Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

 İslam dininin bütün hükümleri dört kaynaktan elde edilir.  Bunlar dinin asli delilleridir.  Bu kaynaklara “dört delil” anlamına gelen “edille-i erbaa”

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: " İslam dininin bütün hükümleri dört kaynaktan elde edilir.  Bunlar dinin asli delilleridir.  Bu kaynaklara “dört delil” anlamına gelen “edille-i erbaa”"— Sunum transkripti:

1  İslam dininin bütün hükümleri dört kaynaktan elde edilir.  Bunlar dinin asli delilleridir.  Bu kaynaklara “dört delil” anlamına gelen “edille-i erbaa” denir.  Edille, delil kelimesinin çoğuludur.  Erbaa, dört demektir.

2 Edille-i erbaa KitapSünnetİcmaKıyas

3 Kitaptan maksat, Kur’an-ı Kerim’dir. Allahu Teala tarafından indirilmiştir. Muhatabı insanlardır. Resulü Hz. Muhammed (sav)’e gönderilmiştir. Aslı Arapça’dır. Mushaflarda yazılmıştır. Bize tevatür yoluyla ulaşmıştır. Fatiha Suresi ile başlar. Nas Suresi ile biter.

4  Cebrail (as) vasıtasıyla inmiştir.  22 yıl 2 ay 22 günde nazil olmuştur.  Nazil olmak; inmek anlamındadır.  Hem inanç esaslarını içerir hem de insanlar arası münasebetleri düzenler.  "Biz Kitap'ı sana her şeyi beyân için indirdik" (Nahl 89)  "Kitapta hiçbir şeyi ihmal etmedik" (En’am 38)

5  Kur’an, Allah’ın indirdiği kitaptır.  Tektir, bir tanedir.  Mushaf, Kur’an’ın bir nüshasıdır.  Dünya üzerinde milyonlarcası vardır.  “Mushaf” kelimesi Arapça’da “İki kapak arasına alınmış sayfalar” anlamına gelir.  Mushaf kelimesi, Peygamberimiz zamanında zaten ezbere bilinen Kur’an’ın daha sonradan kitap haline getirilmesiyle birlikte kullanılmaya başlanmıştır.

6  Kur'an-ı Kerim ilk defa Hıra mağarasında inmeye başlamıştır.  Peygamberimiz oraya tefekkür ve ibadet için giderdi.  İlk ayet, Ramazan ayının Kadir gecesinde inmiştir. İlk inen ayetler: (Alak Suresi 1-5)  Yaratan Rabbinin adıyla oku.  O, insanı alak'tan (kan pıhtısı biçimindeki embriyodan) yarattı.  Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir.  Ki O, kalemle (yazı yazmayı) öğretendir.  İnsana bilmediğini O öğretti.

7 Peygamberimize ilk vahyin indiği dağın resmi

8 Peygamberimize ilk vahyin indiği mağara

9  Son ayet Veda Haccı sırasında nazil olmuştur.  Zilhicce ayının dokuzuncu günü inmiştir.  “Bugün sizin dininizi kemale erdirdim.  Üzerinizde olan nimetimi tamamladım ve  size din olarak İslam'ı verip ondan hoşnut oldum" (Maide 3) İbn Abbas (ra)'a göre en son inen ayet şudur:  “Allah'a döndürüleceğiniz, sonra da herkese hak ettiğinin eksiksiz verileceği ve kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı bir günden sakının.” (Bakara 281)

10  İlk inen ayetlerde ahiretle ilgili bilgiler daha çok yer alır.  İnsanlar İslam'a alıştıktan sonra helal ve harama dair ayetler inmeye başlamıştır.  Ayetlerin çoğu ya bir soru ya da bir olay üzerine inmiştir.  Buna “Esbab-ı nüzul” (iniş sebebi) denir.  Peygamberimiz inen ayetleri hemen vahiy katiplerine yazdırırdı.  Hangi ayetin nereye yazılacağını söylerdi.  Ayetlerin yazılacağı yerin ve surelerin sıralanışının vahye dayandığı kanaati hakimdir.

11 Kelime anlamı; sözlüğe baktığımızda karşımıza çıkan ilk anlamlardır. Terim anlamı ile ıstılahi anlam aynıdır. Aynı kelimenin, bir bilim, sanat, spor, ya da çeşitli meslek dallarıyla ilgili özel kavramları karşılayacak şekilde kullanılmasına terim anlamı (ıstılahi anlam) denir.

12  Kelime anlamı: “Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti”  İslami bir terim olarak anlamı:“Yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan ve her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeleri”  Kur’an da, bize kadar hepsi de birbirinden güvenilir büyüklerimiz tarafından tevatür yoluyla intikal etmiştir.

13 Peygamberimizin söz, fiil ve takrirleridir. Takrir; Peygamberimizin yapılan bir şeyi güzel bulup tasdik manasında sükut etmesidir. Sünnetin şer’i bir delil olduğu ayetlerle sabittir. Kur’an’dan sonra İslam’ın ikinci kaynağıdır.

14 "Bir kimse uyuyarak veya unutarak namazı geçirirse, hatırlayınca kılsın." hadisi sözlü sünnetin; "Ben namazı nasıl kılıyorsam siz de öyle kılın" hadisi fiili sünnetin; Su bulamadığı için teyemmümle namaz kılan bir sahabenin, namazdan sonra su bulduğu halde namazını iade etmemesi ve Hz. Peygamber'in onu tasvip etmesi de takrîrî sünnetin örneklerindendir.

15  "Peygamber size neyi verirse onu alın; size neyi yasaklarsa, ondan da uzak durun" (Haşr 7)  "Hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem kılıp; verdiğin hükme, içlerinde bir sıkıntı duymadan rıza ve teslimiyet göstermedikçe iman etmiş olmazlar" (Nisa 65)  ''Peygambere itaat eden Allah'a itaat etmiş olur'' (Nisa 80)  "Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Peygamber'e ve sizden emir sahibi olanlara (ulu'l-emr'e) itaat edin" (Nisa 59)  “Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur." (Ahzab 36)

16 Sünnet, Hz. Peygamber'in Rabbinden aldığı elçilik görevini tebliğ etmesidir. "Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et; eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun " (Maide 67) ALLAH PEYGAMBER İNSANLAR Vahiy Tebliğ

17  Kur'an'ı Kerîm Hz. Peygamber'in vahiyle konuştuğunu haber verir:  "O, kendiliğinden konuşmamaktadır.  Onun konuşması ancak indirilen bir vahiy iledir" (Necm 3-4)

18  Kur'an, Peygambere iman edilmesini açıkça emreder:  ''Allah'a ve okuyup yazması olmayan (ümmî) Peygamber'e iman edin; o Peygamber de Allah'a ve O'nun sözlerine iman etmiştir ve Ona itaat edin ki hidayete eresiniz'' (A'raf 158)

19  Sünnet Kur'an'ın müphem (net anlaşılmayan) ve mücmel (özet olarak anlatılmış, kısa ve öz) olan ayetlerini açıklar. (Namazın nasıl kılınacağı, zekatın nasıl verileceği gibi)  Kur’an’ın genel hükümlerini olay ve kişilere göre tahsis eder.  Nasih ve mensuhu bildirir.  Kur'an'da asılları sabit olan nasslara tamamlayıcı hükümler getirir.  Kur'an'da bulunmayan bir kısım hükümler koyar.

20  Nass’ın 2 anlamı vardır:  a) Ayet-i kerime ve hadis- şeriflere nass denir.  Çoğulu ‘nüsus’tur.  b) Fıkıh usulü ilminde manası açık olan ayet ve hadisler için kullanılır.

21 Nesh’in kelime anlamı; izale, bertaraf, iptal ve yok etme; kaldırılan şeyin yerine başka bir şeyin konması, kaldırma, hükümsüz kılma ve değiştirmedir. Istılahi anlamı ise; dini bir delil ile sabit şer'î bir hükmün daha sonra gelen yeni bir dini delille kaldırılması veya değiştirilmesidir. Kendinden önceki hükmü kaldıran delile "nasih", hükmü kaldırılan delile de "mensuh" denir.

22 Peygamberimizin ümmetinden olan müctehidlerin Peygamberimizin vefatından sonraki bir devirde Şer’i (dini) bir hüküm hakkında Fikir birliğine varmalarıdır. İcma; bir kelime olarak, ittifak ve görüş birliği anlamına gelir.

23  Müctehid olmayanların ittifakı, dini bir delil sayılmaz.  Müctehidlerin ittifakı, dinî bir meselenin hükmü üzerinde ilk görüş birliği meydana geldiği zaman aranır.  Daha sonra fikir değiştirmekle icma bozulmaz.  İcma için müctehidlerin bir mecliste toplanması şart değildir.  Bütün dünyadaki İslam alimleri bir meselede görüş birliği ederlerse icma oluşturulmuş olur.  Bir grup müctehidin ittifakı icma sayılmaz.

24 Dinî yönü bulunmayan konulardaki fikir birliği icma sayılmaz. Zaten İslam'da dini ilgilendirmeyen bir mesele olmaz. Dünyada meydana gelen her olayın dinî yönü vardır. İslam dini de her konuda hüküm koymuş her meseleye çözüm getirmiştir. Bu şartlar yerine gelince icma bir delil olur. Artık her müslümanın bu meselede o hükme uymaları gerekir.

25  "Kim kendisine hidayet belli olduktan sonra, Rasul'e karşı gelir, mü'minlerin yolundan başka bir yola uyarsa ona döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız" (Nisa 115)  "Müslümanların güzel gördüğü şey, Allah katında da güzeldir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned)  "Ümmetim dalalet üzerinde birleşmez" (İbn Mace)  Ayrıca; Hz. Ömer'den şöyle nakledilmiştir:  "Kim cennetin ortasında olmak yani oraya girmek istiyorsa, cemaatten ayrılmasın; çünkü şeytan boş kalan kimse ile beraber olup iki kişiden uzaktır" (İmam Şafii, er-Risale)

26 Sarih icma Sukuti icma Meselenin belli bir kısmı üzerinde görüş birliğine varmak

27 Ayet ve hadislerde hakkında hüküm bulunmayan dini bir meseleyi Ortak özelliklerinden dolayı Hakkında hüküm bulunan bir başka meseleyle karşılaştırmak ve Onun hükmünü buna da vermek demektir.

28 Bir kimsenin lehindeki ve aleyhindeki ameli hükümleri bilmesidir. Bir kimsenin ibadetler muameleler ve cezalara ait dini hükümleri ayrıntılı delilleriyle bilmesidir.

29 Bir müslümanın ergenliğe ulaştıktan sonra her gün kendisine lazım olan dini vazifelerdir. Ölünceye kadar her mü’mini yakından ilgilendiren konulardır. Dini açıdan birinci derecede önemli olan vazifeleri ele alır. Fıkıh ilminin bir koludur.

30 Dini hükümleri ayrıntılı delilleriyle beraber anlayıp çıkarmaya yetkisi olan İslam alimlerine fakih denir. Fukaha, fakih’in çoğuludur. Fakihler anlamına gelir.

31 Kelime anlamı: “Meşakkatli, külfetli ve zor bir işi yapmak için bütün gücünü sarf ederek gayret göstermek” Terim anlamı: “Kesin delillerle sabit olmayan İslami konuları, dini delillere uygun olarak aydınlatmak için bütün güç ve takatini sarf ederek çalışmak” Kur'an, hadis ve icma ile sabit olan şer'î delillerden hüküm çıkarmaktır. Kur’an, hadis ya da icma ile kesin hükme bağlanmış konularda ictihad yapılamaz.

32 Müctehidler, fukahanın en üst tabakasıdır. Dini hükümleri delillerinden çıkarma yetkisine ve ilmine sahiptirler. Bir müctehid, ictihada konu olan bir meselede kendi hükmüne göre amel eder. Müctehid olmayanlar ise başka bir müctehidin ictihadına uymakla mükelleftirler.

33 Müftü, fetva veren kimsedir. Müctehid olmayan müftüler, müctehidlerin söz ve fetvalarını naklederler. Fetva; bir meselenin İslami hukuk kurallarına göre çözümüdür. Fetva vermek ise; herhangi bir işlem veya eylemin İslam kurallarına uygun olup olmadığı hakkında konuya vakıf bir alimin açıklama yapmasıdır.

34 Sahabe döneminden beri İslam dünyasında yüzlerce müctehid yetişmiştir. Bazı müctehidlerin ictihadları fazla kabul görmemiş ve zaman içinde kaybolmuştur. İctihadları genel kabul görerek günümüze kadar ulaşan müctehidler mezhep imamı olarak adlandırılır ve ictihadları da kendi mezheplerini teşkil eder. Günümüzde müslümanlar tarafından benimsenen ve sünnet çizgisi üzere olan 4 büyük mezhep vardır.

35 Mezhepler Hanefi mezhebi İmam-ı Azam Ebu Hanife (80-150) Şafii mezhebi Muhammed b. İdris eş-Şafii (150-204) Maliki mezhebi Malik b. Enes (93- 179) Hanbeli mezhebi Muhammed b. Hanbel (164-241)

36 Günümüzde yaşayan müslümanların çoğunluğu bu 4 mezhepten birine mensuptur. Her müslüman, kendi mezhebinin ictihadlarına göre hayatını sürdürmelidir. Zaruret ve ihtiyaç durumunda diğer mezheplere göre amel edilebilir. Yalnız bu iş için ilim ve takvasına güvenilen bir alime müracaat edilmelidir.


" İslam dininin bütün hükümleri dört kaynaktan elde edilir.  Bunlar dinin asli delilleridir.  Bu kaynaklara “dört delil” anlamına gelen “edille-i erbaa”" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları