Yabancı sermaye bir ülkenin finansman kullanabilme kapasitesini artırır Projelerin geleceği güven altına alınır Gelişen ve gelişmekte olan ülkelere sermaye girişleri milyar dolar 13,5 1998 76,2 2003 158 2004 232

201 ancak Özellikle kısa süreli sermaye hareketlerinin ulus.arası faiz, kur farkı ve kur beklentileri gibi amaçlara hizmet etme olasılığı çok yüksektir. Bu anlamda bu hareketlerin mali krizlere yol açtığıyla ilgili önemli bulgular vardır. 1997 G. Doğu Asya Krizi: Tobin Tax önerisi

202 Kıyı bankacılığı Vergi Cennetleri (tax heaven) veya Kıyı bankacılığı (off-shore) Bu ülkelerin büyük çoğunluğu Common Wealth e üye küçük ada ülkeleri olmalarıdır. 1960 larda vergi cennetleri denen ülkelerde oluşmaya başladı. Bu ülkeler, vergi avantajları sağlar, denetim mekanizmasından uzaktır. Bu anlamda cazibe merkezleridir. Off-Shore bankalar: Andorra, British Virgin Islands, Cayman Islands, Costa Rica, Isle of Man, Jamaica, Kıbrıs, Panama, Turks and Cacaos, (bazı büyük devletlerde bu listededir.) FED (1998) raporuna göre dolaşımdaki ABD dolarının 2/3 ‘ü off-shore larda tutulmaktadır.

203 Nasıl oluştu Amaç, kara paranın kontrol altında tutulmasıdır. 70 li yıllarda kıyı bankacılığının gelişmesine paralel uyuşturucu trafiğinde de artma gözlendi. Dünyada dolaşan kara para bir şekilde sisteme girmek ve aklanmak ister. Ancak bu büyüklükteki paranın rantını almak isteyen büyük ülkeler, kendi ekonomilerini de riske sokmamak amacıyla off-shore sistemini oluşturmuşlardır.

204 PARASAL AKTARM KANALLARI
1-Geleneksel Faiz Kanalı Geleneksel faiz kanalına göre faizlerin artması yatırımları ve toplam hasılayı düsürür. Yapılan bazı ampirik çalısmalar, faiz oranlarının sirketlerin borçlanma maliyetlerini etkileyerek fabrika ve teçhizat yatırımı kararları üzerinde etkili oldugunu göstermistir.

205 Döviz Kuru Kanalı Para politikasının döviz kuru kanalıyla ekonomiyi etkilemesi özellikle 1990’lardan sonra uygulanan finansal liberalizasyon politikalarıyla ekonomilerin uluslararasılasması sonucunda büyük önem kazanmıstır. Para arzının artması, faizleri düsürerek ülkeden sermaye çıkısına sebep olur. Bunun sonucunda yerli para deger kaybeder, ihracat artar, toplam hasıla artar. AYRICA bazı olumsuzlukları olabilir: şöyleki?

206 Olumsuzluk 1- EĞER Türkiye gibi enflasyonla yaşıyorsanız; döviz kurlarındaki değişmelerden olumsuz etkilenirsiniz. e % 1 artarsa Şubat 2001 öncesi π % 0,6 artış Şubat 2001 sonrası π % 0,3 artış

207 Olumsuzluk 2- EĞER firmaların yükümlülükleri DOLAR cinsinden ise, döviz kurları arttığı zaman bu gelişmeden olumsuz etkilenirsiniz. Açık pozisyon durumu, (dolar borçlan ama TL cinsinden harcama yada yatırım yap) Ve döviz kuru riski söz konusudur.

208 Hisse Senetleri Fiyatları Kanalı
Para arzının hisse senetleri fiyatları yoluyla ekonomiyi nasıl etkiledigini anlamak için ’Tobin’ in q teorisini’ açıklamamız gerekir. Tobin’in q teorisi hisse senedi fiyatlarıyla yatırım harcamaları arasındaki iliskiyi açıklayan bir teoridir. Bu teoriye göre q:

209 Eger q birden büyükse, firmanın piyasa fiyatı yenileme maliyetine göre yüksektir. Bu durumda, yeni teçhizat almak, yeni fabrikalar açmak firmanın piyasa degerine göre daha ucuzdur. Dolayısıyla yatırımların artması beklenir. Firmalar çok az sayıda hisse senedi çıkararak yeni yatırımlarını finanse edebilirler. q’ nun degerinin düsük olması ise yatırımların düsük olması anlamına gelir.

210 Parasal etki mekanizması nasıl çalısır?
Para arzı arrtıgında, halk elindeki fazla paranın bir kısmını hisse senetlerine yatırır. Hisse senedi fiyatları ve dolayısıyla q yükselir. Yatırımlar ve toplam hasıla artar.

211 Dayanıklı Tüketim Malları Harcamaları Kanalı
Dayanıklı tüketim malları daha çok borçlanarak finanse edildiginden, faiz oranlarının düsmesi, borçlanma maliyetini azaltarak dayanıklı tüketim malları harcamalarını ve toplam hasılayı artırır.

212 Likidite Kanalı Bu kanal, sermaye piyasasının dayanıklı tüketim malları üzerindeki etkisine odaklanır. Ilerde finansal sıkıntılarla karsılasacagını düsünen bir kisi, dayanıklı tüketim malları talebini azaltabilir. Bireyler finansal kıymetlere sahiplerse, bu kıymetleri satarak gerek duydukları nakde sahip olabilirler. Hisse senetleri fiyatları artarsa, bireylerin sahip oldukarı finansal kıymetlerin degeri artar ve finansal sıkıntı olasılıgı düser. Böylece, dayanıklı tüketim malları talebi artar.

213 Servet Kanalı Tüketicilerin bilançolarının onların tüketim kararlarını nasıl etkiledigi Modigliani tarafından açıklanmıstır. Modigliani, gelistirdigi “yasam boyu gelir (permanent income hypothesis)” teorisiyle tüketicilerin tüketim harcamalarının sadece bugünkü gelire degil tüketicinin ömür boyu elde edecegi gelire baglı oldugunu söylemistir. Tüketicilerin finansal servetlerinin artması, onların daha fazla tüketim harcaması yapması anlamına gelir. Finansal servetin önemli bir kısmının hisse senetlerine yatırıldıgını düsünürsek, bu etki kanalını su sekilde gösteririz:

214 Banka Kredileri Kanalı
Banka kredileri kanalı özellikle Bernanke’nin çalısmalarıyla son zamanlarda sıkça tartısılmaktadır. Buna göre, genisletici para politikası banka rezervlerini artırarak bankaların daha çok kredi vermelerini saglar. Artan krediler yatırım harcamalarının finansmanında önemli rol oynar. TC: Ocak 2004-Nisan 2013 Aralığında Reel olarak Tüketici kredisi 14 KAT arttı. (çok yüksek )

215

216

217

218 Ön bilgi Ters seçim: Eksik bilgiden dolayı, işlem gerçekleşmez. Kaynaklar etkin dağılmaz. Otomobil örneği: Alıcı, senin araban kaliteli olmasına karşın, eksik bilgiye sahip old için orta kalitede bir araba fiyatını teklif eder. Sen de bundan dolayı arabanı satmazsın.

219 Bilanço Kanalı (ve Kredi Tayınlaması)
Bilanço kanalı, piyasalardaki asimetrik bilgi sorunuyla ilgilidir. Ters seçim sorunu nedeniyle, özsermayesi düsük olan firmaların kredi almaları daha zordur (Banka, bu firmaları riskli algıladığı için faizler belli bir eşik değeri geçince, iyi firmalar benden kredi almaz, HEP kötü firmalar benden kredi alır. Bunlar da geri ödemede güçlük çekeceklerdir) çünkü kredileri için daha az teminat gösterebilirler. Özsermayesi düsük olan firmalar daha az borçlanır, daha az yatırım yapar. Bu da toplam hasılayı azaltır. Geni¸sletici para politikası hisse senetlerinin fiyatlarını artırır ve firmaların özsermayesi üzerinde olumlu etki yaratır. Bu tür firmaların borçlanmaları da kolaylasır.

220 Nakit akımı, nakit gelirler ile nakit harcamalar arasındaki farktır
Nakit akımı, nakit gelirler ile nakit harcamalar arasındaki farktır. Nakit akımları yüksek olan firmaların borçlanması daha kolaydır. Genisletici para politikası sonucunda faizler düser, nakit akımları artar ve firmanın borçlanması kolaylasır.

221 Örnegin son yıllarda yapılan çalısmalar döviz kuru etkisinin ve banka kredi kanalı etkisinin önemli bir rol oynadıgını gösteriyor. Merkez bankaları, para politikalarını olustururken bu aktarım kanallarını bir arada düsünmek durumundadır. Parasal aktarım mekanizmalarının ekonomiyi nasıl etkiledigiyle ilgili olarak bir örnek verelim:

222 2007 yılında mortgage krizi çıktıktan sonra FED para arzını arttırdı, yani faizleri düsürdü. Buna ragmen yatırımlar artmadı. Çünkü kriz sırasında geleneksel faiz kanalı yeterince çalısmadı. Düsük faiz oranlarına ragmen, beklentilerin iyimser olmaması nedeniyle yatırımlar artmadı. Bu kriz döneminde beklentiler kanalının yanısıra bilanço kanalı da önemli rol oynadı. Firmalar, bilançolarının bozulması nedeniyle borçlanma imkanı bulamadılar ve yatırımlarını artıramadılar. Sonuç: para politikası izlenirken, bütün parasal etki mekanizmalarına dikkat edilmesi gerekmektedir.


"PARA TEORİSİ VE POLİTİKASI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları