Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DENETİM HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DENETİM HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI"— Sunum transkripti:

1 DENETİM HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

2 DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARI

3 DİSİPLİN KAVRAMI DİSİPLİN SUÇU VE CEZASI TANIMI
a-) Kavram Disiplin, önceden yazılı olarak belirlenmiş ödev ve yasaklara uygun davranışı sağlamaya yönelik cezalandırma işlemidir. Disiplin suçu, “İş hayatında bir kimsenin disiplin mevzuatına aykırı davranışıdır.” Disiplin cezası ise, “Disiplin suçlarından birini işleyen kimseye davranışının ağırlık derecesine göre verilen cezadır.”

4 DİSİPLİN SUÇU VE CEZASI TANIMI
b-) Amaç 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, disiplin rejiminin genel amacı, “Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamaktır.” Ancak cezaya konu edilen eylem ve durumlar incelendiğinde, kurulan sistemin iki ana amaca yönelik olduğu görülmektedir. Bunlardan birincisi; “Kamu kurumunda iç çalışma düzenini, memurun ihmâl (kayıtsızlık gösterme, düzensiz davranma), kusur ve kasıt yoluyla yaptığı eylemleri cezalandırarak korumak” ve “Görev ve yetkinin özel çıkar amacıyla kullanılmasını önlemek”; ikincisi ise “Memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmasını engellemektir.”

5 DİSİPLİN SUÇU VE CEZASI TANIMI
c-) Disiplin Suçunun Öğrenilmesi: Disiplin âmirleri, Devlet memurlarının disiplin suçu oluşturan fiil ve hâllerini bizzat, basın ve yayın araçlarında çıkan bir haber, çeşitli teftiş ve denetimler, şikâyet, müracaat, ihbar gibi çeşitli yollarla öğrenebilirler. Devlet memurlarının disiplin suçuna konu fiil veya hâlinin öğrenilmesi üzerine, fiil veya hâlin işlenip işlenmediği hususunun ortaya çıkarılabilmesi açısından; disiplin soruşturmasının başlatılması, yürütülmesi, sonuçlandırılması ve bu disiplin soruşturmasına dayalı olarak disiplin cezasının uygulanabilmesi için idare hukukunun kendine özgü kurallarının uygulanması gerekmektedir.

6 DİSİPLİN CEZALARININ ÖZELLİKLERİ
a) Sadece kamu görevlileri ile belli meslek mensuplarına uygulanır. b) Kişiseldirler. c) Memurların mali hak ve statülerine yönelik etkileri vardır. ç) Taktiri cezalardır. d) Cezada taktir yetkisi hiyerarşik üste ve belli kurullara aittir. Ancak bu taktir yetkisi sınırsız olmayıp belli usul ve esaslar çerçevesinde kullanılabilir. Disiplin cezalarıyla ilgili kararlar gerekçeli olmak zorundadır. e) Uygulamada eşitlik ilkesi esas olup aynı eylemlerde bulunanlar aynı cezayı alırlar. Ödül ve başarı belgesi alanların lehine ceza uygulaması, bu ilkenin istisnasıdır. f) Disiplin cezalarında istisnalar hariç yargı kararları aranmaz ve verildiği tarihten itibaren hüküm ifade ederler. g) Ertelenmeleri mümkün değildir.

7 DİSİPLİN CEZALARI 657 sayılı Kanun, disiplin suç ve cezalarını belirleyen temel mevzuattır. Bu Kanunun 125 inci maddesinde disiplin suç ve cezaları sayılmıştır. -Uyarma -Kınama -Aylıktan kesme -Kademe ilerlemesinin durdurulması -Devlet memurluğundan çıkarma Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezası verilir.

8 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Kanunu Bilmemek Mazeret Sayılmaz ! Disiplin cezası içeren tüm mevzuat Resmi Gazete’de yayımlanmak zorundadır. İlgililere, Resmi Gazete yoluyla duyurulan disiplin cezalarını, bilmemek mazeret sayılmamaktadır sayılı Kanunun 2 inci ve 4 üncü maddesinin amir hükmü ve Danıştay kararları bu doğrultudadır (Danıştay 10.D gün ve E.1986/1113, k.1988/806).

9 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Disiplin Soruşturması Yapılması ve Soruşturmacı Atanması Gerekir! Usulüne uygun bir disiplin soruşturması yapılmadan kamu görevlisine disiplin cezası uygulanamamaktadır. Devlet memurları tarafından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde belirtilen fiil ve hâllerin işlenildiğinin ilgili memurun disiplin amiri tarafından öğrenilmesi üzerine, derhâl soruşturmacı atanarak disiplin soruşturmasına başlanır. “...Memur hakkında disiplin soruşturması yapılmaksızın doğrudan savunması alınarak disiplin cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı..." (Danıştay 12. Dairesi'nin 05/07/2005 tarihli 2002/1367 esas, 2005/2816 sayılı kararı)

10 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
"...Disiplin cezası gerektiren herhangi bir fiilin öğrenilmesi hâlinde disiplin amirince bir soruşturmacı atanarak ayrıntılı bir soruşturma yapılması gerektiği, soruşturmacı atanmadan ve yöntemine uygun bir soruşturma yapılmadan disiplin cezası verilemeyeceği..." (Danıştay 12. Dairesi'nin tarihli ve 2002/2424 esas, 2005/4113; tarihli ve 2007/1731 esas, 2010/1647 sayılı kararları) Soruşturmacı Atarken Şu Hususlara Dikkat Edilmelidir: • Soruşturmacı disiplin amirleri veya atamaya yetkili amirler tarafından atanabilir. •Soruşturmacı atayacak disiplin âmiri, kendisine eşdeğer görevdeki bir kişiyi soruşturmacı olarak atayamaz.

11 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
• Soruşturma konusu açıkça belirtilerek (Yer, kişi, tarih ve olay) kim hakkında soruşturma yapılacağı ve soruşturmacının kim olduğu hususlarını içerir şekilde yazılı görevlendirme yapılması, bu görevlendirme yazısının soruşturmacıya tebliğ edilmesi gerekir. • Soruşturmacı olarak atanacak kişinin, hakkında soruşturma yapılan memura eşit veya daha üst görevde olması zorunludur. "...Soruşturmacıların memurluk görev ve derecelerinin, haklarında soruşturma yapacakları memurlardan üst ya da hiç olmazsa aynı düzeyde olmasının idare hukuku ilkeleri bakımından ve memuriyet güvencesi yönünden önem taşıyacağının kuşkusuz olduğu..." (Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun tarihli ve 1985/141 esas, 1986/18 sayılı kararı)

12 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Disiplin Amiri, Disipline Aykırı Fiilin Mağduru Olması Hâlinde Disiplin Soruşturmasını Yürütemez, Soruşturmacı Atayamaz! Soruşturma konusu fiilin mağduru konumunda olan veya soruşturulan kişi ile husumeti veya yakınlığı bulunan kişi, soruşturmacı olarak atanamaz. Atanmış ise bu durumu kendisini görevlendiren disiplin âmirine derhâl bildirir. "...Disiplin soruşturmalarının objektiflik ve tarafsızlık ilkelerine göre yürütülmesi gerektiği..." (Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun 29/11/2007 tarihli ve 2004/611 esas, 2007/2412; 12. Dairesi'nin tarihli ve 2002/875 esas, 2005/1729; 16/03/2011 tarihli ve 2008/7251 esas, 2011/1152 sayılı kararları) Disiplin amiri bu durumda tutanakla tespit ettiği fiil veya hâli, gereğini yapmak üzere ASP Disiplin Amirleri Yönetmeliği'ne ekli cetvele göre, kendisinin bir derece üzerindeki disiplin âmirine, yoksa bir derece alt disiplin âmirine gönderir. Her iki disiplin âmirinin de aynı eylemde mağdur olması durumunda ise Denetim Hizmetleri Başkanlığına gönderilir.

13 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Zaman Bakımından Lehte Olan Hüküm Uygulanır! 657 Sayılı Kanunda ve diğer özel disiplin mevzuatında açık bir hüküm olmamasına rağmen, ceza hukukunda geçerli olan "sanığın lehine olan hükmün uygulanması" kuralının disiplin cezalarında da kabul edilmesi gerekmektedir. Nitekim Danıştay Genel Kurulunun (Mürettep Dairesi) gün ve e.1981/2,K.1981/1617 sayılı kararı da bu doğrultudadır

14 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Şikayetten Vazgeçme Disiplin Soruşturmasını Etkilemez ! Disiplin suçlarında şikâyet, ceza kovuşturmasına başlama talebi olarak değil, "ihbar" olarak kabul edilir ve bunun doğal sonucu olarak da geri alınması mümkün değildir. Dolayısıyla şikâyetten vazgeçme müessesesi disiplin soruşturmalarında ve kararlarında uygulanmaz.

15 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Disiplin Soruşturmasını Yapmaya Yetkili Disiplin Âmirleri Disiplin Amirleri Yönetmeliğinde Belirlenmiştir! Disiplin soruşturmasının yapılması ve karara bağlanmasında, hakkında disiplin soruşturması yapılacak memurun disipline aykırı fiil veya hâli işlediği anda görevli olduğu yerdeki disiplin âmirleri (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği'nde gösterilen kişiler) yetkilidir. Bu cetvelde yer alan âmirlerden herhangi biri disiplin soruşturmasına başlayabilir. (Danıştay 8. Dairesi'nin 19/06/2009 tarihli ve 2008/8588 esas, 2009/384 sayılı kararı)

16 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
"...Disiplin cezalarını yetkili disiplin amirlerinin vermesi gerektiği, aksi halde tesis edilen ceza kararının yetki yönünden hukuka aykırı olacağı..." (Danıştay 8. Dairesi'nin 19/06/2009 tarihli ve 2008/8588 esas, 2009/384 sayılı kararı) " sayılı Kanun'un disiplin âmiri sıfatıyla bakana tanıdığı disiplin cezası verme yetkisinin devredilemeyeceği..." (Danıştay 1. Dairesi'nin 05/07/1984 tarihli ve 1984/72 esas,1984/155 sayılı kararı)

17 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Aynı Suçtan Aynı Şahsa İki Defa Disiplin Cezası Verilmez! Devlet memurunun daha önce disiplin soruşturmasına konu olmuş ve bir disiplin kararı ile sonuçlandırılmış fiil veya hâli hakkında ikinci kez disiplin soruşturması açılamaz ve disiplin cezası verilemez. Dolayısıyla verilmiş olan disiplin cezası da geri alınarak başka bir disiplin cezasına hükmedilemez. Ancak, yetkisiz âmir veya kurul tarafından verilen kararlar, yetki gaspı nedeniyle sakattır. "...Kamu hizmetinin belli bir düzen içerisinde yürütülmesi için gerekli önlemlerden olan disiplin cezası, niteliği gereği öteki idari işlemlerden farklıdır. Disiplin cezası vermeye yetkili organlar, bu organların oluşumu, çalışma usulü, karar oluşturulması, bu kararlara itiraz ve bütün bu sürecin her aşaması için öngörülen süre koşulları ile disiplin cezası işlemi sıkı şekil şartına bağlı olarak uygulanabilmektedir. …” (Danıştay 8.Dairesi'nin 12/10/1988 tarihli ve 1998/4988 esas, 1998/3015 sayılı kararı)

18 İstifa, Çekilmiş Sayılma, Devlet Memurluğundan Çıkarma veya Emeklilik Gibi Sebeplerle Görevinden Ayrılmış Olanlar Hakkında Disiplin Soruşturması Yapılabilir! Disiplin suçunu işlediği anda görevli bulunan ancak daha sonra emekliye ayrılan, istifa eden, müstafi (çekilmiş) sayılan ve Devlet memurluğundan çıkarma cezası almış olan memurlar da dâhil tüm Devlet memurları hakkında disiplin soruşturması yapılabilir. İstifa, çekilmiş sayılma veya emeklilik gibi sebeplerle görevinden ayrılmış olanlara disiplin cezası verilip verilemeyeceği konusunda meri mevzuatta bir açıklık bulunmamaktadır. Danıştay 3. Dairesinin kararına göre, emeklilik veya istifa gibi sebeplerle memuriyetten ayrılanların bir gün tekrar kamu görevlerine dönebilecekleri göz önünde bulundurularak gerekli işlemlerin yapılması yönündedir.

19 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Disiplin Soruşturmasının Adlî Soruşturmadan Bağımsız Olarak Yapılır! Devlet memurunun disiplin cezasını gerektirecek fiil veya hali, aynı zamanda ceza yargılamasını da gerektirebilir. Bu durumda; Devlet memuru bakımından yürütülen disiplin soruşturmasının sonuçlandırılması için, o memur hakkındaki adlî soruşturma sonucu beklenmez. Kaldı ki Devlet memurunun ceza mevzuatına göre mahkûm olması veya olmaması (Mahkûmiyet, beraat, takipsizlik vb.) disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmez.(657 Sayılı Kanun Madde 131)

20 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
"... Ceza soruşturması ve kovuşturması sırasında kullanılamayan veya kullanılmayan bir kısım delillerin disiplin soruşturması ve yargılaması sırasında kullanılmasında hukuka aykırı bir durum olmadığı gibi, disiplin hukukunda kimi durumlarda kanaatin yeterli olması nedeniyle, bunu yasaklayan bir düzenlemeye de yer verilmemiştir..« (Danıştay 12.Dairesi'nin 04/02/2011 tarihli ve 2010/64 esas, 2011/474 sayılı kararı); "... Disiplin cezaları ve ceza verilmesine neden olan eylemler, memurların çalıştıkları kurumun düzenine aykırı fiilleri nedeniyle kendilerine uygulanan zorlayıcı önlemler niteliğinde olduğundan, disiplin cezasını gerektiren fiilin niteliğine göre ceza yargılamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması disiplin hukuku yönünden ortada bir ceza mahkûmiyeti bulunmadığından bahisle disiplin cezası uygulanmaması sunucunu doğurmayacağı...« (Danıştay 12. Dairesi'nin tarihli ve 2011/9670 esas, 2012/3553 sayılı kararı)

21 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
Memurun fiili ceza kanununa göre suç teşkil ediyorsa, bu taktirde hem ceza kanununun öngördüğü cezayı, hem de disiplin hukukunun ön gördüğü cezayı uygulamak gerekir. Ancak bu işlemler yapılırken ceza kanununa göre yapılan yargılama sonucu verilmiş kararların niteliğine dikkat etmek ve disiplin uygulamaları yönünden bağlayıcı olanlarını göz ardı etmemek gerekmektedir. Bir başka ifadeyle; ceza kovuşturmasıyla disiplin soruşturmasının birbirlerinden bağımsız yapılması ana kural olmakla birlikte bazı istisnaları vardır;

22 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
İstisnalar; 1- Ceza mahkemesi, aynı zamanda disiplin suçu sayılan fiilin memur tarafından işlenmiş olduğuna karar verirse, bu karar disiplin mercilerini bağlar. Yani, disiplin mercileri, fiilin memur tarafından işlenmemiş olduğuna karar veremez. 2- Ceza mahkemesi, fiilin memur tarafından işlenmemiş olduğu gerekçesine dayanarak beraat kararı verirse, bu karar disiplin mercilerini bağlar; bu fiilden dolayı memur hakkında ceza verilemez. Ancak, ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı, işlendiği sabit olan fiilin kanunda yazılı bir suçu meydana getirmediği gerekçesine dayanıyorsa, disiplin mercileri buna rağmen disiplin cezası verebilir. Zira, fiil, ceza kanununda yazılı suç unsurlarını taşımadığı halde, disiplin suçu oluşturabilir. 3- Delil yetersizliğinden dolayı verilen beraat kararlarına konu suçlarla ilgili disiplin cezası verilip verilemeyeceği tartışmalıdır. Danıştay 10. Dairesinin tarih ve E.1987/2015, K.1987/1721 sayılı kararında, delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararının, mutlak anlamda bağlayıcı olmayacağı ifade edilmiştir.

23 DİSİPLİN SORUŞTURMALARINDA ZAMANAŞIMI
a) Soruşturmaya Başlama Zamanaşımı Devlet Memurları Kanununun 127 nci maddesinde soruşturma açmaya veya açtırmaya yetkili amirin fiilin işlenildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, memurluktan çıkarma cezalarında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı taktirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı hükmü yer almıştır. Bunun anlamı, zamanında başlatılmayan soruşturmalara dayanılarak disiplin cezası verilemeyeceğidir. " sayılı Yasa'nın zamanaşımı başlıklı 127. maddesinde düzenlenen ve ilgililer bakımından güvence niteliği taşıyan zamanaşımı sürelerinin, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle disiplin soruşturmasını açmaya yetkili amirlerce uyulması zorunlu olan süreler olduğu ve anılan kanunda öngörülmüş olan 1 ve 6 aylık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra yapılan disiplin soruşturması neticesinde verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı...« (Danıştay 12. Dairesi'nin 21/03/2012 tarihli ve 2011/6930 esas ve 2012/1639 sayılı kararı

24 DİSİPLİN CEZALARINA İLİŞKİN GENEL ESASLAR
b) Karar Verme/Ceza Zamanaşımı 127 inci maddenin son fıkrasında ise, "disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği taktirde ceza verme yetkisi zaman aşımına uğrar" denilmiştir. "... Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra, disiplin cezası verilemeyeceği..." belirtilmiştir (Danıştay 12. Dairesi'nin 12/10/2010 tarihli ve 2009/6216 esas, 2010/4901; 21/05/2010 tarihli ve 2010/2373 esas, 2010/2743; 13/09/2011 tarihli ve 2011/2014 esas, 2011/4103 sayılı kararları) Yukarıda belirtilen süreler dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda öngörülen diğer sürelerin ihlâli disiplin soruşturması ve cezasını zamanaşımına uğratmaz. Bu süreler, hizmet içi düzenleyici sürelerdir. (Örneğin soruşturma raporunun disiplin amirine tevdiinden itibaren 15 gün içerisinde karar vermemesi, soruşturmayı zamanaşımına uğratmaz.) Danıştay 8. Dairesi'nin 17/09/1991 tarihli ve 1991/1370 esas, 1991/1358 sayılı kararı bu yöndedir.

25 DİSİPLİN SORUŞTURMALARINDA ZAMANAŞIMI
ÖRNEK: 01/07/2014 tarihinde mazeretsiz olarak göreve gelmeyen memur ile ilgili olarak; 01/08/2014 tarihine kadar disiplin soruşturmasına başlanılması gereklidir. (Soruşturmaya Başlama Zamanaşımı) 01/07/2016 tarihine kadar konu ile ilgili soruşturma tamamlanıp cezaya ilişkin işlem tesis edilmesi gerekir. (Ceza/Karar Verme Zamanaşımı) UYARI: Disiplin âmirlerinin disiplin soruşturmasına başlarken atamaya yetkili âmirlerden izin almaları gerekmez. Kanun gereği soruşturmaya doğrudan başlamaları gerekir. Aksi hâlde disiplin soruşturmasına başlama için öngörülen 1 ve 6 aylık süreler dolabilir.

26

27 SAVUNMA HAKKI Anayasanın 129 uncu maddesinde ve 657 sayılı D.M.K.'nun 130 uncu maddesinde; savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Savunma için memura en az 7 gün süre tanınmalıdır. Verilen süre içinde savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. Memur savunma için ek süre talebinde bulunması halinde zamanaşımı yönünden bir sorun yoksa memura ek süre verilmesi yönünde Başbakanlık Genelgesi mevcuttur. Savunma istenilirken iddia konusunun ne olduğunun ilgili memura açıkça bildirilmesi gerekir. Bu bildirimin memura yüklenen fiil veya halin yerini, zamanını ve oluş şeklini içermesi gerekir. Suçlama konusunda açık ve detaylı bilgi verilmeyen kimsenin kendisini yeterince savunabilmesinden söz etmek mümkün değildir. (Danıştay 8. Dairesi'nin 06/06/1991 tarihli ve 1990/4297 esas, 1991/1099 sayılı kararı) Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (Esas No:2007/1846, Karar No:2011/66) «Savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği; savunma hakkının kullandırılması amacıyla ilgili hakkındaki iddiaların, bu iddiaların dayandığı delillerin, üzerine atılı fiillerin hukuki nitelendirmesinin ve önerilen disiplin cezasının bildirilmesinin zorunlu olduğu» ifade edilmiştir.

28 DMK’DE DÜZENLENEN DİSİPLİN CEZALARI
657 sayılı DMK’ nun 125 inci maddesinde disiplin cezaları sayılmıştır. -Uyarma -Kınama -Aylıktan kesme -Kademe ilerlemesinin durdurulması -Devlet memurluğundan çıkarma Söz konusu cezalarda belirtilen fiil ve hallerden “nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara” da aynı neviden disiplin cezalarının verileceği kuralı yine aynı maddede açıklanmıştır.

29 UYARMA CEZASI Uyarma, sözlü bir ikaz yada tembih şeklindeki gayrı resmi usuller kullanıldıktan sonra ilk resmi yazılı disiplin hareketidir ve disiplin amirleri tarafından verilebilmekledir. Uyarma cezası, DMK'nun 125/A maddesinde düzenlenmiş olup "memura görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesi" şeklinde tarif edilmiştir. Uyarma cezasına ilişkin fiil ve hallerin manevi unsuru "kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmaktır». Uyarma cezası memurun memuriyet haklarında herhangi bir kısıntı getirmez. Uyarma cezasını gerektiren fiil ve hallerin öğrenildiği tarihten itibaren disiplin amirlerince bir ay içinde disiplin soruşturmasına başlanması gerekir. Aksi takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

30 UYARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
a- Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak: Bu fıkrada belirtilen fiil ve hallerin manevi unsuru "kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmaktır.” Danıştay 5. Dairesi ( g.,1969/1277 E.,1971/29) «Uyarma cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali için açılan davanın; Başmüfettiş tarafından saptanarak teftiş defterine yazılan noksanlardan (müstehlik veya defterinin tutulması) hususu yerine getirilmediği halde defter tutulmuş gibi bakanlığa yazı yazıldığı ve teftiş defterlerinin yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmemek suretiyle görevinde kayıtsızlık gösterdiği anlaşılan davacıya, 788 sayılı yasanın 28. maddesine göre uyarma cezası verilmesinde yasaya aykırılık görülmediği.» b- Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terk etmek:

31 UYARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
c- Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet etmemek: d- Usulsüz müracaat ve şikayette bulunmak: Devlet memurları hiyerarşik düzen gereği şikayet ve müracaatlarını belirli kurallara uyarak yapmak zorundadırlar. Bu kurallar Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri ile tespit edilmiştir. Devlet memurlarının Yönetmelik hükümlerine uygun olmayan müracaat ve şikayette bulunmaları durumunda kendilerine UYARMA cezası verilebilecektir. DMK'nun 21 inci maddesine göre; Devlet memurları resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikayet ve dava açma hakkına sahiptir. Fakat zaman zaman ast-üst ilişkisini zedeleyen ve karışıklığa yol açan müracaatlara rastlanılmaktadır. Memur dilekçesini cevap vermek veya şikayet etmek amacıyla da kaleme alsa amirine hakaret edici, suçlayıcı ifadeler kullanamaz. Memur, bir hakkını kullanırken başkasının kişilik haklarına saldıramaz.

32 UYARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
e- Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak: Suçun maddi unsuru, memurluk vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmaktır. Hiçbir harekette bulunmamak, pasif kalmak ile de memurluk vakarına yakışmayacak bir “tutum” takınılmış olunabilir. Takınılan tutum memurluk ciddiyeti ile bağdaştırılamıyorsa bu suç oluşmuş demektir. Memurluk vakarından anlaşılması gereken ise; memurda, toplum tarafından görülmesi istenen ağır başlılık, ciddiyet ve aynı zamanda Devlet memurluğunun statüsü gereği kendisinden istenen standart davranış normlarıdır. Danıştay tarafından verilmiş bir kararda şöyle denilmektedir : «... Davacının ilçesinden ayrıldığı sırada yerel bir gazetede yayınlanan şiirinde ve dairelere gönderdiği veda mesajında kullandığı amirlerini eleştirici nitelikteki ifadelerin kaymakamlık görevinin gerektirdiği ciddiyete uygun olmadığı anlaşılmakla, bu davranışı dolayısıyla görevinde daha dikkatli davranması gerektiğinin bildirilmesi amacıyla kendisine uyarma cezası verilmesinde 657 sayılı yasanın 2 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 125 maddesinin (A) fıkrasına aykırılık bulunmadığı»

33 UYARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
f- Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak: * Memurun görevine karşı kayıtsızlık göstermesi; * İş sahiplerine karşı ilgisiz kalması. Böylece "bugün git, yarın gel" şeklinde ifade edilen zihniyete engel olunmak istenilmiştir. g- Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak: Giyimde ana ilke, sadelik, temizlik ve hizmete uygunluktur. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik tarafından getirilen normlar esas alınmalıdır. h-Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak: Memurlar kendi aralarındaki, ilişkilerinde ve ast-üst ilişkilerinde işbirliği ilkesine uymak zorundadırlar. Ast, üst ile, üst, ast ile ve memur, memur ile uyumlu bir işbirliğine gidemiyorsa kamu hizmetinin rasyonel, disiplinli ve hızlı yürümesinden bahsetmek mümkün olamaz.

34 KINAMA CEZASI Kınama, memura görevinde ve davranışlarında KUSURLU olduğunun yazı ile bildirilmesidir. Yani bu disiplin suçunun manevi unsuru «kusur» dur. Uyarma cezasından farklı olarak fiil belirgindir. Bir başka deyişle işlenen fiilde veya harekette kusurluluk söz konusudur. Kınama cezası memurun özlük ve sosyal haklarında kısıntı meydana getirmez. Kınama cezası da uyarma cezasında olduğu gibi disiplin amirleri tarafından verilebilmektedir.

35 KINAMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
a- Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirtilen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak: Bu fıkrada belirtilen fiil ve hallerin maddi unsuru ‘‘kusurlu davranmaktır.” Danıştay, Vali tarafından verilen emir ve talimatları zamanında yerine getirmeyen Kaymakama verilen kınama cezasını yerinde bulmuştur. b- Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kuruma bildirmemek: Burada yapılan işin “sürekli” ve “kazanç getirici” nitelikte olması şarttır. Konuyla ilgili bir Danıştay kararında şöyle denilmektedir: “Davacı reşit olan oğlu adına aldığı kamyonu idaresine bildirmek zorunda olmadığı gibi çocuğun kazanç getirici faaliyetinden ötürü Memurun cezalandırılamayacağı ...”

36 KINAMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
c- Görevi sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak: Burada sadece amirden bahsetmektedir. Ayrıca görev dışında amire hal ve hareketleriyle saygısız davranmak bu suçu oluşturmaz. Bu suçta unutulmaması gereken bir diğer noktada “kusurluluk” tur. Memur hal ve hareketleriyle amirine görevi başında saygısızca davranırken, kendisine bir kusur atfedilemiyorsa bu suçu işlemiş sayamayız. d- Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlara bulunmak: DMK’nin 8 inci maddesine göre “Devlet Memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar.” Bu hükümle memurun görev dışında da “Devletin bir memuru olduğunun” bilincinde olması istenmiştir. Devlet Memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak “ hizmet içi” ve “hizmet dışında” olmak üzere ikiye ayırmıştır. Bu düzenlemede hizmet dışını, hizmet içindekine göre daha hafif müeyyide ile cezalandırmıştır.

37 KINAMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
e- Devlete ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak: Bu hükme göre memurun; demirbaşa kayıtlı olsun olmasın Devletin malı olan bir eşyayı evinde veya işyerinde özel işi için kullanması yasaktır. Burada mühim olan kısım; devlete ait eşyanın “özel iş” için kullanılmasıdır. Devlete ait eşya sadece Devletin işinde kullanılmalıdır. Özel işlerde kullanma bizzat memur tarafından kullanma anlamında dar yorumlanmamalıdır. Aile fertlerinin kullanması, bir yabancının kullanmasına izin verilmesi fıkra kapsamında sayılmalıdır. f- Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek: Resmi belgeden kast olunan şey; “ Memur tarafından görevin yapıldığı sırada ve görev dolayısıyla düzenlenen belgedir” Fıkra hükmünden rahatça anlaşılacağı üzere “ve benzeri eşya” tabiriyle kapsam geniş tutulmuştur. Devlete ait araç, gereç, ve benzeri eşyayı kaybeden memur hakkında yapılan soruşturmada Devletin zararı ve kusurluluk durumu dikkate alınarak mali teklif getirilmelidir. Memurların kast, kusur, ihmal ve tedbirsizlik sonucu idareye verdikleri zararları ilgili Yönetmelik hükümlerine göre memura ödettirilir.

38 KINAMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
g- İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak: Suçun maddi unsuru olarak “kötü muamelede bulunmak” gösterilmektedir. Memur kötü muameleyi ya iş arkadaşlarına, ya maiyetindeki personele ya da iş sahiplerine karşı yapacaktır. Amirine yapacağı kötü muamele daha ağır disiplin suçu olduğu için bu fıkra kapsamına girmez. Kötü muamele, “küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareket” sayılmayacak derecede hafif nitelikte olan fiil ve hareketlerdir. h- İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hakaretle sataşmak: Suçun maddi unsuru söz veya hareketle sataşmaktır. Sataşmak, söz ve fille “rahatsız etmek” şeklinde algılanmalıdır. i- Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak: Genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak; toplumun benimsemiş bulunduğu ahlak kurallarına ters düşen, edebe aykırılık niteliği taşıyan davranışlardır.

39 KINAMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
j- Verilen emirlere itiraz etmek: Burada verilen emrin kanun, tüzük ve yönetmeliklere uygun olarak verilmesi gerekmektedir. Kanunsuz emre karşı memurun yapması gereken davranış Anayasada düzenlenmiştir. Anayasanın 137 nci maddesine göre “Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emri yazı ile yenilerse emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.” Hukuka uygun olarak ve yetkili amir tarafından verilen emirlere itiraz etme durumunda bu suç oluşmaktadır. Düzenlenen disiplin suçu emre “itiraz” durumudur. İtiraz emri yapmamak demek değildir. Eğer memur, emirleri kasten yapmıyorsa daha ağır bir disiplin cezasıyla cezalandırılır.

40 KINAMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
k- Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak: Burada dikkat edilmesi gereken husus; memurun borçlarını ödememe kastının (bilerek ve isteyerek) bulunmasıdır. Konuyu örnekle açıklamak gerekirse; bir memur maaşının belirli bir miktarına haciz konulacağını bile bile birkaç yere borçlanır ve hakkında haciz işlemi yapılırsa bu suç işlenmiştir. l- Kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak: Kurumun verimli hizmet görmesi, iyi çalışma düzeni içerisinde huzurlu bir ortamda hizmet vermesiyle mümkün olur. Örneğin dedikodunun var olduğu bir kurumda kamu hizmetleri gereği gibi yerine getirilemez. m- Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek: DMK’nin 15 inci maddesinde “Devlet memurları, kamu görevleri hakkında basına haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler. Bu konudaki gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli, illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebilir.” denilmektedir. Bu maddede zikredilen kurala aykırılığın var olduğu hallerde bu bent uyarınca disiplin cezası verilmelidir. Özel veya genel izin alınarak yapılan açıklamalarla, bilgi ve demeç sayılmayan açıklamalarda suç oluşmaz.

41 AYLIKTAN KESME CEZASI AYLIKTAN KESME, memurun brüt aylığının otuzda biri ile sekizde biri arasında kesinti yapılmasıdır. Uyarma ve kınama cezalarının manevi bir ceza olmasına rağmen aylıktan kesme cezası manevi yönüne ilaveten maddi yönü de olan bir ceza türüdür. Bu disiplin suçunun manevi unsuru «kast» tır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl boyunca Daire Başkanı kadrolarına, Daire Başkanı kadrosunun dengi ve daha üst kadrolara, Bölge ve İl teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, Vali ve Büyükelçi kadrolarına atanamazlar. Aylıktan kesme cezasının alt sınırı otuzda bir, üst sınırı ise sekizde birdir. Otuzda birden az ve sekizde birden daha fazla aylıktan kesme cezasının verilmesi kanuna aykırıdır. Aylıktan kesme cezası da uyarma ve kınama cezaları gibi disiplin amirleri tarafından verilebilmektedir.

42 AYLIKTAN KESME CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
a- Kasıtlı olarak, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak: Bu fıkrada belirtilen fiil ve hallerin maddi unsuru "kasıtlı davranmaktır.” “Kasıt, fiili ve neticelerini bilerek ve isteyerek işlemek iradesidir” şeklinde tanımlanabilir. b- Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek: Bu suçta memurun görevine bir veya iki gün gelmemesi aranmaktadır. İki günden fazla göreve gelmeme daha ağır bir disiplin suçunu oluşturur. Bir günden az süreli göreve gelmeme mesela iki saatlik göreve gelmeme, göreve geç gelmek veya görevden erken ayrılmak şeklinde yorumlanmalıdır. Fıkrada açıkça “özürsüz olarak” göreve gelmeme düzenlenmiştir. Kanunda özür durumunun neler olacağı hususunda açık bir hüküm olmaması sebebiyle, bu durumun tespiti cezayı verecek makama kalmaktadır. Memur Cuma günü göreve gelmeyip pazartesi günü göreve gelse, tatil günleri eklenmeden bir günlük devamsız sayılmalıdır. Yine aynı şekilde Cuma günü göreve gelmeyip Salı günü göreve gelen memurun devamsızlığı hafta sonu tatilini çıkararak hesaplamak gerekmektedir. Bu durum da memura iki gün göreve gelmeme cezası verilmelidir. (Danıştay 5.D g., 1984/1538 E.,1984/1713 K)

43 AYLIKTAN KESME CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
c- Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak: Suçun maddi unsuru “kullanmadır.’’ Memur “özel menfaat sağlamak” kastı ile hareket etmelidir. d- Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak: Memurun yükümlü olduğu kişiler hiyerarşik amirleridir. Ancak memur iş sahiplerine yazılı olarak cevap vermek durumda ise ve bu halde iken yalan ve yanlış beyanda bulunuyorsa fıkra kapsamına girmelidir. Burada üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da; yalan ve yanlış beyan dolayısıyla herhangi bir zararın meydana gelmesi şartının aranmamasıdır. Ayrıca memur, görev alanına girmeyen hususlarda veya yükümlü olmadığı kişilere yalan yanlış beyanda bulunursa fıkra kapsamına girmediğinden memura adı geçen fıkra hükmünce disiplin cezası verilemeyecektir.

44 AYLIKTAN KESME CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
e- Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek: Suçun oluşabilmesi için; sözle saygısızlığın, görev sırasında ve amirine karşı gerçekleşmesi gerekir. Suçun maddi unsuru, “sözle saygısızlıkta bulunmak” tır. Bu durumda, söz dışında yapılan saygısızlıklar örneğin, amiri önünde ayaklarını masaya uzatmak veya sözle saygısızlığı amirine değil de iş arkadaşlarına yapmak yada görev dışında yapılan saygısızlıklar fıkra kapsamına girmemektedir. f- Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak: Burada dikkat edilmesi gereken husus memurun bizzat izinsiz olarak görev yeri içerisinde bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla kullanma durumda olması değil, yardımcı olan durumunda olmasıdır. Memur bizzat kullanma durumuna düşerse daha ağır bir disiplin cezasıyla cezalandırılacaktır.

45 AYLIKTAN KESME CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
g- Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak: Fıkra da memurun hizmet içinde itibar ve güven duygusunu sarsacak davranışlarda bulunmaları düzenlenmiştir. Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak suçu daha hafif cezayı gerektiren bir suçtur. Bu fıkrada düzenlenen suç yoruma müsaittir. Davranışların itibar ve güven duygusunu sarsıcı sayılıp sayılmaması mesleğin özelliğine ve fiilin niteliğine göre değişmektedir. «Beden eğitimi öğretmeni olan davacıya kız öğrencilere karşı öğretmenliğe yakışmayan tutum ve davranışlarda bulunarak devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak eylemlerde bulunması nedeniyle 657 sayılı yasanın 125/C-ı maddesi uyarınca verilen 1/8 oranında aylıktan kesme cezasının iptali istemiyle açılan davayı; öğrenci öğretmen ve okul müdürünün anlatımlarının birlikte değerlendirilmesinden davacının kız öğrencilere karşı tutum ve davranışlarının yanlış anlamalara meydan verebilecek nitelikte olduğu, öğretmen olarak okulda yanlış bir izlenim bıraktığı, hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsan eylemi nedeniyle verilen cezanın yasalara aykırı olmadığı gerekçesiyle reddeden İstanbul 4.İdare Mahkemesinin gün ve 1580 sayılı kararının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına.» (Danıştay 8.D g.,1992/1723 E. 1993/1139)

46 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASI
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bulunduğu kademede ilerlemesinin fiilin ağırlık derecesine göre 1- 3 yıl durdurulmasıdır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası manevi yönüne ilaveten maddi yönü de olan bir ceza türüdür. Cezanın maddi yönü, memurun aylığında kademe ilerlemesi ile gelecek artıştan yoksun kalmasıdır. Manevi yönden ise cezanın ağırlığının sicilinde mesleki yönden 10 yıl boyunca Daire Başkanı kadrolarına, Daire Başkanı kadrosunun dengi ve daha üst kadrolara, Bölge ve İl teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, Vali ve Büyükelçi kadrolarına atanamazlar. 125 inci maddenin son fıkrasında öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4 ü-l/2'si kesilir ve tekerrüründe göreve son verilir şeklindeki kural ile de fiilen kademe ilerlemesi durdurulmayacak durumlarda brüt aylıktan kesme yapılması suretiyle uygulama yapılması düzenlenmiştir.

47 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
a- Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek: - Göreve sarhoş gelmek: İhtiyari sarhoşluk durumunda memura fiilin ağırlık derecesine göre 1-3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilir. Burada memurun sarhoş olduğunu bile bile göreve gelmesinde kastının olup olmadığı önem taşımaktadır. - Görev yerinde alkollü içki içmek: Burada sarhoş olunsun yada olunmasın içki içilmiş olunması yeterlidir. Ayrıca içilen içki alkollü olmalıdır. b- Özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek: Bu suçun teşekkül edebilmesi için, göreve gelmeme fiilinin; - Özürsüz, - Kesintisiz olması, - İki günden fazla, on günden az olması, gerekir. Memurun özrü olmamakla beraber devamsızlık, birer ikişer gün şeklinde kesik kesik olmuşsa bu fıkrada belirtilen suç oluşmaz. Devamsızlık süresi 3-9 gündür. Dokuz günü geçen devamsızlık için memurun görevden çekilmiş sayılma işlemine tabi tutulması gerekir.

48 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
c- Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak: DMK’nun 9 uncu maddesinde “Devlet memurlarının doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve almaları yasaktır” denilmektedir. Bu durumda suçun teşekkülü için memurun, Görevle ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamış bulunması gerekmektedir. Örnek olarak şu Yargı kararı verebilir: «Davacının kurum aracını izinsiz kullanma, resmi otoya ait garajı özel otosu için kullanıp bu konuda resmi otoya gerekli özeni göstermeme, fazla çalışma yapmadığı dönemi için fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirme gibi fiillerin sübut bulunması karşısında verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık görülmemiştir.»

49 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
d- Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak: Fıkrada astın üstüne ve üstünde astına karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmasından bahsedilmektedir. Bu durumda iki ayrı suç düzenlenmiştir. -Amirin, maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapması, -Astın amirine karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapması e- Görev yeri sınırları içerisinde herhangi bir yeri toplantı tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak: DMK’nun md.125/C-f de bu suç “yardımcı olmak” şeklinde düzenlenmiş iken; burada memurun durumu artık bizzat fiili icra eden veya icra ettiren şeklindedir.

50 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
f- Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek: Fıkrada “rapor” denilerek herhangi bir sınırlama yapılmamıştır, böylece her türlü rapor fıkra kapsamına dahil edilmiştir. Ör: doktor raporu, sosyal inceleme raporu, teftiş raporları vs. Fıkrada sadece gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek belirtilmiştir. Dolayısıyla böyle bir rapor ve belgeyi kullanmak fıkra kapsamı dışındadır. Sahte belge düzenlemede ise memur, evrakı düzenlemesi sırasında cereyan etmiş olayları, söylenen sözleri gerçeğe aykırı bir şekilde yazmaktadır. Belgeden kast olunan şey resmi evraktır. İdare hukukçuları arasında çoğunlukta olan görüşe göre, resmi evrak, bir memur tarafından kamu görevi dolayısıyla ve görevi gereğince düzenlenmiş bulunan belgelerdir. g- Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak: Ticaret yapmak veya diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı DMK’nun 28 inci maddesinde "yasaklar" bölümünde düzenlenmiştir. Devlet memurları ticaret yaparken, genellikle çocuklarının veya eşlerinin adını kullanmakta ve soruşturma aşamasında da bunların isimlerini vermekte ve vergi kayıtlarını, sicil kayıtlarını göstermektedirler. Ancak bu durumda memurun beyanına itibar etmekten başka yapacak bir şey yoktur.

51 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
h- Görevin yerine getirilmesinde; dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı yapmak, kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak: Anayasanın 10 uncu maddesine göre, herkes, dil ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Anayasada belirtilen bu ilke ile idare ile ilişkide bulunan vatandaşların, idare tarafından kendilerine eşit muamele yapılmasını istemeleri kadar doğal bir hak yoktur. DMK' nun 7. maddesinde de Anayasaya paralel bir düzenleme vardır. Devlet memurlarının siyasi partilere üye olamayacakları belirtildikten sonra madde şöyle devam etmektedir: Herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar, görevlerini yerine getirirken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.

52 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
j- Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak: DMK’nun 14 üncü maddesinde "mal bildiriminde bulunmak" memurun ödev ve sorumlulukları arasında yer almıştır. Bu sorumluluğu yerine getirmeyen memur hakkında ise bu bent uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilecektir. DMK’ nun 14 maddesinde Devlet memurlarının "kendileriyle eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunla yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler" denilmek sureliyle memurun ödevlerinden sayılmıştır. DMK.’ nun 14 maddesinde "özel kanundan" söz edilmekledir. Özel kanun tarihinde yürürlüğe giren 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanundur. k- Açıklanması yasak bilgileri açıklamak: Memur, görevi vesilesiyle bir takım bilgiler öğrenir. Bu bilgilerin bazıları “sır” nitelikte olup bunların saklanması gerekmektedir. Gerçekten Devlet memurları, kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın izni olmadıkça açıklamaları yasaktır (md.31) Bu disiplin suçunun oluşması için ilk başta açıklanması yasaklanan bilgilerin bulunması gerekir. Böylesine yasaklanmış bilgilerin memur tarafından, açıklanması gerekmeyen kişilere açıklanması da ikinci şart olarak görülmektedir.

53 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
l- Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek: Memurun; - Amirine hakarette bulunması veya tehdit etmesi, - İş arkadaşlarına hakarette bulunması veya tehdit etmesi, - İş sahiplerine hakarette bulunması veya tehdit etmesi. Amirin, - Maiyetindekilere hakarette bulunması veya tehdit etmesi, - Aynı düzeydeki iş arkadaşlarına hakarette bulunması veya tehdit etmesi, m- Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek: İncelenen fıkrada sözü edilen suçun işlenebilmesi için memurun "diplomatik statüde" bulunması gerekmektedir.

54 KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
n- Verilen emir ve görevleri kasten yapmamak: Devlet memurları, DMK'nun 11 inci maddesinde belirtildiği üzere “kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirleri tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdürler.” Bent, "kasıtlı olarak" emirleri yapmamayı düzenlemiştir. Bu itibarla memurun ilk emre karşı Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmeliklere aykırılık ileri sürmesi suç sayılmaz. Ancak emir yazılı olarak tekrarlandığı halde memurun emri yapmaması kasten emirleri yapmamak anlamına gelir. o- Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak: DMK'nun 7 nci maddesinde Devlet memurları, "herhangi bir siyasi parti yararını veya zararını hedef tutan davranışta bulunamazlar” denilmektedir. Burada memurun fiili münhasıran siyasi partiye yönelik olmalıdır. Ancak işlenen fiil siyasi olmamalıdır; çünkü siyasi nitelikli faaliyetler sonuç itibariyle bir siyasi partinin yararına veya zararına olsa bile daha ağır nitelikte disiplin suçu sayılmış ve kanunda ayrıca düzenlenmiştir.

55 DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARILMA CEZASI
657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin (E) bendinde Devlet memurluğundan çıkarma, bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmak şeklinde tarif edilmiştir Devlet memurluğundan çıkarma ile memurluk statüsü sona ermektedir. Adı geçen Kanunun 98 inci maddesine göre memurluktan çekilme veya çekilmiş sayılma, isteğe bağlı olarak emekliye ayrılma durumlarında da memurluk statüsü sona ermektedir. Ancak bu hallerde tekrar statüye dönme mümkün iken Devlet memurluğundan çıkarma halinde statüye dönme mümkün olamamakla ve etkisini sürekli olarak göstermektedir. Çıkarma, en ağır suçlara tatbik edilen bir müeyyidedir Çünkü etkileri şiddetlidir. Bir daha statüye dönüş yolunun kapalı olması yanında memur için hem maddi hem de manevi yönden yıkım sayılacak sonuçları vardır. Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir. Ayrıca DMK' nun 127 inci maddesine göre memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

56 DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
a- İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, İşi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak: b- Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunların kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek: Konuyu ikiye ayırarak incelemek daha uygun olacaktır. - Yasaklanmış her türlü yayını basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek: Burada mühim olan nokta; gerçekten yayının yasaklanmış olup olmadığıdır. - Siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunların kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek: Burada ise siyasi ve ideolojik amaçlı bildiri, afiş ve benzerlerinin olması kafi gelip ayrıca bunların yasaklanmış olması şartı aranmamalıdır.

57 DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
c- Siyasi partiye girmek: 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunun 11/a maddesine göre ‘... kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri yaptıkları hizmet bakımından isçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri siyasi partilere giremezler’ DMK'nun 7 inci maddesinde Devlet memurlarının siyasi partilere üye olamayacakları belirtildikten sonra buna uymamanın müeyyidesi de bu fıkrada gösterilmiştir. d- Özürsüz olarak, bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek: 20 gün devamsızlığın gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanmasında diğer devamsızlık suçlarında değinildiği gibi hafta sonu tatillerinin sayılmaması, bayram tatillerinin sayılmaması gerekir. Danıştay tarafından verilen bir kararda söyle denilmektedir. «657 sayılı Kanunun 125/E-d maddesine göre bir yılda toplam özürsüz olarak 20 gün göreve gelmemek Devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiriyorsa da, devamsızlığın sonunun tatil olan cumartesi ve pazar günlerine rastlaması ve ilgilinin tatil günlerinden sonraki iş gününde göreve başlanması nedeniyle devamsızlığın 20 gün olarak kabulüne olanak bulunmadığı»

58 DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
e- Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda Amirinin verdiği görev veya emirleri yapmamak: Bu fıkrada dikkat edilmesi gereken noktada; amirin verdiği görev veya emir doğrudan doğruya Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin olmalıdır. f- Amirine ve maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak: Fiili tecavüzden anlatılmak istenen müessir fiildir. Fiili tecavüz “kaba muamele” veya “saygısızca hareket” sayılamayacak derecede ağır hareketlerdir.

59 DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
g- Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak: Fıkranın uygulanmasında en önemli nokta yüz kızartıcı hareketlerin neler olduğunun tespitidir. Çünkü Ceza Kanununda yüz kızartıcı suçların tanımı yapılmamıştır. DMK’nun 48 inci maddesinde yüz kızartıcı suçlar olarak zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçları yüz kızartıcı suçlar olarak sayılmış ve bu sayma sonunda "gibi" sözcüğü kullanılarak bu saymanın tahdidi olmadığı ve benzer suçların da yüz kızartıcı suçlardan sayılabileceği anlamına gelen bir düzenleme mevcuttur. Fıkrada ayrıca utanç verici hareketlerden de söz edilmektedir. Böylece yüz kızartıcı suç sayılmamakla birlikle utanç verici suçlardan sayılan hareketlere de Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilecektir. Utanç verici hareketler, toplumda yerleşmiş yüksek ahlaki değerlere tezat olan, adap ve aile düzenini tahribe yönelik olan cürümlerdir. Bu cürümler T.C.K.’ nun genel adap ve aile düzenine karşı cürümler şeklinde ayrı bir bapta düzenlenmiştir.

60 DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİL VE HALLER
h- Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak: DMK’nin 31 inci maddesine göre Devlet memurları, kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri, görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasaktır. i- Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek: İdeolojik ve siyasi eylemlerden arananlara yataklık yapan Devlet memurlarına, bu yataklık eylemini görev mahallinde yapmaları şartı ile bu fıkra uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılma cezası verilecektir j- Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak: D.M.K.’ nun 9 uncu maddesinde yurt dışında davranış ile ilgili kurallar getirilmiş ve bu kurallara uymamanın müeyyidesi ise incelediğimiz fıkra hükmünce cezalandırmaktadır. k sayılı Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında Kanuna aykırı fiilleri işlemek: 5816 sayılı Atatürk Aleyhine işlenen Suçlar Hakkında Kanunun l maddesinde, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven, Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimselerin cezalandırılacakları belirtilmiştir. Bu suçlardan herhangi birini işleyen memur hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacaktır.

61 DMK’DE DÜZENLENEN DİSİPLİN CEZALARI
Disiplin Kararını Vermeye Yetkili Âmir veya Kurullar Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından, Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ise, memurun bağlı bulunduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ise amirlerin bu yoldaki istekleri üzerine yüksek disiplin kurulu kararı ile verilmektedir.(657 sayılı DMK md126)

62 DİSİPLİN HUKUKUNDA TEKERRÜR UYGULAMASI
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/2 maddesine göre, tekerrür dolayısıyla hakkında soruşturma yürütülen memura iki hâlde fiilinin gerektirdiği cezanın bir derece ağırı olan disiplin cezası verilmektedir. Tekerrür uygulaması takdire bağlı değildir, şartları varsa uygulanması zorunludur. Disiplin cezasının verilmesine sebep olmuş bir fiil veya hâlin özlük dosyasından silinmesine ilişkin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun maddesinde belirlenen süreler içinde tekrarı hâlinde (ikincisinde) bir derece ağır ceza verilecektir. Aynı derecede disiplin cezasını gerektiren fakat ayrı fiil ve hâller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında da bir derece ağır ceza verilecektir. UYARI: Muhakkiklerin yapmış oldukları soruşturma sonucunda düzenledikleri raporlarda, doğruluk kazandığı kanaatine vardıkları fiilin karşılığı olan disiplin cezasını teklif edebilecekleri, tekerrür hükmünün ilgili hakkında getirilen teklifi değerlendirecek disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından dikkate alınacağı unutulmamalıdır.

63 DİSİPLİN HUKUKUNDA TEKERRÜR UYGULAMASI
Bu süreler; •Uyarma ve kınama cezalarında 5 yıl, •Aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında 10 yıldır Her iki tekerrür hâlinde de tekerrüre esas alınan disiplin ceza ya da cezalarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 135. maddesinin 2. fıkrası anlamında kesinleşmiş olması gerekir. Dolayısıyla disiplin cezasına itiraz edilmemesi durumunda, 7. günü takip eden günden; itiraz edilmesi hâlinde ise itirazın reddini takip eden günden itibaren işleyeceği yeni disiplin suçu için bu ilk disiplin suçu tekerrüre esas olacaktır. Tekerrür uygulamalarında tekerrüre esas alınan disiplin ceza ya da cezalarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/3 maddesi gereğince bir alt disiplin cezasına indirilmiş olması tekerrüre esas alınmasına engel olmaz, zira anılan kanunda, cezanın tekerrürü değil fiil veya hâlin tekerrüründen bahsedilmiştir. Ayrıca önceki cezanın affedilmesi de tekerrürün uygulanmasına engel teşkil etmez

64 DİSİPLİN HUKUKUNDA TEKERRÜR UYGULAMASI
“... Daha önce disiplin cezası almış olduğu suçu tekrar işlemeyip, başka bir disiplin suçu işlediği tespit edilen ilgiliye, tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle bir üst ceza verilemeyeceği...” (Danıştay 10. Dairesi'nin 29/03/1990 tarihli 1988/1946 esas, 1990/720 sayılı kararı) "... Cezaya esas olmuş fiil ve hâlin, cezanın kesinleşmesinden itibaren, bu cezanın sicilden silinme süresi içerisinde yeniden tekrar edilmesi şartının gerçekleşmemesi durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağı...« (Danıştay 12. Dairesi'nin 07/03/2011 tarihli ve 2008/6615 esas, 2011/967 sayılı kararı) "...Cezaların tekerrüründen değil, disiplin cezalarının verilmesine sebep olunmuş, fiil veya hâllerin tekerrüründen bahsedildiğinden, söz konusu fiil ve hâller nedeniyle verilen disiplin cezaları affedilmiş olsa bile ilgiliye tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği..." (Danıştay 12. Dairesi'nin 08/11/2000 tarihli ve 2000/3109 esas, 2000/3834 sayılı kararı

65 Disiplin Soruşturmasında Bir Alt Ceza Uygulaması Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan, ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir. Bu konuda takdir yetkisi disiplin cezasını veren âmir ya da kurula aittir. İndirim yapılmayan durumlarda kararda gerekçesi açıklanır. "... Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurulların; öncelikle, ilgililerin geçmiş hizmetleri ile sicil durumlarına göre, bir alt ceza ile cezalandırılıp cezalandırılmayacağı konusunda bir değerlendirme yapmaları ve bu değerlendirmenin sonucuna göre ceza vermeleri gerektiği..." (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 22/02/2007 tarihli ve 2005/374 esas, 2007/103; 21/04/2011 tarihli ve 2007/1200 esas, 2011/268 sayılı kararı)

66 Disiplin Soruşturmasında Bir Alt Ceza Uygulaması Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve hâller bakımından alt ceza uygulaması yoluyla aylıktan kesme cezası verilmesi, disiplin âmirinin değil, Bakanlık Disiplin Kurulu'nun uygun görüşünü almak kaydıyla atamaya yetkili âmirin yetkisindedir. Disiplin âmiri tarafından bu şekilde verilecek aylıktan kesme cezaları, yetki yönünden sakat olacaktır. Tekerrür ve alt ceza uygulaması açısından önemli bir nokta şudur ki; tekerrür uygulaması sonucu bir üst disiplin cezası verilen durumlarda, artık alt ceza indirimi imkânı yoktur.

67 DİSİPLİN CEZALARINDA AF
1) Genel Af: Genel affın disiplin cezaları üzerindeki etkisi, kanunda açıklık olup olmamasına göre değişiklik gösterir. a) Eğer, genel af kanununda disiplin cezaları bakımından açıklık yoksa, genel affın disiplin cezalarına etki etmeyeceği kabul edilmelidir. Buradan hareketle, bu türlü bir aftan sonra ceza soruşturması ve diğer işlemler ortadan kalksa bile, disiplin işlemlerinin devam etmesi gerekeceği açıktır. b) Genel af kanununda açık hüküm bulunabilir. Bu durumda, genel affın disiplin cezalarına tesir edeceği veya etmeyeceği belirtilmiş olur. 2) Özel Af: Ceza hukuku alanındaki özel af, sadece cezayı etkileyeceğinden, disiplin suçları üzerinde bir etki yapmaz. 3) Disiplin Affı: Disiplin affı, yasa koyucunun iradesine göre çizilmiş sınır ve koşullarda uygulanır.

68 GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA
Görevden uzaklaştırma, memurlar hakkında gerek Türk Ceza Kanununa göre, gerek disiplin hükümlerine göre, soruşturmanın sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için başvurulan geçici bir önlemdir. Bu önlem 657 sayılı yasanın maddelerinde yer almıştır. 137 nci madde de görevden uzaklaştırmayı “ihtiyati tedbir” niteliğinde bir uygulama olarak kabul etmiştir. Bir memurun görevden uzaklaştırılabilmesi için “Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülmesi” gerekir. Bu koşulların bir arada bulunması, görevden uzaklaştırma için gereklidir. Ortada herhangi bir sebep yok iken sırf “görevi başında kalması sakıncalı” diye bir memuru görevinden uzaklaştırmak olağan dışıdır. Ancak; görevden uzaklaştırma önleminin alınabilmesi için ortada disiplin veya TCK’ye göre soruşturma yapılmasını gerektiren bir olayın bulunması gerekir.

69 Ortada görevle ilgili olsun veya olmasın cezai veya disiplin soruşturmasını gerektiren bir olayın olmaması halinde görevden uzaklaştırma önlemi alınamaz. Görevden uzaklaştırma önlemi, şu eylemler nedeni ile alınabilir. a) Disiplin Cezası uygulaması nedeni ile görevden uzaklaştırma: Disiplin kovuşturması nedeni ile görevden uzaklaştırma önlemi en çok 3 ay devam edebilir. Hangi disiplin suçlarında bu önlemin uygulanacağı konusunda açıklık yoktur. Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde görevi başında kalmasında sakınca yaratan disiplin cezasını gerektiren eylemler konusunda taktir yetkili amirlere bırakılmıştır. konunun soruşturma yapanlar tarafından etraflıca incelenerek güçlü kanıtlara dayandırılması ve memurun görevi başında kalmasında sakıncalı olduğu kanıtlanmalıdır. Bu konuda keyfi uygulamalara meydan verilmemesi, memurun bu nedenle zarara uğramasını önlemek amacıyla görevden uzaklaştırma önleminin en çok 3 ay devam edeceği bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği taktirde görevine başlatılacağı zorunluluğu yasal olarak getirilmiştir.

70 Görevden Uzaklaştırma Önleminin Alınabileceği Eylemler
b) Görevle ilgili suçtan dolayı yapılan veya yapılacak olan ceza kovuşturması nedeniyle görevden uzaklaştırma: 1- Memurların yargılanmalarına ilişkin yasaya göre yapılan cezai kovuşturması, memurların görevlerinden doğan suçlarının herhangi bir nedenle öğrenilmesi halinde genel olarak haklarında, memurların yargılanmalarına ilişkin yasaya göre ön inceleme yapılır. Bu yasaya göre hakkında ön inceleme yapılan memur incelemenin herhangi bir safhasında görevinden uzaklaştırılabilir. 2- Özel yasaların verdiği yetkiye dayanarak, Cumhuriyet Savcıları tarafından yapılan cezai soruşturmaları nedeni ile görevinde kalması sakıncalı görülen memur görevinden uzaklaştırılabilir. 3- Görevden uzaklaştırma önlemi “memuriyet ve görevle ilgili olmayan bir suçtan” dolayı organlarınca yapılan cezai kovuşturma nedeni ile alınabilir.

71 GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMAYA YETKİLİ OLANLAR
Görevinden uzaklaştırma önlemi; Atamaya yetkili amirler, Müfettişler, Valiler Kaymakamlar tarafından alınır. Bu konu 657 sayılı Kanunun 138 inci maddesinde açıklığa kavuşturulmuştur.

72 KARAR VE TEBLİĞ Devlet Memurları Kanununun 128 inci maddesinde disiplin soruşturmalarının hangi sürelerde karara bağlanacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının soruşturmanın tamamlanmasından itibaren 15 gün; kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının dosyanın ilgili disiplin kuruluna gelmesinden itibaren 30 gün; memurluktan çıkarma cezalarının ise soruşturma dosyasının yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren 6 ay içerisinde karara bağlanması gerekmektedir. Danıştay tarafından verilmiş bulunan çeşitli kararlarda, iki yıllık genel zaman aşımını geçmemek koşuluyla bu süreler geçirilerek verilen cezaların geçerli olacağı vurgulanmıştır. Danıştay, zamanında karar vermeyen amirler ile disiplin kurulu üyelerinin, cezai ve disiplin yönünden sorumluluğunun aranabileceğine de işaret etmektedir. Devlet Memurları Kanununda verilen kararların tebliğine ilişkin herhangi bir hüküm yer almamıştır. Buna karşılık Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 15 inci maddesindeki düzenlemeden bu sürelerin, kararın verilmesinden itibaren 15 gün olduğu anlaşılmaktadır.

73 DİSİPLİN KARARINDA KANUN YOLU VE SÜRELERİ
Disiplin Kararında Kanun Yolu ve Sürelerinin Gösterilmesi Zorunludur! Anayasamızın 40/2 maddesi gereğince, disiplin kararlarında disiplin cezası verilen memura yasa yolları ve sürelerinin bildirilmesi gerekir. Kararda, disiplin cezası verilen memur tarafından; •Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı Bakanlık Disiplin Kurulu'na, •Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı Yüksek Disiplin Kurulu'na, Kararın tebliğinden itibaren 7 (Yedi) gün içinde itiraz edilebileceği gibi; 60 gün içinde doğrudan idarî yargıya başvurulabileceği; •Devlet memurluğundan çıkarma cezasına karşı ise, itiraz yolu bulunmadığından kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde idarî yargıya başvurulabileceği belirtilir. "... Disiplin cezası kararlarında itiraz ve yargı yolunun gösterilmesinin zorunlu olduğu..." (Danıştay 12.Dairesi'nin 18/02/2013 tarihli ve 2011/3449 esas, 2013/641 sayılı kararı)

74 MUHAKKİKLERİN SORUMLULUĞU
Soruşturma yapan muhakkikin keyfî olarak veya garez yahut kin dolayısıyla hakkında soruşturma yapılan memurun yarar ve zararını hedef alan davranışlarda bulunduğunun anlaşılması halinde, disiplin cezası ile cezalandırılması ve hakkında ceza davasının açılması gerekir. Muhakkiklerin yürüttükleri araştırma ve soruşturma görevlerine ilişkin yaptıkları işlemlerde sorumlulukları bulunmakla birlikte belge ve bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda kanaatin ortaya koyulmasına bağlı olarak muhakkiklerin kanaatlerinden dolayı sorumlu tutulamayacağına ilişkin yargı kararları mevcuttur.

75 TEŞEKKÜR EDERİZ «Doğruluk, dilin değil gönlün konuşmasıdır.»
Dr. Münir DERMAN(k.s.) Hakan AYDIN K.Gürsoy SÜLEK Denetçi Denetçi


"DENETİM HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları