Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

YENİ TÜRK BORÇLAR KANUNU

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "YENİ TÜRK BORÇLAR KANUNU"— Sunum transkripti:

1 YENİ TBK ve TTK’NIN BANKACILIK UYGULAMALARI BAKIMINDAN GETİRDİĞİ YENİLİKLER Murat Haznedar

2 YENİ TÜRK BORÇLAR KANUNU

3 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nda Bankalar açısından en önemli hükümler; Genel İşlem Koşullarında ve Kefalet Sözleşmelerinde getirilen değişikliklerdir.

4 Kefalet Hükümleri Yeni Türk Borçlar Kanununun kefalet hükümleri (Md ) büyük ölçüde İsviçre Borçlar Kanunu’nda 1941 yılında yapılan değişikliklerden etkilenmiştir.

5 Kefalet Sözleşmelerinin Şekli (1)
Yeni TBK’na göre, kefaletin geçerli olabilmesi için; -Kefalet tarihinin, -Kefil olunan meblağın, -Müteselsil kefil olunduğuna ilişkin ibarenin, kefilin el yazısıyla sözleşmede yer alması zorunluluğu getirilmiştir. (TBK m.583) Dolayısıyla, okuma yazma bilmeyenlerin ve el yazısı yazamayacak şekilde uzuv kaybı olanların noter senedi ile olsa dahi kefil alınmasının hukuken mümkün olmadığı genel olarak kabul edilmektedir.

6 Kefalet Sözleşmelerinin Şekli (2)
Kefil olmak için vekalet verildiği durumlarda, kefalete ilişkin şekil koşullarının vekaletnamede bulunması gerekecektir. Bu durumda kefalet sözleşmesindeki el yazısı koşullarının vekil tarafından yerine getirilmesi gerekecektir. Müşterek imza ile temsil edilen şirketlerden alınan kefaletlerde, el yazısına ilişkin koşulun şirket yetkililerinden biri tarafından yerine getirilmesi yeterli kabul edilmektedir. Kefalete şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler gerçek kişiler tarafından kişisel güvence verildiği diğer durumlar için de geçerlidir.

7 Kefalet Sözleşmelerinde Eş Rızası (I)
Kefilin evli olması halinde kefaletin geçerli olabilmesi için kefalet sözleşmesinin imzalanmasından önce veya en geç imza anında eşin yazılı rızasının alınması zorunluluğu getirilmiştir. Kefalet sözleşmesinin imzalanmasından sonra muvafakat alınması mümkün değildir. Kefilin erkek ya da kadın olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Sadece kefil olma sırasında değil, kefilin durumunun ağırlaştırıldığı hallerde de eşin rızası gerekmektedir. (TBK m.584) Örneğin, borç tamamen sona ermeden bir kısım teminatlar serbest bırakılıyorsa, borçtan sair suretle sorumlu olanların yanı sıra kefillerin eşlerinden de rıza açıklaması almak gerekecektir. Eşlerden birinin asıl borçlu diğerinin kefil olduğu durumlarda da, kredi borçlusu eşten muvafakat alınması gerektiği genel olarak kabul edilmektedir.

8 Kefalet Sözleşmelerinde Eş Rızası (II)
Kişi kendi adına değil, vekil ya da temsilci olarak kefalet sözleşmesini imzalayacak ise vekilin ya da temsilcinin eşinin muvafakatine gerek yoktur. Bununla birlikte kollektif şirketler ve komandit şirketler şahıs şirketleri olduğundan, bir kollektif şirket ya da komandit şirket kefil olınıyorsa, kollektif şirkette tüm şirket ortaklarının komandit şirkette ise tüm komandite ortakların eşlerinin rızası alınacaktır. Mahkeme tarafından ayrılık kararı verilmiş ise ya da ayrı yaşama hakkı doğmuş ise muvafakate gerek bulunmamaktadır. Boşanma davası açılması eşlerin ayrı yaşama hakkının doğması anlamına geldiği kabul edilmektedir. Böyle bir durumda, boşanma davasını görmekte olan mahkemeden eşlerin ayrı yaşama hakları olduğuna dair yazı getirilmesi halinde eş muvafakati alınmasına gerek yoktur.

9 Kefalet Sözleşmelerinde Eş Rızası (III)
tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Kanun değişikliği ile eş muvafakati konusundaki istisnalar artırılmıştır; -Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, -Mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, -27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile , -Tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde, verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.

10 Eski Borçlar Kanunu Zamanında Alınan Kefaletlerin Durumu
Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihinden önce imzalanan bir sözleşmeye istinaden, tarihinden sonra kredi kullandırıldığında, bu sözleşmede yer alan kefaletlerin geçerli olup olmayacağı hukuken tartışmalıdır. (Yürürlük Kanunu m.4 Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.) Bu sebeple, tarihinden sonra, tahsisli limit içerisinde olsa dahi, yeni kredi kullandırımında yeni kanuna uygun sözleşme imzalatılması tedbirli bir davranış olacaktır.

11 Kefalet Sözleşmelerinin Süresi
Eski BK zamanından süresiz kefalet mümkün iken yeni TBK’nda kefaletin süresi gerçek kişilerde 10 yıl ile sınırlandırılmıştır. Kredinin vadesinin 10 yıldan fazla olmasının bir değişiklik meydana getirmediği genel olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, borçlu cari hesabı şeklinde işleyen kredilerde ve 10 yıldan uzun vadeli kredilerde bu kurala özellikle dikkat edilmelidir. En erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak şartıyla azami yeni bir 10 yıl için kefaletin süresi uzatılabilir. (TBK m.598) Başlangıç tarihine göre yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra ( tarihinden sonra) 10 yıllık süresini dolduracak kefaletler, kefalet tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle son bulacaktır. Yeni TBK yürürlüğe girmeden önce ( tarihinden önce) zaten10 yıllık süresini dolduran süresiz kefaletlerin tarihine kadar uzatıldığı genel olarak kabul edilmektedir. (Yürürlük Kanunu md.5/2)

12 Kefalet Sözleşmeleri-Kefillerin Kefaletten Rücu Etmesi
Kefilin kendisine tanınan haklardan önceden vazgeçemeyeceği kabul edildiğinden, kefaletten rücu etme hakkından sözleşmeyle önceden feragat etmesi artık mümkün değildir. Kefilin kefaletten vazgeçmesi ancak henüz borç doğmamış ve borçlunun ödeme gücünde azalma meydana gelmiş yahut asıl borçlunun mali durumunun kefilin iyiniyetli varsaydığından çok daha kötü durumda olduğu ortaya çıkmışsa ise mümkündür. (TBK m.599) Bununla birlikte, kefil tarafından, kefaletten vazgeçildiğinin yazılı olarak Bankaya bildirilmesi halinde, yeni kullandırılacak krediden kendisinin sorumlu tutulamayabileceği göz önünde bulundurularak yeni kullandırılacak kredi için mümkün ise yeni bir teminat arayışı içerisine girilmesi tedbirli bir davranış olacaktır.

13 Müteselsil Kefillere Doğrudan Başvurulamayacağı
Müteselsil kefile başvurabilmek için öncelikle ödemede geciken borçluya ihtar gönderilmesi zorunluluğu getirilmiştir. (borçlunun iflas etmiş olması veya hakkında aciz vesikası verilmiş olması halleri hariç) Borcun vadesinin önceden belli olması ihtar zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle, asıl borçlu ve müteselsil kefile birlikte kat ihtarı gönderilmesi uygulamasına son verilmesi gerekmektedir. Buna göre, önce asıl borçluya kat ihtarı çekilecek ve ödeme için süre tanınacaktır. Tanınan bu süreye rağmen ödeme gerçekleşmez ise müteselsil kefile ihtarname gönderilecektir. Ayrıca, alacağın güvencesini teşkil etmek üzere teslime bağlı taşınır rehni ve alacak rehni (örneğin mevduat rehni) alındığı durumlarda, bu rehinleri paraya çevirmeden müteselsil kefile başvuru imkanı bulunmamaktadır. (TBK m.586)

14 Müteselsil Kefillerin Borçtan Sorumluluğu
Müteselsil kefillere, ayni teminat (örneğin ipotek) göstermeleri halinde Hakimden mevcut rehinler paraya çevrilinceye kadar ya da asıl borçlu aleyhinde yapılan takip sonucunda kesin aciz vesikası alınıncaya kadar kendisine yöneltilen takiplerin durdurulmasını talep etme imkanı getirilmiştir. Sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise kefil artık kefil olduğu tarihten sonra doğacak olan borçlardan sorumlu tutulabilecektir. (TBK m.589)Bu nedenle, sonradan alınan kefaletlerde, kefalet tarihinden önce doğmuş bulunan borçlara da kefil olunduğu açıkça belirtilmelidir.

15 İpotek Resmi Senedi ile Kefil Olanların Durumu
İpotek resmi senetlerinin 5.maddesinde yazılı olan ipotek tutarı kadar ayrıca kefil olunduğuna ilişkin düzenleme tarihinden sonra imzalanan resmi senetler için geçersiz hale gelmiştir. Bu nedenle, ipotek verenin aynı zamanda kefil olunması isteniliyorsa kredi sözleşmesine imzalarının alınması gerekecektir. Bununla bağlantılı olarak, malikleri birbirinden farklı olan birden fazla taşınmazın aynı borç için ipotek alınabilmesi artık ipotekli gayrimenkul maliklerinin aynı zamanda kredi sözleşmelerini kefil olarak imzalamış olmaları halinde mümkün bulunmaktadır. Aksi takdirde, her taşınmaz ayrı resmi senetlerle ipotek alınmalıdır.

16 Genel İşlem Koşulu Hükümleri
Genel işlem koşulları Avrupa Birliği ülkelerinin büyük çoğunluğunda sadece tüketici kredilerinde kabul edilmiştir. Türkiye’de de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6. maddesinde 2003 yılında yapılan bir değişiklik ile genel işlem koşulları düzenlenmiştir. Yeni Türk Borçlar Kanununda ilk defa kabul edilen genel işlem koşulları (Md.20-25) ile ilgili gerekçelerde, Alman Medeni Kanunundan esinlendiği belirtilmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri arasında tüketici kredileri ile sınırlı olmaksızın tam olarak genel işlem koşullarını düzenleyen tek ülke olan Almanya’da; yeni TBK. maddelerinden farklı olarak genel işlem koşulları ile ilgili maddelerin uygulanmayacağı sözleşmeler –örneğin şirketler hukukuna ilişkin sözleşmeler- ayrıntılı olarak 4 fıkra halinde ayrı bir maddede düzenlenmiş iken, yeni TBK’da hiçbir istisnaya yer verilmemiştir.

17 Genel İşlem Koşulları / Tanımı (1)
Yeni Yasada genel işlem koşulları “bir sözleşme yapılırken düzenleyenin çok sayıda benzer sözleşmede kullanmak amacıyla önceden tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir” şeklinde tanımlanmıştır. Eskiden sadece tüketici kredileri için genel işlem şartı denetimi söz konusu iken artık tacirlerle yapılan sözleşmeler için de genel işlem şartları denetimi getirilmiştir. Bankaların bankacılık işlemlerinde kullandıkları tüm sözleşmeler –kredi sözleşmeleri; teminat sözleşmeleri ipotekler vd maddedeki tanıma uygun genel işlem koşulu niteliğinde hükümler barındıran sözleşmelerdir. Yasanın 20/4. fıkrasında da ayrıca “sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın genel işlem koşulları ile ilgili hükümlerin uygulanacağı” belirtilmiştir.

18 Genel İşlem Koşulları / Tanımı (2)
Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz.

19 Genel İşlem Koşulları/Sözleşme Kapsamına Girme
Bu tür sözleşmelerde yer alan karşı tarafın menfaatine aykırı olan hususların sözleşmenin kapsamına girmesi ancak düzenleyenin bu koşulların varlığı hakkında karşı tarafa bilgi verip, karşı tarafa bu hükümlerin içeriğini öğrenme imkanı sağlamasıyla mümkündür. Bu nedenledir ki, kredi sözleşmelerinin önceden müşterilere teslimi ticari krediler için de zorunlu hale gelmiş bulunmaktadır.

20 Genel İşlem Koşulları/Sonuçları (I)
Sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa sözleşme koşulları hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamaması halinde, buna ilişkin matbu sözleşme hükümleri yazılmamış sayılır.(TBK m.21) Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan matbu sözleşme hükümleri yazılmamış sayılır. (TBK m.21/2) Matbu sözleşmelerde yer alan yoruma açık hükümler düzenleyenin aleyhine, karşı tarafın lehine yorumlanır. (TBK m.23)

21 Genel İşlem Koşulları/Sonuçları (II)
Genel işlem koşulu mahiyeti taşıyan sözleşmelerde yer alan, düzenleyen için sözleşme şartlarında tek taraflı olarak değişiklik yapma imkanı sağlayan hükümlerin yazılmamış sayılacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle, sözleşme şartlarında meydana gelecek olan değişikliklerin (örneğin faiz oranı değişikliği ya da para birimi değişikleri) önceden müşterinin bilgi ve onayına sunulması gerekmektedir. (TBK m.24) Karşı tarafın bilgisine önceden sunulmuş olsa dahi sözleşmede yer alan karşı taraf aleyhine olan ve dürüstlük kuralına aykırı bulunan hükümler geçersizdir. (TBK m.25) Bir sözleşmenin genel işlem koşulu taşıyan sözleşme olmayıp bireysel sözleşme olabilmesi için sözleşme maddelerinin karşı taraf ile müzakere edilmesi ve karşı tarafa sözleşme maddelerinde değişiklik yapma imkanı tanınması gerekir.

22 Alacaklının Haklarına Halefiyet
Borç kefil tarafından ödendiğinde, Kanun gereği, alacaklının haklarına halef olur. Bu nedenle teminatların kendisine devri ve onun muvafakati olmaksızın serbest bırakılmaması gerekmektedir. Aksi takdirde Bankanın sorumluluğu söz konusu olacaktır. Kefalet sözleşmesinin imzalanmasından sonra üçüncü kişiler tarafından aynı borç ile ilgili olarak verilen teminatların (örneğin ipoteklerin) kefile devri söz konusu değildir.(TBK m.596/2) Borcun ipotek veren üçüncü kişi tarafından ödenmesi halinde, ipotek veren üçüncü kişi yaptığı ödeme miktarınca alacaklının haklarına halef olur. (TBK m.127 ve MK m.884) Bu nedenle, kefil tarafından yapılan ödemelerde geçerli olan teminatların devri zorunluluğu bu durumda da geçerlidir.

23 Alacağın Devri (Temliki)
Aksi sözleşmeyle kararlaştırılmamışsa, alacağın devri (temliki) durumunda alacaklının borçlunun ödeme gücü olduğunu garanti etmiş sayılacağı kabul edilmiştir. (TBK m.191) Bu nedenle, düzenlenen alacağın devri (temliki) sözleşmelerinde mutlaka borçlunun ödeme gücünün garanti edilmediğine yer verilmelidir.

24 FAİZ Akdi faiz oranı ve temerrüt faiz oranı için sınırlandırma getirilmiştir. Buna göre, sözleşme ile kararlaştırılan akdi faiz oranı yasal faizinin %50 fazlasını (bugün için %13,5) temerrüt faizi de yasal faizin iki katını (bugün için %18) geçemeyecektir. (TBK m.88 ve 120) Bu kısıtlamanın ticari işlerde (örneğin bankaların taraf olduğu tüm sözleşmelerde) uygulanmayacağı, (TTK Md.8: Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.) genel olarak kabul edilmekle birlikte, konu ticari olmayan krediler için hukuken tartışmalı bulunmaktadır.

