Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SALİM SELVİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SALİM SELVİ."— Sunum transkripti:

1 SALİM SELVİ

2 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Kişi ve toplum saadetini her asırda sağlayacak olan temel ilkeler, en özlü biçimde Asr suresinde yer alır. Mekke döneminde ve peygamberliğin ilk yıllarında inen bu sure, kısa olmakla beraber Kur'an çağrısının hedefini ve ondaki bütün hakikâtlerin özetini içerir; kapsamlı ve kısa sözün de benzersiz bir örneğini oluşturur.

3 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Bunun için İmamı Şafii: "Başka bir şey inmeseydi Kur'an'da bu sure insanlara yeterdi" demiştir.

4 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Allah Tealâ önceki surede dünya işleri ile meşgul olup, onlar üzerinde yoğunlaşmanın zemmedildiğini açıklamış, bu surede ise kişiye yönelik olarak meşgul olunması gerekenin iman ve salih amel; topluma yönelik olarak da hayırları tavsiye etmek, nefs yasaklardan ve masiyetlerden alıkoymak şeklinde beyan etmiştir.

5 Tavsiye ve nasihat içeriklidir. Âkif bu durumu şöyle anlatır:
“İman, amel-i salih, hakkı bilip hakkaniyet içinde bulunma ve sabredip sabır tavsiyesini paylaşma” Ashab bir araya geldiklerinde bu sureyi okumayı adet haline getirmişti.. Tavsiye ve nasihat içeriklidir. Âkif bu durumu şöyle anlatır: “Hani Ashab-ı Kiram ayrılalım derken, Mutlaka sûre-i ve’l-Asrı okurlarmış,neden? Çünkü meknûn o büyük surede esrar-ı felâh, Başta iman-ı hakiki geliyor, sonra salâh, Sonra hak, sonra sebat, işte kuzum insanlık. Bu dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık.”

6 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Yüce Allah diğer bazı surelerde olduğu gibi, Asr suresine de yeminle başlıyor ve asra yemin ediyor. O'nun bu yemininden maksat, üzerine yemin ettiği varlıkla ilgili olarak insanların yanlış düşüncelerini düzeltmek ve yeminden sonra gelen ifadenin önemine dikkatlerini çekmektir.

7 Fesat, fenalık ve kötülük zamanda değil, insanların bizzat kendi yanlış düşünce, tercih ve davranışlarındadır. Asrın, zamanın herhangi bir ayıbı, kusuru ve zararı yoktur. O, Allah’ın kullarına bahşettiği en değerli nimetlerinden bir nimettir. Buna rağmen İnsanlar zaman nimetinin kadrini ve kıymetini bilip, onu en iyi ve verimli bir şekilde değerlendirmezlerse, hem dünyada hem de ahirette zarar ve ziyan içinde olurlar.

8 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Müfessirler ayette yer alan “asr” kelimesini, yüzyıl, ikindi vakti, ikindi namazı, mutlak zaman, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in asrı ve âhir zaman gibi farklı şekillerde tefsir etmişlerdir. “Asır”, bütün bunları kapsamakla birlikte; surenin mesajına ve muhtevasına en uygun olanı “mutlak zaman” anlamıdır. İnşirâh sûresinden sonra Mekke'de inmiştir. 3 (üç) âyettir.

9 وَالْعَصْرِ Ayette geçen "Asır" kelimesi, Abdullah b. Abbas tarafından "Gündüzün bir bölümü", Hasan-i Basri tarafından "Günün son yansı" şeklinde izah edilmişse de Taberi´nin de tercih ettiği görüşe göre bu kelimeden maksat "Mutlak zaman" demektir. Allah Teala burada zamana yemin etmektedir. Bu ifadenin içine gündüz de gece de girmektedir.

10 وَالْعَصْرِ Ey Muhammed asr’a yemin olsun ki her insan mutlak bir zarar içindedir.Çünkü insanın sermayesi ömrüdür, o ise her nefes ile tükenmekte ve hesap yaklaşmakyadır. Zaman çok kıymetlidir, insan değerlendirilirse kazanır, değerlendiremez gaflete düşerse kaybeder. -Hz.Peygamberin doğup yaşadığı asr-ı saadetine -Kur’an’ın nazil olduğu asır ve o asrın muhatapları. -Dar vakite yeminle, az söylenmiş çok kastedilmiş.

11 وَالْعَصْرِ Bir Arap şairi de:
"Zamanı bir gemi gibi görüyorum, bizimle ölüme doğru akıp gidiyor, fakat hareketlerini göremiyoruz.” Zaman, böyle varlıkla yokluk arasında iyi ve kötü, nimet ve bela, genişlik ve darlık, sıhhat ve hastalık, zenginlik ve fakirlik, kâr ve zarar gibi zıtları toplayan, türlü şaşılacak şeyleri içermesi itibarıyla önemine binaen ona yemin edilerek onun içinde bulunan insanın zarar veya kazanç açısından durumlarına dikkat çekilmiştir.

12 وَالْعَصْرِ -Bir Alim: “Başımda o kadar büyük bir dert var ki başka şey aklıma gelmiyor -Ahireti kazanma ve kaybetme davası.”

13 "sermayesi her an azalan bu zata acıyın."
Fahreddin-i Razi (Rahmetullah'ı aleyh) tefsirinde diyor ki; "ben zamanın değerini pek anlıyamazdım. "Vel-Asr " suresini okurdum da manayı gönlüme yer ettiremezdim. Bir gün çarşıda buz satıcısı gördüm. Şöyle bağırıyordu; "sermayesi her an eriyen bu zata acıyın." Ömür sermayesi her nefeste eriyor. Nasıl ki buzun üzerine sıcak nefesinizi üfürdüğünüzde buzu eritiyorsunuz, aynı şekilde çıkan ve giren her nefeste sizde eriyorsunuz. Öyleyse bu nefesler boşa gitmemeli. Bu nefeslerle bir şeyler kazanılmak ve ahirette Allah'ın (c.c) huzurunda bu nefeslerle kazandığımız sevabın mükafatım görmeliyiz.

14 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Ziya Paşa'da; -Dehrin ne safa var sim üzerinde – İnsan bırakır hepsini hıyn-i seferinde demiş. Yani bu çağın içerisinde altın kazanmışsın gümüş kazanmışsın, ipekler giymişsin ne fayda var. Bir gün bir sefer başladığında bunların hepsini geride bırakıp gideceksin diyor.

15 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
İnsana verilen ömür de buz gibi her saniye erimektedir. Eğer insan, ömrünü ziyan eder, maddî ve manevî herhangi bir şey kazanmaz veya ömrünü yanlış yerlerde tüketir ve böylece zaman israfında bulunursa, bu durum insanın hüsranına neden olur.

16 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Kur’an-ı Kerim, zaman üzerinde dikkatleri canlı tutmak için, bu surede olduğu gibi, diğer sure ve ayetlerde de zamanı hatırlatan tabirleri sıkça kullanır. Değişik ayet ve hadislerde yıllık, aylık, haftalık ve bilhassa günlük hayatın tanzimiyle ilgili detaylı bilgilere yer verilir. Her çeşit farz, vacip ve nafile namazlar da zaman tanzimine yönelik gâyeler taşırlar. Böylece ‘yüce dinimiz İslâm, emirlerinin büyük çoğunluğuyla, insana zamanı azamî ölçüde değerlendirmeyi öğretmektedir’ diyebiliriz.

17 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
İnşirah suresinde de; “Kolaylığın zorluktan sonra geleceği” bildirildikten sonra:  فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ (İNŞİRAH SURESİ – 7. AYET)   “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul!” buyrularak; bir ibadetten, bir vazifeden, bir işten boşalınca, iş bitti diye oturmadan, diğer bir iş veya hizmet için kalkıp çalışılması ve böylece zamanın verimli bir şekilde değerlendirilmesi tavsiye edilmektedir.

18 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Cuma suresinde, zamanı verimli değerlendirmesiyle ilgili olarak bu prensip açıkça ortaya konulmuştur:  يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِفَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ: فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِن فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيراً لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki, kurtuluşa eresiniz.” (CUMA SURESİ - 9/10. AYETLER)

19 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Hz. Peygamber de hadis-i şeriflerinde insanları Allah’ın verdiği maddî ve manevî nimetlerin kıymetini takdir etmeye çağırırken; bunlar arasında zamanı özellikle zikreder: “İki nimet vardır ki, insanların bir çoğu bunların kıymeti hakkında aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin; Ölüm gelmeden önce hayatın, Hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin. İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin. Fakirlik gelmeden önce zenginliğin.”

20 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
قَالَ رَسُولُ اللّهِ: َ يَزُولُ قَدَمَا عِبْدٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتّى يُسْألَ عَنْ أرْبَعٍ: عَنْ عُمُرِهِ فِيمَا أفْنَاهُ، “Ahirette insan şu dört (beş) şeyden sorguya çekilmedikçe Allah’ın huzurundan ayrılamaz; ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini ne şekilde yıprattığından, malını (servetini) nereden kazanıp nerelere harcadığından ve bildikleriyle amel edip etmediğinden.”

21 قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ
Muhakkak ki, müminler kurtuluşa ermişlerdir. وَالَّذِينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ Ve o müminler ki, onlar, her lüzumsuz şeyden yüz çevirirler.

22 Zamanı durdurmak mümkün mü?
Değerli ilim adamlarından birisinin yanma bir başkası ziyarete gelmiş. Demiş ki, "Efendim sizinle görüşmek, konuşmak, hoşça vakit ge­çirmek istiyorum." O da demiş ki; "Dışarıya çık, güneşi durdur sonra gel, seninle hoşça bir vakit geçirelim." Her anın her zamanın kendisine has işi vardır. Şimdi sen geleceksin beni meşgul edeceksin, meşgul ettiğin zaman içerisinde okuyacağım kitabı bir daha okuyamam." Ama efendim ben gittikten sonra okursun" Sen gittikten sonraki zamanın kendine has işi var," diyor.

23 إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ
İkinci ayette de, zaman bilincinden yoksun insanın, evrensel boyutlu yanılgısına, hüsran ve kaybına vurgu yapılır. Hüsran, "dünya ve ahiret saadetinden mahrum kalıp ziyana uğramak" demektir. Demek ki hüsran, ömrün boşa gitmesi, nefsin helâk, malın da telef olmasıdır.

24 إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا
Üçüncü ayette ise, hüsrandan kurtulmanın yolu gösterilir ve toplum saadetinin temel ilkeleri belirtilir.

25 إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا
Ayetin beyanına göre hüsrandan kurtulmanın ilk şartı, imandır. Bundan maksat, Allah'a ve O'nun vahyettiklerinin doğruluğuna inanıp hayatı tevhide ayarlamaktır. Kur'an'ın temel tezi, İslâm'ın özü olan tevhid ilkesidir. Bu ilke, dinin tamamına inanmayı ve onu bölmeden yaşamayı ifade eder. Bu yüzden tevhid inancı, insan davranışlarının kesin belirleyicisidir ve onlara anlam kazandıran en üstün değerdir.

26 وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ
Makbul ve muteber iman da amel ile ispat edilen imandır. İmanı ispat eden eylem ise, salih ameldir. Bunun için ayette, hüsrandan kurtulmanın ikinci şartı olarak salih amel zikredilmiştir. İslâm'ın iyi, doğru ve faydalı gördüğü, yapılmasını istediği ve sevab kazanmaya vesile saydığı bütün işlere salih amel denir.

27 وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ
Salih ameller başında farz ibâdetler gelir. Çünkü Cenâb-ı Hak kullarını kendi rahmet ve gufranına, inayet ve nusratına ancak bu ibâdetlerlerle davet etmiştir. Nitekim kutsi hadîste şöyle buyurulmaktadır: «Kulum en çok kendisine farz kıldığım ibâdetle bana yaklaşır ve o durmadan nafile ibadetlerle de bana yakınlığı artırır..» O bakımdan kitap ve sünnette nerede imândan söz ediliyorsa, arka­sından sâlih ameller anılıyor.

28 وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ
Güzel ameller işleyenlerdir. Bunların imanları sâdece dillerinde ve gönüllerinde kalmamış, akıllarına, duygularına ve topyekün organlarına nüfûz etmiş ve davranışlarına yansımıştır. Yasaklanan şeylerden kaçınmışlar, tertemiz ve istikamet üzre bir hayat yaşamışlardır. İşlerine ve muâmelelerine hîle, hud'a ve riyâ karıştırmamışlardır.

29 Allah'ın emrettiği ve İslâm'ın esasları sayılan amel ve ibâdetler iki temel üzeredir.
1. Et-Ta'zim li-emrillâh; yâni Allah ile ilişkisinde kulluk bilinciyle hareket ederek ilâhi emirleri yüceltmek. Namaz ve oruç bu türden olup kulun gönül dünyasını imâra, imânını takviyeye ve ihsân kıvamında bir kulluğa ermeye yardımcı olur. 2. Eş-Şefekatü li-halkıllâh, yâni Allah'ın yaratıklarına şefkat ile muâmeledir ki, zekât ve sadaka bu türdendir. Hac'da ise ikisi birden yaşanmaktadır. Yâni hem ilâhî emirleri yüceltme, hem de yaratılanı Yaratanından ötürü sevme husûsiyeti birlikte idrak edilmektedir.

30 وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ
Hüsrandan kurtuluşun üçüncü şartı hakkı tavsiye etmektir. Bu ayette yer alan ve çeşitli anlamlarda kullanılan "hak" kelimesi, "gerçek, sabit, doğru ve varlığı kesin olan şey" anlamına gelir ve batılın zıddı olarak kabul edilir.10

31 وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ
Hak kelimesinin Kur'an'da geçen ve dikkat çeken belli başlı anlamları şunlardır: "Allah,11 Kur'an ve İslâm12, adalet,13 gerçeğe uygun söz14, aslına uygun bilgi ve inanç,15 kesin delil,16 vukuu kesin olan ölüm,17 ahiret,18korunması, gözetilmesi ve sahibine ödenmesi gereken maddi manevi değer19."

32 وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
Hakk'ı tavsiyeden sonra Hakk ile buluşan insanların bu güzelliği elinde tutabilmesi için ödeyeceği bir bedel vardır. O da sabırdır. Hakk'ı kabul ve ona itaat konusunda insanın karşılaşacağı en büyük engel nefsidir. Dünyanın çekiciliğine kolayca aldanan nefs, hevâsının baskısı sonucu Hakk'a teslimiyet ve bağlılıkta çoğu zaman bocalar ve Hakk'a itâat konusunda gevşeyebilir. Bu yüzden insanların birbirlerine uyarıları Hakk'a itâat ve Hakk'ı kabûl noktasında çok gereklidir.

33 وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
Hakk yolunda yürümek çok kolay bir iş değildir. Yerine göre mücâdeleyi, acı çekmeyi ve zorluklara katlanmayı gerektirebilir, Hakk yolunda güzel iş görmek, bu dünyada güzel işler yapmak ve bu uğurda can vererek Hakk'a şehid olarak kavuşmak en büyük saâdettir. Ancak bunların hepsi azim ve sabra bağlıdır.

34 وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
Efendimiz (a.s) şöyle buyurur: الصّبْرُ ثَلاَثَة فَصَبْرٌ عَلَى الْمَعْصِيَةِ وَصَبْرٌ عَلَى الطّاعَةِ وَصَبْرٌ عَنِ الْمَعْصِيَةِ فَمَنْ صَبَرَ عَلَى الْمعْصِيَةِ "Sabır üçtür: Musibetlere karşı sabır, taatte (kullukta) sabır, günah işlememekte sabır. 1- İbadet-u Taatte Sabır 2-masiyette Sabır 3-musibette Sabır 4-Dünyanın cazibeder güzelliklerine karşı sabır. 5-Zaman isteyen işlerde sabır.

35 وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
Efendimiz sabırla yoluna devam ediyor. Bir insan iman eder ve bu imanı; amel halinde elinde, gözünde, gönlünde bütün azalarında çiçek açacak olursa, her yerde Allah'ı insanlara anlatır, hak olan Kur'ân'ı öğretir ve İslâm'ı yaşamak için insanlara tavsiye ederse ve bu yaşantı içerisinde halelleri yaşamaya, haramlardan kaçınmaya, ibadetleri hakkıyla yerine getirmeye, yasaklardan kaçın­maya sabredecek olursa, işte bu insan hayatını kurtarmış, Allah'ın naim cennetlerini kazanmış, dünyada izzet ve devlet, ahirette de cenneti hak etmiş olur.

36 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
İman, güzel amel, Hakk'ı tavsiye ve sabrı tavsiye gibi dört önemli özelliği kendinde bulunduranların zamanın fitnelerinden, yaşadıkları çağın sıkıntılarından mutlak kurtuluşa erecekleri anlaşılmaktadır. İmam Şâfiî'nin bu sûre hakkında; "Kur'an'da bu sûreden başka birşey inmeseydi insanlara yeterdi" sözü bu sûrenin Kur'an'ın özeti olduğunu göstermektedir.

37 Zira Kur’an Hidayet Rehberidir.
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir.

38 ZAMANIN ÖNEMİ VE ASR SURESİ
Yüce Allah Asr suresinde insanlara şu gerçekleri duyurur: "Asr'a (zamanın akıp gidişine) and olsun ki, insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, doğru ve faydalı işler yapanlar, birbirlerine hakkı telkin ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır."


"SALİM SELVİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları