Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM
2
Doğan büyüyen, üreyen ve ölen varlıklara verilen ad
Doğan büyüyen, üreyen ve ölen varlıklara verilen ad. Canlı varlıklar, cansız varlıklarla birlikte "tabiat" ı meydana getirirler. Canlı varlıkların doğmaları, büyümeleri, üremeleri, ölmeleri, yaşamanın yaşamaları da "hayat" dediğimiz olayın meydana gelmesini sağlar. Canlıların özellikleri : Canlıların belli biçimleri ve büyüklükleri, belli bir yaşama süreleri içinde doğum, yetişme, erginlik, ölüm gibi başlıca safhaları geçirirler. Bu safhalar boyunca da canlılar "yaşama olayı" denen beslenme, sindirim, özümleme, solunum, boşaltım, salgı, hareket, duyarlık üreme gibi faaliyetlerde bulunurlar. Canlıların yapısı : Bütün canlılar hücrelerden yapılmıştır. Canlıların hücreleri, şekil ve özellikçe birbirlerinden epeyce farklı olmakla beraber, pek az değişiklik gösterir. Bir tek hücreden yapılmış canlıların dışında (protozoalar, bir hücreli algiler ve bakteriler) diğer bütün canlılar, birçok hücrelerden yapılmıştır. Bir hücre, protoplazma denilen pelte kıvamında, saydam ve heterogen bir kütleden yapılmıştır. Protoplazmanın ortasında, ışığı daha fazla kıran, bu yüzden de daha parlak çekirdek "nucleus" adı verilir. Mikroskopla bakıldığında protoplazmada şu kısımlar ayırt edilir: Sıvı halde besin maddelerini yada boşaltım maddelerini taşıyan "Vaküoller" yedek maddeler, mitokondriler. Golgi cihazı, bitkilerde plastidler.
3
Çekirdeğin etrafında ve protoplazmanın etrafında birer zar bulunur
Çekirdeğin etrafında ve protoplazmanın etrafında birer zar bulunur. Çekirdeklerin içinde çoklukla çekirdekçik "nucleolus" denen küçük bir cisim vardır. Canlı maddenin, dolayısı ile hücrenin kimyasal analizi incelendiğinde; canlı ağırlığın %50 ile % 90 oranını suyun meydana getirmiş olduğu görülür. Bundan başka, canlı maddenin organik yapı elementlerinden olan hidrojen, oksijen, karbon, azot, kükürt, fosfor, brom, iyot, organizmanın başlıca organik bileşimlerini meydana getirir. Proteinler; şeker, nişaşta, yağlar , canlı maddenin esas yapı taşlarını meydana getirirler. Tek hücreli canlılar dışında kalan bütün canlılar, birçok hücreden yapılmıştır. Bu da, aynı işi gören bir çok hücrenin bir araya gelmesi sonucu "dokular" ın meydana gelmesiyle olmuştur. Dokular organları, sistemleri meydana getirmişler ve böylece çok hücreli canlı bir organizmanın meydana gelmesini sağlamışlardır. Canlıların bölümü : Canlılar başlıca iki bölüme ayrılır : Bitkiler ve hayvanlar. Her iki varlık da canlılar arasında yer almakla beraber, bunların birbirlerine benzeyen tarafları kadar, benzemeyen tarafları da vardır. Çoklukla hayvanların bitkilerden ayrılmasına sebep olan genel karakterler arasında hayvanların hareket etmeleri, bitkilere göre daha karışık yapıda olmaları, besinlerini ayrı yollardan elde etmeleri, hücre yapısı ve çalışması arasında farklar olmaları yer alır.
4
'İnsan alet yapan, kullanan bir hayvandır '' şeklinde özetlenebilecek karşıt öyküye göre ise; ilkel insan düşünemiyor, konuşamıyor, yazamıyor ve dik değil, dört ayakları üzerine yürüyordu. İnsan diğer canlı ve cansız varlıklar gibi tanrının eseri değil, doğanın bir ürünüydü. Varoluşun ne başı ne de sonu vardı. İlk canlılar ise bakterilerdi. Diğer bir söylemle bugün gördüğümüz tüm canlı türlerinin ataları bu bakterilerdi. Mikrop canlı ve cansız varlık kesitinde yer alıyordu. Tüm canlı ve cansız varlıklar evrensel yapının içinde yer alan maddenin değişik hareket biçimlerinin örgütlenmesinden ve geçici kararlılık hallerinden ibaretti. Temel ve tek gerçek hareketti. Zaman,madde ve hareket özünde bir ve tekti. Bir ve tek'in farklı ifade şekilleriydi.Doğanın ürünü olan insan, evrimsel süreç içinde dik yürümeye, düşünmeye, konuşmaya, yazmaya ve yargılarda bulunmaya başlamıştı.İlk insan söylendiği gibi doğuştan düşünen bir varlık değildi, içgüdüleri ile hareket eden sıradan bir canlıydı.
7
İnsan düşüncesi toplumların tarihsel tecrübelerinin, türlerin deneyimlerinin bir ürünüydü ve toplumsal yapıyla sınırlıydı. Bu savı bir cümleyle özetleyecek olursak ''İnsanların varlığını belirleyen şey bilinçleri değil, tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıydı.'' İnsan, neden var oldu sorusu, Tanrının neden var olduğuyla eş anlamlıydı. Bu nedenle, bu soruyu kendine soran Mansur ''Tanrı Benim'' diyordu. Aslında canlı veya cansız aynı, bir ve tekti. Aradaki kesit ne keskindi ne de belli belirsiz, ince... Düşünmenin biz insanları hayvanlardan ayrın, farklı kılan yönlerden biri olduğu kuşkusuzdur. O halde insan nasıl oldu da düşünmeye başladı. Birinci klasik öyküye göre gerçekten insan doğuştan düşünüp konuşabiliyor muydu? Dik mi yürüyordu yoksa dörtnala mı gidiyordu? Yoksa, diğer karşıt öyküye göre atası bakteri olan,canlı türlerinden biri olarak tarihsel süreç içinde evrimselleşerek mi dik başlı olup, düşünce yetisini elde etti?
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.