25 TBK / Kira Hükümleri (I)
Türk Borçlar Kanunu’nun 342.maddesi ile kira ilişkilerinde alınan depozitoların bankaya yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. (TBK m.342- “Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmeyle kiracıya güvence verme borcu getirilmişse, bu güvence üç aylık kira bedelini aşamaz. Güvence olarak para veya kıymetli evrak verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, kiraya verenin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatırır, kıymetli evrakı ise bir bankaya depo eder. Banka, güvenceleri ancak iki tarafın rızasıyla veya icra takibinin kesinleşmesiyle ya da kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak geri verebilir. Kiraya veren, kira sözleşmesinin sona ermesini izleyen üç ay içinde kiracıya karşı kira sözleşmesiyle ilgili bir dava açtığını veya icra ya da iflas yoluyla takibe giriştiğini bankaya yazılı olarak bildirmemişse banka, kiracının istemi üzerine güvenceyi geri vermekle yükümlüdür.”)

26 TBK /YÜRÜRLÜK ÖZEL DURUM
Kural olarak, eski Borçlar Kanunu döneminde yapılan işlemler hukuki geçerliliğini korumaktadır. Ancak eski kanun zamanında yapılmış olan hukuki işlemler için gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye durumlarına yeni kanun hükümleri uygulanacaktır. (Yürürlük Kanunu m.1) Ayrıca, yeni kanunun genel ahlaka ve kamu düzenine ilişkin hükümleri, gerçekleştirildikleri tarihlere bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanacaktır. Örneğin, eski sözleşmelerde yer alan kefilin kefaletten rücu hakkından vazgeçtiğine ilişkin sözleşme hükmü kendiliğinden geçersiz hale gelmiştir. (Yürürlük Kanunu m.2)

27 YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

28 Kanun Koyucunun Yeni Yasal Düzenlemedeki Hedefleri
Birinci hedef; “Türk işletmelerinin uluslararası ticaret piyasalarının, sürdürülebilir rekabet gücünü haiz güvenilir aktörleri olmaları” İkinci hedef;“Şeffaflıktır”. Üçüncü hedef; “Sürdürülebilir pay sahipleri demokrasisinin sağlanması, şirketlerdeki güç boşluğunu önleyecek tedbirlerin alınması.” Dördüncü hedef; “AB müktesebatı (acquis communautaire) ile uyum sağlanması” Beşinci hedef;“Türkiye’nin uluslararası toplumun kurallarına uyan ve onun dilini konuşan bir parçası haline gelmesi”

29 Ticari İşletme – Ticari Şirketler (1)
Taraflar arasında yapılacak adi yazılı sözleşmelerle ticari işletmenin devredilmesine olanak sağlanmıştır. (TTK m.11 - Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.”) Eskiden anonim şirketler en az beş, limited şirketler en az iki ortak ile kurulabilirler artık bir kişi ile anonim ya da limited şirket kurulması mümkün hale getirilmiştir. (TTK m.338 ve 573)

30 Ticari İşletme – Ticari Şirketler (2)
Tacirin işletmesiyle ilgili olarak düzenlediği ticari mektuplarda ve ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgelerde tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi ile tacir internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi ise (m.1524 “Bakanlar Kurulu tarafından denetime tabi olduğu açıklanan şirketler”) tescil edilen internet sitesinin adresi de gösterilir. Tüm bu bilgiler şirketin internet sitesinde de yayımlanır. Bu sitede ayrıca, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı, limited şirketlerde müdürlerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticilerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı yayımlanır. (TTK m.39/2)  Şirket ortakları, ortaklığa koymayı taahhüt etmesine rağmen henüz koymadığı sermaye için eskiden şirket alacaklılarına karşı da sorumlu iken artık sadece şirkete karşı sorumlu tutulmuştur. (TTK m.329/2)

31 Anonim Şirketler (1) -Sermayenin ¼ peşin geri kalanı 24 ay içerisinde ödenmesi kararlaştırılmıştır. (TTK m.344) -Eskiden anonim şirketlerde 3 yönetim kurulu üyesi bulunmak zorunda iken artık 1 kişilik yönetim kurulu da mümkün bulunmaktadır.(TTK m.359) -Yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olma şartı kaldırılmıştır. -Bizzat tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olması mümkün hale getirilmiştir. -En az 1 yönetim kurulu üyesinin TC vatandaşı olması ve Türkiye’de ikamet etme koşulu getirilmiştir.(TTK m.359) -Ana sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla, anonim şirketlerin bir iç yönerge çıkartarak yönetim yetkisini kısmen ya da tamamen bir ya da birkaç üyeye ya da üçüncü bir kişiye bırakması mümkün kabul edilmiştir.(TTK m.367)

32 Anonim Şirketler (2) -Kuruluş sermayesi TL.nin üzerinde olan halka açık olmayan anonim şirketler için de kayıtlı sermaye sistemine geçme olanağı sağlanmıştır.(TTK m.332) -Anonim şirketlerin finansal tablolarının denetlenmesi sistemi tamamen değişmiştir. Eski Türk Ticaret Kanunu’nda şirketin üç zorunlu organından biri olan ve uzmanlığı aranmayan denetçiler tarafından yapılan denetleme yerine, Yeni TTK’da bir bağımsız denetleme kuruluşunun veya yeminli mali müşavirin ya da serbest muhasebeci mali müşavirin yaptığı, finansal tablolar ile raporların sürekli denetimine ilişkin bir yapı kurulmuştur. (TTK m.397, 400) Sanayi ve Ticaret Bakanlığının temsilcisinin (hükumet komiserinin) genel kurulda bulunma zorunluluğu bazı istisnai haller (sermaye artırımı, birleşme gibi) dışında yeni TTK’da zorunlu olmaktan çıkarılmıştır. (TTK m.333).

33 Anonim Şirketler (3) Anonim şirketlerin kuruluş aşamasında şirketin kurulması için yasal zorunlulukların yerine getirildiğini teyit eden “işlem denetçisi raporu” düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. (TTK m.351) Yönetim kurulu toplantılarında karar alınabilmesi için, olumlu oyların kullanılan oyların çoğunluğunu oluşturması gerektiği, eğer oylar eşit olursa, o takdirde hakkında oylama yapılan konu gelecek toplantıya bırakılacağı, eğer ikinci toplantıda da eşitlik devam ederse, bu durumda, oylanan konudaki teklif reddedilmiş sayılacağı kabul edilmiştir. Ayrıca, yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen toplantıya katılamayacakları gibi vekil aracılığıyla da toplantılara katılamayacakları benimsenmiştir. (TTK m.390)

34 Limited Şirketler -Yeni limited şirket, TTK’daki düzenlemenin aksine şahıs şirketlerinin tipik örneği olan kollektif şirketten uzaklaştırılarak, neredeyse küçük ölçekli bir anonim şirkete benzer hale getirilmiştir. Limited şirket kurmak için TTK’da aranan asgari sermaye TL’dir. -Şirketin tasfiyesini istemeden de limited şirket hisselerinin haczi/rehin alınabilmesi mümkün hale getirilmiştir. (TTK m.133) -Eski Türk Ticaret Kanunu’na göre limited şirketlerde aksi ana sözleşmede belirtilmemiş ise tüm ortaklar müdür sıfatına sahip olmaktaydı. Yeni TTK’da bu sistem terk edilmiş ve şirket ana sözleşmesiyle bir ya da birden fazla müdür tayin edilmesi benimsenmiştir.(TTK m.576)

35 Ana Sözleşmedeki Faaliyet Konularıyla Bağlı Olmama
Eski TTK döneminde şirketin ana sözleşmelerinde yer alan faaliyet konuları dışında yaptığı işlemler mutlak olarak geçersiz iken yeni TTK’da bu tür işlemler kural olarak geçerli kabul edilmiştir. (TTK m.371/2) Bu kuralın tek istisnası, üçüncü kişinin şirketin faaliyet konusu dışına çıktığını bilmesi ya da halin icabı gereği bilmesi gerekmesidir. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir.

36 İflasın Ertelenmesi Yeni Düzenlemeler
Mevcut yasal düzenlemelere göre bir şirketin iflasın ertelenmesini talep edebilmesi için borca batık durumda olması ve bu borca batıklığı giderecek inanılır bir iyileştirme projesi ibraz etmesi gerekmektedir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile bu tür şirketlere yeni bir imkan daha getirilmiştir. Buna göre, borca batık durumdaki bir şirketin büyük alacaklılarının (borca batıklıktan kurtaracak derecede alacaklı olanların) diğer alacaklılardan sonra alacaklarını almaya razı olmaları halinde, şirketin iflasına karar verilmemesi mahkemeden talep edilebilecektir. (TTK m.376/3)

37 Şirketlere Kullandırılacak Kredilerde Önem Arzeden Hususlar (I)
Bir şirket hissesi satın alımını finanse etmek için kredi kullandırılıyorsa, hissesi satın alınacak şirketten teminat alınmamasına özen gösterilmelidir. Zira yeni Türk Ticaret Kanunu’nun maddesinde “Paylarının iktisap edilmesi amacıyla, şirketin başka bir kişiyle yaptığı, konusu avans, ödünç veya teminat verilmesi olan hukuki işlemler batıldır.“ düzenlemesine yer verilmiştir. Eskiden yönetim kurulu kararları aleyhine mahkemeye başvurulup başvurulamayacağı tartışmalı iken artık şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen yönetim kurulu kararlarının iptali için mahkemeye başvuru imkanı kabul edilmiştir. (TTK m.391)

38 Şirketlere Kullandırılacak Kredilerde Önem Arzeden Hususlar (II)
Anonim şirketin pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393 üncü maddede sayılan yakınları (alt ve üst soyu, eşi, üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları) şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir. (TTK m.395/2)

39 Şirketlere Kullandırılacak Kredilerde Önem Arzeden Hususlar (III)
Hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. (TTK m.202) Yavru şirketin ana şirket (hakim şirket) lehine kefalet, garanti, ipotek vermesi ile ilgili olarak muhtelif sınırlamalar getirilmiştir. Buna göre, yavru şirketin ana şirket (hakim şirket) lehine kefil olabilmesi ancak, hakim şirketin hakimiyetini kötüye kullanmadığı durumlarda mümkündür. Hakim durumun kötüye kullanılması halinde “denkleştirme sorunu” ortaya çıkacağından bu tür durumlarda ilgili Hukuk Biriminin görüşüne başvurulması uygun olacaktır. Buna mukabil, ana şirketin yavru şirket lehine kefalet, garanti, ipotek vermesinde herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.

40 E-İşlemler Tacirleri temerrüde düşürecek olan ihtarların kayıtlı elektronik posta yoluyla da yapılabileceği kabul edilmiştir. (TTK m.18) Yeni Kanun güvenli elektronik imzanın kullanılmasına imkân tanımakla birlikte, bazı durumlarda bunun kullanılmasını yasaklamıştır. Bunların başında; poliçe, bono, çek, makbuz senedi, varant ve kambiyo senetlerine benzeyen senetler gelmektedir. Kanun koyucu bu senetlerin güvenli elektronik imza ile düzenlenemeyeceği gibi bu senetlere ilişkin kabul, aval ve ciro gibi senet üzerinde gerçekleştirilen işlemlerin de güvenli elektronik imza ile yapılamayacağını hükme bağlamıştır.(TTK m.1504) Elektronik ortamda genel kurul ve yönetim kurulu yapma ve elektronik ortamda genel kurul ve yönetim kuruluna katılma imkanı sağlanmıştır. (TTK m.1527) Borsaya kote şirketler için elektronik genel kurul yapma zorunluluktur.


"YENİ TÜRK BORÇLAR KANUNU" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları