Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

XII. BÖLÜM ZARFLARIN VE EDATLARIN TÜRKÇEDE KULLANILIŞ ŞEKİLLERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "XII. BÖLÜM ZARFLARIN VE EDATLARIN TÜRKÇEDE KULLANILIŞ ŞEKİLLERİ"— Sunum transkripti:

1 XII. BÖLÜM ZARFLARIN VE EDATLARIN TÜRKÇEDE KULLANILIŞ ŞEKİLLERİ
TÜRK DİLİ I XII. BÖLÜM ZARFLARIN VE EDATLARIN TÜRKÇEDE KULLANILIŞ ŞEKİLLERİ

2 Zarfların ve Edatların Türkçede Kullanılış Şekilleri
Bölüm - 12 Zarfların ve Edatların Türkçede Kullanılış Şekilleri Tanımlar: Zarflar (Belirteçler): Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların veya kendi türünden bir başka kelimelerin anlamını yer-yön, zaman, miktar, nitelik ve soru bakımından belirten veya sınırlayan kelimelere zarf (belirteç) denir. Zarflar (Belirteçler): Sıfatların, eylemlerin ya da görevce kendine benzeyen sözcüklerin anlamlarını belirten ya da kısıp sınırlayan sözcüklere zarf (belirteç) denir. Edat (İlgeç) : Tek başlarına anlamı olmayan, isim ve isim soylu kelime veya kelime gruplarından sonra gelerek bunlarla cümlenin öteki kelimeleri arasında birtakım anlam ilişkileri (benzerlik, yer, yön, tarz, zaman gibi) kuran görevli kelimelerdir. Edat (İlgeç) : Sözcükler arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan ve ancak bu görevleri için kullanılan sözcüklere ilgeç (edat) denir. Türk Dili - I

3 12. Zarfların ve Edatların Türkçede Kullanılış Şekilleri
Zarflar (Belirteçler) görevleri bakımından gruplara ayrılır: 1. Zaman Zarfları 2. Yer-Yön Zarfları 3. Durum Zarfları 4. Azlık-çokluk Zarfları 5. Soru Zarfları 6. Koşul Zarfları Türk Dili - I

4 12.1. Zarf Çeşitleri Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların veya kendi türünden bir başka kelimelerin anlamını yer- yön, zaman, miktar, nitelik ve soru bakımından belirten veya sınırlayan kelimelere zarf (belirteç) denir. Zarflar anlamlarını belirttikleri ya da sınırlandırdıkları kelimeler bağlanırken çekim eki almazlar. İsimler ve sıfatlar zarf görevinde kullanılabilirler. Şimdi, hemen, en, çabuk, pek çok, önce, sonra, biraz, ileri, geri…gibi kelimeler zarf olarak kullanılabilen sözcüklerden bazılarıdır. Zarflar beş bölümde ele alınabilir: Türk Dili - I

5 Zaman Zarfları Zaman, başlangıcı ve sonu olmayan; hatta başlangıcı ve sonu düşünülemeyen bir akıştır. Bu başsız ve sonsuz soyut akışı içinde olup biten işlerin, eylemlerin anlatılışı bakımından kısaca, dil bakımından ayırabiliriz: Geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman. Bu ayrımları gerektiren ve belirten kavramlar şunlardır: - İş, yani eylem -İşin anlatılması Bu iki kavramın birbirinden önce ya da sonra oluşlarına göre üç zaman şu şekilde kullanılır: İş önce, anlatış sonra= Geçmiş zaman Anlatış önce, iş sonra= Gelecek zaman İşle anlatılış birlikte= Şimdiki zaman Dün, geçmiş zamanlı eylemleri ve eylemsileri birgün önce yapıldıklarını göstererek sınırlar: Dün gördüm. Dün gelmiş. Yarın, geçmiş zamanlı olmayan bütün eylemlerle eylemsileri birgün sonra pacaklarını belirterek sınırlar: Yarın gelecek. Yarın gider. Bugün, bütün kiplerin ve eylemsilerin, içinde bulunduğumuz yirmi dört saatte yapıldığını ya da yapılacağını gösterir: Bugün geldi. Bugün gelmiş. Türk Dili - I

6 Şimdi geldi. Şimdi gelecek.
Şimdiki zamanı en çok kısan belirteçtir. Eylemlerin, anlatışa en yakın zamanda yapıldıklarını ya da yapılacaklarını belirtmek için kullanılır: Şimdi geldi. Şimdi gelecek. Hemen, zamanı kısıtlamada şimdi ile görevdeş gibidir; eyleme “ hiç vakit geçirmeden” anlamını katar. Onları duyunca hemen yola çıktı. Demin, eylemin az önce yapıldığını bildirir: Orhan demin buradaydı. Çabuk, çabucak, çarçabuk, derhal sözcükleri de eylemin zamanını tezlik ayrıntısıyla sınırlandırıp belirtir: Niyetim derhal İstanbul’a gitmek. Biraz sözcüğü sonra, önce belirteçleriyle öbekleşerek eylemlerdeki ve eylemsilerdeki zaman anlamını “azlık” ayırımıyla belirtir: Biraz sonra gel. Biraz bekleyiniz. Sonra, eylemin belirtilmeyen bir gelecekte yapılacağını ya da düşünüldüğünü anlatmak için kullanılır: Sonra söylerim.

7 Fiilin anlamını zaman açısından sınırlandıran ya da belirten akşam,akşamleyin, artık, bazen, daha, dün, er, erken, henüz, hiçbir zaman, gece, geç, gündüz, güzün, öğleyin, önce, sabah,şimdi, sonra,beri, kadar, yarın… gibi isimler zaman zarfı olarak kullanılabilir. Yükleme sorulan “ne zaman” sorusunun karşılığını veren kelime veya kelime grupları cümlede zaman bildiren zarf tümleci olarak kullanılırlar: Kahvaltıdan sonra odasına çekildi. Patron toplantı biter bitmez onu yanına yanına çağırdı. Otobüs şoför gelince kalkacak.

8 Yer-yön zarfları Yer-yön zarfları, yer ifade eden aşağı, beri, dışarı, geri, içeri, ileri, karşı, öte, yukarı… gibi yer isimleridir. Bunların hemen hepsinde bir yön ifadesi olduğu için zarf olarak fiilin yönünü gösterirler: Lütfen içeri buyrunuz. Sizi aşağı çağırıyorlar. Hızlı adımlarla yukarı çıktı. Türk Dili - I

9 12.1.3. Azlık-Çokluk Zarfları
Azlık-çokluk zarfları bir fiilin, sıfatın veya bir zarfın miktarını, ölçüsünü, derecesini bildiren zarflardır. Sıfatları, eylemler ve kendi türünden olan nicelik- azlık-çokluk bakımından kısan ya da pekiştiren sözcükler olarak da tanımlayabiliriz. Bu zarflara az, az çok, çok, aşağı yukarı, en, gayet, kadar, fazla, fazlasıyla, son derece, pek…gibi örnekler verilebilir: Sen gittin gideli buralar pek değişmedi. Babam bana her zaman çok güvenmiştir. Çok az ama öz konuşurdu. Azlık-çokluk zarfları türleri: 1-Eşitlik Zarfı: Kadar zarfı, kendinden önce gelen sözcüklerle öbekleşerek sıfatlara eşitlik anlamı katarak zarf göreviyle kullanılır: Melek kadar uslu çocuk 2-Üstünlük Zarfı: Daha, sıfatları ve zarfları üstünlük derecesine çıkarır: Ondan daha iyi bir insan bulunmaz. Daha uyanmadı. 3-En üstünlük zarfı: En, sıfatları en üstünlük derecesine yükseltir: en şerefli millet, en yakın arkadaş 4- Aşırılık Zarfları: Aşırılık, gereğinden fazlalık anlamı veren zarflardır: Çok, gayet, pek… Pek sevimli bir kuzu aldım. Türk Dili - I

10 Durum Zarfları Bir fiili, sıfatı veya bir başka zarfı nasıllık-nicelik bakımından etkileyen, belirten zarflardır. Bu zarflar "Nasıl, Ne şekilde?" gibi sorulara karşılık olurlar: Kapıda birden bir ışık belirdi. Arkasına baka baka evine döndü. Yangın alarmını duyan çocuklar çığlık çığlığa kendilerini dışarı attılar. Uzun bir müddet yan yana yürüdüler. Evden sessizce çıktı ve sokağa doğru yöneldi. Eylemin nasıl yapıldığını, ne durumda olduğunu belirten sözcüklerdir; çok ve çeşitlidirler: Türk Dili - I

11 Anlam Ayrımlarına göre başlıca durum zarfları aşağıda verilmektedir:
1- Niteleme Zarfları: Bir sözcük sıfatı, daha çok da eylemi niteleyince; yani “nasıl, ne durumda, ne biçimde” sorularını yanıtlayınca niteleme zarfı olur: Erken kalkan yol alır. 2. Gösterme ve Tanıtma Zarfı: Aradığımız ev işte karşıdadır. Bak işte yazıyorum. 3. Kesinlik Zarfları:Elbet, elbette, mutlaka, şüphesiz, asla, hiç, gerçekten, ne olursa olsun. 4. Dilek Zarfları: Keşke, bari, tek 5. Umma Zarfları: Umarım ki, umulur ki, inşallah, Allah kerim… 6. Olasılık Zarfları: Belki, olabilir, umulur, ihtimal ki, galiba 7.Yineleme Zarfları: Yine, gene, tekrar, bir daha, bir kez, daha, beş defa, bin defa, çok kez, kere. 8. Yanıt (Cevap) Zarfları: Evet, elbette, elbet, pekiyi, şüphesiz, kuşkusuz, hay hay, olur, hayır, yok, asla 9. Üleştirme edatları: Yinelenen, ikileşen ya da ikizleşen üleştirme sayıları da eylemlerden önce gelirse nitelik anlamlı durum zarfı olur: Arabalara üçer üçer bindiler.

12 Soru Zarfları Fiilleri, sıfatları ve zarfları soru yoluyla ifade eden nasıl, neden, ne kadar, niçin, niye gibi zarflardır: Ne zaman geldin? Neden sürekli konuşuyor? Sen buralara kadar niye geldin? Ne uğraşırsın böyle işlerle? Türk Dili - I

13 Koşul Zarfları Eğer, koşullu yüklemleri pekiştirir. Konuşma dilinde “şayet” sözcüğünün de bu anlamda kullanıldığı görülür: Diğer Belirteçler: Sırasıyla, bütünüyle, dolayısıyla, hakkıyla durum zarfı olarak kullanılabilir.

14 Zarfların (Belirteçlerin) Yapıları
Yapılarına göre zarflar (belirteçler) şunlardır: 1.Yalın zarflar: dün, yarın, geç, az, çok, en, hep… 2.Türemiş zarflar:Şimdicik, önce, ansızın, akşamleyin, öğleyin… 3.Birleşik zarflar: bugün, ilk önce, biraz, bıldır… 4.Öbekleşmiş zarflar: hemen şimdi, güzel güzel… Durum eki almış adların ilgeçlerle öbekleşmesinden oluşan söz kalıpları da vardır: Sabaha karşı uyandım. Akşama değin bekledik. Gece yarısına doğru geldi.

15 12.2. Edat (İlgeç) Çeşitleri
Edatlar, tek başlarına anlamı olmayan, isim ve isim soylu kelime veya kelime gruplarından sonra gelerek bunlarla cümlenin öteki kelimeleri arasında birtakım anlam ilişkileri (benzerlik, yer, yön, tarz, zaman gibi) kuran görevli kelimelerdir. Edatların cümle içindeki görevleri şunlardır: Sözcükler arasında çeşitli yönlerden ilgiler kurar. Zarf tümleçleri yapar. Ek eylem yaparak yüklem olur. dolayı, göre, gibi, için, rağmen, ile, öte, yana, başka, doğru, itibaren, kadar, beri…gibi kelimeler edat olarak kullanılırlar. Edatları; çekim edatları (asıl edatlar), bağlama edatları (bağlaçlar), ünlem edatları (ünlemler) olmak üzere üç grupta inceleyebiliriz: Türk Dili - I

16 12.2.1. Çekim Edatları (Asıl Edatlar)
Kendisinden sonra geldiği isimle cümledeki diğer kelimeler arasında başkalık, benzerlik, zaman, yer gibi bakımlardan çeşitli anlam ilgileri kuran edatlardır: ait, ara, başka, beri, böyle, dair,değin, dek, dışarı, diye, doğru, dolayı, evvel, geri, gayri, gibi,göre, için, ileri, ile, kadar, kadarınca, karşı, nazaran, önce, öte, ötürü, özge, rağmen, sıra, sonra, taraf, tek, üzere, üzerine vb. gibi. Çekim edatlarını işlevlerine göre şu şekilde gruplandırabiliriz: Aitlik Edatları:ait, dair, ilişkin Yer-yön Edatları: aşağı, değin, dek, doğru, içeri, kadar, karşı, öte, taraf, yana, sıra Zaman Edatları:beri, böyle, evvel, geri, önce, sonra, itibaren, başlayarak Benzerlik Edatları:gibi, misali, denli Karşılaştırma, Zıtlık Edatları: karşı, karşılık, rağmen, karşın Sebep Edatları:diye, dolayı, için, ötürü, üzere, dolayısıyla Vasıta ve Beraberlik Edatları:birlikte, ile, beraber, yanı sıra Başkalık Edatları:başka, gayri, özge Miktar Edatları:kadar, derece, aşkın Uygunluk, Denklik Edatları: göre, nazaran, oranla Türk Dili - I

17 12.2.2. Bağlama Edatları (Bağlaçlar)
Kelimeleri, kelime gruplarını ya da cümleleri biçim ve anlam bakımından birbirine bağlayan edatlardır: ama, ancak, belki, çünkü, da (de), eğer, hâlbuki, hiç değilse, ile, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, tâ, üstelik, ve, veya, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira gibi. Bağlama edatlarını işlevlerine göre beş grupta toplayabiliriz: Sıralama Edatları:dahi, ile, ilâ, ve Denkleştirme Edatları:veya, veyahut, ya, ya da, yahut Karşılaştırma Edatları:ama....ama, da(de)....da(de), gerek....gerek, ha....ha, hem....hem, ister....ister, ne....ne, ya....ya Cümle Başı Edatları:âdeta, ama, ancak, bari, belki, çünkü, eğer, fakat, gerçi, güya, hâlbuki, hatta, hele, illâ, illâ ki, kaldı ki, keşke, lâkin, madem, mademki, meğer ki, nasıl ki, nitekim, oysa ki, öyle ki, sanki, şayet, şöyle ki, tâ ki, üstelik, yalnız, yani, yeter ki, yoksa, zaten Sona Gelen Edatlar:bile, da (de), dahi, değil, ise, ki, ya Türk Dili - I

18 12.2.3. Ünlem Edatları (Ünlemler)
Her türlü duyguyu, heyecanı, isteği, düşünceyi anlatan ve doğadaki sesleri ifade eden edatlardır. Ünlem edatları; ünlemler, seslenme edatları, sorma edatları, gösterme edatları ve cevap edatları olmak üzere beş grupta incelenebilir: Ünlemler:ah, ay, çat, eyvah, hoşt, küt, mırıl mırıl, of, oh, pat,püf, vah, vay, yuh Seslenme Edatları:a, ay, be, bre, ey, hey, hu, le, ulan,ya, yahu gibi seslenme sözleridir. Sorma Edatları:acaba, acep, hani, niçin Gösterme Edatları:işte, aha, daha, ta Cevap Edatları:değil, evet, hay hay, hayır, peki, yok, elbette, oldu, olur, tabiî, tamam Türk Dili - I

19 BÖLÜM SORULARI 1-) “Karşı” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat görevinde kullanılmıştır? A) Benim sözlerime karşı çıkma. B) Sabaha karşı sarsıntıyla uyandık. C) Karşı tarafı çağırma D)Evin karşısına açılan dükkan güzel mi? E) Adamlar bize, karşı dava açacak. 2-) “Böyle” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ilgeç görevinde kullanılmıştır? A)Sen, böyle soruları çözemezsin. B)Sen de böyle gitme. C) Adamın böylesi düşman başına D) Hayatım boyunca böyle gülmemiştim. E) Bana, bundan böyle sen laf söyleyemezsin. 3- ) Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi edat görevinde kullanılmamıştır? A) Bu şehre özgü bir koku var. B)Dün sabahtan beri kar yağıyor. C) Buradan çıkınca doğru göle git. D) Öğleden sonra onun evine gideceğim. E) Okuldan çıkınca doğru eve döndüm. 4-) Aşağıdaki tümcelerin hangisinde azlık-çokluk belirteci vardır? A)Uçak hemen şimdi kalkacak. B) Hemen gün aşırı giderim. C) Senin bugün cennet kadar güzel vatanın var. D) Bugün gelmişler. E) Dün aldığı kitabı satacak.

20 5-) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir zarf kullanılmıştır
5-) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir zarf kullanılmıştır? A) O adam buralarda ne dolaşıp duruyor? B) Ne bakıyorsun? C) Nasıl düştün bu titreşimli boğuntuya. D) Yiğit Mehmetçikler ileri atıldı. E) Bu binayı nasıl gördüler. 6-) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, soru anlamı bir soru zarfıyla sağlanmıştır? A) Eskişehir’e en son ne zaman geldin? B) Olayın nedenini biliyor musun? C) Toplantıda kaç kişi vardı? D) Kaçınız onun söylediklerine inandı? E) Sence bu ev güzel mi? 7-Aşağıda altı çizili sözcüklerden hangisine “yön bildiren zarf” vardır? A) Çocuklar hemen ileriye atıldı. B) İçeriye kısa boylu bir kız girdi. C) Herkes aşağıya baktı. D) Hızlıca yukarıya çıktı. E) Başını kaldırıp yukarı baktı. 8-)”Ortalık aydınlanınca erkenden yuvasından çıktı.” Yukarıda verilen cümlede “erkenden” sözcüğünün görevi aşağıdakilerden hangisidir? A)Sıfat B) İlgeç C) Nesne D) Zarf E) Dolaylı tümleç

21 9. Aşağıdakilerden hangisinde “çok” sözcüğü zarf görevinde kullanılmamıştır? A) Bana sorarsan çok çalışmalısın. B) Şiiri çok hızlı okudun. C) Sınıfta çok öğrenci var. D) Zeynep’le okulda çok kez karşılaşıyoruz. E) Çok seslendim ama duymadı. 10-) “Cengiz geçen sene okula umutla başlamıştı.” Yukarıdaki cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Özel ad B) Zaman zarfı C) Yer-yön zarfı D) Durum belirteci E) Sıfat

22 CEVAP ANAHTARI 1-B 2-E 3-C 4-C 5-D 6-A 7-E 8-D 9-C 10-C


"XII. BÖLÜM ZARFLARIN VE EDATLARIN TÜRKÇEDE KULLANILIŞ ŞEKİLLERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları