Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÇEVRE VE ORGANİK TARIM Öğr. Gör. Tuğba KAMAN.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÇEVRE VE ORGANİK TARIM Öğr. Gör. Tuğba KAMAN."— Sunum transkripti:

1 ÇEVRE VE ORGANİK TARIM Öğr. Gör. Tuğba KAMAN

2

3 ÇEVRE TANIMI

4

5 ÇEVRE Çevre; dünya üzerinde yaşamını sürdüren canlılarının hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Diğer bir deyişle Ekosistem olarak tanımlanabilir. Hava, su ve toprak bu çevrenin fiziksel unsurlarını, insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise biyolojik unsurlarını teşkil etmektedir.

6 Yaşam ve çevre birbirlerine bağlı iki önemli unsurdur
Yaşam ve çevre birbirlerine bağlı iki önemli unsurdur. Çevre ve canlı yaşamı birbirine bağlı, ayırt edilemez ve birinin eksikliğinde düşünülemeyecek iki kavramdır. 

7 Çevre niteliği bakımından Doğal Çevre , Yapay Çevre, Sosyo-ekonomik Çevre olarak üç bölümde incelenir. Doğal Çevre: Bu çevrenin oluşumunda insanın katkısı yoktur doğal etkenlerden oluşmuş çevredir. Canlı ve Cansız çevre olmak üzere iki alt bölümde incelenir.

8

9

10 Yapay çevre: İnsanoğlunun bilgi ve kültür birikimine dayanarak doğal çevresinde bulmuş olduğu yeraltı yerüstü zenginlikleri kullanarak yarattığı çevredir. Temel özelliğini bütünüyle insan elinden çıkmış olması oluşturur. Kentler, köyler, yollar , sanayi kuruluşları vb. yapay çevre örnekleridir.

11 Sosyo-ekonomik Çevre: bir bölgede bulunan insanların ekonomik sosyal ve politik sistemleri gereği yarattıkları ilişkilerin tümünden oluşur. Komşuluk ilişkileri, alış-veriş, eğitim-öğretim, çalışma koşulları, yöneten-yönetilen ilişkileri vb sosyo-ekonomik çevre örnekleridir.

12 EKOSİSTEM VE ÇEVRE Ekosistem Nedir?
Belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerinin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sistemlere ekosistem adı verilmektedir. Doğal çevre ekosistemdir. İnsan yaşamı ve doğal yaşam çeşitli dengeler üzerine kurulmuştur. İnsanın çevreyle oluşturduğu ilişki en büyük dengelerden biridir.

13 EKOSİSTEM

14 Ekosistemdeki madde ve enerji nakli organizmalar arasında görülen besin zinciri yoluyla olur. Besin zinciri ekosistemdeki canlılardan birinin diğerini besin olarak alması sonucu oluşan zincirleme bir olaydır. Ekosistemdeki enerjinin birincil kaynağı güneştir. Bazı canlılar doğal enerjiden faydalanarak ürettikleri maddeleri besin zinciri yoluyla diğer canlılara vermek suretiyle enerji akışını sağlarlar.

15 Bir ekosistemin dört temel bileşeni vardır.
1-Cansız varlıklar. (inorganik ve organik maddeler) 2-Primer üreticiler. (yeşil bitkiler - ototroflar) 3-Tüketiciler (bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyenler - hetotroflar) 4-Ayrıştıcılar (bakteri ve mantarlar - saprofitler)

16 Enerji akışı iki aşamada gerçekleşir.
- Birinci aşamada yeşil bitkiler güneş enerjisini fotosentez yoluyla kimyasal enerjiye çevirerek besinsel ürünlerde depolar, - ikinci aşamada ise hayvanlar bu bitkileri ve birbirlerini yiyerek gerekli enerjiyi sağlarlar. Yani otoburlar, yeşil bitkileri yiyerek organik maddeyi alır ve bir kısmını enerji şeklinde kullanır, bir kısmını depolar. Etçiller ise otoburları ve birbirlerini yiyerek bu depolanmış organik maddeyi enerji üretimi, büyüme, gelişme için kullanır.

17

18

19

20 Besin zincirinin son halkasını ayrıştırıcılar (parçalayıcılar) oluşturur. Bunlar canlı artıklarını (ceset, dışkı vb.) ayrıştırarak organik maddeleri, mineralleri tekrar toprağa iade eder. Bu minerallerde yeşil bitkiler tarafından kullanılır. Böylece tabiattaki madde döngüsü devam eder.

21 İnsan genellikle besin zincirinin son halkasıdır
İnsan genellikle besin zincirinin son halkasıdır. Herhangi bir basamaktaki bir değişim hayvan populasyonları arasındaki dengeyi bozar ve herhangi bir basamaktaki değişim onun üzerindeki veya onunla beslenen basamağı etkiler, değişimlere hatta açlıktan ölümlere sebep olur.

22 Örneğin; fareler ortadan kalktığında bununla beslenen yılan, tilki, çakal, yırtıcı kuşlar, baykuş gibi hayvanlar açlıktan ölür. Veya tersi bir durumda, ortamdaki yılan, tilki, çakal, yırtıcı kuşlar, baykuş gibi hayvanlar ortamdan kaldırılırsa köyler ve kentler fare istilasına uğrar. Fare ve sıçanların çoğalmasıyla tarladaki sebzeye, meyveye verilen zarar arttığı gibi, veba, kuduz, beyin zarı iltihaplanması, kolera gibi birçok hastalıkların yayılmasına sebep olur.

23 Kısacası zincirin bozulması, türlerden birinin azalmasına diğerinin çoğalmasına sebep olur. Bu dengenin bozulması ise besin ağının son halkası olan insanı her yönden olumsuz etkiler.

24 Yaşadığımız dünya üzerinde en fazla ekosistem dengesini bozan en etkili varlık insandır. İnsan nüfusu ve faaliyetleri arttıkça ekosistem dengesi bozulmaktadır. İnsanlar dışında bitkiler veya hayvanlarda ekosistem dengesini bozabilirler. Tarım bölgesinde kuş türlerinin aşırı çoğalması, hububat üretimini olumsuz etkiler. Yine kuş türlerinin aşırı oranda azalması da, kuşlarla beslenen zararlı böceklerin çoğalmasına yol açar.

25 ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ
Son yıllarda teknoloji ve sanayinin hızla gelişmesi, çevre sorunlarının da artmasına sebep olmuştur. Artan nüfusla birlikte devreye giren altyapılar, faaliyete geçtikleri günde bile yetersiz kalmaktadır. Bu plansız endüstrileşme ve sağlıksız kentleşme, nükleer denemeler, bölgesel savaşlar, verimi artırmak amacıyla tarımda kimyasal maddelerin bilinçsizce kullanılmasıyla birlikte, gerekli çevresel önlemler alınmadan ve arıtma tesisleri kurulmadan, geri dönüşüm alanları hazırlanmadan yoğun üretime geçen sanayi tesisleri veya sanayi bölgeleri çevre kirliliğini tehlikeli boyutlara çıkarmıştır..

26 Özellikle enerji alanında ihtiyaçı karşılamak için yapılan çalışmalara bağlı olarak sayıları artan nükleer enerji santralleri, nükleer silah üreten fabrikalar , radyoaktif madde artıkları kirlenme yaratan başlıca kaynaklar durumundadır. Radyoaktif atıklar, yaymış oldukları elektronla hava, su, toprak ve bitkilere zarar verir. Radyoaktif maddeye sahip (radyasyonlu) hayvansal ürünler (et, balık, süt, vb.) ve bitkiler, bu zararlı maddeyi besin zinciri ile insanlara ve diğer canlılara taşır. Bunun sonucunda bağışıklık mekanizması zayıflayarak hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

27 ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN SINIFLANDIRILMASI
Çevrenin temel unsurlarından olan doğa, kendine has fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklere sahiptir. Bu özelliler dikkate alındığında çevre kirliliği şu bölümlere ayrılır:

28 l. Fiziksel Kirlenme: Çevreyi meydana getiren toprak, su ve havanın fiziksel özelliklerinin tamamının veya bir kısmının insan, hayvan ve bitki sağlığını tehdit edecek, olumsuz yönde etkileyecek biçimde bozulması olayıdır. Üretimde bulunan çeşitli fabrikaların atıklarının akarsu ve göllere boşaltılması, doğal erozyon ile toprakların göl ve denizlere taşınması açık kahverenginden, kırmızı siyaha kadar değişen renk almasına neden olmaktadır. Bu olay suların fiziksel kirlenmesidir.

29 2. Kimyasal Kirlenme: Doğal çevreyi oluşturan toprak, su ve havanın kimyasal özelliklerinin canlıların hayati faaliyetlerini ve aktivitelerini olumsuz yönde etkileyecek biçimde bozulmasıdır. Örneğin; çeşitli fabrika katı ve sıvı atıklarının verimli tarım arazilerine veya akarsu ve nehirlere boşaltılması söz konusu tarım topraklarının, akarsu ve göllerinin zararlı ağır metallerle kirlenerek kimyasal kirlenmeye maruz kaldığım gösterir.

30 3. Biyolojik Kirlenme: Doğal ortamı oluşturan toprak, hava ve suyun çeşitli mikroorganizmalarla kirlenmesi ve dolayısıyla mikrobiyolojik yapının bozulması mikrobiyal kirlenmeyi, aynı ortamların mikroorganizmalarla kirlenmesi ise biyolojik kirlenmeyi tanımlar. Örneğin, tarım alanlarının kanalizasyon suyu ile sulanması veya kanalizasyon sularının akarsu, göl ve denizlere boşaltılması ile kanalizasyon sularında bulunan hastalık yapıcı mikroorganizmalar toprağa, suya ve atmosfere geçerek bu ortamların mikrobiyolojik kirlenmesine yol açar.

31 ÇEVRE KİRLİLİĞİ ÇEŞİTLERİ
Çevre kirliliği çeşitleri genel olarak; hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, gürültü kirliliği ve görüntü kirliliği olarak sınıflandırılır. Çevre kirlilikleri doğaya zarar vererek doğrudan veya dolaylı olarak doğada yaşamını sürdüren tüm canlıların zarar görmesine neden olmaktadır. Günümüzde görüntü kirliliği ve ışık kirliliği de çevre kirlilikleri olarak karşımıza çıkmakta, bu çevresel kirlilikler yine insanlar tarafından oluşturularak insanların ve diğer canlıların zarar görmesine neden olmaktadır. Çevrenin kirlenmesi, ekosistemin dengelerini bozarak iklimsel değişikliklere sebep olmaktadır.  

32 Hava Kirliliği Atmosferde toz, duman, gaz, koku ve saf olmayan su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi, “Hava Kirliliği” olarak nitelenmektedir. Kirletici maddelerin niteliğine göre, canlılara vereceği zarar şekil ve dereceleri de değişir. Hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler, kirlilik kaynağına göre (fabrika, termik santral, konutlar, taşıt araçları) çeşitlidir.   

33

34 Hava kirliliğindeki artışlar canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyerek özellikle insanlarda çeşitli akut sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Kirleticilere uzun süreli maruz kalınması sağlıkta kronik etkilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Hava kirliliğinin sağlık etkisi öksürük ve bronşitten, kalp hastalığı ve akciğer kanserine kadar değişmektedir. Kirliliğin olumsuz etkileri sağlıklı kişilerde bile gözlenmekle birlikte, bazı duyarlı gruplar daha kolay etkilenmekte ve daha ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır.

35 Su Kirliliği Su kirliliği, istenmeyen zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmalarını sağlayacak miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır. Konutlar, endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçları, tarımsal sanayi atık suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak sular ve toprak erozyonu gibi süreçler ve maddeler su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi doğrudan doğruya veya dolaylı olarak canlı ve cansız varlıklara zarar vermektedir.

36

37

38 Toprak Kirliliği: “Toprağın verim gücünü düşürecek, optimum toprak özelliklerini bozacak her türlü teknik ve ekolojik baskılar ve olaylar”, toprak kirliliği veya toprak kirlenmesi olarak nitelenir.Toprak kirlenmesi, hava ve suları kirleten maddeler tarafından meydana getirilir. Örneğin, kükürtdioksit oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından geçen yağmur damlacıkları asit yağışları halinde toprağa gelir. Toprak içine giren bu asitli sular ağaç köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğratır. Toprağın reaksiyonunu etkileyerek besin maddesi dengesini bozar, taban sularını içilmez hale getirir. Aynı şekilde çöp yığınlarından toprağa sızan sular, kirli sulama suları, gübre çözeltileri, radyoaktif maddeler, uçucu küller, toprağı kirleten madde ve kaynaklardır. Toprak kirliliğini önlemek için çok çeşitli teknik, ekolojik ve hukuksal önlemler alınır.

39 Toprak kirliliğinin önlenmesi amacıyla; arazi ve doğal kaynaklarla ilgili planlama, uygulama, değerlendirme, kontrol, izleme ve eşgüdüm mekanizmaları güçlendirilmeli; tarım ve orman arazilerinin amaç dışı kullanımı engellenmeli; ormanlaştırma, yeniden ormanlaştırma, erozyon kontrolü ve çayır/mera ıslahı için gerekli finansman sağlanmalıdır. Toprak kirliliğinin ulusal düzeyde tespiti için envanter çalışması oluşturulmalı, belirlenen alanların kayıt edilmesi, izlenmesi ve iyileştirme çalışmaları yapılması gerekmektedir.

40 Asit Yağmurları

41

42 Gürültü Kirliliği: İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen seslere genel olarak gürültü denir. Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede olup, Dünya Sağlık Örgütü'nce belirlenen ölçülerin üzerindedir. Kent gürültüsünü artıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz ve zamansız klakson çalmaları ve belediye hudutları içerisinde bulunan endüstri  bölgelerinden çıkan gürültüler gelmektedir. Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan bakım ve onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır. 

43

44 Görüntü Kirliliği: İnsanın görme alanına girdiğinde insan tabiatına hoş gelen, onu rahatsız etmeyen görüntülere güzel; insanı rahatsız eden, bir şekilde olumsuz etkileyen görüntülere de çirkin denilebilir. Bu tanıma uygun olarak  insanların doğal çevrede yapmış olduğu olumsuz değişikliklerle sağlıklı insanların görüntü alanlarının kişileri  rahatsız edici hale getirilmesine "görüntü kirliliği" denilmektedir. Gelişi güzel kurulmuş ve çevresel olarak hiç bir önlem almamış sanayiler aynı zamanda çevrede yaşayan ve o çevrede zorunlu olarak bulunmak zorunda kalan insanların yaşamlarında kötü görüntülerin oluşmasına neden olmaktadır. Nüfusun hızla artması ile birlikte plansız kentleşme sıklığı da artmaktadır.

45

46

47 Hayvan ve bitki türlerini tehlike altında bulunduran etmenler 1- Zararlı Kimyasal Maddeler
2-Yaşam Alanlarının Tahribi 3- Koleksiyon ve diğer amaçlı toplamalar 4- Yollar ve İnsan Tahripleri 5- Yanlış Yapılan Avlanmalar 6- Hava ve Su Kirlenmeleri

48 EKOSİSTEMLERİ TEHDİT EDEN UNSURLAR
  Yoğun ve Bölgesel Sanayileşme ve Şehirleşme   Sulak Alanların Kurutulması   Doğal Alanların özellikle Orman alanlarının tahribi   Orman Yangınları  Yaygın Olarak Böcek (Pestisit) ve yabani ot Öldürücü (herbisit) lerin Kontrolsuz ve Yoğun Kullanımı   Soğanlı ve Yumrulu Bitkilerin Bilinçsiz Toplanması ve Yurtdışına Kaçırılması Yoğun ve Bilinçsiz Avlanma

49

50 Pestisit adı verilen zararlı maddeler sadece toprağın yapısını bozmakla kalmıyor. Bu zararlı maddelerin yüzde 90'ı kullanıldıktan altı saat sonra havaya karışırak hava kirliliğine de neden oluyorlar. İlk kullanıldığında tarımda yeni bir reform ve mucize gibi görülmüştü. Ancak daha sonra tam bir felaket oldu.

51 Tarımda kullanılan pestisitler zincirleme bir felaketi de beraberinde getiriyor. Örneğin, azot ve gübrelemede bitki, ihtiyacı olan azotu aldıktan sonra geriye kalan, taban suyuna nitrat formunda karışıyor. Ürün hasat edildikten sonra nitrat nitrite dönüşerek, canlı bünyesinde nitrozaminlere dönüşüyor ve bu da kansere yol açıyor.

52 EKOLOJİK OLMAYAN ÜRÜNLERİN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK SORUNLARI
       Mide, kalın barsak ve pankreas kanseri         Lösemi       Erken doğum ve doğuştan bozukluklar         Emzirme süresinin kısalması        Saç dökülmesi ve deri sorunları         Mutasyon         Astım         Allerji Göz rahatsızlıkları

53 Hekzoklorobenzen yılları arasında Güneydoğuda hekzoklorobenzen ile ilaçlanmış tohumluk buğdayın ekmeğinin yenmesinden ile en az 5000 vatandaşımız etkilenmiştir. Karaciğer yetersizliği ve deride döküntülerle seyreden bu hastalığın adı porphyria cutanea tardadır. Türk porfiryası olarak da bilinmektedir. Halk arasındaki adı pembe yaradır. Bu ekmeği yiyen emzikli annelerin bebeklerinin hemen hemen hepsi (500 kadar) ölmüştür. Prof. Dr. Ayhan Çavdar’ın yaptığı araştırmalara göre birkaç nesil geçmesine rağmen bu bölgede yaşayan insanların vücut sıvılarında hala toksine rastlanmaktadır.

54 ÇEVRE HUKUKU Çevre sorunlarındaki artış aynı zamanda çevre ile ilgili tedbir alınması gerekliliğini de ortaya çıkarmış, çevresel değerlerin hukuki güvence altına alınması amacıyla çevreye ilişkin hükümler Anayasa, Kanun ve Yönetmeliklerde yer almaya başlamıştır. Küresel bir boyut kazanan çevre kirliliğinin önlenmesi, çevrenin korunması, iyileştirilmesi, doğal kaynaklarla ilgili koruma ve kullanım esaslarının belirlenmesine yönelik uluslararası antlaşmalar, çevre ile ilgili yargı kararları ve bu yargı kararları sonucu ortaya çıkan içtihatlar çevre hukuku ile ilgili gelişmelerdir.

55 Çevre sorunları tüm dünyayı etkilemekte ve bu nedenle uluslararası düzeyde çözüm yolları aranması gerekmektedir. Bu çalışmaların ilki 1913 yılında yapılan Bern Konferansıdır. Bu konferansı 1923 yılında Paris ve Londra’da yapılan konferanslar izlemiştir. Bundan sonra da birçok devletler arası toplantılar tertip edilmiştir.

56 Çevre kirliliğinin tespiti ile ilgi analiz veya ölçüm sonucu, fotoğraf, kamera görüntüsü, tutanak vb. deliller Savcılığa intikal ettirilmektedir. Cumhuriyet Savcısı yaptığı değerlendirme sonucu, kamu davası açılması istemli olarak dosyayı Sulh Ceza Mahkemeleri’ne göndermekte veya Kamu Adına Takibata Mahal Olmadığına karar vererek Müştekiye (ihbar edene) bilgi vermektedir. Kamu Adına Takibata Mahal Olmadığına Dair Karar ise genellikle Valilikler tarafından Ağır Ceza Mahkemeleri nezdinde temyiz edilmektedir.    Çevre Mevzuatı kapsamında Çevre ve Orman Bakanlığı' nın ilgili birimlerince gerçekleştirilen çevre denetimleri sonucunda uygunsuzluk tespit edilmesi halinde adli ve idari yaptırımlar uygulanmaktadır.

57

58 TEŞEKÜRLER


"ÇEVRE VE ORGANİK TARIM Öğr. Gör. Tuğba KAMAN." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları