Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Türklerin Almanya ve Belçika gibi Avrupa ülkelerine göçleri, 1960’lı yıllarda UCUZ iş gücüne ihtiyaç duyulması ile olmuştur. Göçmenlere bağlı sorunlar.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Türklerin Almanya ve Belçika gibi Avrupa ülkelerine göçleri, 1960’lı yıllarda UCUZ iş gücüne ihtiyaç duyulması ile olmuştur. Göçmenlere bağlı sorunlar."— Sunum transkripti:

1 Türklerin Almanya ve Belçika gibi Avrupa ülkelerine göçleri, 1960’lı yıllarda UCUZ iş gücüne ihtiyaç duyulması ile olmuştur. Göçmenlere bağlı sorunlar ise bu tarihten itibaren görülmeye başlamış olup uyum problemleri ise geçtiğimiz son On yılda ortaya çıkmıştır.

2 Yabancı ülkelerde yaşayan Türk kökenli kadınlar neden şiddetin her türlüsünü ve aldatmayı sineye çekmektedirler ? Bilinçaltlarında taşıdıkları kültürel benlikler Aile gelenekleri sebebiyle eşlerine sonsuz ve adeta kör bir şekilde bağlılık

3 Kadınların yaşadıklarına boyun eğmelerinin ve sessizliklerinin temel sebepleri ! Yabancı ülke yasalarının bu kişilere sahip çıkmaması ve yeterince güvence sağlayamaması, Gerekli eğitim ortamının oluşturulmaması, Bireylerin dil bilmemesi ve dolayısıyla kendini yalnız hissetmesi, kadının ailesinden uzakta başka bir kültürün içinde korunmasız kalması ŞİDDETİN TOPLUMSAL BİR AYIP OLARAK GÖRÜLMESİ!

4 Almanya'da nüfusun yaklaşık yüzde 25 ’ini göçmen kökenliler oluşturmaktadır. Berlin, Hamburg ve Frankfurt gibi büyük şehirlerde bu sayı %30 'a kadar çıkar. 3 milyona yakın Türkiye kökenli göçmen ise bu grup içindeki en büyük paya sahiptir.

5 Yapılan araştırmalara göre Almanya'da yaşayan Türk kadınların %38'i şiddete maruz kalmakta ve bu oran Alman kadınlarda % 25 seyrindedir.

6 FİZİKSEL VE CİNSEL ŞİDDET Araştırmalarda sorulan sorulara verilen cevaplardan anlaşıldığı üzere; *Alman Kadınların %40’ı *Doğu Avrupa Kadınlarının % 44’ü *Türk Göçmen Kadınlarının ise % 49’u 16 yaşından itibaren Fiziksel yada Cinsel Şiddet gördüklerini söylemişlerdir.

7 Türk göçmen kadınların sadece fiziksel şiddet yaşamadıkları aynı zamanda ŞİDDETİN SONUÇLARINA da katlanmak zorunda kaldıkları görülmektedir !

8 ŞİDDET SONRASI YARALANMA ORANLARI Göçmen Olmayan Kadınlarda % 55, Doğu Avrupa Göçmen Kadınlarında % 61, Türk Göçmen Kadınlarında % 64 Olarak Tespit edilmiştir.

9 Şiddetin diğer kadınlarda ve Doğu Avrupa kadınlarında daha çok yabancı erkekler ve hemen hemen hiç tanınmayan erkekler tarafından uygulandığı gözlemlenirken Türk göçmen kadınlarda ise aile ve partner ilişkilerindeki erkekler tarafından uygulandığı tespit edilmiştir.

10 PSİKOLOJİK ŞİDDET Araştırmaya katılan % 61 Türk, % 54 Doğu Avrupa göçmen ve % 42 Alman kadınlar psikolojik şiddeti “AZ Ya Da HİÇ Tanımadıkları Kişiler tarafından açık alanlarda yaşadıklarını belirtmişlerdir.

11 TÖRE VE NAMUS CİNAYETLERİ Türkiye'nin aşina olduğu toplumsal sorunlar arasındadır. Resmi raporlara göre Türkiye’de her yıl 200ü aşkın kişi töre sebebiyle işlenen cinayetlere kurban gitmektedir. Göçler ile birlikte töre ve namus cinayetleri Avrupa ülkelerine taşınmış ve buralarda da görülmeye başlanmıştır.

12 Namus cinsel saflık demektir. Bu saflığın sınırları tüm dünya toplumu için aynı derecede geçerli olmamakla birlikte kişiden kişiye değişmektedir.

13 Türk toplumunda Erkeğin Namusu onun cinselliği demek değil, daha çok dürüst olup olmadığı, şerefi, haysiyeti kastedilmektedir. Kadının 'namuslu' yaşamından ailedeki Erkekler sorumludur(!) Sosyokültürel sınırlar aşıldığında, kurallara aykırı davranıldığı için, ceza verilebilir. Hatta bu cezanın boyutu azarlamaktan şiddete ve hatta cinayete kadar gider.!

14 Almanya da Namus = Kadın Cinselliği olgusu göçmenlerin Almanya da işlediği cinayetler sonucunda ortaya çıkmıştır.

15 Araştırmalar Almanya`da ilk namus cinayetinin 1967 yılında işlendiğini gösterse de, 2005 senesinde Berlin’de Hatun Sürücü cinayetinden sonra bu olgu medyatik olmaya başlamıştır. Almanya'nın başkenti Berlin'de 7 Şubat 2005 tarihinde 23 yaşındaki Hatun Sürücü'nün,bir otobüs durağında erkek kardeşi Ayhan Sürücü tarafından 'sevgilisiyle öpüşürken çekilmiş fotoğrafı olduğu gerekçesiyle öldürülmüştü.

16 Dini değerlere, gelenek ve göreneklere bağlılığın sınırı, kadın haklarına hatta kadın olmaktan da öte önce insan haklarının tecavüze uğramasıdır. Türkiye’deki her türlü gelişmelerden uzak kalmış, dini yanlış yorumlayan muhafazakar oluşumların kadınlar üzerindeki olumsuz ve baskıcı etkisi oldukça ağır hissedilmektedir. Kadın her şeyden önce bir birey olarak birtakım haklara sahiptir ve hiçbir değer yargısı bu haklara saldırı imkanı tanıyamaz. Avrupa'daki ailelerin pek çoğunda genç kızlar, modern toplum adetlerine uyarak özgür ve batılı gibi yaşamak istemektedirler. Ancak maruz kaldıkları aile baskısı ve töresel gelenekler kadınların istedikleri yaşam ortamını imkansız hale getirmektedir.

17 ŞİDDET GÖREN KADIN Korkar,benlik saygısını yitirir. Baskıyı içselleştirir,kendini suçlar. Karmaşık duygular hisseder,yalnızlık çeker. Duygulanım bozukluğu yaşar,kızgındır. Eşinden umudunu kesmez.

18

19 ŞİDDETTEN KAÇINMA 1-TEHDİT İÇERMEYEN DAVRANIŞLAR : Kadının kendini güvende hissetmesine yönelik davranmak, kadının kendini rahatça ifade etmesini sağlamak 2-EKONOMİK ORTAKLIK : Parasal kararları beraber almak, mali düzenlemelerin her iki tarafın da yararına olmasına dikkat etmek 3-GÜVEN VE DESTEK : Kadının hayattaki amaçlarını desteklemek, duygu düşünce ve etkinliklerine saygı duymak 4-SAYGI : Kadını önyargısızca dinlemek, duygusal açıdan desteklemek, anlayışlı olmak, düşüncelerini önemsemek 5-MÜZAKERE ETMEK VE ADİL OLMAK : Çatışmalarda her iki tarafın memnun olacağı çözümler bulmak 6-DÜRÜSTLÜK VE HESAP VEREBİLİRLİK : Sorumlulukları bilmek, hatalı olunduğunda kabul etmek, açık iletişim kurmak, 7-ORTAK SORUMLULUK : Adaletli iş dağılımı konusunda karşılıklı anlaşmak, aile kararlarını birlikte almak ( ATAERKİL!) 8-SORUMLU ANNE-BABA : Anne ve babanın sorumluluklarını paylaşması, çocuklara şiddetten kaçınan rol model olmak.

20 Kadın Erkek Beden Duygusal Pasif(edilgen) İtaatkar,boyun eğen Ev hanımı,bakıcı Merhametli,barışçı Akıl Mantıklı Aktif(etkin) Güç,otorite Para getiren Sert,savaşçı

21 Dünyaya kendi gözleriyle bakmak Ona kendi elleriyle dokunmak Deneyimlerini kendi kafasında özümlemek Kendi sesini bulabilmek sözlerini kendisi seçmek Ve yüzyıllardır başkası tarafından Yönetilmiş olmak yüzünden Zorla yüzüne takılmışlığın da ötesinde Adeta derisinin içine, işlenmiş olan O MASKEYİ SÖKÜP ATMAKTIR. KADININ ÖZGÜRLEŞMESİNİN ANLAMI;

22 ŞİDDETE GÖZ YUMMAYIN SESSİZ KALMAYIN

23 EŞİTLİK OLMADAN ŞİDDET ÖNLENMEZ !... TEŞEKKÜRLER…


"Türklerin Almanya ve Belçika gibi Avrupa ülkelerine göçleri, 1960’lı yıllarda UCUZ iş gücüne ihtiyaç duyulması ile olmuştur. Göçmenlere bağlı sorunlar." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları